It appears you don't have support to open PDFs in this web browser. To view this file, Open with your PDF reader
Abstract
Tarih öncesi devirlerde ölüm kavramı ve mezar uygulamalarının en erken ne zaman başladığı ve ölülerini gömen ilk insanların bunu hangi amaçlarla yaptıkları tartışmalı bir konudur. Paleolitik Çağ’da yaşamış insanların sembolik dünyalarıyla ilişkilendirilen ve mezar olarak tanımlanan buluntu alanları bu anlamda en çok dikkat çeken materyallerdir. Bu tür buluntu alanları Afrika, Asya ve Avrupa kıtalarında yer alan yerleşim yerlerinde en azından 100,000 yıl öncesinden bilinmektedir. Çalışmamız bu yerleşim alanlarında mezar olarak tanımlanmış buluntuları ve bunlarla ilişkili görünen diğer verileri eldeki bilgiler ışığında değerlendirmek ve bunların açıklanmasında gerekli olan bazı önemli süreçleri özetlemeyi amaçlar. Simgesel düşünce, din ve ritüel uygulamalarla da açıklanmaya çalışılan paleolitik mezarları ve içlerinden çıkan buluntular, bu zamanlarda yaşamış insanların soyut ve manevi dünyalarıyla ilgili birtakım ipuçları da vermektedir. Bu durum ‘simgesel düşünce’, ‘öteki dünya’ veya ‘din’ anlayışının çok erken zamanlarda başlamış olabileceğine işaret eder. ‘Yamyamlık’, ‘kafatası kültü’ ve mezarlarda aşı boyası gibi bulgulardan yola çıkılarak açıklanmaya çalışılan ‘yeniden doğuş umudu’ veya ‘ruh anlayışı’ gibi ortaya atılan daha pek çok kavram konunun önemini ortaya koyar. En erken mezar olarak tanımlanan bulgularla Orta Paleolitik (Mousterian) dönemde karşılaşılmakta ve Üst Paleolitik dönemde (Gravettian ve Magdelenian evrelerde) bunların çok daha karmaşık bir hal almaya başladıkları görülmektedir. Bu bağlamda çalışmamızın kronolojik sınırlaması Paleolitik Çağ olarak belirlenmiştir. Orta Paleolitik döneme tarihlenen anatomik açıdan modern görünümlü Homo sapiens ve Homo neandertalensis ile ayrıca Üst Paleolitik dönemin sonlarına tarihlenen ve mezar olarak tanımlanan Homo sapiens buluntu alanları çalışmamız kapsamında ele alınmıştır.