Öz: Bilgi ve iletisim teknolojisindeki hizli gelismeler okuma alaninda önemli degisikliklere neden olmaktadir. Basili ürünlere dayali olarak gelistirilen okuma becerileri degismekte, yerini "ekran okuma", "ekranik düsünme" gibi beceriler almaktadir. Önümüzdeki yillarda bilgisayarlarin giderek yayilacagi, ögrencilerin kâgit kitaplari tamamen birakacaklari ve ekrandan okumaya yönelecekleri iddia edilmektedir. Bunlarin olumlu ve olumsuz yönleri incelenmektedir. Arastirmalar, kâgittan okuma ile ekran okuma arasindaki önemli farkliliklarin oldugunu göstermektedir. Bunlar göz hareketleri, dikkat, anlama, düsünme ve zihinsel becerilerde yogunlasmaktadir. Ekran metinlerinin sürekli hareket etmesi, sayfalarin pes pese gelmesi, okuyucunun göz ve zihnini etkilemekte, bilginin yerini bulmayi ve hatirlamayi güçlestirmektedir. Ekran metninin parça parça görünmesi metindeki bilgileri birlestirmeyi ve anlamayi güçlestirmektedir. Zihnimiz ekrandan görülen bölümlerle kaybolan bölümlerdeki bilgileri birlestirmek ve anlamak için daha fazla çalismaktadir. Ekran okumanin bu tür sikintilari yaninda önemli yararlari da bulunmaktadir. Bunlarin basinda dil, zihinsel ve sosyal becerileri gelistirmesi gelmektedir. Ekran okuma beynimizin çesitli bölgelerini harekete geçirmekte, karmasik düsünceleri izleme, kontrol etme, çok yönlü düsünme, hizli karar verme gibi becerileri gelistirmektedir. Böylece alanda yillardir uygulanan kâgittan okuma ögretimi, metin, ortam ve okuyucu tipi degismektedir. Bu durum okuma kültürü ile aliskanligini da etkilemekte ve degistirmektedir. Egitim sürecinde basili ürünleri okuma kadar ekran ve e-kitap okuma ögretimine de önem verilmeli, ögrencilerimizin gelecegin daha karmasik teknolojilerine hazirlikli olmalari saglanmalidir.
Anahtar Kelimeler: Ekran okuma, okuma ögretimi, okuma becerileri
From Paper to Screen Developments in the Field of Reading
Abstract: The rapid developments in information and communication Technologies caused to significant changes in the field of reading. Reading based on print materials has changed and been replaced by such skills as "screen reading" and "thinking based on screen". It is claimed that in the following years, computers will be more and more widespread, students will completely stop using printed books and focus on screen reading. The advantages and disadvantages of this is still examined. Studies indicate significant differences between reading from paper and screen reading. These are mostly on the eye movements, attention, comprehension, thinking and cognitive skills. The fact that texts on the screen moves constantly, that the pages come one after another affect the eyes and minds of the reader and that makes finding and remembering where the information is difficult. That the text on the screen is seen partially makes it difficult to combine and understand the information on the text difficult. Our minds spend more effort to combine and understand the information that is on the screen and that passed from the screen. In addition to all these difficulties of screen reading, it has significant benefits. One of them is that it improves language skills as well as cognitive and social skills. Screen reading activates various parts of our brain and develops such skills as monitoring complex ideas, controlling, multidimensional thinking, taking fast decisions etc. Thus, reading on paper, which has been in practice for years, as well as text, environment and reader type are changing. And this effects and changes both the reading culture and reading habits. Teaching students screen and e-book reading should be considered in the process of education as much as reading print materials and our students should be enabled to be ready for complex technologies of the future.
Key Words: Screen reading, teaching reading, reading skills.
I. GIRIS
Günümüzde hizla gelisen bilim ve teknoloji egitim alanini dogrudan etkilemekte, yillardir uygulanan yaklasim, yöntem, araç ve gereçlerin degismesine neden olmaktadir. Eskiden kitap, dergi, ansiklopedi gibi basili ürünlerin kullanildigi okullarda artik bilgisayar, televizyon, video gibi araçlar ön plana çikmaktadir. Bu araçlarla bilgiye ulasma, arastirma; bilgiyi paylasma ve ögrenme daha kolay olmaktadir. Bu durum çogu kisiyi basili ürünler yerine elektronik araçlara yöneltmekte, yeni bilgileri ekrandan okuyarak ögrenmelerini saglamaktadir. Böylece basili ürünlere dayali olarak gelistirilen okuma becerileri degismektedir. Bunun yerini "ekran okuma", "ekranik düsünme" gibi yeni kavram ve beceriler almaktadir. Ekran okuma; güncel bilgilere ulasmak, yenilikleri izlemek, kendini gelistirmek ve ögrenmeyi sürdürmek isteyen bireylerin öncelikli tercihi olmaktadir. Bu gelismeler okullarda da görülmekte ve ekran okuma ögrencilerde de hizla yayilmaktadir.
1.1.Okuma Nedir?
Okuma, zihinsel gelisime en büyük katkiyi saglayan ögrenme alanlarindan biridir. Bu nedenle okuma ögretimi üzerinde önemle durulmakta, çesitli tanimlar yapilmakta, yöntem ve teknikler gelistirilmektedir. Okuma kavrami, yazinin bulunusundan günümüze kadar egitim yaklasimlarina ve dönemlere göre farkli biçimlerde tanimlanmistir. Örnegin Mialaret'e göre okumak, yazili bir mesaji sözlü bir mesaja çevirerek ona anlam yüklemektir. Bouquet'e göre okumak, gözleri satirlara yöneltmek ve kelimelerin üstünde gezdirmektir. Borel'e göre okumak, anlamli bir mesaji seslere dönüstürmektir. Estienne'e göre okumak harfleri fark etmek ve bunlari seslere çevirmektir. Bourcier'e göre okumak anlamaktir. Ancak okumaya yeni baslayan çocuklar için harfleri seslere dönüstürmektir. Giasson ise okuyucunun bir metin karsisindaki aktif süreci (Giasson, 1997) olarak tanimlamaktadir. Görüldügü gibi tanimlarin bazilarinda okumanin fiziksel boyutu bazilari da zihinsel boyutu ele alinmaktadir. Son yillarda yapilandirici yaklasimla birlikte okumanin daha çok zihinsel boyutuna agirlik verilmekte, okumayla alinan bilgilerin islenmesi ve zihinde yapilandirilmasi üzerinde durulmaktadir.
Yapilandirici yaklasima göre okuma; görme, algilama, seslendirme, anlama, zihinde yapilandirma gibi göz, ses ve beynimizin çesitli islevlerinden olusan karmasik bir süreçtir. Bu sürece çizgi, harf ve sembollerin algilanmasiyla baslanmaktadir. Algilama isleminin ardindan dikkat yogunlastirilarak; kelime ve cümleler anlasilmakta ilgi duyulan ve gerekli görülen bilgiler seçilmektedir. Seçilen bilgiler, siralama, siniflama, sorgulama, iliski kurma, elestirme, analizsentez yapma, problem çözme ve degerlendirme gibi zihinsel islemlerden geçirilmektedir. Islenen bilgiler, ön bilgilerle birlestirilmekte ve metinde sunulan görsellerden de yararlanilarak yeniden anlamlandirilmaktadir. Anlamlandirmada ögrencinin ilgisi, güdülenmesi, okuma amaci, dil bilgisi ve okuma deneyimleri de etkili olmaktadir (MEB, 2005). Kisaca okuma sürecinde yazilanlar zihinsel kavramlara çevrilerek anlamlandirilmakta ve zihinde yapilandirilmaktadir.
Okuma, sadece yazilari kesfetme, anlama ve bilgileri zihinse yapilandirma degildir. Okumak, ayni zamanda yazinin anlamina gönüllü katki yapmaktir. Yani bireyin ön bilgileriyle yazinin anlamini bulmasi, bunlari birlestirerek yeni anlamlar olusturmasidir. Böylece okuyucu, metni anlamanin ötesinde; metindeki bilginin degerini ve önemini ölçmekte, yorumlamakta, yeni anlamlar olusturarak metindeki bilgiyi genisletmekte ve yeni bilgiler üretmektedir. Okuyucu sorular sorarak ve bunlari arastirarak kendini ve dünyayi sorgulamaktadir. Kendi zihin yapisiyla yazidaki düsünceleri karsilastirmakta, hem kendi bilgilerini hem de yazidaki bilgileri sorgulamaktadir. Böylece kendini, düsünce yapisini, hayal dünyasini gelistirmekte, dil, zihinsel, duygusal ve sosyal becerilerini üst düzeye çikarmaktadir. Okuma sadece bireyin degil, bireyin içinde bulundugu ailenin, toplulugun, ulusun, ülkenin ve giderek dünyanin gelisiminde önemli rol oynamaktadir.
1.2. Okuma Ögretimi
Günümüzde etkili bir okuma ögretimi için çesitli teori ve modeller uygulanmaktadir. Bunlar yapilandirici egitim yaklasimiyla gündeme gelen gelisimsel, islemsel, etkilesimsel ve okuma teknikleri modelleridir. Gelisimsel modele göre okuma becerilerinin gelisimi, okul öncesi dönemden baslanmakta ve ileri yaslara kadar sürmektedir. Islemsel modele göre okuma, kelime tanima ve anlama islemlerinin birlestirilmesi sonucu gerçeklesmektedir. Okuma teknikleri modeline göre okuyucunun okuma becerilerini gelistirirken çesitli teknikleri uygulamasi gerekmektedir. Etkilesimsel modele göre okuma ögretimi ile okuma becerilerinin gelistirilmesi, okuyucu, metin ve ortam etkilesimine baglidir. Bruner ve Vygotsky'nin görüslerine dayali gelistirilen etkilesimsel modele göre okuma bu üç degisken arasindaki sürekli etkilesime dayali olarak gerçeklesmektedir (Günes, 2014). Bunlar asagida açiklanmaktadir:
Okuyucu: Okuma sürecinin en önemli bileseni okuyucudur. Okuyucu okuma sürecinde üç temel islemi yerine getirmektedir. Bunlar görme, anlama ve zihinde yapilandirma olmaktadir. Bu nedenle okuyucunun okuma becerilerini gelistirmek için bu alanlarda çalismalar yapilmaktadir. Görme becerilerini gelistirmek için okuyucunun göz hareketleri, göz duruslari, görme alani, gözü etkili kullanma, geri dönüsler, dikkat, kelime tanima, kelimeleri karistirma, görsel okuma vb. konulardaki becerilerini gelistirmesi gerekmektedir. Yani etkili ve dogru görüse sahip olmasi gerekmektedir.
Anlama sürecinde ise okuyucunun kelimelerin anlamini bilmesi, cümleleri anlamasi giderek paragraf ve metni anlamasi gerekmektedir. Okuyucu anlama sürecinde bütün bildiklerini yani ön bilgilerini uygulamaya koymaktadir. Özellikle dünya ve dil hakkindaki ön bilgileri anlama sürecinde etkili olmaktadir. Okuyucunun ön bilgilerine dayanarak gelistirdigi bir zihin yapisi vardir. Bu zihin yapisi okuyucunun dünyaya bakis açisini belirlemektedir. Okuyucu kendi bakis açisina göre metinden yeni bilgileri almakta, metni ön bilgileriyle birlestirmekte ve yeni baglantilar kurarak anlamlandirmaktadir. Okuyucunun dil hakkindaki bilgileri yani ses bilgisi (dilin ses yapisi hakkindaki bilgileri), söz dizimi (cümledeki kelime sirasi) ve anlam bilgisi (kelimenin anlami aralarindaki iliskiler ve dil bilgisi) ile bunlarin uygulanmasina iliskin bilgileri de anlamada belirleyici olmaktadir. Okuyucunun genel tutumu, zevkleri, ihtiyaçlari, kendini algilamasi ve ögrenme biçimi de anlamada belirleyici olmaktadir.
Zihinde yapilandirma ise okuma sürecinin üçüncü alanidir. Okuyucunun anladiklarini zihninde yapilandirmasi için okuma amaci olmali, ön bilgilerini harekete geçirmeli ve tahminler yaparak okumalidir. Okuma sürecinde metnin anlamini tahmin etme, sorgulama gibi islemler zihinsel becerilerini ilerletmektedir. Ayrica okuma sirasinda, siralama, siniflama, analiz, sentez, degerlendirme vb. gibi islemler zihinde yapilandirma süreçlerini kolaylastirmaktadir.
Metin: Okuma sürecinde önemli rol oynayan bilesenlerden biri de metindir. Metinde içerik ve fikirlerin iyi düzenlenmesi, yazarin anlatim ve amacini ortaya koyma biçimi okumayi ve anlamayi kolaylastirmaktadir. Metin tipi, yazi türü, metin yapisi ve yazida sunulan düsünceler anlama sürecinde etkili ögeler olmaktadir. Iyi düzenlenmis metin, okuyucunun anlama sürecini kolaylastirmakta ve baska metinlere yönlendirmektedir (Giasson, 1997; Günes, 2014). Okuma sürecinde okuyucuya metin türü, yapisi ve metinden bilgileri seçme teknikleri hakkinda bilgiler verilmeli ve becerileri gelistirilmelidir.
Ortam: Okuyucunun metinle etkilestigi ve metni anlamaya çalistigi ortamdir. Bu ortam fiziksel, psikolojik ve sosyal ortam olarak ele alinmaktadir. Konuya ilgi, okuyucunun güdülenmis olmasi, metnin okuyucunun ihtiyaçlarina cevap vermesi, gürültü, isik, isi durumu, okuma zamani, yeri, ögretmen veya arkadas destegi, araç-gereç gibi ögeler okuma sürecini kolaylastirmakta ya da zorlastirmaktadir. Okuma sirasinda ortama dikkat edilmeli ve iyi düzenlenmelidir (Günes, 2014; Giasson, 1997).
Okuma ögretiminde okuyucu, metin ve ortam bilesenlerine üçüne de önem verilmekte ve sistemli çalismalar yapilmaktadir. Bu durum ekran okuma ögretiminde de geçerli olmaktadir. Ancak ekran okumada okuyucu, metin ve ortam boyutunda bazi önemli degisiklikler görülmektedir.
1.3. Okuma Ögretimindeki Gelismeler
Eski yillarda el yazmasi kitaplar vardi. Bunlari soylular ve toplumdaki önemli kisiler okuyordu. Herkes okuma yazma bilmiyordu. Zamanla basim islerinin gelismesi ve kâgidin kullanilmasi üzerine okuma ögretimi yayilmaya baslamistir. O yillarda okuma denilince yazinin sifresini çözme anlasiliyordu. Okuma ögretiminde yazili metinlerin sifresini çözme üzerinde duruluyor, sesli okumaya agirlik veriliyordu. Okuma çalismalarina harften baslaniyor, sirasiyla hece, kelime ve metin ögretiliyordu. Anlama için yüksek sesle ve sürekli okuma öneriliyor; ögrencinin ne anladigi, nasil anladigi üzerinde durulmuyordu.
Sonraki yillarda Mc. Cattell (1885) ile Emile Javal'in (1900) çalismalari okuma ögretimi etkilemeye baslamistir. Mc. Cattell ve Javal'a göre, okuyucunun gözü okuma sirasinda satir üzerinde kayarak degil, siçramalarla hareket etmektedir. Göz; bir durus sirasinda harf ve heceleri degil, kelimeleri görmektedir. Okumada kelimeler resim gibi taninmakta, kelimeler bütün olarak fark edilmekte ve zihne yerlestirilmektedir. Bu görüsler üzerine okuma ögretimine harflerle degil kelimelerle baslanmis, kelimelerden hecelere ayrilmis ve giderek harfler ögretilmistir. Böylece okuma ögretiminde bütünden parçaya giden yöntemler uygulanmaya baslanmistir. Bu uygulamalarda sesli okumanin gereksiz oldugu, sesin parazit yaptigi ve okuma hizini düsürdügü öne sürülmüstür. Böylece sessiz okuma egilimi baslamis, ancak sessiz okumaya tam olarak geçilememistir. Ne tam sesli ne de tam sessiz olan yari sesli okuma, yani mirildanarak okuma yapilmaya baslanmistir. Zamanla sessiz okumaya geçilmis ve uzun yillar okullarda sessiz okuma ögretilmistir. Anlama çalismalarinda ise "Okumak anlamaktir." görüsü hâkim olmustur. Böylece metin merkeze alinarak derinlemesine inceleme çalismalari yapilmistir.
Çok geçmeden 1960'li yillarda Goodman ve Smith'in "Okumak tahmin etmektir." seklindeki açiklamalari, okuma ögretiminde yeni açilimlara neden olmustur. "Okumayi ögrenmek ayni zamanda tahmin etmeyi ögrenmektir." görüsü ön plâna çikmis ve bu yönde çalismalara baslanmistir. Daha sonra 1970'li yillarda dünyamizdaki politik gelismeler okuma ögretimini de etkilemis, "Okuma sadece sosyal, ekonomik ve kültürel gelisme için degil, bireyin zihinsel bagimsizligini saglamak için de yürütülmelidir." anlayisi gündeme gelmistir (Günes, 2014). Ardindan 1985 yilinda yapilan Uluslararasi Paris Konferansi'nda, okuma bir hak olarak ele alinmis ve insanlarin en temel hakki oldugu kabul edilmistir. Bu hak ile birlikte düsünme ve soru sorma hakki, hayal kurma ve yaratma hakki, tarihi geçmisini yazma ve içinde yasadigi ortami ögrenme hakki, egitim kaynaklarina ulasma hakki, bireysel ve toplumsal yeteneklerini gelistirme hakki, belirlenmistir (Günes, 2014).
Ardindan 1990'li yillarda dünyamizda dogru okuma ögretimine iliskin arastirmalar iyice artmis, okumanin fiziksel süreçleri yerine zihinsel süreçleri üzerine yogunlasmaya baslamistir. Uygulamalarda ise okuma, bireyin zihinsel becerilerini üst düzeyde gelistiren bir araç olarak ele alinmaya ve beyin arastirmalarindan yararlanilmaya baslanmistir. Bilim adamlari ise o yillardaki beyin arastirmalari sonuçlarini okuma alanina aktarmislardir. Bu konuya OCDE ayri bir önem vermis ve "Egitimciler beynini degistirmek istedigi ögrencinin beynini tanimiyor." görüsünden hareketle "Beyni Anlamak ve Yeni Ögrenme Bilimine Dogru ile Ögrenen Beyin" projelerini gerçeklestirmistir. Bu projelerde beynimizin bilgiyi nasil isledigi, beyinle ilgili bulgularin egitim- ögretime, okuma, yazma ve matematik ögrenmeye nasil katkida bulunabilecegi üzerinde çalismalar yapilmistir. Bu çalismalarda beynimizin çalisma sistemine ve yapisina uygun, zihinsel becerileri gelistiren bir okuma önerilmistir. Böylece okuma ögretiminde beynimizin isleyisi ve yapisi dikkate alinmaya baslanmistir.
Ardindan anlama ve okudugunu anlama becerilerini gelistirme gündeme gelmistir. Yaklasik 20 yilin degerlendirmesini yapan arastirmacilar, okullarda sessiz okumayla hizli ve sistemli okuma yapildigi, ancak anlama becerilerinin yeterince gelistirilemedigini öne sürmüslerdir. Bu tehlikeden ögrencileri kurtarmak için her iki okumaya da agirlik verilmesi gerektigini belirtmislerdir (Günes, 2014). Ardindan anlama becerilerinin nasil gelistirilecegi iliskin modeller ve yöntemler gelistirilerek uygulamalara baslanmistir. Günümüzde anlama becerilerini gelistirme konusunda yogun arastirma ve çalismalar yapilmaktadir.
Okuma ögretiminde parçadan bütüne, bütünden parçaya, sesli ve sessiz okuma, fiziksel ve zihinsel süreçler, anlama becerilerini gelistirme tartismalari sürerken bilgi teknolojileri hizla gelismis ve okuma ögretiminin merkezine yerlesmistir. Eskiden kitap, dergi gibi basili ürünlerle okuma egitimi yapilirken, son yillarda ders kitaplarinin yaninda bilgisayar, internet, CD, gibi araçlar verilmeye baslanmistir. Bu durum ögrencinin kitap yerine bilgisayara yönelmesini ve ekrandan okumasini getirmistir. Böylece "ekran okuma" denilen yeni bir okuma alani, "ekran okuyucu" denilen yeni bir okuyucu tipi olusmaya baslamistir. Ekran okuma ile birlikte yazinin bulunusundan bu yana kâgit kitaplara dayali gelistirilen okuma biçimi, süreci, becerileri ve zihin yapisi degismektedir. Ekran okuma kâgit okumaya göre daha farkli yürütülmekte ve yeni okuma becerilerini gerektirmektedir.
II. EKRAN OKUMA
Ekran okuma nedir? Ekran okuma bilgisayar, TV, cep telefonu ve tablet bilgisayar ekranindan okumaya denilmektedir. Ekran okuma, bireyin ekranda sunulan bilgilerden yeni anlamlar olusturdugu ve zihninde yapilandirdigi aktif bir süreçtir. Bu süreç görme, anlama, zihinde yapilandirma gibi göz ve zihnimizin çesitli islemlerinden olusmaktadir. Birey ekran okuma sirasinda yazilari dikkatle incelemekte, ilgi duydugu ve önemli gördügü bilgileri seçmekte, anlamini arastirmakta, yorumlamakta ve zihnine yerlestirmektedir. Okuyucunun ilgisi, amaci, becerileri, genel kültürü ve güdülenmesi ekran okuma sürecini olumlu yönde etkilemektedir.
Ekran okumada okuyucunun görme, anlama ve zihinde yapilandirma bece rileri degismektedir (Günes,2015). Ekranda metin sunumu, sayfa düzeni, içerigi, mantik baglari, anlatim biçimi, metin tipi, yazi türü gibi ögeler okuma süreçlerini dogrudan etkilemektedir. Metin sunumu ve okuma ortami degismektedir. Ekran okumanin bazi özellikleri söyledir:
· Ekranda sayfalar asagi- yukari hareket etmekte, okuyucunun gözleri soldan saga yatay gidip gelmektedir. Dikey hareket eden metni yatay okumaya çalismak bazi göz hareketlerini, bazi okuma tekniklerini ve zihinsel islemleri güçlestirmektedir.
· Ekran sayfalar birbiri ardina gelmekte, sürekli degismekte, sayfanin bazi yerleri görünürken diger yerleri kaybolmaktadir. Ekran penceresinden kâgit sayfanin yarisi kadar metin sunulmaktadir. Bu durum metnin baslik, alt baslik ve yan basliklarini izlemeyi, ayrica metin yapisini kesfetmeyi ve tanimayi zorlastirmaktadir.
· Ekran metninin parça parça görünmesi metindeki bilgileri birlestirmeyi ve anlamayi güçlestirmektedir. Zihnimiz ekrandan görülen bölümlerle kaybolan bölümlerdeki bilgileri birlestirmek ve anlamak için daha fazla çalismaktadir. Bu süreçte üst düzey dikkat, anlama, hatirlama gibi beceriler gerekli olmaktadir.
· Ekranda çesitli metin tipleriyle zengin bilgiler sunulmaktadir. Hiper metinler, resimler, sesler, canlandirmalar, göz ve kulaga yönelik ögeler vb. Bunlari belirli bir hizda alacak esnek ve üst düzey bir zihin yapisi gerekmektedir.
· Ekrandan bilgilendirici türde kisa metinleri okumak kolay olmaktadir. Uzun metinleri okumak, özellikle uzun öyküleri ve romanlari okumak güç olmaktadir (Quéré, vd., 1997; Günes, 2015). Bunun yaninda uzun tablo ve siirleri de okumak, metinler arasi karsilastirma yapmak zor olmaktadir.
2.1. Ekran Okumanin Yayilmasi
Günümüzde çocuk ve gençler arasinda ekran okuma hizla yayilmaktadir. Bu konuda ABD'de Book Industry Study Group tarafindan yapilan bir arastirmada genç okuyucularin % 47' sinin bilgisayar ekranindan, % 32' sinin Amazon Kindle (e-kitap) ,% 21'inin iPhone ve iPod Touch, % 9' unun da cep telefonu ekranindan okudugu görülmüstür. Benzer bir arastirma Fransa'da yapilmis, 15-24 yasindaki gençlerin zamanlarini nasil geçirdikleri arastirilmistir. Arastirmada Fransiz gençlerin her gün 3.5 saat TV ya da bilgisayar karisisinda olduklari, kâgit kitapla ise sadece 10 dakika vakit geçirdikleri ortaya çikmistir (Vousnousils. fr, 2011). Yani gençler ekran karsisinda bir kitaptan 24 kat daha fazla zaman geçirmektedirler. Bu sonuçlar ekran okumanin daha fazla tercih edildigini göstermektedir.
Diger taraftan kâgit kitap giderek azalmaktadir. Bu durum Fransa Ulusal Kitap Merkezi Baskani Benoît Yvert tarafindan "Kâgit kitap öldü." seklinde açiklanmaktadir. Benoît Yvert, 20 Ekim 2007 günü yaptigi konusmasinda 2010 yilini kâgit kitabin ölüm yili olarak açiklamakta ve giderek azalacagini vurgulamaktadir (Yvert, 2007). Bu açiklama üzerine alanda yapilan incelemeler dünyamizda kâgit kitabin basimi, dagitimi ve kullaniminin giderek azaldigini göstermektedir. Kâgit kitap okuma islemi yavas yavas terk edilmekte yerini elektronik kitaplar almaktadir. Bu gelismelerin gelecekte de sürecegi ve kâgit kitabin her geçen gün önemini yitirecegi belirtilmektedir.
2.2. Ekran Okuma ile Degisenler
Ekran okuma sadece metinde degil okuyucunun becerileri, okuma ortami gibi boyutlarda da degisikliklere neden olmaktadir. Özellikle okuma kavrami, okuma ögretiminin amaçlari, okuma becerileri, okuma süreci, okuma kültürü ve aliskanligi, metin sunumu ve ortam boyutunda önemli degismeler olmaktadir. Bunlar sirasiyla asagida açiklanmaktadir.
2.2.1. Okuma Amaçlarindaki Degismeler
Egitim alaninda okumanin anahtar ögesi kâgit kitaptir. Yillardir süren bu anlayis degismekte ve yerini elektronik araçlar almaktadir. 'Arkadasim kitap, dostum, canim kitap' yerini e-kitaba birakmaktadir. Bu süreçte okuma amaçlari, uygulamalari, hizi ve kosullari degismektedir. Okuma amaçlarinda bilgilendirici okumadan eglenme amaçli okumaya, bir konuya odakli okuma yerine genisletilmis çok yönlü okumaya, meslek gelistirme amaçli okumadan özel okumaya, düsünce gelistirici okumadan yansitici okumaya, yani uygulamaya aktarici okumaya dogru degismeler olmaktadir. Ekran okumada bilgisayarda aranan bilgiler daha hizli okunmakta ve uygulanmaktadir Böylece okumadan yarar saglama ve islevsellik üst düzeye çikmaktadir. Dil ve zihinsel beceriler degismekte, bilgiyle yeni bir iliski kurulmaktadir. Ekrandan kisiye göre özellestirilmis ve farklilasmis, etkilesimli bir okuma gündeme gelmektedir.
2.2.2. Okuma Becerilerindeki Degismeler
Kâgit okuma ile ekran okuma arasinda göz hareketleri, dikkat, anlama, hatirlama ve zihinsel beceriler yönüyle önemli farkliliklar görülmektedir. Bunlar asagida açiklanmaktadir:
Göz Hareketleri: Okuma sirasinda, gözümüz satirlar üzerinde soldan saga, sagdan sola, yukaridan asagiya siçramalarla ilerlemektedir. Günde ortalama 150.000 civarinda göz siçramasi yapan gözün hareketleri bes grupta toplamaktadir. Bunlar, siçramalar, göz duruslari, geriye dönüsler, ileriye atlamalar, yukari ve asagi hareketleridir. Okuma sirasinda göz, düz bir çizgi seklinde degil, siçrayarak ilerlemekte, saniyenin ¼'i kadar süreyle bir noktada durmakta ve daha sonra bir baska noktaya siçramaktadir. Bu sekilde satir üzerinde parça parça alinan görüntüler ag tabakasinda birlestirilerek beynimize gönderilmektedir. Kâgit okumada satirlara paralel göz hareketleri ve göz durus noktalari yatay olarak ilerlemekte, okuyucunun gözleri ile sayfalar uyum içinde hareket etmektedir. Bazen bir kelime ve cümleyi daha iyi görebilmek ya da dogrulamak için satir üzerinde geri dönüs hareketleri de yapilmaktadir. Bu sekilde bazi kelime ve cümleler iki kez okunmaktadir (Günes, 2015).
Basili ürünleri okurken gerçeklestirilen bu göz hareketlerini ekran okumada uygulamak daha zor olmaktadir. Ekranda metinler dikey hareket etmekte, sayfalar yukaridan asagiya veya asagidan yukariya dogru ilerlemektedir. Bu durum soldan saga siçramalarla hareket eden göz hareketlerini ve göz duruslarini etkilemektedir. Dikey hareket eden metinleri yatay olarak okumak, hem okuma hem de zihinsel becerilerin gelisimini engelleyici olmaktadir. Göz hareketleriyle sayfa hareketleri ters yönde ilerlemektedir. Gözün geriye dönüs hareketleri de çogu zaman yapilamamaktadir. Kâgit kitapta okuma düz bir çizgi halinde yapilmakta oysa ekran okumada gezmeye uygun bir okuma söz konusudur. Bu nedenle kâgit okumada daha çok gözün yatay görme alani gelismekte oysa ekran okumada gözün hem yatay hem de dikey görme alanini genislemektedir.
Dikkat Becerileri: Okuma sürecinde zihin enerjisinin bir konuya yönlendirilerek, bilgi, duygu ve düsüncelerin o konu üzerinde odaklanmasina dikkat denilmektedir. Okuma islem ve süreç için çok gerekli olan bu beceri çesitli çalismalarla gelistirilmektedir. Uzun bir süreci kapsayan ve asama asama gelistirilen dikkat becerileri dört düzeyde ele alinmaktadir. Bunlar, pasif, aktif, istekli ve yogun dikkat olarak siralanmaktadir. Dikkat becerilerinin en düsük oldugu düzey pasif dikkattir. Bu düzeyde birey disaridan gelen uyaricilarla yönlendirilmektedir. Ardindan aktif, istekli ve yogun dikkat gelmektedir. Yogun ve çok yönlü dikkat becerileri en üst basamagi olusturmakta, bu asamada zihindeki bütün bilgi, duygu ve düsünceler hareket geçirilmekte, ayni anda birden fazla konu üzerinde odaklanma ve derin düsünme söz konusu olmaktadir.
Basili ürünleri okumada genellikle tek yönlü, uzun süreli, aktif ve istekli dikkat gelistirilmektedir. Ekran okumada klavye, fare, bilgisayarin tuslari, imleç, metni hareket ettirme gibi nedenlerle okuma süreci sik sik kesilmektedir. Bu durum kâgittan okumada oldugu gibi uzun süreli ve tek yönlü dikkati engellemektedir. Bunun yerine sik sik bölünen, seçici, yogun ve çok yönlü dikkat söz konusu olmaktadir. Ayrica ekranda çoklu metin, resim, ses, göz ve kulaga yönelik ögelerle okuyucuya zengin bilgiler sunulmaktadir. Bunlari okumak ve anlamak, çok yönlü, yogun ve üst düzey dikkat becerilerini gerektirmektedir. Bir baska ifadeyle ekran metinlerini hizli, seri ve kisa araliklarla okumaya uygun dikkat becerilerine ihtiyaç duyulmaktadir. Bunun için istekli, gönüllü, çok yönlü ve yogun dikkat becerileri gelistirilmelidir. Bilgisayar teknolojisi bu becerilerin gelisimine önemli katkilar saglamakta, sürekli ekran okuma, bireyin dikkat becerilerini ekrandaki hareket, isik, ses, görüntü, ritim ve islem akisina göre yeniden düzenlemekte ve gelistirmektedir. Özellikle karsilikli islem ve etkinlikler yogun ve çok yönlü dikkatin gelismesine, kisa araliklarla yogunlasmaya yardim etmektedir (Bélisle, 2011).
Anlama Becerileri: Okuma sirasinda toplanan bilgilerin zihinde islenmesine anlama denilmektedir. Okuma sürecinde alinan bilgiler çesitli zihinsel islemlerden geçirilmekte ve okuyucunun ön bilgileriyle birlestirilerek anlamlandirilmaktadir. Bu süreçte okuyucunun ön bilgilerini harekete geçirmesi, kelimelerin anlamini bilmesi, cümle ve paragraflari, giderek metni anlamlandirmasi gerekmektedir. Ayrica metnin genel yapisini ve görselleri izlemesi, baslik ve alt basliklara göz atmasi, metnin tamamina hâkim olmasi da önem tasimaktadir. Okuyucu metin ve ortam etkilesimine dayali olarak gelistirilen anlama becerileri ekran okumada degismektedir.
Kâgit okumada, metnin genel yapisini ve görselleri izleme, baslik ve alt basliklara göz atma, metnin tamamina hâkim olma ve genel bir anlama ulasma kolay olmaktadir. Oysa ekran metinleri hareketli ve degiskendir. Okuma sirasinda ekran penceresinden metnin belirli yerleri görünürken diger yerleri göz önünden kaybolmaktadir. Ekran metinlerinin bu özellikleri, basili ürünlerde kullanilan bazi okuma tekniklerini uygulamayi zorlastirmakta, özellikle tam okumayi güçlestirmekte ve anlama becerilerini etkilemektedir. Ekranda sayfanin tamami görülmediginden sayfadaki baslik, alt baslik ve yan basliklari izlemek güç olmaktadir. Sayfalarin sürekli hareket etmesi, sayfa basi ve sonunun pes pese gelmesi, sayfadaki bilgilerin düzenini ve sayfa yapisini kesfetmeyi zorlastirmaktadir. Sayfalar okuyucunun önüne parça parça geldiginden ekranda görülen yerlerle ekrandan kaybolan yerlerdeki bilgileri zihinde birlestirmek ve anlam zincirini izlemek için daha üst düzey becerileri gerektirmektedir. Yani üst düzey dikkat, hatirlama, karsilastirma, düsünme, birlestirme ve anlama gibi. Bu becerileri gelistiremeyen okuyucu ekran sayfalari ve ayrintilar içinde kaybolmaktadir.
Anlama sorunlarini saptamak amaciyla Fransiz Okuma Merkezi(ONL) bir arastirma yapmistir. Arastirmada çok sayida egitim yazilimi, CD, e-kitap, ders destek araçlari ile farkli düzeylerdeki ögrencilerin ekran okuma süreçleri incelenmistir. Ayrica ögretmen, veli, yayinci, editör, uzman gibi kisilerin görüslerine de basvurulmustur. Arastirma sonunda ekran okumanin, metnin görünmesi, kaybolmasi, sayfalarin bölünmesi, çesitli biçimlerde yazilmasi gibi nedenlerden dolayi ögrencinin anlama düzeyini etkiledigi saptanmistir. Ögrencinin okuma sirasinda metni sürekli hareket ettirmesi, çesitli bölümlere gidip gelmesi, okudugu satirlari aramasi gibi durumlarin okuma sürecini, hizini ve becerilerini etkiledigi görülmüstür (Günes,2015).
Zihinsel Beceriler: Zihnimiz çok biçimli bir yapiya sahiptir. Okuma yoluyla alinan bilgiler bu çok biçimli yapiya semalar halinde yerlestirilmektedir. Bu süreç çesitli islem ve becerilerle gerçeklestirilmektedir. Bunlara zihinsel süreçler denilmektedir. Zihinsel süreçler, bilgi isleme ve zihne yerlestirme sirasinda pes pese uygulanan islemler zinciridir. Bu zincir bilgiyi algilama ile baslamakta, dikkat, farkina varma, bellege alma, zihinsel kavramlara çevirme, düsünme, sorun çözme, siniflama, karar verme, hatirlama, ögrenme, uygulamaya aktarma gibi siralanmaktadir. Bu süreçte zihnimizdeki hem dogal sistemler (nöron, nöron agi, beyin yapisi vb.) hem de yapay sistemler devreye girmektedir. Bilgi isleme sirasinda bilgiler sözel ve görsel olmak üzere iki ayri biçimde islenmektedir. Sözel islemler, rakam, kelime, soyut semboller biçiminde bilgileri, görsel islemler ise görselleri, sekilleri, resimleri, dokunma yoluyla alinan bilgileri kodlama olmaktadir. Daha sonra bu bilgiler bireyin ön bilgileriyle inceleme, sorgulama, siniflama gibi islemler yapilarak bütünlestirilmekte ve zihnine yerlestirilmektedir. Bu islemlerin sürekliligi zihinsel becerileri gelistirici olmaktadir.
Ekran okumada Web sayfalari, zengin metinler vb. zihinsel semalarimizi zenginlestirmekte ve anlama düzeyimizi beslemektedir. Özellikle sesli ve görüntülü sunumlar zihnimizi besleyerek zenginlestirmektedir. Thierry Baccino'ya göre ekran okuma zihinsel islem, süreç ve becerileri olumlu etkilemekte ve gelistirmektedir. Ekran okuma sirasinda bir sayfadan digerine özgürce gitme, ekrandaki baglantilari izleme, bir tiklama ile resim ve yazilari büyütme, hareketlendirme, renklendirme gibi durumlar zihinsel becerileri gelistirici olmaktadir (TestartVaillant ve Bettayeb, 2009). Ayrica ekran okuma beynimizi üst düzeyde harekete geçirmektedir. Örnegin ekran okumada sadece bir kelimeyi tanima islemi beynimizdeki 6 bölgeyi pes pese harekete geçirmektedir. Bu durum cümle ve metinleri okumada daha da artmaktadir. Ekrandan sürekli okuma beynimizdeki çogu bölgeyi harekete geçirerek gelistirmektedir (Testart-Vaillant ve Bettayeb, 2009).
Ekran okuma bir taraftan zihnimizi gelistirmekte bir taraftan da zihnimizin üç sinirsiz becerisinde önemli degisikliklere neden olmaktadir. Bunlar bilgiyi zihinde yapilandirma, yeni bilgilere uyum saglama ve yeni bilgiler üretme becerileri olmaktadir. Kâgitta okuma düzenli ve sistemli bir zihin yapisi olusturmaya katki saglar. Bilgiyi zihinde yapilandirma sistemli, düzenli ve daha kolay olmaktadir. Ekran okumada bilgiyi zihinde yapilandirma daha yogun, karmasik ve düzensiz olmaktadir. Kâgit okumada bilgi degisimi belirli bir hizda ilerler ve okuyucunun buna uyum saglamasi asamali bir sekilde gerçeklesir. Ekran okumada bilgi degisimi çok hizli olmakta, yeni bilgilere hizla uyum saglamayi gerektirmekte, ayrica etkilesimli bir okuma yapildigindan okunan yazi hakkinda baska okuyucularin yorumlarini da okumak ve düsüncelerini ögrenmek mümkün olmaktadir. Bu durum sürekli yeni bilgi ve düsüncelerle etkilesmeyi saglamakta, bireyin çok yönlü düsünmesini ve yaraticiligini kolaylastirmaktadir.
Düsünme Becerileri: Düsünme, bilgi edinme, anlama ve ögrenme sürecinin en önemli bilesenidir. Bilgileri sorgulama, degerlendirme ve yeni bilgiler üretme çalismalarinin temelini olusturmaktadir. Ayrica sorunlari çözmek, zihinsel bagimsizligi gelistirmek ve gelecege yön vermek için bir zorunluluk olmaktadir. Bireylerin farkli bakis açilari olusturmalari, bagimsiz karar vermeleri, objektif davranmalari için düsünme becerilerini gelistirmeleri gerekmektedir. Düsünme becerileri, dogrudan ögretilen, uygulamali olarak gösterilen ve düzenli olarak gelistirilen becerilerdir. Ögrencilerde yaraticilik, problem çözme, elestirel düsünme gibi çesitli düsünme becerilerini gelistirmek egitimin önemli amaçlarindan biri olmaktadir. Bu nedenle okullarda düsünme egitimi programlarina agirlik verilmekte, ögrencilere düsünmenin temel becerileri, teknikleri ve üst düzey becerileri ögretilmeye çalisilmaktadir (Nickerson, 1988; Romano,1992). Bu süreçte bilgi ve iletisim teknolojilerine de yer verilmektedir.
Ekran okuma beynimizin çesitli bölgelerini harekete geçirmekte, dikkat etme, karmasik düsünceleri izleme, kontrol etme, hizli karar verme gibi süreç ve becerileri gelistirmektedir. Bu durum düsünme biçimlerini etkilemekte ve "ekranik düsünme" denilen yeni bir düsünme biçiminin gelismesine neden olmaktadir. Bu düsünmeyle birlikte ögrencilerin zihin yapisi da degismektedir. Cerquiglini'ye göre ekran okuma düsünme biçimimizi etkilemekte, basili ürünlerle gelistirilen düsünme biçimi hizla yok olmaktadir. Bunun yerini 'ekranik düsünme ' almaktadir. Ekranik düsünme, çok degisken, çok hareketli, çok yönlü ve karmasik, ayni zamanda daginik bir düsünme biçimidir. Gelecekte ekranik düsünmenin çogu kiside olusacagi, sistemli ve derin düsünmenin giderek azalacagi iddia edilmektedir.
Hatirlama: Basili metinlerde yazilar sabit, kesin ve hareketsizdir. Bu yapi okumanin temelinde yer alan bilgiyi sayfadaki yerine göre kodlama islemini kolaylastirmaktadir. Çogu okuyucu basili metinleri okurken bilgileri sayfadaki bulunduklari yere göre zihnine yerlestirmektedir. Bu islem hatirlama sürecinde etkili olmakta ve okuyucunun bilgileri sayfadaki yerine göre hatirlamasini saglamaktadir. Bu durum bilgileri ögrenme, hatirlama ve zihinde düzenleme islemlerinde okuyucuya büyük kolaylik saglamaktadir. Oysa ekran metinlerinde bilginin yerini hatirlamak ve bulmak çok zordur. Çünkü metinler ekranda sürekli gidip gelmektedir. Ekran okumada bilgiyi sayfadaki yerine göre kodlama, zihne yerlestirme ve hatirlama çok güç olmaktadir (Colombain, 2009).
Bilgi ve iletisim teknolojileri insanlarda haberleri okuma ve anlamayi nasil etkileyecektir? Düsüncesinden hareketle kâgit gazete ile tablet bilgisayar ekranindan haberleri okuma arasinda farkin olup olmadigi arastirilmistir. Bu amaçla benzer okuma becerilerine sahip bireyler ile benzer gazete haberleri alinarak bir örneklem belirlenmistir. Haberler kâgit gazete ve tablet bilgisayar ekranindan en fazla 20 dakikada okunabilecek uzunlukta seçilmistir. Arastirmaya katilanlar tablet bilgisayar ekranindan ve kâgit gazeteden okuma becerilerini sahip kisiler arasindan seçilmistir. Arastirmada okuyucularin okuma davranislari, özel bir teknikle göz hareketleri ve okuma süreleri kaydedilmistir. Ayrica okuma sonrasi okunan haberlerin hatirlanma durumu ölçülmüstür.
Arastirma sonunda bir makaleyi kâgit gazeteden ve tablet bilgisayar ekranindan okuma arasinda süre yönüyle bir fark bulunamamistir. Okuyucular kâgit gazeteden bir haberi ortalama 1 dakika 11 saniyede okurken tablet bilgisayar ekranindan ortalama 1 dakika 13 saniye içinde okumuslardir. Kâgit gazete ile tablet bilgisayar ekranindan bir yaziyi, haberi okuma süresi asagi yukari birbirine çok yakin bulunmustur. Ancak odaklanma ve hatirlama durumunun kâgit gazetede daha iyi oldugu görülmüstür. Arastirmada, okuyucunun gözlerinin kâgit üzerinde daha uzun süreli kaldigi, bakis sürelerinin ortalama 275 ms sürdügü, oysa tablet bilgisayar ekranindan okumada 231 ms sürdügü saptanmistir. Bu durum kâgit gazete okumada yogunlasmanin daha üst düzeyde oldugunu göstermektedir. Yogunlasma kâgit gazeteden okunan makale ve yazilari daha iyi hatirlamayi saglamakta ve kâgit gazetede hatirlama üst düzeyde olmaktadir. Okuma sonrasinda arastirmaya katilan okuyucular kâgit gazeteden okuduklarinin % 90'ini hatirlarken tablet bilgisayar ekranindan okuduklarinin % 70"ini hatirlamaktadirlar. Bir yazinin hatirlanmasi ya da akilda kaliciligi kâgit gazetede % 20 oraninda daha iyi olmaktadir ( Miratech,2010).
Sonuç olarak kisa metinleri okumada kâgit gazete ile tablet bilgisayar ekranindan okuma arasinda süre yönüyle önemli bir farkin olmadigi, ancak okunan metinleri hatirlama yönüyle kâgit gazeteden okumanin tablet bilgisayardan okumaya göre daha etkili ve kalici oldugu ortaya çikmistir.
2.2.3. Okuma Sürecindeki Degismeler
Ekran okuma ile birlikte okuma süreci ve uygulamalari da degismektedir. Özellikle okuma yöntem ve teknikleri, okuma hizi, okumaya yogunlasma ve rahatlik, yorgunluk gibi durumlarda degismeler görülmektedir. Bunlar asagida açiklanmaktadir.
Okuma Yöntem ve Teknikleri: Kâgit ve ekran okumada ayni yöntem ve tekniklerle okumuyoruz. Tablet bilgisayarla durum iyice karmasiklasti. Tablet bilgisayarlardan okuma konusunda yapilan arastirmalar kâgit kitap ve bilgisayar ekranindan daha avantajli oldugunu göstermektedir. Kâgit kitabin statik ve sabit bir sunumu vardir. Oysa ekran daha dinamik bir sunuma sahiptir. Kâgit kitaptan okumada ilk sayfadan baslanmakta, sayfa sayfa ilerlenmekte, tam ve derinlemesine okunmaktadir. Ekran okumada ise bilgiyi hizli alma amaçli seçmeli okuma, atlayarak okuma yöntemi kullanilmaktadir. Ayrica ekran okumada okuyucunun dikkati renk, çizgi, imleç, fare vb. nedenlerle sik sik bozulmaktadir (Baccino, 2012; Drai-Zerbid, 2012). Okuma hizi ise okuma tipine göre degismektedir. Tam okumada dakikada 138 kelime, seçmeli okumada ise dakikada 600 kelime okunmaktadir. Ekranda görme genisligi azaldigindan, okuma sürecinde kâgit kitaba göre % 25 daha fazla ek göz duruslari yapmak gerekmektedir. Bu da göz yorgunluguna neden olmaktadir.
Ekrandan uzun metinleri, uzun öykü ve romanlari okumak, uzun tablo ve grafikleri izlemek güç olmaktadir. Metinler arasi karsilastirma yapmak, tam ve derinlemesine okumak, satirlarin altini çizerek, sayfalari karsilastirarak okumak zordur. Baslik ve alt basliklari izlemek, metin yapisini kesfetmek güçtür. Buna karsilik bilgilendirici türde kisa metinleri okumak çok kolaydir. Seçmeli okuma ve zikzak okuma yöntemlerini uygulamak kolaydir.
Bazi okuyucular, ekran okumanin basili ürünlere göre daha zor okundugunu iddia etmektedir. Bu iddialari arastirmak için ekran okuma ile kâgittan okuma süreç ve yöntemleri karsilastirmali olarak incelenmistir. Bu arastirmalarda ekrandan okumada bazi farkliliklarin oldugu ortaya çikmistir. Nielsen ve Morkes'in yaptigi arastirmalara göre okuyucularin % 80'i Web sitesindeki metinlerin içerigini çok iyi okumamaktadir. Okuyucular göz gezdirmekte, taramakta, ekrandaki bazi yerleri atlayarak okumaktadirlar. Okuyucularin sadece % 16'sinin ekran metinlerini kelime kelime, yani tam okudugu görülmüstür. Kisaca çogu ekran okuyucu satir satir ve derinlemesine okuma yerine seçerek okumayi tercih etmektedir (Günes, 2015).
Ekran okumanin bu özellikleri ekran metinlerinin az okundugu anlamina gelmemelidir. Arastirmalar tam tersini göstermektedir. Stanford Üniversitesi Iletisim Profesörü Marion Lewenstein ve Poynter Enstitüsü arastirmacilari okuyucularin ekrandan haber okuma durumlarini, metin ve görsellere yogunlasma durumlarini saptamak için Stanford/Poynter EyeTracking projesini gelistirdiler. Bu arastirma 2000 yilinda Florida ve Illinois eyaletlerinde 67 denek üzerinde gerçeklestirildi. Denekler Web sayfalarini okurken göz hareketleri ve göz duruslarina iliskin bütün veriler kaydedildi. Okuyucularin göz duruslarinin % 78'i metin, sadece % 22'si görseller ve grafikler üzerinde yogunlasti. Genel olarak okuyucularin göz duruslari ana basliklar, makale özetleri ve alt basliklar üzerinde oldu. Bu çalismanin sonuçlari alanda çok kisiyi sasirtti. Çünkü katilimcilarin büyük bir kisminda, okuyucularin öncelikle görsellere ve grafiklere bakacagi görüsü yaygindi. Oysa tam tersi oldu. Okuyucular önce haber özetlerine, basliklara ve metne bakarak okudular. Arastirma sonunda ekranda yayinlanan makalelerin % 75 inin okundugu, basili dergilerdeki makalelerin % 20- 25 i ancak okundugu ortaya çikti. Bu durum ekran okuyucusunun okuma sürecinde üst düzeyde aktif oldugunu, görsellerden çok metinlere öncelik verdigini ve metinleri daha iyi okudugunu göstermektedir (Lewenstein,2000).
Okuma Hizi: Kâgit ve ekran okuma hizi arasinda fark var midir? Bu durumu saptamak için 1980'li yillardan bu yana çesitli arastirmalar yapilmaktadir. Ilk arastirmalar ekran okumanin oldukça yavas oldugunu göstermektedir. Baccino ve Nielsen tarafindan 1997 yilinda yapilan çalismalarda ise ekran okuma kâgittan okumaya göre % 25 oraninda daha yavas oldugu belirlenmistir. Yani arastirmalarda, kâgittan okuma hizinin ekran okumaya göre üç kat daha hizli oldugu ortaya çikmistir. Bu durum iki nedenle açiklanmistir. Birincisi ekran metinlerinin dikey hareket etmesi okuyucunun yatay gidip gelen göz hareketlerini etkilemekte ve okuma hizini düsürmektedir. Ikincisi ekrandan parça parça alinan bilgilerin anlama düzeyini düsürmesi ve okuyucunun ilerlemesini engellemesidir (Baccino, 2009).
Sonraki yillarda Jakob Nielsen, okuma hizi konusunda yeni arastirmalar yapmistir. Çesitli arastirmalarda kâgit okuma, bilgisayar ekranindan okuma ve tabletten okuma karsilastirmali olarak incelenmistir. Okuyuculara Ernest Hemingway'in bir kitabindan alinan metin verilerek anlama durumlari ölçülmüstür. Arastirma sonunda tabletten okumanin kâgit okumaya göre % 6 daha yavas oldugu ortaya çikmistir. Yani eskiden oldugu gibi aradaki farkin % 25 degil, %19 azalarak % 6'ya düstügü görülmüstür. Bu durum daha iyi elektronik araçlarin üretilmesiyle ekran okuma hizinin kâgit okuma hizina yaklasacagi ve aradaki farkin hizla kapanacagini göstermektedir. Yine arastirmada okuma rahatligi açisindan tabletten okumanin diger bilgisayarlardan daha iyi oldugu saptanmistir. Buradan ekran okumanin rahatlik ve hiz açisindan kâgit kitabi yakalamak üzere oldugu sonucuna ulasilmaktadir (Hardy, 2010).
Okuma Rahatligi: Ekran okumanin görsel rahatligi konusunda da çesitli arastirmalar yapilmistir. Baccino'nun Nice Üniversitesi'nde yaptigi arastirmalara göre, ekranin görsel rahatligi giderek iyilestirilmesine ragmen yine de kâgit sayfalari okurken ya da düzeltirken ulastigimiz rahatliktan uzak oldugu sonucuna ulasilmistir (Baccino,2009).
Gartner ise kâgittan ve ekrandan okuma rahatligini okuyucularin yas durumuna göre karsilastiran bir arastirma yapti. Arastirma 2010 yilinda Kuzey Amerika, Ingiltere, Çin, Japon, Italya ve Hindistan gibi 6 ülkede 1569 kisi ile 3 ay boyunca yapildi. Sonuçlarin okuyucunun yas durumuna göre degistigi görüldü. Ipad kullanan okuyucularin % 52'si ekran okumanin kâgit okumadan daha rahat oldugunu açikladilar. Geriye kalan okuyucularin % 42'si ise kâgittan okumayi daha rahat bulmaktadirlar. Bilgisayar kullananlarin % 47 si ise ekran okumanin kâgit okumadan daha az rahat oldugunu söylüyorlar. Ekran okumanin genellikle 45 yas ve daha asagi yaslarda ve özellikle erkeklerde tercih edildigi ortaya çikti (Mem°Clic,2011).
OCDE tarafindan PISA 2009 arastirmalarinda, 18 ülkede erkek ve kiz ögrencilerin dijital çaga hazir olup olmadiklari arastirilmistir. Bu amaçla 18 ülkede ve 15 yas grubunda kiz ve erkek ögrencilerinin elektronik okuma becerileri degerlendirilmistir. Inceleme sonucunda ögrencilerin bilgisayar kullandiklari, günlük yasamlarinda bilgisayarin yer aldigi görülmüstür. Ancak ekran okuma ve bilgisayar kullanma düzeylerinin yeterli olmadigi örnegin, bilgiyi arastirma, seçme, kaynaklari elestirme gibi özel becerileri gelistirmeleri gerektigi saptanmistir. Bu incelemelere göre ekran okumada erkek ögrenciler kizlara göre daha iyi durumda bulunmaktadirlar. Kizlarin ekran okuma ve internet kullanma becerilerinin düsük oldugu, erkeklerin kizlardan daha becerikli olduklari çikmistir. Ekran okumada erkekler daha iyi sonuçlara ulasmislardir (OCDE,2011).
Yorgunluk: Ekran okumada ekran yüzeyinin isigi yansitmasi, sürekli pariltilarin olmasi, gözün seçerek okumasi, zihnin parça parça bilgileri birlestirmesi gibi nedenler, göz ve zihni yormakta, giderek genel bir yorgunluga neden olmaktadir. Ekran basinda oturus biçiminin 12 uygun olmamasi da beden yorgunlugu artirmaktadir. Görsel, zihinsel ve bedensel yorgunluk açisindan ekran okuma ilkokul ögrencilerine uzun süreli önerilmemektedir. Ekran okuma aliskanligini kolaylastirmak için metinlere ve ortama dikkat edilmelidir.
Ekranda çoklu metinlerle okuyucuya zengin bilgiler ve gezilecek bir dizi sayfa sunulmaktadir. Okuyucu okuma sirasinda bu sayfalarda gezinmekte ve oyalanmaktadir. Thierry Baccino çoklu metinler gezilecek ve okunacak bir dizi sayfa sundugu için stresi artirmakta ve çalisma gücünün % 30 kaybolmasina neden olmaktadir. Ayrica ekranda ses, görüntü, resim, sekil video gibi çok biçimli metin sunumu da yorgunluga neden olmaktadir (Baccino, 2012; Drai-Zerbid, 2012).
2.2.4. Okuma Kültürü ve Aliskanligindaki Degismeler
Ekran okumanin yayginlasmasi okuma kültürü ve aliskanliklarini da degistirmektedir. Özellikle bilgiyle iliski kurma, okuma kültürü, okuma aliskanligi gibi durumlarda önemli degismeler görülmektedir. Bunlar asagida açiklanmaktadir.
Bilgiyle Iliskiler Degisiyor: Ekran okumayla birlikte bilgiye ulasma, kullanma ve bilgi üretim sürecinde önemli degisiklikler yasanmaktadir. Özellikle bilgisayar ve internet, bilgiyi arastirma, üretme, paylasma ve ögrenme sürecini degistirmektedir. Uluslararasi düzeyde bilgi yigilmasi giderek artmakta, dev bilgi kaynaklari olusmaktadir. Arama motorlari, Web siteleri derken dünyamizda bilgi tufani baslamistir. Örnegin, Avrupa Kütüphanesi Europeana'da 32 dilde 150 milyon kaynak ve 48 ulusal kütüphane dokumani bulunmaktadir (Bélisle, 2011). Amazon'daki kitap sayisi 4 milyonu geçmekte, çevrimiçi blog sayisi 60 milyonun üzerinde ve çok sayida kisiyle bilgi paylasimi yapilmaktadir. Wikipedia'ya giris sayisi 4 milyon, YouTube üzerindeki video sayisi ise 6,1 milyonun üzerinde bulunmaktadir. Ekran okumayla birlikte çok kültürlülük ve çok dillik de gelismektedir.
Bilgi üretiminin yaninda bilgi alma süreci ve hizi da degismektedir. Eskiden bir bilgiyi arastirmak veya bir sorunun cevabini bulmak için ortalama 10 saat kitap okumak gerekiyordu. Günümüzde ise bilgiye 10 dakika içinde ulasilmaktadir. Bilgisayarin arama motorlari ile bilgi arama hizli ve seri bir sekilde gerçeklesmekte, 10 saat yerine 10 dakikada aranan bilgi bulunmaktadir (Frey, 2012). Bu süreçte okuyucu asil kaynaga dogrudan ulasmakta, ana kaynaktaki gerçek bilgiyle iliski kurmakta, bilgiden islevsel olarak yararlanmaktadir.
Bilgi tüketiminde de benzer gelismeler yasanmaktadir. Ekran okumada bilgi tüketimi daha çabuk ve yogun olmaktadir. Kaliforniya Üniversitesi'nde iki arastirmaci 2008 yilinda ABD'de yasayan insanlarin günlük ne kadar bilgi tükettiklerini arastirdilar. Bu amaçla önce bireylerin izleme, dinleme ve okuma yoluyla günlük bilgi alma sürelerini belirlediler. Ardindan alinan bilgileri kelime düzeyine indirgeyip kelimeleri saydilar ve ortalamasini aldilar. Arastirma sonunda bir kisinin günde ortalama 11. 8 saat bilgi tükettigini, bu süre içinde zihnine 100.500 kelime girdigini, yani günlük 100.500 kelime tükettigini saptadilar (Frey, 2012). Daha sonraki çalismalarda ise bu sayinin her yil % 2.6 oraninda arttigini, yani bilgi tüketiminin giderek arttigini belirlediler.
Amerikali tüketicilerin bilgi ve kelimeleri hangi kaynaklardan aldiklari da arastirilmistir. Kaliforniya San Diego Üniversitesi bu konuda 2009 yilinda "Amerikan Tüketicileri Ne Kadar Bilgi Tüketiyor?" raporu" yayinlamistir. Bu rapora göre önce Ne Kadar Bilgi? Projesi hazirlanmis ve bu proje çerçevesinde Amerikali tüketicilerin 2008 yilinda is saatleri disinda evde ve disarida tükettikleri bilgi miktarlari ölçülmüstür. Bunun için is yeri disinda gerçeklesen TV, video izleme, bilgisayar, internet kullanma, oyun oynama, gazete, dergi, kitap okuma, cep telefonuyla konusma, radyo dinleme, sinemaya gitme gibi 20 farkli bilgi kaynagi arastirmaya dâhil 13 edilmistir. Arastirma sonunda günlük tüketilen bilgilerin % 41'inin televizyondan, % 27'sinin bilgisayardan, % 11'inin radyodan, % 9' unun basili ürünlerden, çok azi da telefon, müzik ve bilgisayar oyunlarindan alindigi saptanmistir (Report, 2009). Günlük tüketilen bilgilerin sadece % 9'u basili ürünlerden alinmaktadir. Oysa 1960' li yillarda basili ürünlerin payi % 26 oraninda gerçeklesiyordu. Bu durum 1980 yilinda % 12'ye 2008 yilinda ise % 9'a düsmüstür. Bu düsmenin gelecekte de sürecegi, bilgi tüketiminde basili ürünlerin payinin çok azalacagi tahmin edilmektedir. Diger taraftan bilgisayar devriminin 1981 yilinda ciddi bir sekilde baslamasi, bir bilgi kaynagi olarak evlere girmesi, ekran okuma ile bilgi tüketiminin % 27 'ye yükselmesini getirmistir. Ekrandan bilgi tüketimi basili ürünlere göre üç kat fazla olmaktadir.
Okuma Kültürü Degisiyor: Kâgit okumada uzun yillar basili ürünlerle olusturulan bir kültür hâkimdi. "Dünyayi yöneten, kalem, mürekkep ve kâgittir." anlayisi yaygindi. Kitap otorite olarak kabul ediliyor ve üst düzeyde saygi gösteriliyordu. Kitaplarda yazilan bütün bilgiler dogru kabul ediliyor aynen uygulaniyordu. Oysa bilgisayar dünyasinda okuma kültürü artik eskiden oldugu gibi kâgit kitaba dayali degildir. Eskiden bu yana otorite olarak kabul edilen kitaba saygi azalmaktadir. Çünkü kâgit kitapta yazili bilgiler hizla degismekte, bu durum kitabin kisa sürede degerini yitirmesine neden olmaktadir. Içindeki bilgilerin eskimesi kitabin rafa kaldirilmasini getirmektedir. Ekran okumada ise en son bilgilere ulasilmakta ve tercih nedeni olmaktadir. Ayrica ekranda sunulan resim, video, metin ve dokümanlarla çok yönlü, çok dilli ve çok kültürlü bir etkilesim söz konusudur. Ekran okuma ile yeni bir kültür olusturmak gerekmektedir. Çünkü ekrandan okuma ile metin üzerinde yerellesme ve yogunlasma, sessiz ve hareketsiz bir vücut ile okuma basladi.
Diger taraftan kâgit kullanimi konusunda bazi arastirmalar uyarici olmaktadir. Örnegin UNESCO'nun verilerine göre 1975-1997 yillari arasi dünyamizda kâgit tüketimi iki katina çikmis ve 28 milyon ton metreyi geçmistir. Kisi basina düsen 7 kg. metrelik kâgit tüketim orani 15 kg. metreye çikmistir. Böyle giderse yakin bir gelecekte dünyamizda orman kalmayacak ve küresel felaketler hizlanacaktir. Dünyamizdaki doga dengesini de düsünerek e-kitaba ve ekran okumaya yönelik çalismalar yapilmasi gerektigi dile getirilmektedir.
Okuma Aliskanligi Degisiyor: Çocuklara kitap okuma aliskanligini kazandirmak ve okumaya güdülemek için uzun yillar çesitli etkinlikler yapilmaktadir. Örnegin kitap okuyarak çocuga örnek olma, evde kitaplar hakkinda konusma, kitap hediye etme, her çocuga bir kütüphane olusturma, çocugu kitap evlerine, kütüphanelere ve kitap fuarlarina götürme, kitap seçimi konusunda yönlendirme, imza günlerine götürme ve yazarlarla konusmalarini saglama, kitapla ilgili dergileri, yazilari ve televizyon programlarini takip etme gibi etkinlikler. Bu etkinlikler ekran okumayla birlikte yavas yavas kaybolmakta yerini mesaj okuma, e-posta okuma vb. almaktadir.
Kansas Devlet Üniversitesi uzmanlarindan Lotta Larson, ilkögretimde elektronik kitap kullanan genç okuyucularin okuma becerilerinin daha hizli gelistigini açiklamaktadir. Larson'un yeni arastirmasina göre elektronik kitap kâgit kitaba göre ögrencileri okumaya daha fazla güdülemekte ve metinlerle etkilesimini artirmaktadir. Oysa kâgit kitaplar ögrenciyi okumaya güdelemede zayif kalmaktadir (Larson,2010).
2.2.5. Metin Boyutundaki Degismeler
Kâgit kitaplarda çesitli basim özellikleri uygulanmaktadir. Özellikle forma sayisi, cilt tipi, kapak düzenleme vb. üzerinde önemle durulmaktadir. Kâgit kitaplarda spiral, karton ve bez cilt olmak üzere üç tip cilt kullanilmakta, kitabin cilt tipi yönüyle saglam ve kolayca açilmasina dikkat edilmektedir. Kitaplarda kullanilan kâgit kalitesi de önemlidir. Kâgit kalin ve sürekli çevirmeye uygun, dayanikli olmalidir. Ayrica, kâgidin isigi emici türden seçilmesi de okuma islemini kolaylastirici olmaktadir. Sayfa düzenleme teknikleri olarak kelime, cümle, paragraf ve metinleri etkinlestirme, sayfa kenar bosluklari ile sayfa numaralarini belirleme, baslik, resim ve sekillerin yerlestirilmeleri ile ilgili çalismalar yapilmaktadir. Kelime ve cümleleri etkinlestirmek için italik karakterle yazma, koyu karakterle yazma, altini çizme, renkli yazma, tirnak içine alma, büyük harflerle yazma ve büyük puntolarla yazmadir. Paragraflari birbirinden ayirmak için kullanilan dört tip basim uygulamasi vardir. Bunlar satirbasi yapma, düz yazma, çikintili yazma ve renk kullanmadir.
Ekran metinleri, okuyucunun bilgileri rahatlikla alacagi ve kâgittan alistigi biçimde okuyacagi sekilde düzenlenmektedir. Bunun için 'görsel ve zihinsel okunabilirlik' ölçütleri kullanilmaktadir. Görsel okunabilirlik için ekranda kitaba benzer sayfalar, yogun metin, az resim vb. durumlardan kaçinilmaktadir. Yazilar kolon halinde yazilmamakta ve gereksiz çerçeve kullanilmamaktadir. Satir uzunluklari kisa olmali, gözün soldan saga gidip gelmesini ve bir sonraki satiri bulmasini kolaylastirmalidir. Bir cümle 10-15 kelimeyi geçmemelidir. Bu durum bilginin zihinde tutulmasi için zorunlu sayi olmaktadir (Quéré, vd.1997).
Ekran metinlerindeki yazilar ve yazi türleri de okuma açisindan önemli olmaktadir. Çesitli arastirmalarda büyük ve küçük harflerle yazilmis metinlerin okuyucunun okuma, anlama ve zihinde yapilandirma süreçlerine etkisi incelenmistir. Arastirmalar sonunda ekran okumada küçük harflerle yazilmis bir metnin büyük harflerle yazilmis bir metne göre % 14 oraninda daha hizli okundugu ortaya çikmistir (Giezendanner, 2008).
2.2.6. Ortam Boyutundaki Degismeler
Ekran okumada okuma durus ve ortami da degismektedir. Okuma ortamini iyi düzenlemek gerekmektedir. Kâgit kitapta dik durus istiyoruz ancak çogu zaman kitabin üzerine egilerek okuyoruz. Bilgisayar ekrani karsisinda ise dik bir pozisyonda okuyoruz. Ancak bu durusun ergonomi açisindan uygun olmasi için bilgisayar ekraninin çok iyi yerlestirilmesi gerekmektedir. Monitör göz hizasinin 10- 15 derece altina gelecek sekilde, okuyucunun basini yukari kaldirarak degil, hafif asagiya egerek okuyacak sekilde yerlestirilmelidir. Tablet bilgisayar ise okuma pozisyonunu seçmek için okuyucuya özgürlük tanimaktadir.
Okuma ortaminda önce isik düzenine önem verilmektedir. Isigin yetersiz olmasi gözleri yormakta ve bazi göz hastaliklarina neden olmaktadir. Ekranin renk ve parlaklik ayarina dikkat edilmektedir. Ekranin parlaklik derecesi düsürülerek göze gelen isik azaltilmaktadir. Ekran zemin renginin açik renk olmasi gerekmektedir. Koyu renkli zemin etraftaki açik renkli esyalarla (duvar, açik renk mobilya, vb.) zitlik yaratacak ve gözün daha fazla yorulmasina neden olmaktadir. Ekran okumada gözler sik sik kirpilmalidir. Bu islem gözlerin kurumasini ve çabuk yorulmasini önleyici olmaktadir. Okumaya 10-20 dakikalik aralar verilerek gözler dinlendirilmeli, lens veya gözlüklerin bakimi iyi yapilmali ve temizlenmelidir (Günes,2015).
SONUÇ
Ekran okuma ile okuma amaçlari, süreçleri, yöntem ve teknikleri, okuyucunun göz hareketleri, anlama ve zihinde yapilandirma becerileri degismektedir. Zihnimiz ve düsünme biçimi degismektedir. Metinler, ortam, bilgiyle iliskiler ve okuyucu tipi degismektedir. Ekran okuma yeni okuma, anlama, düsünme ve zihinsel becerileri gerektirmektedir. Diger taraftan ekran okuma ile bir dünyadan digerine geçilmektedir. Yani 19. yüzyilin geleneksel dünyasindan 21. yüzyilin bilgi dünyasina, enformatik ve dijital dünyaya geçilmektedir. Bu dünyada bilgiyi seçme, kisilestirme, üst düzeyde yararlanma ve etkilesimsel okuma öne çikmakta, daha demokratik bir toplum olusturmak için bilgiye kolay ulasim amaçlanmaktadir.
Böyle bir dünyada ülkemizin hizla ilerlemesi, okuyan, düsünen, anlayan, sorgulayan ve sorun çözen bireyler yetistirilmesine bagli bulunmaktadir. Bu süreçte bilgi teknolojilerini kullanma, ekran ve e-kitap okuma çok önem tasimaktadir. Basili ürünleri okuma ögretimi kadar ekran ve e-kitap okuma ögretimine de önem verilmeli, gerekli çalismalar yapilmali, gelecegin daha karmasik teknolojilerine hazirlikli okuyucular yetistirilmelidir.
SUMMARY
Today, rapidly developing science and technology has a direct impact on education, and leads to changes in approaches, methods, tools and equipment which have been used for years. In the schools, where such print materials as books, magazines and encyclopedias were used, it is now such tools as computers, televisions and video that stand out. With these tools, it is easier to access knowledge, make research, share knowledge and learn. And this directs many people to electronic devices instead of print materials, and enables them to learn new information on the screen. Thus, reading skills developed based on print materials change. These skills are replaced with new concepts and skills such as "screen reading" and "thinking based on screen". Screen reading is now the primary choice of those individuals who want to access up-to-date information, follow-up the innovations, develop themselves and continue learning. These developments are also seen in the schools and screen reading is becoming widespread among students.
Reading is one of the learning areas which provides the highest contribution to cognitive development. Reading is not only discovering the letters, understanding and constructing knowledge in the brain. Reading, also, voluntarily contributes to the meaning of writing. In other words, it is individual's comprehension of what is written using his/her prior knowledge and construction of new meanings. Thus, beyond understanding the text, the reader measures and implements the value and significance of the information given in the text, constructs new meaning and expands the knowledge and as a result, produce new knowledge. The reader asks questions and searches these questions and as a result, questions himself/herself and the World. The reader also compares his/her mentality with what is written in the text and also, questions his/her knowledge and what is written on the text. As a result, s/he improves himself/herself, his/her mentality, and develops his/her language, cognitive, emotional and social skills. Reading does not only have a significant role in the development of the individual but also in the development of the family, society, nation, country and the World.
Today, various theories and models are used to teach reading efficiently. These are developmental, transactional, interactional and reading technique models which have become known with constructivist education theory. According to developmental model, the development of reading skills starts as of the pre-school period and continues till advanced ages. According to transactional model, reading occurs with the combination of the recognition of words and understanding. According to reading techniques model, the reader must apply various techniques while developing reading skills. According to interactional model, teaching reading and development of reading skills depend on the interaction between the reader, text and the medium. According to interactional model, which was developed based on the views of Bruner and Vygotsky, reading occurs based on the continuous interaction between these three variables.
Screen reading is reading from computer, TV, mobile phone and tablet screens. Screen reading is an active process during which individual creates new meaning from what is given on the screen and constructs it. This process involves various operations of our eyes and mind such as seeing, understanding and constructing in mind. During screen reading, the individual analyzes the text carefully, chooses the ones that s/he is interested and considers important, searches for their meaning, interprets and puts it into his/her mind.
The interest, aim, skills, general culture and motivation of the reader effects the the screen reading process positively. In recent years, screen reading has been spreading rapidly among children and young people whilst reading from print books has been diminishing.
Screen reading activates various parts of our brain, and develops such processes and skills as paying attention, monitoring complex ideas, controlling, taking fast decisions. This case effects the ways of thinking and leads to the development of a new way of thinking called "thinking based on screen". With this new way of thinking, the cognitive structure of the students also change. In other words, sreen reading effects the way we think and the way of thinking developed while reading print materials is disappearing. And it is replaced by 'thinking based on screen'. Thinking based on screen is a very changeable, active, multivariate and complex and also very scattered way of thinking. It is claimed that in the future, most people will have this way of thinking based on screen and that systematic and in - depth thinking will reduce.
Screen reading causes to changes in different dimensions as the text, the reader's skills and the reading environment. These are mostly observed in the concept of reading, the aims of teaching reading, reading skills, reading process, reading culture and reading habit, the presentation of the text and medium dimensions. There are significant differences between reading from print materials and screen reading in terms of the movement of the eyes, attention, comprehension, remembering and cognitive skills. With screen reading, there are changes in such things as the methods and techniques in reading, the reading speed, concentration to reading and convenience, tiredness. The spread of screen reading changes the reading culture and habits. These changes are particularly seen in making connection with knowledge, reading culture and reading habits.
With screen reading, the reading objectives, processes, methods and techniques, readers' eye movements, comprehension and cognitive construction skills change. Our minds and way of thinking change. Texts, medium, connection with the knowledge and reader type change. Screen reading necessitates new reading, comprehension, thinking and cognitive skills. On the other hand, screen reading is a transfer from one World to another. In other words, it is a transfer from the traditional 19th century to the information, informatics and digital World of the 21st century. In this World, choosing knowledge, personalizing, utilizing from it at the highest level and interactive reading stands out and the aim is to enable easy access to knowledge in order to create a more democratic World.
In such a world, for our country to develop fast, it is necessary to educate individuals who read, think, understand, question and solve problems. In this process, using information technologies and reading screen and e-boooks are highly important. Teaching screen reading and e-book reading should also be paid sufficient attention as much as teaching print reading; necessary work should be carried out and readers who are ready to handle the complex technologies of the future should be educated.
KAYNAKLAR
Baccino, Thierry (2012). la question de la lecture à l'écran, colloques consacrés aux tablettes numériques à l'école ,Ecritech à Nice les 5- 6 Avril 2012,France
Baccino,Thiery (2009)Aspects négatifs et bienfaits de la lecture sur écran, ActuaLitté, 10/09/2009.
Bélisle, Claire (2011). Du Papier À L'écran :Lire Se Transforme,Bordeaux,16 Juin 2011.
Colombain, Jérôme (2009). La lecture sur écran sollicite davantage le cerveau,France Info,03.09.2009.
Drai-Zerbid, Véronique .(2012).Usages pédagogiques des tablettes au CRDP, Grenoble le 25 Avril 2012 , France.
Frey, Thomas(2012).The Future of Innovation Global Trends & the New Innovation Landscape DaVinci Institute,Louisville, [email protected].
Frey, Thomas.(2009).Egitimin Gelecegi, 2009 Fütüristler Zirvesi, Fütüristler Dernegi,Istanbul
Giasson, Jocelyne. ( 1996). La compréhension en lecture. Boucherville : Gaëtan Morin.
Giasson, Jocelyne.(1997). La lecture. De la théorie à la pratique. Bruxelles : De Boeck.
Giezendanner,François Daniel.(2008) Les minuscules augmentent l'identité visuelle des mots http://icp. ge.ch/sem/cms-spip/spip.php?
Günes,Firdevs.(2015).Etkinliklerle Hizli Okuma ve Anlami Yapilandirma, Ankara: Pegem A
Günes,Firdevs.(2014).Türkçe Ögretimi Yaklasim ve Modeller Ankara: Pegem A.
Hardy, Jean-Marc ( 2010).Confort de lecture : l'écart entre l'écran et le papier se réduit, 3 juillet 2010
Larson, Lotta.(2010) le livre électronique motive les jeunes lecteurs, rire.ctreq.qc.ca, 20/04/2010. .
OCDE(2011).La lecture électronique à 15 ans , Résultats PISA 2009. Cahiers des Sciences de l'Éducation, Université de Liège (aSPe) - 32/2011
MEB. TTKB (2005). Ilkögretim Türkçe Dersi Ögretim Programi ve Kilavuzu,Ankara: MEB Basimevi.
Mem°Clic ( 2011).la lecture sur écran plus aisée que sur papier ? Le 12/05/2011,Mem°Clic
Miratech,(2010), La lecture sur un iPad est plus superficielle que sur un journal, http:// miratech.developpez.com/tutoriels/mac/lecture-sur-ipad-est-plus-superficielle-que-sur journal/
Nickerson, R. S.(1988). «On Improving Thinking Through Instruction » dans Review of Research in Education, vol. 15, 1988, p. 3-57.
Report, 2009, Report on American Consumers, San Diego, 9 Aralik 2009.
Romano, G. (1992). Comment favoriser le développement des habiletés de pensée chez nos élèves, Pédagogie Collégiale,Vol. 6 no:1.
Quéré,Y,Leguay,I, Robert,N., Mesnager,J.,Jarry,J-P.(1997) Lecture, informatique et nouveaux médias 1997, l'Observatoire National de la Lecture, Ministère de l'Education Nationale, France.
Testart-Vaillant, Philippe et Bettayeb, Kheira(2009). La lecture change, nos cerveaux aussi ebook, Internet, smartphone..., Science et Vie, n°1104, septembre 2009, p. 42-57.
Yvert, Benoît.(2007). Livre 2010, la mort du livre ? Le Président du CNL, L'émission "Masse critique" (France Culture) du samedi 20 Octobre 2007, France. (Source : message Biblio.fr du 19/10/2007.
Firdevs GÜNES, Prof. Dr., Bartin Üniversitesi, Egitim Fakültesi, [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Bartin University, Faculty of Education Feb 2016
Abstract
The rapid developments in information and communication Technologies caused to significant changes in the field of reading. Reading based on print materials has changed and been replaced by such skills as "screen reading" and "thinking based on screen". It is claimed that in the following years, computers will be more and more widespread, students will completely stop using printed books and focus on screen reading. The advantages and disadvantages of this is still examined. Studies indicate significant differences between reading from paper and screen reading. These are mostly on the eye movements, attention, comprehension, thinking and cognitive skills. The fact that texts on the screen moves constantly, that the pages come one after another affect the eyes and minds of the reader and that makes finding and remembering where the information is difficult. That the text on the screen is seen partially makes it difficult to combine and understand the information on the text difficult. Our minds spend more effort to combine and understand the information that is on the screen and that passed from the screen. In addition to all these difficulties of screen reading, it has significant benefits. One of them is that it improves language skills as well as cognitive and social skills. Screen reading activates various parts of our brain and develops such skills as monitoring complex ideas, controlling, multidimensional thinking, taking fast decisions etc. Thus, reading on paper, which has been in practice for years, as well as text, environment and reader type are changing. And this effects and changes both the reading culture and reading habits. Teaching students screen and e-book reading should be considered in the process of education as much as reading print materials and our students should be enabled to be ready for complex technologies of the future.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer