ÖZET
Amaç: Bu çaiismanin amaci, sinif V restorasyonlarin mikrosizintisi üzerine farkii kaide materyaiierinin kullaniminin etkisini in vitro oiarak inceiemektir.
Gereç ve Yöntem: Çaiismada 60 adet çekiimis, çürüksüz büyük azi disi kuilaniidi. Disierin bukkal yüzeyinde meziodistai genisiigi 4 mm, okiuzo-gingivai genisligi 3 mm ve deriniigi 3 mm oian sinif V kaviteier hazirlandi. Daha sonra, disier rastgeie bes gruba ayrildi: Grup 1: rezin modifiye kaisiyum siiikat materyai (TheraCai LC), Grup 2: kendinden pürüziendirmeii akiskan kompozit rezin (Fusio Liquid Dentin), Grup 3: akiskan kompozit rezin (Tetric N-Fiow), Grup 4: nanodoidurucuiu rezin modifiye cam iyonomer siman (Ketac N100), Grup 5: kontroi grubu. Deney gruplarinda, kaide materyalleri kavite tabanlarina 1 mm kaiiniiginda yerlestirildi. Üzerierine A2 renginde nanohibrit doidurucuiu kompozit rezin (Grandio) yeriestiriierek restorasyoniar tamamiandi. Kontroi grubunda ise herhangi bir kaide materyali kuiianiimadi. Bitim ve poiisaj islemlerinden sonra, disiere 5-55 °C'de 5000 defa isisal döngü uyguiandi. Disierin mikrosizinti degeriendirmeieri boya sizinti yöntemi (%0.5 bazik fuksin) kullanilarak gerçekiestiriidi. Eide ediien skoriar, Bonferroni düzeitmeii Kruskai Wallis ve Mann-Whitney U testieri kuiianiiarak istatistiksei oiarak inceiendi.
Bulgular: Çaiismadaki tüm deney gruplarinda, restorasyonlarin okiuzai böigeierindeki mikrosizinti skoriari arasinda istatistiksei oiarak aniamii fark buiunmazken (p=0.267), gingival böigedeki mikrosizinti skoriari arasinda istatistiksei oiarak aniamii farkiiiik oldugu görüidü (p=0.004). Buna göre, Fusio Liquid Dentin ve kontroi gruplarina göre sirasiyla, Theracai LC, Tetric N-Fiow ve Ketac N-100 grupiarinin sizdirmaziikiarinin aniamii oiarak daha iyi oldugu görüidü (p<0.01). Tüm deney gruplarinda okiuzai ve gingival böigeierde gözienen mikrosizinti skoriari arasinda istatistiksei oiarak aniamii farkiiiigin oimadigi tespit ediidi (p>0.01).
Sonuç: Bu çaiismanin sinirlari dahiiinde sinif V restorasyoniarda kaide materyali kullaniminin (Fusio Liquid Dentin hariç) gingival böigedeki mikrosizintiyi azaittigi görüidü.
Anahtar KelImeler: Dental kavite kaplayicilari; dental sizinti; kompozit dentai rezin
Effect of using different base materials on microleakage of class V restorations
ABSTRACT
OBJECTIVE: The aim of this in vitro study was to evaluate and compare the effect of using different base materials on microleakage of class V restorations.
MATERIALS AND METHOD: In this study 60 extracted noncavitated human molar teeth were used. Class V cavities were prepared on the buccal surfaces in 4 mm mesiodistal, 3 mm gingivo-occlusal width and 3 mm depth. The teeth were randomly divided into five groups: Group 1: resin-modified calcium silicate material (TheraCal LC), Group 2: self-adhesive flowable composite resin (Fusio Liquid Dentin), Group 3: flowable composite resin liner (Tetric N Flow), Group 4: resin-modified glass ionomer liner (Ketac N100), Group 5: control group. Materials in the experimental groups were placed in 1 mm thickness as liner. Then, a nanohybrid composite resin (Grandio) was placed and restorations were completed. In the control group, no base material was applied. After finishing and polishing procedures, thermocycling was performed 5000 times between 5-55 °C. Microleakage of restorations was evaluated by using dye penetration method (basic fuchsin). Results were analyzed by Kruskal Wallis with Bonferroni correction and Mann-Whitney U tests.
RESULTS: Regarding occlusal microleakage, no statistically significant difference was found between the groups (p=0.267); however significant difference was found between the gingival microleakage scores (p=0.004). Compared to Fusio Liquid Dentin and control groups, significantly less dye penetration was found in Theracal LC, Tetric N-Flow and Ketac N-100 groups (p<0.01). No significant difference was found between the occlusal and gingival sides of the restorations in any of the test group (p>0.01).
CONCLUSION: Within the limitation of this study, the conclusion was that the use of a liner (except Fusio Liquid Dentin) under composite resin in a class V cavity reduced the microleakage of the restoration.
KEYWORDS: Composite dental resin; dental cavity liners; dental leakage
GIrI§
Di§ sert doku lezyonlarinin siklikla gözlendigi yerlerden biri diçlerin servikal bölgelerdir.1 Servikal bölgede oluçan lezyonlar, çürük nedeniyle oluçabilecegi gibi çürüksüz olarak da meydana gelebilir. Baçlangiç halindeki küçük boyutlardaki servikal lezyonlarda hassasiyet mevcut degilse, beslenme aliçkanligi ve oral hijyen egitimi ile lezyonlar kontrol altinda tutulabilir. Ancak, hassasiyet veya agri varsa, lezyon derinse ve en önemlisi çürük içeriyorsa bu tip lezyonlar mutlaka restore edilmelidir.1
Servikal bölge restorasyonlarinin klinik baçarilarini etkileyen en önemli etkenlerden biri kenar sizintisidir. Kenar sizintisi; restorasyon ile di§ dokulari arasindan bakteri, sivi, molekül ve iyonlarin mikroskobik olarak geçiçi çeklinde tanimlanmaktadir.2 Mikrosizinti sonucu; post-operatif hassasiyet, kenar renklenmesi, kenar bütünlügünün bozulmasi ve sekonder çürük gibi birçok olumsuz durumla karçi karçiya kalinabilir.3 Servikal bölge restorasyonlarinda mikrosizinti oluçmasinda etkili iki temel neden vardir. Bunlar; lezyonlarin diçetine yakinligi sebebiyle uygulama esnasinda nem kontrolünün zor olmasi ve fonksiyonel kuvvetlerin diçin servikal bölgesinde stres oluçturmasidir.
Diçlerde oluçan çeçitli streslerin olumsuz etkilerini azaltmak amaciyla, kompozit rezin ile kavite duvarlari arasina düçük elastisiteye sahip stres kirici kaide materyallerinin kullanimi tavsiye edilmektedir.4 Kaide materyalinin kullanimiyla, hem okluzal kuvvetlere bagli olu§an streslerin hem de polimerizasyon büzülmesi sonucu kompozit rezinin yapisinda olu§an streslerin kontrolü amaçlanir. Rezin modifiye cam iyonomer simanlar ve aki§kan kompozit rezinler, kompozit rezin ile yapilan restorasyonlarda kullanilabilen kaide materyalleridir. Son yillarda geliçtirilen kendinden baglayicili aki§kan kompozit rezinler de alternatif kaide materyalleri arasinda gösterilmektedir. Asitle pürüzlendirme ve baglayici uygulamasinin gerekmedigi bu materyaller, uygulama kolayliginin yani sira hassasiyet giderici özellige de sahiptirler.
Restoratif di§ hekimliginde kaide kullaniminin diger bir amaci da pulpanin korunmasi amaciyla direkt ya da indirekt olarak pulpa yüzeyinin kapatilmasidir. Bu amaçla geli§tirilmi§ materyaller arasinda en sik tercih edileni kalsiyum hidroksit esasli kaide materyalleridir.5 Bunlarin avantajlarinin yaninda kolay çôzünebilmeleri ve materyal ile pulpa ara yüzeyinde pH'yi arttirarak nekrotik yüzey olu§turmalari gibi ciddi dezavantajlari da vardir.5 1990'larda üretilen mineral trioksit agregat (MTA), kalsiyum hidroksit esasli materyallere kiyasla üstün özellikler gösteren bir alternatif olmu§tur. MTA; biyoaktif, biyouyumlu, di§ pulpasiyla olumlu etkileçimi ve daha az pulpa inflamasyonuna sebep olmasi gibi nedenlerle günümüzde pulpa kaplamasinda ba§ariyla kullanilmaktadir.5 MTA'nin pulpa kaplamasi tedavisindeki ba§arisindan yola çikilarak, içikla sertle§en rezin modifiye kalsiyum silikat materyal, TheraCal LC (Bisco Inc, Schaumburg, IL, ABD) üretilmiçtir. Üretici firma, TheraCal LC'nin hidrofilik monomer içinde trikalsiyum silikat partiküllerini içeren bir materyal oldugunu, pulpa yüzeyindeki pH'yi arttirarak (pH 10-11) pulpada rejeneratif olaylarin ba§lamasinda, kalsiyum salimi ile hidroksi apatit olu§umunda ve sekonder dentin köprülerinin olu§masinda önemli rol oynadigini bildirmi§tir. Ayrica materyalin opak olmasi nedeniyle özellikle kompozit materyal ile kullanilacaksa 1 mm'den fazla kalinlikta kullanilmamasi gerektigini de belirtmi§lerdir. Ancak literatürde bu materyalin di§ dokusuna baglanimi ve dolayisiyla mikrosizinti üzerine etkisiyle ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadir.
Bu çali§manin amaci, sinif V restorasyonlarin mikrosizintisi üzerine farkli kaide materyali kullanimin etkisini in vitro olarak incelemektir. Çali§manin ba§langiç hipotezi, sinif Vrestorasyonlarda mikrosizinti olu§umunu önlemede kaide materyali kullanimi ile kullanilmamasi arasinda anlamli bir farkliligin olmadigidir.
Gereç VE Yöntem
Çali§mada periodontal sebeplerle çekilmi§ 60 adet çürüksüz birinci büyük azi di§i kullanildi. Diçlerin yüzeylerindeki yumu§ak doku artiklari keskin bir ekskavatör ile temizlendikten sonra, di§ ve kök yüzeylerinde çatlak ve kirik olup olmadigi stereomikroskop (Olympus SZ60, Tokyo, Japonya) ile incelendi. Çatlak ve kirik saptanan di§ler çali§maya dahil edilmedi. Bu incelemeden sonra di§ler çali§mada kullanilincaya kadar %0.9 serum fizyolojik içinde bekletildi.
Restorasyonlarin hazirlanmasi
Diçlerin bukkal yüzüne fissür uçlu elmas frez (Diatech, Swiss Dental, Heerbrugg, isviçre) ile, kavitenin gingival siniri mine-sement birle§iminin 1 mm altinda olacak §ekilde, boyutlari: 4 mm (mezio-distal) x 3 mm (gingivo-okluzal) x 3 mm (derinlik) sinif V kaviteler hazirlandi. Kavite preparasyonlari esnasinda milimetrik uçlu periodontal sond kullanilarak kavite boyutlarinda sapma olmamasina dikkat edildi. Kavite preparasyonu tamamlanan di§ler, her grupta 12 di§ olacak §ekilde rastgele be§ gruba ayrildi.
Grup 1: rezin modifiye kalsiyum silikat materyal, TheraCal LC,
Grup 2: kendinden baglanabilen aki§kan kompozit rezin, Fusio Liquid Dentin (Pentron Clinical, Orange, CA, ABD),
Grup 3: nanohibrit dolduruculu aki§kan kompozit rezin, Tetric N-Flow (Ivoclar-Vivadent, Schaan, Liechtenstein),
Grup 4: nanodolduruculu rezin modifiye cam iyonomer siman, Ketac N100 (3M-ESPE, St. Paul, MN, ABD) kavite tabanina kaide materyali olarak 1 mm kalinliginda yerle§tirildi. Materyaller Tablo 1'de açiklandigi §ekilde üretici firmalarinin talimatlari dogrultusunda kullanildi. Materyallerin polimerizasyonunda LED i§ik cihazi (Free Light Elipar, 3M-ESPE, St. Paul, MN, ABD) kullanildi.
Tetric N-Flow'un kullanildigi Grup 3 haricinde, kaide materyali yerleçtirildikten sonra tüm kavite yüzeylerine tek a§amali kendinden pürüzlendirmeli adeziv sistem (Clearfil S3 Bond, Kuraray, Noritake Dental, Tokyo, Japonya) üretici firma talimatlari dogrultusunda uygulandi ve 10 sn i§ik uygulanarak polimerize edildi. Grup 3'te ise önce kaviteye adeziv uygulandi ve daha sonra Tetric N-Flow kaviteye yerle§tirildi.
Takiben, A2 renginde nanohibrit dolduruculu bir kompozit rezin olan Grandio (VOCO GmbH, Cuxhaven, Almanya),kaide materyalinin üzerine 2 mm kalinliginda yerle§tirilip LED i§ik cihazi ile 20 sn i§ik uygulanarak polimerize edildi.
Grup 5'teki diçlerin kavite tabanlarina ise kaide materyali kullanilmadan kompozit restorasyonlari diger deney gruplarinda uygulandigi §ekilde adeziv uygulamasindan sonra yapilarak, kontrol grubu olu§turuldu.
Restore edilen tüm deney gruplarindaki di§lere, alüminyum oksit kapli diskler (Sof-Lex, 3M ESPE, St. Paul, MN, ABD) kullanarak bitirme ve polisaj içlemleri uygulandiktan sonra, hazirlanan di§ler 37 °C nemli enkübatörde 24 saat süreyle saklandi. Bu sürenin sonunda, tüm di§lere 5-55 °C'de ve her birinde 15 sn kalacak §ekilde 5000 kere isisal döngü uygulandi. Takiben, restorasyon kenarlari 1 mm açikta kalacak §ekilde tüm di§ yüzeyi iki kat tirnak cilasiyla boyandi. Cila kuruduktan sonra diçler %0.5 bazik fuksin içinde 24 saat bekletildi. Boyadan çikarilan diçler akan su altinda yikandi. Diçler restorasyonun ortasindan geçecek §ekilde bukko-lingual yönde enlemesine iki e§it parçaya ayrildi. Her parçada restorasyon kenarlarinda olu§an boya sizintisi ayni ara§tirmaci tarafindan stereomikroskop (Olympus SZ60, Tokyo, Japonya) ile x40 büyütmede incelendi ve di§ ile restorasyon ara yüzeyinde kavite duvarlarinda olu§an boya sizintisi a§agida belirtilen §ekilde skorlandi.6
Skor 0: Hiç boya sizintisi yok
Skor 1: 0-1 mm boya sizintisi mevcut
Skor 2: 1-2 mm boya sizintisi mevcut
Skor 3: 2 mm'den fazla boya sizintisi mevcut
istatistiksel analiz
Verilerin analizi SPSS for Windows 11.5 paket programinda yapildi (Statistical Package for Social Science; SPSS Inc., Chicago, IL, ABD).
Gruplar arasinda okluzal veya gingival boya sizinti skorlari yönünden farkin önemliligi Bonferroni düzeltmeli Kruskal Wallis testiyle ara§tirildi. Bonferroni Düzeltmesine göre p<0.025 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamli kabul edildi. Kruskal Wallis test istatistigi sonucunun önemli bulunmasi halinde farka neden olan gruplari tespit etmek amaciyla Conover'in parametrik olmayan çoklu kar§ila§tirma testi kullanildi (p<0.025).
Gruplar içerisinde okluzal ve gingival boya sizinti skorlari arasinda istatistiksel olarak anlamli fark olup olmadigi ise Bonferroni Düzeltmeli Mann-Whitney U testiyle araçtirildi. Bonferroni düzeltmesine göre p<0.010 için sonuçlar istatistiksel olarak anlamli kabul edildi.
Bu çali§mada, olasi tüm çoklu kar§ila§tirmalarda Tip I hatayi kontrol edebilmek için Bonferroni düzeltmesi yapildi.
Bulgular
Theracal LC, Fusio Liquid Dentin, Tetric N-Flow, Ketac N-100 ve kontrol gruplari arasinda okluzal bölgede sizdirmazlik bakimindan istatistiksel olarak anlamli fark görülmedi (p=0.267, Kruskall-Wallis; Tablo 2).
Theracal LC, Fusio Liquid Dentin, Tetric N Flow, Ketac N-100 ve kontrol gruplarindan en az ikisi arasinda gingival bölgede sizdirmazlik bakimindan istatistiksel olarak anlamli fark görüldü (p=0.004, Kruskall-Wallis). Söz konusu farka neden olan durum istatistiksel olarak degerlendirildiginde, Liquid Dentin ve kontrol gruplarina göre sirasiyla; Theracal LC, Tetric N Flow ve Ketac N-100 gruplarinin sizdirmazliklarinin anlamli olarak daha iyi oldugu görüldü (p<0.01).
Gruplarin okluzal ve gingival bölgedeki sizdirmazlik skorlari kendi içerisinde degerlendirildiginde, hiç bir grupta okluzal ve gingival bölge arasinda istatistiksel olarak anlamli fark olmadigi belirlendi (p>0.01; Tablo 2, Çekil 1).
TARTIÇMA
Günümüzde insanlarin estetik taleplerinin artmasi, restoratif amaçla kullanilan materyallerin geli§iminde önemli rol oynami§tir. Bu geli§meler sayesinde materyallerin estetik görünümü, okluzal kuvvetlere kar§i dayanimi ve a§inma direnci gibi problemler oldukça azalmi§tir. Tüm bu olumlu geli§melere ragmen, restorasyon kenarlarinda mikrosizinti olu§umu hala oldukça önemli bir problemdir.7 Mikrosizintinin, mevcut restorasyonlarda estetik kayip ve hatta pulpada patalojik durumlarin ortaya çikmasinin en önemli nedenlerinden biri oldugu birçok literatürde yayinlanmi§tir.78
Mikrosizinti; tüm restorasyon tiplerinde önemli bir problem olmakla beraber, özellikle diçin servikal bölgesinde yer alan restorasyonlarda daha büyük önem ta§imaktadir. Çünkü bu tip restorasyonlarin diçteki lokalizasyonu sadece minede degil dentin ve sement dokusunu da içermektedir. Rezin esasli kompozit materyallerinyapisinda polimerizasyonsonucubir miktar büzülmenin olu§masi, farkli dokulara baglanmanin gerçekleçtigi servikal restorasyonlarin kavite duvarlarina adaptasyonunu bozdugu ve dolayisiyla mikrosizintiya neden oldugu rapor edilmiçtir.9
Restorasyon kenarlarinda olu§an mikrosizinti; boyama yöntemi, radyoizotop yöntemi, kimyasal ajanlar, elektrokimyasal analiz, bakteriyel sizinti, insan serumu sizintisi yöntemi, basinçli hava kullanimi, taramali elektron mikroskopu (SEM) analizi ve nötron aktivasyon analizi gibi birçok degiçik yöntemle tespit edilebilmektedir.10 Bu yöntemler arasindan boya sizintisi yöntemi; kimyasal reaksiyona ve radyasyona ihtiyaç duyulmamasi, ucuz ve kolay uygulanabilir olmalarindan dolayi siklikla tercih edilmektedir.11
Çali§mada tüm deney gruplarinin okluzal bölgelerinden elde edilen mikrosizinti skorlari degerlendirildiginde, gruplar arasinda istatistiksel olarak anlamli bir farklilik olmadigi gözlendi. Senawongse ve ark.12 tarafindan yapilan bir çali§mada, sinif V restorasyonlarin mikrosizintisi üzerine kaide materyali kullaniminin etkisi degerlendirilmi§, kaide materyali kullaniminin restorasyonlarin gingival bölgesinde görülen mikrosizinti olu§umunu azaltirken, okluzal bölgede görülen mikrosizinti üzerine herhangi bir etkisinin olmadigi bildirilmiçtir. Bu çali§ma bizim çali§mamizin bulgularini desteklemektedir. Bu durum kompozit materyalin kavite duvarlarina baglanmasinda okluzal bölgede daha fazla mine, gingival bölgede ise dentinin olmasindan ileri gelebilir. Restorasyonlarin mikrosizinti üzerine yapilan birçok çali§mada minede sonlanan restorasyon kenarlarinda mikrosizintinin dentin veya sementte sonlanan restorasyonlara göre daha az oldugu bildirilmi§tir.13'15
Çali§mada elde edilen gingival bölgedeki mikrosizinti skorlari degerlendirildiginde; kaide materyali olarak rezin modifiye kalsiyum silikat materyal, TheraCal LC'nin kullanildigi Grup 1, nanohibrit dolduruculu aki§kan kompozit rezin, Tetric N-Flow'un kullanildigi Grup 3 ve nanodolduruculu rezin modifiye cam iyonomer siman, Ketac N100'ün kullanildigi Grup 4'teki örneklerde gözlenen mikrosizintinin hiç kaide materyali kullanilmayan kontrol grubu (Grup 5) ve kendinden baglanabilen aki§kan kompozit rezin, Fusio Liquid Dentin'in kullanildigi Grup 2'deki örneklerde gözlenen mikrosizintidan istatistiksel olarak anlamli bir §ekilde daha az oldugu tespit edildi. Bunun kullandigimiz kaide materyallerinin yapisal özelliklerinin ve uygulamalarinin birbirinden farkli olmasi neden olabilir.
Kaide materyallerinin dü§ük elastisiyet modüllerinin, kompozit rezinin polimerizasyon büzülmesini kompanse etmenin yani sira kavitenin C faktörü degerini dü§ürerek kompozit rezinin sizdirmazligi üzerine katkida bulundugu rapor edilmi§tir.15 Kaide materyali kullaniminin bir diger avantaji ise fonksiyon esnasinda okluzal kuvvetlere bagli olu§an gerilme ve makaslama kuvvetlerini tolere etmeleridir.16' 17
Bu olumlu özelliklerinden dolayi günümüzde kompozit rezin ile birlikte kalsiyum hidroksit, cam iyonomer siman, MTA, aki§kan kompozit gibi degiçik kaide materyalleri kullanilmaktadir. Yakin zamanda ise kalsiyum hidroksit ve MTA'nin dentin yapimini te§vik edici özelligini ta§iyan yeni bir materyal geli§tirilmi§tir. TheraCal LC isimli bu materyal, tiksotropik özelligi nedeniyle uygulamasi kolay bir materyaldir. Ayrica hidrofilik rezin içerigi sayesinde stabil bir yapiya sahiptir. Estrela ve Holland18 ve Gondolfi ve ark.19 TheraCal LC'nin kullanma kolayligindan dolayi MTA'ya göre daha üstün tikama özelligine sahip oldugunu bildirmi§lerdir. Ayrica, üretici firma içikia polimerizasyondan sonra, materyalin yüksek fiziksel özelliklere ve dü§ük erime özelligine sahip olmasi nedeniyle üzerine daimi restoratif materyalin hemen yerle§tirilmesine izin verdigini de bildirmiçtir. Diger bir çali§mada da Cantekin20 TheraCal LC'nin metakrilat esasli kompozitlere, silorane ve cam iyonomer esasli restoratif materyallere göre daha iyi baglanma gösterdigini rapor etmiçtir. Çali§mamizda hem okluzal hem de gingival bölgede en az mikrosizinti rezin modifiye kalsiyum silikat materyal, TheraCal LC'nin kullanildigi Grup 1'de görüldü. Grafik 1'deki mikrosizinti skorlari incelendiginde, bu grupta sadece 'Skor 1' derecesinde mikrosizintinin görüldügü saptandi. Bu da bu materyalin hem mine ve dentin hem de kompozite baglanmasinin iyi oldugunun bir göstergesi olabilir. Ancak bu materyalin di§ dokulari yanisira kompozite baglanmasini inceleyen ba§ka çali§malarin da yapilmasi gerekmektedir.
Çali§mada nanohibrit dolduruculu aki§kan kompozit rezin, Tetric N-Flow'un kullanildigi Grup 3'teki örneklerin hem okluzal hem de gingival bölgesinde görülen mikrosizinti skorlari istatistiksel olarak rezin modifiye kalsiyum silikat materyal, TheraCal LC'nin kullanildigi Grup 1'e benzemesine ragmen, gingival bölgede mikrosizinti görülen örneklerin bir kismi 'Skor 1' diger kismi ise 'Skor 2' olarak degerlendirilmi§tir. Bu da nanohibrit doldurucu içeren ve aki§kan bir kompozit olan Tetric N-Flow'un dentin ile baglanmasinin TheraCal LC'ye göre daha zayif oldugunun bir göstergesi olabilir. Alonso ve ark.21 aki§kan kompozit rezinin kaide materyali olarak kullanildigi sinif V restorasyonlarda restorasyon kenarlarinda mikrosizintinin daha az olu§tugunu bildirmi§lerdir. Bu çali§manin bulgulari bizim çali§mamizin bulgularini desteklemektedir. Ancak Awliya ve El-Sahn22 aki§kan kompozit kullaniminin sinif V kavitelerde mikrosizinti olu§umunu engelleyemedigini rapor etmislerdir. Bu çalismanin bulgulari da mikrosizintinin tamamen engellenemedigini gösteren bizim çali§mamizin bulgularini desteklemektedir.
Çali§mada nanodolduruculu rezin modifiye cam iyonomer siman, Ketac N100'ün kullanildigi Grup 4'te okluzal ve gingival bölgelerde tespit edilen mikrosizinti Grup 1 ve Grup 3'teki örneklerden fazla olmasina ragmen aralarinda istatistiksel farkliligin olmadigi saptandi. Rezin modifiye cam iyonomer simanlarin di§ dokularina iyi baglanma göstermeleri onlarin avantajlari olarak gösterilmektedir.23 Ancak çali§mamizda bu grupta hem okluzal hem de gingival bölgede 2 örnekte 'Skor 2'nin görülmesi bu materyalin sinif V kavitelerin yapisal özelliginden dolayi di§ dokularina yeterli baglanma saglayamadigi ve hatta bu materyal ile kompozit rezin arasindaki baglanmanin da ara§tirilmasi gerektigini ortaya çikarmaktadir.
Çali§mada en fazla sizintinin kendinden baglanabilen aki§kan kompozit rezin, Fusio Liquid Dentin'in kullanildigi Grup 2'de gözlendi. Bu grup ile hiç kaide materyali kullanilmayan kontrol grubu (Grup 5) örneklerinde gözlenen mikrosizinti skorlari arasinda ise istatistiksel olarak anlamli bir farkliligin olmadigi tespit edildi.
Fusio Liquid Dentin, kendinden pürüzlendirmeli, aki§kan bir kompozit olup, hidrofilik bir yapiya sahiptir. Di§ dokularina mikromekanik ve kimyasal olarak baglanmaktadir. Bundan dolayi uygulanmasi esnasinda dentin yüzeyine herhangi bir asitle pürüzlendirme ve bonding uygulamasi yapilmamaktadir. Fusio Liquid Dentin'in yapisinda 4-metkriloksi etiltrimetelitik asit (4-MET) bulunmaktadir. Bu fonksiyonel grup, hidroksi apatite ve di§e baglanmayi saglamaktadir. Ancak, nispeten zayif bir monomer olmasindan dolayi, di§e baglanmasinin zayif oldugu rapor edilmiçtir.24 Yapilan diger çali§malarda da kendinden baglanabilen aki§kan kompozit rezin, Fusio Liquid Dentin'in baglanma dayaniminin geleneksel sistemlerden dü§ük oldugu bildirilmiçtir.25,26 Çali§mada Fusio Liquid Dentin'in kullanildigi Grup 2'deki örneklerin tümünde mikrosizinti oldugu tespit edildi. Diger bir deyi§le, bu grupta hiçbir örnege 'Skor 0' (mikrosizintinin hiç olmadigi) degeri verilmedigi gözlendi. Elde edilen bu bulgumuzun, Fusio Liquid Dentin'in di§ dokularina baglanmasinin zayif olmasi neden olabilir.
Kaide uygulanmayan kontrol grubunda gözlenen mikrosizintinin istatiksel olarak anlamli olmazsa da Grup 2'den az olmasinin nedeni, kulladigimiz adeziv ve uyguladigimiz kavitede baglanma yüzeylerinin mineden ziyade dentin ve sementte olmasindan ileri gelebilir. Nitekim, literatürde kullandigimiz tek a§amali kendinden pürüzlendirmeli bir adeziv olan Clearfil S3 Bond'un dentine baglanmasinin iyi oldugunu gösteren çali§malar da bulunmaktadir.27
Bu çali§mada elde ettigimiz diger bir bulgu da tüm deney gruplari kendi içlerinde degerlendirildiginde, kavitenin okluzal ve gingival bölgelerindeki mikrosizinti skorlari arasinda anlamli farkliligin olmamasidir. Bunun nedeninin sinif V kavitelerin hazirlanma çekliyle ili§kili oldugunu dü§ünmekteyiz. Çôyle ki, çali§mada açtigimiz kavitelerin servikal siniri mine-dentin bileçiminin 1 mm altinda sonlanacak §ekilde olu§turuldu. Minenin kalinligi ve mine prizmalarinin yönü diçin okluzal veya insizal kenariyla mine-sement bileçimi bölgesinde farklilik gösterir. Mine-sement bile§imde mine daha incedir ve asil baglanma dentin ve sement ile gerçekle§ir. Bu nedenle çali§mamizda kaide materyali kullandigimiz halde okluzal bölgede mikrosizinti olu§umunun engellenemedigi hatta gingival bölgede görülen mikrosizintiya yakin skorlar elde edildigi kanisindayiz.
Çali§mada elde edilen tüm bulgular dogrultusunda; sinif V kompozit rezin restorasyonlarda kaide materyali olarak rezin modifiye kalsiyum silikat siman, aki§kan kompozit ve rezin modifiye camiyonomer simanin kaide olarak kullaniminin mikrosizinti olu§umun önleyemedigi, ancak kaide materyali kullanilmayan kontrol grubu ile kiyaslandiginda mikrosizintinin daha az oranda görüldügü tespit edildi. Çali§mada kullanilan kendinden baglanabilen aki§kan kompozit rezinin (Fusio Liquid Dentin) kompozit restorasyonun sizdirmazligina anlamli bir katkisinin olmadigi tespit edildi. Bu durumda ba§langiç hipotezi kismen reddedilmi§ oldu. Mikrosizintinin siklikla görüldügü sinif V restorasyonlarda kaide materyali kullanimi tavsiye edilebilir. Ancak kullanilacak kaide materyalinin seçiminde dikkatli olunmalidir.
SONUÇ
Bu çali§manin sinirlari dahilinde, sinif V restorasyon-larda kaide materyali kullaniminin (Fusio Liquid Dentin hariç) gingival bölgedeki mikrosizintiyi azalttigi ortaya konmu§tur.
Teçekkür ve Anma
Bu makale 27-30 Eylül 2012 tarihinde Girne'de (KKTC) düzenlenen 17. Di§ Hastaliklari ve Tedavisi Anabilim Dallari Toplantisi'nda poster olarak sunulmuçtur.
Çikar çatismasi: Yazarlar bu çaliçmayla ilgili herhangi bir çikar çatiçmalarinin bulunmadigini bildirmiçlerdir.
Kaynak Göstermek IçIn: Yikilgan i, Akgül S, Kuçoglu A, Bala O, Ömürlü H, Türköz E. Farkli kaide materyali kullaniminin sinif V restorasyonlarin mikrosizintisi üzerine etkisi. Acta Odontol Turc 2017;34(1):31-7
EdItöR: Güven Kayaoglu, Gazi Üniversitesi, Ankara, Türkiye
Yayin Hakki: © 2017 Yikilgan ve ark. Bu eserin yayin hakki Creative Commons Attribution License ile rnhisatlandirilmiçtir. Sinirsiz kullanim, dagitim ve her türlü ortamda çogaltim, yazarlar ve kaynagin belirtilmesi kaydiyla serbesttir.
[Abstract in English is at the end of the manuscript]
Kaynaklar
1. Demirci M, Özer F, Kuçdemir M, §ar Sancakli H, Karakaya §. Adeziv sistemlerin farkli uygulama çekillerinin V. Sinif kavitelerdeki mikrosizinti üzerine etkileri. Selcuk Dent J 2007;16:29-38.
2. Nguyen C. A new in vitro method for the study of micro-leakage of dental restorative materials [tez]. Adelaide: The University of Adelaide; 2007.
3. Larson TD. The clinical significance of marginal fit. Northwest Dent 2012;91:22-9.
4. Oliveira LC, Duarte S, Araujo CA, Abrahäo A. Effect of low-elastic modulus liner and base as stress-absorbing layer in composite resin restorations. Dent Mater 2010;26:159-69.
5. Hilton TJ. Keys to clinical success with pulp capping: a review of the literature. Oper Dent 2009;34:615-25.
6. Gupta, PK, Garg G, Kalita C, Saikia A, Srinivasa TS, Satish G. Evaluation of sealing ability of biodentine as retrograde filling material by using two different manipulation methods: An in vitro study. J Int Oral Health 2015;77:111-4.
7. Larson TD. The clinical significance and management of microleakage. Part two. Northwest Dent 2005;84:15-9.
8. Kidd EA. Microleakage: a review. J Dent 1976;4:199-206.
9. Erdemir U, Yaman BC. Di§ hekimliginde mikrosizinti ve mikrosizinti araçtirma yöntemleri. J Istanbul Univ Fac Dent 2011;45:25-35.
10. Kaplan I, Mincer HH, Harris EF, Cloyd JS. Microleakage of composite resin and glass ionomer cement restorations in retentive and nonretentive cervical cavity preparations. J Prosthet Dent 1992;68:616-23.
11. Sidhu SK. Sealing effectiveness of light-cured glass ionomer cement liner. J Prosthet Dent 1992;68:891-4.
12. Senawongse P, Pongprueksa P, Tagami J. The effect of the elastic modulus of low-viscosity resins on the microleakage of Class V resin composite restorations under occlusal loading. Dent Mater J 2010;29:324-9.
13. Vichi A, Margvelashvili M, Goracci C, Papacchini F, Ferrari M. Bonding and sealing ability of a new self-adhering flowable composite resin in class I restorations. Clin Oral Investig 2013;17:1497-506.
14. Mahrous AI, Eltiti HA, Ahmed IM, Alagha EI. Effect of different gingival margin restorations of class II cavities on microleakage: an in-vitro study. Electron Physician 2015;77:1435-40.
15. Celik EU, Kucukyilmaz E, Savas S. Effect of different surface pre-treatment methods on the microleakage of two different self-adhesive composites in Class V cavities. Eur J Paediatr Dent 2015;16:33-8.
16. He Z, Shimada Y, Sadr A, Ikeda M, Tagami J. The effects of cavity size and filling method on the bonding to Class I cavities. J Adhes Dent 2008;10:447-53.
17. Sampaio PC, Almeida Júnior AA, Francisconi LF, Casas-Apayco LC, Pereira JC, Wang L. Effect of conventional and resin-modified glass-ionomer liner on dentin adhesive interface of Class I cavity walls after thermocycling. Oper Dent 2011;36:403-13.
18. Estrela C, Holland R. Calsium hydroxide: study based on scientific evidences. J Appl Oral Sci 2003;11:269-82.
19. Gandolfi MG, Siboni F, Prati C. Chemical-physical properties of TheraCal, a novel light-curable MTA-like material for pulp capping. Int Endod J 2012;45:571-9.
20. Cantekin K. Bond strength of different restorative materials to light-curable mineral trioxide aggregate. J Clin Pediatr Dent 2015;39:143-8.
21. Alonso RC, Sinhoreti MA, Correr Sobrinho L, Consani S, Goes MF. Effect of resin liners on the microleakage of Class V dental composite restorations. J Appl Oral Sci 2004;12:56-61.
22. Awliya WY, El-Sahn AM. Leakage pathway of Class V cavities restored with different flowable resin composite restorations. Oper Dent 2008;33:31-6.
23. Lin A, McIntyre N, Davidson R. Studies on the adhesion of glass ionomer cements to dentin. J Dent Res 1992;71:1831-41.
24. Poitevin A, De Munck J, Van Ende A, Suyama Y, Mine A, Peumans M, et al. Bonding effectiveness of self-adhesive composites to dentin and enamel. Dent Mater 2013;29:221-30.
25. Vichi A, Margvelashvili M, Goracci C, Papacchini F, Ferrari M. Bonding and sealing ability of a new self-adhering flowable composite resin in class I restorations. Clin Oral Investig 2013;17:1497-506.
26. Fu J, Kakuda S, Pan F, Hoshika S, Ting S, Fukuoka A, et al. Bonding performance of a newly developed step-less all-in-one system on dentin. Dent Mater J 2013;32:203-11.
27. El-Damanhoury HM, Gaintantzopoulou M. Effect of thermocycling, degree of conversion, and cavity configuration on the bonding effectiveness of all-in-one adhesives. Oper Dent 2015;40:480-91.
Ihsan Yikilgan, Sinem Akgül,* Asli Kusoglu, Oya Bala, Hüma Ömürlü, Emin Türköz
Di§ Hastaliklari ve Tedavisi Anabilim Dali, Gazi Üniversitesi Di§ Hekimligi Fakültesi, Ankara, Türkiye
Makale gönderili§ tarihi: 27 Ocak 2016; Yayina kabul tarihi: 6 Ekim 2016
*ileti§im: Dr. Sinem Akgül, Gazi Üniversitesi, Di§ Hekimligi Fakültesi, Di§ Hastaliklari ve Tedavisi Anabilim Dali, 8. Cadde, 06510, Emek, Ankara,
Türkiye; E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Gazi University Faculty of Dentistry (Acta Odontologica Turcica) 2017