Content area
Full Text
ÖZET
Bu yazida, yakin gelecekte Amerikan Psikiyatri Birligi (APA) tarafindan son sekli verilecek olan DSM-5 sinisandirma sistemindeki cinsel islev bozukluklari tanilarinda önerilen degisikliklerin ve gerekçelerinin gözden geçirilmesi hedesenmektedir. Ayrica, DSM-5'in cinsel islev bozukluklari sinisandirmasinda dikkati çeken temel noktalari ve Hiperseksüel Bozukluk, Genito-Pelvik Agri/Birlesme Bozuklugu ve Cinsel Ilgi/Uyarilma Bozuklugu gibi yeni önerilen tanilar da tartisilacaktir. (Nöropsikiyatri Arsivi 2011; 48 Özel Sayi 1: 1-6)
Anahtar kelimeler: DSM-5, sinisandirma, cinsel islev bozukluklari
ABSTRACT
The aim of this paper is to provide an overview of the proposed revisions and rationales for diagnosis of sexual dysfunctions in the DSM-V which will be finalized by the American Psychiatric Association (APA) in the near future. The remarkable key points in the DSM-V in the classification of sexual dysfunctions and the new proposed diagnoses like hypersexual disorder, genito-pelvic pain/penetration disorder and sexual interest/arousal disorder will also be discussed. (Archives of Neuropsychiatry 2011; 48 Supplement 1: 1-6)
Key words: DSM-5, classification, sexual dysfunction
Giris
Çesitli ülkelerde yapilan epidemiyolojik çalismalar, cinsel islev bozukluklarinin yasam boyu prevalansinin %30-50 arasinda degistigini, genel olarak kadinlarda daha sik ortaya çiktigini, en sik rastlanan cinsel islev bozuklugunun kadinlarda cinsel istek azligi, erkeklerde ise erken bosalma oldugunu, diger sik rastlanan sorunlarin ise erkeklerde sertlesme bozukluklari ve cinsel istek azligi ile kadinlarda orgazm bozukluklari ve cinsel agri bozukluklari oldugunu ortaya koymaktadir. Farkli kültür ve toplum yapilarina, yas, cinsiyet, eslik eden bedensel ve psikiyatrik hastaliklara göre tani dagilimlari ve oranlarda degisiklikler olsa da yüksek prevalans oranlari bütün dünyada birbirine benzemektedir (1-4).
Cinsel yasamda karsilasilan sorunlarin çözümü konusunda geçtigimiz yüzyil içerisinde çok önemli gelismeler olmakla birlikte, cinsel sorunlarin çok etkenli biyolojik dogasi, psikososyal ve kültürel unsurlardan kolayca etkilenen kirilgan yapisi gibi nedenlerle yeni bin yila girerken bu alan kafa karisikliginin sürdüg ü bir alan durumundaydi. Tip dünyasinda varolan önyargi- lar, cinsellik ve cinsel islevlerin uzun yillar tibbin bir alani gibi görülmemesi, tip ve uzmanlik egitimlerinde yeterince yer verilmemesi gibi sorunlar cinsel islev bozukluklarinin tanimlanmasi, sinisandirilmasi ve tedavilerinin gelismesinde bir engel olusturmustur. Bu sorunlar günümüzde de kismen sürmektedir.
1960'li yillarda Masters ve Johnson çiftinin insan cinselligini laboratuar ortaminda ilk kez sistematik biçimde incelemeleri, bulgularina dayanarak olusturduklari ve basta Helen Singer Kaplan olmak üzere çesitli terapistler tarafindan sonraki yillarda daha da gelistirilen cinsel terapiler, 1980'li yillarda AIDS'in ortaya çikmasi ve özellikle 1990'li yillardan itibaren...