It appears you don't have support to open PDFs in this web browser. To view this file, Open with your PDF reader
Abstract
Günümüzde küresel sistemde ‘laissez faire’ ilkesi korunmakla birlikte, dünya genelinde bir ekonomik korumacılık tartışması da yükselmektedir. Özellikle ticaret üzerinden konu edilen korumacılık; para, emek, endüstrileşme gibi açılardan da ulusal söylem ve pratiklerde yer etmektedir. Böyle bir süreçten ulus-ötesi firmalar da etkilenmektedir. Ancak, ulus-ötesi firmaların ulusal politikalardan bağımsız olarak kendi rasyonel kararlarını aldıkları temel pek değişmemektedir: Bu firmalar; laissez faire ilkesinin korunmasını istemekte, post-Fordist yöntemlerle faaliyet göstermekte, kültür ve politikayı araçsallaştırabilmektedir. Türk firmaları da ulus-ötesi bağlamda ve ulus-ötesi firmalarla iç içe faaliyet göstermektedir. Ne var ki; devlet desteğini bekleme, yenilikçi stratejiler geliştirememe, küreselden çok bölgesel kalma gibi özellikleri nedeniyle, Türk firmaları ulus-ötesileşememektedir.