YALÇIN, Emruhan, Heybeliada Ruhban Okulu Yeniden Açilabilir mi? CTAD, Yil 9, Sayi 17 (Bahar2013), s. 105-134.
Ortodokslar arasinda teolojik konular, kurallar ve ibadet sekli açisindan birlik saglamak amaciyla 1 Ekim 1844'te Patrikhaneye bagli olarak hizmete açilan Heybeliada Ruhban Okulu, Osmanli împaratorlugu ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde Fener Rum Patrikhanesinin, diger bagli metropolitlikler ve kiliselerin din adami ihtiyaani karsilamistir.
1971 yilinda özel universi teiere "devlet denetiminde olma" saruni getiren Anayasa Mahkemesinin karanna uymak istemeyen Patrikhane, Heybeliada Ruhban Okulu'nun Teoloji Bölümünü kapatmayi tercih ederek, 1971-1972 ögretim yilindan iübaren Heybeliada Özel Rum Erkek lisesi olarak faaliyetlerini sürdürmüstür. Devlet, düzenleyici kurum olma vasfindan hareketle egitim ögretim faaliyederinin devlet gözetiminde ve denetiminde yapilmasina karar vermistir. Devlet denetiminin Patrikhane tarafindan kabul edilmemesi nedeniyle, Heybeliada Ruhban Okulu simdiye kadar acilamamisür. Patrikhane aslinda, kendisine has bir ayncalik talep ederek okulun kendi denetiminde, yabanci ögrenci ve ögretmen kabul edecek sekilde yeniden açilmasini istemektedir. Patrikhanenin Ekümeniklik iddialanyla da örtüsen bu istek, Türkiye Cumhuriyeti yasalanna oldugu gibi Lozan Andasmasi'nin ruhuna ve uluslararasi diger sözlesmelere aykin bir imtiyaz talebi niteligindedir.
Türkiye, Ruhban Okulu konusunda laiklik, esitlik ve Lozan'da belirtilen "karsiliklilik" ilkesi ve T.C. kanunlan çerçevesinde hareket etmektedir. Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açilmasi meselesi, Patrikhanenin girisimleri nedeniyle Türkiye'nin iç meselesi olmaktan çikarak uluslararasi alanda tarüsilmaya baslanmis ve Türkiye üzerine çok boyudu baskilara dönüsmüstür. Özellikle Türkiye'nin AB'ye giris sürecinde, AB kriterleri olarak dayanlan Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasina müsaade edilmesi durumunda, diger dinî okullann açilmasina da örnek teskil edecegi, bu durumun laik Türkiye açisindan sonradan cözülemeyecek birçok sorunu beraberinde getirecegi muhakkaktir. Bu nedenle; çoziim arayislannda tarihî gerçelderin göz ardi edilmemesi gerekmektedir.
AnahtarKelimekr: Patrikhane, Heybeliada, Ekümenik, AB, ABD, Yunanistan.
YALÇIN, Emruhan, Can The Holy Theological School of Halki be Reopened? CTAD, Year 9, Issue 17 (Spring 2013), p. 105-134.
The Holy Theological School of Halki, established on October 1, 1844, in order to promote unity among the Orthodox population on theological issues, regulations and practices of the creed had been constructed as a facility of the Greek Patriarchate of the Phanar and served for training and instructing clergy to the affiliated metropolitans and churches.
The restrictive clause amended by the Supreme Court on 1971 stating all private universities to be "monitored and controlled by the State" was disavowed by the Patriarchate and it preferred to close down the Department of Theology. As of 1971-1972 academic year, it began to operate as Private High School of Halki for Boys. The state, characteristically as a regulative institution, devised to monitor and control the educational activities. As the clause amended the state control over schools was not accepted by the Patriarchate, the Holy Theological School of Halki has not been resumed hitherto. Patriarchate, exclusively for the Theological School, demands a sui generis privilege through performing self-determination of the intramural activities and enrolling international students, instructors and scholars to the Theological School. Such demands complying with the ecumenical allegations of the Patriarchate, has an contradicting nature to the essence of Lausanne Treaty and other international conventions as well as Turkish codes of law.
On issues concerning the Theological School of Halki, Turkey has been acting within the framework of secularism, equality and the principle of "reciprocity" as stated in Lausanne Treaty and Turkish Republic Codes of Law. The issue of re-opening Theological School as an international case rather than a domestic one, with the initiative of the Patriarchate resulted as multi-dimensional pressure on Turkey, and instigated an international debate generating a matter well beyond the domestic affair of the state. For its particulars, on the brink of accession to the European Union, any attempt to re-open the Theological School could set an example leading to resume other religious schools, will provoke many issues within Turkey and most likely be difficult for the secular statehood to tackle with. Therefore, historical facts should not be neglected while looking for possible solutions.
Keywords: Patriarchate, Halki, Ecumenical, EU, USA Greece.
Giri§
Osmanli Imparatorlugu çesitli din, mezhep ve irklara mensup topluluklan bünyesinde toplayan çok milletli bir yapiya sahiptir. Imparatorlugun toplumsal, siyasal ve yönetsel yapisi irk esasina degil, inanç temeline göre örgütlenmistir. Yönetimde hâkim unsur oían Türkler nüñisun ücte birini, gerì kalanini ise Rumiar, Ermeniler, Yahudiler, Romenler, Slavlar ve Araplar olusturmaktadir. "Millet Sistemi" anlayisi ile olusturulan idari ve hukuki statu ile her dinî grubun en yüksek rütbeli din adamlarindan biri, kendi cemaatleri tarafindan o grubun lideri seçilmis ve kendi toplulugunu dÜ2enlemek ve yönetmekle görevlendirilmistir. "Millet Sistemi" bir Ö2erk cemaat yapilanmasinin siyasi birlik altinda olusturdugu mo2aigin adidir. Ortodoks Rum toplumunun lideri olarak da Istanbul Ortodoks Kilisesi Papa2i (Patrik) seçilmis ve Rum tebaayi yönetmede kendisine vergi toplama, evlendirme, defin, dogum, temsil etme gibi ba2i imtiya2lar verümisti. 1 Osmanli Imparatorlugu'nun güclü oldugu dönemlerde bu imtiya2 belirlenen çi2giden sapilmadan, Babiâli ile iyi iliskiler içerisinde kullanilmisür. Istanbul Ortodoks Kilisesinin (Patrikhane) ve kendisine bagli diger kiliselerin din adami ihtiyacini karsilamak amaciyla, Sultan Abdülmecid'in iradesiyle Heybeliada'da bir Ruhban Okulu (HRO) acümasina karar verilmistir.2
Heybeliada Ruhban Okulu'nun Açilmasi
HRO, 809 yilinda Heybeliada Ümit Tepesi Ü2erinde, 16.936 metrekarelik bir alanda Despodar Manastm için ruhban yetistirmek amaciyla kurulmustur. Okul, 1772 yilinda kesis Samuel Kulos tarafindan tamir edilerek yeniden hi2mete açilmistir.3 Patrikhanenin internet sitesinde, manastinn 9. yy.da ilk defa Istanbul Patrigi A212 Fatios tarafindan kuruldugu belirtilmektedir.4 1821 yilinda manastir ve okul yanmistir. Yeniden yapüan bu okul, Tan2imat-i Hayriye'nin lsiginda, bes yil sonra Ortodokslar arasinda teolojik konular, kurallar ve ibadet sekli açisindan birlik saglamak, Ortodoks inanç dünyasina din adami yetistirmek amaciyla, Heybeliada'da 01 Ekim 1844 tarihinde Patrik Germanos 2amaninda Patrikhaneye bagli olarak ögretime açilmisûr. Okul müdürü metropolitler arasindan atanmis, ayni 2amanda Aya Triada Manastin'nin sorumlulugunu da üstlenmistir. Ögrencilerin büyük bir kismi Patrikhanenin yetki alanindaki bölgelerden gelmistir. Okulda patrikler ve Rum cemiyetinin bagislanyla kurulan 2engin bir kütüphane olusturulmus, egitim için ba2i kitaplar da Patrikhane Kütüphanesi'nden getirümistir. Bugün kirk bini bulan kitaplarin bin cildi el ya2masidir.5 1894 yilinda Istanbul'daki depremde okul yikilmis ve bugünkü haliyle (yapimcisinin isminin bas harfi olan Yunanca "pi" harfi seklinde) yeniden yapilmisür. Bu manastir-okulun egitim çalismalan hakkinda günümÜ2e ulasan önemü bir bilgi yoktur. Ada kaynaklannda Aya Triada Manastm olarak geçmektedir.6 Ruhban Mektebi Maliki, Aya Triada Manastiri 13 Ekim 1954 tarih ve 31/2970 sayili Vakiflar Genel Müdürlügü ya2isi ile "Tarihî Eser" sayilmistir.7
8 Mayis 1918'de Bahriye Nazirligi tarafindan okula el konulmus, Bahriye Okulu namzet siniflan buraya yerlestirilmis, Papaz Okulu ögrencileri de Aya Yorgi Manastirina tasinmisür. 30 Ekim 1918'de Mondros Mütarekesinin imzalanmasindan sonra Bahriye ögrencileri Papaz Okulu'ndan çikanlmis, 5 Aralik 1918'de 750 Alman askeri yerlestirilmistir. istanbul'daki Isgal kuwetlerine bagli Fransiz subaylan tarafindan, 24 Ocak 1920'de okulda 250500 kadar Rus goçmeni iskân edilmistir.8 1919 yilina kadar okul 4 yil lise ve 3 yd yüksek teoloji egitimi veriyor iken, bu yilda "Akademi" statüsüne geçilmis, 1923'ten sonra da yeniden uç yil orta, dort yil yüksek teoloji egitimine dönülmüstür.
1936 yilinda Heybeliada'da bulunan Deniz Harp Okulu'nun ihtiyaci için Ruhban Okulu ve Cam Manastm arazilerinden bir kismi idari tasarrufla istimlâk edilmek istenmistir. Uzun süren mahkeme durusmalan ve Yunanistan'in degisik sekillerde araya girmesi nedeniyle, mésele ancak 1952 yilinda cözümlenebilmistir. 1939 yilinda, savas ve casusluk faaliyederi gerekçe gösterilerek yabanci ögrenci alimi yasaklanmistir.
Spini Aristokles Athenagoras, 1948 yilinda Patrik olarak Türkiye'ye geldigi zaman, istanbul'daki Erkek Rum Liselerinde o tarihlerde 2.500 civannda ögrenci bulunmasina karsin, Heybeliada Ruhban Okulu'nda ders gören sadece 16 ögrenci vardi. Rum aileler çocuklanni papaz okullanna göndermek istemezlerdi. Içlerinden binde bin bile bu ögrenime ilgi duymaz olmustu.9 Athenagoras, Istiklal Savasi sirasinda Istanbul'da bulunarak, "Kuvayi Milliye" aleyhine çalisan Elen Cemiyeti "Mavri Mira"mn aktif üyeligini yapmis, savas Türkiye'nin zaferi ile sonuçlaninca Amerika 'ya gitmistir.10
Kendisi için Ankara Palas'ta tertiplenen bir ögle yemeginde konusan Athenagoras; "Istanbul disinda genis ara%i sahibi olmak ve Patrikhaneye exteritoryal haklar (Türk kanunlan distnL· Papahk gibi) saglamak gereklidir. Aynca, Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nun Ortodoks Üniversitesi haline getirilmesi ve Istanbul' un Ortodoks dünyasinin merkest ' yapilmasini isüyorum'^ seklinde konusmustur.
1950 seçimleri yaklasirken ve o yillarda istanbul'da 100 bine yakin Rum yasiyor iken, 100 bin kisilik oy yabana atüacak gibi degildi. Bu avantají bilen patrik Athenagoras Demokrat Parti ileri gelenleri ile konusarak Rum oylanna karsilik Heybeliada Papaz Mektebinin yüksekokul haline getirümesinin sözünü almis ve Demokrat Parti iktidara geldikten sonra da verilen sÖ2 yerine getirilmistir.12
Tamamen dönemin dis siyasi gelismeleri, milleder arasi guç dengeleri çerçevesinde ön plana çikan Fener Rum Patrigi Athenagoras, Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili önemli atilimlara baslamisür. Bu dönemde Milli Egitim Bakanligi'nin 8 Aralik 1950 giin ve 9127/7 ve 2601 sayili emirleri ile Ruhban Okulu yiiksekokul haline getirilmis ve "yabanci ögrenci alabilecegi" karara baglanmistir. Bakanligin Talim ve Terbiye Dairesinin 25 Eylül 1951 tarihli ve 151 sayili karan ile de "yüksekokula daha çok sayida yabanci ögrenci alinabilecegi" Istanbul Valiligine bildirilmistir. 13 Yunan basinina göre Athenagoras'in en büyük basansi manen ve maddeten cöken Heybeliada Ruhban Okulu'nu kurtarmasi ve Türk Hukûmeti'ne bu okulu "Yüksek Din Okulu ve Fakültesi" olarak kabul ettirmesidir.14
Bu kararlardan sonra, Athenagoras, Turk Hukûmeti'ne basvurarak, Yunan uyruklu ögrencilere Türkiye'de oturma Ì2ni almistir. Ancak, bu Ì2Ìn, "ögrencilik bitene kadar" kaydi konuldugundan kisididir. Patrik bunun da çaresini bularak okuldan mezun olan ögrencileri Patrikhanede stajyer adi altinda görevlendirmistir.15
Selanik'te yayimlanan "Mekadonia" adii gazetede 1 Mart 1952'de Yunan Kral ve Kr^liçesinin Türkiye'ye gelisi nedeniyle baslatilan seri yazida Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili su bilgiler yer almaktadir:
"Heybeliada'daki Ruhban Okulu'nda ü<i katli, jü% odali binada 20 ögretmen ile birlikte 12 memur görevdedir. Ogretim iki kisimL· yapihr. Birinci hsim tic sinifli lise, diger hsim ¿se 6 sinifk Ilóhiyat §ubesidir. llâhiyat §ubesinde liseyi bitirenkr okurhr. Burasi yamas yamas butuin Jhristyabkgin buuyuk bir unversititesi halime galecktir. Bu okul diger cakflar gibi camatler gbak degim dograudan doraya Paltrichaey bahder ve bes kesilike bir misyon taradinan yantelmektedir.
1950 yüi sonlanna kadar T.C. uyruklulann devam ettigi okul, o tarihten sonra yabancilann da egitim gördükleri bir müessese haline gelmis ve okulun amacindan aynlip Patrikhanenin Ekümenikliginin tahakkukuna yardimci elemanlar yetistiren bir müessese haline getirilmis oldugu görülmektedir. Gelecek yillarda da buraya kaydedilecek yabanci uyruklu ögrenci sayisinin T.C. vatandasi ögrenci sayisini geçmemesi için, ögrencilerin vÌ2e taleplerinin Ì2ne tabi tutulmasinin uygun olacagi kararlastirilmis, 18 bu uygulama Baspiskopos Makarios'un Kibns'taki faaliyederi ve enosis çabalannin artmasi nedeniyle 1964 yilinda tamamen yasaklanmistir.19 Türk Hukûmeti, bunun disinda Patrikhanenin imro2 ve Bo2caada Rum okullanni Milli Egitim Bakanligi mev2uati disina çikartarak, dogrudan dogruya kendi yönetimi altina almasi konusundaki gelismeleri de yakindan Ì2leyerek eski hukuki durumu gündeme getirmis ve 16 Temmu2 1964'te bu iki adadaki Rum okullarinin Milli Egitim Bakanligi emrinde Türkce dinî egitim yapmalanni öngören kanun maddesini tekrar yürürlüge koymustur. Yunanistan konuyu UNESCO'ya götürmüs ancak Türkiye bunun bir iç sorun oldugunu söylemistir.
Patrik Athenegoras, Rum okullann müfredatina ve idaresine müdahale ederek; Istanbul'da bulunan bütün Rum Okullannda sinsi bir program takip edilmesini, burada yetistirilen ögrencilere Türklerden nefret etmelerini ve bir gün istanbul'un kendilerinin olacagi fikirlerini asilamaya çalismistir.20 Zagrofyan Rum Lisesinde Rumca basümis olarak ele geçirilen bir beyannamede ögrencilere söyle seslenilmektedir: "...Bulundugunu^prtlar si%i birçok mücküllerle karpla§tirabilir; fakat ecdadimi^in bi%e vermiß oldugu terbiye ve fikir ruhUnmi^da daima yaçamaktadir. Elen Milletlerinin kaninda bu fikir daima cevelân etmektedir. Zorluklan yenecek, hedeflerini^e ulaçacaksini^. Si^e muvaffakiyetler dilenm. Ceddinini^n si%e vasiyetlerini unutmayin..." Ayni sekilde Rum vatandaslanna her firsatta, "Rumlugunu^u koruyun, dinini^e bagli kahrT gibi sÖ2lerle sürekli telkinlerde bulunmustur.21
Okul iki sinifla tedrisata baslamis, 1852 ydina kadar yalniz lise mezunlan kabul eddirken, bu seneden itibaren ögretim yedi yda çikarddigindan liseyi bitirmemis olanlar da alinmistir. 1853'de Tûrkçe dersi konmustur. Cesidi ülkelerden gelen ögrencderin çogu Yunanca bdmedigi için dersler Ibranice, Arapça hatta Ermenice okutulmustur. 1847'de Bulgar kürsüsü kurulmustur. Slavca egitimi 1855 Kirim Savasi'na kadar sùrmùstûr. 1873 ydindan 1885 ydina kadar okul sekiz sinifa çikardmis, 1 855 ydinda ise sekizinci sinif lagyedilmis ve sekizinci siniflarla yedinci siniflar ayni zamanda mezun olmuslardir.23
Bir ilahiyat Fakültesi haline getirilmesi için Patrik Athenagoras tarafindan büyük gayreder sarf edden Heybeliada Ruhban Okulu, 1844'ten itibaren "Yunanldik" emederine hizmet eden bir egitim kurumu gibi faaliyet göstermis ve mezunlarina ifrat derecesinde "Helenlik Ruhu" asdamistir. Makarios da dâhd, buradan mezun olan birçok papaz, Osmanli Imparatorlugu içinde Yunan bagimsizligi, Yunanistan topraklannin büyütülmesi ve "Megali Idea" için çalismis ve çarpismislardir.24
Heybeliada Ruhban Okulu, 127 yd içinde 930 mezun vermis, bunlardan 343 'ü Piskoposluga, 12'si de Patriklik makamina yiikselmistir. 930 mezunun sadece 38'i Rum asdli Turk vatandasidir.25 Kibns'i adim adim Rumlastiran, Türklerin kiyimina sebep olan Makarios ile terör örgüt liderleri gibi çalisan Trabzon Metropoliti Hrisantos, Samsun Metropoliti Germanos, Izmir Metropoliti Hrisostomos, Edirne Metropoliti Palikaryos, Doroteos, Yakovas ve Bartholomeos bu okuldan mezun olmuslardir. 26 Istiklal Harbi ydlannda, Yunanistan'in Anadolu'yu içgali sirasinda okul, önemli bir terör merkezi haline gelmistir.27
Heybeliada Ruhban Okulu'nun Kapatilmasi
Ö2el bir yüksekokulca verilen diplomalann iptali konusunda, dönemin Milli Egitim Bakanligi'nin "Ö2el Ögretim Kurumlari"ni dÜ2enleyen 8.6.1965 günlü ve 625 sayüi "Ö2el Ögretim Kurumlan Kanunu"nun ba2i maddelerinin iptali hakkinda açilan davada ileri sürülen Anayasaya aykinlik iddiasi ciddi görülerek, Danistay Dava Daireleri Kurulu, Anayasa Mahkemesi'ne 1969-39 esas sayisi ile basvurmustur. Anayasa Mahkemesi, 12 Ocak 1971 tarihli karan ile ilgili kanunun 1, 14, 8/2, 8/3, 8/4, 48. maddelerinin iptali ile birlikte, yüksekögretim kurumlannin sadece devlet tarafindan acüip isletilebilecegi hakkinda emredici karan almistir. Bu karardan sonra, mevcut Ö2el yüksekögretim kurumlan ya faaliyederine son vermis, ya da bir devlet üniversitesinin bünyesine girmislerdir. Heybeliada Ruhban Okulu da Ö2el yüksekokul statüsünde degerlendirilerek, okulun varligini sürdürebilmesinin ancak, Türk üniversitelerinden birisinin ilâhiyat Fakültesine baglanarak mümkün olabilecegi belirtilmistir. Bu konuda Türk Hükümeti ile Patrikhane ve okul yöneticileriyle görüsmeler yapümis ancak uygun bir formül bulunamamisûr.
Daha sonra Ö2el üniversitelerin "devlet denetiminde olma" sarti ile açilmalanna Í2Ín verilmesine ragmen Patrikhane bu sartlan kabul etmedigi, devlet denetimine yanasmadigi, Türk üniversitelerine baglanmak istemedigi için Heybeliada Ruhban Okulu'nun Teoloji Bölümü kendileri tarafindan kapatilmistir. Okul, 1971-1972 ögretim yilindan itibaren Heybeliada Ö2el Rum Erkek Lisesi olarak faaliyederini sürdürmüstür.28
Anayasa Mahkemesinin verdigi karann "Sonuç" bölümü söyledir:
1-8.6.1965 günlü, 625 sayili Ö2el Ögretim Kurumlan Kanunu'nun 1. Maddesinin Ö2el yüksek okullar bakimindan Anayasaya aykin oldugunu ve bu yönden iptaline, karsi oylanyla ve oy çoklugu ile,
2-Ayni kanunun 1 4. maddesinin Anayasa'ya aykin olduguna ve iptaline, karsi oylanyla ve oy çoklugu ile,
3-a)Ayni kanunun 8. maddesinin Ö2el yüksekokullara iliskin 2, 3 ve 4. fikralarinin,
b)48. maddenin yüksekögrenim veren okullara iliskin hükmünün, 44 sayili kanunun 28/2 maddesi uyannca iptallerine oy birligi ile 12.1.1971 gününde karar verildi.29
Patrik Athenegoras, egitim ve ögretim faaliyederinin en önemli odak noktasini olusturan Heybeliada Ruhban Okulu'nun kapatilmasi karsisinda ilgili makamlar ne2dinde sürekli girisimlerde bulunarak bütün idari yollan denemistir. 1 Temmuz 1971 'de dönemin Basbakani Nihat Erim'e gerekçeli bir basvuruda bulunmustur. 10 Çubat 1972'de Ankara Üniversitesi Hukuk Prof. Hicri Fisek ve 17 Kasim 1972'de Ankara Üniversitesi Hukuk Prof. Ömer Ilhan Akipek tarafindan konu ile ilgili olarak Milli Egitim Bakanligi (MEB) aleyhine ha2irlanan dava dosyalan Danistaya gonderilmis fakat bir sonuç alinamamistir.
Isin gerçegi, Heybeliada Ruhban Okulu, icra etmis oldugu egitim ve ögretim metodu ve isleyisi itibanyla bir yüksekokul görünümündedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi karan kapsamina girmektedir. Nitekim 25 Eylül 1951 tarih ve 151 sayili okul yönetmeliginin 1. Maddesi: "Okulun amaci rahiplik meslegine girecek olanlan yetistirmektir." III. Maddesi: "Okul üc sinifli lise ile dort sinifli Teoloji ihtisas Bölümünden tesekkül eder" (Burada verilen bugi yukanda tabloda verilen bugi ile uyusmuyor). 54. Maddesi: "Lise me2unlanndan rahiplik meslegine intibak edecekler alinir." 55. Maddesi: "Kayit kabulle ilgili bölümde, okula ya2ilmak isteyenlerden lise bitirme diplomasi istenir" denilmektedir. Aynca Teoloji Bölümünden me2un olan ögrenciler, Yunanistan'daki Ùahiyat Okullanndan me2un olanlarla esdeger tutulmuslardir. Zaten okulun 1 1 ögrencisi de Selanik Ilahiyat Fakültesine yatay geçis yapmislardir.30
Anayasa Mahkemesi karanna baglanmis kesin bir hüküm vardir ki, bu da din farki g02etmeksÌ2Ìn bütün vatandaslar için geçerlidir: "Türkiye'de din egitimi alaninda hangi derecede ve tiirde olursa olsun, Ö2el egitim kurumu açilama2".31 Lo2an ve diger uluslararasi belgeler, a2inliklar için imtiya2 degil bütün vatandaslar için esit haklar tanimislardir. Aynca, sadece dinì egitim vermesi gereken bir kurumun, bulundugu devletin denetimi altinda faaliyet göstermesine ra2i olmamasinin nedenlerini anlamak güctür.
Heybeliada Ruhban Okulu'nu Yeniden Açma Giri§imleri
Fener Rum Patrigi Dimitri Arhondoni Bartholomeos'un Giri§imleri
Fener Rum Patrikhanesi devlet denetimi sartini kabule yanasmadigi için Heybeliada'daki Ruhban Okulu egitime açilamamistir. Aslinda Fener Rum Patrikhanesinin bekasi, Patriklerin Turk vatandasi olmalan kosulu geregince, Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden egitime açilmasindan geçmektedir; Turk kamuoyunun, devieti yöneten kurumlann önüne konuldugu gibi "din adami yetistirmek" amacina yönelik degildir. Bu faaliyeder, okulun kurulusunda da görülen ve bugün de Lo2an Andasmasi'nin ilgili maddeleri ile olusturulan hukuki statünün aksine yürütülen Fener Rum Patrikhanesi'nin "Ekümeniklik (evrensel)" iddilanna dayanarak olusturulan, bu amacin bir asamasini tamamlamak için yapilan siyasi bir çalismadir.
Bu nedenle, halen Patrik olarak görev yapan Dimitri Arhondoni Bartholomeos, ise basladigi 22 Ekim 1991 'den itibaren faaliyederini dort ana konu Ü2erinde yogunlastirmistir:
1 .Patrikhane'nin ekümenikliginin kabul ettirilmesi,
2.Patrikhane'nin Vatikanvari bir statiiye kavusturulmasi, yabanci metropolitlerin de seçilebilmesi,
3.Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi, buraya yabanci ögrenci alinmasi,
4.Ayasofya'nin tekrar kilise haline getirilerek ibadete açilmasi.
Bartholomeos, Türkiye vatandasi olmayanlann Patrikhane'de görev almalannin Turk kanunlannca yasak oldugu, Yunanistan'a egitim için gidenlerin geri dönmediMerinin gÖ2 önünde tutuldugunda yas ortalamasi hayli yiiksek olan metropoliderin ölmeleri durumunda görev yapacak din adami bulmanin imkânsi2lasugi ve Patrikhane'nin 2000'li yillann ortasina varmadan fiilen ortadan kalkacagi gibi gerekçeleri ileri surmiis ve Heybeliada Ruhban Okulu'nun Ö2el bir konumla açilmasi gerektigini hem yurt içinde, hem de yurt disinda sik sik dile getirmistir.32
49. T.C. Hükumeti Dönernindeki Giri§imler
Bartholomeos daha göreve basladiktan kisa bir sure sonra 16 Ocak 1992'de Milli Egitim Bakani ile görüserek okulun açilmasi için resmen istekte bulunmustur. Dönemin Bakani Köksal Toptan'a, "Papa% okulunu açin... Bu si%n lehini^e olur. " demis, Bakan ise bu teklifi geri çevirmistir.33 Bugün bakildiginda ise, okulun kapatildigi tanhten bu 2amana kadar geçen 37 yd içinde patriklerin bu kadar gundem yaratma çalismalanna ragmen Patrikhane din adami ihtiyacim bir türlü karsilamaktadir. Cünkü Patrikhane basta Selanik Teoloji Fakiiltesi olmak Ü2ere ïlahiyat Egitimi veren birçok okulda elemanlarina gerekli dini egitimi aldirmaktadir. Aynca Ortodoksluk egitimi veren ABD, Ingiltere, Isviçre gibi dünyanin pek çok yerinde okul mevcuttur.
50. T.C. Hükumeti Dönernindeki Giri§imler
Okulun açilmasini gündemde tutmaya çalisan Patrikhane, 1994 yili Agustos ayinin sonunda "Heybeliada Ruhban Okulu'nun 150'nci kurulus yd dönümü kudama törenleri" dÜ2enlemistir. Törene dünyanin dort bir yanindan gelen baspiskopos ve kilise temsilcileri ile eski me2unlar katilmistir. Kudamalara davet edilen Istanbul Valisi Hayri Ko2akçioglu ve Adalar Belediye Baskani Can Esen törene katilmamistir. Ayinden hemen sonra dÜ2enlenen basin toplanüsinda konusan Tarabya Metropoliti ve okulun eski hocalanndan Konstantin Harisiadis okulun kapatilmasinin haksi2Ük oldugunu belirterek tekrar açilmasini istediklerini belirtmistir. Harisiadis konusmasini söyle sürdürmüstür; "...ö%el fakülteler kapsamina bi^im okulumu^girmiyordu. Okulun ò\ei bir statüsü vardi. Okul lise sottrasi 4 y il egitim vermesine ragmen lise tedrisati veren okullar kapsamindaydi. Bu nedenle okulyiiksekokul simfina dâhil edilme^. Okulun açilmasina i%in verilmeli."2,4
1994 yilinda bir sempo2yumda Turk Ortodoks Patrigi Selçuk Erenerol, HRO'nun açilmasina iliskin olarak söyle konusmustur:
"Bartholomeos, Ekümenik Patrik unvanina sahip olur olma% ilk icraat olarak Ruhban Okulu'nu açacaktir. Ruhbanlar için Türkiye Cumhurìyeti vaiandoci olma zorunlulugu kalkacak, dolayisiyla apandan ògrenci ithal edecekler. En korkulan nokta ¿se bunun Vatikan usuiti olmasiàr. Bu noktaya gelindigi an Istanbul bivgmdir' deyip mal varhklanm talep edecekler. Atina 'da Rum mal varhgi ile ilgili çalismalar varar. Uygun bir zamanda lui Haye Adalet Divani 'na gideceklerdir"35
Bugün için Yunanlilarin Adalet Divanina gitmelerine gerek kalmamistir. Yeni çikan Vakiflar Yasasi ile Patrikhane, HRO ve diger Gayrimüslim vakiflann mal varliklan iade edilmistir. Yani Patrikhane hedefìne bir adim daha yaklasmistir.36
Patrik Bartholomeos, 11-18 Kasim 1994 tarihlerinde gerçeklestirdigi Belçika, Luxemburg, Hollanda 2Ìyarederinin ardindan Istanbul Vali Yardimcisi ile yaptigi görüsmede, "HRO konusunda taleplerinde bir degisiklik oldugunu, artik bir Teoloji Fakültesi istemediklerini bunun yerine Imam Hatip Okullan gibt teknik dü^eyde bir meslek okulu açilmasini talep ettiklerinf'31 ifade etmistir.
53. T.C. Hükumeti Dönemindeki Giri§imler
4 Nisan 1996 yilinda bi2zat Basbakanliga giderek dönemin Basbakani Mesut Yilmaz'a Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi ile ilgili bir dilekçe veren Patrik Bartholemeos; 1997 yili Bahannda "Time" dergisine demeç vererek, 'yüzyillardir Müslüman ve Musevilerle birlikte yasadiklanni, tipki Türkiye 'nin iki kit'ada yer almasi gibi Dogu-Bati arasinda köprü vazifesi gördüklerini; Türkiye sinirlari içinde özel bir konuma sahip olduklanni ve Ekümenik Patrikligin Lozan Andasmasi ile uluslararasi hukukun garantisi altinda bulundugunu' belirtmistir. Patrik sözlerine devamla, "...25 yil once yeni papa^lar, rahipler yetistirilmemesi için kapatilan Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi en biiyük ar%umu%dur, yeni kan alabilmemi^ için bu okulun açilmasi gerekiyor... Tabii ki Turk topraklan ü^erinde yasiyoru% ama bin yeâ yù\yildir bi% buradayi^" diyerek görüslerini aktarmistir. Bu arada dönemin Basbakani Necmettin Erbakan'in dine oían yakinligindan dolayi, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi konusunda ümitli oldugunu da ifade ederek, "böyle bir durum Türkiye'nin Batí ne^dindeki imajim daha da dü^eltecektir" demistir.38
55. T.C. Hükumeti Dönemindeki Giri§imler
"Hürriyet" ga2etesinin 28 Kasim 1997 günkü nüshasinda yer alan Selin Çaglayan'in "Ruhban Okulu'na Formül Araniyor" baslikli haberine göre; 55. T.C. Hükumeti 1971 yilinda kapaülan HRO'nun tekrar açilmasi için bir girisim baslatmis bulunuyor. Habere göre 27 Kasim 1997 günü toplanan MGK'da gündeme gelen konuya hükümet, Disisleri Bakanligi'nin "Dis iliskiler açisindan yararli olur" tavsiyesi uyannca sicak bakiyormus. Haberin devami su sekildedir;
"Ancak bu maddenin din okulu açmak isteyen diger çeprelere de ayni firsat vermesi tedirginlik yarahyor. U%un süredir Bakankr Kurulu gündeminde bulunan HRO'nun açilabilmesi için yasa degisikligi onerisi hükümetteki muhafa^akâr bakanlann Imam Hatìplerin orta kisimkn kapatilip papat^ okulu açikrna^. Bi% seçmenlerimi^e ne deri%' itirasgna takiliyor. Bu nedenle gerekli impalar bir türlü alinamiyor. Disisleri Bakanliginin hükümete su tavsìyelerde bulundugu ögrenildi: Ruhban Okulu konusu Türkiye'nin asandaki imajini gereksi% y ere %edelìyor. Okulun açilmasi Türkiye'nin as iliskileri açisindan olumlu ve yararli olacaktir. Tavi^ vermis durumuna düsmemek için bu konuda Amerikan Kongresinden gelmesi beklenen baskikr öncesinde bunun yapilmasi yararlidir. Türkiye'nin Lo^an Antlasmasina göre a^inkklann dinì egitiminin gerektìginde ulusal yasakrda gerekli dü^enlemeler yaparak sagkmasi yükümlülügü varar. HR.O, Istanbul'daki Tener Patrikhanesine din adami yetistìrmek için kurulmustur. Okul faaliyette olmadigi ve sadece Turk vatandasi okn din adamknnin Patrikhanede çalisma kosulu nedeniyle Patrikhane din adami sikintisi çekmektedir. Bu nedenle çesitli formularle Yunanistan'dan din adami getirme yoluna gitmektedirler. Bu da arami^dayeni bir sorun yaratmaktadir."3,9
Görüldügü gibi Disisleri Bakanligi da vermeden alan bir politika yerine kolayciligi seçerek, kendilerinin dimanda popüleritelerinin artmasi çabasindadir. Yunan Disislerinin bugüne kadar dünya siyaset sahnesinde Türkiye lehine olan bir konuya evet dediklerini kirn görmüstür? Bu nedenle millî konularda Disisleri Bakanligi yetkililerinden tarihi olgulan gÖ2 önünde bulundurarak daha has sas, karsilikli menfaat iliskileri içerisinde bilinçli bir davranis sergilemesi beklenmektedir. Tarih "millederin hafi2asi"dir. Tarih biliminin ortaya koydugu veriler bir roman veya pehlivan tefrikasi degildir! Ö2ellikle devieti yöneten insanlar ve bürokradar millî bir tarih bilincine sahip olmalidirlar. Alacaklan ve bir milletin biitiin nesillerini ilgilendirecek olan kararlann saglikli olabilmesi, tarihteki olaylan dogru bir bilinçle degerlendirmelerine baglidir. Bu bakimdan HRO'nu yeniden açma girisimleri, Ekiimenik Patriklik iddialan ve faaliyederi çerçevesinde düsünülmelidir. "Din adami yetistirmek" gibi basit ve masumane bir gerekçeyle ortaya çikilmasi, Turk kamuoyunu aldatmaya ve tepkileri yumusatmaya yöneliktir.
57. T.C. Hükumeti Dönemindeki Giri§imler
HRO'nun ÖSMY'ye bagli olarak yeniden açilmasi yönünde bir formül bulunarak basinda ön plana çikanldigi günlerde, 2000 yili §ubat ayinda Cumhuriyet Ga2etesinin HRO'na iliskin olarak ha2irladigi bir röportajda Okul sorumlusu Apostólos Danilidis;
"Burasi yatih ve ruhani papaz yetistemke amckyla kurulhums bir okuldur. Hernhangi bir üniversiteye, ÖSYM'ye bagknma, okulumu^u kurulus amac?nL·n u^akhstmr. Diger üniversitelerde oldugu gibi günde ¿ki iiç saat çocuklar derslerini göriip okuldan aynhrkrsa, HRO eski havasindan çok sey kaybeder... Bu, okulun kurulus prosedürüne uymuyor. Burada yahis^ Ortodoks Ihhiyati okunuyordu. §imdi böyle dinier tarihi olursa bütün Gayrìmiislimler, Protestanlar, Ermeniler, Katolikler, Süryaniler katihcak ve Ortodoks teolojisi verilmeyecek. O eski kurulus amaandan u^aklasacak. Böylece ¿stedigimi% sekilde bir egitim ve orgretim lumuakcak:40
diyerek bu tur bir cÖ2Ümden yana olmadiklanni ortaya koymuslardir.
Açiklamalardan anlasilacagi Ü2ere, Fener Rum Patrikhanesi yetkilileri Heybeliada Ruhban Okulu'nun kesinlikle Yüksek Ögretim Kurumu veya herhangi bir üniversiteye baglanmasini istememektedirler. Buna gerekçe olarak da su açiklamayi yapmaktadirlar;
"Çiinkii YÖK'eya da bir üniversiteye baglamrsa islevini yerine getireme^. Bi% burada 197 Ve kadar ö%el bir ögretim yapiyorduk. Agirhkli okrak Ortodoks teolojisinin derslerini okutuyorduk. Rum cemaatinin yeústirmis oldugu profesörler dersleri Rumca olarak veriyorlaré. Okul yatilzyà. Eger üniversiteye baglamrsa dersler Türkce verilecek. Sonra bu dersleri verecek ögretim üy eieri y ok. Burast bir manastir oldugu ¿fin buraya ki% ögrenciler gelmiyordu. Université veya fakülteye baglamrsa fallar dagelecek. Bitnm buradaki egitimin eskiden oldugu gibi olmasim istiyoru^. Kit^lann gelmesini ¿stemiyoru^. Buy tilden okulun bir iniversitye bulamuse imkasiz."41
59. T.C. Hükumeti Dönemindeki Giri§imler
Fener Rum Patrigi Bartholomeos, AKP Hükümeti iktidara geldikten sonra kararliligini artirarak ilk olarak Disisleri Bakani ve Basbakan Yardimcisi Abdullah Gül'e 2iyaret talebinde bulunmus ve bu istegini 8 Agustos 2003'te gerceklestirmistir. Gül ile yaptigi görüsmeye avukatlanyla birlikte giden Bartholomeos, ga2etecilerin sorulan Ü2erine, isteklerinin arasinda Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açilmasinin da bulundugunu ifade etmistir. "Bilrf çok sicak ve güsgl kabul ettiler." diyen Bartholomeos, sorunlan gerek sÖ2le gerekse ya2ili olarak ar2 ettiklerini bildirmistir. Bartholomeos aynca,
Parlinerinin ve hukumetlerinin genel tavir ve genel yaklsimlar bakkenda bilgi verdiler ve azinhklann sorunlan açismdan yaklasimlarim izah ettiler. Arz effigimiz konular ürerinde eerekenin en kisa zamanda yapilacasim söykdikr. Bütün vatandaslaring dinleri ve kokleri ne olursa olsun huzur ve mutluluk icinde yasamlarim isteiklerini söylediler ve hükümetin çahsmalanmn da bu istikamette oldugunu tekrarladilar. Çok memnun ve mütesekkir aynàyoru^."42
Sekunde açiklamada bulunarak bu konuda Abdullah Gül ve partisinin llimli yaklasimindan bahsetmistir.
Bu görüsmeden 20 gün sonra 28 Agustos 2003'te Basbakan Recep Tayyip Erdogan ile görüsen Bartholomeos, görüsmeden sonra, Erdogan'in hukuki ve siyasi sorunlan anlayisla karsiladigini ifade etmistir. Görüsmede Patrik, Heybeliada Ruhban Okulu'nun acümasi istegini de gündeme geürmistir. Bartolomeos, Erdogan'in bu istegine karsilik olarak, "Düsüneceg¿% co\ümünü bulmaya çahsacagi^" dedigini, Yunanistan'dan da Türk azinliga iliskin adim beklediklerini söyledigini belirtmistir. Ruhban Okulu açildigi takdirde okulun müdürlügünü de üsdenecek oían Daniilidis, "Bugüne hadar hiçbir siyasi, Ruhban Okulu'nun açilmasiyla ilgili sorunu ço\emedi. S ay in Ciller Patrigi kabul bile etmedi. Yilma^ okulun açilmasi karsisinda ilimli davrandi, Ecevit de öyle. Ancak bugüne kadar yaptigimi^ya^li isteklerìmi^ raf larda kaldi. Basbakan Erdogan, Atinada bir caminin açilmasini ¿siedi."43 seklinde bir açiklama yaparak Türk Hükümeti'nin bu konudaki ìlimli tutumunu degerlendirmistir.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi konusunda en kesin konusan kisi Milli Egitim Bakani Hüseyin Çelik olmustur. Bartholomeos'un Milli Egitim Bakani ile yaptigi görüsmelerde ve sonrasinda bakanin bu konuda yapmis oldugu açiklamalar okulun açilmasi yönünde olmustur. Bartholomeos'un Milli Egitim Bakani Çelik'e ilk ziyareti Ekim 2003'te gerçeklesmistir. Ziyaret amaçlannin Ruhban Okulu'nun açilmasi ve Istanbul'daki Rum cemaat okullannin sorunlanni dile getirmek oldugunu ifade eden Bartholomeos, "...ülkemi^deki demokratik dü^enin öngördügü hususlar çerçevesinde a^inliklann egitiminin daha da kolaylasacagindan emini%" demistir. Bakan Çelik de, din egitiminin anayasaya göre devletin gözetim ve denetimi altinda yapilabilecegini, bu kuralin bir dine özgü olmadigini Islamiyet, Hristiyanlik, Yahudilik ve diger inançlar için de geçerli oldugunu, sorunlann sürüncemede birakilmasinin kesinlikle dogru olmadigini vurgulayarak,
"Türkiye Cumhuriyeti vaiandosi ohn herkesi, vatandashk görevini yerine getirmek ve yasalara bagli kalmak kaydiyla bi% esit görüyoru^. Bu vatandaskrimi^la ilgili problemisti ço^mek de hiikûmet olarak, devlet olarak boynumu^un borcudur. Hristiyan IlâhiyatiyL· ilgili Tiirkiye'de bir egitim yapilacaksa buna karsi çikmanin bir anlami olmaàgini düsünüyorum. Çiinkji ülkemi^de Iskm îlahiyati ile ilgili egitim yapan 24 fakültemit^ var. Hristiyan veya baska bir dinin Tann bilimiyle ilgili egitimin ö^gürce yapikbilmesi Türkiye 'nin demokratik yapisinin geregidit3'44
demis ve konuyu, Özel Ögretim Kurumlan Genel Müdürlügü ile Talim ve Terbiye Kurulu yetkililerinden olusacak bir komisyonun inceleyecegini söylemistir. Çelik ziyaretten sonra Bartholomeos'u "Dualanni% bekliyorum." diyerek ugurlamistir.
