It appears you don't have support to open PDFs in this web browser. To view this file, Open with your PDF reader
Abstract
Tekfurdağ, Osmanlı Devleti için jeopolitik açıdan Birinci Dünya Savaşı boyunca önemli bir konuma sahip olmuştur. Bu önemi savaş boyunca İstanbul’a en yakın üslerden birisi olmasından, boğazlara en yakın limanlardan birisi olmasından ve il sınırları içerisinde hem askeri karargahlar hem de iaşe depolarına sahip olmasından almaktadır. Şehir bu açıdan değerlendirildiğinde ordunun ihtiyaçlarının karşılanması için bir depo özelliğine sahiptir. Diğer taraftan toplumsal hareketler ve sosyal hayat noktasında da bir köprü özelliği taşımaktadır. 1914-1918 yılları arasında Osmanlı Devleti’nin sınırları dışından, özellikle Balkan coğrafyasından gerçekleşen göç hareketlerinde göçmenlerin kullandıkları önemli güzergahlardan birisi olmuştur. Hatta gelen göçmenler, belli bir bölgeye sevk ve iskanları gerçekleşinceye kadar Tekfurdağ’da konaklamışlardır. Elbette geçici olarak şehre yerleşenler dışında doğrudan Tekfurdağ ve çevre ilçelerine yerleştirilen göçmenler de 21. yüzyıl Tekirdağ şehrinin yerleşik sakinlerini oluşturmuşlardır. Konu başlığı çerçevesinde ele alınan problematik, Osmanlı Devleti’nin zorlu savaş koşullarında zorunlu İskân politikasını uyguladığı yerleşim alanlarından birisi olan Tekfurdağ ve çevresinde bu politikanın nasıl uygulandığıdır.