Content area
Full Text
ÖZET
Büyük Mogol istilâsi Adriyatik kiyilarina ulastigi devirlerde, Avrupa Hiristiyan dünyasi bu müthis istilâ karsisinda dehsete düsmüs ve bir takim önlemler düsünmeye baslamisti. Papalar tarafindan görevlendirilen elçilik heyetleri, Mogollari kendi siyasal yararlari hesabina kazanabilmek amaciyla, daha çok Karadeniz'in kuzeyinden Mogol baskenti Karakurum'a kadar gitmislerdi. Bunlardan ikisi Plano Carpini ile Rubruk'tur. Fransisken tarikatina mensup olan bu elçiler, Karadeniz'in kuzeyinden yapmis olduklari yolculuklari sirasinda cografi, tarihi, sosyal ve kültürel anlamda görüp, duyduklarini seyahatname seklinde kaleme almislardir. Çalismamizda bu Avrupali elçi ve seyyahlarin eserlerindeki Karadeniz kuzeyi ile ilgili bilgiler, diger kaynaklarla karsilastirilarak ele alinmistir.
Anahtar Kelimeler: Carpini, Rubruk, Mogol, Karadeniz, Tatar
ABSTRACT
As the Great Mongol invasion reached the shores of Adriatic, European Christian world was terrified and they intended to take some precautions. Some legations, which were designated by popes, went to Kara Kurum (capital of Mongolia) from Black Sea's North shores for gaining Mongolians to their own political benefits. Two of them are Carpini and Rubruk. Those two Fransiscan ambassadors written down their geographical, historical, social and cultural observation as a travel book. In our study we examined the informations about the North of Black Sea in those two ambassador's travel books by crossreferancing other sources.
Keywords: Carpini, Rubruk, Mongol, Black Sea, Tatar
Carpini'nin ve Rubruk'un seyahatnâmeleri, tarihsel açidan cografyalarda olusan özgül kosullardaki siyasal dönüsüm mekanizmalarina isik tuttugu için oldukça anlamlidir. Seyahatnâmelerin içinde dogal olarak yakin dönem tarihçilerini fazla ilgilendirmeyen Ortaçag tarih ve cografyasinin etnokültürel yapisini ilgilendiren bilgiler vardir. Diger taraftan, Ortaçag tarihçilerinin gözünde bu türden seyahatnâmelerin özellikle anlamli oldugu dönem, önceden su ya da bu sekilde var olan bölgesel etno-kültürlerin Mogollar tarafindan fethedildigi, nüfuz edildigi, degistirildigi devri kapsamaktadir.
Bu elçi-seyyahlar aslinda neo-klasik Ortaçag Avrupasi'nda almis olduklari egitime nazaran tarihe çok daha yatkin bir anlayisa sahip idiler, fakat onlarin disiplini bastan asagi daha az gelismis bir tarihçilikti. Bu elçilerin raporlari çok açik bir biçimde, Ortaçag tarihçilerinin metodolojileri ile seyahatnâme yazarlarinin ve cografyacilarin eserleri arasindaki disipliner farkliliga isaret etmektedir. Herhalde isi Evliya Çelebi gibi seyyahlik olanlarin eserleri, bizim üzerinde çalistigimiz elçilik raporlarindan daha üstün niteliklere sahiptirler. Buna ragmen bu Avrupali seyyahlar bize belli bakis açilarindan olmak üzere belli biçimlerde birlestirilip, siralanabilecek tarihi, cografi bilgiler ve etno-kültürel yapilar betimlemislerdir. Öte yandan dönemin tarihsel analizinin bir çerçevesi olarak gördügüm bu seyahatnâmelerde verilen en geçerli tarihi bilgileri bile...