Özet: Bu arastirma, Agri Ili, Patnos Ilçesi ilkokul ve ortaokul kurumlarinda çalisan ögretmenlerin tükenmislik düzeyleri ile cinsiyete, medeni duruma, okulda görev yapan ögretmen sayisina, yasa ve mesleki kidem süresiyle arasinda iliski olup olmadigini incelemek amaciyla yapilmistir. Arastirma, Agri Ili'nin Patnos Ilçesi'nde görev yapan 200 ilkokul ve ortaokul ögretmeni üzerinde yapilmistir. Arastirma, betimsel türde olup tarama yöntemiyle gerçeklestirilmistir. Veri toplama araçlari olarak Maslach Tükenmislik Envanteri ve Kisisel Bilgi Formu kullanilmistir. Verilerin analizinde bir istatistik programi kullanilarak analiz yapilmistir. Arastirma sonucunda elde edilen veriler, degiskenlere göre t-testi ve ANOVA testine tabi tutulmustur. Arastirma sonuçlarina göre ögretmenlerin; cinsiyete göre mesleki tükenmislik düzeyleri 0,05 düzeyinde farklilasmamistir. Okulda görev yapan ögretmen sayisina göre mesleki tükenmislik düzeyleri 0,05 düzeyinde farklilasmistir. Medeni duruma, yasa, mesleki kideme göre mesleki tükenmislik düzeyleri 0.05 düzeyinde farklilasmamistir.
Anahtar Kelimeler: Mesleki Tükenmislik, Ögretmen, Kidem, Okul, Egitim
The Investigation In Terms Of Different Variables Of Occupational Exhaustion Of Teachers'
Abstract: This research is carried out to investigate whether there is a relationship between the occupational exhaustion levels of teachers working in primary and secondary education by gender,marital status number of teachers who worked at the school,age and the duration of professional seniority in Agri/Patnos. The research is carried out on 200 primary and secondary school teachers who worked in Agri/Patnos. The research is descriptive type made by using screening method. Maslach Exhaustion Inventory and Personal Information Form is used as data collection and were analyzed using a statistical program for data analysis. The data obtained from the research are tested by t-test and ANOVA. According to the survey, the levels of occupational exhaustion of teachers by gender differ 0.05. The levels of occupational exhaustion of teachers by the number of teachers who worked at at the school differentiate 0.05. The levels of occupational exhaustion by marital status, age and professional seniority differ at the level of 0.05.
Key Words: Occupational Exhaustion, Teacher, Seniority,School, Education.
1. GIRIS
Günümüz insani, bir taraftan kentlesme, sanayilesme, bilim ve teknolojik gelismelerin yol açtigi hizli degisim içinde birtakim önemli sayilabilecek toplumsal ve psikolojik problemlerle karsilasirken, diger taraftan günlük hayatin sorumluluklarini yerine getirme, diger insanlarla iliski kurma ve bu iliskiyi devam ettirmenin kaygisini yasamaktadir. Sanayilesmenin, kentlesmenin, insanoglunun yerine getirmesi gereken rollerin çogalmasinin, bireyler arasi iliskilerin komplekslesmesinin, hayatin güçlesmesinin birey üzerinde olusturdugu stres, sagligi olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Çalisma ve is hayati insanoglunun çok önemli bir parçasidir. Insanlar gündelik hayatlarinin büyük bir kismini issel faaliyetlerini planlayarak geçirirler. Is yasaminda insanlarin stres yasamalari ise kaçinilmaz bir durumdur. Özellikle sosyal rollerin farklilasmasi, bireyler arasindaki iliski yumaginda anlasmazliklar yasanmasi, çalisma ortamlarinda rekabetin önemli olmasi, kisilerin kendini kanitlayabilme ugrasi, yüksek beklentilerin olusu gibi sartlar da çalisan insanlarin ruh sagliginin olumsuz bir biçimde etkilenmesine ve stres ortamina girmelerine sebep olmaktadir. Is streslerinin yasanmasi, kisilerin özel hayatlarindaki zorluklar ve problemlerle birlestiginde ise hem bireysel hem örgütsel bakimdan önemli problemlerin olusmasina sebep olmaktadir. Bundan dolayi insanlarin sagligini ve örgütsel anlamda verimliligini etkileyen çok sayida problemin temelinde stres vardir. Bu alanda yapilan çalismalar, uzun süre yogun stres ile yasamanin sagligi çok önemli boyutlarda tehdit ettigini ortaya çikartmaktadir (Özdogan, 2008,1).
Yasanilan bu stres sonucunda çalisilan ortam, is yerinde var olan karmasik iliskiler, rol karmasasi, kurumun isleyisinde meydana gelen aksakliklar ve statü gibi etkenler çalisan bireyleri olumsuz yönde etkilemeye basladigi zaman tükenmislik yasanmasi ise kaçinilmaz bir durum olarak meydana gelmektedir (Urfali Aksoy, 2007,1).
Tükenmislik kavrami, yardim mesleklerinde meydana gelen psikolojik bir fenomen olarak ilk kez Bradley (1969) tarafindan kullanilmasina ragmen (Schaufeli ve Enzmann, 1998), düsük basari, duyarsizlasma ve is ilgisinin azalmasi semptomlarinin esliginde fiziksel, duygusal ve beyinsel bir yorgunluk fenomeni olarak ilk kez Freudenberger (1974) tarafindan tanimlanmis (Weisberg ve Sagie, 1999) ve çok sayida arastirmaci tarafindan farkli tanimlari yapilmistir. Fakat, tükenmislik ile ilgili literatüre bakildigi zaman kavram ile ilgili geçerli olan iki tanim öne çikmaktadir. Maslach ve Jackson (1986)'a göre tükenmislik, insana yardim mesleklerinde çalisan kisiler arasinda, duygusal tükenmislik, duyarsizlasma ve kisisel basari duygusunun azalmasi seklinde meydana gelen bir sendromdur. Pines ve Aronson (1988)'a göre tükenmislik, bir sevk, enerji, idealizm, perspektif ve amaç kaybi olarak sürekli strese, umutsuzluga, çaresizlige ve kapana kisilmislik duygularina sebep olan fiziksel, duygusal ve zihinsel bir yorgunluk semptomudur (Akt. Çarpi, 2008, 2).
Maslach ve digerlerine (2001) göre, "Modern zamanlarin önemli fenomenlerinden biri olarak bilinen tükenmislik (burnout), ilk olarak 1970'lerde Amerika'da; müsteri hizmetlerinde çalisan insanlarin yasadigi mesleki bunalimi ifade etmek maksadiyla kullanilmistir. Ancak, Greenenill'in 1961 yilinda yayimlamis oldugu, ruhsal çöküntü yasamis ve hayal kirikligina ugramis bir mimarin isini terk edip Afrika ormanlarina kaçisini anlatan "Bir Tükenmislik Olayi", orjinal adiyla "A Burnt-Out Case", isimli romaninda da kendine yer bulan bu popüler kullanim, "büyük bir bikkinlik ve kisinin isine duydugu baglilik ile idealizminin sönmesi" seklinde tanimlanmistir. Burada önemli olan nokta, tükenmisligin arastirmacilar tarafindan önemli bir çalisma konusu olmasindan çok önce, hem uygulayicilar hem de sosyal elestirmenler tarafindan, 'sosyal bir problem' olarak öneminin anlasilmis olmasidir "(Akt. Gürbüz, 2008,3).
Is hayatini ve hayatin diger alanlarini olumsuz yönde etkilemesinden dolayi tükenmislik, Ergin (1996)'in ifade ettigi sekilde, son 20 yil boyunca arastirmacilarin dikkatini çeken bir konu olmayi basarmistir. Kisi ve örgütler açisindan önemli sonuçlar meydana getirmesi sebebi ile özellikle çalisan insanlarin islerine iliskin tutumlarinin ve tükenmisliklerinin bireyi nasil etkiledigi, arastirmacilarin üzerinde önemle durduklari konulardir. Insanlarla çalisilan ve onlarla daha fazla ilgi ve yüz yüze iliski kurulmasini gerektiren mesleklerde (Doktor, hemsire, ögretmen, sosyal hizmet uzmani, psikolog ve bankacilik vb.), etkilesime girilen ve hizmet verilen insanlarin birer canli olmasi hizmet veren insa nlarda ek bir sorumluluk uyandirmakta ve yipranma olayi çok daha fazla yasanmaktadir. Insanlarla çalisilan mesleklerdeki bu ve buna benzer özellikler göz önüne alindiginda tükenmislik yasanmasinin kaçinilmaz olabilecegi düsünülebilir (Urfali Aksoy, 2007,1).
Kisilerle yüz yüze iletisim gerektiren meslek gruplarinda meydana gelen mesleki tükenmislik, ögretmenlik meslek grubunun da yasadigi bir durum olup bu durum da meslek mensuplarinin çalisma performansini etkileyen önemli bir olaydir. Tükenmisligin sebepleri arasinda kisisel ve örgütsel faktörler yer almaktadir. Örgütsel faktörler arasinda; çalisma sartlari, çalisan insanlarin performanslari, ise bagliliklari, basarilari ve isten memnuniyetleri, kalite, örgütün performansi gibi faktörler bulunmaktadir (Bal, Koçyigit ve Öztürk, 2011, 84-85).
Okullarda egitim-ögretim faaliyetlerini yürüten ve bu süreci kontrol eden ögretmenlerdir. Günümüz nüfusunda meydana gelen artisa paralel olarak okullarda ögrenci sayisi hizli bir sekilde artmakta, buna karsin ögretmen sayisinda ise bir yetersizlik görülmektedir. Ayrica, çok hizli gelismelerin yasandigi dünyadaki yenilikler artmakta ve insanoglunun hizmetine sunulmaktadir. Bunun dogal bir sonucu olarak egitim ögretim sartlari da sürekli olarak degismekte, ögretmenlere yüklenen rol ve ögretmenlerden beklenenler de bu oranda artmaktadir. Kendisinden beklenenleri gerçeklestirmek için çaba sarf eden ögretmen, tüm zamanlarda egitim sisteminin olmazsa olmaz bir ögesi olagelmistir. Teknolojik gelismeler ve özellikle egitim alaninda meydana gelen yenilikler egitim ve ögretim faaliyetlerine bir noktaya kadar katki saglayabilir ve ögretmenin yükünü biraz azaltabilirler, fakat hiçbir zaman ögretmenlerin islevlerini yerine getiremezler. Fakat bu durum da, ögretmenin kendisini sistemin vazgeçilmez bir ögesi olarak görerek, gelisen teknolojiye ayak uydurmaktan ve kendisini yenilemekten geri kalmasini gerektirmemektedir. Çünkü gelismeler ve degismelerle beraber egitimin amaçlari ve ögretmen rolleri de degisme göstermektedir. Ögretmenler gün boyunca ögrencilerle, velilerle ve okul idaresi ile etkilesim hâlindedir ve bu durum ögretmenlerde strese sebep olabilmektedir (Gürbüz, 2008,2).
Kyriacou ve Sutcliffe (1978)'e göre "Ögretmen stresi; ögretmenin bir ögretmen olarak isinden dolayi meydana gelen gerginlik, kizginlik, endise, sinirlilik ve depresyon gibi hos olmayan duygulari yasamasi, tecrübe etmesi olarak tanimlanmaktadir. Cunningham (1983)'a göre ögretmen tükenmisligi ise, "Uzun süren bir ögretmen stresi sonucunda, özellikle fiziksel, duygusal ve davranissal çöküntü özellikleri ile karakterize edilen bir sendromdur. Zaman kisitlamalari, ögrenci sayisi, yönetsel ve veli desteginin olmamasi ögretmen tükenmisligine sebep olan stres kaynaklari olarak tespit edilmistir. Bunun yaninda; kirtasiyeci lik, disiplin problemleri yasayan ögrenciler ve eksik denetçi destegi ögretmenlerin tükenmisliginin sebepleri olarak belirtilirken; kirtasiyeciligin tükenmisligin belirleyicisi oldugu ortaya çikmistir. Benzer sekilde elestiri, düsük gelir, prestij eksikligi, parçalanmis ailelerden gelen ögrencilerin çoklugu ve tükenmislik, egitimciler üzerinde daha fazla strese sebep olmakta, egitimciler duygusal rahatsizliklara karsi daha hassas olabilmektedir (Akt. Gürbüz, 2008,2).
Ögretmenlik meslegi, strese yol açan nedenlerle, özellikle ruhsal saglik ve buna paralel olarak çalisma hayatlarinin olumsuz bir sekilde etkilenmesinde yüksek risk grubuna giren bir meslektir. Olumsuz sartlar ve gerilim ortaminda çalisma, ögretmen hizmetlerinin niteliginde bozulmaya yol açarken, ayni zamanda birey olarak da sagligini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu tür etkileme ögretmenin ögrencilerine, isine ve diger bireylere karsi ilgisini, sevecenligini ve onlar için bir seyler verme ya da olusturma kapasitesinin azalmasina sebep olabilir. Bu durumda ise ögretmenin öncelikle verimi, ilerleyen zaman diliminde ise mesleksel hemen tüm niteliklerinde ciddi kayiplar göze çarpar. Ögretmen tükenmisligine sebep olan bireysel ve kurumsal faktörler bulunmaktadir. Ögretmenin yasi, cinsiyeti, evli olup olmadigi, egitim seviyesi, çalistigi süre, çalistigi son kurumdaki görev süresi gibi degiskenlerin yani sira is deneyimi, ögretmenligin ödüllendirici olup olmamasi ve ögretmenin kendisini etkili bir ögretmen olarak degerlendirip degerlendirmemesi, bireysel özellikleri tükenmisligi ortaya çikaran bireysel faktörlerdir. Tükenmislikle ilgili olarak incelenen kuruma iliskin faktörler ise, kurumdaki rol karmasasi, rol belirsizligi, karar verme sürecine katilmama, idarecinin/yöneticinin destegi, kurumdaki ödüllendirme sistemi, çalisilan kurumun sosyoekonomik düzeyi olarak sayilabilir. Buna ilaveten, çalisilan ortam, is doyumu, isten soguma ve yetersiz egitim tükenmislige yol açabilmekte; çalisilan ögrencilerin özelliklerine bagli olarak da tükenmislik meydana gelebilmekte; ögrencilerin motivasyonu, problem davranislari, ögrencilerin yasi ögretmenlerin tükenmisligini arttirici sebepler olabilmektedir (Besler, 2006,27-29).
Maslach, tükenmislik kavramini duygusal tükenme, duyarsizlasma ve kisisellige iliskin duygulari simgeleyen üç farkli boyutta incelemektedir (Ergin, 1992,143). Baska bir deyisle Maslach'a göre tükenmislik "Isi geregi insanlarla siki bir iliski içerisinde olan insanlarda görülen duygusal tükenme, duyarsizlasma ve kisisel basari hissi" seklinde ifade etmektedir (Maslach ve Zimbardo, 1982,3). Sürekli olumsuz duygulari ifade eden bu olgu üç temel boyutta ele alinmaktadir.
Duygusal Tükenme: Bireyin duygusal kaynaklarinin tükendigini fark etmesiyle duygusal bir yorgunluk hissetmesi ve çalistigi kurumda hizmette bulundugu bireylere geçmiste oldugu kadar verici ve sorumsuz oldugunu düsünür. Gerginlik ve kaygi duygusunu asmak için mesafe alamayan birey için baska bir gün ise gitmek çekilmez bir durum almaktadir. Bu nedenle ise gitmeme, isyerine zamaninda gelmeme, psikosomatik sikâyetler sebebiyle ise devamsizlik, isten çikma gibi hem çalisan hem de kurum açisindan olumsuz ve verimsiz bir durum meydana gelmektedir. Duygusal tükenme benzer sekilde; tükenmisligin kisisel stres boyutunu belirtmekte ve "Bireylerin islerinde yorulmalarini ve yipranmalarini duygusal ve fiziksel kaynaklarinda azalma" anlamina gelmektedir (Kayabasi, 2008,95). Duygusal tükenme, çogunlukla kiside baska insanlara yardim ederken, istenen psikolojik ve duygusal taleplerin fazla olmasindan dolayi ortaya çikan bitkinlik durumunu ifade eder. Birey depresif duygulariyla, kendini desteksiz ve güvensiz hissetme, ümitsizlik, evde gerginligin artisi, kizginlik, huzursuzluk, mutsuzluk gibi olumsuz duygularindaki artis, nezaket, saygi ve dostluk gibi olumlu duygulari azalmaktadir.
Duyarsizlasma: Hizmet veren insanlarin hizmet verdikleri insanlara birer nesneymis gibi davranmasi, asagilayici sözler sarf etmesi, umursamaz, alayci bir tutum göstermeleridir. Aslinda bu davranislarin altinda bir yabancilasma duygusu ve savunma mekanizmasi yatmaktadir. Yani duyarsizlasma; tükenmisligin bireyler arasi boyutunu simgelemekte ve müsterilere yönelik olumsuz, kati tutumlari ve ise karsi tepkisiz hâle gelmeyi belirtmektedir (Maslach, Leiter and Schaufeli, 2001, 403; Douglas and Wright, 1997, 492).
Kisisel Basari: Bireyin kendisi hakkindaki degerlendirmelerinin olumsuz bir özellik kazanmasi sonucu, is hakkindaki çesitli olaylarda kendini yeterli görmeme ve isyerinde karsilasilan bireyler arasi iliskilerde de basarisizlik duygusu olusur. Böylece sarf ettigi çabanin bosa gitmesi ve suçluluk duygusu çalisanin is motivasyonunu olumsuz yönde etkileyerek basari için gerekli olan davranislari gerçeklestirmesini engeller kisisel basarili olma duygusu; "Bireyin kendi kisiligini olumsuz degerlendirme egiliminde olmasi"ni ifade etmektedir ( Kayabasi, 2008, 195).
Girgin (1995) tarafindan ögretmen tükenmisligi üzerinde yapilan arastirmada ögretmenlerin tükenmisligini etkileyen faktörleri ve ögretmenlerin meslegi birakmasina yol açan durumlari su sekilde dile getirmistir:
1- Ögretmen yasi ile tükenmislik olasiligi arasinda ters oranti vardir.
2- Ögretmenin baski altinda olusu ile tükenmislik arasinda dogru oranti vardir.
3- Meslekte 5 yildan sonra tükenmislik azalir.
4- Ögretmenin alternatif gelir kaynaklari ile tükenmislik arasinda dogru oranti vardir.
5- Ögretmenin meslegi beklentisine uygun degilse tükenmislik ihtimali daha da artar (Karayazi, 2008, 18).
Kademesel bir biçimde yasanan bir süreç olan tükenmislik; cosku dönemi, durgunluk dönemi, engelleme dönemi ve apati dönemi olmak üzere dört dönemdir. Edelwich ve Brodsky (1980)'a göre bu dönemler kisaca su sekilde gelisirler (Akt. Karakus, 2008, 31).
Sevk ve Cosku Dönemi: Baslangiçta bireyde umut, enerji artisi ve mesleki hedefler vardir. Ancak is ortamindaki uygulama problemleri, ön yargi, sik elestiri, kendine ve yasamin farkli yönlerine yeteri miktarda zaman ayirtmamasi, enerji saglayamamasi, uyum saglama çabasi ve bütün bunlarla bas edememe sonucu durgunlasma baslar. Bu sartlar altindaki bu dönem çalismaya basladiktan bir yil sonra ortaya çikar.
Durgunluk Dönemi: Ilk zamanlardaki motivasyon azalir. Bireyin beklentileri gerçeklesmedigi için hayal kirikligi meydana gelir. Is disi ilgileri daha önemli boyutlara ulasir.
Engelleme Dönemi: Bu dönemi geçiren birey isin degeri ve anlamiyla ilgili birtakim sorular sormaya baslar. Isi devam ettirip ettirmemeyi sorgular. Isini, sinirlarini, amaçlarini gerçeklestirmede, isi yapmaya engel ve tehdit olarak görür. Duygusal, davranissal, fiziksel problemler bu dönemde görülmeye baslar.
Apati (Ilgisizlesme) Dönemi: Bu dönemdeki birey artik derin duygusal kopmalar, kisirlasma, umutsuzluk, inançsizlik davranislari sergiler. Is istir düsüncesi olustugu için isine çok az zaman harcamaya baslar. Bu dönemde yasanan ilgisizlik en önemli safhasindadir. Ise geç gelme, duyarsizlik, rutin yapilacaklar disinda baska bir is yapmama, sürekli isten yakinma durumlari olusmaya baslar.
Bir süreç olarak yasanan tükenmislik, her dönemi farkli özellikler gösterdigi için bu dönemlere ayrilarak analiz edilmesi daha yararli olur. Kisilerin tükenmislik seviyeleri belirlendiginde tamamiyla tükenmislik vardir veya yoktur denilememekte, her döneme ait degerlendirme ayri ayri yapilmaktadir. Bu evreler her zaman sirasiyla gerçeklesmeyebilir. Bu analizlerin birbirini izlemesi, erken teshis ve önleme asamalarinda önem tasimaktadir (Karakus, 2008, 31-32).
Birlikte çalisan insanlarin bazen is disi konularda konusmalari ve birlikte güzel zaman geçirmeleri, aralarinda daha sicak ve samimi bir iliski kurulmasini saglayarak o bireylerin birbirlerine olan desteklerini arttirir. Birlikte çalisan bireylerin uyumlu bir takim çalismasi içinde olmalari, aralarinda adil bir görev paylasiminin olmasi, hem hizmetin kalitesinin artmasini saglar, hem de iliski problemlerini önler. Birlikte çalisma sonucunda olusan problemlerin zamaninda, sorun büyümeden çözülmesi gereklidir. Iste karsilasilan problemlerin ve duygusal zorluklarin paylasilabilecegi destekleyici takimlarin olusturulmasi da yararlidir. Daha kidemli is arkadaslari, iste yeni olan kisilere gerçekçi rol modelleri olabilmelidirler. Is yerinde destekleyici bir ortam içinde olmak büyük bir öneme sahiptir. Böylece çalisanlar arasinda olusabilecek tükenmislik sendromunu önlemek ya da etkisini azalmak mümkün olabilir (Çiper, 2006, 28-29).
Ögretmenlerin tükenmislikten kurtulmalari ve daha mutlu olmalari için yönetimin çesitli önlemler almasi önemli bir kosuldur. Ögretmenlerin tükenmislik yasamamalari için okulun, demokratik bir ortam hâline getirilmesi gerekmektedir. Demokratik okuldan kast edilen yöneticilerin otoriter ve baskici davranmadigi, bilgi alisverisine olanak sagladigi, okulla ilgili durumlarda ögretmenlerin de kararlara katildigi, egitim ve ögretim faaliyetlerinde ögrencinin merkez alindigi, ailelerin egitime her konuda destek verdigi destekleyici bir ortam hazirlanmalidir. Bu sekilde örgüt ikliminin tükenmislige neden olmasi engellenebilir (Gündüz, 2006, 49).
Bu alanda yapilan çalismalarda ögretmen tükenmisliginin cinsiyet (Schaufeli ve Greenglass, 2001; Maslach ve Jackson, 1981), yas (Schwab, Jackson ve Schuler, 1986), medeni durum (Maslach ve Jackson, 1984), egitim durumu/seviyesi (Gündüz, 2005; Maslach ve Jackson, 1981) gibi demografik degiskenlerle iliskili oldugu belirtilmistir. Diger taraftan, çalisilan kurum ya da örgütten kaynakli rol belirsizligi (Schaufeli ve Peeters, 2000), rol çatismasi ve demokratik okul ortami (Dworkin, 2001), algilanan sosyal destek (Gündüz, 2005; Chen, 2002; Dick ve Wagmer, 2001; Maslach ve Jackson, 1984), is yükü (Schaufeli ve Enzmann, 1998), ödül-ceza (Schwab, Jackson ve Schuler, 1986) ve disiplin problemlerinin (Pines, 2002) ögretmen tükenmisligi üzerinde önemli degiskenler olduklari tespit edilmistir. Ayrica, ögretmenlerin beklentilerinin (Maslach ve Jackson, 1984), stresle bas etme sekillerinin (Schaufeli ve Greenglass, 2001), is ortamindan kaynakli stresin (Betoret, 2009; Kokkinos, 2007; Chan, 2002; Schaufeli ve Peeters, 2000), is doyumunun (Teltik, 2009), sinif yönetimine yönelik algilanan yetkinlik inancinin (Brouvers ve Tomic, 2000) ve ögretmenlige yönelik yetkinlik inancinin (Teltik, 2009; Betoret, 2009; Karahan, 2005; Schwarzer ve Hallum, 2008; Chan, 2007; Çimen, 2007; Egyed ve Short, 2006; Evers, Brouwers ve Tomic, 2002; Chan, 2002; Grau, Salanova ve Peiró, 2001; Brouvers, Evers ve Tomic, 2001; van Dick ve Wagner, 2001; Brouwers ve Tomic, 2000) yasanilan tükenmislikle iliskili oldugunu gösteren birçok arastirma bulgusu bulunmaktadir (Akt. Çelikkaleli, 2011, 41).
Türkiye'de ögretmenlerin çogunlugu devlet okullarinda görev yapmaktadir. Devlet okullarinda görev yapan ögretmenler; disiplin problemleri, personelin ilgisiz tutumlari, okul mevcutlarinin kalabalik olmasi, bürokrasi isleri, düsük maaslar, velilerle olan iletisimsizlik, araç-gereç eksikligi, rol belirsizligi ve destek vermeyen amirler gibi birçok sorunla karsi karsiya kalmaktadir. Yasadiklari olumsuzluklar ögretmenlerin tükenmislik yasamlarina sebep olmaktadir. Bu ve buna benzer nedenlerden dolayi çocuklarin egitilmesinde çok kritik bir dönemde görev yapmakta olan ilkokul ve ortaokul kurumlarinda görev yapan ögretmenlerde tükenmisligin incelenmesi geregi hissedilmistir.
1.2. Amaç
Arastirmanin amaci, ögretmenlerin mesleki tükenmislik düzeylerini farkli degiskenler (yas, cinsiyet, okuldaki ögretmen sayisi, mesleki kidem, medeni durum) açisindan incelemektir. Bu genel amaç çerçevesinde su temel sorulara cevap aranmistir:
1- Ögretmenlerin mesleki tükenmislikleri ile yas degiskeni arasinda iliski var midir?
2- Ögretmenlerin mesleki tükenmislikleri ile mesleki kidem degiskeni arasinda iliski var midir?
3- Ögretmenlerin mesleki tükenmislikleri ile okuldaki ögretmen sayisi degiskeni arasinda iliski var midir?
4- Ögretmenlerin mesleki tükenmislikleri ile cinsiyet degiskeni arasinda iliski var midir?
5- Ögretmenlerin mesleki tükenmislikleri ile medeni durum degiskeni arasinda iliski var midir?
1.3. Önem
Egitimin temel ögelerinden biri olan ögretmenler, hem egitim-ögretim faaliyetlerindeki rolü, hem de ülke gelecegindeki rollerinin büyük olmasindan dolayi son derece önemlidir. Ayni zamanda ögretmenlerin egitim-ögretim faaliyetlerinde gerek karar verici konumda olmalari gerekse kritik dönemlerde çocuklari egiten ve onlarin gelecegine sekil veren kisiler olmalari bakimindan toplumdaki yerleri oldukça önemlidir. Baska bir açidan düsünüldügünde ögretmenler, egitim-ögretim faaliyetlerinde yasal lider konumunda olmalarindan dolayi bu konumlarinin gerektirdigi saglam ve dengeli kisilik özelliklerine sahip olmalari gerekmektedir. Ögretmenlerde meydana gelen tükenmislige ögrenci-ögretmen, yönetici- ögretmen iletisiminde meydana gelen birtakim olumsuz durumlar, maas ve ücret yetersizligi, agir is yükü, ayni kurumda çalistigi kisiler arasindaki olumsuz iliskiler, amirlerinden görülen destek azligi gibi durumlar yol açabilir. Yukarida sayilan olumsuz durumlar, hem ögretmenlerin verdigi egitimin kalitesinde düsüse sebep olur hem de kisisel sagligini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu durum ise, kendisinden kaliteli egitim-ögretim vermeleri beklenilen ögretmenlerde verimsizligin olusmasina sebep olmaktadir. Ögretmenlerde meydana gelebilecek bir tükenmislik durumu ise sadece ögretmenleri degil; ögrencileri, yöneticileri ve toplumun tüm kesimlerini ilgilendirebilmektedir. Konuya bu açidan bakildiginda, ögretmenlerin tükenmislik durumlarinin arastirilmasi ve bu konuda birtakim elle görülür somut sonuçlarin çikarilmasi, hem günümüz hem de ilerleyen zamanlardaki egitim-ögretim faaliyetlerinin iyilestirilmesi açisindan oldukça önemlidir.
2. YÖNTEM
Bu çalisma betimsel türde olup tarama modeli ile gerçeklestirilmistir. Tarama modeli "Çok sayida elemandan olusan bir evrende, evren hakkinda genel bir yargiya varmak amaci ile evrenin tümü ya da ondan alinacak bir grup örnek ya da örneklem üzerinde yapilan tarama düzenlemeleri" olarak tanimlanmaktadir (Karalar, 1995, 5).
3. EVREN ve ÖRNEKLEM
Arastirmanin evrenini 2012-2013 egitim-ögretim yilinda Agri Ili, Patnos Ilçesinde görev yapmakta olan sinif ögretmenleri olusturmaktadir. Evrendekilerin tamamina erismek mümkün olmadigi için evreni temsil eden örneklem random teknigi ile seçilerek veriler bu örneklemden toplanmistir. Bu kapsamda Agri Ili, Patnos Ilçesinden random teknigi ile seçilmis 200 sinif ögretmeni üzerinde çalisma gerçeklestirilmistir. Evrenden seçilen örneklem. 05 manidarlik düzeyi esas alinarak seçilmistir
4. VERI TOPLAMA ARAÇLARI
Arastirmaya temel teskil eden veriler, sinif ögretmenlerinin mesleki tükenmisliklerini farkli degiskenler açisindan incelemek amaciyla arastirmacilar tarafindan gelistirilen Kisisel Bilgi Formu (ek-1) ve Maslach tarafindan hazirlanan ve Ergin (1992) tarafindan Türkçe'ye çevrilen MTE ölçegi (ek-2) kullanilmistir. Toplam 22 maddeden olusan ölçek (MTE) tükenmisligi üç alt boyutta ele almaktadir. Birinci alt boyut olan "duygusal tükenme" boyutunda dokuz madde, ikinci alt boyut olan "duyarsizlasma" boyutunda 5 madde ve üçüncü alt boyut olan "kisisel basari" boyutunda ise sekiz madde bulunmaktadir. Maddeler 1 = hiçbir zaman ve 5 = her zaman olmak üzere besli derecelendirme ile yanitlanmaktadir. Tükenmislik alt boyutlari söyle açiklanabilir;
Duygusal Tükenme: Kisinin meslegi ya da isi tarafindan tüketilmis, asiri yüklenilmis olma duygularini tanimlar.
Kisisel Basari: Insanlar ile çalisan bir bireyde yeterlilik ve basariyla durumun üstesinden gelme duygularini ifade etmektedir.
Duyarsizlasma: Bireyin hizmet ve bakimlarina karsi, bireylerin kendilerine has birer varlik olduklarini dikkate almaksizin duygudan yoksun bir biçimde davranmalarini ifade etmektedir (Karayazi, 2008, 198).
Ölçegin orijinal formundaki "hiçbir zaman, yilda birkaç kere, ayda bir, ayda birkaç kere, haftada bir, haftada birkaç kere, her gün" seklinde yedi basamakli cevap seçenekleri, Türkçe uyarlamasinda "hiçbir zaman, çok nadir, bazen, çogu zaman, her zaman" seklinde besli cevap seçenekleri olarak düzenlenmistir. Ögretmenlerle yapilan bu çalismada da 5 seçenekli form kullanilmistir.
4.1. Maslach Tükenmislik Envanterinin Puanlanmasi ve Yorumu: MTE'nde yapilan puanlama neticesinde toplam puan ve alt ölçek puanlari elde edilmektedir. MTE'ni meydana getiren üç alt ölçegin puanlari her madde için 1- 5 puan arasinda analiz edilir. Her alt ölçek için farkli farkli toplanarak bireyin alt ölçeklerden elde ettigi puanlar hesaplanir. Duygusal Tükenme ve Duyarsizlasma alt boyutlarinda olumlu, Kisisel Basari alt boyutunda ise olumsuz ifadeler yer almaktadir. Olumsuz ifadeler ters yönde puanlanmalidir. Bu nedenle Duygusal Tükenme (DT) ve Duyarsizlasma (D) alt ölçeklerinden yüksek puanlar, Kisisel Basari (KB) alt ölçeginden düsük puanlar almak tükenmisligi tanimlamaktadir. Buna göre DT ve D alt ölçeklerini olusturan maddeler; "hiçbir zaman = 1, çok nadir = 2, bazen = 3, çogu zaman = 4, her zaman = 5" seklinde, KB alt ölçegini olusturan maddeler ise ters puanlama ile " her zaman = 1, çogu zaman = 2, bazen = 3, çok nadir = 4, hiçbir zaman = 5" seklinde puanlanir. Bu sekilde alt ölçek puanlari hesaplanir. Bu üç alt ölçeklerden alinan puan ile tükenmislik düzeyi arasinda dogru oranti vardir. Tükenmislik düzeyinin saptamak için dagilimin ilk üçte birinde bulunan tükenmislik puanlari düsük, orta üçte birinde yer alan tükenmislik puanlari normal, son üçte birinde yer alan tükenmislik puanlari yüksek olarak degerlendirilmistir. Tükenmisligin bu üç alt boyutu arasindaki iliski incelendiginde, her alt ölçegin puani ayri ayri degerlendirilir ve tek bir toplam puanla birlestirilemez (Karayazi, 2008, 198-199).
4.2. Maslach Tükenmislik Envanteri'nin Geçerlik ve Güvenirligi: MTE ölçeginin geçerlik ve güvenirligi Ergin (1992) tarafindan iki yöntemle hesaplanmistir. Birinci yöntemde, her alt boyut için iç tutarlilik hesaplamasi yapilmistir. 552 kisilik denek gruptan elde edilen verilere göre ölçegin özgün formuna iliskin güvenirlik katsayilari su sekildedir: Duygusal Tükenme 0.83, Duyarsizlasma 0.65, Kisisel Basari 0.72. Ikinci yöntemde ise ölçegin güvenirligi test/tekrar test ile incelenmistir. Denek grubundan 99 denege tekrar ulasilarak elde edilen verilere göre güvenirlik katsayilari su sekildedir: Duygusal Tükenme 0.83, Duyarsizlasma 0.72, Kisisel Basari 0.67 (Karayazi, 2008,199).
5. VERILERIN ANALIZI
Arastirma, incelenen bagimli degiskenin, bagimsiz degiskenlere bagli olarak degisimini ortaya çikaracak bir desen içinde ele alinmistir. Elde edilen verilerin çözümlenmesi bir istatistik programi kullanilarak yapilmistir. Ögretmenler cinsiyete, medeni duruma, yasa, mesleki kideme ve okulda görev yapan ögretmen sayisina göre siniflandirilacak ve tükenmisligin alt boyutlarini belirtilen bagimsiz degiskenlerin düzeylerine göre degisip degismedigi belirlenmistir. Ölçekten elde edilen puan dagilimlarinin, parametrik test varsayimlarini karsiladiginda, degiskenlerin boyutlarinin iki olmasi durumunda "t", ikiden fazla olmasi durumunda ise tek yönlü (ANOVA) testi yapilarak, bagimsiz degiskenlerin boyutlari arasinda anlamli farklarin olup olmadigi belirlenmistir. Arastirmada hata payi 0. 05 olarak alinmistir.
6. BULGULAR ve YORUMLAR
Bu bölümde arastirma konusu kapsaminda yapilan arastirma sonucunda elde edilen bulgulara ve bu bulgular isiginda yapilan yorumlara yer verilmistir.
Ilkokul ve Ortaokul Ögretmenlerinin Yas Degiskenine Göre Mesleki Tükenmisligini Gösteren ANOVA Testi Sonuçlari Tablo 1'de verilmistir.
Tablo 1'de görüldügü gibi ögretmenlerin yasa göre mesleki tükenmislik puanlari 0,05 düzeyinde anlamli degildir (F(2-197)=3,087; p?0,05). Bu bulgu, ögretmenlerin mesleki tükenmislik düzeylerinin yasa göre degismedigini göstermektedir. Yapilan arastirmalarin bazilarinda (Tümkaya 1996, Özmen, 2001) elde edilen bulgular, arastirmada elde edilen bu sonucu destekler nitelikte bulunmustur.
Ilkokul ve Ortaokul Ögretmenlerinin Mesleki Kidem Degiskenine Göre Mesleki Tükenmisligini Gösteren ANOVA Testi Sonuçlari Tablo 2'de verilmistir.
Tablo 2'de görüldügü gibi ögretmenlerin mesleki kidemlerine göre mesleki tükenmislik puanlari 0,05 düzeyinde anlamli degildir (F(3-196)=,933; p?0,05). Bu bulgu, ögretmenlerin mesleki tükenmislik düzeylerinin mesleki kidemlerine göre degismedigini göstermistir.
Ilkokul ve Ortaokul Ögretmenlerinin Okulda Görev Yapan Ögretmen Sayisi Degiskenine Göre Mesleki Tükenmisligini Gösteren ANOVA Testi Sonuçlari Tablo 3'te verilmistir.
Tablo 3'te görüldügü gibi ögretmenlerin okulda görev yapan ögretmen sayilarina göre mesleki tükenmislik puanlari 0,05 düzeyinde anlamlidir (F(3-196)=4,141; p?0,05). Bu bulgu ögretmenlerin mesleki tükenmislik düzeylerinin okulda görev yapan ögretmen sayisina göre degistigini göstermektedir.
Ilkokul ve Ortaokul Ögretmenlerinin Cinsiyet Degiskenine Göre Mesleki Tükenmisligini Gösteren T Testi Sonuçlari Tablo 4'te verilmistir.
Tablo 4' te görüldügü gibi, kadin ve erkek ögretmenlerin mesleki tükenmislik toplam puan ortalamalari arasinda 0,05 düzeyinde (t(198)=-1,318, p?0,05) anlamli bir fark bulunmamistir. Bu bulgu ögretmenlerin mesleki tükenmislik düzeylerinin cinsiyete göre farklilasmadigini göstermektedir. Yurt içinde ve disinda yapilan arastirmalarin bazilarindan (Doyl ve Hind, 1998) elde edilen bulgular, arastirmada elde edilen bulguyu destekler nitelikte bulunmustur. Bu bulgu özel okullardaki is yasaminin ve isin devami için kadin ve erkek ögretmenlerin sorumluluklarinin fazla olmasi onlarin duygusal tükenmislik düzeylerini esdeger sekilde etkilemis olmasindan kaynaklanmis olabilir.
Ilkokul ve Ortaokul Ögretmenlerinin Medeni Durum Degiskenine Göre Mesleki Tükenmisligini Gösteren T Testi Sonuçlari Tablo 5'te verilmistir.
Tablo 5'te görüldügü gibi evli olan ve olmayan ögretmenlerin mesleki tükenmislik puan ortalamalari arasinda 0, 05 düzeyinde (t(198)= ,672, p?0,05) anlamli bir fark bulunmamistir. Bu bulgu ögretmenlerin mesleki tükenmislik düzeylerinin medeni duruma göre farklilasmadigini göstermektedir. Yurt içinde ve disinda yapilan arastirmalarin bazilarindan (Baysal, 1995; Tümkaya, 1996; Özdemir vd. , 1999; Özmen, 2001) elde edilen bulgular, arastirmada elde edilen bulguyu destekler nitelikte bulunmustur. Arastirmada farkin bulunmayisi, evlilik yasaminin mesleki tükenmislik düzeyini artirmis olabilecegi, evli olamayanlarin da psiko-sosyal problemlerinin daha fazla olmasindan kaynaklanmis olabilir. Literatürde bu yorumu destekleyen arastirma bulgulari vardir (Malan, 2001). Ilkokul ve Ortaokul Ögretmenlerine Ait Degiskenler Tablo 6'da verilmistir:
Tablo 6'da görüldügü gibi, örnekleme dâhil edilen ögretmenlerin cinsiyet, medeni durum, mesleki kidem, yas ve okulda görev yapan ögretmen yüzdeliklerine göre dagilimlarina bakildiginda, ögretmenlerin %49'unun kadin %51'inin erkek; %48'inin evli, %52'sinin bekâr;%81'inin 23-30 yas arasi, %17,5'inin 31-42 yas arasi, %1,5'inin 42 ve üzeri yasta; %47,5'inin 1-2 yil arasi, %35,5'inin 3-6 yil arasi, %14,5'inin 7-10 yil arasi, %2,5'inin 11 yil ve üzeri hizmet sürelerinin oldugu görülmektedir.
7. SONUÇ ve TARTISMA
Arastirmanin birinci alt probleminde, ögretmenlerin tükenmislik düzeylerinin yaslarina göre anlamli ölçüde farklilasip farklilasmadigi incelenmistir. Elde edilen verilere göre ögretmenlerin yasi ile tükenmislik düzeyleri arasinda anlamli bir iliski olmadigi görülmüstür. Bu da sunu gösteriyor ki, ögretmenlerin yasi tükenmislik düzeylerinin birer belirleyicisi degildir. Ögretmenler farkli farkli yaslarda tükenmislik yasayabilirler. Bu arastirmaya göre, yasin ilerlemesi, duygusal tükenme, duyarsizlasma ve kisisel basari düzeylerinde tükenmisligin artmasinda etkili degildir. Bu alanda yapilmis bazi çalismalarda elde edilen bulgular arastirmayi destekler sonuçlar ortaya koymaktadir (Tümkaya 1996, Özmen, 2001; Kayabasi, 2008) Bu arastirmadan elde edilen sonuçlarin aksine yasin tükenmisligi etkileyen bir faktör oldugu diger bazi çalismalarda ortaya konmustur (Torun, 1995; Tümkaya, 1996; Sucuoglu, Kuloglu-Aksaz, 1996; Tugrul ve Çelik, 2002; Naktiyok ve Karabey, 2005). Yukarida sözü edilen arastirmalarda genç ögretmenlerin daha çok tükenmislik yasamalari, ilerleyen yaslarda tükenmisligin azalmasi bulgusu, yapilan bu arastirmanin sonuçlarinin tersine bir bulgudur.
Arastirmanin ikinci alt probleminde, ögretmenlerin mesleki kidemlerinin tükenmislik düzeylerini etkileyip etkilemedigi arastirilmistir. Arastirmadan elde edilen bulgular, ögretmenlerin mesleki kidemleri ile tükenmislik düzeyleri arasinda anlamli bir iliski olmadigini ortaya koymustur. Alanda yapilmis bazi çalismalardan elde edilen bulgular, arastirma bulgularini destekler niteliktedir (Kayabasi, 2008). Yapilan bu çalismanin aksine alanda yapilan bazi çalismalardan (Girgin, 1995; Ergin 1992; Torun 1995; Tümkaya, 1996; Sucuoglu, KulogluAksaz. 1996;Tugrul ve Çelik 2002; Gündüz 2004) elde edilen bulgular, mesleki kidem ile tükenmisligin iliskili oldugunu göstermistir. Tümkaya (1996) ve Girgin (1995)'in bulgularina göre, mesleki kidem ile kisisel basarinin arttigi bulunmustur. Bu farklilik, yillar içinde yasanan deneyim ve tecrübenin çogalmasi ve kisisel basariyi artirmasindan kaynaklanmis olabilir ve kisisel basari da mesleki tükenmisligi engellemis olabilir. Sahin (2007)' nin arastirma bulgularina göre ise mesleki kidem duygusal tükenme ve duyarsizlasmada alt boyutunda etkiliyken, kisisel basari düzeyinde ise etkili olmadigi sonucu bulunmustur. Bu durum, uzun süredir hizmet veren ögretmenlerin meslek heyecanini kaybetmeleri, performans düsüklügü yasamalari, hep benzer sorunlarla ugrasmaktan artik bikkinlik duymalari ile açiklanabilir.
Arastirmanin üçüncü alt probleminde okulda görev yapan ögretmen sayisinin tükenmislik düzeylerini etkileyip etkilemedigi arastirilmistir. Arastirmadan elde edilen bulgular, okulda görev yapan ögretmen sayisi ile tükenmislik düzeyleri arasinda anlamli bir iliski oldugunu ortaya koymustur. Kurumlardaki çalisan sayisi arttikça mesleki tükenmislik düzeylerinin arttigi paralelinde bir yorum yapilabilir.
Arastirmanin dördüncü alt probleminde cinsiyet faktörünün tükenmislik düzeylerini etkileyip etkilemedigi arastirilmistir. Arastirmadan elde edilen bulgular, ögretmenlerin cinsiyetleri ile tükenmislik düzeyleri arasinda anlamli bir iliski olmadigini ortaya koymustur. Bu bulgu özel okullardaki is yasaminin ve isin devami için kadin ve erkek ögretmenl erin sorumluluklarinin fazla olmasi onlarin duygusal tükenmislik düzeylerini esdeger sekilde etkilemis olmasindan kaynaklanmis olabilir. Alanda yapilmis bazi çalismalar arastirma bulgularini desteklemektedir (Çokluk 1999; Kirilmaz, Çelen ve Sarp 2000; Dolunay 2001; Gündüz 2004; Naktiyok ve Karabey 2005; Maslach ve Jackson, 1985; Doyle ve Hind, 1998). Alanda yapilmis bazi çalismalar da (Kayabasi, 2008) arastirma sonuçlarini kismen desteklemektedir. Bu arastirmanin sonuçlari, ögretmenlerin cinsiyetleri ile duygusal tükenmislik düzeyi ve duyarsizlasma arasinda anlamli bir iliskinin olmadigini gösterirken, ögretmenlerin cinsiyetleri ile kisisel basari arasinda anlamli bir iliski bulunmustur. Ögretmenlerin kadin veya erkek olmalari, duygusal tükenmislik ve duyarsizlasmada etkili olmazken, kisisel basarida etkili oldugu görülmüstür. Bunun sebebinin ögretmenlik mesleginde cinsiyet farkinin kisisel basarilari disinda diger faktörler açisindan bir önem tasimamasi, mesleki rollerin cinsiyete göre degismemesi görüsleri paralelinde yorumlanabilir. Cinsiyet degiskeninin tükenmislik üzerine etkisi tartismalidir. Bazi arastirmalarda kadin ve erkeklerin tükenmislik düzeyleri arasinda anlamli farkliliklar saptanmistir (Akçamete, Kaner ve Sucuoglu 2001; Ergin 1992; Girgin 1995; Sucuoglu, Kuloglu-Aksaz 1996). Bazi arastirmalar kadinlarda, bazi arastirmalarda erkeklerde tükenmenin daha yogun yasandigini bildirirken, bu arastirma da dâhil olmak üzere cinsiyetle tükenmislik arasinda iliskinin olmadigini ifade eden arastirmalarda bulunmaktadir.
Arastirmanin besinci alt probleminde medeni durum faktörünün tükenmislik düzeylerini etkileyip etkilemedigi arastirilmistir. Arastirmadan elde edilen bulgular, ögretmenlerin medeni durumlari ile tükenmislik düzeyleri arasinda anlamli bir iliski olmadigini ortaya koymustur. Arastirmada farkin bulunmayisi, evlilik yasaminin mesleki tükenmislik düzeyini artirmis olabilecegi, evli olmayanlarin da psiko-sosyal problemlerinin daha fazla olmasindan kaynaklanmis olabilir. Alanyazinda bu yorumu destekleyen arastirma bulgulari vardir (Malan, 2001). Alanda yapilmis bazi çalismalar da bu arastirmada elde edilen sonuçlari destekler niteliktedir (Baysal, 1995; Tümkaya, 1996; Özdemir vd. , 1999; Özmen, 2001; Kayabasi, 2008). Elde edilen sonuçlarin aksine medeni durum ile tükenmislik düzeyleri arasinda iliskinin oldugunu ortaya koyan arastirmalar da mevcuttur (Ergin 1992; Torun 1995; Örmen 1993; Tümkaya 1996; Izgar 2001; Tugrul ve Çelik 2002). Maslach ve Jackson (1982) ise arastirmalarinda elde ettikleri bulgulara göre, evli insanlarin bekâr ve dullara göre tutarli bir sekilde daha az tükenmislik durumu gösterdiklerini ortaya koymuslardir.
Kaynaklar
Bal, E. Ç., Koçyigit, Ç. S. ve Öztürk, V. 2011. ''Muhasebe Meslek Mensuplarinin Mesleki Tükenmislik Düzeyleri Ile Ise Baglilik Arasindaki Iliskiyi Belirlemeye Yönelik Bir Arastirma: Ankara Ili Örnegi.'' Dogus Üniversitesi Dergisi, 12 (1) 2011, 84-85.
Besler, E. 2006. ''Mesleki ve Teknik Egitim Kurumlarinda Görev Yapan Ögretmenlerde Tükenmisligin Incelenmesi.'' Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Teknoloji Egitimi Ana Bilim Dali, Istanbul.
Betoret, F, D. 2009. ''Self-Efficacy, School Resources, Job Stressors and Burnout Among Spanish Primary and Secondary School Teachers: A Structural Equation Approach''. Educational Psychology, 29(1), 45-68.
Brouwers, A and Tomic, W. 2000. ''A Longitudinal Study Of Teacher Burnout and Perceived Self-Efficacy In Classroom Management''. Teaching and Teacher Education, 16, 239253.
Brouwers, A., Evers, W. J. G. ve Tomic, W. 2001. ''Self-Efficacy In Eliciting Social Support and Burnout Among Secondary-School Teachers''. Journal ofApplied Social Psychology, 31(7),1474-1491
Brouwers, A. and Tomic, W. 1997. ''Teacher Burnout, Perceived Self Efficacy In Classroom Management and Student Disruptive Behaviour In Secondary Education'' . Education and Society, 17, 7-26.
Chan, D. W. 2007. ''Burnout, Self-Efficacy, and Successful Intelligence Among Chinese Prospective and In-Service School Teachers In Hong Kong''. Educational Psychology, 27(1), 33-49
Chan, D. W. 2002. ''Stress, Self-Efficacy, Social Support and Psychological Distress Among Prospective Chinese Teachers in Hong Kong''. Educational Psychology, 22(5), 557-569.
Çarpi, B. 2008. ''Es Tükenmisligini Yordayan Degiskenlerin Incelenmesi.'' Doktora Tezi, Mersin Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Egitim Bilimleri Ana Bilim Dali, Mersin.
Çelikkaleli, Ö. 2011. ''Yetiskin Egitimcisi Ögretmenlerin Tükenmislik ve Mesleki Yetkinliklerinin Incelenmesi''. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, yil:3, sayi:4, 2011, 41.
Çimen, S. 2007. ''Ilkögretim Ögretmenlerinin Tükenmislik Yasantilari ve Yeterli Algilari''. Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, Kocaeli.
Çiper, A. 2006. ''Tükenmislik Sendromunun Hizmet Kalitesine Etkisi ve Çagri Merkezi Uygulamasi.'' Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isletme Ana Bilim Dali, Uluslararasi Kalite Yönetimi Bilim Dali, Istanbul.
Douglas G. B. and Wright, T. A. 1997. "The Contribution of Burnout to Work Performance". Journal of Organizational Behavior,18, 491-499.
Dworkin, A. G. 2001. ''Perspectives on Teacher Burnout and School Reform''. International Education Journal, 2(2), 69-78.
Edelwich, J. and Brodsky, A. 1980. ''Burnout: Stages of Disillusionment in Helping Professions''. New York Human Science Press.
Egyed, C. J. and Short, R. J. 2006. ''Teacher Self-Efficacy, Burnout, Experience and Decision to Refer A Disruptive Student''. School Psychology International, 27(4), 462-474.
Ergin, C. 1992. ''Doktor ve Hemsirelerde Tükenmislik ve Maslach Tükenmislik Envanterinin Uygulanmasi''. 7.Ulusal Psikoloji Kongresi Bilimsel Çalismalari El Kitabi, 143-154. Ankara: Psikologlar Dernegi Yayinlari.
Evers, W. J. G., Brouwers, A. and Tomic, W. 2002. ''Burnout and Self-Efficacy: A Study on Teachers'
Beliefs When Implementing An Innovative Educational System in The Netherlands''. British Journal of Educational Psychology, 72, 227-243.
Freudenberger, H. J. 1974. ''Staff Burnout''. Journal of Social Issue, 30, 159-165.
Girgin, G. 1995. ''Ilkokul Ögretmenlerinde Meslekten Tükenmisligin Gelisimini Etkileyen Degiskenlerin Analizi ve Bir Model Önerisi''. Yayimlanmamis Doktora Tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Izmir.
Gündüz, B. 2005. ''Ilkögretim Ögretmenlerinde Tükenmislik''. Mersin Üniversitesi, Egitim Fakültesi Dergisi, 1 (1), 152-166.
Gündüz, H. 2006. ''Yatili Ilkögretim Bölge Okullarinda Görev Yapan Yönetici ve Ögretmenlerin Tükenmislik Düzeyleri, Diyarbakir Örnegi.'' Yüksek Lisans Tezi, Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Egitim Bilimleri Ana Bilim Dali, Egitimde Psikolojik Hizmetler Bilim Dali, Diyarbakir.
Gürbüz, Z. 2008. ''Kars Ilinde Görevli Okul Öncesi Ögretmenlerinin Is Tatmin Düzeyleri ve Mesleki Tükenmislik Düzeylerinin Incelenmesi.'' Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Egitim Bilimleri Enstitüsü, Egitim Bilimleri Ana Bilim Dali, Okul Öncesi Ögretmenligi Bilim Dali, Istanbul.
Grau, R., Salanova, M. and Peiró, J. M. 2001. ''Moderator Effects of Self-Efficacy on Occupatioanl Stress''. Psychology in Spain, 5(1), 63-74.
Karalar, I. (1995). ''Çevresel Etki Degerlendirmesi''. Yeni Türkiye Çevre Özel Sayisi, Temmuz-Agustos, 1. s. 5.
Karakus, G. 2008. ''Özel Ilkögretim ve Ortaögretim Kurumlarinda Çalisan Ögretmenlerin Tükenmislik Düzeylerinin Bazi Degiskenlere Göre Incelenmesi''. Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Egitim Bilimleri Enstitüsü, Egitim Bilimleri Ana Bilim Dali, Rehberlik ve Psikolojik Danismanlik Bilim Dali, Ankara.
Karahan, S. 2005. ''Özel Egitim Okullarinda Çalisan Egitimcilerin Öz Yeterlik Algilarinin Ve Tükenmislik Düzeylerinin Incelenmesi''. Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Istanbul.
Kayabasi, Y. 2008. ''Bazi Degiskenler Açisindan Ögretmenlerin Mesleki Tükenmislikleri''. Gazi Üniversitesi, Gazi Egitim Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayi: 20. S. 195, Ankara.
Karayazi, T. 2008. ''Uluslararasi Müsabakalarda Görev Yapan Ögretmenlerin Tükenmislik Düzeylerinin Incelenmesi.'' Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi, Egitim Bilimleri Enstitüsü, Egitim Yönetimi ve Denetimi Ana Bilim Dali, Istanbul.
Kokkinos, C. M. 2007. ''Job Stressors, Personality and Burnout in Primary School Teachers''. British Journal of Educational Psychology, 77, 229-243
Izgar, H. 2001. ''Okul Yöneticilerinin Tükenmislik Düzeyleri''. Kuram ve Uygulamada Egitim Yönetimi Dergisi, Sayi: 27. (335-340).
Maslach, C. and Zimbardo, P. G. 1982. ''Burnout- The Cost Of Caring''. New Jersey: PrenticeHall, Inc., Englewood Cliffs.
Maslach, C., M.P. Leitter, and W.B. Schaufeli, 2001. "Job Burnout", Annual Review of Psychology, Volume: 52, 397-422.
Maslach, C. and Jackson, S.E. 1986. ''Maslach Burnout Inventory Manual''. Palo Alto, CA Consulting Psychologist Press.
Maslach, C. and Jackson, S. E. 1984. ''Burnout in Organizational Settings''. Vol.5, Beverly Hills, CA: Sage.
Maslach, C. and Jackson, S. E. 1981. ''The Measurement of Experienced Burnout''. Journal of Occupational Behavior, 2, 99-113.
Maslach, C., Schaufeli, W. B. and Leiter, M. P. 2001. ''Job Burnout''. Annual Reviews of Psychology, 52, 397-422.
Naktiyok, A. and Karabey, C. N. 2005. ''Iskoliklik ve Tükenmislik Sendromu''. Internet'ten 20 Aralik 2012' de Elde Edilmistir: http://www. libf.atanuni.edu.tr.
Özdogan, H. 2008. ''Beden Egitimi Ögretmenlerinde Mesleki Tükenmislik''. Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi, Saglik Bilimleri Enstitüsü, Beden Egitimi ve Spor Ana Bilim Dali, Sivas.
Özmen, H. , 2001. ''Görme Engelliler Okullarinda Görev yapan Ögretmenlerin Tükenmislik Düzeyleri''. Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Egitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Pines, A. M. and Aronson, E. 1988. ''Career Burnout: Causes and Cures''. New York: Free Press.
Pines, A. M. 2002. ''A Psyhoanalytic-Existential Approach to Burnout: Demonstrated in The Cases of A Nurse, A Teacher and A Manager''. Psychotherapy: Theory/Research/Practice/Training, 39 (1), 103-113.
Schaufeli, W. B. and Enzmann, D. 1998. ''The Burnout Companion to Study & Practice: A Critical Analysis''. London: Taylor & Francis.
Schaufeli, W. and Greenglass, E. R. 2001. ''Introduction to Special Issue on Burnout and Health''. Psychology and Health, 16, 501-510.
Schaufeli, W. and Peeters, M. C. W. 2000. ''Job Stres and Burnout Among Correctional Officers: A Literature Review''. International Journal of Stres Management. 7 (1), 19-48.
Schwarzer, R. and Hallum, S. 2008. ''Perceived Teacher Self-Efficacy As A Predictor of Job Stress and Burnout: Mediation Analyses''. Applied Psychology: An International Review, 57, 152-171.
Schwab, R. L., Jackson, S. E. and Schuler, R. S. 1986. ''Educator Burnout: Sources and Consequences''. Educational Research Quarterly, 10(3), 14-30.
Sucuoglu, B., Kuloglu-Aksaz, N. 1996. ''Özürlü Çocuklarla Çalisan Ögretmenlerde Tükenmisligin Degerlendirilmesi''. Türk Psikoloji Dergisi, Cilt: 10, Sayi. 36. (44-60).
Sahin, D. 2007. "Ögretmenlerin Mesleki Tükenmislik Düzeyi (Ankara Ili Ilk ve Ortaögretim Okullari Örnegi)". Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Egitim Bilimleri Bölümü, Ankara.
Teltik, H. 2009. ''Okul Öncesi Ögretmenlerinin Mesleki Yeterlik Algilarinin Is Doyumu Ve Tükenmislik Düzeyleriyle Iliskisinin Belirlenmesi''. Yayinlanmamis Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, Istanbul.
Torun, A. 1995. ''Tükenmislik, Aile Yapisi Ve Sosyal Destek Iliskileri Üzerine Bir Inceleme''. Yayimlanmamis Doktora Tezi, Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Istanbul.
Tugrul, B ve Çelik, E. 2002. ''Normal Çocuklarla Çalisan Anaokulu Ögretmenlerinde Tükenmislik''. Pamukkale Üniversitesi, Egitim Fakültesi Dergisi, Cilt:2 Sayi:12.
Tümkaya, S. 1996. ''Ögretmenlerdeki Tükenmisligin Sosyo-Demografik Özellikler ve Is Ortami Ile Iliskisi''. 3. Ulusal Psikolojik Danisma ve Rehberlik Kongresi, Adana 15-16 Nisan.
Urfali Aksoy, S. 2007. ''Eskisehir Ili Özel Egitim Kurumlarinda Çalisan Ögretmenlerin Mesleki Tükenmislik Düzeylerinin Degerlendirilmesi.'' Yüksek Lisans Tezi, Eskisehir Osman Gazi Üniversitesi, Saglik Bilimleri Enstitüsü, Psikiyatri Ana Bilim Dali, Tibbi Psikoloji Bilim Dali, Eskisehir.
Van Dick R. and Wagner, U. 2001. ''Stres and Strain in Teaching: A Structural Equation Approach''. British Journal of Educational Psychology, 71, 243-259.
Weisberg, J. and Sagie, A. 1999. ''Teachers' Physical, Mental and Emotional Burnout: Impact on Intention to Quit''. The Journal of Psychology, 133 (3), 333-339.
Ars. Gör. Suat POLAT
Agri Ibrahim Çeçen Üniversitesi
Egitim Fakültesi
Ars. Gör. Mustafa ERCENGIZ
Agri Ibrahim Çeçen Üniversitesi
Egitim Fakültesi
pedagog_2002@hotmail
Yrd. Doç. Dr. Hayati TETIK
Agri Ibrahim Çeçen Üniversitesi
Egitim Fakültesi
EK-1
ANKET
Sayin ögretmenlerimiz bu arastirmanin amaci ilkokul ve ortaokul kurumlarinda görevli ögretmenlerin mesleki tükenmisliklerini farkli degiskenler açisindan incelemektir. Arastirmanin basarisi, anket maddelerine içtenlikle cevap vermenize baglidir. Arastirma anketi iki bölümden olusmaktadir. Birinci bölümde kisisel bilgiler, ikinci bölümde isiniz ile ilgili duygu, düsünce ve tutumlarinizi ifade eden cümlelerden olusan 22 maddelik bir anket bulunmaktadir. Sizden istenen her ifadeyi hangi siklikla yasadiginizi belirtmenizdir. Sizin o ifade ile ilgili yasantiniz hangi basamaga daha uygunsa yanindaki kutucugu (X) isareti ile israetleyiniz. Yardimlariniz için tesekkür ederiz.
BÖLÜM-1
KISISEL BILGI FORMU
Yas: 23-30 ( ) 31-42 ( ) 43+ ( )
Mesleki Kidem: 1-2 ( ) 3-6 ( ) 7-10 ( ) 11+ ( )
Okulda Görev Yapan Ögretmen Sayisi: 2-10 ( ) 11-20 ( ) 21-30 ( ) 31+ ( )
Cinsiyet: Kadin ( ) Erkek ( )
Medeni Durum: Evli ( ) Bekar ( )
BÖLÜM-2
EK-2
MESLEKI TÜKENMISLIK ENVANTERI
Bu envanter is yasaminda "Mesleki Tükenmislik" durumunun saptanmasi amaciyla uygulanmaktadir ve kisilerin is yasamlarina iliskin bir takim tutum ifadelerinin yasanma sikligini içermektedir. Sorularin dogru ya da yanlis yanitlari yoktur; yalnizca ifade cümlelerinin 1- Hiçbir Zaman 2- Çok Nadir 3- Bazen 4- Çogu Zaman 5-Her Zaman olmak üzere puanlanmasi gerekmektedir.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Bartin University, Faculty of Education Winter 2012
Abstract
This research is carried out to investigate whether there is a relationship between the occupational exhaustion levels of teachers working in primary and secondary education by gender,marital status number of teachers who worked at the school,age and the duration of professional seniority in Agri/Patnos. The research is carried out on 200 primary and secondary school teachers who worked in Agri/Patnos. The research is descriptive type made by using screening method. Maslach Exhaustion Inventory and Personal Information Form is used as data collection and were analyzed using a statistical program for data analysis. The data obtained from the research are tested by t-test and ANOVA. According to the survey, the levels of occupational exhaustion of teachers by gender differ 0.05. The levels of occupational exhaustion of teachers by the number of teachers who worked at at the school differentiate 0.05. The levels of occupational exhaustion by marital status, age and professional seniority differ at the level of 0.05. [PUBLICATION ABSTRACT]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer