Özet
AMAÇ: Astim atagi nedeniyle yatirilarak tedavi edilen hastalarin çesitli risk faktörlerinin yas gruplarina göre atak agirligindaki belirleyiciligi ve iliskisi arastirildi.
GEREÇ VE YÖNTEMLER: Astim atagi tanisiyla hastaneye yatirilan 80 hasta çalismaya dâhil edildi. Olgular 65 yas alti (n=36; 52,5±7,6) ve üstü (n=44; 72,5±5,2) olmak üzere 2 gruba ayrilarak degerlendirildi. Hastalarin demografik özellikleri, astim baslangiç yasi ve astim süresi, astim agirlik derecesi, atak siddeti, atopi, atopik hastaliklar, ilaç ve besin alerjisi, ek hastaliklar, son 1 ay ve 3 ay içindeki tedavi durumu, atak nedeni, yatis süresi, astim nedeniyle son 1 yil içinde acil servis ve hastaneye yatis sayisi, astim nedeniyle yasami boyunca toplam hastaneye yatis sayisi kaydedildi. Hastalarin yatis ve çikista solunum fonksiyon testleri ve arter kan gazlari alindi.
BULGULAR: Altmis bes yas üstü hastalarda osteoporoz varligi, küf mantari için cilt testi pozitifligi, son 1 aydaki teofilin kullaniminin atak agirligini artirdigi tespit edildi. 65 yas üstünde astim agirligindan bagimsiz olarak atak siddetinin daha agir oldugu tespit edildi. Son 1 ay ve son 3 ayda her iki yas grubundaki hastalarin düzensiz tedavi aldigi belirlendi.
SONUÇ: Yasli astim hastalarinda teofilin kullanimi, küf mantari duyarliligi, biomas maruziyeti gelecekteki astim ataklarini önlemek için daha dikkatli sorgulanmali ve rehberler dogrultusunda gerekli koruyucu önlemler önerilmelidir.
Anahtar sözcükler: Astim, alevlenme, ileri yas, hastaneye yatis, risk faktörleri
Abstract
OBJECTIVE: The characteristics of patients hospitalised for an asthma attack were evaluated to delineate the impact of age on sensitivity to risk factors for this condition.
MATERIAL AND METHODS: Eighty patients hospitalised for an asthma attack were included in this cross-sectional study. Patients were divided into two age groups; younger than 65-years-old (52.5±7.6 years, n=36) and older than 65-years-old (72.5±5.2 years, n=44). A questionnaire was used to collect data on demographics, initial age and duration of asthma, atopy, atopic diseases, drug and food allergies, additional diseases, treatments during the previous 1 and 3 months, cause of attacks, duration of hospital stay, number of emergency visits and hospitalisation due to asthma over the last year, and all past hospital stays. Pulmonary function tests were performed upon admittance and discharge, and parameters of arterial blood gases were recorded.
RESULTS : The severity of asthma attacks was greater in the older cohort of patients with risk factors including osteoporosis, positive skin test for mould, or theophylline use in the previous month. Independent of these variables, the severity of attacks was greater in patients over the age of 65. Irregular treatments in both age groups were noted over the previous one and three months.
CONCLUSION: Theophylline use, mould sensitivity and biomass exposure in elderly patients with asthma should be questioned more carefully and protective measures taken to avoid these risks in keeping with the recommended guidelines.
Key words: Asthma, exacerbation, older age, hospitalisations, risk factors
Gelis Tarihi/Received: 19.09.2012 Kabul Tarihi/Accepted: 06.02.2013 Çevrimiçi Yayin Tarihi/Available Online Date: 07.05.2013
GIRIS
Astim ataklari; acil müdahale gerektiren, önemli oranda morbiditeye neden olabilen ve bazen yasami tehdit eden durumlardir. Ataklar, acil servis basvurularinin en sik nedenidir ve astimla iliskili harcamalarin önemli bir kismini olusturur. Astim ataklarinin ortaya çikmasinda çok sayida risk faktörü suçlanmaktadir; ancak eriskinlerde yapilan astim ataklari ile ilgili çalismalarin çogunda ataklar, atak ciddiyetine göre siniflandirilmamistir [1,2]. Bu nedenle, ciddi derecede astim atagi ile takip edilen hastalarin karakteristik özellikleri ve ciddi ataklara götüren nedenlerle ilgili bilgiler sinirlidir [3,4]. Ülkemizde astim atagi özellikleri ile ilgili az sayida çalisma mevcuttur. Bu çalismamizda astim atagi nedeniyle yatirilarak tedavi edilen astim hastalarinin demografik özellikleri ve astim hastaligiyla iliskili klinik parametreleri bir anket formu yardimiyla degerlendirilerek ataklarda rol oynadigi bilinen çesitli risk faktörlerinin yas gruplarina göre atak agirligindaki belirleyiciligi ve iliskisinin arastirilmasi planlandi.
GEREÇ VE YÖNTEMLER
Çalismaya 01.06.2007-01.12.2008 tarihleri arasinda astim atagi tanisiyla yatirilan 72'si kadin olmak üzere toplam 80 hasta (ortalama yas: 63,5±11,8) dahil edildi. Olgular 65 yas ve alti (n=36; 52,5±7,6) ve 65 yas üstü (n=44; 72,5±5,2) olmak üzere 2 gruba ayrilarak degerlendirildi. Bu çalisma için Selçuk Üniversitesi Meram Tip Fakültesi Etik Kurulu'ndan onay alindi. Çalismaya katilan tüm hastalarin yazili riza onam formlari alindi.
Bu çalismaya alinan hastalarin astim agirlik dereceleri GINA 2006 astim klinik agirlik siniflamasina göre yapildi [5]. Astim alevlenmelerinin siddeti klinik özellikler temel alinarak yine GINA 2006 rehberine göre degerlendirildi [5]. Hastalarin yas, cinsiyet, meslek, egitim durumu, sosyoekonomik durum, sigara kullanimi, yasadigi evin tipi, isinma tipi, astim baslangiç yasi ve astim süresi, atopi varligi, sinüzit, alerjik rinit, ürtiker varligi ve süresi, ilaç ve besin alerjisi, ek hastalik varligi (kalp yetmezligi, hipertansiyon, diyabet, koroner arter hastaligi, osteoporoz, bronsektazi), son 1 ay ve 3 ay içindeki tedavi durumu, atak nedeni, yatis süresi, astim nedeniyle son 1 yil içinde acil servis ve hastaneye yatis sayisi, astim nedeniyle yasami boyunca toplam hastaneye yatis sayisi sorgulanarak veriler kaydedildi. On paket yildan fazla süre sigara içen hastalar çalismaya dahil edilmedi.
Hastalarin tedaviye uyumu, reçete edilen astim tedavisine uygun ilaç kullanimi tedavi dozu (ilaci önerilen günlük dozda alip almadigi) ile tedavi süresi (tedaviye belli süre ara verip vermedigi) sorularina verilen cevaplar incelendi. Hastanin çesitli nedenlerle (unutma, yan etki veya iyi oldugu için hastanin kendi kendine ilaci birakmasi, baska bir doktora gidip orada ilacinin degistirilmesi) bir aliskanlik dahilinde önerilen tedavi dozuna ya da süresine uygun kontrol edici ilaç kullanimi yoksa 'düzenli tedavi almama' olarak degerlendirildi [6].
Atak nedeni hastalarin klinik, radyolojik ve laboratuar bulgularina göre degerlendirildi. Anamnez, fizik muayene ve laboratuar tetkiklerine dayanarak herhangi bir klinik tani konulamayan hastalarda atak nedeni olarak "nedeni bilinmeyen" tanimlamasi kullanildi. Kronik hastaliklardan herhangi birinin (kalp yetmezligi, hipertansiyon, diyabet, koroner arter hastaligi, osteoporoz, bronsektazi) olmasi ek hastalik varligi olarak tanimlandi.
Solunum fonksiyon testleri klinigimizde Vmax 22 SensorMedics (USA), cihazi kullanilarak yapildi. Altmis dört hastanin solunum fonksiyon testleri prosedürlere uygun olarak yapilabildi. Alerji testleri (Cilt Prick Testi) Allergopharma (Germany) kitleri ile yapildi. Cilt Prick testinde ot, hububat, çayir ve agaç polenleri, küf mantari, hayvan epitelleri ve tüyleri, ev tozu ve hamamböcegi duyarliligi arastirildi. Pozitif kontrol için histamin, negatif kontrol için salin kullanildi. Kizarikligin çapi 3 mm'den fazla olanlar pozitif olarak kabul edildi.
Arter kan gazlarina, astim alevlenmesi ile takip edilen hastalara yatis sirasinda oksijen destegi almiyorken ve alevlenme geçtiginde oda havasinda SFT ile ayni günde RapidLab 1265 (USA) cihazi kullanilarak bakildi.
Istatistiksel Analiz
Siniflama (cinsiyet: erkek/kadin; ev tipi: apartman/müstakil vb.) ve siralama (astim agirlik derecesi: hafif/orta-agir vb.) düzeyindeki kategorik degiskenler arasindaki bagimliligi belirlemek üzere hazirlanan çapraz tablolara Ki-kare analizi uygulanmistir. Hazirlanan tablolarda veri sayisindaki azlik nedeniyle hesaplanan degerlerin yorumlanmasinda tablodaki oranlar kullanilmistir. Iki degiskenli 2x2 boyutundaki tablolarda degiskenler arasindaki bagimliligi kesin olarak belirleyen Fisher testi kullanilmistir. Siralama düzeyindeki kategorik degiskenler arasindaki iliskiyi belirlemek üzere Gamma katsayisi kullanilmistir. Gamma katsayisi 1'e yakinsa incelenen degiskenler arasinda kuvvetli iliski, 0'a yakinsa zayif iliski varligi seklinde yorumlandi. Gamma (-) bir deger ise negatif iliski olarak yorumlandi.
Sürekli iki degisken arasindaki iliskiyi belirlemek üzere normal dagilima sahip degiskenlerde Pearson korelâsyon katsayisi ve normal dagilima sahip olmayan degiskenler için Spearman korelâsyon katsayisi kullanilmistir. Bagimli ya da bagimsiz iki örnek ortalamalarinin karsilastirilmasinda veriler öncelikle Kolmogorov-Smirnov yöntemiyle normallik testine tabi tutuldu. Diger degiskenlerin düzeylerinin karsilastirilmasinda bagimsiz iki örnek için parametrik olmayan Mann-Whitney U testi ve bagimli iki örnek için parametrik olmayan Wilcoxon testleri uygulanmistir.
Test sonuçlarinin yorumlanmasinda 0,05 anlamlilik düzeyi temel alinmistir. Istatistiksel analizler SPSS 13,0 paket programi kullanilarak yapilmistir.
BULGULAR
Çalismamiza 65 yas altinda 36 (%45) ve 65 yas üstünde 44 (%55) olmak üzere astim atagi ile takip edilen toplam 80 hasta katildi. Olgularimizin çogunlugunu (72 olgu, %90) kadin hastalar olusturuyordu (p<0,01). Hastalarin yas gruplarina göre demografik özellikleri Tablo 1'de özetlenmistir. 65 yas üstünde soba ile isinanlarda ortalama yatis süresi 7,9 gün, kaloriferle isinanlarda ortalama 6,5 gündü (p>0,05). 65 yas üstünde soba ile isinanlarda son 1 yilda acil basvuru sayisi daha yüksekti (0,5 ve 3,7 kez) (p=0,053).
Olgularin 74'ü (%92,5) hiç sigara içmemisti, 2'si (%2,5) birakmis ve 4 (%5) hasta halen içmekteydi. Her iki yas grubunda 2 (%50) hasta hala sigara içerken; 1 (%50) hasta sigarayi birakmisti. Her iki yas grubunda sigara içme durumu açisindan anlamli bir fark bulunmadi (Tablo 1).
Olgularin yas gruplarina göre astimla iliskili verileri Tablo 2 ve 3'te özetlenmistir. Altmis bes yas altinda 28 (%77,8), 65 yas üstünde 42 (%95,5) hasta enfeksiyöz bir nedenle atak geçirmisti. Yasli hastalarda enfeksiyöz nedenle atak geçirme orani daha yüksek olmakla birlikte yas gruplari arasinda anlamli fark saptanmadi.
Atak öncesi son 1 ayda tedavide kullanilan ilaçlar yönünden gruplar arasinda anlamli bir fark bulunmadi. Hastalarin hiçbiri tedavisinde nebülizatör kullanmiyordu (Tablo 4). Son 3 ayda tedavide kullanilan ilaçlar açisindan yas gruplari arasinda anlamli bir iliski tespit edilmedi. Hastalarin hiçbiri nebülizatör kullanmiyordu.
Son bir ayda tedavi düzeni açisindan gruplar arasinda anlamli bir fark saptanmamakla birlikte yasli hastalarin büyük çogunlugunun düzenli tedavi almadigi tespit edildi (%25,56/%16,44). Yas gruplari arasinda son 3 aydaki tedavi düzeni açisindan anlamli bir iliski tespit edilmemekle birlikte yasli hastalarin yarisindan fazlasinin son 3 ayda düzenli tedavi almadigi belirlendi (%29,65/%15,42) (p=0,09).
Solunum fonksiyon testi parametrelerinden FVC degeri 65 yas üstü olgularda hastaneye yatista daha düsük saptandi ve gruplar arasinda istatistiksel anlamli bir fark mevcuttu (p<0,05).
Olgularin çikista alinan SFT sonuçlari karsilastirildiginda 65 yas üstü olgularda FVC, FEV1 ve PEF degerleri anlamli olarak 65 yas alti gruba göre daha düsük bulundu (p<0,05).
Olgularin yatis arter kan gazi degerlerine bakildiginda 65 yas üstü hastalar atak esnasinda daha hipoksemik ve hipokapnikti (p<0,05). Çikis arter kan gazlari karsilastirildiginda ise yalnizca yasli hastalarda pO2 daha düsüktü (p<0,05).
Yasli hastalarda agir atak orani daha yüksek olmakla birlikte (8 olguya karsilik 2 olgu) her iki yas grubu arasinda atak siddeti açisindan anlamli bir fark saptanmadi.
Genel olarak olgularin hastanede ortalama yatis süresi 7,2 gün iken; 65 yas üstü hastalarda bu deger ortalama 7,9 gündü ve 65 yas alti grupla karsilastirildiginda (6,3 gün) istatistiksel olarak anlamli bir fark bulundu (p<0,01).
Altmis bes yas altinda hafif astimi olanlarda agir atak tespit edilmedi. Astim agirlik derecesi agir olanlarda agir atak geçirme orani %10'du. Dolayisiyla astim agirlik derecesindeki artis atak agirliginda %10'luk bir artis ortaya çikarmistir (gamma: 1,000, p=0,138), (Tablo 5). Altmis bes yas üstünde ise hafif derecede astimi olanlarda %15 agir siddette astim atagi görülürken, orta-agir astimi olan hastalarda %19 oraninda agir derecede atak izlendi. Astim agirlik derecesi arttikça sadece %4'lük artis mevcuttu (Tablo 6).
Sonuç olarak, 65 yas üstünde astim agirlik derecesinden bagimsiz olarak agir atak görülme orani daha yüksek bulundu (gamma: 0,138, p=0,746). Ayrica 65 yas üstü grupta astim atagi agirligi ile eslik eden hastaliklardan osteoporoz varligi (p<0,05), son 1 aydaki teofilin kullanimi (p<0,05), küf mantari için prick testi pozitifligi (p<0,05) arasinda istatistiksel olarak anlamli fark saptandi. Bu etkenlerin varliginda yasli hastalarda agir atak oraninin arttigi görüldü. Agir atakla gelen 65 yas üstü 8 hastanin yarisinda teofilin kullanim anamnezi mevcuttu; oysaki orta atakla basvuran 36 hastanin yalnizca 5'inde (%13,9) teofilin kullanimi vardi. Agir atakla basvuranlarin %50'sinde (4 hasta), orta atakla gelenlerin ise %11,1'inde (4 hasta) osteoporoz mevcuttu.
TARTISMA
Agir derecede astim atagi ile takip edilen hastalarin belirgin özellikleri ve ciddi ataklara götüren nedenler hakkindaki bilgiler sinirlidir [3,4]. Astim derecesinin agir olmasi, ortaagir derecede solunum fonksiyon bozuklugu, sinüzit, ileri yas, psikolojik rahatsizliklar ve 5 yasindan önce astim tanisi almak acil ve poliklinik basvurusunu etkileyen baslica risk faktörleri olarak bildirilmistir [7,8].
Astim; yasli hastalarda, mortalitenin daha yüksek olmasi, alevlenmelerin daha hizli ve fatal seyretmesi nedeniyle önemlidir [9-11]. Bu nedenle yasli hastalarda astim atagi ile iliskili olabilecek önlenebilir risk faktörlerinin ortaya konulmasi önemlidir.
Kadinlarda atak orani daha yüksek olmakla birlikte iki yas grubu arasinda atakla basvuruda cinsiyet açisindan anlamli fark saptanmadi. Astim atagi ile acil basvurularinin kadin hastalarda daha fazla oldugu; ancak agir ataklarin erkek hastalarda daha fazla görüldügü bildirilmistir [12,13]. Bu durum kadinlarda astim prevalansinin daha yüksek olmasi, havayolu obstrüksiyonu seviyesinin artmasi ve kadinlarda brons hiperreaktivitesinin daha sik olmasiyla ilgili olabilir [13,14].
Egitim düzeyi, çevresel faktörlerden kaçinmayi ve tedavi uyumunu etkileyebilir [15]. Aksu'nun çalismasinda üniversite egitimi alanlarin lise egitimi alanlara göre tedaviye uyumlarinin daha iyi oldugu gösterilmistir [16]. Bizim çalismamizda da her iki yas grubunda okuryazar olmayanlarda atak orani daha yüksekti. Ayrica 65 yas üstünde egitimsiz hastalar son 1 yil içinde daha fazla hastanede yatirilarak takip edilmisti.
Sosyoekonomik açidan incelendiginde her iki yas grubundaki olgularimizin çogunun gelir düzeyi düsüktü. Eisner ve ark. [17] 242 astim hastasini prospektif olarak inceledikleri çalismalarinda düsük gelir düzeyinin hospitalizasyon için bagimsiz bir risk faktörü oldugunu bildirmislerdir. Yue ve ark. [15] ise düsük gelir düzeyinin astim prevalans, hospitalizasyon ve mortalite artisiyla iliskili ayrica düsük sosyoekonomik düzeyin en az üç acil basvurusuyla iliskili oldugunu bildirmislerdir. Çalismamizda her iki yas grubunda hastalarimizin çogunun kadin ve ev hanimi olmasi nedeniyle atakla gelen hastalarda meslegin etkisini gösteremedik. Ancak olgularimizin %6'si astimla iliskili meslek sahibiydi. Altmis bes yas alti 1 hasta boyacilik yaparken 65 yas üstü 4 hasta çiftçilikle ugrasiyordu. Yasli hastalarda astim prevalansinin meslek anamnezleri ile iliskili olabilecegi bildirilmistir. Çiftçilerle memurlar karsilastirildiginda çiftçilerde %13 oraninda astim görüldügü, son 1 yil içinde %11 oraninda en az bir astim atagi geçirdikleri tespit edilmistir [18].
Quadrelli ve ark.'nin [19] bir çalismasinda 149 hasta ile yaptiklari çalismada atopik hastaliklarin her iki yas grubunda (65 yas alti 99, 65 yas ve üstü 50 hasta) benzer oranda görüldügünü; buna karsin eozinofili ve IgE düzeyinin yasli hastalarda daha düsük oldugunu tespit etmislerdir. Bu durum ilerleyen yasla birlikte alerjik yanitin azalmasiyla iliskili olabilir [20]. Çalismamizda da ise atopik hastalik varligi her iki yas grubunda benzer oranda bulundu.
Genel kani olarak yasli hastalarda atopi insidansinin düsük oldugu düsünülür. Bir çalismada yasli hastalarda %40'dan daha az pozitif cilt reaksiyonu saptandigi, bir digerinde ise çayir polenleri disinda yasla birlikte tüm alerjenlere cilt pozitifliginin azaldigi bildirilmistir [21,22]. Huss ve ark. [23] ise 65 yas üstü 80 hasta ile yaptiklari çalismada %74 oraninda en az bir alerjene cilt pozitifligi saptamislardir. Bizim çalismamizda ise prick testi pozitifligi açisindan yas gruplari arasinda anlamli bir fark yoktu. Ayrica küf mantari pozitif yasli hastalarda agir atak oraninin daha yüksek oldugunu tespit ettik.
Thomas ve ark. [24] hospitalize edilen 65 yas alti astim hastalarinda en sik esansiyel hipertansiyon (%31,2) ve diyabet (%18,3); 65 yas üstünde ise esansiyel hipertansiyon (%43,5), diyabet (%25,7) ve konjestif kalp yetmezligi (%20,9) saptamislardir. Çalismamizdaki sonuçlar literatürdekilerle paralellik göstermekteydi.
Astim ataklarindan viral enfeksiyonlar çogunlukla da rhinovirüs grubu enfeksiyonlar sorumlu tutulmustur [7,25]. Çalismamizda her iki grupta da enfeksiyöz nedenleri (farenjit- tonsillit, akut bronsit, pnömoni, sinüzit) psikososyal stres ve alerjen maruziyeti takip etmekteydi. Ancak nonenfeksiyöz nedenli ataklar 65 yas alti hastalarda 4 kat daha yüksekken, enfeksiyöz nedenli ataklar yasli hastalarda daha fazlaydi. Altmis bes yas üstü grupta enfeksiyöz nedenli ataklarin daha ön planda olmasi, yas arttikça immün sistemin baskilanmasi nedeniyle enfeksiyona duyarliligin artmasi ile açiklanabilir. Ayrica sistemik immün cevabin bozulmasi kronik solunum yolu inflamasyonu ve remodellinge neden olarak, yasli hastalarin daha agresif klinik ile seyretmesine neden oluyor olabilir [26].
Turner ve ark.'nin [27] çalismasinda 'near fatal' astim nedeniyle hastanede yatanlarda inhale kortikosteroid reçete etme oraninin %89 oldugu, ancak bu tedaviye uyum oraninin oldukça düsük oldugu (%29) bildirilmistir. Sin ve ark. [28] da 65 yas üstünde sik hastaneye yatan hasta grubunun %40'inin yetersiz inhale kortikosteroid kullandigini tespit etmislerdir. Oguzülgen ve ark. [3] 189 astimli hastayi inceledikleri çalismalarinda her iki yas grubunun da (65 yas alti ve üstü grup) düzensiz tedavi aldigini bildirmislerdir. Çalismamizda benzer sekilde tüm hastalar göz önüne alindiginda son 1 ayda inhale steroid kullanan hasta orani %86,3 iken, hastalarin yaklasik yarisinin önerilen tedaviyi düzenli almadigi tespit edildi. Son 3 ayda düzenli tedavi alma orani daha da düsüktü.
Diette ve ark. [29] yasli hastalarin yan etki ortaya çikmasina ragmen teofilin kullanmaya devam ettiklerini bildirmislerdir. Çalismamizda da benzer sekilde teofilin kullaniminin 65 yas üstünde atak agirligi ile iliskili oldugunu tespit ettik. Bu durum; teofilinin yan etkilerinin astim kontrolünü güçlestirmesi ile açiklanabilir. Atak tedavisi sirasinda özellikle yasli astmatiklerin kan teofilin düzeyi ölçümleri toksitite ve kardiyak yan etkileri önlemek açisindan faydali olabilir.
Nebulizer kullanimi kognitif fonksiyonlari bozuk olan yasli hastalarda özellikle önerilmektedir [30]. Nebulizer kullaniminin astim siddeti için bir belirteç olmasina ragmen bu tez çalismasina katilan hastalarin astim dereceleri orta-agir düzeyde olmasina karsin hiçbirinin nebulizatör kullanmamasi her iki yas grubundaki hastalarin tedavi yetersizligi için bir belirteç olabilir [17]. Ilaveten hekimlerin hastalarin astim siddetine göre tedavi vermediklerinin bir göstergesi olabilir.
Pek çok çalismada agir astimli olgularda ciddi ataklarin daha sik görüldügü bildirilmistir [31,32]. Oguzülgen ve ark. [3] da astim agirlik derecesi ile astim atak siddeti arasinda anlamli bir iliski tespit etiklerini ve hafif ataklar ile karsilastirildiginda agir astim ataklarinin ortaya çikisinda astim agirlik derecesini anlamli bir risk faktörü olarak saptadiklarini bildirmislerdir. Atis ve ark.'lari [6] ise astim atak siddetinin, astim agirligindan bagimsiz oldugunu tespit etmislerdir. Bizim çalismamizda ise genç hastalardan farkli olarak 65 yas üstünde astim agirlik derecesinden bagimsiz olarak agir atak görülme orani daha yüksek bulundu. Bu durum yas ilerledikçe semptomlari algilamadaki bozukluk nedeniyle havayolu inflamasyonun yetersiz tedavi edilmesiyle açiklanabilir.
Kenar ve ark. [33] astimli hastalarda yas gruplarina göre hastanede yatis süresi açisindan fark olmadigini bildirmislerdir.
Çalismamizda yatis süresi ortalama 7,2 gündü ve 65 yas üstü hastalarin daha uzun süre yatirilarak tedavi edildigi saptandi (7,9 gün/6,3 gün). Yasli hastalarin daha uzun süre hastanede yatmasi yas ilerledikçe bronkodilatör tedaviye yanitin azalmasi ile açiklanabilir.
Çalismamizda beklenildigi üzere yatista 65 yas üstü hastalarda FVC degeri 65 yas altindakilerle karsilastirildiginda anlamli olarak düsüktü. Ilerleyen yasla birlikte SFT parametrelerinden FEV1, FVC, FEV1/VC oraninda azalma oldugu bilinmektedir [26]. Hastalarimizin çikis SFT parametrelerinden FVC, FEV1 degerlerinde de gruplar arasinda farklilik mevcuttu ve ileri yas grubunda anlamli olarak daha düsüktü. Her iki yas grubunun astim süresinin benzer olmasina ragmen solunum fonksiyon testi degerlerinin yasli hastalarda daha düsük olmasi astim agirlik derecesinin yasla iliskili olarak daha agresif seyrettigini düsündürmektedir. Astim alevlenmesi sirasinda kan gazi anormallikleri; hipoksemi, hiperventilasyon ve respiratuar alkaloz kombinasyonu seklindedir [34]. Petheram ve ark. [35] siddetli astim atagiyla hastaneye yatirilan astim hastalarini inceledikleri bir çalismada benzer atak siddetine sahip yasli hastalarla genç hastalar arasinda, FVC'nin yasli popülâsyonda daha düsük olmasina ragmen kan gazi parametreleri açisindan fark tespit etmediklerini bildirmislerdir. Bizim çalismamizda ise 65 yas üstü hastalar daha hipoksemik ve hipokapnikti. Tedavi sonrasinda da yasli hastalar daha hipoksemikti. Bu durum ilerleyen yasla birlikte statik akciger volümlerinde ve difüzyon kapasitesinde azalma, ventilasyon perfüzyon kapasitesinde azalma ile birlikte gaz transferinde azalma ve kapanma volümündeki azalmanin hipoksemiye katkida bulunmasi sonucu olabilir [35].
Yasami tehdit eden astim atagi olan hastalarin hafif/orta atagi olan hastalara göre anlamli olarak daha ileri yasta oldugu ve bu farkliligin yaslilarda daha siklikla agir havayolu obstrüksiyonunun olmasindan kaynaklanabilecegi ileri sürülmüstür [6]. Oguzülgen ve ark. [3] yasli (>60 yas) ve genç (<60 yas) astimli hastalari karsilastirdiklari çalismalarinda agir astim ataklarinin anlamli olarak yaslilarda daha fazla görüldügünü ve atak siddeti ile yas arasinda anlamli bir iliski (r=0,25) bulduklarini bildirmislerdir. Çalismamizda ise olgularimizin atak siddeti arasinda istatistiksel anlamli fark olmamasina ragmen agir atak geçiren 10 hastanin 8'i 65 yas üstündeyken yalnizca 2'si 65 yas altindaydi.
Sonuç olarak, astimli hastalarda atak agirligini artirdigini tespit ettigimiz düsük egitim düzeyi, soba kullanimina bagli biomas maruziyeti, orta-agir derecede astim, sinüzit varligi gibi durumlarin astimla ilgili hastane basvurularini artirmasi nedeniyle hastalarin takip ve tedavilerinde bu faktörlere dikkat edilmesinin astimli hastalarda atak siddeti ve hastane basvurularini azaltabilecegini düsündük. Genç hastalarin da yaslilar kadar tedavi uyumlarinin az olmasi nedeniyle gençlerde de tedavi uyumunun daha dikkatli sorgulanmasi gerektigini düsünmekteyiz. Ayrica yasli hastalarda gençlerden farkli olarak teofilin kullanimi, küf mantari maruziyeti, biomas maruziyetinin bu yas grubunda astim atagini artiran faktörler olmasi nedeniyle hastalarin poliklinik kontrollerinde bu faktörlerin daha dikkatli sorgulanmasinin, hastalara kilavuzlarda belirtilen koruyucu önlemler konusunda bilgi verilmesinin atak siddeti ve hastane basvurularini azaltabilecegini düsünmekteyiz.
Çikar Çatismasi
Yazarlar herhangi bir çikar çatismasi bildirmemislerdir.
Hakem degerlendirmesi: Dis bagimsiz.
Etik Komite Onayi: Bu çalisma için etik komite onayi Selçuk Üniversitesi Meram Tip Fakültesi'nden alinmistir.
Hasta Onami: Yazili hasta onami bu çalismaya katilan hastalardan alinmistir.
Yazar Katkilari
Fikir - F.Ö, E.M.; Tasarim - F.Ö, E.M, S.D.; Denetleme - F.K., S.A., C.B.; Kaynaklar - S.D.; Malzemeler - E.M., F.K., S.D.; Veri toplanmasi ve/veya islemesi - S.D.; Analiz ve/veya yorum - S.D., F.K.; Literatür taramasi - S.D.; Yazi yazan - S.D.; Elestirel Inceleme - F.K.
Conflict of Interest
No conflict of interest was declared by the authors.
Peer-review: Externally peer-reviewed.
Ethics Committee Approval: Ethics committee approval was received for this study from the ethics committee of Selçuk University Meram Faculty of Medicine.
Informed Consent: Written informed consent was obtained from patients who participated in this study.
Author Contributions
Conception - F.Ö, E.M.; Design - F.Ö, E.M, S.D.; Supervision - F.K., S.A., C.B.; Fundings - S.D.; Materials - E.M., F.K., S.D.; Data Collection and/or Processing - S.D.; Analysis and/ or Interpretation - S.D., F.K.; Literature Review - S.D.; Writer - S.D.; Critical Review - F.K.
KAYNAKLAR
1. Hanania NA, David-Wang A, Kesten S, Chapman KR. Factors associated with emergency department dependence of patients with asthma. Chest 1997;111:290-5. [CrossRef]
2. Partridge MR, Latouche D, Trako E, Thurston JG. A national census of those attending UK accident and emergency departments with asthma. The UK National Asthma Task Force. J Accid Emerg Med 1997;14:16-20. [CrossRef]
3. Oguzülgen IK, Türktas H, Mullaoglu S, et al. What can predict the exacerbation severity in asthma? Allergy Asthma Proc 2007;28:344-7. [CrossRef]
4. Guittet L, Blaisdell C, Just J, et al. Management of acute asthma exacerbations by general practitioners: A crossectional observational survey. Br J Gen Pract 2004;54:759-64.
5. Global Initiative for Asthma (GINA). Global strategy for asthma management and prevention. WHO/NHLBI workshop report. National Institutes of Health, 2008.
6. Atis S, Kaplan ES, Özge C, Bayindir S. Astim ataklarinda agirligi belirleyici risk faktörleri. Tüberküloz ve Toraks Dergisi 2008;56:187-96.
7. Bavbek S, Celik G, Demirel YS, Misirligil Z. Risk factors associated with hospitalizations for asthma attacks in Turkey. Allergy Asthma Proc 2003;24:437-42.
8. Li D, German D, Lulla S, et al. Prospective study of hospitalization for asthma A preliminary risk factor model. Am J Respir Crit Care Med 1995;151:647-55. [CrossRef]
9. Kronenberg RS, Drage CW. Attenuation of the ventilatory and heart rate responses to hypoxia nd hypercapnia with aging normal man. J Clin Invest Pathol Res Praci 1973;52:1812-9. [CrossRef]
10. Robin ED. Risk benefit analysis in chest medicine. Death from bronchial asthma. Chest 1988;93:614-8. [CrossRef]
11. Burdon JG, Juniper EF, Killian KJ, et al. The perception of breathlessness in asthma. Am Rev Respir Dis 1982;126:825-8.
12. Kolbe J, Ferguson W, Vamos M, Garrett J. Case-control study of severe life threatenin asthma (SLTA) in adults: Demographics, health care, and management of acute attack. Thoraks 2000;55:1007-15. [CrossRef]
13. Singh AK, Cydulka RK, Stahmer SA, et al. Sex differences among adults presenting to the emergency department with acute asthma. Arch Interen Med 1999;159:1237-43. [CrossRef]
14. Norman E, Plaschke P, Bjornson E, et al. Prevalence of bronchial hyper-responsiveness in thesouthern, central and northern parts of Sweden. Respir Med 1998;92:480-7. [CrossRef]
15. Yue C, Robert D, Daniel K. Asthma and the risk of hospitalization in Canada. Chest 2001;119;708-13. [CrossRef]
16. Aksu NM. Acil servise astim atagi ile basvuran hastalarin klinik profilleri, tedavi özellikleri, acil serviste kalis sureleri ve atagin maliyeti (uzmanlik tezi). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi, 2004.
17. Eisner MD, Katz PP, Yelin EH, et al. Risk factors for hospitalization among adults with asthma: the influence of sociodemographic factors and asthma severity. Respir Res 2001;2:53-60. [CrossRef]
18. Forastiere F, Balmes J, Scarinci M, Tager IB. Occupation, asthma, and chronic respiratory symptoms in a community sample of older women. Am J Respir Crit Care Med 1998;157:1864-70. [CrossRef]
19. Quadrelli SA, Roncoroni A. Is asthma in the elderly really different? Respiration 1998;65:347-53. [CrossRef]
20. Burrows B, Martinez FD, Halonen M, et al. Association of asthma with serum IgE levels and skin-test reactivity to allergens. N Engl J Med 1989;320:271-7. [CrossRef]
21. Burrows B, Barbee RA, Cline MG, et al. Charesteristics of asthma among elderly adults in a sample of general population. Chest 1991;100:935-42. [CrossRef]
22. Niemeijer NR, de Moncof JG. Age-dependency of sensitization to aero-allergens in asthmatics. Allergy 1992;47:431-5. [CrossRef]
23. Huss K, Naumann PL, Mason PJ, et al. Asthma severity, atopic status, allergen exposure and quality of life in elderly persons. Ann Allergy Asthma Immunol 2001;86:524-30. [CrossRef]
24. Thomas SD, Whitman S. Asthma hospitalisations and mortality in Chicago: an epidemiolog overview. Chest 1999;116:135-41. [CrossRef]
25. Folkerts G, Buse WW, Nijkamp FP, et al. Virus- induced airway hyperrespon iveness and asthma. Am Rev respir Crit Care Med 1998;157:1780-20.
26. Karolina L, Bernard P, Zbigniew M. Asthma in the elderly. Pol Arch Med Wewn 2007;8:350-4.
27. Turner MO, Noertjojo K, Vedal S, et al. Risk factors for near-fatal asthma. A case-control study in hospitalised patients with asthma. Am J Respir Crit Care Med 1998;157:1804-9. [CrossRef]
28. Sin DD, Tu JV. Underuse of inhaled steroid therapy in elderly patients with asthma. Chest 2001;119:720-5. [CrossRef]
29. Diette GB, Krishnan JA, Dominici F, et al. Asthma in older patients: factors associated with hospitalization. Arch Intern Med 2002;162:1123-32. [CrossRef]
30. Pounsford JC. Nebulisers fort he elderly. Thoraks 1997;52:53-5. [CrossRef]
31. Mc Fadden ER. Acute severe asthma. Am Jrespir Crit Care Med 2003;168:740-59. [CrossRef]
32. Rea HH, Garrett JE, Lanes SF, et al. The association between asthma drugs . and severe life-threatening attacks. Chest 1996;110:1446-51. [CrossRef]
33. Kenar AK. Astim olgularinin Atatürk Gögüs Hastaliklari Egitim ve Arastirma Hastanesinde yatis süresi ve yatis uygunlugu yönünden incelenmesi (Saglik yönetimi anabilim dali yüksek lisans dönem projesi). Ankara: Ankara üniversitesi Saglik Bilimleri Enstitüsü, 2007.
34. Rowe BH. Acute exacerbations. In: Gibson PG, editor. Evidence- based Respiratory Medicine. London: Blackwell Publishing Ltd, 2005:123-33. [CrossRef]
35. Petheram IS, Jones DA, Collins JV. Assessment and management of acute asthma in the elderly: a comparison with younger asthmatics. Postgrad Med J 1982;58:149-51. [CrossRef]
Sibel Dogru1, Fikret Kanat1, Faruk Özer1, Emin Maden1, Sebahat Akoglu2, Cenk Babayigit2
1Selçuk Üniversitesi Meram Tip Fakültesi, Gögüs Hastaliklari Anabilim Dali, Konya, Türkiye
2Mustafa Kemal Üniversitesi Tip Fakültesi, Gögüs Hastaliklari Anabilim Dali, Hatay, Türkiye
Yazisma Adresi / Address for Correspondence: Sibel Dogru, Antakya Devlet Hastanesi, Gögüs Hastaliklari Klinigi, Hatay, Türkiye Tel: +90 506 691 47 12 E-posta: [email protected]
©Telif Hakki 2013 Türk Toraks Dernegi - Makale metnine www.toraks.dergisi.org web sayfasindan ulasilabilir.
©Copyright 2013 by Turkish Thoracic Society - Available online at www.toraks.dergisi.org
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Aves Yayincilik Ltd. STI. Oct 2013