Content area
Full Text
Özet
1215'te İngiltere Kralı John'a zorla imzalatılan Magna Carta, Parlamento'nun mutlak monarşiye karşı kazandığı gücü anlamak için önemli bir başlangıç olarak kabul edilebilir. Bu bağlamda Magna Carta ile başlayan İngiliz Parlamentosu'nun mutlak monarşiye karşı güç kazanma sürecini kavrayabilmek için 1258 Oxford Şartları, 1381 "Köylü Ayaklanması", Kral IV. Henry'nin iktidar dönemi, 1628'de yayınlanan Haklar Bildirisi, 1679 Habeas Corpus Act, 1689'da ilan edilen Haklar Yasası ve 1701 Veraset Yasası'nın bir bütün olarak değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Bunun yanında çalışmada, İngiliz Parlamentosu'nun güçlenmesinin, Britanya İmparatorluğu'nun büyümesine ve ayakta kalmasına yaptığı etki analiz edilecektir.
Anahtar Kelimeler: Magna Carta, Oxford Şartları, Köylü Ayaklanması, IV. Henry, Haklar Bildirisi, Haklar Yasası.
Abstract
To understand the process of strengthening of the English Parliament against absolute monarchy, Magna Carta could be considered as an important start which King John of England was forced to sign in 1215. In this context starting with the Magna Carta, 1258 Provisions of Oxford, 1381 The Peasants' Revolt, ruling period of King Henry IV of England, 1628 Petition of Rights, 1679 Habeas Corpus Act, 1689 Bill of Rights and 1701 Act of Settlement could be considered as a whole to comprehend the process of strengthening of the Parliament against absolute monarchy. In addition, the effect of the strengthening of the Parliament on the growth of the British Empire and its survival will be analysed in this study.
Key Words: Magna Carta, Provisions of Oxford, The Peasants' Revolt, King Henry IV, Petition of Rights, Bill of Rights.
GİRİŞ1
1215'te İngiltere Kralı John'a zorla imzalatılan Magna Carta (Büyük Ferman) ya da diğer ismi ile Magna Carta Libertatum (Büyük Özgürlük Fermanı), İngiltere'de Kral'ın yetkilerini büyük ölçüde kısıtlaması bakımından önemli bir belge olarak kabul edilmektedir. Ancak Magna Carta'nın ortaya çıkışı ve mutlak monarşinin güç kaybetme sürecinin anlaşılabilmesi için o dönemde İngiltere'de var olan feodal sistemin bilinmesi bir gereklilik olarak görülebilir. Normandiya Dükü William'ın 1066 Hastings Savaşı'nda Kral Harold'a karşı kazanmasıyla başlayan Norman döneminin yönetimsel olarak İngiltere'ye taşıdığı feodal sistemin, topraklarını doğrudan kraldan alan veya kiralayan feodal lordların sayı ve gücünün artmasını beraberinde getirdiği ifade edilmelidir.
Yönetimde güç sahibi olan din adamlarının yanında feodal lordların da etkilerinin artması, kralların alacakları kararlarda daha dikkatli davranmalarını gerektirmiştir. Bu gerekliliğin yeterince "anlaşılamamış" olduğu durumlarda yaşanan olayların, İngiltere'de mutlak monarşi uygulamalarının zayıflamasına neden olacak sürece hızlandırıcı bir...