Özet
Amaç: Bu çalismanin amaci sigaranin siçan testis biyokimyasi ve histolojisi üzerindeki olumsuz etkilerini ortaya koymak ve bu etkinin resveratrol ile degistirilip degistirilemeyecegini incelemektir.
Gereç ve yöntem: Bu çalisma için 32 erkek Wistar Albino siçan 4 gruba ayrilarak 6 hafta süren bir deney yapildi. Grup 1 kontrol olarak belirlenirken, Grup 2 sadece sigara dumanina maruz birakildi. Grup 3'e sadece 10 mgr/kgr/gün intraperitoneal resveratrol uygulandi. Grup 4 ise hem sigara dumanina maruz birakildi, hem de eszamanli 10 mgr/ kgr intraperitoneal resveratrol uygulandi. Deney sonunda hayvanlarin tümü sakrifiye edilerek testisleri alindi. Testis dokusunda malondialdehid (MDA), glutatyon (GSH) ve nitrik oksid (NO) düzeylerine bakildi; doku örnekleri isik mikroskobunda histopatolojik olarak degerlendirildi.
Bulgular: Hayvanlarin tarti takibinde gruplar arasinda anlamli bir fark görülmedi. Sigara ile birlikte resveratrol verilen grupta sadece sigara verilen gruba göre MDA seviyelerinde düsüs gözlendi. Sadece sigara grubunda GSH seviyesinde anlamli düsüs ve sigara ile birlikte resveratrol verilen gruptaki GSH seviyesindeki artis görüldü. NO seviyeleri gruplar arasinda istatistiksel olarak anlamli farklilik göstermedi. Histolojik incelemede seminifer tübüllerdeki spermatogenezi gösteren Johnsen skoru sadece sigara verilen grupta diger gruplardan anlamli olarak düsük bulundu.
Sonuç: Sigara dumanina maruz kalan siçanlarda testiste oksidatif stres ortaya çikmaktadir ve resveratrol direkt veya dolayli antioksidan etkisiyle bu hasari önlemede etkilidir.
Anahtar sözcükler: Resveratrol; sigara; testis.
Abstract
Objective: The aim of this study was to investigate the negative effects of cigarette on testicular biochemistry and histology of rats and to evaluate if resveratrol could alter these effects.
Materials and methods: Thirty-two male Wistar Albino rats were divided into 4 grups for an experiment of 6 weeks. Group 1 was used as control; Group 2 was only exposed to cigarette smoke. Group 3 only received intraperitoneal injections of resveratrol (10 mg/kg/day). Group 4 was exposed to both cigarette smoke and resveratrol (10 mg/kg/day). At the end of the experimental period, the rats were sacrified and testes of all rats were removed. Malondialdehyde (MDA), glutathione (GSH), and nitric oxide (NO) levels were measured on testicular tissue and histopathologic examination was performed with light microscope.
Results: Weight follow-up of rats revealed no significant difference among groups. MDA level was lower in cigarette smoke and resveratrol group than that of only cigarette smoke group. GSH level showed significant decrease in only cigarette smoke group, while GSH level increased in cigarette smoke and resveratrol group. Differences in NO levels were not statisticaly significant among groups. The histological evaluation revealed that Johnsen score which indicates spermatogenesis was significantly lower only in cigarette smoke rats than all other groups.
Conclusion: Oxidative stress develops in testis of rats that were exposed to cigarette smoke, and resveratrol has preventive effects on this damage with direct or indirect antioxidant activity.
Key words: Cigarette; resveratrol; testis.
Gelis tarihi (Submitted): 11.03.2011 Düzeltme sonrasi kabul tarihi (Accepted after revision): 04.07.2011
Sigara, içinde barindirdigi çesitli toksik maddelerle organizmadaki bütün sistemleri olumsuz etkilemektedir. Hücre siklusu hizli olan spermatozoanin sigara dumaninda bulunan mutajenik ve karsinojenik maddelere karsi daha hassas oldugu gösterilmistir.[1] Ayrica sigaranin testis dokusunda oksidatif strese yol açtigi kanitlanmistir.[2] Oksidatif stres serbest radikallerin yol açtigi ve hücrelere fiziksel hasar veren bir süreçtir. Vücutta serbest radikaller oksidatif fosforilasyon, ürik asit metabolizmasi ve prostoglandin sentezi gibi biyokimyasal olaylar sonucu sürekli olarak olusur. Oksidatif stres, hücresel antioksidan sistemi olusturan süperoksid dismutaz (SOD), katalaz (CAT), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) ve melatonin tarafindan giderilir.[3]
Testis kan damarlari açisindan zengin bir organdir. Bu nedenle sigarada bulunan ve kanla tasinan toksik maddelerin bu organda oksidan-antioksidan sistem arasindaki dengeyi dokularin aleyhine degistirmesi olasidir. Bu durumda artan serbest radikaller, testiste doku hasarina yol açar. Oksidatif stresin spermatozoa fonksiyonlarini bozdugu ve anormal spermatozoa üretimine yol açtigi bilinmektedir.[4]
Resveratrol (3, 4', 5-trihydroxy-trans-stilbene) üzüm ve sarapta bulunan antioksidan ve antiproliferatif etkili dogal bir fitoaleksindir. Yayinlar resveratrolün inflamatuvar olaylarda, aterosklerozda ve karsinogenezde düzenleyici rol oynadigini göstermektedir. Ayrica resveratrolün antioksidan, antisiklooksijenaz, lipid ve lipoprotein metabolizmasini düzenleyici etkinligi de gösterilmistir.[5-7]
Resveratrolün radikal süpürücü etkisi ile deoksiribonükleik asit (DNA) hasarini azalttigi gösterilmistir.[8] Resveratrolün saglikli siçan testisinde spermatozoa miktarini resveratrol verilmeyen gruba göre anlamli miktarda arttirdigi da gösterilmistir.[9] Testis torsiyonu yapilarak iskemi reperfüzyon olusturulmus siçan testisinde de resveratrolün testiste olusan oksidatif hasari anlamli olarak giderdigi ortaya konmustur.[6,10]
Sigaranin testis dokusunda oksidatif strese yol açtigi bilinmesine ragmen, resveratrolün antioksidan etkinliginin bu durumu nasil degistirdigini gösteren bir çalisma bulunmamaktadir.
Bu çalismada sigara dumanina maruz birakilan siçanlara resveratrol verilmesinin testis histolojisi ve biyokimyasi üzerine olan etkilerinin arastirilmasi planlanmistir.
Gereç ve yöntem
Hayvanlarin seçimi ve hazirligi
Çalismada 40 adet Wistar Albino siçan kullanildi. Siçanlar 6 aylik olup agirliklari ortalama 328.71±31.11 gr olarak ölçüldü. Çalisma Inönü Üniversitesi Deneysel Arastirma Laboratuvari'nda, Ulusal Saglik Enstitüsü'nün belirledigi hayvan deneyi kurallari çerçevesinde ve Inönü Üniversitesi Tip Fakültesi Etik Kurulu onayi alinarak yapildi. Hayvanlar 40x60 cm'lik standart kafeslerde 4'erli gruplar halinde barindirildi. Beslenmelerinde standart 8 mm'lik pellet yem ve günlük taze musluk suyu kullanildi. Oda isigi 12 saat aydinlik 12 saat karanlik, sicaklik 22±2°C ve nem orani %50±10 olacak sekilde ayarlandi.
Deney hazirligi ve kullanilan gereçler
Hayvanlar, uyum süreci tamamlanmasini takiben randomize olarak 8'erli 4 gruba ayrildi. Her grup 4'erli 2 kafeste barindirildi. Birinci gruba hiçbir ek islem yapilmadi (Grup 1), ikinci grup sigara dumanina maruz birakildi (Grup 2), üçüncü gruba günlük intraperitoneal 10 mgr/kgr resveratrol (Sigma-Aldrich, St. Louis, MO, ABD) enjeksiyonu yapildi (Grup 3), dördüncü gruba günlük olarak intraperitoneal 10 mgr/ kgr resveratrol enjeksiyonu yapildi ve sigara dumanina maruz birakildi (Grup 4).
Boyutu 75x50x50 cm olan cam odacik seklinde hazirlanan kabinin içerisine dört ayri tel bölme yapilarak 2. ve 4. kafesteki siçanlar bu bölmelere alindi. Her bölmeye 4 siçan yerlestirildi. Disaridaki bölmenin içinde 1 sigara/saat olmak üzere sigara dumani üretildi ve yakilan sigaranin hem ucundan hem de filtresinden çikan duman hava motoru yardimi ile gaz odasinin içine pompalandi. Hayvanlar gaz odasinda 6 saat boyunca 6 adet sigara dumanina maruz birakildi. Siçanlarin kaldigi bölmeler her gün sirayla degistirilerek sigara dumanina dengeli maruziyetleri saglandi (Sekil 1).
Hayvanlar baslangiçta ve 2 haftada bir tartilarak agirliklari kaydedildi. Yedinci haftanin ilk günü hayvanlar servikal dislokasyon yöntemi ile sakrifiye edildi. Son agirliklari ölçüldü. Genital kabariklik hizasinda orta hat kesisi yapilarak testisleri 4 sag ve 4 sol olacak sekilde randomize olarak çikarildi. Epididimleri ayrilarak testislerin yas agirliklari kaydedildi. Gruplar arasinda fark olup olmadiginin gösterilmesi için testis dokusunda biyokimyasal parametrelerden malondialdehid (MDA), glutatyon (GSH) ve nitrik oksid (NO) düzeylerine bakildi. Dokudaki NO üretimini tayin etmek için NO'e göre daha stabil olan nitrit (NO2-) ve nitrat (NO3-) seviyeleri ölçüldü. Nitrat seviyeleri modifiye kadminium indirgenme testi ile saptandi. Nitrit seviyelerinin saptanmasi ise sulfanilamid ve naphtiletilen diamine (NNDA) deazodidasyonu ile kararli hale getirildikten sonra örnekler deproteinize edildi. Nitrat bakir kapli kalsiyum ile glisine tampon içinde pH 9.7'ye indirgendi. Absorbans, 90 dakika sonra 545 nm dalga boyunda ölçülerek nmol/gwet doku cinsinden verildi.
Histopatolojik inceleme için çikarilan testisler Bouin's solüsyonunda tespit edilerek hemotoksileneozin (H-E) boyamasi uygulandi. Her kesitte 10 seminifer tübül degerlendirilerek, Johnsen kriterlerine göre 1'den 10'a kadar skorlandi.
Istatistiksel hesaplamalar SPSS 13.0 (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) yazilimi kullanilarak yapildi. Tek örneklemeli Kolmogorov-Smirnov testi ile verilerin normal dagilima uyup uymadigi incelendi. Tüm gruplarda normal dagilim olmasi durumunda, grup içi degerlendirmeler one-way Anova testi ve gruplararasi karsilastirmalar post-hoc testlerden Least Significant Difference parametrik testi kullanilarak yapildi. Istatistiksel anlamlilik siniri p<0.05 olarak kabul edildi. Degerler ortalama±standart sapma (ort.±SS) olarak verildi.
Bulgular
Deney sonuna kadar bütün siçanlar yasatildi. Siçanlarin baslangiçtaki agirliklari ile deney süresi boyunca ölçülen agirliklari açisindan gruplar arasinda fark yoktu (p>0.05). Ayni sekilde takip eden ölçümlerde de agirliklari açisindan anlamli bir fark saptanmadi (p>0.05). Deney sonunda çikarilan testis yas agirligi açisindan gruplar arasinda anlamli fark saptanmadi (p>0.05) (Tablo 1).
Dört grubun testis MDA düzeyleri karsilastirildiginda, Grup 2 siçanlarda MDA düzeyi istatistiksel açidan anlamli olarak daha yüksek bulundu (p<0.05). MDA doku düzeyi açisindan kontrol grubu ve diger gruplar arasinda anlamli fark saptanmadi (p>0.05). Ayrica testis GSH düzeyleri Grup 2 siçanlarda diger gruplara göre istatistiksel açidan anlamli olarak düsük bulundu (p<0.05). GSH doku düzeyi açisindan kontrol grubu ve diger gruplar arasinda anlamli fark saptanmadi (p>0.05). Dört grubun testis NO düzeyleri incelendiginde, Grup 2 siçanlarda daha yüksek degerler saptanmasina ragmen gruplar arasinda istatistiksel açidan anlamli bir fark saptanmadi (p>0.05). Testis dokusunda ölçülen MDA, GSH ve NO degerleri Sekil 2'de verilmistir.
Testis dokusunun histolojik incelemesinde, Grup 1 siçanlarin testis dokusu normal karakterde izlendi, patolojik bir görünüm yoktu (Sekil 3a). Grup 2'de siçan testis dokusunu distan saran tunika albugineada hafif kalinlasma izlendi. Intersisyel alanda kontrol grubundaki gibi eozinofilik sitoplazmali, büyük eksantrik ve kromatinden fakir çekirdekli, 1-2 çekirdekçikli normal histolojideki Leydig hücrelerine rastlandi. Intersisyel bag dokusunda da hafif kalinlasma izlendi. Seminifer tübül sinirlarinin genellikle bozuldugu, ancak yer yer normal alanlarin da bulundugu izlendi. Sinirlari bozulmus tübül epitelinde vakuolizasyon alanlari mevcuttu. Bu tübüllerde genelde germ hücre diziliminin bozuldugu ve spermiyogenezin duraksadigi gözlendi. Bazi tübüllerin lumeninde immatür hücrelere rastlanirken bazi tübüllerde Sertoli hücrelerinde artis gözlendi (Sekil 3b). Üçüncü grupta histolojik görünümün kontrol grubuyla benzerlik gösterdigi, tunika albugineanin normal kalinlikta oldugu, seminifer tübül aralarini dolduran intersisyel bag dokusunun kan ve lenf damarlarindan zengin gevsek bag dokusu oldugu gözlendi (Sekil 3c). Dördüncü grupta histolojik degisikliklerin kontrol grubuna benzer oldugu saptandi. Ancak bazi alanlarda sadece sigara alan grupdakine benzer sekilde az miktarda vakuolizasyon ve buna bagli olarak seminifer tübüllerde germ hücre dizilimin bozuldugu gözlendi (Sekil 3d).
Her bir testis örneginin histolojik kesitlerinde Johnsen skorlamasina göre saptanan degerler toplanarak bir siçan için toplam Johnsen skoru saptandi. Toplam Johnsen skoru Grup 2'de istatistiksel açidan anlamli olarak daha düsüktü (p<0.05) (Tablo 2).
Tartisma
Sigara, toplumun en önemli saglik sorunlarindan biridir. Günümüzde yaklasik 1.1 milyar kisi sigara içmektedir ve bu insanlarin 800 milyonu gelismekte olan ülkelerde yasamaktadir. Yirminci yüzyilda dünyada 100 milyon kisi sigaraya bagli ölmüs olup, kullaniminda degisim olmazsa yirmibirinci yüzyilda bu rakamin 1 milyari bulacagi tahmin edilmektedir.[11] Sadece aktif kullanan insanlar degil, pasif içicilerin de sigara dumaninin etkilerine maruz kaldigi düsünülürse sigaranin bu rakamlardan çok daha fazla sayida insani etkiledigi gerçegi ortaya çikmaktadir. Günümüz tibbinin üzerinde çalistigi ve daha da çalismasi gereken konulardan biri de bu kadar yaygin kullanilan bir maddenin içinde bulunan kimyasallarin vücuttaki etkilerine karsi önlem alabilmektir.
Sigaranin erkek cinsel sagligi ve üreme sistemi üzerinde olumsuz etkilerinin oldugunu gösteren birçok çalisma mevcuttur. Bu etkilerin hormonal yapinin degismesine bagli oldugunu iddia eden çalismalar oldugu gibi,[12] DNA hasarina bagli oldugu veya kaudal spermatozoa içeriginde sayi ve motilitenin azaldigini ve Leydig hücre sekretuvar fonksiyonunda bozulma oldugunu gösteren çalismalar da mevcuttur.[13-15]
Sigaranin vücuttaki olumsuz etkilerinin dokularda olusturdugu oksidatif strese bagli oldugu bilinmektedir. Oksidatif stres serbest radikallerin dokularda fiziksel hasara yol açtigi bir süreçtir. Bu hasar antioksidan maddelerle giderilmeye çalisilir.[3] Serbest radikaller sigaraya bagli olarak testiste de oksidatif strese sebep olur.[2] Testiste sigara disi nedenlerle oksidatif stres gelistigi ve olusan serbest radikallerin antioksidanlarla giderildigini gösteren çalismalar mevcuttur.[6,10] Bu çalismalarda kuvvetli bir antioksidan olan resveratrolün testiste iskemi-reperfüzyon ile olusturulan oksidatif stres üzerinde olumlu etkileri de gösterilmistir. Öte yandan sigaraya bagli olarak testiste olusan oksidatif hasarin antioksidan bir madde olan kafeik asit feniletil ester (CAPE) ile giderildigi de gösterilmistir.[2]
Biz de bu çalismada, sigara dumanina maruz birakilan siçanlarda testiste oksidatif sterese bagli meydana gelen histolojik ve biyokimyasal degisiklikler ile resveratrolün bunlar üzerine etkisini arastirdik. Çalismamizda testiste oksidatif stres belirteçlerinden biri olarak doku MDA düzeyleri degerlendirildi. Artmis MDA konsantrasyonu, lipid peroksidasyonunu ve doku hasarini isaret eder.[16] Yaptigimiz çalismada doku MDA düzeyleri sigara verilen grupta anlamli olarak yüksek bulundu (p<0.05). Diger gruplar ile kontrol grubu arasinda anlamli olarak fark bulunmadi (p>0.05). Sigara dumaninin etkilerinin diger dokularda ve testiste arastirildigi çalismalarda doku MDA düzeylerinin uygun bir parametre oldugu gösterilmistir.[2,17] Ayni sekilde resveratrolün oksidatif stres üzerine olumlu etkisini, dokularda MDA düzeylerini azaltarak gösterdigi de bilinmektedir.[10,17,18] Ancak sigara dumanina maruziyet ile birlikte resveratrol verilerek doku MDA düzeylerinin degerlendirildigi bir çalisma yoktur. Bu bilgilerden hareketle çalismamiz, resveratrolün sigaranin oksidatif stres sonucu lipid peroksidasyonu ile olusturdugu doku hasarini olumlu olarak etkiledigini, ancak normal dokuda MDA düzeyleri üzerine etkisinin olmadigini göstermistir.
Bir diger biyokimyasal parametre olarak testis GSH düzeyleri incelendi. Nitekim GSH süperoksit radikaline karsi hücresel savunma sisteminin kilit bilesenidir. GSH konsantrasyonu ve hücresel glutatyonun sülfidril grubunun disülfide (GSH-GSGG) yükseltgenme hizi oksidatif stresin bir göstergesidir. GSH seviyelerinin süperoksid radikali ile süperoksid kökenli diger bilesenlerin yarattigi lipid peroksidasyon miktari ile ters orantili oldugu gösterilmistir.[19] Doku GSH düzeyleri sadece sigara verilen grupta diger gruplara göre anlamli olarak düsük bulundu (p<0.05). Diger gruplar ile kontrol grubu arasinda anlamli fark bulunmadi (p>0.05). Literatürde gerek sigara dumani gerekse diger sebeplerle oksidatif stres olusturulan çalismalarda doku GSH düzeylerinin oksidatif sürecin takibi için iyi bir parametre oldugu gösterilmistir. Bu çalismalarda da doku GSH düzeylerinin resveratrol ile arttigi gösterilmistir.[10] Ancak sigara dumanina maruziyet ile birlikte resveratrol verilerek doku GSH düzeylerinin bakildigi bir çalisma yoktur. Yaptigimiz çalismada sigara dumanina maruz kalan grupta GSH düzeylerinin düsmesi, oksidatif stres halinde dokuda GSH tüketiminin artmasi ile açiklanabilir. Sigara ve resveratrolün beraber verildigi grupta GSH seviyelerinin kontrol grubu ile ayni seviyede kalmasi resveratrolün oksidatif stresi azaltarak GSH tüketimini düsürmesine bagli oldugu düsünülmüstür. Sadece resveratrol verilen grupta kontrol grubuna göre artis olmamasi da bu düsünceyi desteklemektedir.
Oksidatif stres sürecinde NO seviyelerindeki artis çok hassas ve dinamik bir bulgudur. Bu çalismada da oksidatif stresin ve resveratrolün etkilerini degerlendirmek için doku NO düzeyleri incelendi. Aslinda NO, serbest radikal olusumunda etkili bir maddedir ancak bunu kendi basina degil, diger serbest radikallerin olusumuna katkida bulunarak dolayli yoldan gerçeklestirmektedir. Nitrit oksit sentetaz (NOS) dokularda NO sentezinin gerçeklesmesine yol açan prooksidatif bir enzimdir. NOS'un inhibisyonu NO düzeyini azaltarak serbest radikal olusumunu engelleyebilir. Resveratrolün NOS aktivitesini inhibe ettigi ve oksidatif stres sonucu yükselen doku NO düzeylerini düsürdügünü gösteren çalismalar mevcuttur.[20] Sigara dumanina maruz birakilmis siçanlarda da doku NO düzeylerinin yükseldigi ve antioksidan bir madde olan CAPE ile NO düzeylerinin düstügü gösterilmistir.[ 2] Çalismamizda 4 grubun NO düzeyleri incelendiginde gruplar arasinda anlamli bir fark bulunamadi (p>0.05). Bu çalismada NO düzeylerinin birbirine oldukça yakin olup, aralarindaki küçük farklarin da istatistiksel olarak anlamli olmamasina sebep olarak sigaraya maruz kalma süresinin NO üzerinde daha belirleyici bir faktör olmasi düsünülmektedir. Ozyurt ve ark.[2] tarafindan yapilan çalismada, 60 gün gibi daha uzun süre sigaraya maruz birakilmis siçanlarda testis NO degerlerinin kontrol grubu ile yakin degerleri oldugu ancak farkin istatistiksel olarak anlamli oldugu görülmektedir. Bu konuda ileri sürülecek diger sebep ise çalismamizda kullandigimiz resveratrolün dozunun NO düzeylerini etkileyebilecek konsantrasyona ulasmamasi olabilir.
Doku örneklerinde MDA ve GSH düzeyleri anlamli olarak farkli iken NO düzeylerinin farkli olmamasinin diger bir nedeni de lipid peroksidasyonundan sorumlu tek faktörün NO olmamasi seklinde düsünülebilir. Yani NO disindaki sebepler de sigaranin etkilerinin ortaya çikmasinda rol almis olabilir.
Bu çalismada histolojik parametrelerden Johnsen skoru kullanildi. Bunun nedeni Johnsen skorunun seminifer tübüllerde gerçeklesen spermatogenezin yeterliligini ve olgun spermatozoa sayisini vermesidir. Spermatogenez üzerine sigaranin olumsuz etkilerinin oldugu artik yaygin bir sekilde bilinmektedir.[21,22] Iskemi-reperfüzyon modeliyle olusturulan oksidatif streste de spermatogenezin olumsuz etkilendigi ve semen spermatozoa sayisinin düstügü gösterilmistir.[ 6] Ayni çalismada resveratrolün oksidatif stres sonucu germ hücrelerinde meydana gelen apopitozisi azalttigi kanitlanmistir. Antioksidanlarin oksidatif stres sonucu bozulan spermatogenez üzerine olumlu etkilerinden hareketle sigara ve resveratrolün testiste ortaya çikaracagi etkilerin Johnsen kriterleri ile aydinlatilabilecegini düsündük.
Dört grubun testis seminifer tübülleri histolojik olarak incelendiginde Johnsen skoru sadece sigara verilen grupta digerlerinden anlamli olarak düsük bulundu (p<0.05). Diger iki grup ile kontrol grubu arasinda anlamli bir fark bulunmadi (p>0.05). Bulgularimiz isiginda sigara dumanina maruziyetin tübüler spermatozoa maturasyonunu bozdugu saptandi. Sigara dumani ile birlikte resveratrol kullanilmasinin spermatozoa maturasyonunu kontrol grubu ile karsilastirildiginda benzer kaldigi görüldü. Sigara dumanina maruziyetle birlikte resveratrol verilmesinin sperm maturasyon süreci üzerindeki olumsuz etkiyi degistirecegini düsünüyoruz. Doksan gün boyunca 20 mgr/kgr/gün resveratrol verilen siçanlarda tübüler dansitenin azaldigini ve semen sperm sayisinin arttigini gösteren çalisma mevcuttur.[9] Bizim yaptigimiz çalismada resveratrol verilen siçanlarda sperm maturasyonunun kontrol grubu ile benzer oldugu görüldü. Bunun nedeni, çalismamizda siçanlara verilen resveratrol doz ve süresinin Juan ve ark.[9] tarafindan yapilan çalismadakinden daha az olmasi olabilir.
Bu konuda bizim çalismamizdan daha uzun süreli olarak sigara dumanina maruz birakilacak ve resveratrol dozunun arttirilarak yapilacagi yeni çalismalara ihtiyaç vardir. Yapilacak çalismalarda histolojik incelemelerin ultrastrüktürel seviyede elektron mikroskobu ile degerlendirilmesi bu konuda daha fazla bilgi verecektir.
Sonuç olarak, sigara dumaninin, siçan testisinde oksidatif strese yol açtigini, bu sürecin bir parçasi olarak doku MDA düzeylerini arttirdigini ve doku GSH düzeylerini azalttigini saptadik. Ayni sekilde, dumana maruziyetin toplam Johnsen skorunu düsürdügünü gördük. Sigara dumanina maruziyet esnasinda resveratrol verilmesinin doku MDA düzeyini düsürdügünü, doku GSH düzeyini azalttigini, toplam Johnsen skorunu arttirdigini ve doku NO düzeylerine etkisiz oldugunu gözlemledik.
Çalismamizda sigara içmenin veya pasif olarak sigara dumanina maruz kalmanin testis dokusunda oksidatif hasara yol açtigi, sperm maturasyonunu bozdugu ve muhtemelen fertilite üzerine olumsuz etkisi olacagi sonucuna vardik. Bunu engellemek için ideal olan süphesiz ki sigara içmemek ve pasif olarak sigara dumanina maruz kalmaktan kaçinmaktir. Ancak bunun önüne geçilemiyorsa sigara dumanina maruziyet sonucunda testiste ortaya çikan olumsuz etkilerin resveratrol ile degistirilebilecegini düsünüyoruz.
Çikar çatismasi
Yazarlar herhangi bir çikar çatismasi bildirmemislerdir.
Kaynaklar
1. Stillman RJ, Rosenberg MJ, Sachs BP. Smoking and reproduction. Fertil Steril 1986;46:545-66.
2. Ozyurt H, Pekmez H, Parlaktas BS, Kus I, Ozyurt B, Sarsilmaz M. Oxidative stress in testicular tissues of rats exposed to cigarette smoke and protective effects of caffeic acid phenethyl ester. Asian J Androl 2006;8:189-93. [CrossRef]
3. Kalra J, Chaudhary AK, Prasad K. Increased production of oxygen free radicals in cigarette smokers. Int J Exp Pathol 1991;72:1-7. [CrossRef]
4. Zalata AA, Ahmed AH, Allamaneni SS, Comhaire FH, Agarwal A. Relationship between acrosin activity of human spermatozoa and oxidative stress. Asian J Androl 2004;6:313-8.
5. Pace-Asciak CR, Hahn S, Diamandis EP, Soleas G, Goldberg DM. The red wine phenolics trans-resveratrol and quercetin block human platelet aggregation and eicosanoid synthesis: implications for protection against coronary heart disease. Clin Chim Acta 1995;235:207-19. [CrossRef]
6. Uguralp S, Usta U, Mizrak B. Resveratrol may reduce apoptosis of rat testicular germ cells after experimental testicular torsion. Eur J Pediatr Surg 2005;15:333-6. [CrossRef]
7. Kirimlioglu V, Ara C, Yilmaz M, Ozgor D, Isik B, Sogutlu G, et al. Resveratrol, a red wine constituent polyphenol, protects gastric tissue against the oxidative stress in cholestatic rats. Dig Dis Sci 2006;51:298-302. [CrossRef]
8. Nigdikar SV, Williams NR, Griffin BA, Howard AN. Consumption of red wine polyphenols reduces the susceptibility of low-density lipoproteins to oxidation in vivo. Am J Clin Nutr 1998;68:258-65.
9. Juan ME, Gonzalez-Pons E, Munuera T, Ballester J, Rodriguez-Gil JE, Planas JM. Trans-resveratrol, a natural antioxidant from grapes, increases sperm output in healthy rats. J Nutr 2005;135:757-60.
10. Uguralp S, Mizrak B, Bay Karabulut A. Resveratrol reduces ischemia reperfusion injury after experimental testicular torsion. Eur J Pediatr Surg 2005;15:114-9. [CrossRef]
11. World Health Organization. Fact Sheet No. 339. July 2011. Available at http://www.who.int/mediacentre/ factsheets/fs339/en/index.html
12. Valdes-Socin H, Vroonen L, Latta AI, Betea D, Petrossians P, Geenen V, et al. The endocrine effects of smoking. Rev Med Liege 2010;65:498-501.
13. Al-Azemi MK, Omu AE, Fatinikun T, Mannazhath N, Abraham S. Factors contributing to gender differences in serum retinol and alpha-tocopherol in infertile couples. Reprod Biomed Online 2009;19:583-90. [CrossRef]
14. Pacey AA. Environmental and lifestyle factors associated with sperm DNA damage. Hum Fertil (Camb) 2010;13:189-93. [CrossRef]
15. Gaur DS, Talekar MS, Pathak VP. Alcohol intake and cigarette smoking: impact of two major lifestyle factors on male fertility. Indian J Pathol Microbiol 2010;53:35-40. [CrossRef]
16. Draper HH, Hadley M. Malondialdehyde determination as index of lipid peroxidation. Methods Enzymol 1990;186:421-31. [CrossRef]
17. Hung LM, Su MJ, Chu WK, Chiao CW, Chan WF, Chen JK. The protective effect of resveratrols on ischaemiareperfusion injuries of rat hearts is correlated with antioxidant efficacy. Br J Pharmacol 2002;135:1627-33.
18. Kasdallah-Grissa A, Mornagui B, Aouani E, Hammami M, Gharbi N, Kamoun A, et al. Protective effect of resveratrol on ethanol-induced lipid peroxidation in rats. Alcohol Alcohol 2006;41:236-9. [CrossRef]
19. Meister A. Transport and metabolism of glutathione and gamma-glutamyl amino acids. Biochem Soc Trans 1983;11:793-4. [CrossRef]
20. Hattori R, Otani H, Maulik N, Das DK. Pharmacological preconditioning with resveratrol: role of nitric oxide. Am J Physiol Heart Circ Physiol 2002;282:1988-95.
21. Kapawa A, Giannakis D, Tsoukanelis K, Kanakas N, Baltogiannis D, Agapitos E, et al. Effects of paternal cigarette smoking on testicular function, sperm fertilizing capacity, embryonic development, and blastocyst capacity for implantation in rats. Andrologia 2004;36:57-68. [CrossRef]
22. Soares SR, Melo MA. Cigarette smoking and reproductive function. Curr Opin Obstet Gynecol 2008;20:281-91. [CrossRef]
Haluk Söylemez1, Yahya Murat Ugras2, Ali Beytur2, Fatih Oguz2, Meltem Kurus3, Aysun Bay Karabulut4
1Dicle Üniversitesi Tip Fakültesi, Üroloji Anabilim Dali, Diyarbakir
2Inönü Üniversitesi Tip Fakültesi, Üroloji Anabilim Dali, Malatya
3Inönü Üniversitesi Tip Fakültesi, Histoloji-Embriyoloji Anabilim Dali, Malatya
4Inönü Üniversitesi Tip Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dali, Malatya
Yazisma (Correspondence): Yard. Doç. Dr. Haluk Söylemez.
Dicle Üniversitesi Tip Fakültesi, Üroloji Anabilim Dali, 21100 Diyarbakir, Türkiye.
Tel: 0422 341 06 60-5825 e-posta: [email protected]
doi:10.5152/tud.2011.044
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Aves Yayincilik Ltd. STI. Sep 2011