It appears you don't have support to open PDFs in this web browser. To view this file, Open with your PDF reader
Abstract
Bizans Dönemi’nde su, kutsal metinlere dayanılarak sonsuz yaşamın ve ilahi dirilişin kaynağı, kutsanma ve günahlardan arınmanın sembolü olarak görülmektedir. Hristiyan inancının suya atfettiği bu kutsallık, litürjik ve şifa amaçlı kullanımlar için önemli bir ritüel ihtiyacının doğmasına sebep olmuştur. Bu ihtiyaçların giderilmesi amacıyla Erken Hristiyanlık Dönemi’nden itibaren suyla ilgili yapılar ve gereçler oluşturulmuştur. Bu yapılardan biri de özellikle kiliselerin atriumlarındaki cemaatin ve ruhban sınıfının naosa girmeden önce avluda ellerini ve ayaklarını yıkadıkları liturjik işlevli çeşmelerdir. Son yıllarda yürütülen arkeolojik kazı çalışmaları sayesinde bilinen Erken Bizans Dönemi kiliselerinin sayısı artmıştır. Ancak kiliselerdeki çeşmelerin işlevleri, mimari özellikleri ve adlandırmasıyla ilgili cevaplanmayı bekleyen pek çok soru bulunmaktadır. Bu sebeple makalede, abdest alma amacıyla kullanılan çeşmelerin yapısal ayrımları, Erken Bizans Dönemi’nde hangi adlandırmalara sahip oldukları, dönem kronikleri ve kroniklerde geçen terimler üzerinden tartışılmıştır. Ayrıca Perge Güney Bazilikası atriumunda yer alan çeşme, mimari özellikleri bakımından ilk kez tanıtılarak, bu çeşmeyle analoji kurulabilen Anadolu ve Anadolu dışındaki kiliselerde bulunan çeşme örnekleriyle birlikte bütüncül olarak ele alınmıştır. Makalenin sonunda dinî nitelikli çeşmelerin niçin ağırlıklı olarak piskoposluk yerleşimlerindeki kiliselerde bulunduğuna dair cevaplara yer verilmiştir.