Content area
Full Text
ÖZ
Anahtar Kavramlar: Kamu Harcamaları, Vergi Gelirleri, Asimetrik Nedensellik, Türkiye
Kamu harcamaları ve vergi gelirleri arasındaki ilişki, bütçe açığı sorunu yaşayan ülkeler açısından kilit bir rol oynamaktadır. Bu sorunu ortadan kaldırabilmek için harcamalar ve vergi gelirleri arasındaki nedensellik ilişkisinin test edilmesi önem arz etmektedir. Çalışmada Türkiye ekonomisinin aylık verilerinden oluşan veri setiyle kamu harcamaları ve vergi gelirleri arasındaki ilişki asimetrik nedensellik testi ile incelenmiştir. Test sonuçlarına göre Türkiye'de kamu harcamaları ve vergi gelirleri arasında asimetrik bir nedenselliğin olduğu tespit edilmiştir. Bütçe açığını azaltmada bu asimetrik ilişkinin dikkate alınması politika başarısı için önemlidir.
GİRİŞ
Bütçe açıklan, günümüzde birçok ülkenin karşı karşıya kaldığı önemli sorunlardan biridir. Bu sorunun ortaya çıkmasındaki temel faktörlerden biri ise kamu kesiminin, iktisadi ve sosyal işlevlerinin artmasıdır. Özellikle Keynesyen yaklaşımın; devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiği düşüncesi ve bütçe denkliğinden çok ekonomik dengeye atfettiği önem, ilerleyen dönemlerde birçok ülke ekonomisinin bütçe dengesi üzerinde baskıların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bununla birlikte ekonomik krizler, savaşlar, sübvansiyonlar ve sosyal devlet anlayışının etkisiyle birlikte kamu kesimi faaliyetleri artmış ve bu faaliyetlerin ne şekilde finanse edileceği ülke ekonomileri açısından önemli hale gelmiştir.
Ülkeler nezdinde bütçe açıklarının olumsuz etkilerinden en önemlisi, enflasyonist baskıları artırmasıdır. Enflasyon sürecinde ortaya çıkan durum, toplam talep miktarının toplam arzdan fazla olmasıdır. Söz konusu durum da toplam tasarruf ve yatırım arasında bir dengesizliğin oluşmasına yol açmaktadır. Bunun nedeni, bütçe açığının kapatılması için devletin borçlanma yoluna gitmesi ve bunun sonucu olarak da faiz oranlarının artması ve devamında yatırım düzeyinin düşmesidir. Bütçe açıklarının ortaya çıkardığı bu etkiler en genel ifade ile ekonominin işleyişini bozucu etki yapmaktadır (Tüğen, 1991: 94-97).
Türkiye açısından da 1980 sonrasında enflasyonist baskıların arttığı ve bu baskıdan kurtulmak için birtakım önlemlerin alındığı görülmektedir. 24 Ocak 1980 kararları olarak ifade edilen bu önlemler, gerek harcama gerekse de gelir açısından ele alınmıştır. Bu noktada harcama politikasında dikkat çeken tedbirler; kamu borçlarının azaltılması ve bütçe açıklarının ortadan kaldırılabilmesine yardımcı olmak amacıyla kamu harcamalarının azaltılması olarak ifade edilebilir. Kamu gelirleri politikası açısından ise hedefler; tasarrufları, yatırımları ve ihracatı teşvik edici düzenlemelerin yapılması ve vergi gelirlerinin artırılması amacıyla yeni vergi uygulamalarının düzenlenmesi olarak ifade edilebilir (Başol, Başol, 1992: 60-65). Bu noktada alınan tedbirlerin kısmen faydalı olduğu söylenmekle birlikte ilerleyen yıllarda enflasyonist baskılar ve ekonomik istikrarı bozucu etkiler görülmeye devam etmiştir. 2000'li yıllarında başında yaşanan kriz, bu durumun önemli göstergelerinden...