Ziyaretten sonra gazetecilerin sorulan üzerine, konuya iliskin görüslerini açiklayan ve HRO meselesinin 32 yildir giindemde oldugunu ancak bir türlü cözülemedigini belirten Bakan Çelik, "Tabii bu, hemen bugün verilebilecek bir karar degil, u%un süredir sürüncemededir. Ama bundan sonra da sürüncemede kalmasi, kendilennin de bizim de ar%umu% degil. tncelendikten sonra vanlan sonuçlan kamuoyuyla payksacagiz. Omit ediyorum ki bu arastirmalar kisa sürede biter ve bir sott nokta konuluf'45 demistir.
Milli Egitim Bakani Hüseyin Çelik Kasim 2003 'te Avrupa Konseyi toplanüsi için gittigi Atina'da Yunanistan Milli Egitim ve Diyanet ï§leri Bakani Eftimiu ile görüsmüs ve Türkiye'nin Heybeliada Ruhban Okulu'nun daha fa2la kapall tutulmamasi gerektigine inandigini ve bu konuda siyasi iradenin de bulundugunu belirtmistir. Çelik, Lo2an Andasmasi'nin a2inliklarla ilgili karsiliklilik esasina deginerek, Yunan Hükumetinden Bau Trakya Türkleriyle ilgili bir adim atmasini istemistir. Eftimiu'nun yaniti ise, "Ruhban Okulu'nun karsilikhhkla ilgsijok. Bu konu AB çerçevesinde halledilmelidir."46 olmustur.
31 Ocak 2004'te Özel Fener Rum Lisesi kurulusunun yü dönümü etkinliklerine katilan Milli Egitim Bakani Hüseyin Çelik, Heybeliada Ruhban Okulu ile ilgili; "Orta ögretim düzeyinde bir okulun açilmasi hâlinde MEB'in denetim ve gözetimi altinda olmast sartiyla, jüksekögretim kurumu açilacaksa Yüksek Ögretim Kurumlannin denetim ve gözetimi altinda olmak sartiyla Heybeliada' daki okulun açilmamasi için bir sebep mevcut degildir." 41 Sekunde bir konusma yaparak bu konudaki düsüncelerini açiklamistir.
AKP Hükumeti'nin bu tarz llimli yaklasimi bazi yabanci gazetecileri de sasirtmistir. Nitekim "Daily Globe" adii gazetede ilginç bir yorum yapilmistir. Yorumda, "Hükumetin Okulu yeniden açmasi için uluslararasi bir kampanya jürütülüyor. Komik ama geçen Kasimda Islamci kokleri bulunan jeni bir hükumetin iktidara gelmesi bu konuda jardima olabilir. Yeni hükumet azinliklardan jana yenilikler gerçeklestirdi..."4S denilmistir. Bu gazetede de belirtüdigi gibi hükumet Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi konusuna göz kirpmakla birlikte Lozan'da geçen "karsiliklilik" esasina uygun hareket edilmesi yönünde açiklamada bulunmustur. Bu baglamda, Atina'da yaptinlacak bir carni karsiliginda Fener Rum Patrikhanesinin istedigi biçimde Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden egitim ve ögretime açilmasi, Anayasa basta olmak üzere Turk Hukuk Sisteminin çignenmesi anlamina gelmektedir.
Avusturya Hükumeü'nin resmî konugu olarak 2004 yüinda Viyana'ya giden Fener Rum Patrigi Bartholomeos, bir hafta süren temaslan hakkinda Avusturya "Der Standart" Gazetesinde çikan söylesisinde gazetecilerin HRO ile ilgili sorulanni, "HRO açilacaktir. Yeni ders yihna jetismesini umuyorum" Sekunde cevaplandirmistir. Bu arada HRO sorumlusu Apostólos Danilidis de okulun acúmasina iliskin sunlan soylemistir;
"HRO Ortodoks âlemi için prestiji yüksek bir kurumdu. Isteyen her ögrenci bu okulda okuyamazdi. Egitim agir ve vgrdu. Okula girmek içinyazih ve sözlü mükkatkn geçmek gerekiyordu... HRO 'nun kapatilmasina Türkiye ve Yunanistan arasinda yasanan gerginlikler neden olmustur. Rub ban Okulu'nayurt asindan ögretmenler ve okumak için ögrencikr gelirdi. Ancak bu 1964'teyasaklandi. Bu karardan once 130 oían agreña sayisi 70 '1ère düstü. 1971 'de okul kapandiktan sonra egitime 0\el Rum Usesi olarak devam edi/di. Ancak 1930 '¿erde 130 bin oían Rum nüfusu iki bin/ere düstü. Okul ögrenci bulmakta zOrlandi. 198 5 'te bes ögrenäsini mezun ettikten sonra egitime tamamen son verildi... Gerekü itñnler çikarsa bu y il egitime baskn% Ufak tefek tadilatkr gerekiyor. llk yil 20-25 ögrenci ile basUmayi düsünüyoruz Ancak yurt asindan boca ve ögrenci almamiz sart. Cünkü Türkiye'dekiler yeterli olma%. Buradaki rahiplerin ders verecek kapasitede olduklanm tahmin etmiyorum. $u anda okulda 15 personel ile dort rahip bulunuyor... Burasiyatih bir okuldu, manastir statüsü uygulamyordu. Kadinlar egitim alamiyordu. Yener Rum Patrikhanesine bagli olarak hem Türkiye'deki kiliselere hem de dünyanin dort bir yamndaki Ortodoks âlemine din adami yetistiriyordu. 127 yilda bu okuldan Türkiye'ye ne sparar gelai. Makarios buradayetisti deniyor. Y alani Iste arsivler. Kasith olarak bu haberler yayildi. Bugüne kadar bini askin me%un veren bir egitim yen burasi. Buradan mezun olup avukat, doktor, mimar olankrimiz var. Bu insankr Türkiye'nin aleyhine çahsiyorsa hangisinin Türkiye'ye girisi y asak? Atatürk 'hayatta en hakiki mürsit ilimdìr' diyor ancak bir ilimyuvasi 33yildir kapali tutuluyor."49
HRO'nun açilmasinin Türkiye'nin AB'den gün almasinin önünde ciddi bir engel olduguna inananlar ve çesidi ga2etelerin en gÖ2de muhabirlerini okula göndererek yaptiklan söylesilerle; okulun 33 yil neden kapali tutuldugunun derinlemesine incelenmesi yapilmadan, Türkiye'nin hukuki yapisinin buna izin verip vermedigine dikkat edilmeden adeta Rumlann masum isteklerinin yerine getirilmesi yönünde Türk Hükümederinin suçlanmasi, HRO konusunu gündemde tutmaya yönelik çalismalardir.
HRO'nu açma olmasa bile unutturmama yönündeki faaliyederden bin de 2004 yili Temmuz ayinda Yunanistan'dan, Baü-Dogu Trakya Belediyeler Agi ve Yunanistan Belediyeler Birligi organizatörlügü ile Patrikhanenin himayesinde HRO'nda düzenlenen etkinliktir. Etkinlige Yunanistan'dan iki otobiisle 110 kisi katilirken, programi 50'ye yakin gazeteci takip etmistir. Istanbul Rumian ile birlikte toplam 300 kisinin toplantiya istirak ettigi tahmin edilmektedir. Ikindi ayiniyle baslayan etkinlik, Metropolitierin ve Yunan akademisyenlerin kisa konusmalanyla devam etmis, bogaz turu ile sona ermistir. Programda Yunanistan'dan gelen yerel yöneticiler ve akademisyenler okulun açilmasinin kendileri için önemli oldugunu, bunun Türk-Yunan iliskilerine olumlu yansimalannin olacagini bildirerek, Patrige bagliliklanni sunmuslardir. Programm kapanis konusmasinda ise gezinin kendilerine moral verdigini söyleyen, organizatörlere ve misafirlere tesekkür eden Patrik Bartholomeos; Ruhban Okulu'nun kendileri için önemli oldugunu vurgulayarak, "HRO açildigi gün bayram yapacagiz demistir.50
"Ortadogu"nun 2005 yili Ha2iran ayi nüshasindaki haberine göre; "AKP Hükumeü HRO 'nu açmak için kollan sivadi. MGK'da görüsülen ve Milli Güvenlik Siyaset Beigesinde tehdit unsuru olmaktan çikanlan HRO 'nun açilmasi için Bakanlar Kurulundan karar çikanlmasi beklenmektedir." Habere göre;
"Vakif büny esinde ve MEB denetiminde faaüyete geçmesi öngöriilen okulun açihsina iliskin ösgl bir karar ahnacaktir. Türkiye ile Yunanistan arasmL· karsihklihk ilkesi gözetikrek ahnacak karar geregince, Yunanistan' a 'Gümüläne Cehl Bayar Lisesi'ndeki Türk ögretmen sayisini artinn' sarti sunulacak. Hükumet bu kosulkr çerçevesinde yapilacak görüsmeler isiginL· HRO 'na ilskin takwm çalismaUnni AB bürokrasisi ile birlikteyürütmeye çahsiyor."51
denilmektedir.
Sofya'da 2006 yili geleneksel NATO toplantisina kaülan dönemin Di§i§leri Bakani Abdullah Gül, görü§tügü Yunanli meslektaçi Bakoyanni'nin, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi talebine olumsu2 yanit vermistir. Gül, "Ruhban Okulu'nun din e§ümi vermesi T.C. Anayasasi'na ve laiklik ilkesine ayhrf demistir. Görüsmede Bakoyanni ise, "Türkiye 'nin AB müzakerelen süreände dim özgürlüklerle ilgili daha ileri adimlar atmasi gerektigini, bu çerçevede Heybeliada Ruhban Okulu'nun da açilmasinin önemine"52 deginmistir.
2006 yili Ha2iran ayinda, tum Ermeniler Katoükosu Karekin II, Türkiye Ermenileri Patrigi Mesrob ve Fener Rum Patrigi Bartholomeos HRO'nu 2iyaret ederek okulda basina kapall bir görüsme yapmislar, birlikte yedikleri ögle yemeginin ardindan ellerinde begonvillerle bahçede ga2etecilere po2 vermislerdir. Ruhani liderlerin okulu 2Ìyarederini 65 kisilik bir grup protesto etmistir.53 Bu ve bunun gibi faaliyeder görünüste isin ciddiyetini kavrayacak kadar olaylan yakindan takip edemeyen insanlar için 2ararsi2 gibi görünebilir, ama isin aslina bakildiginda; HRO'nun daima gündemde kalmasini saglayici, Patrikhanenin ve ona destek verenlerin bu isin pesini birakmayacaklan konusundaki mesajlan vermesi açisindan önem ar2 etmektedir.
Gerek Patrik Bartholomeos'un gerekse diger ruhanilerin Patrikhane'nin ekümenikliginin kabul ettirilmesi ve HRO'nun açilmasi yönündeki görev ve yetkilerini asan faaliyederinin, vatandasi olduklan T.C. Devleü'nin politikalanna aykin oldugu, herhangi bir islem yapümamasi durumunda teamül olusturacagindan önleyici tedbirlerin gelistirilmesi gerekmektedir.
60. T.C. Hükumeti Dönemindeki Giri§imler
Türkiye ile ABD arasindaki iliskileri güclendirmek maksadiyla 18 Eylül 2007 tarihinde Istanbul'a gelen ABD Disisleri Bakanliginin siyasi islerden sorumlu müstesan Nicholas Burns, Türkiye temaslari çerçevesinde Fener Rum Patrikhanesini de ziyaret etmistir. Patrikhaneye, ABD Istanbul Baskonsolosu Sharon Anderholm Wiener ile birlikte gelen Burns, Patrik Bartholomeos'un ABD'nin dostu oldugunu ve ABD'de kendisine çok saygi duyuldugunu kaydetmis ve Bartholomeos'u "Bans ve Çevre Çampiyonu" olarak nitelendirmistir. Patrik ile görüsmelerini basina kapali yapan Burns, bir gazetecinin sorusu üzerine yaptigi açiklamada; "Ruhban Okulu'nun yeniden açilmasini u%un %amandir destekliyoruz. Ama bu, Turk Hukûmeti ile Patrikhane arasinda ò\el olarak görüßkcek ve sonuçlandinlacak bir meseledir" 54 demistir. Bu demeci, Patrikhane konusunda Amenka'nin politikasi degismemistir gibi yorumlayabilmekle beraber, bu konuda simdiye kadar sürdürdükleri aktif politikada sanki bir yumusama olmus gibi bir izlenim de almak mümkündür. Ruhban Okulu'nun açilisini desteklemekle beraber, bunun Patrikhane ile Turk Hukûmeti arasindaki bir mésele oldugunu da ifade ederek, Turk Hukûmeti'nin Patrikhane ile müzakere etmesi gerektigi vurgulanmistir. Hâlbuki Patrikhane, T.C. Yasalanna tâbi bir Turk kurumudur ve yasalann belirledigi esaslara uymak zorundadir. Bu konuda bir pazarlik yapilmasinin söz konusu olmayacagi, hukuk devleti karakterinden kaynaklanmaktadir.55
61. T.C. Hukûmeti Dönemindeki Giri§imler
Patriklikte 20. Yilini tamamlayan Bartholomeos, kendisi ile yapilan röportajda yine HRO'nun açilmasini giindeme getirerek;
"Geçmiste çok büyük haksit(liklaryapildi cemaatimivg. Ashda kakn en önemli konu ise Rubban Okulu'nun açilmasi. Cünkü Patrikhanemiz dünyadaki Ortodoks âleminin birinci makarm. Bir biyerarsimi% par; Istanbul, Iskenderiye, Cam, Kudus, Moskova, Sirbistan. . . Buna ragmen Istanbul Rum Patrikhanesi kendi elemanlanm yetistiremiyor. Okul 1844' de kuruldu, Osmanli döneminde faaliyetlerine müsaade edildi; Atatürk, Inönü, Menderes okulu kapatmaà. Ama 1971 'de kapatikh. Her seye ragmen umutlanmi yitirmiyorum. Raihban Okulu'nun açilmasi, Türk-Yunan iliskilerìni ilgilendiren bir konu degil. Bu bir din özgürlügü konusu. Bazen Basbakan Atina 'daki camiden bahsediyor ve Rub ban Okulu'yla bagknti kuruyor. Bi%im mesuliyetimizyok bu konuda; ben camiden yanayim. Ama Ruhban Okulu'nun açilmasi için boy le bir sort baksizlik. . . Omit ediyoruz ki, yeni anayasamizda da bütün vatandaslar arasindaki esitlik kavrami iyice yerlesecek, sô\de degil ô\de esitlik y asama geçecek Efit ve din ösgürlügü ¿stiyoru% ösgtk. Bi% Rumu% ve Turk vatandasiyiz. Memleketimiz burasi. Bi%i neyabana ne de düsman görsünler. Bütün bunkr teferruatb islensin anayasada"56
demistir.
Çok geniere gitmeye gerek yok. Günümüz Türk aydinlannin, "artik bu tur düsünceler mi kaldi?" dedigi ve Yunanistan'in büyük bir ekonomik krizle ugrastigi bir dönemde bile, gözünü Türkiye'den ayirmadiginin bir göstergesi olarak: her ne kadar Bartholomeos kabul etmese de, Rumlann ve Yunanlilann gÖ2Ünde Patrikhane ve HRO, "Yeni Bizans Projesi" için birer araçtir. Türkiye'de 1991-1998 yillaiinda Askeri Ataselik yapan ve 2011 'de önlendigi ileri sürülen askeri darbe iddialannda adi geçen eski Yunan Kara Kuwederi Komutani Emekli General Fragulis Frangos'un yazdigi "Hangi Türkiye? Hangi Türkler?" adindaki kitapta; "Hrisnyan kökenli halklann hâlâ Anadolu'da yasadig ve Yeni Bisgms't kurmak için Ortodoks âkminden gelecek ?§ bekkdikler/' 57 anlatilmaktadir.
Heybeliada Ruhban Okulu Yeniden Açilabilir mi?
Özel üniversitelerde görülen terör, 12 Mart muhtirasi gibi bazi dönemsel nedenlerle Heybeliada Ruhban Okulu da "Özel Yüksek Okullan kapatan kanun"un yürürlüge girmesi ile 1971 yilinda kapanmistir. Daha sonra "devlet denetiminde olma" sartiyla açilmalanna ragmen Patrikhane bu sarti kabule yanasmadigi için okul açilamamistir. Rum Cemaati, her seye ragmen okulun yeniden açilacagindan ümitlidir. Özellikle Patrik Bartholomeos Vatikan ziyareti dönüsünde Türkiye'nin AB üyeligi yolunda gerçeklestirdigi olumlu adimlan sayarken, "Türkiye, özellikle mevcut hükumet döneminde attig} adimlarL· y as al dü\enlemelenni Avrupaya uyumlu hale getirme konusunda kararh oldugunu gösterdi. Kürt mìlletvekillerìnin serbest birahlmasi, Heybeliada'daki okulumuzun yeniden açilmasina i%in verilmesi, idam cezasinin kaldinlmasi, Kürtce ve diger azinlik dilleriyle televizyon yayinlanna baslanmasi gibi somut adimlar atildi"58 diyerek Heybeliada Ruhban Okulu'nun da yeniden açilmasi konusundan umudu oldugunu göstermistir. Türk yetkililer ise konuya daha temkinli yaklasmaktadir.
Batinin ve özellikle de AB ve ABD'nin Ruhban Okulu'nun açilmasinda bu kadar israrci olmalanni, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basin Sözcüsü Sevgi Erenerol söyle açiklamaktadir. "...Yunanistan'da birpapaz okulu var, isteseler orada ögrenä yetistirip getirebilirler. Ama amaç papaz yetistirmek degil" 59 diyerek, isin temelinde ekümeniklik statüsünün yatügina isaret etmektedir. Ruhban Okulu acüinca, din eztimini devletten bagimsiz bir kurum üstlenmis olacak. Burada yetistirilen din adamlan Anadolu'ya ve bütün Ortodoks âlemine gönderilecek. Ortodoks ülkelerdeki kiliseler Fener Patrikhanesinin denetimindeki din adamlannca yönetilecek. Böylece Fener Patrikhanesi, Cihan Patrigi iddiasinin uygulamasinda çok önemli bir örgütsel aygita kavusmus olacak ve fiilen bütün Ortodoks âleminin basi olacaktir.
Patrikhane, Ruhban Okulu'nun su sardarda açilmasini istemektedir:
- Okul, sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandasi olan ögrenci degil, dünyanin her tarafindan ögrenci alabilmeli,
- T.C. Devleti'nin bu okul üzerinde hiçbir sekilde denetim hakki olmamali,
- Patrik ve kendine bagli metropolitlerde, Türkiye Cumhuriyeti vatandasi olma sarti kaldinlmalidir.
Patrik ABD ge2isi sirasinda "Los Angeles Times"e verdigi demeçte "Heybeliada Ruhban Okulunun açilmasinin, Patrikligin gekcegi açisindan va%geçilme%li§nr ' 60 Ü2erine basa basa vurgulamasi, konunun sadece basit bir egitim faaliyeti olmadiginin kanitidir.
Lo2an Andasmasi'ndaki statüsü, sadece Rum a2inligin dinî kurumu olarak belirlenmis olmasina ve siyasi her hangi bir faaliyette bulundugunda sinir disi edilecegi ilgili devlederin temsilcilerince de kabul edilmis olan bu kurum, Türkiye Cumhuriyeti'nin Tapu Senedi durumunda olan bu andasmayi her firsatta ihlâl etmektedir. Ruhban Okulu açma girisimlerinin Istanbul'da bulunan 1500-2000 Rum a2inligin gerçek ihtiyaçlanni karsilamaktan 2iyade, Helen ve Ortodoks emellerini simgeleyen siyasi bir talep niteliginde oldugu degerlendirilmektedir. Patrikhanenin niyeti kendisine bagli, devlet denetiminde olmayan "Uluslararasi Patrikhane Ö2el Yüksek Okulu" kurmakûr. Böylelikle eskiden oldugu gibi, Türkiye aleyhtan din adamlan yeüstirerek, ekümenikligini saglamak, Istanbul'u kültür ve Turi.2m merke2i adi altinda Vatikanvari bagimsi2 bir dinî sehir devlet statüsüne kavusturmaktir. Heybeliada Ruhban Okulu Teoloji Bölümünün kapatilmasinin ve tekrar açilamamasinin hukuki dayanaklanni su sekilde siralamak mümkündür;61
a) Heybeliada Ruhban Okulu'nun 1971 yilinda kapatilmasinin tamamen kanunlar çerçevesinde yapildigi ve okulun kapanmasinin sadece Heybeliada Ruhban Okulu için degil, tum Ö2el yüksekokullara yönelik olmasi,
b) Lo2an Andasmasinin a2inliklara bir üstünlük ve imüya2 degil, Müslüman Türk halkla esit muamele görme hakki tanimasi ve bu durumun Anayasanin 12. maddesindeki esitlik prensibine uygun olmasi,
c) Tevhid-i Tedrisat Kanunun (403 sayili kanun) Türkiye'de dinî egitimi cemaaderden ve Ö2el kisilerden alip, devlet görevi olarak Milli Egitim Bakanligina vermesi,
d) 625 sayili kanunun 3. maddesinde Ö2el sahis ve tÜ2el kisilere dinî egitim ve ögretim yapan Ö2el ögretim kurumu açma yetkisinin verilmemesi, aynca Mekâtib-i Hususi Talimatnâmesi'nde de ayni hükmün bulunmasi,
e) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasinin 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin laik bir devlet olarak nitelenmis bulunmasi ve bunun geregi olarak dinî ögretim yapan okul açmanin ve yönetmenin yasak olmasi,
f) 625 sayili kanunun 1. maddesine göre Ö2el ögretim kurumu açilabilmesi için; T.C. uyruklu gerçek kisi, Ö2el hukuk kisisi veya Ö2el hukuk hükümlerine göre yönetilen tÜ2el kisiler olmasi gerekir. Patrikhane ve Sen Sinod Meclisi ne vakiftir ne dernek ne de bir tÜ2el kisi. Bu bakimdan Ö2el okul açma ve isletme yetkileri yoktur.
g) 625 sayili Özel Ögretim Kurumlari Kanunun 3. maddesinin 3. paragrafi ile 28, 40 ve 41. maddelerinin kesin hükümler tasimasi; "Askerî okullar, dinî egitim ve ögretim yapan Ö2el ögretim kurumlari ile emniyet teskilaüna bagli okullann ayni veya benzeri özel ögretim kurumu açilamaz" hükmünün mevcut olmasi,
h) Ayni kanunun 28. maddesine göre bir özel okula alinabilecek yabanci uyruklu ögrenci sayisinin, okulda okuyan T.C. vatandasi ögrencilerin % 20'sini asmamak kaydiyla MEB tarafindan tayin olunacagi hükmünün bulunmasi,
i) Anayasa'nin 24. maddesinde "Din ve Ahlâk egitim ögretimi devletin gözetim ve denetimi altinda yapihr" hükmünün bulunmasi,
j) Türk Milli Egitimi'nin genel amaç ve ilkelerinin, 1973 Milli Egitim Temei Kanunu ve 1981 Yüksek Ögretim Kanunu ile belirlenmis olmasi, hangi derece ve türde olursa olsun okul programinin bu genel amaç ve temei ilkelere uygun olarak gelistirilmesinin zorunlu olmasi,
k) Anayasa'nin 130. maddesindeki "kanunda gösterilen usui ve esaslara göre kazanç amacina yönelik olmamak sarti ile vakiflar tarafindan devletin gözetim ve denetimine tabi yüksekögretim kurumlan kurulabilir" hükmüne göre, Patrikhane bir vakif hüviyetinde olmadigi için Patrikhaneye bagli bir özel yüksekögretim kurumu da açilmasinin mümkün olmamasi,
l) Lozan Antlasmasi'nda ve öteki uluslararasi sözlesmelerde azinliklar için imtiyazlar degil, vatandaslarla esit haklar taninmistir. Aynca HRO gibi azinlik okullan, disandan getirilecek ögrenciler için degil Türkiye'de kalan azinlik Gayrimüsüm vatandaslann çocuklanna ögrenim imkâni saglamak içindir. Din görevlilerinin özel okullarda degil devlet okullannda yetistiriknesi Anayasa, Anayasa Mahkemesi Karan, Yüksek Ögretim Kurumlan Kanunu ve Milli Egitim Temei Kanunu ile düzenlenmis devlet politikasidir. Bu nedenle Müslüman tebaaya taninmayan bir hakkin Gayrimüsüm tebaaya taninmasinin söz konusu olmamasi.
Bu husus hiçbir uluslararasi andasmayla çelismez ve her devlette bu sekilde uygulanir. T.C. Devieti de muhatap oldugu millederarasi andasmalan karsiliklilik ilkesi çerçevesinde özenle uygulamaktadir. Lozan Andasmasi'nin 40. Maddesi'nin, Rum Patrikhanesi'ne bir kurum niteligi kazandirdigini ve bu nedenle uluslararasi hukuk güvencesi altinda oldugunu iddia ederek, Patrikhanenin AJHM'ne basvurma hakkinin oldugunu savunanlar su hususu çok iyi bilmelidirler; Osmanli döneminde ve akabinde Milli Mücadele yülannda devlet aleyhine faaliyederde bulunmakta hiç tereddüt etmeyen Patrikhanenin; HRO'nun açilmasi konusunda eger elinde kendisini uluslararasi arenada T.C.ye karsi hakli çikaracak bir güvencesi ve kozu olsaydi, simdiye kadar kullanmayacagini düsünmek saflik derecesinde iyi niyet sahibi olmak gibidir.
m) Bütün bu hukuki gerekçelere ilâve olarak; Türk Milli Egitimi'nin temei ilkesi, Türk gencini herhangi bir kisi ya da dogmatik gücün etkisinde kalmadan özgür düsünceli insan olarak yeüstirmektir. Bir baska deyisle egitim sürecinin merkezinde özgür düsünce olacaktir. Patrikhane yönetim ve denetimi altinda, Patrik özel ikametgâhi içinde manastir yasaminda, Patrigin yaüli özel manastir konuklarinin mahremiyeti içinde bir uluslararasi dinî yüksekokul örnegi dünyada yoktur.
Bu durumu Patrigin bilmesine ragmen israr etmesi manidardir. Patrik, her yurtdisi seyahatinde bu meseleyi gündeme getirerek Türkiye'yi disanya sikâyet etmektedir. Türkiye'ye gelen yabanci devlet adamlanna konuyu açmakta ve Türkiye'ye baski olusturulmasini talep etmektedir. Basta Yunanistan olmak Ü2ere tum AB ve ABD devlet adamlan devamli Türkiye ile ilgili görüsmelerde bu okul meselesini gündeme getirmektedir. Ruhban Okulu'nun idari ve hukuki olarak yeniden açilabilmesi için Ilâhiyat Fakültesi'ne veya kisi kararinin rol oynadigi bir vakif üniversitesine degil, Ilâhiyat Fakültesi olan bir devlet üniversitesine baglanmasi gerekmektedir. Aksi durumda, yani Patrikhane'ye bagli Ö2erk bir Ruhban Okulu'nun açilmasi durumunda, vatandaslar arasinda esitlik bo2ulacakür. Burnitila birlikte, T.C. Devletinde yüksekokullann kurulus kosullanni belirleyen Anayasa'nin 130-132. maddeleri, Ruhban Okulu'nun yüksekokul statüsünde yapilmasini engellemektedir.62 Anayasanin 130. maddesi, bilimsel Ö2erklige sahip üniversitelerin devlet tarafindan kanunlarla kurulmasini emretmektedir. Dinî Ö2erklige sahip bir okulun kurulmasi, ancak bu maddenin degistirilmesi ile mümkündür. 132. madde ise, "sadece Türk Silahli Kuwederi ve Emniyet Teskilaüna bagli Ö2el yüksekögretim kurumlan açilabilir" demektedir.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden açilisi ile ilgili olarak, karar alicilann gÖ2 önünde bulundurmasi gereken üc argüman bulunmaktadir:
1 .Patrikhane'nin T.C. yasalanna göre okul, vakif ve demek gibi kuruluslar kurmak, yönetmek haklanndan yararlanmasi mümkün degildir.
2. Çok kültürlülük ve a2inlik haklan disandan dayatma ile verilirse çifte standartlik yaratir. A2inlik haklan çogunlugun haklanndan fa2la hak sahibi olmak degil, çogunlukla ayni haklara sahip olmak demektir.
3Jç hukukun dis baskilarla etkisÌ2lestirilmesi, karsi tarafa mücadele mesruiyeti ka2andinr.
2012 Aralik ayinin sonunda, TBMlVFne gönderilen bir tasan ile üniversitelerde yeni bir açilim saglanmak istenmektedir. Yüksek Ögretim Kurumlan ve Teskilat Kanunu'nda degisiklik öngören bu tasan ile Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi kurulmasi ve üniversitede Islam Arastirmalan Enstitüsü'nün yani sira bir de "Dinî Ilimler Fakültesi" açilmasi öngörülmektedir. Bu fakültede farkli dinlerle ilgili kürsüler kurulmasi ve Türk vatandasi Hiristiyanlann bu okuldan faydalanmasi öngörülmekte ve bu üniversiteye 60 profesor, 75 doçent, 100 de yardimci doçent olmak Ü2ere 520 kisilik kadro ihdas edilmesi düsünülmektedir.63
Böylelikle, bir tek cemaate hÌ2met verecek bir okul yerine, Türkiye'deki bütün a2inliklara hitap edecek böyle bir bölümün faaliyete geçmesi ile T.C. vatandaslan arasindaki esitlik ilkesi açisindan denge bozulmamis olacaktir.64 Zaten Rum Patrikhanesi'nin disindaki tum Hristiyan cemaatler bu cözüm önerisinde mutabik kalmaktadirlar. Her bir din ve mezhebe yönelik olarak, örnegin "Ermeni Dini ve Kültürü", "Süryani Dini ve Kültürü" gibi adlandinlabilecek cecidi bölümler açilabilir. Müfredatin hazirlanmasinda laiklik ilkesi göz önünde bulundurularak teorik bilgilerin verilmesi, uygulamanin da kiliselerde gerçeklestirilmesi söz konusu olabilir. ihtiyaç duyulan Ortodoks dini Ögretim görevlisi de yurt disindan getirtilebilir. Daha üst seviyedeki teoloji egitimi için de ögrencinin yurt disindaki okullara gönderilmesi yollan açiktir.
Bulgar Ortodoks Kiliseleri Vakfi üyelerinden Bojidar Chipof HRO'nun açilmasi konusunda;
"Rum Patrikhanesi'nin Heybeliada Ruhban Okulu'nun 'Megali Idea'yi desteklemek ¿fin ve hiçbir sekilde jüksek egitim ile ilgili jasa ve mev^uatkra uymamak kosuluyL· açilmaswa yönelik isran ve Türkiye'yeyaptigilyaptiragi baskilar; ¿stegin dini degil de siyasi bir emel oldugunu asikâr ortaya koyuyor. Bu inaan bir baska açisi da var. . . 1500 kisilik Rum Cemaati'nin - ki sadece Istanbul 'da yü% kadar rütbeli, rütbesiti papa% varkarststnda 70 bin dolayindaki Ermeni Cemaati'nin dini egitim ihtiyaçlanm saglayabilecek birprojeye olumlu bakmasinin, istisareye açik olmasinin önünü kesmektedir. Patrikhane'nin entelektüel ve akademik çevrekr ile medyaL· çok iyi bir sekilde sürdürdügü de^enformasyon neticesinde Ermeni ve diger gayrimüslim vatanadslann konuya kusku ile yaklasmalan saglanmakta ve bu cemaatlere hi^met edilmesinin önü de bu suretle kesilmektedir"65
diyerek görüslerini paylasmaktadir.
HRO'nun ne maksada açilmak istendigini anlamak için, okulun geçmiste nasil bir rol üsdendigini, bu okuldan kimlerin mezun oldugunu ve neler yaptiklanni bilmek gerek. Yunanistan'in Anadolu'yu isgal ederken Patrikhane ve HRO birer örgüt merkezi gibi kullanilmis, dönemin Patrik Vekili Doroteos Mamelis, Trabzon Metropoliti Hrisantos, Samsun Metropoliti Germanos, Izmir Metropoliti Hrisostomos, Edirne Metropoliti Palikaryos adeta bu örgütlerin liderleri gibi çalismislardir. Patrik Meletios, isgal döneminde Patrikhaneyi bir Yunan karargâhi gibi kullanmis, Patrikhane'nin talebi üzerine Venizelos tarafindan 130 kadar subay ve cete reisi Samsun'a gönderilerek Karadeniz sahillerinde Pontus devieti kurma girisimleri baslatilmisûr. Patrikhane bu amaçla Trabzon, Samsun, Amasya, Yozgat, Sivas, Tokat, Gümüshane, Çorum, Kastamonu metropolit ve papazlan ile müsterek çalisryor, onlan para ve malzeme yönünden destekliyordu. 66 Buralarda görev yapan metropolit ve papazlann büyük bir bölümü HRO'dan mezun olmuslardi. Zaten 1971 yilinda okulun bir Türk Üniversitesine baglanmasina karsi çikilarak kapatilmasinin gerçek sebebi de iste, okulun görünmeyen bu faaliyetleri ve bu fonksiyonudur. Bugiin çok net bir sekilde biliyoruz ki, Fener Rum Patrikhanesi Türk-Yunan iliskileri ve büyük devletlerin Ö2ellikle Balkan politikalari ve bölgedeki nüfti2 mücadeleleri çerçevesinde bir ileri karakol gibi kullanilmis ve kullanilmaktadir. Yunanistan tarafindan organize edilen çalismalar içinde bazen Rusya, bazen ingiltere ve bazen de Amerika yer almaktadir. Dünyanin geldigi bugünkü denge noktasinda, ABD ve Yunanistan tarafindan Patrikhaneye 1950-1960 sürecinde verilen ve Türkiye'nin karsisina Baspiskopos Makarios'u çikaran role benzer bir görev verilmis gibi gözüküyor. Yunanlilarda milliyetçiligin rehber ve bekçileri yüzyülar boyunca papazlar olmuslardir. Kilise, halka karsi milliyetçilik bayragini tasiyan bir merkezdir. HRO, onlar için bu sebeple önemlidir ve mudaka açilmasi gerekir.
Bugün, Türkiye'yi disandan sagladigi destekle Heybeliada Ruhban Okulu'na iliskin talepleri dogrultusunda sikistirmaya caüsan Patrikhane'nin argümani ortadadir. Kilisede Patrikten sonra bir çesit yönetim kurulu statüsünde 1 2 kisilik "Sen Sinod Meclisi" bulunmaktadir. Bu meclis üyelerinin de Türk vatandasi olmasi gerekmektedir. Bartholomeos kanunlan kale almayarak din adamlannin çogunun hasta ve yasü olmasini gerekçe göstererek "Sen Sinod"da bosalan alü Türk vatandasi üyenin yerine ilk defa Türk vatandasi olmayan alti yabanci metropolit tayin etti. Patrikhane, ayni gerekçelerle Türkiye'yi, Patrigin T.C. vatandasi olma zorunlulugunun kaldinlmasi ya da Ruhban Okulu'nun açilarak din adami yetistirme imkâninin saglanmasini tercih etmek durumunda birakmaya çalismaktadir. Patrik de bu "Sen Sinod" içerisinde bulunan metropolider arasindan seçildigine göre, Bartholomeos'tan sonra Turk vatandasi olmayan bir Patrigin seçilme intimali de kaygi yaratmaktadir. Patrikhane, "Ekumeniklik" iddialan ile örtüsen bir biçimde aslinda her iki sonucu da elde etmeye ugrasmaktadir. Bu talepler, her halükarda Yunan asilli ancak T.C. vatandasi olmayacak ruhbanlara ve bunlann doguracagi sonu gelmez sorunlara neden olacak mahiyettedir. Aynca, Ruhban Okulu'nu kilise degil Sen Sinod Meclisi yönetmektedir. Sen Sinod meclisinde bulunan bu alti yabanci üyelerden birinin Sen Sinod'un basina getirilmesi ve Ruhban Okulu'nun da müdürü olmasi muhtemeldir.
Ruhban yetistirememe sorunu, Heybeliada Ruhban Okulu üzerinden tartismakla beraber, Türkiye'nin tum Gayrimüslimlerinin sorunudur. Örnegin Ermenilerin Ruhban Okulu "Tbrevank", 1453'te faaliyet göstermeye baslamis ancak 196 8 'de kapatilmistir. Süryanilerin hiçbir zaman resmî bir okullan olmamistir. Katolikler ise bu sorunu çok uzun zamandir, ruhban adaylarim yurtdisindaki üniversitelere göndererek cözmektedirler. Yahudi cemaatinin ise bilinen bir talebi yoktur. Hal böyle olunca, Fener Rum Patrikhanesi de yetistirmek istedigi ögrencileri kendi kontrolündeki Selanik ve Connecticut'ta (ABD) bulunan ruhban okullanna göndermesi mümkündür. Kaldi ki, ögretmenlerinin ve ögrencilerinin çogu Yunanistan vatandasi olduktan sonra Türkiye açisindan, dünya Ortodoks rahiplerinin nerede yetistigi de fark etmeyecektir.67
Bir hukuk devleti oldugu hususunda kimsenin süphesinin olmadigi T.C. Devleti'nde, Anayasanin bu maddeleri çerçevesinde, Patrikhanenin kendi gÖ2eüm ve denetiminde olmasini istedigi Heybeliada Ruhban Okulu'nun bu cardar altinda yeniden açilmasi mümkün görülmemektedir. Bagimsi2, uluslararasi nitelikte Patrikhane Yüksek Ruhban Okulu kurmak imkânsi2dir. Cünkü Patrikhane T.C. Devleti için uluslararasi boyutta degil, Istanbul'daki Rum a2inligin dinî ihtiyaçlanni karsilayan bir Turk kurumudur.
Sonuç
Osmanli Imparatorlugu'nun tarih sahnesinde yerini aldigi alti asn asan sure içinde, Imparatorlugu yönetenler, hiçbir kültürü ve dini baski aluna almamayi gelenek haline getirmis, ülkelerini tiirn kavim ve toplumlar için tarn bir hu2ur ve Ö2gürlük ortami yapmislardir. Bu husus Ö2ellikle Fatih Sultan Mehmet'in istanbul'u ve Bosna-Hersek'i aldigi 2amanlarda, buralann halkimn kendi kültürünü ve dinini serbestçe devam ettirmeleri için yayinladigi örnek nitelikli fermanlarla belgelenmistir. Osmanli'nin dogai ve hukuki varisi oían Türkiye Cumhuriyeti de bu gelenegi devam ettirmis ve bu Ö2gürlükleri anayasal hak haline getirmistir. Aynca hilafeti kaldirmakla laik devlet olma yolunda önemli bir adim atan Türkiye, Patrikhanenin sadece kendi cemaatinin dinî ihtiyaçlanni karsilamasi kaydiyla Istanbul'da kalmasina Ì2in vermistir. Fener Rum Patrikhanesi ve Heybeliada Ruhban Okulu, Osmanli imparatorlugu ve Türkiye Cumhuriyeti iç hukuk sistemi sayesinde bugünlere kadar gelebilmistir. Ruhban Okulu da Türkiye'deki tum yüksekögretim kurumlan gibi YÖK Baskanligi'na bagli olarak faaliyet gösterme alternatifi mevcutken, 1971 yilinda kendi kendini kapatmayi uygun görmüstür. Yasalar tum vatandaslar için geçerlidir. Çifte standardar ulke hu2urunu ve iç bansi bo2ar. Üstelik "A2inlik Haklan" demek, "a2inligin, çogunlugun sahip olmadigi haklara sahip olmasi demek degil, çogunlukla ayni haklara sahip olmasinin garanti altura alinmasi" demektir.
Patrikhane son yillardaki Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi konusu Ü2erinde israrla durmakta ve T.C.nin iç hukuk sistemini baski aluna alma ve bu konuda kamuoyu olusturma çalismalanni sürdürmektedir. Patrikhanenin taleplerinin arkasinda AB ve ABD vardir. Dis baskilara dayanamayarak, Fener Rum Patrikhanesinin istedigi biçimde Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden egitim ve ögretime açilmasi, Anayasa basta olmak Ü2ere Turk Hukuk Sisteminin çignenmesi anlamina gelmektedir.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi konusunda, okulun açilip açilmamasi bakimindan degil, okulun açilmasi durumunda tabi olacagi kurallann belirlenmesi bakimindan sikinti yasandigi anlasilmaktadir. Farkli yorumlar ve marijinal degerlendirmeler aslinda cÖ2Ümü kolay olan Ruhban Okulu Meselesi'ni içinden çikilma2 bir hale sürüklemis gibi görünmektedir. Sorunlar yumagi haline gelen meselede bir ipucu bulma arayislan sürerken konunun diger muhatabi olan Patrikhane, okulun devlet kontrolü ve denetiminde olmasim kabul etmeyerek, Patrikhaneye bagli bir kurum olarak açilmasini istemektedir. Türkiye Cumhuriyeti topraklannda bulunan bir okulun, devlet denetimine tabi olmamasi kabul edilir bir talep olarak görülmemelidir. Mevcut hükümet, AB'ye uyum çalismalan dogrultusunda, bu konu ile ilgilenmekte ve okulun açilmasi yönünde çalismalanni sürdürmektedir. Bu dönemde, okulun Milli Egitim Bakanligi'na (MEB) baglanmasi veya ilâhiyat Fakülteleri gibi YÖK'e baglanmasi yönündeki cÖ2Üm önerileri, daha önce oldugu gibi yine gündeme gelmistir. Her iki formule de sicak bakmayan Patrik Bartholomeos, hükumeti sikisürmasi için Yunanistan, AB ve ABD'den yardim talep etmekte ve konuyu uluslararasi arenanin gündeminde tutmaya çalismaktadir. Patrik, okuldaki egitimin ortaögretim dÜ2eyine mdirilmis olacagi nedeniyle okulun, MEB'e baglanmasina itira2 ederken okulu denedeyemeyecegini söyleyen MEB de 2547 sayili YÖK yasasinda degiçiklik yapilarak YÖK'e baglanmasinin uygun olacagi görüsünü savunmaktadir. YÖK yetkilileri ise, YÖK yasasinin 'Atatürk Ilkelerine baglilik', kilik kiyafet konusu gibi temei hükümlerine Ruhban Okulu'nun uymasinin saglanmasinin imkânsi2 oldugunu ve laik kurumlar olan ilâhiyat Fakülteleri ile dinî okul olan Ruhban Okulu'nun bir tutulamayacagini belirtmektedirler. Nihayetinde Disisleri Bakanligi, Heybeliada Ruhban Okulu'nun yeniden Milli Egitim Bakanligi denetiminde, vakif bünyesinde iki yillik ön lisans programi seklinde egitim verebilecegini kararla§tirmi§sa da okulun açilmasi saglanamamistir. AB ile U2un sürecek mÜ2akere dönemine birakilmis oldugu anlasilan konu "Ekümeniklik" iddialanyla birlikte, tekrar tekrar Türkiye'nin gündemine oturacaktir. ßurasi da gÖ2den Irak tutulmamalidir ki; Nüfusunun % 98'i Müslüman olan ve türbanli ögrencilerinin üniversitelere girme konusunda henüz zor mutabakat saglanan T.C. Devleti'nde, Ortodoks dinine mensup ögrencilerin ister dinî isterse siyasi amaçlarla olsun, université kapilanndan hangi kiyafederle girmek isteyebileceklerini kestirmek zordur.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi ile ilgili gündeme gelecek olan ikinci önemli nokta, okula yabanci ögretmen ve yurt disindan ögrenci getirilip getirilemeyecegi konusudur. Ülkedeki Rum azinligin çocuklanni Ruhban Okulu'na göndermedeki isteksizligini dikkate alan Patrikhane, okula yabanci ögrenci ve ögretmen aliminin mümkün kilinmasini isüyor. Bu istem hiç de yeni degil. Bu konudaki en önemli tespit, 1950-1969 yillan arasinda e^timini tamamlayan 225 ögrencinin sadece 38'inin Rum asilli Türk vatandasi olmasi ve 162'si Yunan uyruklu olmak üzere 187'sinin yabanci uyruklu olmasidir. Bu arada, 1952'de okulda egitim veren 20 ögretmenin 12'sinin de Yunanistan vatandasi oldugunun belirtilmesi yerinde olacakür. Türk vatandasi Rum ögrenci ve ögretmenlerin sayisinin, yabanci ögrencilere olan orani, amaci sadece azinligin ihtiyaçlanna cevap vermek olmasi gereken (Lozan hükümleri) Ruhban Okulu'nun kisa sürede amacini asan bir kurum haline dönüsebilecegini göstermektedir. 68
Yargitay 2'nci Hukuk Dairesi'nin 8 Kasim 1971 tarih ve 5325 esas sayili karan ile Patrikhane'nin ve Ruhanî Meclisin tüzel kisiliginin olmadiginin karara baglandigi, 625 sayili kanunun l'inci maddesine göre özel ögretim kurumu açabilmesi için T.C. uyruklu gerçek kisi, özel hukuk kisisi veya özel hukuk hükümlerine göre yönetilen tÜ2el kisiler olmasi gerektigi, bu sebeple Patrikhane ve Ruhanî Meclisin vakif, dernek veya tÜ2el kisi olmamasi nedeniyle Ö2el okul açma ve isletme yetkisinin olmadigi anüan kanun maddeleri ile sabittir.
Ö2el üniversitelerin devlet denetiminde olmasi sartryla açilmasina izin verildigi hâlde Fener Rum Patrikhanesi'nin bunu kabul etmedigi görülmektedir. Ruhban Okulu'nun yeniden açilisina izin verilecek olmasi halinde mevzuatta degisiklik yapümasi gerekecektir. Özel yüksekokul açilmasi konusundaki gelismelere baktigimizda Yüksek Ögretim Kunilu ve Ankara Üniversitesi tarafindan aliñan kararlar söyledir:
a) Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasina Ankara Üniversitesi Senatosunun 21 Aralik 1971 tarih ve 5118 sayili karannda belirtildigi sekilde izin verilebilecegi, buna göre Ruhban Okulu, Ilâhiyat Fakültesinde "Dünya Dinier Kultur Bölümü" adi altinda université bünyesinde faaliyet gösterebilecegi,
b) Yüksek Ögretim Kurulu Baskanligi'nin Yürütme Kurulu tarafindan 12 Kasim 1992 tarihli toplantisinda 2547 sayili kanunun 5/f maddesinde yüksekokullann ancak üniversiteler ve ileñ teknoloji enstitüleri bünyesinde kurulacagi hükmünün yer aldigi dikkate alinarak adi geçen okulun açilmasinin uygun olmadigina dair karar aldigi,
c) Yüksek Ögretim Kurulu Baskanligi'nin 14 Eylül 1999 tarihli toplantisinda, 2547 sayili kanunun 2880 sayili kanunla degisik 7/d-2 maddesi uyannca Istanbul Üniversitesi Hâhiyat Fakültesi bünyesinde "Dünya Dinleri Kultur Bölümü" kurulmasina karar verildigi görülmektedir.
Rum Cemaati ve bazi kesimler; Heybeliada Ruhban Okulu'nun açilmasi durumunda, burada yülarca kalip egitim gören ruhanilerin gittikleri ülkelerde Türkiye'nin taniümi ve lobisi açisindan yararli olacagi, Ruhban Okulu'nun tum dünyada taninmasi bundan dolayi egitime baslamasiyla birlikte, Ortodokslar için önemli bir ziyaret merkezi haline gelecegi yönüyle yeni firsatlar dogabilecegi fikrini neri sürmektedir. Olaya düz mantikla bakildiginda bunlann dogru olabilecegi kanisi hâsil olabilir. Ancak, köklen tarihte gizli olan sorunu tarihi gerçekleri de tahlil ederek kiyasladigimizda, bunlann birer yaniltma olabilecegi gün lsigi gibi ortaya çikacaktir.
Netice olarak, Heybeliada Ruhban Okulu'nun kapaülmasinin tamamen kanunî çerçevede yapildigi ve yalniz bu okulun kapatilmasina yönelik degil tum özel yüksekokullan kapsadigi, açilmasinin Lozan Bans Anlasmasi'nda belirtilen esitlik ilkesine aykin olmanin yani sira Rumlara verilen bir imtiyaz haline gelecegi, Türk Hükümeti tarafindan université bünyesinde ruhanî egitim verilmesi konusundaki önerilerin Fener Rum Patrikhanesi tarafindan reddedildigi ve bütün bu nedenlerden dolayi okulun açilmasi konusunun tamamen kördügüme dönüstügü söylenebilir.
Türkiye ise bu konuda laiklik, esitlik ve Lozan'da belirtilen "karsiliklilik" ilkesi ve kanunlar çerçevesinde hareket etmektedir. Ancak Fener Rum Patrikhanesi'nin yapmis oldugu yogun girisimler sonucu bu konu Türkiye'nin iç meselesi olmaktan çikarak uluslararasi alanda tartisümaya baslanmis ve Türkiye üzerine basküara dönüsmüstür. Türkiye'nin yapilan baskilar ve Avrupa Birligi'ne girme çabasiyla, Heybeliada Ruhban Okulu'nun dini bir okul kabul edilmesi ve okulun Patrikhanenin istegi dogrultusunda açilmasina izin vermesi hâlinde diger dinî okullarin açilmasina da örnek teskil edecegi, bu durumun Türkiye için sonradan cÖ2Ülemeyecek birçok sorunu daha gündeme getirecegi düsünülebilir. istanbul'da devlet içinde devlet kurulmasi demek olan bu gibi istekler 2amanla çogaltilacak ve belki de bir Ermeni Patrikhanesi, diger Müslüman dinî Cemaat Okullan, bir Hilafet Devleti gibi yeni Vatikanlar kurularak ístanbuTun, Türkiye'nin egemenlik sinirlannin disina çikanlmak istenebilecegini çok U2ak bir komplo teorisi olarak nitelendirmemek gerekir. Üstelik Patrikhane, yeni Vakiflar Yasasinin da çikanlmasi ile hedefine bir adim daha yaklasmis durumdadir. Bu nedenle, taleplerin sonradan alündan kalkilamayacak boyudara ulasmamasi için bu gibi istekler kararlilikla reddedilmelidir.
Tarihî sorunlar dünya kamuoyunda Türkiye aleyhine kullanilmaktadir. Türkiye bunlann üstesinden gelememektedir. Zira Fener Patrikhanesi'nin misyonuyla edindigi bir gücünün oldugu kabul edilebilir bir gerçektir. Bu nedenle Ö2ellikle basta Patrikhanenin ugrasamayacagi faaliyeder, muhatap olacagi devlet kurumu ve denetim kurallan iyi tespit edilmelidir. Statu belirlendikten sonra Patrik seçiminin hangi usui ve esaslar dâhilinde yapilacagi konusu da yeniden belirlenmelidir. Patrigin T.C. vatandasi olmasi, din egitimi almis olmasi; papa2, metropolit, despot olmasi gerekmelidir. Bu amaca yönelik Ortodoks din adami ihüyaci da herhangi bir devlet üniversitemÍ2Ín (mésela Ankara veya Istanbul Üniversitesi) Ilâhiyat Fakültesi bünyesinde disiplinler arasi bir kürsüde (mésela Dünya Dinleri Kultur Bölümü adi altinda) Ortodoks din adami yetistirmek maksadi ile egitim ve ögretim yapmak Ü2ere ögrenci alinarak giderilebilir.
Heybeliada Ruhban Okulu'nun Patrikhane'nin istedigi sekilde açilmasi durumunda, Fener Rum Patrikhanesinin dis baskilar sonucu bunu elde ettigi ve bundan sonra ortaya çikacak sorunlan ayni sekilde bir iç sorun olarak düsünmekten çok, uluslararasi alanda halletmeye çalisacagi da düsünülebilir.
Türkiye Cumhuriyeti; Patrikhaneyi ebediyete kadar ve memnuniyede topraklannda banndirmaya devam edebilir, Ortodoks inanislarim tasiyan vatandaslanna ve onlann kutsal bildigi degerlere saygi gösterebilir. Ancak Patrikhane ve çevresinden, onlara içinde bulunduklan sardan saglayan ülkenin birlik, bütünlük ve hukukuna saygi göstermesini beklemek, T.C.'nin en dogal hakkidir.
1 Bilal Eryilmaz, Osmanli Devleti'nde Millet Sistemi, Istanbul, 1992, s. 6.
2 Emruhan Yalçm, "Heybeliada Ruhban Okulu'nun Yeniden Açilmasi", Atatürk Yolu Dergisi, Ankara Üniversitesi Türk ínkilap Tarihi Enstitüsü, Yil:21, dl, S.41, Ankara, Mayis 2008, s. 127.
3 Heybeliada Ruhban Okulu Tarihçesi, Istanbul Adalar Kaymakamligi Bilgi Notu.
4 www.megar evma.net/ ruhbanokuluhxm(En^vca Tarihi: 28.3.2008).
5 Meydan Larousse, CIO, Heybeliada Mad. Yay.-Haz. Safa Kiliçoglu-Nezihe Araz-Hakki Devrim, Istanbul, 1993, s. 134.
6 Emruhan Yalçin, Atatürk Türkiye'sinde HkJimenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bilans Prvjesi, Siyasal Kitabevi, Ankara, 2008, s. 284.
7 Emre Ö2yilmaz, Heybetiada Baihban Okulu, Tamga Yayinlari, Ankara, 2000, s.36; Emniyet Genel Müdürlügü Güvenlik D.Bgk.'bgi ??? Belge No: 42226-1/2.
8 Nejat Guien, Heybeliada, Istanbul, 1985, s. 140.
9 Özdemir Kalpakçioglu, Yunan 'dan Dost Olma% Istanbul, 1993, s. 243.
10 Milliyet, 21 Nisan 1965.
11 Kamuran Abacioglu, Tiirkiye Gasatesi, 9 Ekim 1988.
12 Millyet, 21. Nisan 1965.
13 Kalpakçioglu, Yunan'dan Dost Olma^ s. 243.
14 Adnan Sofiioglu, Fener Rum Patrikhanesi ve Sìyan Faaliyetleri, Turan Yayincilik, Istanbul, 1996, s. 169 Millifjet 21 Nisan 1965.
15 Ali Güler, Diinden Bugiine Yunan-Rum Terörü, Ocak Yayinlan, Ankara, 1999, s. 55.
16 Süleyman Özmen, "Ekümeniklik ìddiasinin Tarihì Seyri, Patrikhane ve Ruhban Okulu", Sdahh Kuvvetìer Dergisi, Genelkurmay Askerì Tarih ve Stratejik Etüt ve Denedeme Baskanligi Yayinlari, Sayi:388, Yil: 1 25, Nisan 2006, s. 28.
17 Kutluay Erdogan, Katolik Okullan, Dünden Bugüne Istanbul Ansiklopedisi, CA, Istanbul, 1993.
18 Emniyet Genel Müdürlügü Güvenlik D.Bsk.'hgi Arsim Belge No: 42226-1/2.
19 httpr/aw^./Är^ÄtfÄ.gen.tt/turkceA^ Tarihi: 31.01.2004).
20 M. Süreyya Çahin, Fener Patrik ve Türkiye, Ötüken Yayinlan, Istanbul, 1980, s. 128.
21 M.S. Sahin, Fener Patrik ve Türkiye, s.384.
22 Yorgo Benlisoy-Elçin Macar, Fener Patrikhanesi, Ayraç Yayinevi, Ankara, 1996, s. 44.
23 Emruhan Yalçin, Son Haçh Kaien: Heybeüada, Elips Kitap, Ankara, 2009, s. 42.
24 Güler, Diinden Bugiine Yunan-Rum Terörii, s. 60.
25 Güler, Diinden Bugiine Yunan-Rum Terörii, s. 59.
26 Benlisoy-Macar, Fener Patrikhanesi, s. 67.
27 Ali Güler, Sorun OlanAvrupa Birligi, Ankara, 2003, s. 143-144.
28 Güler, Dünden Bugüne Yunan-Rum Terörü, s. 57-59;
http:/^»w./i«r/é:)w«e«.¿e«.tt/tarkce/somnun_ortaya_cikisi/ruhban_kumlusu.hto^ (Erigim Tarihi: 31.01.2004).
29 Tuncer Günay, Misy onerier ve Fener Rum Patrikhanesi Haçhlann Ajan-Provokatör KoI/an, Berikan Yayinevi, Ankara, 2002, s. 255.
30 Özyilmaz, Heybeliada Ruhban Okulu, s. 109.
31 Düstur,Y/A, 3. Kitap (16 Nisan 1965-8 Ekim 1965), s. 2847-2855, 625 Sayiü Kanun.
32 VTürk Di; Polinkasi, Ed. Baskin Oran, C. II, Istanbul, 2002, s. 450.
33 http://fl.parsimony.net/forum789/messages/13502.htm, (Erisim Tarihi: 31.01.2004).
34 UNokta Dergisi, 4-10 Eyliil 1994; Türkrfe Galtest, 29 Nisan 1996.
35 Prof. Dr. Ata Atun, ekümenik Patrikhane ne demektir? 2", 4 Arakk 2004, http: ? ? www.ataatun.orgl 'ekumenikpatrikhane-ne-amektir-2.html. (Erisim Tarihi: 03.03.2013).
36 5737 sayili "Vakiflar Kanunu", 27 ßubat 2008 tarihinde Resmî Gazete'de yayimlanarak yürürlüge girmistir.
37 Patrikhane'nin bu agiz degisikliginin sebebini Patrikhane yetkilileri, Türk makamlannin Heybeliada Ruhban Okulu'nun özel université olarak açilmasi fìkrine karsi çikmasi halinde, Heybeliada Papaz Meslek Okulu olarak egiüm-ögretime baslatilmasinin istenecegi, okulun bu isimle faaliyetine izin verilse dahi dünyadaki Ortodoks kuruluslarca université olarak kabul edilecegi, önemli olanin ögretime geçmesinin saglanmasi oldugunu belirtmislerdir. E.Yalçin, Son Hack Kalesi: Heybeliada, s. 84.
38 Zaman Gasatesi, 30 Nisan 1997.
59 Sabah, 20 Eylül 1997; Tuncer Günay, Misyonerler ve Tener 'Rum Patrikhanen, Haçhlann AjanProvokatör KoUan, Berikan Yayinevi, Ankara, 2002, s. 260.
40 Füsun Akay, "Heybeliada Ruhban Okulu", Cumhuriyet Pa^ar Detgisi, 20 ßubat 2000, s. 2-3.
41 Milliyet, 27 Eylül 2003.
42 http:/ Innw.muliyet.coml2003l08l08lsonlsontur10.html (Eri§im Tarihi: 28.08.2003).
45 "127 yilda 1000 mezun verdi, 32 yildir kapah", http:/ lwnw.milliyet.com.tr/2003/09/30/cumartesi/cum03.html (Erisim Tarihi: 03.03.2013).
44 http:/ ? haber.supennline.com I haber/ ' haberler/ 0.1 082.103464 3.00.1 2003 1 09/ 27 1 cumarteúl cum03. html (Anadolu Ajansi) (Eri§im Tarihi: 27.09.2003).
45 Avrupa Birligi Genel Sekreterligi, "MEB Hüseyin Çelik, HRO'nun Açilmasi", http://www.abcs.ppv.tr/ indexphp?=26792fj 1 (Erisim Tarihi: 17.04.2008).
46 http://www.millhd.com.tr/ 2003/1 1/11 / shaset/ sh07.html(Enym Tatihi: 11.11 .2003)
47 Aksam, 31 Ocak 2004,09:33; http://www.nethaber.com.trl haberl haberlerl 0, 1082, 111816 3.00.html (Erisim Tarihi: 31.01.2004).
48 http://www.boston.com/daily pfobe2/039/nation / Istanbul s Greeks stake new claim to past+shtml (Erisim Tarihi: 08.02.2003).
49 Tahii- Tamer Kumkale, "Once Vatan", 24 Haziran 2004; http:/ wnw.kumkak.net/RtimkaIe/ttk (Erijim Tarihi:17.04.2008).
50 Zaman, 12 Temmuz 2004.
51 Ortadogu, 19 Haziran 2005; Bitgün, 18 Haziran 2005.
52 Hürriyet, 2 Mayis 2006.
53 Hümyet, 23 Haziran 2006.
54 www.cnnturk.com (Erigim Tarihi: 17.10.2007).
55 Yalçin, Atatürk Türkiye 'sinde Ekümenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bilans Projen, s. 387.
56 Okan Konuralp, 'Tattiklikteki 20. Yilinda I. Bartolomeos", Hürriyet, 23 Ekim 201 1 .
57 Yorgo Kirbaki, "Darbeci Yunan'dan Bir Tuhaf Kitap", Hümyet, 07.10.2012.
58 Haçim Söylemez, "fieybeliada lledeme Raporuna Yetigtirilecek", Cihan Haber, Eylül/Ekim 2004, Sayi:6, Istanbul, s.l 8.
59 Akfam, "ATO ve Türk Ortodoks Kilisesinin Tespideri", 22 Arakk 2004.
60 M. Çelik, Siy osai Sistem Açisindan Bilans tmparatorlugunda Din-Devlet îliskileri, s.25.
61 Özyilmaz, Heybeliada Ruhban Okulu, s. 133-134.
62 Göknur Calan, "Fener Patrikhanesi Vatikan Olma Yolunda", Nokia, Sayi:37, 4-10 Eylül 1994, s. 27.
63 Bojidar Gpof, "Rum Patrikhanesi'nin Ruhban Okulu Dezenformasyonu", 31.01.2013, http:/ 1 ' 1V1W.21 yyte.orpj ' tr/ya^/6870-lbim Patrikbanesinin Ihihbaii Okulu De^enformasyomi.html (Eriçim Tarihi: 25.02.2013).
64 Yalçin, Son ?af Kaien: Heybeliada, s. 130.
65 Bojidar Cipof, "Rum Patrikhanesi'nin Ruhban Okulu Dezenformasyonu", 31.01.2013.
66 Bekk Berk, Patrikhane ve Kibris, Istanbul, 1962, s. 12.
67 TUSAM Ulusal Giivenlik Strateji Araçtirmalan Merkest, "Heybeliada Ruhban Okulu", http: Itvnw.tusam. ne //makale (Erijim Tarihi: 09.11.2007).
68 Gözde Kiliç Ya§in, "Heybeliada Ruhban Okulu", TUSAM, http:/ ' tvtm.tusam.net l 'makale (Eri^im Tarihi: 1.1.2005).
Kaynakça
ABACIOGLU Kamuran (1988)Türkiye Galtest, 9 Ekim 1988.
ACAR Sadik; "Avrupa Birligi Kararlan Baglaminda Türkiye Avrupa Birligi Ei§kileri", http;//ki$i,deu.çdu,tr/sa(^k,açar
Ak§am Gazetesi
AKTAÇ Melih (1995) 'Tatrikhanede Rusya-ABD Sava?i", Zaman, 21 Eylül 1995.
ALTINDAL Aytunç (1994) "Statu Meselesi Sorunudur", Nokia, 4-10 Eylül 1994.
BALOGLU Zekai (1993) "Patrikhane ve Rahipler Okulu, tncekme RaportT, 10 Nisan 1993.
BALOGLU Zekai (2000) Grek Devieti Patrikhane ve Rahipler Okulu, Harp Akademileri Komutanligi Yayinlan, Ikinci Baski, Istanbul.
BENLISOY Yorgo - Macar, Elçin (1962) Fener Patrikhanesi, Ayraç Yayinevi, Ankara, 1996.
BERK Bekir Patrikhane ve Yabns, Istanbul.
CALAN Göknur (1994) "Fener Patrikhanesi Vatikan Olma Yolunda", Nokia, Sayi 37, 4-10 Eylül 1994.
CiPOF Bojidar; "Rum Patrikhanesi 'nin Ruhban Okulu Dezenformasyonu", 31.01.2013, http:/ 1 www.21jyte.org/ tr/ja%i6870Rum Patrìkhaneanin Ruhban Okulu De^enformasyonu.html
CNNTÜRK 06 Aralik 2004.
ÇELÎK Mehmet (1995) Siyasal S '¿stem Açisindan Bilans Imparatorlugunda Din-Devlet îliskileri (Kurulusundan X. Yy. 'a kadar), 2. Baski, Elazig.
DERÎNGÎL Selim (1995) "Fener Patrikligine Sahip Çikalim", Milliyet, 17 Mart 1995.
Düstur, V/4, 3. Kitap (16 Nisan 1965-8 Ekim 1965), s. 2847-2855, 625 Sayili Kanun.
Emniyet Genel Müdürlügü Güvenlik D.BsL'ligi Argivi Belge No: 42226-1/2.
ERDOGAN Kutluay (1993) Katolik Okullan, Dünden Bugüne Istanbul Ansiklopedisi, Cilt 4, Istanbul.
ERYILMAZ Bilal (\992)OsmanliDevkti'nde Millet Sistemi, 1992, Istanbul.
GÖKCEN Salim; "Bartholomeos, Ruhban Okulu ve Ekümenizm: Patrik'in Faaliyetlerinden Notlar", www.Stradigma.com
GÜLEN Nejat (1985) Heybeliada, Istanbul, s.140.
GÜLER AH (2003) Sorun Ohn Avrupa Birligi, Ankara.
GÜLER Ali (1999) Dünden Bugüne Yunan-Rum Terörü, Ocak Yayinlan, Ankara.
GÜNAY Tuncer (2002) Misyonerler ve Fener Rum Patrikhanesi Haçhlann Ajan-Provokatör Kollan, Berikan Yayinevi, Ankara.
Heybeliada Ruhban Okulu Tarihçesi, Istanbul Adalar Kaymakamligi Bilgi Notu.
Hütriyet G attesi
ÎNAF Haber Bülteni.
KALPAKÇIOGLU Özdemir (1993) Yunan'dan Dost Olma^ Istanbul, s. 243.
KIRBAKi Yorgo; "Darbeci Yunan'dan Bir Tuhaf Kitap", Hürriyet, 07.102012.
KÖRÜKLÜ Refet (2001) "Türk Ortodokslan için Ruhban Okulu Açilmalidir", Türk Dünyasi ? arihD ergisi (Ocak).
MACAR Elçin (2003) Cumhurijet Dòneminde Istanbul Rum Patrikhanesi, Iletisim Yayinlan, Istanbul.
Meydan Larousse (1993) CIO, Heybeliada Mad. Yay.-Haz. Safa Kliçoglu-Nezihe ArazHakki Devrim, Istanbul.
Milliyet Gazetesi
Nokia, 4-10 Eylül, s.28.
ÖZMEN Süleyman (2006) 'Ekümeniklik îddiasinin Tarihî Seyri, Patrikhane ve Ruhban Okulu", Silahh Kuwetler Dergisi, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etiit ve Denetleme Baskanhgi Yayinlan, Sayi 388, Yil 125 (Nisan).
ÖZYILMAZ Emre (2000) Heybeliada Ruhban Okulu, Tamga Yayinlan, Ankara.
Sabah Ga^etesi
SOFUOGLU Adnan (1996) FenerRum Patrikhanesi ve Siyasi Faaliyetleri, Turan Yayincilik, Istanbul.
SÖYLEMEZ Hasim (2004) "Heybeliada îlerleme Raporuna Yetistirilecek", Ghan Haber, Sayi 6, Istanbul. (Eylül/Ekim)
$AHIN M. Süreyya (1980) FenerPatrik ve Tiirkiye, Ötüken Yayinlan, Istanbul.
TUSAM Ulusal Güvenlik Strateji Arastirmalan Merke^i, "Heybeliada Ruhban Okulu", http: / www. tusam. net/ makale
Turk DisPolitikasi (2002) Ed. Baskin Oran, Cut II, Istanbul.
Tiirkiye Ga^etesi
"Tiirkiye ve Avrupa Birligi îliskileri", http: / 1 www.abgs.gov.Xx
YALÇIN Emruhan (2008) Atatiirk Tiirkiye' sinde Ekiimenik Ortodoks Patrikhanesi ve Bilans Projesi, Siyasal Kitabevi, Ankara.
YALÇIN Emruhan (2009) Son Haf/i Kalesi: Heybeliada, Elips Kitap, Ankara.
YA§IN Gözde Kiliç; "Heybeliada Ruhban Okulu", TUSAM, http: / www. tusam. net I makale
Zaman Ga^etesi
Emruhan YALÇIN
21 . Yüzyil Türkiye Enstitüsü
Emruhan YALÇIN, Doç.Dr., 21. Yüzyil Enstitüsü, Ankara. E-Posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Hacettepe University, Ataturk Institute for Modern Turkish History Spring 2013
Abstract
The Holy Theological School of Halki, established on October 1, 1844, in order to promote unity among the Orthodox population on theological issues, regulations and practices of the creed had been constructed as a facility of the Greek Patriarchate of the Phanar and served for training and instructing clergy to the affiliated metropolitans and churches. The restrictive clause amended by the Supreme Court on 1971 stating all private universities to be "monitored and controlled by the State" was disavowed by the Patriarchate and it preferred to close down the Department of Theology. As of 1971-1972 academic year, it began to operate as Private High School of Halki for Boys. The state, characteristically as a regulative institution, devised to monitor and control the educational activities. As the clause amended the state control over schools was not accepted by the Patriarchate, the Holy Theological School of Halki has not been resumed hitherto. Patriarchate, exclusively for the Theological School, demands a sui generis privilege through performing self-determination of the intramural activities and enrolling international students, instructors and scholars to the Theological School. Such demands complying with the ecumenical allegations of the Patriarchate, has an contradicting nature to the essence of Lausanne Treaty and other international conventions as well as Turkish codes of law. On issues concerning the Theological School of Halki, Turkey has been acting within the framework of secularism, equality and the principle of "reciprocity" as stated in Lausanne Treaty and Turkish Republic Codes of Law. The issue of re-opening Theological School as an international case rather than a domestic one, with the initiative of the Patriarchate resulted as multi-dimensional pressure on Turkey, and instigated an international debate generating a matter well beyond the domestic affair of the state. For its particulars, on the brink of accession to the European Union, any attempt to re-open the Theological School could set an example leading to resume other religious schools, will provoke many issues within Turkey and most likely be difficult for the secular statehood to tackle with. Therefore, historical facts should not be neglected while looking for possible solutions. [PUBLICATION ABSTRACT]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer