Özet
Birinci Dünya Savasi sirasinda Kizildeniz ve Arap Yarimadasi'nin en önemli olaylari Hicaz'da basla- mistir. Bölgenin dini, siyasi ve askeri önemi, hem Osmanli hem de Ingilizlerin sadece bölgesel hesaplar gütmekten ziyade, daha büyük ve daha genis çapli sonuçlar elde etmek açisindan Mekke Emiri Serif Hüseyin'i kazanmaya çalismalarina sebep olmustur. Birinci Dünya Savasi boyunca Osmanli Devleti, Hicaz'daki kutsal sehirleri korumaya çalismis, ancak buralara yeterli asker, malzeme ve silah destegi saglayamamistir. 1916 yilinda Ingilizlerin kiskirtmasiyla Hasimi Araplari Osmanli Devleti'ne kar- si ayaklanmis, Mekke Emiri Serif Hüseyin bagimsizligini ilan ederek Hicaz'in büyük bölümünü ele geçirmistir. Hicaz'daki Osmanli direnisinin sembolü Medine müdafaasi olmustur. Bin bir güçlükle Medine'yi Birinci Dünya Savasi sonuna kadar savunan Fahrettin Pasa, Mondros Mütarekesi'nden bir müddet sonra, Ocak 1919'da teslim olmustur. Bu suretle Osmanli Devleti, asirlarca idare etmis oldugu kutsal topraklardan çekilmistir.
Anahtar Kelimeler: Birinci Dünya Savasi, Osmanli Devleti, Hicaz, Ingilizler, Serif Hüseyin.
Abstract
The most important events in Red Sea and Arabian Peninsula started in Hijaz during the World War I. Religious, political and military importance of this region caused both Ottomans and the British not only fight for regional but also get wider and bigger consequences over winning the governor of Makkah Sherif Husayn. During the World War I, Ottomans tried to defend holy cities n Hijaz but they couldn't provide sufficient military, materials and warfare. In 1916, in consequence of British provocation Hasheemi Arabs rebelled and the Governor of Makkah Sherif Husayn declared independence against Otoman Empire and then captured most of Hijaz. Fahreddin Pasa defended Medinah with tremendous effort and only after Mondoros Treaty he delivered it in January 1919. With him, Otoman Empire drew completely back from holy lands which he dominated for centuries.
Key Words: World War I, Otoman Empire, Hijaz, The British, Sherif Husayn.
Giris
Peygamberin dogum yeri ve bölgenin merkezi olan Mekke1 ile ikinci mukaddes sehir olan ve Islam Peygamberinin kabrini barindiran ve Islam Devleti'nin dini, idari ve siyasi ilk merkez sehri vasfina haiz olan Medine2 sehirlerini içine alan Hicaz, Islam tarihi için Arabistan'in en önemli bölgesidir3.
Yavuz Sultan Selim, 1517'de Ridaniye muharebesiyle Misir'i alip Memluk devletine son verdikten sonra bu devletin nüfuzu altinda bulunan Mekke ve Medine havalisi de Osmanli hâkimiyetini tanimis ve o sirada Mekke Emiri bu- lunan Serif Berekat bin Muhammed Haseni, Mekke'nin anahtarini Yavuz'a tak- dim ederek4 Osmanli Devleti'ne itaatini arz etmis5, Yavuz Sultan Selim de ken- disine, emirlik berati göndermis; ayrica Osmanli Devleti tarafindan Mekke'ye bir de memur tayin edilmistir. Böylece hem Hicaz bölgesi Osmanli yönetimine kendiliginden girmis, hem de Mekke Serifi durumunu korumustur.6 Serifler Hazret-i Peygamber'in büyük torunlari Imam Hasan Mücteba evladindan idi- ler7.
Bu tarihten itibaren de Mekke, Medine ve Hicaz'in diger yerlerinde hutbe Osmanli padisahlari adina okunmaya baslanmis; böylece Osmanli sultanlari Haremeyn'in hadimi ve Hicaz bölgesinin hâkimi olmuslardir. "Sulhen" (anlas- ma yoluyla) Osmanli idaresine girmis olan Hicaz'da, Mekke emirlerinin geç- miste sahip olduklari imtiyazli statüleri de mukaddes yerlere ve peygamber sülalesinden gelen emir ailesine duyulan hürmet sebebiyle korunmus8, ancak kontrolü saglamak için Mekke, Cidde ve Medine'de bir miktar asker bulundu- rulmustur9. Hatta bu sayginin bir nisanesi olarak da, Mekke ve Medine'nin kale ve burçlarina Osmanli bayragi asilmamis ve bu gelenek, Sultan Abdülaziz za- manina kadar Medine'de; Sultan II. Abdülhamid zamanina kadar da Mekke'de sürdürülmüstür10.
Osmanli Devleti'nin bir vilayeti olan Hicaz, valiler tarafindan yönetilmek- teydi. Validen baska yukarida da bahsedildigi gibi Peygamber soyundan ve si- nirli yetkilere sahip bir de emir bulunmaktaydi11. Bu emirlerden sonuncusu olan Serif Hüseyin Pasa vezir rütbesiyle Surayi Devlet azasindan bulunurken Serif Abdi Lillah Pasa'nin ansizin vefati üzerine Mekke emirligine tayin edilip gönderilmistir (1908)12. Serif Hüseyin, Abdülhamit'in iktidari sirasinda sakin- cali görülerek Istanbul'da tutulmus ve Sura'yi Devlet üyesi olmustu. Ittihatçilar ise yönetime geldikten sonra onu Mekke Emiri yapmisti13.
Birinci Dünya Savasi'nda, Osmanli Devleti'nin merkezi güçler yaninda yer almis olmasinin Hicaz bölgesi üzerinde büyük tesirleri oldugu gibi, Serif Hüseyin'e de adeta bekledigi firsati vermis oldu. Ingilizler daha henüz savasin baslarinda Ittihatçilarla da olan çekismelerini de dikkate alarak Mekke Emiri Serif Hüseyin'in hareketlerini takibe almislardi14. Mekke emirleri ve seriflerinin, XIX. yüzyilin sonlarindan beri Türklere karsi ihanet hazirliklari ve bilhassa Ingi- lizlerle anlasma pesinde olduklari bilinmekteydi. Bu durum Ingilizlerin de isine gelmis ve Türklere karsi Serif Hüseyin'i ileri sürmüslerdir15.
1914-1916 Yillari Arasinda Hicaz'da Vaziyet
Osmanli Devleti'nin bu bölgeyi en önemli vilayetlerinden biri saymasi hase- biyle Hicaz Bölgesi, Osmanli siyaseti için önemli bir yer tutmaktadir. Çünkü Mekke Emiri Serif Hüseyin ve Osmanli Valisi Vehib Pasa Osmanli saltanatini temsil ediyorlardi. Öyle ki onlarin gücü/güçsüzlügü Osmanli'nin gücü/güçsüz- lügü anlamina geliyordu16.
Türkiye 1914'te Almanya'nin yaninda Birinci Dünya Savasi'na katildiginda Osmanli Imparatorlugu'nun Asya vilayetlerine karsi Ingiliz siyaseti, bu vilayet- lerin savasin devami için muazzam stratejik önemi olan bir alani isgal ediyor olmasi gerçegi ile belirlendi. Bu vilayetlerde baslica Araplar yerlestiginden ve Araplar Osmanli yönetimine karsi çesitli boyutlarda memnuniyetsizliklerini gösterdiklerinden Ingilizlerin "Türk Imparatorlugu'na Arap tebaasi üzerinden saldirmasi" gerekliligi dogal ve mantikliydi. Bundan dolayi, Ingilizler tarafin- dan Araplari kendi taraflarina çekmek için elden gelen tüm çaba gösterildi, va- atler ve sözler verildi. Böylece Ingilizler, Türk Imparatorlugu'nun "etkilenmemis nüfusu" olan Araplara yöneldiler. Zemin çoktan hazirlanmisti ve toprak verim- liydi17. Aslinda Britanya Osmanli Devleti'ni Arap tebaasiyla vurmayi önceden planlamisti. 1914 Eylülünde Istanbul'daki Ingiliz elçisi hükümetine, Türkiye'nin savas tavri takindigi ve Ingiltere'yi kesin düsman ilan ettigi takdirde Türkiye'ye karsi bir Arap harekatinin desteklenmesi gerektigini bildirmisti18.
Serif Hüseyin'in tamahkârligi ve Vehib Pasa'nin inatçi tavri sebebiyle iki taraf arasindaki gerginlik Birinci Dünya Savasi'ndan hemen önceki dönem- de hat safhaya ulasmisti. Bu durum Osmanli valisini Hükümetinden Mekke Emiri'ne karsi bir birlik istemeye kadar götürmüstü. Serif'in bundan haberdar olmasi, iki taraf arasinda düsmanlik atesinin alevlenmesine neden oldu19.
Mekke Emiri Serif Hüseyin, Bâb-i Âli ile münasebetleri gittikçe gerginles- meye baslamis20 hatta iki taraf arasindaki iliskiler her iki tarafin birbirlerini or- tadan kaldirmayi düsünmelerine kadar varmisti21.
Osmanli Devleti, Almanya'nin yaninda Birinci Dünya Savasi'na girince ve Misir'a sefer düzenleme karari alinca Cemal Pasa Mekke Serifi'ne, kendi ogullarindan biriyle veya kendisinin komutayi aldigi bir birlikle Hicaz Firkasi Komutani'na destek vermesini istedi ve Serif kendi oglunu, Hicaz Valisi Vehib Pasa ve Hicaz Firkasi Komutani ile birlikte göndermeyi kabul etti.
Istanbul'dan Serif Hüseyin'e cihada davet mektuplari gönderilince Serif'in cevabi bu cihadi tüm kalbiyle teyid edecegi seklinde oldu, ancak aleni teyid yapmadi. Çünkü Britanya deniz birlikleri Kizildeniz'e hakimdi ve eger cihad davetine açikça katilirsa Britanya donanmasi Hicaz'in ihtiyaçlarini saglayan limanlari vurabilirdi. Daha sonra Osmanlilarin diger isteklerini de kabul et- misçesine hareket etti. Nitekim kendi çocuklarini Hicaz kabilelerinden gelen mücahit birliklerini yönetmeye göndermesi, onun meseleyi önemsedigini gös- terir. Çok zekiydi ve kabiliyetliydi, öyle ki onun Bab-i Ali'ye gönderdigi cevaplar çok uzun ve kapali ibarelerle süslendirilmis coskulu ifadeler içeriyordu.
Ali bin Hüseyin Mekke'den Birinci Kanal Harekatina katilmak için Vehib Pasa'nin ordusuyla ayrildi. Ama Medine'ye ulasinca babasinin emirleri ge- regi Vehib Pasa ile beraber daha ileri gidemeyecegini ilan etti ve bu sekilde Medine'de kaldi22. Osmanli Devleti'nin milletlerarasi bir mücadeleye giristigi ve Islam Hilafetinin varlik mücadelesi verdigi bu en zor zamanlarinda Serif Hüseyin'in Bab-i Ali'nin isteklerine karsi olumsuz tavrinin bir açiklamasi ol- malidir. Bu konuyla ilgili vaziyet, Serif Hüseyin'in Oglu Emir Abdullah'in Ka- hire'deki Britanya yetkilileriyle 1914 Subati'nin ilk haftasinda Misir'da gerçek- lesen ve sürekli ilerleme kaydeden/samimiyet kazanan görüsmelerden sonra netlesecektir. Tasarladigi kiyam hareketini disaridan yardim almadan basara- mayacagini anlayan Serif, tabiatiyla Ingiltere'ye basvurmustur23. Serif'in ayak- lanma konusunda Ingilizlerle görüsmesi, Birinci Dünya Savasi'ndan öncelere dayanmaktadir. 1912 senesinde Serif, Misir yöneticilerinden birisini görevli olarak Londra'ya gönderip, Ingilizler ile Araplar arasinda; Ingiltere'nin Arap- lara silah vermesi, Araplarin da Osmanli'ya baskaldirip, gelecekte Ingiltere'nin müttefiki olmalari hususunda anlasma yapmasini istemisti24. Birinci Dün- ya Savasi'nin arifesinde ise oglu Abdullah'i, 5 Subat 1914'te Kahire'de Ingi- liz Yüksek Komiseri Lord Kitchener'e göndererek Osmanli Devleti ile muhte- mel bir açik çatismada kendilerine destek olunup olunmayacagi konusunda Ingiltere'nin görüsünü sormustur. Ingilizler, bu tesebbüse karsi herhangi bir taahhütte bulunmamis ve Misir'daki Ingiliz yetkilileri; "dost bir devlete karsi kullanilmak üzere silah vermeyeceklerini, Hicaz Araplarinin Ingiltere'den cesa- ret görmeyi beklememeleri gerektigini" ifade ederek Abdullah'a ret cevabi ver- mislerdi. Ancak Ingiltere'nin endisesi gerçeklesip Osmanli Devleti, Ingiltere'ye karsi savasa girince, Ingilizler de daha önceki görüsmelerde gündeme gelmis olan Araplarin ayaklanmasini destekleme konusunda Serif Hüseyin'le tekrar görüsmeye baslamislardir25. Britanya, bir dünya savasindayken sallantili bir si- yaset güttügü için krizlerden etkilenen Serif'in gücünü kaybetmesinden endise ediyordu. Serif, Ingilizlerin vaatlerine aldanmis ve kendisini Araplarin beklenen krali zannetmis ve resmi yazismalarda kendisini "Arap ülkeleri krali" unvaniyla isimlendirmisti. Ama Ingilizlerin ona sunduklari bu vaatleri yok sayacaklarini ve böyle davranarak Islam Dünyasi ve Arap Alemini kizdiracagini hiç aklindan geçirmemisti26.
Bu arada Serif Hüseyin'in oglu Emir Faysal'in baskanliginda ve Imam Yah- ya ve Ibn-i Suud'un da üye oldugu, Serif Hüseyin'in Osmanli Devleti'ne karsi savasa girmesini ve Itilaf Devletlerinin yardimiyla bir Arap Hükümeti tesisini amaçlayan bir cemiyet kurulmustu. Cemiyet, Arap Devleti kurulduktan sonra her bir Arap bölgesinin yerel bagimsizligini/özerkligini kazanacagini ve Serif Hüseyin'in atayacagi bir yönetici tarafindan idare edilecegini kararlastirmis- ti27. Serif Hüseyin daha 1915 senesi baslarinda ihtilâle katiyen karar vermisti28. Ittihat ve Terakki yöneticilerinin atamasi ile göreve gelmis olmasina ragmen Peygamber soyundan gelmesi kendisine Arap dünyasinda mühim bir mevkii kazandirmaktaydi. Bu siyasi avantajinin farkinda olan Serif Hüseyin, Osmanli Devleti'nden ayrilarak Hicaz'da bagimsiz bir Arap kralligi kurma emeline ka- pilmis fakat para, silah ve benzeri madde ve malzemelere olan ihtiyacindan dolayi belirli bir süre sessiz kalmayi tercih etmek zorunda kalmisti29.
Serif Hüseyin Ingilizlere ilk teklifini 2 Temmuz 1915'te yaparak30 Mersin ve Adana'dan Musul'a çekilecek hattin güneyindeki Araplarin müstakil bir hükü- met olarak tesekkülüne muvafakat edildigi takdirde, tabi oldugu Büyük Islam Halifesine karsi isyan edecegini hususi mektupla bildirmisti31. Böylece Ingiliz- lerin bekledikleri olmus ve Serif Hüseyin'in kendilerine müracaati gerçekles- misti. 14 Temmuz 1915 tarihinde Ingilizlerin Misir Valisi Mc Mahon ile Serif Hüseyin arasinda meshur yazismalar basladi32. Yazilanlar özetle sunlari ifade ediyordu: Büyük Britanya, bagimsizlik savasinda Araplarin Türkleri ve Almanla- ri Arap bölgelerinden çikarmak için ihtiyaç duyduklari her seyi temin edecekti. Serif Hüseyin, Arap ülkesinin sinirlarini söyle belirlemisti: Iskenderun'dan gü- neye dogru Refah'ta Misir siniri ve Tih Çölü, Kizildeniz ve batiya dogru Babü'l Mendib, doguda Maskat ve Umman, sonra kuzeye dogru Bahreyn ve Kuveyt, daha yukarida Basra Vilayeti ve Iran siniri, yine kuzeyde Arap bölgelerinin Kürt bölgeleriyle birlestigi yerler, sonra batiya dogru Cizre ve Musul'u içine alarak Halep'i güneyde birakan ve Iskenderun'a varan sinir. Ancak Mc Mahon, Emir Abdülaziz Al-i Suud'un Emirligi, Kuveyt ve Bahreyn Emirlikleri, Maskat ve Umman Sultanliklari, Hadramut Kabileleri ve Lahiç Sultanligi'ni bu planin disinda tutmustu. Ayrica Adana, Mersin ve Suriye Vilayeti'nin batisi tamamiyla Arap bölgesi olmadigi için yine plandan ayri tutuluyordu. Ingiltere, bu böl- gelerde müttefik oldugu Fransa'nin hak sahibi oldugunu bildirmisti. Mc Ma- hon ayrica, Islam Halifeliginin yeniden Hasimi ailesine geçmesi halinde Büyük Britanya'nin bunu hosnutlukla karsilayacagini da söylemisti33. Görüldügü gibi Hüseyin'in bagimsiz Arap devleti için girisimleri ve taleplerine Ingiliz Hükü- meti, savas sartlarinda savasin sonuçlandirilmasi için olumlu bakmis, ancak savas sonrasinda Arap topraklarinin siyasi gelecegini belirleme gibi bir niyet tasimamisti34.
Britanya ile Osmanli Devleti arasindaki Hicaz mücadelesi direk bir mey- dan mücadelesi degil de daha çok siyasi çerçeveli bir savasti ve Osmanli bu mücadeleyi kaybetti, çünkü Ingilizlerin Serif Hüseyin ile gizli yazismalarindan haberdar olamamisti. Ancak buna ragmen Kizildeniz'deki Hicaz sahilleri Os- manli ve Britanya sürtüsmelerine sahit olmustur: Iki devlet arasinda savas bas- ladiktan sonra Kasim 1914'te Minto adli Ingiliz savas gemisi Cidde'ye yaklasmis ve Ingilizler bazi Osmanli görevlilerini esir almislardir. Ocak 1915'te Himalaya adli Ingiliz savas gemisi Kizildeniz sahilindeki Daba sehrine geldigi sirada bir kayikla sahile yanasan komutanlardan birinin Araplar tarafindan öldürülmesi, halkin hala Osmanliya bagliligini devam ettirdigini gösterdiginden, Ingilizlerin Araplarla olan iliskilerini tekrardan gözden geçirmeleri gerektigini anlamala- rina sebep olmustur. 21 Mart 1915'te ise Ingiliz savas gemilerinden bir tane- si Osmanli aleyhine propaganda yapmak için Kizildeniz sahilindeki Muveylih Limani'na demir attiginda Osmanli askerleri tarafindan kursun yagmuruna tu- tulmus ve bu olayda bir Ingiliz askeri ölmüs, on Ingiliz askeri de yaralanmistir35.
1916-1918 Yillari Arasinda Hicaz'da Vaziyet
Hicaz bölgesindeki Osmanli-Britanya mücadelesi Ingilizlerin basarisiyla so- nuçlanmisti; çünkü Ingilizler Serif Hüseyin'i Osmanli bünyesinden kopardiklari gibi Osmanlilara karsi ayaklanmaya hazir hâle getirmislerdir36. Bu arada, Or- tadogu seyahati içinde Enver Pasa ile Cemal Pasa birlikte Umman'dan tren- le37 4 Mart 1916'da Medine'ye geldiler. Enver Pasa gönlünü almak için Serif Hüseyin'i harbe mahsus altin ve gümüs imtiyaz madalyalari ile taltif etti. Serif Hüseyin 17 Mart'ta verdigi karsilikta, sonsuz tesekkür ve bagliligini bildirdi38. Ancak bütün bunlara ve "Cihad-i Ekber" ilanina mukabil Ingilizlerin, "Jöntürk- lerin dinsizligi" söylemini gelistirdikleri karsi propaganda ve eylemleri etkili olmus ve Mekke Emiri Serif Hüseyin'in isyan etmesi saglanmistir39.
Serif Hüseyin-Ingiliz görüsmeleri nihayet 10 Mart 1916'da karsilikli anlas- ma ile neticelenmistir40. Ingilizler, Serif Hüseyin'e Ortadogu'da kurulacak bü- yük Arap devletinin (Filistin, Suriye ve Irak dahil) liderligini vaat ederek isyana tesvik etmisler41 ve 6 Kasim 1916 tarihine kadar geçen sürede Serif'e 773 bin Sterlin tutarinda mali destek saglamislardir42. Serif Hüseyin'in ayaklanma bas- latmasi, Filistin ve Suriye'deki Osmanli ordularina yeni bir cephe açilmasi de- mekti43. Böylece Ingiliz kuvvetlerine verilen bedevi Arap destegi ile Suriye'deki Osmanli kuvvetlerinin yenilgisi belki biraz daha hizlandirilmis olacakti. Çünkü böylesi bir isyanin Osmanli askerleri ve Suriye Araplari arasinda yaratacagi moral bozuklugu ve Ingiliz askerlerine verecegi moral destek küçümsenemez- di44. Ingilizler bu isyanla, Osmanli Devleti'nin Arap tebaasini kullanarak, Orta Dogu'daki Osmanli kuvvetlerinin Süveys Kanali'na taarruz etmelerine engel olmak düsüncesindeydiler45.
Serif ayaklanmayi gerçeklestirdiginde 22. Osmanli Firkasi Hicaz'da olup 128, 129, ve 130. bölüklerden olusuyordu. Ayrica, 21. Asir Firkasindan da biri Kunfuza'da digeri Leyis'te olmak üzere iki bölük bulunmaktaydi. Hicaz'daki toplam Osmanli neferlerin sayisi 12 bin civarinda idi. Bunlardan 4 bini Fahri Pasa komutasinda Medine'de, 3.500 nefer de yazin Taif'te ikamet eden Vali Ga- lip Pasa'nin komutasi altindaydi. Mekke'de 1200 nefer Dervis Bey'in komutasi altinda, Cidde'de ise 2600 Osmanli neferi mevcuttu. Ayrica Yenbu'nun ve tren yolu istasyonlarinin muhafizlari da mevcuttu46.
Bütün baglilik sözlerine ragmen Serif Hüseyin Ingilizlerin birtakim müp- hem vaatlerine kanmis47, Ingiltere Hükümetiyle anlasarak metbui olan Osman- li Devleti'ne karsi harekete geçmis48, 9 Saban 1334/10 Haziran 1916'da isyan ederek49, ilk kursunu Mekke'de atmis50 ve kendisini "Arap Memleketlerinin Krali" ilan etmistir51. Ancak Ingiltere ve müttefikleri bu unvani uygun görme- yerek, onu bagimsiz bir yönetici ve resmen "Hicaz Krali ve Otoritesi" olarak tanimislardir (3 Ocak 1917)52. Hüseyin'in kendisini Bütün Arap Ülkelerinin Krali ilan etmesi, Abdülaziz Ibn-i Suud'u daha fazla tedirgin etmis, bunun üzerine Körfez'deki Britanya sorumlusu onu Kuveyt'e davet etmis, görüsmeler sonu- cu, Ingilizler, hem silah hem de mali yardimda bulunacaklari, bunun yani sira, Hüseyin'in onun sahsi islerine karismayacagi ve Araplarin Krali olarak Araplar adina konusmayacagi garantisi vermislerdi. Buna karsi Abdülaziz Ibn-i Suud, Hüseyin'in aleyhine hiçbir harekette bulunmayacakti. Ingilizlerin Abdülaziz Ibn-i Suud'a bu kadar müsamahali davranmalarinin sebebi, Arap Yarimadasi, Sam ve Irak'ta Osmanli'ya karsi kullandiklari Hüseyin'e savas açmamasini sag- lamakti53. Bu arada, Serif Hüseyin'in isyanindan önce Mekke Valisi olan Galip Pasa, Abdülaziz Ibn-i Suud'a bir mektup yazarak, Serif'in devlete olan samimi- yetinden süphe duydugunu zikretmis ve kendisi Hicaz'a gelirse Harem'i kendi- sine teslim edecegine ve destek olacagina dair söz vermisti. Abdülaziz ise ver- digi karsilikta kendisinin Serif'ten yana oldugunu bildirmisti54. Serif Hüseyin bir yandan padisaha sadakat mektuplari yazar, bir taraftan Dördüncü Ordu'ya bin bes yüz hecin süvari göndermek üzere oldugunu bildirirken, Ingilizlerle yaptigi gizli müzakerelerde Büyük Arap Imparatorlugu'nun hudutlarini istiyordu. Hirs onun gözlerini bürümüstü. Tarihe büyük bir Arap Imparatoru diye geçmek, iste Serif Hüseyin'i felakete sürükleyen bu olmustur55. Hâlbuki Serif Hüseyin, tarihe göz gezdirseydi, Avrupalilarin meydana getirdikleri diger Arap hükümetlerinin o günkü haliyle, kendisine vaat edilen Arap imparatorlugunun alacagi son sekli ve mahiyeti mukayese edebilirdi56.
Serif Hüseyin'i altinlariyla kandirmayi basaran hiç süphesiz meshur Ingiliz casusu Lawrence olmustur. Arapçayi çok iyi ögrenen Lawrence, 1914'te yedek subay olarak Kahire'ye gönderilmis ve Inteligence servisinin Arap subesinde çalismistir. Serif Hüseyin'in oglu Faysal'la yakin dost olmus ve bedevileri Türk- lere karsi kiskirtmistir57. Lawrence, harcadigi paralar ve yaptigi konusmalar sa- yesinde Araplarin taçsiz kraliydi ve ayaklanmanin gerçek lideri sayiliyordu. "O olmasaydi, Araplar hiçbir sey elde edemezdi" diye düsünenler bile vardi58.
Osmanli Hükümeti'nin Hicaz'daki olaylara tepkisi ihtiyatliydi. Hükü- met, Hüseyin'in konumunu zayiflatma ve isyani en az zararla atlatma ümidi- ni beslemeyi sürdürdü, ancak Serif'in ard arda gelen askeri basarilari üzeri- ne, Hüseyin'in itibarini düsürmek için Arap bölgelerinde yogun propaganda faaliyetine basladi59. Serif Hüseyin'in isyana hazirlandigi haberinin alinmasi üzerine Dördüncü Ordu Kumandani Cemal Pasa, Fahreddin Pasa'yi Medine Kumandanligina tayin etmisti (28 Mayis 1916)60.
9 Haziran 1916'da Sam ve Medine arasindaki demiryolu hatti kesildi ve ertesi gün 10 Haziran Cumartesi gündogumunda Serif Hüseyin'in isyani basla- di61. Daha önce 5 Haziran'da Hüseyin'in ogullarindan Ali ve Faysal, bir miktar kabile mücahidi ile Medine civarinda, Mekke Emiri namina Arap istiklâlini ilan ettikten sonra, buradaki kuvvetli Osmanli garnizonunun civarindan savusmus- lar ve ancak bes gün sonra Mekke'de kislalara hücum suretiyle, isyan hareketini fiilen baslatmislardi. Es zamanli olarak Ingiliz harp gemileri de Cidde'yi topa tutmuslardi62. 4. Ordu Kumandani Cemal Pasa Serif Hüseyin isyaniyla birlik- te Medine'ye takviye olarak 42. ve 130. alaylar ile muhafiz alayini gönderdi. Medine Muhafiz Komutani Fahreddin Pasa urbana karsi taarruza geçerek bazi basarilar kazandi. Bundan sonra 1916 senesi küçük çatismalar seklinde geç- ti63. Ancak Mekke Valisi Galip Pasa'nin tedbirsizligi yüzünden 9 Haziran'da ge- nel saldiriya geçen asiler, 16 Haziran'da Cidde'ye, 7 Temmuz'da Mekke'ye, 22 Eylül'de de Taif'e girdiler64.
Mekke, Cidde ve Taif'in ele geçirilmesinde Britanya'nin çok büyük bir rol oynadigi gözden kaçirilmamalidir. Çünkü Cidde'de Ingiliz donanmasinin topla- ri ve uçaklari, Mekke ve Taif'te ise Ingilizlerin toplarla birlikte Misir'dan gönde- rilen firkanin Osmanlilarin teslim olmasinda büyük bir etkisi olmustur65.
Hicaz Demiryolunun sona erdigi ve Serif'in topraklarinda en çok stratejik ehemmiyeti haiz sehir olan66 Medine garnizonunu Fahrettin Pasa, elinde bu- lunan son derece kisitli imkanlarla iki yil yedi ay müdafaa etmistir67. Serif'in birliklerinin Cidde, Mekke ve Taif'te elde ettigi basariyi Medine'de elde ede- memesinin birkaç sebebi vardi. Bunlarin en önemlileri; Medine'nin tren yolu ile Sam'a bagli olmasi, Serif ve adamlarinin saldirilarinin hedefinde tren rayi olmasina ragmen Osmanlilarin tahrip edilen raylari süratle onarmalari, Medine'yi çevreleyen güçlü bir surun ve dört müstahkem kalenin bulunmasi ve Fahri Pasa'nin kumandasindaki 12. Alayin Medine'de olusu gibi sebeplerdir68. Osmanli Devleti'nin Hicaz'daki en büyük basarisi Medine'yi elinde tutmasi ve devam eden saldirilara ragmen demiryolunu açik tutmayi basarmasi olmus- tur69. Ayni basariyi Suriye-Hicaz kavsaginda bulunan Türk garnizonu Maan'da da göstermistir70.
Bu arada Hükümetin yeni ve mesru emir olarak ilan ettigi Serif Haydar, Sam'a gelmis, Sam Valisi Cemal Pasa da kendisini ivedilikle Medine'ye gön- dermisti71. Serif Ali Haydar Ramazan 1334/Temmuz 1916'da birkaç alim esli- ginde Medine'ye vardi72 ve Serif Hüseyin'i kinayan ilk karsi bildirisini yayinla- di. Serif Haydar'in bildirileri halki yeniden cihada çagiriyordu. Bu bildirilerde, Hüseyin'in sadakatsizligi ve halifeye meydan okuma cesareti ifade ediliyor ve kutsal yerleri ele geçirmek isteyen Ingiltere ile ortaklik ve çikar birligi içinde bulundugu bildiriliyordu73.
Serif'in isyani hiç süphesiz yeni bir cephe anlamina gelmiyordu. Aseri açi- dan Serif Hüseyin güçlü degildi ve ayni bölgede Osmanli Devleti ile iliskileri iyi olan liderlerin yönetiminde çok sayida Arap kabileleri vardi. Ancak adeta efsa- ne haline gelen Lawrence basta olmak üzere Ingiliz subaylar tarafindan komuta edilen atli bedevi kuvvetleri, özellikle Hicaz demiryolu hattina baskinlar dü- zenleyerek Osmanli ordusunun ikmal yollarini sabote etmekteydi. Ayrica bü- tün Araplar ve Arap liderler, bagimsizlik durumunda Serif Hüseyin tarafindan idare edilmeyi istememelerine ragmen, isyanin ilan edilmis olmasi Arabistan disindaki bölgelerde de Osmanli Devleti aleyhine hareketliligi arttirmisti. Os- manli Devleti, Serif Hüseyin'in bu isyaninin bütün Araplari kapsamadigini vur- gulamak ve yayilmasini engellemek için bir kisim önlemler aldi. Öncelikle Ce- mal Pasa'nin teklifiyle devlete baglilik gösteren asiretlerin reislerine nisan ve madalya verilmesine baslandi. Arap milliyetçiligi yapan ve hükümet aleyhine propaganda yürüten cemiyetler ve yayin organlarina karsi sert önlemler alindi. Böylece isyan diger Arap bölgelerinde Hicaz'daki kadar etkili olamamistir74.
Serif Hüseyin'in isyan planlari çok önceden yapilmis olmasina ragmen, bunu ancak hazirliklarini tamamlayip, sartlarin olgunlasmasindan sonra ger- çeklestirmistir75. Isyanin sebebi, Arabistan'i Osmanli topraklarindan koparmak ve Serif Hüseyin'in kendisini kral ilan etme hayaliydi76. Ancak Serif Hüseyin'in devlete karsi isyan ederken ileri sürdügü sebepler, Harbi Umumi'den önce de vardir. Eger iki üç pasanin hükümeti istedigi gibi idare etmesini kabul etmemek için, yahut seriat ahkâmina riayet edilmedigi için isyan ediyorsa bunu daha evvel yapmasi lazim gelirdi. Ileri sürdügü sebepler esasen Serif Hüseyin'in bir maskesi idi ve her seyden evvel hirsina yenik düsmüstü. Halbuki Serif Hüseyin, Türk Sultaninin adi anildiginda, Halifelik ile Türk hükümetini ayirt etme konu- sunda her zaman dikkatli olmustu77.
Tüm tarihsel hakkaniyetle su kaydedilmelidir ki, Osmanli Devleti'nin Arap vilayetlerindeki Araplar ve Arap liderlerin tümü birden Mekke Serifi Hüseyin ta- rafindan yönetilmeyi istemiyordu ve ne Arap bagimsizligi ve ne de Arap toprak- larinin nihai hükümet biçimi anlayislari hususunda birlesmislerdi78. General Ali Fuad Erden'e göre ise, Hicaz isyani Arap isyani degildi. Mekke Emiri Serif Hüseyin'in isyaniydi ve Ingiliz ajanlari tarafindan Ingiliz altini, Ingiliz bugday ve pirinci ile cezp edilen urbanin müzaharetiydi. Yalniz asilerin karargahinda birkaç Bagdatli (Irak Basvekili Nuri Said Pasa gibi) ve Samli zabit vardi ki bun- lar isyana Arap isyani manzarasini vermeye çalismislardi79. Ingiliz yazari Robert Lacey'in deyimine göre de "onun (Hüseyin) akimi, bir Arap ayaklanmasindan ziyade bir Ingiliz-Hasimi komplosu" idi ve bir milyon Sterlin'e yaklasan Ingi- liz altinlariyla finanse edilmisti80. Serif Hüseyin, Ingilizlerin muazzam para ve lojistik destegine ragmen Osmanlilara karsi savasmak için ancak 4-5 bin civa- rinda silahli bir güç olusturabildigi, bunlarin da Mekke-Maan hattinda Ingiliz- lere destek olduklari kayitlarda yer almistir. Bu gücün Birinci Dünya Savasi'nin Suriye-Filistin bölgesinde ne kadar etkili oldugu ise tartismali bir husustur81. Ingilizler bu isyanla, Osmanli Devleti'nin Arap tebaasini kullanarak, Orta Do- gu'daki Osmanli kuvvetlerinin Süveys Kanali'na taarruz etmelerine engel ol- mak düsüncesindeydiler.
Ingilizler Serif Hüseyin'e savas sirasinda tamamen askeri amaçli maddi yardimda bulunmuslardi. Yapilan bu yardimlar, Türklere karsi basarili müca- delesinden dolayi verilmisti. Bu yardim, baris tam olarak saglanana kadar aylik 250 bin Rupi olarak ödenecekti82. 1917 Ocak ayinda Ingilizler El-Vech'i bom- bardiman ederek sahile Misir ve Sudan askerlerini çikardilar. Sahili korumakla görevli akinci alayi Emir Faysal kuvvetlerinin yanina geçtigi gibi, gönüllü kuv- vetler arasinda bulunan urban da asilere meyletmeye basladi. El-Vech bundan sonra asilerin bir üssü haline geldi. Bu asamada Osmanli kuvvetleri demiryo- lunu korumaya yöneldiler83.
14 Nisan 1917'de El-Muazzam istikametinde büyük bir çatisma yasandi. Bir Serif komutasindaki 800 civarinda mevcuda sahip olan ve içinde bir Ingiliz subayi, Bagdatli bir Yüzbasi, Resid Rasim adinda bir subayin bulundugu ve iki cebel, bir havan topu, iki makineli tüfek, bir hecinsüvar piyadeden meydana gelen urban grubu saldiriya geçti. Amaçlari hem telgraf hattini kesmek, hem de simendifer hattini tahrip etmekti. Çatisma birkaç saat devam etmis, urban büyük kayiplar vererek geri çekilmek zorunda kalmis, Hicaz kuvvetlerinden de üç sehit ve bes yarali zayiati meydana gelmisti. Telgraf hatti zarar görmemis, fakat 140 kadar ray tahrip olmustu84.
Asiler, 13 Mayis 1917'de 2.000 kisilik bir kuvvetle El-Muazzam civarina tekrar saldirmislar ve üzerlerine gönderilen kuvvete de zayiat verdirmisler- di. Yasanan mücadeleye ragmen Hicaz Kuvve-i Seferiyesi'nden ve I. Kuvve-i Mürettebe'den kuvvet takviyesi mümkün olmamisti. Baskomutanlik Vekâleti ise israrla Medine kuzeyinde demiryolu hattina karsi düzenlenen saldirilara en- gel olunmasini istiyor ve Medine'deki kuvvetin orada kalmak yerine demiryo- lunu korumak amaciyla hareket ettirilmesini emrediyordu. Cemal Pasa, Enver Pasa'nin bu istegine Hicaz'in son durumunu ortaya koyarak cevap veriyordu. Bu sirada Medine'de dört tabur, Medine ile Hediye arasinda iki tabur, Tebük'te dört tabur, Maan ve Akabe'de dört tabur bulunmaktaydi. Bu taburlardan birisi Maan Seyyar Jandarma Taburu, digeri de 160. Alay'dan olusturulan ve Arap askerlerinin olusturdugu taburdu. Medine'deki taburlarin ortalama mevcutlari 700 civarinda, digerleri ise 500 kadar askere sahipti. Medine garnizonunun tek amaci, Medine'yi savunmakti. Çünkü Medine düsecek olursa simendifer hattini elde tutmanin bir anlami kalmayacagi gibi, Medine'nin elde tutulmasi da hat- tin korunmasina bagliydi. Hediye ile Tebük arasindaki kuvvetler ise istasyonla- ri takviye etmek amaciyla görev yapiyordu. Bir süre sonra asiler, Akabe-Maan hattini kesmek için büyük bir taarruza giristiler. Bu sirada hattin güneyindeki kabileler tamamen isyancilarin yaninda yer aldilar85.
Bu arada Hicaz isyani, artik Maan'a kadar yayilmis86 ve Akabe'ye kadar ulasmisti. Akabe Kizildeniz'in kuzeyindeki son noktaydi. Savas boyu Türkler ve Ingilizlerin ele geçirmeye çalistigi Sina'ya yakin olmasi hasebiyle önem tasiyor- du. Faysal'in kuzeye gönderdigi birliklerin bölge kabileleriyle birlikte Maan ya- kinlarindaki Ebi'l Lesen'e düzenledikleri ve Osmanlilarin birçok sehit, yarali ve esir verdigi büyük saldiri sonrasinda 6 Temmuz 1917'de Akabe asiler tarafindan ele geçirildi87. Akabe'nin asiler tarafindan ele geçirilmesiyle dengeler iyice de- gismisti. Akabe'nin kaybinda sadece asiler degil, Ingilizler de aktif rol oynamis- lardi. Akabe'nin düsmesi Misir'daki Ingiliz kuvvetlerinin Arap isyancilarla dog- rudan baglanti kurmalarini saglamis, Medine ve demiryolu hattindaki Osmanli kuvvetlerini de zor duruma düsürmüstür. Akabe, Arap isyancilarinin önemli bir üssü haline gelmis, Serif Faysal karargâhiyla buraya gelerek Ingiliz komutan Allenby'nin emrinde bir ordu kumandani gibi görev yapmaya baslamistir. Artik Ingilizler için Hicaz ile Sina cephesinin baglantisi saglanmis oluyordu88.
1917 tarihinde Faysal Akabe'de taarruz silahlari elde etmisti. Osmanlilar 1917 Ekim-Kasim aylarinda Faysal ve ordularini Petra'dan kovmaya çalismis- larsa da basarili olamadilar. Serifin ordulari da saldiriya geçemediler. Ancak Hicaz; Hicaz demiryolu güzergahi, Medine'deki Fahri Pasa kumandasindaki Osmanli birlikleri ve Tebük'teki Osmanli birlikleri haricinde Osmanlilardan ta- mamen bosaltilmis oldu. Osmanlilarin Hicaz demiryolunu bütün bu baskinla- ra ragmen koruyabilmeleri ve yardimlarin kesilmesine ragmen Medine'yi hala muhafaza etmeleri, onlarin güçlü bir savunmaya sahip olduklarini ve tren yo- lunu bütün imkânsizliklara ragmen onabildiklerini gösterir89.
Demiryolu hatti savasin sonuna kadar kontrol altinda tutulmus, böyle- ce Medine sehrinin de savas sonuna kadar elde tutulmasi mümkün olmustur. Bunda Osmanli kuvvetlerinin düzenli birliklerden olusmasi kadar, demiryoluna saldiran Abdullah'in kuvvetlerinin yetersizligi de etkili olmustur. Abdullah'in kuvvetleri genellikle Osmanli ordusundan kaçarak asilere katilan Arap asker- lerinden meydana geliyordu. Asilerin hat boyunca çok farkli noktalara saldiri düzenlemeleri bir noktada baski olusturmalarini engelliyordu90.
Serif Hüseyin kuvvetleri, Ingiliz ordusunun arkasindan Kudüs'e dogru iler- ledigi sirada, Filistin'de bir Yahudi yurdu kurulacagina dair Balfour Beyanna- mesi nesrolunmustur (2 Kasim 1917). Bu, Araplar için istenmeyen bir gelis- me idi. Balfour Beyannamesi adiyla nesrolunan bu Ingiliz belgesinde Ingiliz Hükümeti, Filistin'in ortasinda bir Yahudi devleti kurmak istiyordu91. Gene bu esnada Bolsevikler Osmanli Imparatorlugu'nun ve bilhassa Suriye ve Irak'in paylasilmasina dair, 16 Mart 1916'da Ingiltere ve Fransa arasinda yapilarak, sonradan Rusya ve Italya tarafindan da istirak edilmis bulunan Sykes-Picot92 Itilâfi'ni nesretmislerdi. Bunun üzerine henüz Dördüncü Ordu Kumandani si- fatiyla Suriye'de bulunmakta olan Bahriye Naziri Cemal Pasa tarafindan Emir Faysal'a ve Cafar al-Askeri'ye birer mektup (26 Kasim) gönderilerek, istiklâl sev- dasi ile kiyam etmis bulunan Araplarin nasil aldatilmis bulunduklarinin bu su- retle meydana çiktigindan bahisle, Arap vilayetlerine tam muhtariyet verilmek sartiyla ayri bir sulh akdedilmesine dair bir teklif yapmistir. Bu teklifi reddeden Serif Hüseyin, Ingiltere'nin Kahire'deki yüksek komiseri Sir Reginald Wingate tarafindan bu haberlerin bir Türk entrikasi olduguna dair verilen teminat ve In- giltere Hariciye Naziri Bolfour'un o vasita ile gönderdigi dolambaçli bir telgraf ile sükûnet bulmus93, yapilan görüsmeler sonucunda da Serif Hüseyin, "Yahu- dileri bütün Arap topraklarina kabule hazir oldugunu" bildirmistir94.
1918 yilinin baslangici itibariyle Faysal'in ordulari Ölü Deniz'in güneydo- gusuna harekât için hazirliklara basladi. 3 Ocak 1918'de Ebi'l Lesen, 14 Ocak'ta Tüfeyle ele geçirildi. 21 Mart'ta General Allenby, Amman'a dogru hareket edin- ce Osmanli ordulari Amman'a çekilmek durumunda kalmistir. Faysal'in ordula- rinin dört koldan tren raylarina saldirmasi ve Ürdün'ün güneyinde Allenby'nin harekâti Osmanlilara, Hicaz'daki ordularina yeterince yardim göndermesine imkan tanimamistir. Bu arada Serif Hüseyin Agustos 1918'de Fahri Pasa'ya, Medine'yi teslim etmesi karsiliginda kendisi ve askerleri için Misir'a güvenli geçisin saglanacagina dair bir mektup gönderdi. Fahri Pasa bu durumu Enver Pasa ve Yildirim Ordulari Karargâhina bildirmis ancak; "Medine'yi savun ve ke- sinlikle teslim olma" cevabini almistir.
19 Eylül 1918'de Allenby büyük taarruza geçip kuzeye dogru harekete ge- çince Faysal, Dera-Maan ve Dera-Amman arasinda tren yoluna saldirilarina devam etmis, Maan'daki Osmanli ordulari ise çatisarak geri çekilmislerdir. In- giliz ordularinin sagindan paralel sekilde devam eden Serif'in birlikleri 1 Ekim 1918'de Dimask'a ulasmistir95.
Ingiliz yönetiminin, Necid'de yükselmekte olan daha sabit ve daha ma- kul önder olarak Abdülaziz Ibn-i Suud yerine, Serif Hüseyin'i desteklemekle yanlis ata bahis koyduklari da ileri sürülmüstür. Arap ayaklanmasi sirasinda Mezopotamya'da (Irak) Ingiliz siyasi memurlari olarak bulunan Sir Arnold Wil- son ve St.John Philby96 de Ingilizlerin Hüseyin'i degil, Ibn-i Suud'u destekleme- leri gerektigine inaniyorlardi97.
Osmanli Devleti'nin Hicaz'dan Çekilmesi
Mondros Ateskes Antlasmasi'nin imzalanmasi üzerine Osmanli ordulari geri çekilmis ancak, Fahri Pasa israrla Medine'yi savunmaya devam etmistir. Ingi- lizlerin ve Serif'in teslim olmasi gerektigine dair yogun israrina ragmen Fahri Pasa'nin; "ancak Sultan'dan bir ferman gelirse teslim olacagini bildirmesi" üze- rine98 Fahrettin Pasa'yi ikna için Adliye Naziri Necmettin Molla gönderilmistir. Padisahin emrini bizzat teblig eden Necmettin Molla, Fahrettin Pasa'yi ikna edebilmistir99. Osmanli Devleti'ne Medine'yi biraktiran sartname, 7 Ocak 1919 günü, Mondros Mütarekesi'nin onaltinci maddesine uyularak Hasimi Hükü- meti adina Emir Ali Bin Hüseyin, Itilaf Devletleri adina Ingiliz Yüzbasi Gerland ile Seferi Kuvvetler kumandanligi tarafindan tayin olunan Ellisekizinci Tümen Kumandani Albay Ali Necip, Menzil Kumandani Albay Abdurrahman ve Leva- zim Reisi Yarbay Sabri tarafindan imzalanmistir100. Serif Abdullah'in kuvvet- leri anlasma geregince 13 Ocak 1919'da Medine'ye girmis, böylece Mondros Mütarekesi'nden yetmis iki gün sonra Medine teslim edilmistir101. Bu suretle Osmanli Devleti, asirlarca idare etmis oldugu kutsal topraklari kaybetmis olu- yordu.
Ne var ki Serif neticede basarisiz olmus, Ibn-i Suud karsisinda tutuna- mayarak Hicaz'i terk etmek zorunda kalmistir. Serif Hüseyin'in basarisiz olma nedenleri arasinda; pazarliklarinin üç yil sürdügü Ingiliz-Hicaz anlasmasini reddederek Ingilizleri kizdirmasi, basta Ibn-i Suud olmak üzere Arap emirleri ile ters düsmesi, herkesten üstün oldugunu düsünmesi ve kendisini yüceltme- si, hayalperestligi, paraya düskün olmasi ve yönetim zafiyeti gösterilebilir102. Serif Hüseyin'in Kibris'ta ölmeden önce söyledigi su sözleri, oglu Ürdün Krali Emir Abdullah tarafindan, Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçisi Celal Karasapan'a söyledigi bilinmektedir: "Bu bizim basimiza gelenler ve gelecekler, ekmek ka- pimiz, koruyucumuz ve asirlar buyu efendimiz olan Osmanli Devleti'ne karsi isledigimiz günahlarin, giristigimiz isyanlarin ilahi bir cezasidir"103. Yine su ifa- deler de Serif Hüseyin'e aittir: "Ben velinimetime isyan etmis asi bir kulum. Kral olacagimi sandim, Tanri beni sürgünlüge düsürdü. Hasta oldum, buraya sigindim. Duydugum vicdan azabinin siddeti büsbütün artsin; bu dünyada çek- tigim izdiraptan artan vicdan azabiyla büsbütün agirlassin, ta ki Cenab-i Hak bu günahkâr kulunu dünyada affederek, ahirette hesap gününde daha büyük cezadan korusun104.
Osmanli birliklerinin kutsal topraklardan çekilmesinden sonra Suudi kuv- vetleri 8 Cemaziyelahir 1344/24 Aralik 1925'te Cidde'ye girmis105 ve 1926 yilinda Hicaz'daki Hasimi varliginin son kalintilari da bu bölgeden atilmisti106.
Sonuç
Birinci Dünya Savasi'nda, dini, siyasi ve askeri bakimdan önemli bir konumda bulunan Hicaz'daki Osmanli-Britanya mücadelesini Osmanlilar kaybetmistir. Ingilizlerin basarisinda Serif Hüseyin'i, Osmanlinin ölüm-kalim mücadelesi verdigi bu en kritik zamaninda ayaklandirmis olmalari önemli bir rol oynamis- tir.
Serif Hüseyin isyani, Suriye ve Filistin'deki Osmanli ordusunu zayiflatmis ve Ingilizlerin savasta galip gelmesinde katki yapmistir. Demiryollarinin be- devilerce tahrip edilmesi de Ingilizlere büyük bir destek saglamis ve Osmanli ordularini en az bir düsman cephesi kadar ugrastirmistir.
Serif Hüseyin bu kalkismasiyla, Türklerle Araplarin arasini açmak isteyen- lere malzeme vermis, Ingilizlerin de aktif destegiyle, Arap bölgelerinin devlet- ten ayrilmasina ve ayrilikçi milliyetçi hareketlerin güçlenmesine zemin hazir- lamistir.
Hicaz'daki en önemli Osmanli direnisi Medine müdafaasi olmustur. Fah- reddin Pasa savas yillari boyunca bütün olumsuzluklara ragmen direnmeyi basarmis, Mondros Mütarekesi'nden bir müddet sonra teslim olmak zorunda kalmistir. Fahrettin Pasa'nin teslim olmasiyla Osmanlilarin Hicaz'daki hükmü bitmis ve asirlarca idare etmis oldugu kutsal topraklari kaybetmistir. Ancak su da açiktir ki eger Serif Hüseyin birlikleri Medine'yi daha önce ele geçirebilseler- di Osmanlinin Hicaz'daki varligi bu kadar uzun sürmezdi. Osmanlinin Hicaz'da direnisinin, Medine'yi elde tutabilmesinin yaninda bir baska sebebi de tren yolu boyunca kesintisiz saldirilara ragmen tren yolunu koruyabilmeleri ve isler durumda tutabilmeleridir.
Denebilir ki Hicaz'da neticeyi belirleyen Fahrettin Pasa'ya gelen "teslim ol" emridir. Çünkü sonrasinda Osmanli birlikleri önce Hicaz'dan, daha sonra Ürdün ve Filistin'den Sam'a, oradan da asil vatanina çekilmistir.
1 Sami Öngör, Orta Dogu(Siyasi ve Iktisadi Cografya) , Sevinç Matbaasi, Ankara, 1965, s.170-171.
2 Mustafa Saleh Islam, Suudi Arabistan'i Taniyiniz , Ayyildiz Matbaasi, Ankara, 1961, s.95-96.
3 Neset Çagatay, Islam Tarihi , TTK Basimevi, Ankara, 1993, s.75.
4 Ismail Hakki Uzunçarsili, Mekke-i Mükerreme Emirleri , 2.Baski, TTK Basimevi, Ankara, 1984, s.17.
5 A. Vehbi Ecer, "Osmanli Döneminde Mekke Yönetimi", X. Türk Tarih Kongresi , Ankara, 22-26 Eylül 1986, Kongreye Sunulan Bildiriler, C.IV, TTK Basimevi, Ankara, 1993, s.1433.
6 Ismail Hakki Uzunçarsili, Osmanli Tarihi , C.II, Türk Tarih Kurumu Basimevi, 5. Baski, Ankara, 1988, s.292.
7 Uzunçarsili, Osmanli Tarihi , C.II, s.426.
8 Zekeriya Kursun, "Osmanli Devleti Idaresinde Hicaz (1517-1519)", Osmanli , C.I, Yeni Türkiye Yayinlari, Ankara, 1999, s.316.
9 Süleyman Yatak, "1914-1916 Yillarinda Osmanli Devleti ve Mekke Emiri Serif Hüseyin", Ilim ve Sanat, Ekim, 1991, S.30, s.70.
10 Kursun, a.g.m., s.316.
11 Dogustan Günümüze Büyük Islam Tarihi, C.XII, Çag Yayinlari, Istanbul, 1993, s.127.
12 BOA.I.MMS.57/2600
13 Remzi Çavus, Hain Kim, Bir Isyanin Perde Arkasi, Yitik Hazine Yayinlari, Izmir, Mayis 2006, s.97.
14 Kursun, a.g.m., s.325.
15 Ahmet Vehbi Ecer, Tarihte Vehhabi Hareketi ve Etkileri, ASAM Yayinlari, Ankara, 2001, s.168.
16 Abdüllatif b. Muhammed El-Hamid, El Bahri'l Ahmer vel Ceziretül Arabiyye fi Es-Sira'a El-Osmani El-Britani Hilal El-Harb El-Alemiyye El-Ula, Riyad, 1. baski, 1415/1994, s.203.
17 Zeine N. Zeine, Türk Arap Iliskileri ve Arap Milliyetçiliginin Dogusu, Çev. Emrah Akbas, Gelenek Yayincilik, Istanbul, Haziran 2003, s.104-105.
18 Ibrahim Muhammed Hasan, El-Bahrü'l Ahmer Fi El-Harb El-Alemiyye El Ula, 1. Baski, Misir, 1998, s.101.
19 El-Hamid, a.g.e., s.203.
20 Rauf Ahmed Hotinli, "Islamiyet Devrinde Arabistan", MFV. Islam Ansiklopedisi, C.I, Maarif Matbaasi, Istanbul, 1942, s.493.
21 El-Hamid, a.g.e., s.204.
22 El-Hamid, a.g.e., s.205-206.
23 Hotinli, a.g.e.,s.493.
24 Emir Sekip Arslan, Bir Arap Aydininin Gözüyle Osmanli Tarihi ve I. Dünya Savasi Anilari, Çev. Selda Meydan, Ahmet Meydan, Istanbul, 2005, s.408.
25 Ingiliz Arap Büro Raporlarinda Arap Ayaklanmasi, Bir Isyanin Kodlari, Editör:Salih Gülen, Yitik Hazine Yayinlari, Izmir, Mayis 2011, s.10.
26 Türkiye Binti Hamed Nasir El-CarAllah, Mevkif El-Melik Abdülaziz Min El-Harb El-Alemiyye El-Ûla, Kahire, 2006, s.137-138.
27 Selim Ali Selam, Beyrut Sehremini'nin Anilari,1908-1918,Takdim ve Yayina Hazirlayan:Hasan Ali Hallak, Tercüme:Halit Özkan, Istanbul, Eylül, 2005, s.32.
28 Cemal Pasa, Hatiralar "Ittihat-Terakki ve Birinci Dünya Harbi", Tamamlayan ve Tertipleyen:Behçet Cemal, Selek Yayinlari, 1959, s.248.
29 M.Metin Hülagü, "Ingilizlerin Hicaz Isyanina Maddî Yardimlari", Belleten, C.LIX, S.225, TTK Basimevi, Ankara, 1996, s.432.
30 Mahmud Nedim Bey, Arabistan'da Bir Ömür, Son Yemen Valisi'nin Hatiralari veya Osmanli Imparatorlugu Arabistan'da Nasil Yikildi?, Derleyen:Ali Birinci, Isis Yayincilik, Istanbul, 2001, s.189.
31 Cemal Pasa,a.g.e., s.248.
32 Kursun, a.g.m., s.325.
33 Kral Abdullah, Arap Gözüyle Osmanli, Biz Osmanli'ya Neden Isyan Ettik?, Tercüme:Halit Özkan, Klasik Yayinlari, Istanbul, Mart, 2006, s.96.
34 K. Tuncer Çaglayan, "Ortadogu'nun Yeniden Yapilandirilmasi Asamasinda Ingiliz Disisleri Bakanligi'nin Bazi Görüsleri(Ekim-Aralik 1918)", Firat Üniversitesi Orta Dogu Arastirmalari Merkezi Birinci Orta Dogu Semineri, Elazig, 29-31 Mayis 2003, s.287.
35 El-Hamid, a.g.e., s.248.
36 El-Hamid, a.g.e., s.376.
37 Kürt Muhammed Ali, Enver Pasa'ni Ortadogu Seyahati, Mütercimler:Derya Aydin, Ahmet Senel, Sibel Ilgin, Çetin Matbaacilik, Istanbul, 2007, s.193.
38 Yatak, "1914-1916 Yillarinda Osmanli Devleti ve Mekke Emiri Serif Hüseyin", s.79.
39 Vahdet Kelesyilmaz, "I. Dünya Savasi'nda Esir Askerler Üzerinde Panislamizm Propagandasi Tesebbüsü", Kebikeç, S.10, 2000, s.36-37.
40 Serif Hüseyin ile Mc Mahon arasindaki mektuplasmalar ve uzlasma metni hakkinda bkz:J.C. Hurewitz,Diplomacy in the Near and Middle East,A Documantary Record: 1535-1956, Volume II,1914- 1956, Cambridge Arsiv Editions, 1987, s.13-17.
41 Mustafa Karaca, Evanjelizm ve Vahhabilik, Nokta Kitap, Birinci Baski, Istanbul, 2005, s.97.
42 Gülen, a.g.e., s.165.
43 Hasan Karaköse, "Hatirat Kitaplarinda Orta Dogu Meselesi(1908-1918 Yillari Arasi)", Firat Üniversitesi Orta Dogu Arastirmalari Merkezi Birinci Orta Dogu Semineri, Elazig, 29-31 Mayis 2003, s.385.
44 Tufan Buzpinar, "Arap Milliyetçiliginin Osmanli Devleti'nde Gelisim Süreci",Osmanli, C.II, Yeni Türkiye Yayinlari, Ankara, 1999, s.177.
45 Esref Kusçubasi, Hayber'de Türk Cengi, Yayina Hazirlayanlar: Dr. Philip H. Stoddard, H.Basri Danisman, Arba Yayinlari:76, Istanbul, 1997, s.12.
46 El-Hamid, a.g.e., s.379.
47 Ahmet Sükrü Esmer, "Türk-Arap Münasebetlerinin Dünü ve Bugünü", Ortadogu, Yil:1, S.1, Nisan 1961, s.7.
48 Uzunçarsili, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s.142
49 Hayreddin Ez-Zerkli, Sibhü'l Cezire Fi Ahddi'l Melik Abdülaziz, C.I, Beyrut, 1985, s.308; Abdullah Es Salih El Useymin, Tarih El Memeleketi'l Arabiyyeti's Suudiyye, C.II, Riyad, 2009, s.155.
50 El Useymin,a.g.e.,C.II, s.155.
51 El Useymin,a.g.e.,C.II, s.157;Uzunçarsili, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s.142.(Serif Hüseyin 27 Haziran 1916 tarihinde bir ayaklanma beyannamesi yayinladi. Beyannamede, Ittihatçilarin devlet islerindeki kötü idaresi, Hz Peygambere saygisizliklari, Kur'an ayetlerini yok saymalari, Ramazan'da askerlerin oruç tutmalarini engellemeleri, Halife'nin bütün haklarini gasp etmeleri, Araplarin ileri gelenlerini asmalari ve kutsal yerlere saygisizliklari baslica isyan sebepleri olarak gösterilmis, Islam dünyasina seslenilerek yardim istenmis, egitim ve öteki alanlarda kalkinma seferberligine girisilmesi çagrisi yapilmistir. Ömer Kürkçüoglu, Osmanli Devleti'ne Karsi Arap Bagimsizlik Hareketi(1908-1918), AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayinlari, Ankara, 1982, s.116-120). (Serif Hüseyin Pasa, Kasim 1916'da bir ikinci beyanname ile maskeyi büsbütün yüzünden atip bagimsiz bir Islam devletinin (yani kendi devletinin) en çok miktarda Müslüman'i esaret altina almis olan devletlerle dost olmasi lazim geldigi acayip nazariyesini ortaya atar ve Osmanli'nin çökmesinin sebebi olarak, Ittihat ve Terakki baskanlarinin Ingiltere ve Fransa'nin dostlugu üzerine kurulu Osmanli siyasal gelenegini terk etmesini gösterir. Yusuf Hikmet Bayur, Türk Inkilabi Tarihi, C.III, Kisim:III, TTK Basimevi, Ankara, 1991, s.280-281).
52 N.A. in U.K, CAB/24/72, 21 Kasim 1918.
53 El Useymin, a.g.e.,C.II, s.157-158.
54 Ez-Zerkli, a.g.e., s.308.
55 Mahmud Nedim Bey,a.g.e., s.189.
56 Yasar Canatan, "20. Yüzyil Baslarinda Suriye, Lübnan ve Suudi Arabistan Bölgelerinde Türk Aleyhtari Bati Politikasi", Türk Dünyasi Arastirmalari, S.112, Istanbul, Subat 1998, s.7.
57 Canatan, "20. Yüzyil Baslarinda...", s.5.
58 Kral Abdullah, a.g.e., s.132.
59 Hasan Kayali, Jön Türkler ve Araplar,Osmanli Imparatorlugunda Osmanlicilik, Erken Arap Milliyetçiligi ve Islamcilik (1908-1919), Çev.Türkan Yöney, Tarih Vakfi Yurt Yayinlari 61, Istanbul, 1998, s.221.
60 Süleyman Yatak, "Fahreddin Pasa", TDV Islam Ansiklopedisi, C.XII, Istanbul, 1995, s.88.
61 Zeine, a.g.e., s.116.
Hotinli, a.g.e., s.495.
Yüksel Nizamoglu, "1917 Yilinda Hicaz Cephesi: Arap Isyaninin Yayilmasi ve Medine'nin Tahliye Programi", Bilig, Yaz 2013/S.66, s. 126.
Yatak, "Fahreddin Pasa", s.88.
Muhammed El-Hamid, a.g.e., s.382.
H.V.F. Winstone, Ortadogu'nun Serüveni, 1898-1926 Yillari Arasinda Ortadogu'daki Siyasi ve Askeri Istihbaratin Hikayesi, Tercüme:Fuad Davutoglu, Risale Yayinlari, Istanbul, 1999, s.324.
Yatak, "Fahreddin Pasa", s.88.
Muhammed El-Hamid, a.g.e., s.382.
Nizamoglu, a.g.m., s. 123.
Winstone, a.g.e., s.495.
El Useymin,a.g.e.,CII, s.156.
El-Hamid, a.g.e., s.385.
73 Kayali, a.g.e., s.221-222. (1917'de Serif Ali Haydar Pasa isyan sebebiyle Mekke'ye gidemeyerek bir müddet Fahrettin Pasa tarafindan müdafaa edilen Medine'de kalmis ve sonra Sam'a çekilmis ve nihayet Istanbul'a dönmeye mecbur kalmistir. 1917'de Serif Hüseyin hükümdar olup o havali tamamen elden çiktiktan sonra Serif Ali Haydar Pasa'nin Mekke Emiri diye kuru bir unvan tasimasinin dogru olmayacagi nazari dikkate alinarak 8 Mayis 1919'da bir Heyet-i Vükela karari ve Irade-i Seniyye ile emirlik unvani kaldirilmak suretiyle Osmanli tarihinin dört asirdan ziyade süren Mekke Emirligi safhasi sona ermistir. Uzunçarsili, Mekke-i Mükerreme Emirleri, s.145).
74 Gülen, a.g.e., s.13.
75 Deniz Dogru, "1914-1916 Döneminde Osmanli Devleti'nin Hicaz'daki Durumu", Türk Dünyasi Arastirmalari Dergisi, S.135, Istanbul, Aralik 2001, s.104.
76 Karaköse, a.g.e., s.385.
77 N.A. in U.K, CAB/24/143, Appreciation of the Attached Eastern Report, No:XII, 19 Nisan 1917, s.154.
78 Zeine, a.g.e., s.116.
79 Ali Fuad Erden, Birinci Dünya Harbinde Suriye Hatiralari, C.I, Istanbul, 1954, s.71.
80 Selahi R. Sonyel, "Albay T.E. Lawrence, Hasimi Araplarini, Osmanli Imparatorlugu'na Karsi Ayaklanmalari Için Nasil Kiskirtti, Ingiliz Belgelerine Göre", Belleten, C.LI, Sayi:199-201, TTK Basimevi, Ankara, 1988, s.231.
81 Azmi Özcan, "Serif Hüseyin", TDV Islam Ansiklopedisi, C.XXXVIII, Istanbul, 2010, s.586.
82 N.A. in U.K, CAB/24/109, F.O. 13 Temmuz 1920, Memorandum on the Subsidies to King Hussein and Ibn-i Saud.
83 Nizamoglu, a.g.m., s. 126.
84 Nizamoglu, a.g.m., s. 133.
85 Nizamoglu, a.g.m., s. 134-135.
86 Nizamoglu, a.g.m., s. 137.
87 Muhammed El-Hamid, a.g.e., s.414.
88 Nizamoglu, a.g.m., s. 137.
89 El-Hamid, a.g.e., s.417- 418.
90 Nizamoglu, a.g.m., s. 138.
91 Nilüfer Narli, "Major Points of Dispute in Turkish-Arab Relations", Foundation for Middle East and Balkan Studies (OBIV), III. Congres International du Dialogue Turco-Arab, Istanbul, Bigart Ltd., 22-26 May, 2002, s.217.
92 Sykes-Picot Antlasmasi ile ilgili ayrintili olarak bkz: J.C. Hurewitz, Diplomacy in the Near and Middle East, A Docomentary Record 1535-1956, Volume II, 1914-1956, Cambridge Archive Editions, 1987, s.18-19.
93 Hotinli, a.g.e., s.496.
94 Kürkçüoglu, a.g.e., s.223.
95 El-Hamid, a.g.e., s.418-424.
96 1885'te Seylan'da dogan Philby, 1908'de Pencap'taki hizmetine girdi.1915 yilinda Sir Percy Cox'un emrinde siyasi bir komutan oldu.1917'de Ibn-i Suud nezdinde Britanya temsilciligini elde etti. Amaci, Ibn-i Suud'u Ibn-i Resid'e karsi savasmaya ikna etmekti. Böylece Ibn-i Resid'in Filistin'de Türklere karsi olan Ingiliz hamlesine müdahale etmesini engelleyecekti. Ibn-i Suud'u anlatan hiçbir kitap John Philby'den bahsetmeden tam sayilmaz. Harita tasarimcisi, seyyah ve müstagrip olmus, Kralla gerçek bir dostluk iliskisi kurmustu. Philby hakkindaki ayrintili bilgi için bkz. Muhammed El-Mani, Tevhid El-Memleketi'l Arabiyyeti's-Suudiyye, Tercüme: Abdullah Es- Salih, Riyad, 1402/1982, s.267-291.
97 Selahi R. Sonyel, a.g.e., s.254.
98 El-Hamid, a.g.e., s.424.
99 Feridun Kandemir, Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler(Medine Müdafaasi), ,Yagmur Yayinevi,Istanbul,1974,s.569.(Medine Müdafaasi hakkinda daha genis bilgi için bkz. Süleyman Yatak, Fahreddin Pasa ve Medine Müdafaasi(Basilmamis Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Istanbul, 1990.)
100 Kandemir, a.g.e, s.207-213.
101 Yatak, "Fahreddin Pasa", s.88.
102 Emin El-Reyhani, Tarih-i Necd El-Hadis, Beyrut, 1988, s.342-349.
103 Canatan, a.g.m., s.8.
104 Feridun Cemal Erkin, Disislerinde 34 Yil, Anilar-Yorumlar, C.I, TTK Basimevi, Ankara, 1987, s.126.
105 Fuad Hamza, Kalb Cezireti'l Arab, t.y.,y.y., s.54; Muhammed b. Abdullah Es-Selman, Tevhid El- Memleketi'l Arabiyyeti's-Suudiyye, Cidde, 1416/1996, s.46.
106 Tim Niblock, Saudi Arabia, Power, Legitimacy and Surrival, Routledge, London and New York, 2006, s.31.
Kaynaklar
Ingiliz ve Osmanli Arsiv Belgeleri:
N.A. in U.K, CAB/24/143, Appreciation of the Attached Eastern Report, No:XII, 19 Nisan 1917, s.154.
N.A. in U.K, CAB/24/72, 21 Kasim 1918.
N.A. in U.K, CAB/24/109, F.O. 13 Temmuz 1920, Memorandum on the Subsidies to King Hussein and Ibn-i Saud.
BOA.I.MMS.57/2600
Arastirma Eserleri:
ARSLAN Emir Sekip, Bir Arap Aydininin Gözüyle Osmanli Tarihi ve I. Dünya Savasi Anilari, Çev. Selda Meydan, Ahmet Meydan, Istanbul, 2005.
BAYUR Yusuf Hikmet, Türk Inkilabi Tarihi, C.III, Kisim:III, TTK Basimevi, Ankara, 1991.
BUZPINAR Tufan, "Arap Milliyetçiliginin Osmanli Devleti'nde Gelisim Süreci",Osmanli, C.II, Yeni Türkiye Yayinlari, Ankara, 1999.
CANATAN Yasar, "20. Yüzyil Baslarinda Suriye, Lübnan ve Suudi Arabistan Bölgelerinde Türk Aleyhtari Bati Politikasi", Türk Dünyasi Arastirmalari, S.112, Istanbul, Subat 1998.
CEMAL PASA, Hatiralar "Ittihat-Terakki ve Birinci Dünya Harbi", Tamamlayan ve Tertipleyen:Behçet Cemal, Selek Yayinlari, 1959.
ÇAGATAY Neset, Islam Tarihi, TTK Basimevi, Ankara, 1993.
ÇAGLAYAN K. Tuncer, "Ortadogu'nun Yeniden Yapilandirilmasi Asamasinda Ingiliz Disisleri Bakanligi'nin Bazi Görüsleri(Ekim-Aralik 1918)", Firat Üniversitesi Orta Dogu Arastirmalari Merkezi Birinci Orta Dogu Semineri, Elazig, 29-31 Mayis 2003.
ÇAVUS Remzi, Hain Kim, Bir Isyanin Perde Arkasi, Yitik Hazine Yayinlari, Izmir, Mayis 2006.
DOGRU Deniz, "1914-1916 Döneminde Osmanli Devleti'nin Hicaz'daki Duru- mu", Türk Dünyasi Arastirmalari Dergisi, S.135, Istanbul, Aralik 2001.
Dogustan Günümüze Büyük Islam Tarihi, C.XII, Çag Yayinlari, Istanbul, 1993.
ECER Ahmet Vehbi, "Osmanli Döneminde Mekke Yönetimi", X. Türk Tarih Kong- resi, Ankara:22-26 Eylül 1986, Kongreye Sunulan Bildiriler, C.IV, TTK Basimevi, Ankara, 1993.
ECER Ahmet Vehbi, Tarihte Vehhabi Hareketi ve Etkileri, ASAM Yayinlari, Ankara, 2001.
EL USEYMIN Abdullah Es Salih, Tarih El Memeleketi'l Arabiyyeti's Suudiyye, C.II, Riyad, 2009.
EL-CARALLAH Türkiye Binti Hamed Nasir, Mevkif El-Melik Abdülaziz Min El-Harb El-Alemiyye El-Ûla, Kahire, 2006.
EL-HAMID Abdüllatif b. Muhammed, El Bahri'l Ahmer vel Ceziretül Arabiyye fi Es-Sira'a El-Osmani El-Britani Hilal El-Harb El-Alemiyye El-Ula, Riyad, 1. Baski, 1415/1994.
EL-MANI Muhammed, Tevhid El-Memleketi'l Arabiyyeti's-Suudiyye, Tercüme: Ab- dullah Es-Salih, Riyad, 1402/1982.
EL-REYHANI Emin, Tarih-i Necd El-Hadis, Beyrut, 1988.
ERDEN Ali Fuad, Birinci Dünya Harbinde Suriye Hatiralari, C.I, Istanbul, 1954.
ERKIN Feridun Cemal, Disislerinde 34 Yil, Anilar-Yorumlar, C.I, TTK Basimevi, Ankara, 1987.
ESMER Ahmet Sükrü, "Türk-Arap Münasebetlerinin Dünü ve Bugünü", Ortado- gu, Yil:1, S.1, Nisan 1961.
ES-SELMAN Muhammed b. Abdullah, Tevhid El-Memleketi'l Arabiyyeti's-Suudiyye, Cidde, 1416/1996.
EZ-ZERKLI Hayreddin, Sibhü'l Cezire Fi Ahddi'l Melik Abdülaziz, C.I, Beyrut, 1985. HAMZA Fuad, Kalb Cezireti'l Arab, t.y.,y.y., s.54.
HASAN Ibrahim Muhammed, El-Bahrü'l Ahmer Fi El-Harb El-Alemiyye El Ula, 1. Baski, Misir, 1998.
HOTINLI Rauf Ahmed, "Islamiyet Devrinde Arabistan", MFV. Islam Ansiklopedisi, C.I, Maarif Matbaasi, Istanbul, 1942.
HUREWITZ J.C., Diplomacy in the Near and Middle East,A Documantary Record: 1535- 1956, Volume II,1914-1956, Cambridge Arsiv Editions, 1987.
HÜLAGÜ M.Metin, "Ingilizlerin Hicaz Isyanina Maddî Yardimlari", Belleten, C.LIX, S.225, TTK Basimevi, Ankara, 1996.
Ingiliz Arap Büro Raporlarinda Arap Ayaklanmasi, Bir Isyanin Kodlari, Editör:Salih Gü- len, Yitik Hazine Yayinlari, Izmir, Mayis 2011.
KANDEMIR Feridun, Peygamberimizin Gölgesinde Son Türkler(Medine Müdafaasi) ,Yagmur Yayinevi,Istanbul,1974.
KARACA Mustafa, Evanjelizm ve Vahhabilik, Nokta Kitap, 1. Baski, Istanbul, 2005.
KARAKÖSE Hasan, "Hatirat Kitaplarinda Orta Dogu Meselesi(1908-1918 Yillari Arasi)", Firat Üniversitesi Orta Dogu Arastirmalari Merkezi Birinci Orta Dogu Semineri, Elazig, 29-31 Mayis 2003.
KAYALI Hasan, Jön Türkler ve Araplar,Osmanli Imparatorlugunda Osmanlicilik, Erken Arap Milliyetçiligi ve Islamcilik (1908-1919), Çev.Türkan Yöney, Tarih Vakfi Yurt Ya- yinlari: 61, Istanbul, 1998.
KELESYILMAZ Vahdet, "I. Dünya Savasi'nda Esir Askerler Üzerinde Panisla- mizm Propagandasi Tesebbüsü", Kebikeç, S.10, 2000.
KRAL ABDULLAH, Arap Gözüyle Osmanli, Biz Osmanli'ya Neden Isyan Ettik?, Tercüme:Halit Özkan, Klasik Yayinlari, Istanbul, Mart, 2006.
KURSUN Zekeriya, "Osmanli Devleti Idaresinde Hicaz (1517-1519)", Osmanli, C.I, Yeni Türkiye Yayinlari, Ankara, 1999.
KUSÇUBASI Esref, Hayber'de Türk Cengi, Yayina Hazirlayanlar:Dr. Philip H. Stod- dard, H.Basri Danisman, Arba Yayinlari:76, Istanbul, 1997.
KÜRKÇÜOGLU Ömer, Osmanli Devleti'ne Karsi Arap Bagimsizlik Hareketi(1908-1918), AÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayinlari, Ankara, 1982.
KÜRT MUHAMMED ALI, Enver Pasa'ni Ortadogu Seyahati, Mütercimler:Derya Ay- din, Ahmet Senel, Sibel Ilgin, Çetin Matbaacilik, Istanbul, 2007.
MAHMUD NEDIM BEY, Arabistan'da Bir Ömür, Son Yemen Valisi'nin Hatiralari veya Osmanli Imparatorlugu Arabistan'da Nasil Yikildi?, Derleyen:Ali Birinci, Isis Yayinci- lik, Istanbul, 2001.
NARLI Nilüfer, "Major Points of Dispute in Turkissh-Arab Relations", Foundation for Middle East and Balkan Studies (OBIV), III. Congres International du Dialogue Turco- Arab, Istanbul, Bigart Ltd., 22-26 May, 2002.
NIBLOCK Tim, Saudi Arabia, Power, Legitimacy and Surrival, Routledge, London and New York, 2006.
NIZAMOGLU Yüksel, "1917 Yilinda Hicaz Cephesi: Arap Isyaninin Yayilmasi ve Medine'nin Tahliye Programi", Bilig, Yaz 2013/S.66.
ÖNGÖR Sami, Orta Dogu(Siyasi ve Iktisadi Cografya), Sevinç Matbaasi, Ankara, 1965
ÖZCAN Azmi, "Serif Hüseyin", TDV Islam Ansiklopedisi, C.XXXVIII, Istanbul, 2010
SALEH Mustafa Islam, Suudi Arabistan'i Taniyiniz, Ayyildiz Matbaasi, Ankara, 1961
SELAM Selim Ali, Beyrut Sehremini'nin Anilari,1908-1918,Takdim ve Yayina Hazirlayan:Hasan Ali Hallak, Tercüme:Halit Özkan, Istanbul, Eylül, 2005.
SONYEL Selahi R., "Albay T.E. Lawrence, Hasimi Araplarini, Osmanli Imparatorlugu'na Karsi Ayaklanmalari Için Nasil Kiskirtti, Ingiliz Belgelerine Göre", Belleten, C.LI, Sayi:199-201, TTK Basimevi, Ankara, 1988.
UZUNÇARSILI Ismail Hakki, Mekke-i Mükerreme Emirleri, 2.Baski, TTK Basimevi, Ankara, 1984.
UZUNÇARSILI Ismail Hakki, Osmanli Tarihi, C.II, Türk Tarih Kurumu Basimevi, 5. Baski, Ankara, 1988.
WINSTONE H.V.F., Ortadogu'nun Serüveni, 1898-1926 Yillari Arasinda Ortadogu'daki Siyasi ve Askeri Istihbaratin Hikayesi, Tercüme:Fuad Davutoglu, Risale Yayinlari, Istanbul, 1999.
YATAK Süleyman, "1914-1916 Yillarinda Osmanli Devleti ve Mekke Emiri Serif Hüseyin", Ilim ve Sanat, Ekim, 1991,S.30.
YATAK Süleyman, "Fahreddin Pasa", TDV Islam Ansiklopedisi, C.XII, Istanbul, 1995.
YATAK Süleyman, Fahreddin Pasa ve Medine Müdafaasi(Basilmamis Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Istanbul, 1990.)
ZEINE Zeine N., Türk Arap Iliskileri ve Arap Milliyetçiliginin Dogusu, Çev. Emrah Ak- bas, Gelenek Yayincilik, Istanbul, Haziran 2003.
Mustafa Bostanci*
* Dr., Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tarih Anabilim, Türkiye Cumhuriyeti Bilim Dali, e-mail: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Professor Dr. Hale Sivgin 2014
Abstract
The most important events in Red Sea and Arabian Peninsula started in Hijaz during the World War I. Religious, political and military importance of this region caused both Ottomans and the British not only fight for regional but also get wider and bigger consequences over winning the governor of Makkah Sherif Husayn. During the World War I, Ottomans tried to defend holy cities n Hijaz but they couldn't provide sufficient military, materials and warfare. In 1916, in consequence of British provocation Hasheemi Arabs rebelled and the Governor of Makkah Sherif Husayn declared independence against Otoman Empire and then captured most of Hijaz. Fahreddin Pasa defended Medinah with tremendous effort and only after Mondoros Treaty he delivered it in January 1919. With him, Otoman Empire drew completely back from holy lands which he dominated for centuries.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer