Content area
Full Text
Elli beş yaşında erkek olgu dermatoloji polikliniğine sağ kulakta iki haftadır devam eden kızarıklık ve şişlik şikayeti ile başvurdu. Olgunun kulağında ağrı şikayeti mevcuttu ancak kaşıntı ya da akıntısı yoktu. Travma öyküsü yoktu. Hastanın öyküsünde bir aydır devam eden inatçı öksürüğü vardı ve akciğer enfeksiyonu ön tanısı ile çeşitli oral ve intramüsküler antibiyotikler ile tedavi edilmeye çalışılmıştı ancak fayda görmemişti. Öksürüğün başlamasından iki gün sonra sol gözde kızarıklık gelişmişti. Hastanın göz kızarıklığı da topikal siklopentolat ve çeşitli antibiyotik damlalardan fayda görmemişti. Hastanın ayrıca hemorajik nazal akıntısı vardı ve iki hafta önce sinüzit tanısı konulmuştu. Hasta bu şikayeti için de çeşitli antibiyotikler ile tedavi edilmeye çalışılmış ancak hiç fayda görmemişti. Ek olarak hastanın her iki dizinde artraljisi mevcuttu. Özgeçmişinde hipertansiyon ve diyabet mevcuttu, metformin ve gliklazid kullanıyordu. Olgu hiç sigara içmediğini belirtti. Olgunun aile öyküsünde herhangi bir özellik yoktu. Dermatolojik muayenede sağ kulakta eritem, ödem ve hassasiyet mevcuttu (Resim 1). İğne ile aspirasyonda herhangi bir sıvı ya da püy gelmedi. Olgunun ayrıca sol gözünde konjunktival hiperemi mevcuttu (Resim 2). Laboratuvar incelemelerinde beyaz küre sayısı 13200 /ųL (artmış nötrofil oranı %71,8 ve azalmış lenfosit oranı %19,5), sedimentasyon 82 mm/saat, C-reaktif protein 72,0 mg/L olarak tespit edilirken ANA, ANCA ve HLA-B27 negatifti. Akciğer grafisinde artmış bronşiyal gölgelenme vardı ve tanısal değildi (Resim 3). Sağ kulaktan yapılan punch biyopsinin histopatolojik incelemesinde subkutan doku ve kıkırdak dokuda lenfosit ağırlıklı enflamatuvar hücre infiltrasyonu izlendi.
Olgunun tanısı
Tanı: Tekrarlayan polikondrit
Solunum bulgularına eşlik eden kırmızı ve şiş kulak ile kırmızı gözün ayırıcı tanısında çeşitli enfeksiyöz ve enflamatuvar hastalıkların yanı sıra tekrarlayan polikondrit mutlaka düşünülmelidir'kTekrarlayan polikondrit kıkırdaksı dokuların fibröz konnektif dokuya dönüştüğü, nadir görülen, enflamatuvar ve dejeneratif sistemik bir otoimmün hastalıktır3-5. En sık tutulan kıkırdak yapılar kulaklar ve burnun elastik kartilajı, periferal eklemlerin ve trakeobronşiyal ağacın hiyalin kartilajı ve aksiyal iskeletin fibrokartilajıdır3. Göz de sıklıkla etkilenmektedir6. Etiyopatogenezde mikrobiyal ısı şok proteinleri ile kıkırdak arasında yapısal benzerliğin önemli olduğu öne sürülmüştür3. Tekrarlayan polikondritin tip 2 kollajene ve/veya matrillin-1'e karşı gelişmiş Th1 hücresel immün reaksiyon ve otoantikor gelişimi sonucu ortaya çıktığı düşünülmektedir3. Hastalık ani başlangıçlı ve tekrarlayıcı özelliktedir3. Hastaların %66,7-73'üne başlangıçta yanlış tanı konulduğu ve sonuçta tanının geciktiği bildirilmiştir3,6. Kulak, burun, periferal eklemler ve göz tutulumu çeşitli araştırmalarda en sık bildirilen 4 klinik...