Özet
Yasam kosullarinin gittikçe karmasiklastigi günümüzde, çocuklarin yetistigi aile ortami, ana-baba-çocuk iliskileri ve çocuk yetistirme yöntemleri, onlarin ruh sagligini ve kisilik gelisimini etkileyen etmenler arasinda önemli bir yer tutmaktadir. Aile ortaminin çocuk için en güvenli ortam oldugu düsünülmekle birlikte, pek çok anne babanin çocuklarini terbiye etme gerekçesiyle bilinçli ya da bilinçsiz olarak onlara eziyet ettikleri, zarar verdikleri ve fiziksel, ruhsal, zihinsel ve toplumsal gelisimlerini olumsuz yönde etkileyerek sagliksiz bireyler yetistirdikleri görülmektedir. Bu nedenle, aile içi siddete maruz kalan çocuklarin multidisipliner ekip üyeleri tarafindan belirlenmesi, siddetin ortaya çikardigi etkilerini içeren psikososyal destek saglanmasi gerekmektedir.
Anahtar sözcükler: Aile içi siddet, çocuklar, psikososyal destek.
Abstract
Nowadays increasing complexity of living conditions of children influence every aspect of family atmosphere, parent-child relationships and child rearing practices. These are significant factors in development of children's personality and sustaining their mental health. Although family envi-ronment is considered to be safest environment for children, many parents grind them consciously or unconsciously on the grounds of edification which might cause problems in their physical, spiritual, mental and affective growth leading them to be unhealthy individuals. Therefore, chil-dren exposed to violence by their family members should be determined by a multidisciplinary team to make a psychosocial support available..
Key words: Domestic violence, children, psychosocial support.
SIDDET, insan yasaminin her alaninda görülebilen ve dünyada giderek artan önemli bir sorundur. Siddet bir kisinin veya bazen bir grubun baska bir insan üzerinde güç ve kontrol kurma çabasidir (Humphreys 2007). Dünya Saglik Örgütü (DSÖ) 1996 yilinda yayinladigi Siddet ve Saglik Dünya Raporu'nda siddeti, "birinin kendisine, karsisindaki kisiye, gruba ya da topluma karsi yaralanma, ölüm, psikolojik zarar ve ya kayipla sonuç-lanan ya da sonuçlanmasi muhtemel olan fiziksel güç ya da zorlama uygulamasi ve ya tehdidinde bulunmasi" olarak tanimlamistir (WHO 2002).
Siddet olgusu insanlik tarihi ile birlikte ortaya çikmis olup, birçok bireysel ve top-lumsal öge ile birlikte karmasik bir yapi ortaya koymaktadir. Bu nedenle siddet olgusu-nu tanimlamak ve ortaya çikarmak kolay olmamaktadir. Kendini çok farkli biçimlerde gösterebilen siddet, günümüzde gerek bireysel, gerekse toplumsal boyutta sik sik karsi-lasilan bir olgudur. Ülkemizde siddetin bir terbiye biçimi olarak algilanmasi, bunun hem aile içinde hem de kamusal yasamda mesru olarak görülmesi; siddetin hem tekrar-lamasina, hem de gizlenmesine yol açmaktadir (Ayan 2007).
Insanin dogdugu andan itibaren büyümesinde, gelismesinde ve sosyallesmesinde ki-saca bireyin toplumun bir parçasi olmasinda ailenin rolü kaçinilmazdir. Bir çocugun gelisiminde ilk sosyallestigi yer ailesi; ilk iletisim kurdugu kisiler de aile bireyleridir. Çocugun dogdugu andan itibaren kisiliginin ve ruhsal yapisinin temellerini ailesiyle kurdugu etkilesimden çikardigi sonuçlar olusturmaktadir. Çocuk, anne babaya yalnizca bakim ve beslenme açisindan degil, ayni zamanda ilgi ve sevgi bakimindan da muhtaç-tir. Çocuk sevgi dolu ve huzurlu bir aile ortaminda kurdugu temellerle davranislarini, sosyal iliskilerini ve topluma uyumunu düzenler. Bu nedenle anne babalarin çocuklarina karsi gösterdikleri tutum ve davranislar çocugun gelisiminde etkilidir (Ovacik, 2008). Aile, yakin iliskilerin, bütün doyumlarin, gelisimsel olanaklarin kaynagi oldugu gibi, kimi zamanda en büyük duygusal rahatsizliklarin, gerilim ve çatismalarin kaynagi da olabilir. Aile bireylerinden anneye, babaya ya da çocuga uygulanan siddetin tüm bireyle-re yönelik olumsuz etkileri olmasina karsin en çok zarar görenlerin korunmasiz olan çocuklar oldugu bildirilmektedir (Skinner ve ark. 2006).
Ulkemizde 2006 yilinda yapilan bir arastirmaya göre, 3-17 yas grubundan çocuklari olan babalarin %17'si ile annelerin %35'i cezalandirma amaciyla çocuklarini ara sira (çogu durumda "bazen") dövdüklerini kabul etmistir. Aralarinda "siddet" olarak nitele-nebilecek baska cezalandirma biçimlerine basvuranlar da vardir. Örnegin, annelerin %10'u son bir yil içinde çocuklarini bir odaya kapatmistir (UNICEF 2015). Benzer biçimde, 2008 yilinda yapilan Türkiye'de yapilan bir arastirmada, tüm bölgelerden toplam 12 ildeki ana babalara çocuklarina nasil disiplin uyguladiklari sorulmustur. Verilen yanitlara göre ana babalarin %9.3'ü fiziksel ceza uygulamakta, %7.3'ü çocuklari-ni "korkutmakta", %31.8'i de çocuklarina bagirmakta veya yüksek sesle azarlamaktadir. Annelerin üniversite mezunu olmalari durumunda fiziksel cezalandirma daha az görül-mektedir. Ana babalar çocuklarina uyguladiklari siddeti "disiplin ve "kontrol" seklinde gerekçelendirmekte, çocuklarin disiplin altina sokulmasinda siddetin yararlarina atifta bulunan atasözleri hala dillerde dolasmaktadir. Dezavantajli kesimlerden gelen ve aile egitimi kurslarina katilan ana babalar çocuklarini siklikla dövmediklerini ve onlarla nasil konusulacagini ögrendiklerini bildirmektedir. Bu da göstermektedir ki, ana babalarin sürekli egitilmeleri, bilinç ve duyarlilik gelistirme çalismalari ailede siddetin azaltilma-sinda önemli bir rol oynayabilmektedir (SHÇEK 2010).
Aile Içi Siddet ve Çocuk Üzerindeki Etkileri
Siddet gören ya da yasayan çiftler, bunu çocuklarina hissettirmediklerini, onlari koru-duklarini söyleseler de siddetin yasandigi ailelerde, çocuklarda dahil her birey yasanan siddetten olumsuz etkilenmektedir. Özellikle de çocuklarin siddetin en ciddi magdurlari olduklarini, kadinlarin ya da erkeklerin ifadelerinin yani sira, aile içi siddetle ilgilenen multidisipliner ekip ile yapilan görüsmelerden de çikarmak mümkün olmaktadir (Tez-can ve ark. 2010). Siddet yasanan evlerde çocuklar çogu kez siddetin en yakin taniklari, zaman zaman da dogrudan yasayani olmaktadir. Anneler siddet uygulayan babaya bazen müdahale etmek istedikleri için kendileri de siddete maruz kalabilmekte ya da bu du-rumda bazen anne öfkesini çocuklarindan alabilmektedir. Siddet gören çocuklar genelde fiziksel, duygusal ve sözel siddetle karsilasabilmektedir. Bu durum ise çocuklarda içine kapanma, korkular tasima, iletisim sorunlari yasama, okul yasaminda basarisizlik, arka-daslarinin ailesiyle ilgili sorular sormalarindan çekindigi için okula bile gitmek isteme-me olarak kendini göstermektedir (Kardam ve Yüksel 2010).
Fiziksel Siddetin Çocuk Üzerindeki Etkileri
Fiziksel siddet; kaba kuvvetin, kurbanin sindirilmesinde ya da korkutulmasinda yapti-rim araci olarak kullanilmasidir. "Tokatlama, çimdikleme, isirma, itme, tekmeleme, bogazina sarilma, eline geçirdigi cisimle saldirma, kemik kirma, evden kovma, terk ve ölüm fiziksel siddet olarak degerlendirilmektedir" (Yücel 1993). Çocuklarin aile içi fiziksel siddete maruz kalmasi durumunda, genel muayene ile teshisi mümkün olabil-mektedir. Fiziksel siddet sonucu genelde çocuklarda "çürükler, yaniklar ve kiriklar" olusmaktadir. Fiziksel siddete ugrayan çocuklarda sosyal uyum problemleri görülür. Genelde "içine kapanik, sessiz, uysal, baskalariyla birlikteyken uyumlu, çekingen, bazen utangaç ve korkmus bir izlenim birakirlar" (Sokullu 2003).
Duygusal Siddetin Çocuk Üzerindeki Etkileri
Duygusal siddet çocuklarin, ebeveyn tarafindan olumsuz tutumlara maruz kalmalari ve gereksinim duyulan sevgi ve ilginin karsilanamamasidir. Asagilayici sözler söylemek, isimler takmak, korkutmak, yeterli para vermemek, arkadaslarini görmesini engellemek, yapmak istemedigi islere zorlamak, yalniz birakmak, suça yöneltmek, duygusal ihtiyaç-larini karsilamamak, reddetmek, sevgiden yoksun birakmak, sürekli elestirmek, tehdit, terk etmekle korkutmak gibi birçok durum duygusal siddete girmektedir (Kardam ve Yüksel 2010). Aile içinde duygusal siddete maruz kalan çocukta duraklama, engelleme, gerileme olusturan davranislar olusabilmektedir. Çocugun olumlu yönde gelisimine ket vuran ve fiziksel siddeti içermeyen davranislar da duygusal siddet kapsamina girmekte-dir. Burada unutulmamasi gereken önemli bir durumda, duygusal siddetin etkileri, fiziksel siddetin etkilerinden daha geç iyilesmesidir (Phillips 2012).
Sözel Siddetin Çocuk Üzerindeki Etkileri
Söz ve hareketlerin, karsi taraf üzerinde sindirme, baski ve korkutma amaciyla cezalan-dirma ve kontrol kurma araci olarak kullanilmasi sözel siddet olarak tanimlanmaktadir. Çocuga yönelik olarak güven sarsici nitelikte agir hakaretleri içerebilmektedir. Duygusal siddetle iç içe geçebilmekle beraber aralarinda bazi farklar da vardir. Sözel siddette, hakaretler ve davranislarin sözel ifadesi ön plandadir. Genelde öfke kontrolünün sagla-namamasi sonucunda ani parlamalarin etkisiyle ortaya çikmaktadir (Tezcan ve ark. 2010). Sözel siddet gören çocukta özgüven eksikligi, tedirginlik, sinirlilik, korku, dep-resyon, içe kapanma, isteksizlik ve ümitsizlik gibi birçok ruhsal problem görülebilmek-tedir (Phillips 2012).
Siddet Sonrasi Çocukta Görülen Sorunlar
Aile içindeki siddetin çocuklar üzerindeki en büyük etkisi, çocuklarin ailede islerin böyle yürüdügüne inanmalaridir. Bu çocuklarin gelecegin siddet uygulayanlari veya istismarcilari olma olasiliklari daha fazladir. Babasinin annesine siddet uyguladigina taniklik eden erkek çocuk, kadinlara siddet uygulamanin normal bir davranis biçimi oldugunu ögrenecektir. Bu çocuklar yasamlarindaki her türlü 32 problemin çözümünü siddetle saglamaya çalisacaktir. Ayrica siddet içeren evlerde büyüyen gençler, madde kullanimi, intihar ve evden kaçmalar açisindan büyük risk altindadirlar (Polat 2001). Vahip ve Doganavsargil (2006) tarafindan yapilan arastirma sonucu da çocuklukta fiziksel siddet öyküsü ile kendi çocugunu kötüye kullanma arasinda anlamli iliski oldu-gunu desteklemistir.
Çocuk istismari ve ihmalinin özellikle fiziksel istismarin sonuçlarina baktigimizda; bu çocuklarda, çesitli sakatliklar, kiriklar, beyin kanamalari, iç organ yaralanmalari sonucu ortopedik sakatliklar, felçler, havale, zeka özürü, çesitli organ yetersizlikleri, bu hasarlarin çok agir olmasi durumunda ise ölümün ortaya çiktigini görebiliriz. Yasami kurtulanlarda ise depresyon, kaygi bozuklugu, sosyal uyumsuzluk, disa vurum ya da içe atim sorunlari, karsi olma ve karsi gelme bozukluklari vb. gibi ruhsal sorunlar gelisebilir. Bunun yani sira zekâ özürü ya da ruhsal örselenme sonucu bu çocuklarda genellikle okul basarisi düsüktür, bilissel gelisimleri olumsuz yönde etkilenmektedir (Kaymak Özmen 2004, Çayli ve Rahte 2010). Ailedeki iliskiler sisteminin bozuk olmasi, kari kocanin iliskilerindeki kopukluk, çocuklara yönelik siddet, gelecekte bir yetiskin olarak çesitli toplumsal rol ve islevler üstlenecek çocuklarin, psiko-sosyal açidan sagliklarini olumsuz etkilemektedir. Sapma davranislari olarak nitelendirilebilecek çesitli davranislarin sag-liksiz aile ortaminda yetismis bireylerce daha siklikla gösterildigi bilinmektedir. (Yeni-bas ve Sirin, 2007) Agathonos- Georgopoulou (1999)'a göre hasar gören çocuk, ana baba ve ailenin bir imdat çagrisi, teshis ve bakim gerektiren bir durumun ifadesi olarak görülmektedir (Yenibas ve Sirin 2007).
Çocuklarin hayatinda siddet sadece sagligini degil, ruhsal açidan da gelisimlerini et-kilemektedir. Çocuklarda, sosyal uyum azligi, anti-sosyal davranislar, okul devamlili-ginda azalma, dikkat azligi, okul basarisinda düsüklük, baskalarina siddet gösterme, düsük benlik saygisi, güvensizlik, okula gitmeye korkma, yeme bozukluklari, saglik problemleri, madde bagimliligi, intihar girisimi, huzursuzluk, depresyon, hatali cinsel seçimler, kendine zarar verme, suç isleme ve hatta ölüm ile sonuçlanmaktadir (Skinner ve ark. 2006, Kirbas ve ark. 2007). 18-20 yaslari arasinda sevgi ve saygiya dayali bir aile ortami içinde yasayan gençler ile reddedilen, gereksinimleri karsilanmayan gençler arasindaki davranissal farklarin incelendigi bir çalismada; sevgi ve saygiya dayali bir aile ortami içinde yetisen gençlerin kendini kabul düzeyi yüksek, sosyal iliskilerinde basarili, bagimsiz bireyler olduklari gözlenirken, reddedilen ve kisitlanan gençlerin ise içine kapanik, kendilerine fiziksel zarar veren, çevresine saldirganca davranan kisiler olduklari saptanmistir (Ovacik 2008). Çocuklar siddet uygulayan ebeveynlerini model aldiklarin-dan dolayi, onlari taklit etmektedirler (Kirbas ve ark. 2007).
Tezcan ve arkadaslarinin (2010) kadina yönelik aile içi siddet ve saglik sonuçlari ile ilgili çalismalarinda, annenin fiziksel veya cinsel siddet yasama durumuna göre çocuk-larda görülen davranis sorunlari sik sik kabus görme, yatagini islatma, çekingen/içine kapanik olma, Anneye/diger çocuklara karsi saldirgan olma ve hirçinlasarak aglama olarak belirtmislerdir. Buna göre siddet yasamis kadinlarin çocuklarinda davranis sorun-lari, siddet yasamamis kadinlarin çocuklarina oranla daha yaygin olarak görülmektedir. Örnegin siddet yasamis yaklasik her 10 kadindan dördünün çocugunda "anneye veya diger çocuklara karsi saldirgan olma" davranisi görülürken, bu oran siddet yasamamis kadinlarin çocuklari arasinda neredeyse yari yariya düsmektedir (Tezcan ve ark. 2010).
Aile içi siddetin toplumsal, sosyal, ekonomik gibi birçok boyutta etkileri vardir. Bu-nun nedenlerini ortaya çikarmak bazi kültürel özellikler ve inançlari ortaya çikarmaklailgili olabilmektedir. Bu davranislarin ortaya çikartilmasinda ve azaltilmasinda saglik personeline büyük görevler düsmektedir (Çetinkaya Duman ve ark. 2003). Hemsire mesleginin geregi olarak, birey, aile ve toplumun sagligini koruma, gelistirme ve sür-dürmede görev yapan saglik ekibi üyesidir. Özellikle çocukluk döneminde ortaya çikabi-lecek riskli davranislar (sigara, alkol ve madde bagimliligi, intihar, siddet davranisi, riskli cinsel davranislar vb.) konusunda koruyucu müdahaleleri gerçeklestirir. Bu dogrultuda çocuga, aileye ve topluma danismanlik yapar (Resmi Gazete 2010). Bu yüzden hemsire toplum, çocuk ve onun ailesiyle çalistigindan dolayi aile içi siddet konusunda koruyucu ve iyilik halini sürdürmede bilgi sahibi olmalidir. Pek çok alanda görev yaptigi için hemsirenin aile içi siddetin önlenmesinde, tedavi edilmesinde ve azaltilmasinda etkin bir konumu vardir. Hemsireler aileyi bulundugu ortamda gözleyebilme, etkileyebilme ve egitme sansina sahiptir (Ford-Gilboe ve ark. 2011, Humphreys ve Campbell 2011).
Aile içi Siddete Psikososyal Yaklasim
Genel anlamda, aile içi siddeti önleyebilmek öncelikle onun toplumsal bir olgu oldugu-nu kabul etmeyi gerektirmektedir. Bu durumda, tüm toplumsal kuruluslarin kendi paylarina düseni yapmalari gerekmektedir. Örnegin hukuksal alanda cinsiyet farklilikla-rini temel alarak hazirlanan yasalardan çok, adinin ugradigi siddeti kanitlamasina yar-dimci, duygusal ve maddi zararini karsilamayi esas edinen, siddeti uygulayana caydirici cezai hükümler sunan yasal düzenlemelere gereksinim vardir (Page ve Ince 2008). Aile içi siddete psikososyal yaklasimda hemsire, hekim, psikolog, sosyal hizmet uzmani, emniyet mensuplari gibi birçok meslek üyelerinin bulundugu multidisipliner ekip üyele-ri yer almaktadir (Humphreys ve Campbell 2011). Uzmanlar psikososyal yaklasimda üç asama tanimlamislardir. Bu alanda yapilmasi gereken ekip üyelerinin belirlenmesi ve aile ile görüsmede siddet ile ilgili yeterli ve dogru bilgi alma ve siddeti tanimlamak olarak belirlenebilir (Patel ve ark. 2012). Daha sonra siddet olgusuna maruz kalan aile üyelerine koruyucu ve önleyici çalismalar kapsaminda psikososyal yaklasimda bulunul-malidir.
Psikososyal müdahaleler arasinda; Aile Odakli Terapiler, Insan iliskilerinde Yaratici Drama Yaklasimi, Psikodrama, Bilissel Davranisçi Terapi, Çözüm Odakli Terapi gibi uygulamalar yer almaktadir (Eriksson ve Näsman, 2012). Aile içi siddette uygulanabile-cek psikososyal uygulamalari ilgili yaklasimin egitim sürecini tamamlayan hemsire, psikiyatri uzmani, psikolog, sosyal çalismaci gibi saglik profesyonelleri verebilir. terapi-lerinde aile içi siddeti önlemeye yönelik ana yaklasim, akut sorunun yani aile içi siddetin anlasilmasi ve çözümüdür. Öncelikle danismanliktan ziyade aileye gereksinim duyduk-lari konularda destek vermek önemlidir. Akut sorunun çözümünden sonra aile bireyleri arasindaki uyumu gelistiren sözel iletisim sekillerini artirmak gelir. Aile üyeleri zit kutuplarda toplanip birbirlerinin iletisim çabalarini isitmeme ve dikkate almama egili-minde olmaktadirlar. Sürekli bir agiz dalasi içinde olabilirler. Aile terapisine aile üyele-rinin tümü birlikte ya da ayri ayri alinabilir. Görüsmelerde aile üyelerinin birbirlerini dinleme ve anlamasina yardimci olunmaktadir.
Tol ve arkadaslarinin (2010) çalismasinda es siddetine maruz kalan annelerin sidde-te bir sekilde taniklik eden çocuklarinda siddete ugramayan çocuklara oranla benlik saygisi, anksiyete, depresyon ve davranis sorunlarinin oldugu görülmüstür. Moylan ve arkadaslarinin (2010) yaptigi çalismada aile içi siddete maruz kalmis çocuklar ve ergen-lerdeki davranis sorunlarina yönelik psikodrama uygulamasi yapilmistir. Uygulama sonrasi çocuklarin davranis problemlerinde önemli oranda azalma oldugu görülmüstür (Moylan ve ark. 2010).
Sonuç
Siddetin sikligi ve seviyesi, siddetin azaltilmasi için benimsenen politikalarin uygulan-masi ve etkileri de düzenli olarak nesnel bir degerlendirmeye tabi tutulmalidir. Çocukla-ra yönelik siddeti önlemeyi hedefleyen bir strateji, çocuklara en azindan belirli biçimler-de siddet uygulanmasini normal hatta yararli sayan görüslerin de var oldugunu hesaba katmalidir. Dikkat edilmesi gereken bir baska nokta da, siddetin çogu kez bir sorun çözme yolu olarak haber ve magazinlerde de ön plana çikarilmasi, yetiskinler arasinda siddetin normal ve kabul edilebilir sayilmasidir. Sonuçta, çocuklar siddeti yetiskinlerden ögrenmektedir. Aile içi siddet, çocuklarin sagligini olumsuz yönde etkilemektedir. Aile içi siddete tanik olan veya siddete ugrayan çocuklarda, anksiyete, depresyon, ögrenme güçlügü, duygu ve davranis bozukluklari, sonraki yasamlarinda daha fazla siddete maruz kalma ve kendilerinin de siddet uygulamasi, okul basarisizligi, post-travmatik stres bozuklugu, somatik yakinmalar, anti-sosyal davranis, fobi, uyum bozukluklari ve içe kapanma gibi sorunlar görülmektedir. Destekleyici olmayan ebeveyn tepkisi çocukta sürekli olumsuz duygularin ifade edilmesine, basarisiz bas etme becerilerine ve düsük sosyal becerilere yol açabilmektedir. Bu nedenle, aile içi siddete maruz kalan çocuklarin multidisipliner ekip üyeleri tarafindan belirlenmesi, siddetin ortaya çikardigi etkilerini içeren psikososyal destek saglanmasi gerekmektedir. Ancak bu süreçte o olumsuz sonu-cun hazirlayicisi ya da dogrudan nedeni olan siddetin de mutlaka hatirlanmasi ve buna yönelik gerekenlerin yapilmasi da unutulmamalidir..
Kaynaklar
Ayan S (2007) Aile içi siddete ugrayan çocuklarin saldirganlik egilimleri. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 8:206-214.
UNICEF (2015) Riskler ve Çocuk Koruma. http://unicef.org.tr/sayfa.aspx? id=22&mnid=65&d=1&dil=tr (accessed at 9.19.2015).
Çayli E, Rahte D (2010) Aile içi siddet ve medya: gündüz kusagi televizyonunda, siddetin görünürlügü ve yeniden üretimi. Iletisim Kurami ve Arastirma Dergisi, 30:78-83.
Duman Çetinkaya Z, Özdag S, Özcan A (2003) Aile içi siddetin çocuk üzerindeki etkisi konusunda hemsire ögrencilerin görüsleri. Atatürk Üniversitesi. Hemsirelik Yüksekokulu Dergisi, 6(2):50-56.
Eriksson M, Näsman E (2012) Interviews with children exposed to violence. Child Soc, 26:63-73.
Ford-Gilboe M, Varcoe C, Wuest J, Gray-Merritt M (2011) Intimate partner violence and nursing practice. In Family Violence and Nursing Practice (Eds J Humphreys, JC Campbell): 115-154. New York, Springer Publishing Company.
Resmi Gazete (2010) Hemsirelik Yönetmeligi, 8 Mart 2010. Ankara, T.C. Basbakanlik.
Humphreys CA (2007) Health inequalities perspective on violence aganist women. Health Soc Care Community, 15:120-127.
Humphreys JC, Campbell A (2011) Family Violence and Nursing Practice, 2nd Edition. New York, Springer Publishing Company.
Kardam F, Yüksel I (2010) Kadina yönelik aile içi siddet algisi: niteliksel arastirma sonuçlari. In Türkiye'de Kadin Yönelik Aile Içi Siddet (Eds S Üner, F Kardam):103-165. Ankara, T.C. Basbakanlik Kadinin Statüsü Genel Müdürlügü.
Kaymak Özmen S (2004) Aile içinde öfke ve saldirganligin yansimalari. Ankara Üniversitesi Egitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 37(2):27-39.
Kirbas, S, Tasmektepligil Y, Üstün A (2007) Ortaögretimde gençleri siddete yönelten nedenler ve siddeti engellemede spor aktivitelerinin rolünün incelenmesi Amasya ili örnegi. Spormetre Beden Egitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 5:177-185.
Masuda Y (2011) Problems on legal policies regarding the prevention of child abuse, elder abuse, spousal violence and ill-treatment of persons with disabilities in Japan. Rev Leg Polit Sci, 47:171-186.
Moylan CA, Herrenkohl TI, Sousa C, Tajima EA, Herrenkohl RC, Russo MJ (2010) The effects of child abuse and exposure to domestic violence on adolescent internalizing and externalizing behavior problems. J Fam Violence, 25:53-63.
Ovacik AC (2008) Aile içi siddetin erkek çocugun siddet içeren suç. isleme davranisina etkisi (Yüksek lisans tezi). Istanbul, Istanbul Üniversitesi Adli Tip Enstitüsü.
Page ZA, Ince M (2008) Aile içi siddet konusunda bir derleme. Türk Psikoloji Yazilari, 11(22):81-94.
Patel MN, Bhaju J, Thompson MP, Kaslow NJ (2012) Life stress as mediator of the childhood maltreatment-intimate partner violence link in low-income, African American women. J Fam Violence, 27:1-10.
Phillips D (2012) Troubled children: violence and illicit sexual behaviour in Trinidad schools, Caribbean Dialogue, 13:37-66.
Polat O (2001) Çocuk ve Siddet. Istanbul, Der Yayinlari.
SHÇEK (Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu) (2010) Türkiye'de Çocuk Istismari ve Aile Içi Siddet Arastirmasi Özet Raporu. Ankara, Avrupa Birligi.
Skinner D, Tsheko N, Mtero-Munyati S, Segwabe M, Chibatamoto P, Mfecane S et al. (2006) Towards a definition of orphaned and vulnerable children. AIDS Behav, 10:619-626.
Sokullu F (2003) Kriminoloji ve viktimoloji baglaminda aile içi siddete genel bir bakis. In Türkiye'de Aile Içi Siddet (Eds FS Akinci, K Içel, Y Ünver):79-82. Istanbul, Beta Basim Yayim.
Tezcan S, Yavuz S, Tunçkanat H (2010) Kadina yönelik aile içi siddet ve saglik sonuçlari. In Türkiye'de Kadin Yönelik Aile Içi Siddet (Eds S Üner, F Kardam):8-11. Ankara, T.C. Basbakanlik Kadinin Statüsü Genel Müdürlügü..
Tol WA, Reis R, Susanty D, de Jong JT (2010) Communal violence and child psychosocial well-being: qualitative findings from Poso, Indonesia. Transcult Psychiatry, 47:112-135.
Vahip I, Doganavsargil Ö (2006) Aile içi fiziksel siddet ve kadin hastalarimiz. Turk Psikiyatri Derg, 17:107-114.
WHO (2002) World Report on Violence and Health, Summary. Geneva, World Health Organization.
Yenibas R, Sirin A (2007) Ailede Çocugun Istismari ve Umutsuzluk. Ankara, Nobel Yayincilik.
Yücel M (1993) Ailede siddet çocuk suçlulugu ve çocuk yargilamasi. Çocuk Istismarinin ve Ihmalinin Önlenmesi Birinci Balkanlar, Kafkasya ve Ortadogu Konferansi Ankara, 19-21 Nisan 1993 Poster Bildiri.
Neslihan Lök, Ars. Gör, Selçuk Üniversitesi, Konya; Ceyda Basogul, Ars.Gör, Adiyaman Üniversitesi, Adiya-man; Selma Öncel, Doç.Dr., Akdeniz Üniversitesi, Antalya.
Yazisma Adresi/Correspondence: Neslihan Lök, Selçuk Üniversitesi Saglik Bilimleri Fakültesi, Konya, Turkey.
E-mail: [email protected]
Bu makale ile ilgili herhangi bir çikar çatismasi bildirilmemistir * No conflict of interest is declared related to this article
Çevrimiçi adresi / Available online: www.cappsy.org/archives/vol8/no2/
Gelis tarihi/Submission date: 01 Aralik/December 01, 2015 * Kabul Tarihi/Accepted 30 Aralik/December 30, 2015
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Psikiyatride Guncel Yaklasimlar : Current Approaches in Psychiatry 2016