Özet
Amaç: Bu çalismada bir egitim ve arastirma hastanesindeki hekim ve hemsirelerin HIV/AIDS olgularina karsi önyargilarinin boyutunun ortaya çikarilmasi ve bu önyargiya neden olabilecek faktörlerin saptanmasi amaçlanmistir.
Yöntemler: Toplam 39 sorudan olusan, katilimcilarin demografik özelliklerini belirleyen, hastalik hakkindaki bilgi düzeylerini ve hastaliga karsi var olan önyargilarini ölçen bir anket, 126 hekim ve hemsireye uygulandi. Anket sonucunda katilimcilarin demografik özellikleriyle hastalik hakkindaki bilgi ve önyargi seviyeleri arasinda korelasyon saptandi. Bilgi düzeyi ve önyargi seviyesi arasindaki iliskinin incelendigi bölümde dogru cevaplandirilan sorulara bir, yanlis cevaplandirilan sorulara sifir puan verilerek katilimcilarin bilgi ve önyargi puanlari belirlendi. Bunlar arasindaki iliski, saçilim grafigi ve lineer regresyon analiziyle saptandi.
Bulgular: HIV/AIDS hakkindaki bilgi eksikligi ve önyargi tüm katilimcilar arasinda yüksek bulunmakla birlikte lise mezunu olanlarda ve hemsirelerde daha yüksek, üniversite mezunu olanlarda ve doktorlarda daha düsük saptandi. HIV/AIDS'li hasta takibinde yer almis olmanin veya infeksiyon hastaliklari ve klinik mikrobiyoloji kliniginde çalisiyor olmanin, bilgi düzeyi ve önyargi üzerine herhangi bir etkisi saptanmadi. Katilimcilarin bilgi düzeyi arttikça önyargi seviyeleri azaldi. Bununla birlikte önyargi olusumunda bilgi düzeyi disinda baska faktörlerin de etkili oldugu gözlendi.
Sonuçlar: Saglik çalisanlari arasinda HIV/AIDS'e karsi var olan önyarginin nedenlerinden bir tanesi, hastalikla ilgili bilgi yetersizligidir. Önyarginin önlenmesi için saglik çalisanlarinin bilgi düzeyleri yükseltilmeli, önyargi olusumunda rol oynayan bilgi eksikligi disindaki faktörler arastirilmalidir. Klimik Dergisi 2014; 27(3): 103-8.
Anahtar Sözcükler: HIV, edinsel immün yetmezlik sendromu, önyargi, saglik çalisanlari.
Abstract
Objective: The objectives of this study were to find out the level of prejudice amongst doctors and nurses against people living with HIV (PLHIV) at a teaching and research hospital, and to determine the underlying factors of this prejudice.
Methods: A 39-question survey was applied to 126 doctors and nurses in order to determine the demographic characteristics of participants and to measure the level of disease knowledge and level of prejudice against PLHIV. Correlation was found between participants' demographic characteristics and level of knowledge and prejudice. Participants' knowledge and prejudice levels were scored by assigning 1 point to correct answers while assigning zero to wrong answers in the section analyzing the relationship between the level of knowledge and prejudice. The relationship between these variables was shown on a scatter diagram and estimated by linear regression analysis.
Results: Though lack of knowledge and prejudice against PLHIV was found to be high among all participants, high school graduates and nurses appeared to be less knowledgeable about and more prejudiced against PLHIV than university graduates and doctors. Having worked at infectious diseases and clinical microbiology department or having followed PLHIV before did not have any positive impact on the level of knowledge or prejudice. High level of knowledge was found to be associated with low level of prejudice. In addition, it was observed that factors other than the level of knowledge were also the cause of prejudice.
Conclusions: Lack of knowledge is just one of the causes of prejudice against PLHIV among health personnel. Health personnel have to be informed about PLHIV to lessen existing prejudice, and other factors that may result in prejudice need to be further researched. Klimik Dergisi 2014; 27(3): 103-8.
Key Words: HIV, acquired immunodeficiency syndrome, prejudice, health personnel.
Giris
Edinsel immün yetmezlik sendromu (AIDS), insan immün yetmezlik virusu (HIV) ile birlikte 1983 yilinda tanimlanmistir. Önce tanimlandigi Afrika'da sonra tüm dünyada önemli bir halk sagligi sorunu haline gelen AIDS'in önlenmesine yönelik tedbirler alindiginda, yeni vaka sayisi azaltilabilmektedir (1). Ancak hastaligin primer olarak cinsel yolla bulasmasi infekte kisilere karsi toplumsal önyargi olusmasina, kisilerin etiketlenmeye ve temel saglik hakkini elde etmede ayrimciliga maruz kalmalarina yol açmaktadir. Bu durum hastaligin önlenmesini ve tedavisini oldukça zorlastirmakta, yayilimini kolaylastirmaktadir (1). Özellikle HIV/AIDS'in önlenmesinde ve tedavisinde görev alan saglik çalisanlari arasinda hastaliga karsi önyargi bulunmasi, ciddi bir sorundur. Saglik çalisanlarinin ayrimci davranislari HIV/AIDS'li kisilerin destek alma konusundaki karar verme süreçlerini etkiler (2). Ayrimciliga maruz kalacaklarini düsünen kisiler gönüllü danisma, destek ve tedavi kuruluslarina basvurma seçeneklerinden uzaklasir (2). Ayrimcilik ayni zamanda HIV/AIDS'li kisiler arasinda depresyonu artirirken kendine güveni azaltir (2). Bu da HIV/AIDS'li kisilerin bulastiriciligini artirir ve tedaviye uyumlarini azaltir (2). Kisacasi etiketleme ve ayrimcilik, HIV/AIDS ile mücadelenin önündeki temel engeldir (3). Bu nedenle saglik çalisanlarinin HIV/AIDS'li kisilere karsi var olan önyargilarinin önlenmesi, ayrimci davranislarinin ortadan kaldirilmasi HIV/AIDS tedavisinde primer hedef olmalidir. Dünyada saglik çalisanlari arasindaki önyarginin nedenleri; etiketlemenin ne oldugunun ve ne sonuçlar dogurdugunun bilinmemesi, bilgi eksikligine bagli olarak HIV/AIDS'lilerle siradan temastan bile korkulmasi, HIV/AIDS'in ahlaki olmayan davranislarla iliskilendirilmesidir (4). Türkiye'de de benzer nedenler geçerlidir (5-7).
Bu çalismanin amaci, bir egitim ve arastirma hastanesinin hekim ve hemsireleri arasinda HIV/AIDS olgularina karsi var olan önyarginin boyutunun ortaya çikarilmasi ve bu önyargiya neden olabilecek faktörlerin arastirilmasidir.
Yöntemler
Bu çalisma, bir egitim ve arastirma hastanesinde çalisan hemsire ve hekimlerin dahil edildigi tanimlayici bir çalismadir. Katilimcilar gönüllülük esasina göre çalismaya alinmistir. Çalisma protokolü, Helsinki Bildirgesi'nde belirtilen etik kurallara uymaktadir ve Hastanemiz Etik Kurulunun 21 Haziran 2013 tarih ve 286 no.'lu karariyla onaylanmistir.
Toplam 37 sorudan olusan bir anket katilimcilar gözlem altina alinmaksizin uygulandi. Her bir anket, çalismayi hazirlayan iki kisiden biri (bir doktor veya bir hemsire) tarafindan katilimciya verilip anketin tamamlanmasindan hemen sonra, birkaç saat sonra veya ertesi gün katilimcidan geri alindi. Anketi veren doktor veya hemsireyle katilimci arasinda sorularla ilgili herhangi bir diyalog yasanmadi. Sorulardan besi katilimcilarin demografik özellikleriyle, ikisi HIV ile ilgili bilgileri edindikleri kaynakla ilgiliydi. HIV/AIDS hakkindaki bilgi düzeyini ölçen 16 soru, dogru yargilar seklinde hazirlandi ve katilimcilarin sorulara evet veya hayir cevabi vermeleri istendi (Tablo 1). HIV'e yaklasimla ilgili olan 14 soru HIV hakkindaki önyargiyi degerlendirmeyi amaçladi. Bu sorular önyargi cümleleri seklinde hazirlandi ve katilimcilarin sorulara evet veya hayir cevabi vermeleri istendi (Tablo 1). Verilerin degerlendirilmesinde tanimlayici istatistiksel metodlar (ortalama, ortanca, tepe degeri, standard sapma) kullanildi ve katilimcilarin demografik özellikleriyle hastalik hakkindaki bilgi ve önyargi seviyesi arasindaki iliski degerlendirildi. Ikinci asamada bilgi düzeyi ve önyargi seviyesi arasindaki iliskiyi belirlemek üzere cevaplar puanlandirildi. Bilgi düzeyini ölçen sorulardan dogru cevaplandirilanlara bir, yanlis cevaplandirilanlara sifir puan verilerek her bir katilimci için bilgi puani belirlendi. Benzer sekilde, önyargi seviyesini ölçen sorulardan önyargililik yönünde cevaplandirilanlara bir, aksi sekilde cevaplandirilanlara sifir puan verilerek herbir katilimci için önyargi puani belirlendi. Tüm puanlar saçilim grafiginde gösterildi ve lineer regresyon analizi yapilarak bilgi düzeyi ve önyargi seviyesi arasindaki iliski belirlendi.
Bulgular
Demografik özellikler: Çalismaya 41 (%32) doktor, 85 (%68) hemsire olmak üzere toplam 126 saglik çalisani katildi. Katilimcilarin %70'i kadin, %30'u erkektir. Yas araligi 17 ile 53 yil arasinda degismektedir. 17 katilimci yas belirtmemistir. Geriye kalan 109 kisinin yas ortalamasi 31, ortancasi 30 ve tepe degeri 28'dir. Örneklem normale yakin dagilim göstermektedir. Katilimcilarin %32'si lise ve ön lisans, %68'i lisans ve üzeri egitim almistir. Katilimcilarin %59'u dahili, %24'ü cerrahi branslarda ve %9'u (12 katilimci) infeksiyon hastaliklari ve klinik mikrobiyoloji (IHKM) bransinda çalismaktadir. Yüzde 8'lik bir grup klinik belirtmemistir. HIV/AIDS'li bir hastanin takip ve tedavisinde yer alan katilimci orani %50'dir. Çalismaya katilan tüm hemsirelerin %55'i, tüm doktorlarin %31'i takip ve tedavide yer almistir. HIV/AIDS konulu bir egitime katilmis olan katilimcilarin orani %57'dir.
HIV/AIDS hakkindaki bilgi düzeyini ölçen sorular: "HIV/ AIDS tedavi edilebilir bir hastaliktir" sorusuna evet cevabi verenlerin orani %44'tür. Tüm hemsirelerin %32'si, doktorlarin %66'si AIDS'in tedavi edilebilir bir hastalik oldugunu düsünmüstür. Katilimcilarin %52'si ELISA testinin pozitif olmasinin kisinin HIV/AIDS oldugunu gösterdigini düsünmüstür. Lise veya ön lisans egitimi alanlarin %66'si, lisans ve üstü egitim alanlarin %45'i bu soruya evet cevabi verdi. "HIV/AIDS homoseksüellerin hastaligidir" sorusuna katilimcilarin %29'u evet, %71'i hayir cevabi verdi. Tüm doktorlarin %46'si ve tüm hemsirelerin %14'ü; dahili brans katilimcilarinin %33'ü, IHKM klinigi katilimcilarinin %25'i, cerrahi brans katilimcilarinin %20 'si bu soruya evet cevabi verdi.
Bulasicilikla ilgili sorular: "HIV/AIDS bulasici bir hastaliktir" sorusuna katilimcilarin biri hariç hepsi evet cevabi verdi. "HIV/AIDS sadece cinsel iliskiyle bulasir" sorusuna evet cevabi verenlerin orani %12'dir. "HIV/AIDS korunmasiz cinsel iliskiyle bulasir" sorusuna dört kisi hariç tüm katilimcilar evet cevabi verdi. Bir katilimci HIV/AIDS'in tokalasma, sarilma gibi sosyal iliskilerle bulastigini, dokuz katilimci ise öksürük ve hapsirmayla bulastigini düsünmekteydi. HIV/AIDS'in ortak çatal, kasik, bardak kullanimiyla bulastigini düsünenler tüm katilimcilarin %20'sini olusturmaktadir. "HIV/AIDS kontrolsüz kan transfüzyonuyla bulasir" sorusuna yalnizca bir katilimci hayir cevabi verdi. "HIV/AIDS ayni havuzda yüzme ve ayni tuvaleti kullanmayla bulasir" sorusuna evet cevabi verenlerin orani %15'tir. HIV/AIDS'in sivrisinek ve böcek isirigiyla bulastigini düsünenlerin orani %18'dir. "HIV/AIDS'li gebe anneden çocuga bulasir" sorusunu alti katilimci hayir seklinde cevaplandirdi.
Korunma yollariyla ilgili sorular: "HIV/AIDS'ten korunma yollarindan biri asi olmaktir" sorusuna evet cevabi verenlerin orani %10'dur. "Kondom kullanimi HIV/AIDS'in bulasmasini engelleyebilir" sorusuna katilimcilarin %94'ü evet cevabi ver- di. "HIV/AIDS'ten korunma yolu tek esliliktir" sorusuna katilimcilarin %63'ü evet, %34'ü hayir cevabi verdi. Lisans ve üzeri egitim alanlarin %57'si, lise ve ön lisans düzeyinde egitim alanlarin %73'ü HIV/AIDS'ten korunma yolunun tek eslilik oldugunu düsündü. Doktorlarin %46'si ve hemsirelerin %73'ü bu soruya evet cevabi verdi.
Önyargiyla ilgili sorular: Yaptigi isi HIV/AIDS açisindan riskli bulan katilimcilarin orani %88'dir. Saglik çalisaninin, kisinin HIV/AIDS durumunu bilmeye hakki olmadigini düsünenlerin orani %51'dir. Katilimcilarin yaklasik %50'si HIV/ AIDS'li hasta takip etmeyi tercih etmediklerini belirtti. Tüm doktorlarin %40'i ve hemsirelerin %54'ü HIV/AIDS'li hastalari takip etmeyi tercih etmemektedir. "HIV/AIDS'li hastalardan hiç hoslanmam" sorusunu katilimcilarin %16'si evet seklinde cevaplandirdi. Dahili branslarda çalisanlarin %12'si, cerrahi branslarda çalisanlarin %22'si ve IHKM klinigi çalisanlarinin %25'i HIV/AIDS'li hastalardan hiç hoslanmamaktadir. HIV/ AIDS'li hastanin tedavisini yapmaktan kaçindigini belirtenlerin orani %19'dur. "HIV/AIDS'li hastanin ameliyatini yapmaktan kaçinirim" sorusunu katilimcilarin %60'i evet olarak cevaplandirdi, 10 kisi soruyu yanitsiz birakti. Cerrahi brans katilimcilarinin yarisi evet, yarisi hayir cevabi verdi. Tüm hemsirelerin %33'ü, doktorlarin %15'i HIV/AIDS'li hastalari takip ettiginin diger hastalari tarafindan bilinmesinden rahatsizlik duyacaklarini belirtti (toplam katilimcilarin %27'si). "Diger doktor/hemsire arkadaslarimin HIV/AIDS'li hastalari takip ettigimi bilmeleri beni rahatsiz eder" sorusuna evet cevabi verenlerin orani %7'dir. Infeksiyon hastaliklari klinigi ça- lisanlarinin tamami, dahili branslarda çalisanlarin %92'si ve cerrahi branslarda çalisanlarin %93'ü HIV/AIDS'li hasta takip ettiklerinin meslektaslari tarafindan bilinmesinden rahatsizlik duymayacaklarini belirtti. HIV/AIDS'li biriyle ayni yerde çalismayi istemeyen katilimcilarin orani %26'dir. Tüm katilimcilarin %44'ü HIV/AIDS'li hastalarin diger hastalarla ayni odada kalmamalari gerektigini, %35'i (tüm hemsirelerin %27'si ve tüm doktorlarin %51'i) bu hastalarin mümkün olan en kisa sürede taburcu edilmeleri gerektigini düsündü. "Devlet HIV/ AIDS hastaligi üzerine daha az, daha sik görülen diger hastaliklara daha fazla kaynak ayirmali" sorusuna katilimcilarin %44'ü evet cevabi verdi. Tüm doktorlarin %31'i, tüm hemsirelerin yaklasik %50'si bu soruya evet cevabi verdi. "Ülkemizde HIV/AIDS'li kisilerin ayrimciliga maruz kalmamalari için yasalar düzenlenmesine gerek yoktur" sorusuna katilimcilarin %20'si evet cevabi verdi. Çalismaya katilanlarin %5'i ülkemizde HIV/AIDS'li kisilere destek olmak amaciyla gönüllü kuruluslara gerek olmadigini belirtti.
Bilgi düzeyi ve önyargi seviyesi arasindaki iliski: Hemsirelerin önyargi puani ortalamasi doktorlarinkinden daha yüksek bulundu. Katilimcilarin HIV hakkindaki bilgi düzeyleriyle önyargi seviyeleri arasinda negatif yönde istatistiksel olarak anlamli iliski saptandi (p<0.001). Katilimcilarin bilgi düzeyi arttikça önyargi seviyeleri azaldi. Ancak önyargi olusumunda bilgi düzeyi disinda baska birçok faktörün de var oldugu tespit edildi (r=0.308).
Irdeleme
Türkiye'deki HIV/AIDS vaka sayisi tani konmus ve bildirilmis olanin çok üstündedir. 1985 yilinda bildirilen HIV/AIDS'li vaka sayisi 3 iken 2000 yilinda 157; 2010'da 589, 2011'de 710, 2012'de 1068, 2013'te 1391 olmustur. T.C. Saglik Bakanligi'nin Haziran 2014 verilerine göre Türkiye'de kayitli toplam 8238 HIV/AIDS vakasi bulunmaktadir (8). Bu verilerden anlasildigi üzere Türkiye'de HIV/AIDS'li vaka sayisi giderek artmaktadir ve bunun bir sonucu olarak HIV/AIDS ile karsilasan saglik çalisani sayisi da artmaktadir. Saglik çalisanlarinin önyargili ve ayrimci yaklasimlari HIV/AIDS'li kisilerin tedaviden yoksun kalmalarina neden olabilir (2). Buna yönelik egitim ve bilinçlendirme önlemleri alinmadigi takdirde HIV/AIDS'in önlenmesi ve tedavisi büyük sekteye ugrayacaktir. Ayrimcilik, HIV/ AIDS'li kisiye gösterilen haksiz ve adaletsiz davranislardir. Etiketlemenin eyleme dönüsmüs halidir. Etiketleme ise, Joint United Nations Programme on HIV/AIDS (UNAIDS)'e göre, "HIV/AIDS ile yasayan veya baglantisi olan kisilerin degerini düsürme süreci"dir (9). Etiketleme hem birey sagligi hem de halk sagligi açisindan olumsuz sonuçlara yol açar. Bu çalismada bir egitim ve arastirma hastanesinde çalisan hekim ve hemsirelerin HIV ile iliskili önyargilari, etiketleme ve ayrimcilik davranislari degerlendirilmistir.
Bu çalismada katilimcilarin çogu dahili brans hemsiresidir ve katilimcilarin yaklasik yarisi HIV/AIDS tedavisinde yer almistir. Bu, Türkiye'nin en merkezi hastanelerinden birisi için beklenen bir sonuçtur. Zira Artvin Devlet Hastanesi'nde yapilan benzer bir çalismada HIV/AIDS tedavisinde yer alan hekim ve hemsire orani %8.7'dir (6). Bu çalismada HIV/AIDS takibinde yer almanin hastalik hakkindaki bilgi düzeyine ve önyargiya etkisi olmadigi gösterildi. HIV/AIDS konulu bir egitime katilanlar toplam katilimcilarin %57'sini olusturmaktadir. Bunlarin bir kismi tip veya hemsirelik fakültesinde almis olduklari egitimden bahsetmis olabilirler ve sonuç bu nedenle yüksek çikmis olabilir. Ancak soruda kastedilen fakülte sonrasi mesleki egitimdir. Gelecek çalismalarda bu soru daha açik sorulmalidir. HIV/AIDS hakkinda egitim almis olmanin yalnizca "HIV/AIDS homoseksüellerin hastaligidir" sorusuna verilen cevapta anlamli fark yarattigi görülmüstür. Egitim alanlarin %17'si, almayanlarin %45'i HIV/AIDS'in homoseksüellerin hastaligi oldugunu düsünmektedir (p<0.05). HIV/ AIDS hakkindaki genel bilgi düzeyi Türkiye'de yapilan diger çalismalara benzer olarak düsük bulunmustur. HIV/AIDS'in tedavi edilebilir bir hastalik oldugunu bilenlerin orani yaridan azdir (%44). Doktorlar arasinda bu oran daha yüksek (%71), hemsirelerde daha düsüktür (%31) (p<0.05). Düsük egitim seviyelilerin (lise ve ön lisans) %32'si ve yüksek egitimlilerin (lisans ve üstü) %51'i hastaligin tedavi edilebilir oldugunu düsünmüstür (p<0.05). ELISA testinin pozitif olmasinin kisinin HIV/AIDS oldugunu gösterdigini düsünenler katilimcilarin yaklasik yarisidir. Bu oran düsük ve yüksek egitimlilerde sirasiyla %66 ve %47'dir (p<0.05). Doktor ve hemsire orani sirasiyla %32 ve %63'tür (p<0.05). Infeksiyon hastaliklari ve klinik mikrobiyoloji klinigi katilimcilarinin orani %25, diger kliniklerdeki katilimcilarin orani %52'dir; aradaki fark anlamli degildir. "HIV/AIDS homoseksüellerin hastaligidir" sorusuna katilimcilarin %29'u evet cevabi vermistir. Tüm doktorlarin %45'i ve tüm hemsirelerin %22'si bu soruya evet cevabi vermistir. Doktorlar, hemsirelere göre bu konuda daha bilgisizdir (p<0.05). HIV/AIDS konusunda egitim alan ve almayan kisilerin verdikleri cevaplar arasinda yalnizca "HIV/AIDS homoseksüellerin hastaligidir" sorusunda fark bulundu (p<0.05). Egitim alanlarin %17'si, almayanlarin %45'i HIV/AIDS'in homoseksüellerin hastaligi oldugunu düsünmektedir. Bu soru teknik olarak yanlis sorulmus olsa da (dogrusu "HIV/AIDS yalnizca homoseksüellerin hastaligidir" seklinde olmaliydi) soruyu cevaplandiranlarin çogu tarafindan dogru anlasilmis ve katilimcilarin 1/4'ünden fazlasi bu hastaligin homoseksüellere özgü oldugunu düsünmüstür. Bu yanlis bilgiye sahip olanlarin orani doktorlar arasinda daha yüksektir. Ankara Egitim ve Arastirma Hastanesi (AEAH)'nde 2005'te yapilan, katilimcilarin çogunu doktorlarin olusturdugu bir çalismada (80 doktor ve 58 hemsire) HIV/AIDS'in yalnizca homoseksüellerin hastaligi oldugunu düsünenlerin orani %95 bulunmustur (5). Bu, HIV/AIDS hakkindaki bilgi eksikliginin yani sira önyarginin doktorlar ve hemsireler arasinda ne kadar yüksek oldugunun kanitidir. Bu çalismada HIV/AIDS'in bulasma yollari hakkindaki bilgi düzeyi Türkiye'de yapilan diger çalismalara benzer olarak düsük bulunmustur. HIV/AIDS'in korunmasiz cinsel iliskiyle bulasan bir hastalik oldugu bilinmekle birlikte, katilimcilarin %12.6'si tarafindan hastaligin yalnizca cinsel iliskiyle bulastigi düsünülmüstür. Bu oran doktorlarda %2.5 iken hemsirelerde %16'dir (p<0.05). Ortak çatal, kasik, bardak kullanimiyla hastaligin bulasabilecegini düsünenlerin orani %20'dir. Bu oran düsük egitimlilerde %25, yüksek egitimlilerde %18; IHKM klinigi katilimcilarinda %8, diger kliniklerin katilimcilarinda %19'dur; aradaki farklar anlamsizdir. Inci (6)'nin yaptigi çalismada tokalasma, sarilma gibi sosyal iliskilerin bulasma yolu oldugunu düsünenlerin orani %15.7'dir. Bu oran, bu ça- lismada ve Hatipoglu ve arkadaslari (5)'nin AEAH'deki çalismasinda %1'in altinda bulundu. Iki egitim arastirma hastanesinde de katilimcilar büyük oranda hastaligin kan nakliyle bulastigini bilmekteydi. Ortak havuz ve tuvalet kullanimiyla HIV/ AIDS bulusacagini düsünenlerin orani çalismamizda %15'tir (doktorlarda %20, hemsirelerde %13, p>0.05). Hatipoglu ve arkadaslari (5)'nin çalismasinda ortak tuvalet kullaniminin bulasmaya neden olabilecegini düsünenler tüm katilimcilarin %8'idir. HIV/AIDS'in sivrisinek ve böcek isirigiyla bulastigini düsünenlerin orani bu çalismada %18, Hatipoglu ve arkadaslari (5)'nin çalismasinda %23 bulunmustur. HIV/AIDS'li gebeden çocuga bulasma olacagini düsünen katilimci orani %95'tir ve Hatipoglu ve arkadaslari (5)'nin çalismasindakine benzerdir. Hastaligin korunma yollariyla ilgili bilgi düzeyini ölçmeye yönelik sorulara bakildiginda, kondom kullaniminin hastaligin bulasmasini engelleyebilecegini düsünen katilimci orani %94 iken, HIV/AIDS'ten korunma yolu tek esliliktir sorusuna evet cevabi veren katilimci orani %64'tür. Bu oran düsük egitimlilerde %73, yüksek egitimlilerde %57'dir; ancak aradaki fark anlamsizdir. Verilecek egitimlerde kisiler tek eslilik yerine kondom kullanimina özendirilmelidir. HIV/AIDS'ten asiyla korunulabilecegini düsünen katilimci orani %10'dur. Ilginç olarak IHKM klinigi katilimcilarinda oran %33, diger kliniklerin katilimcilarinda oran %8'dir ve aradaki fark anlamlidir (p<0.05). Hatipoglu ve arkadaslari (5)'nin çalismasinda asinin koruyuculuk sagladigini düsünen yoktur.
Önyargiyi ölçmeye yönelik sorularda kisilerin kendi bildirdikleri ayrimcilik davranislari esas alindi. Bu davranislar birtakim hipotetik sorularla ölçüldü. Bu sorularin cevaplanmasinda toplumsal baski nedeniyle toplum tarafindan dogru kabul edilen seçenegin cevaplanmasi yolu seçilerek taraf tutulmus olabilir. Verilen cevaplara bakildiginda bu konudaki önyargi seviyesinin yüksek oldugu görülmektedir. Yaptigi isi HIV/AIDS açisindan riskli bulan katilimcilarin orani %88'dir. Bu oran düsük egitimliler arasinda %90, yüksek egitimliler arasinda %75 (p<0.05); doktorlar arasinda %88 ve hemsireler arasinda %75'tir (p>0.05). Bu oran Hatipoglu ve arkadaslari (5)'nin çalismasindakine oldukça benzerdir. Inci (6)'nin Artvin Devlet Hastanesi'ndeki çalismasinda bu oran (%76.5) daha düsüktür. Bunun nedeni Artvin Devlet Hastanesi'nde çalisanlarin HIV/AIDS'li kisilerle karsilasma oraninin düsük olmasi olabilir. Tüm katilimcilarin yarisi HIV/AIDS'li hasta takip etmeyi tercih etmemektedir (doktorlarin %40'i ve hemsirelerin %54'ü, p>0.05). Ilginç olarak IHKM klinigi katilimcilari ve diger kliniklerin katilimcilarinda bu oran sirasiyla %66 ve %50'dir (p>0.05). Bu, HIV/AIDS'li hastayla karsilasan iki saglik çalisanindan birinin bu hastayi takip etmek istemedigi anlamina gelir ve önyarginin yol açtigi olumsuz sonuçlarin boyutunu gösterir. Ayrica 126 katilimcinin 20'si bu hastalardan hiç hoslanmadiklarini belirtmistir (doktorlarin %10'u, hemsirelerin %20'si; düsük egitimlilerin %12'si ve yüksek egitimlilerin %20'si; p>0.05). Bu hastalarin tedavilerini yapmaktan kaçinan katilimci sayisi da benzerdir. HIV/AIDS'li hastalarin ameliyatinda bulunmaktan kaçinan cerrahi brans katilimcilarinin orani %50'dir. Günlük pratikte bu oran çok daha fazladir. Katilimcilarin yaklasik dörtte biri HIV/AIDS'li hasta takip ettiklerinin diger hastalari tarafindan bilinmesinden rahatsizlik duyacaklarini belirtmistir. Hatipoglu ve arkadaslari (5) ile Inci (6)'nin çalismalarinda %50'nin biraz üzerinde katilimci HIV/ AIDS'li hastalarla ayni yerde çalisabileceklerini belirtmistir. Bizim çalismamizda bu oran %74'tür. Katilimcilar HIV/AIDS'e daha sik görülen diger hastaliklardan daha fazla kaynak ayrilmasi gerektigi konusunda hemfikir olmasalar da bu kisilerin ayrimciliga maruz kalmamalari için yasalar düzenlenmesi ve gönüllü kuruluslar kurulmasi fikrine büyük oranda (sirasiyla %80 ve %95) katilmistir.
Sorulara verilen cevaplarla katilimcilarin çalistiklari klinikler arasinda bir iliski saptanmamistir. Bu, IHKM kliniginden katilimci sayisinin az olmasi ve IHKM klinigi katilimcilarinin (özellikle hemsirelerin) bu klinikteki çalisma sürelerinin bilinmemesi nedeniyle anlamli degildir. Gelecek çalismalarda katilimcilarin çalistiklari kliniklerdeki çalisma süreleri belirtilmelidir.
Yurtdisinda da durum benzerdir. ABD'de yapilan bir çalismada pratisyen hekimlerin ayni demografik özelliklere sahip lösemili ve HIV'li hastalardan HIV'lilere karsi önyargili davrandiklari görülmüstür (10). Barbados'ta yapilan bir çalismada tip fakültesinden 1984'ten önce mezun olan doktorlarin HIV süpheli kisilere bu kisilerin bilgisi ve izni olmaksizin test yapilmasi konusunda daha israrci, HIV/AIDS'e yönelik egitim alma konusundaysa gönülsüz olduklari görülmüstür (11). Baska bir çalismada gösterilmistir ki, HIV-pozitif saglik çalisanlari meslektaslarinin bu durumu ögrenmelerinden çekinmekte, sosyal statüleri hakkinda endiselenmektedirler (12). Avustralya'da yapilan aile hekimlerinin HIV'li hastalara karsi ayrimcilik davranislarini inceleyen bir çalismada, HIV/ AIDS olgularina profesyonel destek veren doktorlarin çogunun homoseksüel olduklari tespit edilmistir. Ayrimcilik davranisi yüksek olan yasli aile hekimlerinin egitilmeleri gerektigi sonucuna varilmistir (4).
Katilimcilarin HIV/AIDS ile ilgili bilgi düzeyleri arttikça önyargi seviyeleri azalmasina ragmen bilgi eksikligi, önyargi olusumuna neden olan faktörlerin küçük bir bölümünü olusturmaktadir. Katilimcilar hastalik hakkinda belirli bilgi düzeyine sahip olmalarina ragmen HIV/AIDS'li hastalara hâlâ önyargili yaklasabilmektedir. Bunun nedeni din gibi kültürel faktörler, HIV/AIDS'li kisilerle yeterli siklikta karsilasmama gibi pratik eksiklikler olabilir. Avustralya'da yapilan bir çalismada, ayrimciligin HIV'li olguyla ve homoseksüellerle karsilasma oraniyla dogru orantili olarak azaldigi görülmüstür (4). Baska bir çalismada HIV hakkinda genis bilgi sahibi olma, etiketleme ve ayrimcilik konulu egitimlere katilmis olma, yüksek egitim düzeyine sahip olma ve dindar olmamanin etiketleme ve ayrimciligi azalttigi gözlenmistir (13). Iran'da saglik çalisanlari üzerinde yapilan bir çalisma sonucunda, tibbi egitimin etiketlemeyi azaltici programlari içerecek sekilde güçlendirilmesi, din liderlerinden etiketleme ve ayrimciligi azaltmaya yönelik resmi bildiriler alinmasi önerilmistir (14).
Sonuç olarak, HIV/AIDS hakkindaki bilgi eksikligi ve önyargi tüm katilimcilar arasinda yüksek bulunmakla birlikte, lise mezunu olanlarda ve hemsirelerde bunun daha yüksek oldugu, lisans ve üstü egitim alanlarda ve doktorlarda daha düsük oldugu saptanmistir. HIV/AIDS'li hasta takibinde yer almis olmanin ve IHKM kliniginde çalisiyor olmanin bilgi düzeyi ve önyargi üzerine herhangi bir etkisi saptanmamistir. Bu sonuçlar göz önünde bulunduruldugunda, saglik çalisanlari- nin HIV/AIDS ile ilgili egitimine büyük önem verilmesi gerektigi görülmektedir. Bunun yani sira, önyargi olusumunda rol oynayan bilgi eksikligi disindaki faktörler arastirilmali ve bunlara yönelik önlemler alinmalidir. Saglik çalisanlari arasindaki önyargi ve etiketlemeyi azaltmak için alinmasi gereken önlemler Gerbert ve arkadaslari (12) tarafindan kisisel ve çevresel önlemler seklinde gruplandirilmistir. Kisisel önlemler, saglik çalisanlarinin etiketleme ve etiketleme ortadan kalktiginda ortaya çikan olumlu sonuçlar hakkinda farkindaliklarinin artirilmasi ve saglik çalisanlarinin HIV'in bulasiciligi konusunda egitilmeleriyle HIV'in ahlak disi davranislarla bulastigi yargisinin ortadan kaldirilmasi seklinde özetlenirken, çevresel önlemler de devlet düzeyinde alinmasi gereken, mesleki bulasmayi önleyecek olan önlemler olarak belirtilmistir (12). Dünyada bu konuya yönelik yapilan çalismalar yakindan takip edilmeli, ülkemizin dinamikleri göz önünde bulundurularak benzer çalismalar planlanmalidir. Böylelikle saglik çalisanlari arasinda var olan önyarginin nedenleri aydinlatilarak bunu ortadan kaldirmaya yönelik önlemler alinabilir.
Çikar Çatismasi
Yazarlar herhangi bir çikar çatismasi bildirmemislerdir.
Kaynaklar
1. Friedman SR, Downing MJ Jr, Smyrnov P, et al. Socially-integrated transdisciplinary HIV prevention. AIDS Behav. 2014; 18(10): 1821-34. [CrossRef]
2. Hossain MB, Kippax S. Stigmatized attitudes toward people living with HIV in Bangladesh: health care workers' perspectives. Asia Pac J Public Health. 2011; 23(2): 171-82. [CrossRef]
3. Nyblade L, Stangl A, Weiss E, Ashburn K. Combating HIV stigma in health care settings: what works? J Int AIDS Soc. 2009; 12: 15. [CrossRef]
4. Bermingham S, Kippax S. HIV-related discrimination: a survey of New South Wales general practitioners. Aust N Z J Public Health. 1998; 22(1): 92-7. [CrossRef]
5. Hatipoglu ÇA, Bulut C, Çelik AK, Yildiz F, Kinikli S, Demiröz AP. Bir egitim hastanesinde saglik personelinin HIV/AIDS konusundaki bilgi düzeyleri. Türk HIV/AIDS Dergisi. 2005; 8(2): 56-60.
6. Inci A. HIV/AIDS konusunda bilgi düzeyi ve tutum. J Clin Anal Med. 2014; 5(5): 394-6.
7. Çekin Y, Özdemir A, Yigiter Senol Y, Çekin AH. The investigation of knowledge about and attitude toward HIV among healthcare professionals in a tertiary hospital. J Clin Anal Med. 2013; 4(4): 291-6. [CrossRef]
8. T.C. Saglik Bakanligi HIV/AIDS Veri Tablolari Ekim 1985 - Haziran 2014 [Internet]. Ankara: Türkiye Halk Sagligi Kurumu Bulasici Hastaliklar Daire Baskanligi Zührevi Hastaliklar Birimi [erisim 7 Kasim 2014]. http://www.hatam.hacettepe.edu.tr/veriler_Haziran_ 2014.pdf.
9. HIV - Related Stigma, Discrimination and Human Rights Violations. Case studies of successful programmes. (UNAIDS best practice collection) [Internet]. Geneva: Joint United Nations Programme on HIV/AIDS (UNAIDS) [erisim 7 Agustos 2014]. http://data.unaids.org/publications/ irc-pub06/JC999-HumRightsViol_en.pdf.
10. Kelly JA, St Lawrence JS, Smith S Jr, Hood HV, Cook DJ. Stigmatization of AIDS patients by physicians. Am J Public Health. 1987; 77(7): 789-91. [CrossRef]
11. Massiah E, Roach TC, Jacobs C, et al. Stigma, discrimination, and HIV/AIDS knowledge among physicians in Barbados. Rev Panam Salud Publica. 2004; 16(6): 395-401. [CrossRef]
12. Gerbert B, Maguire BT, Bleecker T, Coates TJ, McPhee SJ. Primary care physicians and AIDS. Attitudinal and structural barriers to care. JAMA. 1991; 266(20): 2837-42. [CrossRef]
13. Feyissa GT, Abebe L, Girma E, Woldie M. Stigma and discrimination against people living with HIV by healthcare providers, Southwest Ethiopia. BMC Public Health. 2012; 12: 522. [CrossRef]
14. Rahmati-Najarkolaei F, Niknami S, Aminshokravi F, et al. Experiences of stigma in healthcare settings among adults living with HIV in the Islamic Republic of Iran. J Int AIDS Soc. 2010; 13: 27. [CrossRef]
Burcu Bayrak, Seda Keten, Muzaffer Fincanci
Istanbul Egitim ve Arastirma Hastanesi, Infeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mikrobiyoloji Klinigi, Istanbul, Türkiye
Yazisma Adresi/Address for Correspondence:
Burcu Bayrak, Istanbul Egitim ve Arastirma Hastanesi, Infeksiyon Hastaliklari ve Klinik Mikrobiyoloji Klinigi, Istanbul, Türkiye
Tel./Phone: +90 212 459 60 16 Faks/Fax: +90 212 632 00 20 E-posta/E-mail: [email protected]
(Gelis / Received: 7 Mart / March 2014; Kabul / Accepted: 23 Agustos / August 2014)
DOI: 10.5152/kd.2014.30
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Aves Yayincilik Ltd. STI. Dec 2014