Öz
İkinci Dünya Savaşından sonra dünya güç dengesinde oluşan boşluǧu kapatmaya yönelik olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliǧi (SSCB)'nin Orta ve Doǧu Avrupa'da ve kısmen Balkanlarda nüfuz edinmesi ve nükleer kapasitesini geliştirmesi Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'ne karşı önemli bir tehdit oluşturmuştur. Bu tehlikeye karşı 1950'de Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından 68 numaralı rapor (NSC-68) hazırlanıp uygulamaya konmuştur. Çalışmada, Soǧuk Savaş stratejisinin en önemli bir belgelerinden biri olan NSC-68'in analizinin yanı sıra bu rapor doǧrultusunda ABD'nin SSCB'ye karşı uyguladıǧı Soǧuk Savaş stratejisi ve Türkiye ile ilişkileri konu edilmektedir. Zira bu rapor, ABD'nin uyguladıǧı Soǧuk Savaş stratejisine rehberlik niteliǧi taşımaktadır. NSC-68'nin öngördüǧü üzere ABD, realist politika çerçevesinde hareket ederek nükleer silahlanmaya aǧırlık vermiş ve müttefiklerin askeri açıdan kapasitelerinin güçlenmesini hedeflemiştir. Böylece SSCB'nin dünyaya hâkim olma yönünde uyguladıǧı stratejisini engellemeyi amaçlamıştır. ABD, Türkiye ile müttefiklik ilişkilerini de bu doǧrultuda düzenlemiştir. Türkiye ile ikili anlaşmalar yapmak suretiyle birçok konuda askeri ve ekonomik işbirliǧi içine girmiştir. Bu işbirliǧi, SSCB'nin Akdeniz'e ve dolayısıyla sıcak denizlere inerek hakimiyet kurma çabalarının engellenmesinde büyük rol oynamıştır.
Anahtar Kelimeler: ABD, NSC-68, Soǧuk Savaş, SSCB, Türkiye,
Abstract
After the Second World War, in order to close the gap in the balance of power in world politics, the Union of Soviet Socialist Republics (USSR) increased its influence in Central and Eastern Europe and partially in the Balkans and developed its nuclear capacity. These developments posed an important threat to the USA. In order to fight with this threat, the report number 68 (NSC-68) was prepared and implemented by the American National Security Council in 1950. In this study, in addition to the analysis of the NSC-68 which was one of the most significiant documents of the Cold War, its Cold War strategy implemented against the USSR and its relations with Turkey are examined accordingly. This report was a guide to the Cold War strategy of the United States of America (USA). The USA focused on nuclear armament and aimed to strengthen the military capacities of its allies within the framework of realistic policy outlined in NSC-68. Thus, it aimed to prevent the USSR's strategy to dominate the world politics. The USA organized its relations with Turkey in line with this report. . The USA entered into military and economic cooperation on many issues by making bilateral agreements with Turkey. This cooperation played a major role in preventing the efforts of the USSR to dominate the World politics by going down to the Mediterranean Sea and hence to warm seas.
Key Words: USA,, NCS-68, Cold War, USSR, Turkey
Giriş
İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden itibaren ABD ve SSCB, farklı ideolojileri nedeniyle iki uç kutbu temsil ederek büyük bir rekabet içine girmişlerdir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD, SSCB'nin etki alanının genişlemesini engellemek için tarihi ve siyasi nedenlerle SSCB'yi çevreleyen ülkeler ile işbirliǧi oluşturarak Çevreleme Politikası uygulamıştır. ABD tarafından uygulanan bu politikanın ürünü olarak da Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (North Atlantic Treaty Organization - NATO), Merkezi Antlaşma Teşkilatı (Central Treaty Organization - CENTO) (önceki adı ile Baǧdat Paktı), Balkan Paktı, Avustralya, Yeni Zelanda, Amerika Birleşik Devletleri Güvenlik Antlaşması (The Australia, New Zealand, United States Security Treaty - ANZUS) ve Güneydoǧu Asya Antlaşması Teşkilatı (Southeast Treaty Organization - SEATO)'nın oluşturulduǧu görülmektedir.
1945 sonrasında Almanya'nın çökmesiyle oluşan boşluǧu kapatmaya çalışan SSCB, Orta ve Doǧu Avrupa'da ve kısmen Balkanlarda nüfuz edinme çabaları göstermiş ve bunun olumlu sonuçlarını da elde etmiştir. Yugoslavya 1945'de, Arnavutluk ve Macaristan 1946'da, Bulgaristan ve Polonya 1947'de, Romanya ve Çekoslovakya da 1948'de Doǧu Bloku ülkelerinden olmuştur. 1 Ekim 1949'da Çin'deki iç savaşta Mao Zedong'un liderliǧindeki Sosyalistler yönetimi ele geçirmiştir. Bu gelişmeleri önlemek için ABD, önce 12 Mart 1947'de Truman Doktrini'ni ilan etmiş, ardından da Marshall Planı'nı açıklayarak ekonomik yardımda bulunmayı önermiştir.1 Ancak, Truman Doktrini ve Marshall Planı, Romanya, Çekoslovakya ve Çin'in karşı tarafa kaymasını engelleyememiştir. SSCB'nin hızla yayılması, ABD'yi endişelendirmiştir. SSCB'nin nükleer silah denemeleri de bu endişeyi saǧlamlaştırmış ve Amerikan Başkanı Truman'ın talimatı ile ABD'nin güvenliǧi için, Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından 68 numaralı rapor (NSC-68)2 hazırlanmıştır. Nisan 1950'de sunulan rapor Eylül 1950'de kabul edilmiştir.3
NSC-68'in hazırlanmasına giden bu yolda önemli iki gelişme; ABD'nin o dönem başkanı olan Harry S. Truman'ın acilen Truman Doktrini'ni ilan etmesi ve Marshall Planı doǧrultusunda yardım paketini açıklamasıdır. Bu acil politik ve ekonomik reaksiyonun en önemli nedeni yukarıda belirtilmiştir. Ancak bunun yanı sıra bir başka önemli gelişme vardır ki; o da Şubat 1947'de İngiltere hükümetinin, Yunanistan ve Türkiye'yi Sovyetlerin ve Sovyet destekli gerilla gruplarının baskısına karşı destekleme yükünü daha fazla taşıyamayacaǧı konusunda Başkan Truman'ı bilgilendirmesidir. İngiltere'nin bu kararı Savaş sonrası bir krizi ortaya çıkarmıştır. Yunanistan ve Türkiye'ye yardım devam edecek ise bu yardım ABD'den gelecektir. Truman bu yardımın ABD'den gönderilme kararını hızla almıştır. Bu tarihi ve çok önemli karar; Avrupa Kalkınma Programı'nın ve Çevreleme Politikası'nın onayı, daha geniş açıdan ise, ABD'nin savaş sonrası yeni dünya düzeninde liderlik pozisyonunu alması anlamına gelmekteydi.4 Bu durum da daha sonra hazırlanacak olan NSC-68'in anlam ve önemini arttırmıştır.
NSC-68 hazırlandıǧı sırada, bir kısım Amerikalı, ABD'nin uluslararası politikasında yeni girişimlerin olması gerektiǧini düşünürken, bir kısım da gelenekçi olup mevcut yapının korunmasını desteklemiş ve yeni politik girişimleri reddetmiştir.5 NSC-68 ile Soǧuk Savaş stratejisinde nükleer silahlanmaya yer veren ve müttefiklerin askeri açıdan kapasitelerinin güçlenmesini hedefleyen ABD, dünyaya yeni bir pencere açmış, bugün hala tartışılmakta olan dünya jandarmalıǧını yapmaya başlamıştır. NSC-68'in retorik anlatımıyla SSCB'yi, ondan korunulması gereken bir şeytan, köle toplumu, kendisini ise, özgür dünya olarak gösteren ABD, SSCB'nin daǧılması ve yeni yapılanmaların oluşmasına raǧmen dünya jandarmalıǧını elden bırakmamıştır. 1950'lerde dünya liderliǧini hedefleyen ABD'nin ipleri elinden bırakmasının beklenmesi de mümkün deǧildir.
Nsc-68'in Hazırlanmasını Gerektiren Gelişmeler
ABD, İkinci Dünya Savaşı sonlarına doǧru geliştirdiǧi, Savaş sırasında laponya'ya karşı kullandıǧı atom bombası ile nükleer silahlanma açısından liderliǧi yakalamış ve güvenlik konusunda rahat bir konuma erişmiştir. Ancak SSCB'nin 1949'ların sonlarında ilk atom aygıtını patlatması Amerika'nın güvenlik stratejisini yeniden gözden geçirmesine yol açmıştır.6 1949'a kadar Sovyet / Komünist tehdidi askeri olarak deǧil, esasen siyasi olarak görülüyordu.7 SSCB'nin atom bombasını geliştirmesi, ABD'de güvenlik kaygıları ile birlikte endişe ve korkunun artmasına yol açmıştır. Dönemin Dışişleri Bakanı Paul H. Nitze, 1954'e kadar Sovyetlerin ABD'ye karşı bir nükleer saldırıya girişeceǧini öngörmüş ve bu endişe de NSC-68'de ortaya konulmuştur.8
İkinci Dünya Savaşı'ndan birkaç yıl sonra, alınan istihbarat bilgileri gereǧi SSCB'nin hidrojen bombası da imal etmesi ihtimali ortaya çıkmış ve bu konu ABD yönetimini oldukça ilgilendirmiştir. ABD Başkanı Truman'a Ocak 1950'de SSCB'nin hidrojen bombası, bir başka deyişle termonükleer silah yapabilme kapasitesine sahip olduǧu bilgisi gelmiş ve ardından da Truman, hızlandırılmış termonükleer reaktör test programı talimatını vermiştir. Bunun ardından da termonükleer silahların varlıǧı halinde ulusal güvenlik politikasının amaç ve hedeflerinin tekrar gözden geçirmesi ve bu konuda bir rapor hazırlaması için Ulusal Güvenlik Konseyi'ni görevlendirmiştir. Ulusal Güvenlik Konseyi'nin politika planlama direktörü Paul Nitze ve bölüm personeli de bu konu üzerinde bir rapor hazırlamak için çalışmalarına başlamıştır.9
SSCB'nin önce atom bombasına sahip olması, ardından da hidrojen bombası yapması olasılıǧı dünyada bir başka gelişme ile ABD'yi hayli tedirgin etmiştir. Bu üçüncü gelişme de Çin'de komünist yönetimin iktidara gelmesidir.10 1948'de Çekoslovakya'da Komünist Parti'nin iktidarı ele geçirmesi de NSC-68'in hazırlanması konusunda etkili olan bir başka gelişme olmuştur.
Bu gelişmeler, küresel güç dengesinin bozulması konusunda bir tehdit olarak algılanmasının yanı sıra, ABD'yi SSCB ile mücadelesinde savunmacı bir duruma sokmuş oluyordu.11 Bu da ABD'nin Soǧuk Savaş durumunda uluslararası politikada gelişmeleri bir adım geriden başlayarak takip etmesi anlamına gelmekteydi.
Nsc-68 Numaralı Raporun Analizi
NSC-68'in hazırlandıǧı dönemde SSCB, dünyanın tüm bölgelerini etkisi ve kontrolü altına alarak yayılma çabaları içindeydi. NSC-68 ile SSCB'nin dünyaya hâkim olma yönündeki gücünü kontrol etmek ve zayıflatmak için özgür dünya olarak tanımlanan Batı Bloku ülkelerinde tatmin edici ve hızlı bir askeri güç yapılanmasının gerekliliǧi ortaya konmuştur.12
NSC-68, mevcut anlaşmazlıǧın tarifini yaparak ABD ve SSCB'nin hedeflerini ve bu hedeflerine ulaşmada kullanılabilecek araçları belirlemiştir. Bu arada her iki ülkenin de ideoloji farklılıǧını açıkça fakat tarafsızlıktan uzak bir şekilde ortaya koymuştur. Ardından SSCB'nin ve ABD'nin niyetlerinin ne olduǧu ve kapasiteleri ekonomik, sosyal ve askeri açıdan belirlenmiştir. Nükleer enerji ve silahlara da yer verilerek neler yapılması gerektiǧi çok açık biçimde belirtilmiştir.
NSC-68'de ABD ile SSCB arasında toplumsal farklılıkların olduǧu belirtilmiş ve köle toplumunun (SSCB) özgür topluma (ABD) üstün geleceǧi endişesine yer verilmiştir. Raporda, ABD'nin kendi deǧerlerini korumak için Sovyet sisteminin temelinde esaslı deǧişikliǧi teşvik etmesi ve bu yönde politika izlemesi gerektiǧi hususuna da deǧinilmiştir13 Bir başka deyişle; ABD, NSC-68 ile tüm dünyaya "Biz iyiyiz, onlar kötü mesajını çok açık bir şekilde vermiştir. Burada yaratılan dikotomi ile ABD, dizginlerin kendi elinde olmasının doǧru ve adil olduǧunu ispata çalışmıştır.14
Raporda SSCB'nin askeri kapasitesinin tehlikesine deǧinilmiştir. Bu doǧrultuda, Sovyetlerin askeri açıdan saldırgan bir yapıya sahip olduǧunun dikkate alınması gerektiǧi hatırlatılarak SSCB'nin nükleer kapasitesinin tam olarak bilinemediǧi ancak, bu kapasitenin barış zamanında SSCB'nin taktiklerine karşı gelinmemesi için yeterli ölçüde caydırıcı özelliǧe sahip olduǧu NSC68'de ifade edilmiştir. Bununla birlikte, SSCB'nin 1954 yılında saldırıda bulunabilecek nükleer kapasiteye sahip olacaǧı belirtilmiştir. Hidrojen bombasının yapılması konusunda ise iki ülkeden hangisi hidrojen bombası yaparsa diǧeri üzerinde baskıya sahip olacaǧı belirtilmiştir.15
Son olarak da ABD'nin kendi güvenliǧi ve ideolojisinin devamı için nükleer silahlanmaya devam edilmesi, müttefik devletlerin savunmasında aǧırlık verilmesi, savunma kapasitelerinin arttırılması ve güçlendirilmesinin gerektiǧi açıkça ifade edilerek hidrojen bombası yapımına önem verilmesi tavsiye edilmiştir16 Gerek bu raporun yazımı gerekse kabulü sırasında göz önünde bulundurulan önemli bir hususu belirtmekte fayda vardır. O da; nükleer silahların konvansiyonel silahlara oranla daha ucuz olduǧu ve Soǧuk Savaş Stratejisi'ni belirlerken ABD yönetiminin bu hususu da dikkate aldıǧıdır.17 Ayrıca, o dönemde Avrupa daha pahalı konvansiyonel silahlara ödeme yapmak için pek de istekli deǧildi. 18
İkinci Dünya Savaşı sonrasında güvenliǧin öne çıktıǧı görülmektedir. SSCB'nin bilinen ve tahmin edilen askeri gücü de ABD'nin güvenliǧine doǧru dan ve dolaylı yoldan en büyük tehdit unsuru halindeydi. Bu nedenle de Amerikan büyük stratejisi NSC-68'in doǧrultusunda Sovyet sistemine "maksimum baskıyı oluşturma" hedefine odaklanmıştır.19
NSC-68 öncesinde bütçedeki sıkıntı nedeniyle askeri harcamaları kısma kararı alan hükümete karşı NSC-68'i hazırlayan Paul Nitze, ulusal savunma programında büyük bir artış talep etmiştir.20 Bu harcamaların mevcut savunma bütçesinin hatta 3 katı olabileceǧine de deǧinilmiştir.21 ABD yönetimi bu bütçe artışı konusunda halkı nasıl ikna edeceǧini düşünürken Kuzey Kore'nin Güney Kore'yi işgal etmesi imdadına yetişmiştir.22
Askeri harcamalarda, NSC-68 öncesinde azalma görülürken, NSC-68'in uygulanmaya başlamasından sonra Kore Savaşı'nın da etkisiyle bir artış görülmüştür. NSC-68 ile dış askeri ve ekonomik yardımı içeren savunma harcamaları 1951 mali yılı için öngörülen en az 13 milyar dolardan 58 milyar dolara yükselmiştir. 1952 mali yılında bu rakam 70 milyar dolara yaklaşmış, 1953 mali yılında ise 50 milyar doların biraz üstüne çıkmıştır. Ancak bundan sonraki yıllarda askeri harcamalar 42 milyar doların altına düşmemiştir.23 1953 yılındaki askeri harcamaların azalmasının nedeni de 1953 Temmuz'unda Kore Savaşı'nda ateşkes anlaşmasının imzalanmasıdır. NSC-68 ile artan askeri harcamalar, daha yüksek vergilerin toplanması ve ülkedeki sosyal ve refah programlarında kısıtlamaya gidilmesi anlamına gelmekteydi.24
NSC-68, içte, Kremlin'in SSCB içindeki gücünü ve etkisini azaltmak, dışta ise kontrolü altındaki bölgeleri Kremlin'in etkisinden kurtarmak için dinamik adımların atılması gerektiǧini öngörmüştür.25
NSC-68'de daha önce modern savaşın varlıǧı ve bu savaşta sadece modern olgular ile silahların ve sivil halkın rolü tanımlanarak artık modern savaşların yerini ulusların ekonomik ve askeri kaynakların, enerjilerin harekete geçirilerek yapılması planlanan topyekün savaşın aldıǧı vurgulanmıştır.26
NSC-68'de SSCB'nin askeri gücü ile ABD'nin askeri gücü arasındaki dengenin ABD aleyhine gelişmekte olduǧu ve SSCB'nin askeri kapasitesini arttırarak dünyaya hâkim olmaya çalıştıǧına işaret edilmiştir.27 Bu aşamadan sonra Doǧu Bloku tarafına geçebilecek bir devlete daha tahammül edilemeyecek duruma gelinmiştir. Kaybedilen bir devletin ardından domino taşı gibi diǧerlerinin de gideceǧi endişesi bulunmaktadır. NSC-68'de SSCB'nin nükleer silahlanmasının bu hızla devam etmesi durumunda 1954 yılında bir savaş beklentisi bulunmaktadır. Çünkü SSCB 1964 yılında nükleer bir savaşa girmek için yeterli kapasiteye sahip olacaktır. Aslında savaşın SSCB tarafından ne zaman çıkarılacaǧı SSCB lideri tarafından saptandıǧı sanılmamakta, ancak 1954 yılı için hazırlıklı olmak gerektiǧi vurgulanmaktadır.28
NSC-20/429 ile NSC-68 genel anlamda aynı görüşleri savunmaktadır. Nitekim NSC-68'de NSC-20'deki görüşler açıkça onaylanmıştır. Ancak, NSC20 ile NSC-68 arasında temel iki fark bulunmaktadır. Bu farklardan ilki, NSC68'de, NSC-20'nin yazılmasından itibaren özellikle daha yüksek seviyede bir mücadelenin geliştirilmesi öngörülmüştür. Daha önce ABD'nin müttefiklerine kapsamlı ekonomik ve sınırlı askeri yardımda bulunması söz konusuydu. Oysa NSC-68'de ABD'nin askeri kapasitesinin güçlendirilmesi üzerinde durulmuştur. Bu konu da ikinci farkı oluşturmaktadır.30 NSC-68'de SSCB'den ABD'ye karşı oluşan tehdidin askeri niteliǧine aǧırlık verilmiştir.31 Bunun yanı sıra, Kenan, raporunda SSCB'nin amacının ne olduǧuna yer verirken Nitze NSC-68'de, daha öteye giderek SSCB'nin kapasitesine önem vermiştir.32
NSC-68'de ulusal ve küresel güvenliǧin birbirinden ayrılmaksızın birlikte deǧerlendirilerek bu doǧrultuda hareket edilmesi gerektiǧi vurgulanmıştır.33 NSC-68, 7 Nisan 1950'de hazırlanarak Başkan Truman'a sunulmuş ve Başkan da Eylül 1950'de Kuzey Kore'nin Güney Kore'ye saldırmasından sonra onaylamıştır.34
NSC-68'de, SSCB'ye karşı ABD'nin Kremlin'in etkisini ve gücünü içte ve kontrolü altındaki diǧer alanlarda azaltacak dinamik adımlar atması istenmek tedir.35 ABD'nin Soǧuk Savaş stratejisi incelendiǧinde bu doǧrultuda adımlar atıldıǧı gözlemlenmektedir.
Nsc-68 Doǧrultusunda Abd'nin Soǧuk Savaş Stratejisi
ABD ve SSCB arasında Soǧuk Savaş algılanması ve kutuplaşmaya ilişkin olarak girişimler aslında 1947 yılından itibaren başlamıştır. Anti-sosyalist yapılanmanın doǧu kıyıları Türkiye ve Yunanistan ile sınırlandırılmıştır. Böylece Batı Avrupa'nın Sovyet Bloka karşı direncinin arttırılması ve mücadelesinde başarı elde edilmesi amaçlanmıştır.36
NSC-68, ABD'nin Soǧuk Savaş döneminde ulusal güvenlik politikasının kutsal kitabı olarak nitelendirilmektedir. NSC-68 ile Amerikalı liderler tarafından yeni bir ideolojinin takip edildiǧi belirtilmektedir.37 Nitekim Türkiye'nin NATO'ya üyeliǧinin kabul edildiǧi 1952 yılındaki NATO Bakanlar Kurulu Konseyi'nin Lizbon'daki toplantısında NSC 68'i NATO'nun resmi stratejisi olarak kabul edilmiştir.38
ABD, NSC-68 ile Avrupa'ya büyük önem vermiş ve Sosyalizm'in yayılmasını engellemek için büyük çaba sarf etmiştir. Batı'nın Avrupa'da başarı elde etmesi, SSCB'yi Yakın doǧu gibi Uzak Doǧu'ya sevk etmiştir.39 ABD, Avrupa'da NSC-68 doǧrultusunda hareket ederken Almanya'ya önem vermiş ve o yıllarda NATO'nun üyesi olmayan Almanya'nın NATO ile baǧ kurmasını saǧlamıştır.40
ABD, NSC-68 uygulamasında nükleer silahlara ilişkin fonu arttırmış ve Avrupa'ya asker kaydırmıştır. Böylece savunma açısından Avrupa'nın ABD'ye baǧımlılıǧı artmıştır.41 Bu durum da savunma açısından Avrupa'nın ABD'ye baǧımlılıǧını arttırmıştır.
1950'lerde ABD, taktik nükleer silahları geliştirmiş ve askeri kapasitesini güçlendirmiştir.42 Zaten birçok Amerikan hükümet belgesi SSCB'nin yayılmacı politikasına karşılık izlenebilecek farklı politika seçenekleri sunmuştu. Bu durum karşısında ABD'nin izlemesi gereken dört politikadan üçü NSC-68'de yer almaktaydı: İzolasyon, savaş ve ABD ve müttefiklerini politik, ekonomik ve askeri güçlerini yapılandırmak. Ancak bu şekilde, uluslar arasında savaş olmadan yaşanabilecek bir dünya düzenine ulaşılabilecekti.43
NSC-68'in hazırlanmasından üç ay sonra Kuzey Kore, Pekin ve Moskova'yı arkasına alarak Güney Kore'ye saldırmıştır. Bu olay, Başkan Truman'ın NSC68'i kabul etmesinin gerekliliǧini adeta işaret etmiş ve Truman'ın ikna olmasını saǧlamıştır.44 Patlak veren Kore Savaşı, daha güçlü bir savunma yapısını ve bu konudaki aciliyeti deǧerlendiren NSC-68'in haklılıǧını göstermekteydi.45 Zira Kore Savaşı, NSC-68'de işaret edildiǧi gibi SSCB'nin saldırganlıǧını göstermiştir. Bu durumda ABD'nin güvenliǧinin yeniden deǧerlendirilmesi gerekmiştir.46 30 Eylül 1950 tarihinde Truman, üç ana hedefe sahip bir kararnameyi imzalayarak yürürlüǧe girmesini saǧlamıştır. Birinci amaç, ABD'nin konvansiyonel kapasitesinin Kore olayında olduǧu gibi acil durumlarda ve daha iyi durumlarda benzer şekilde müdahale edilebilmesi için desteklenerek arttırılmasıdır. İkincisi, ABD'nin nükleer gücünün arttırılmasıdır. Böylece ABD'nin hayati derecede önem taşıyan çıkarlarına saldırılara karşı caydırıcılık unsuru kuvvetlendirilmiş olacaktır. Üçüncüsü ise, ABD, başta Avrupa'dakiler olmak üzere caydırıcı askeri kapasitelerinin güçlendirilmesi için müttefiklerine yardımda bulunmaları gerekmektedir. Bu doǧrultuda deniz, hava ve kara gücünde sayısal artırımlara gidilmiş, acil durumda müdahale gücü arttırılmış ve eǧitimlerine daha da önem verilmiştir. ABD, NSC-68 numaralı rapor doǧrultusunda hareket ederek müttefiklerine ekonomik yardımlar da yapmıştır. ABD, 1950-1951 yılları arasında NATO müttefiklerine 4.5 milyon dolar yardımda bulunmuştur.47
NSC-68'in önemli sonuçlarından biri, 1949 yılında ortaya çıkan Kuzey Atlantik Antlaşması'nın, üye ülkelerden birine yapılan bir saldırının diǧer NATO ülkelerine de yapılması anlamına geldiǧi ve diǧer ülkelerin saldırıya uǧrayan ülkeye askeri açıdan destek vermelerini içeren bir askeri savunma antlaşması olmasından öteye giderek, gücü ve komuta yapısı ile gerçekten savaşan ve bir dereceye kadar da caydırıcılık unsuru taşıyan bir örgüt haline gelmesidir. Ayrıca 1950'lerde NATO stratejisinde de sınırlı seviyede bir nükleer savaş olasılıǧına göre bir deǧişiklik yapılmıştır.48
ABD'nin Çevreleme Politikası ile başlayan ve ardından NSC-68 ile devam eden Soǧuk Savaş stratejisinde Baǧdat Paktı projesi de yer almaktadır. Soǧuk Savaş'ın ilk yıllarında SSCB'yi çevreleyen NATO, SEATO, Baǧdat Paktı, ANZUS kurulmuş, Tayvan ve Iaponya ile karşılıklı güvenlik antlaşmaları imzalanmıştır.49 ABD'nin Iaponya ile barış antlaşması yapmasının nedeni, laponya'yı Batı'nın savunma sistemine dahil etmek istemesidir.50 ABD, Baǧdat Paktı'na resmen katılmamakla birlikte Pakt'ın faaliyetlerine yoǧun ve kapsamlı bir şekilde katılmış ve mali destek saǧlayarak Pakt'ın deǧişik organlarında aktif şekilde rol almıştır.51
SSCB'nin kıtalararası füzeleri geliştirmesi ile birlikte Orta Doǧu üzerindeki etkisini arttırma girişimleri ABD'yi oldukça endişelendirmiş, NATO ile Baǧdat Paktı arasında bir ilişki kurulması gerektiǧine karar vermiştir. Bunun yanı sıra Avrupa'daki NATO ülkelerinde mümkün olduǧu kadar çok orta menzilli füzelerle atom silahlarının bulunması üzerinde durulmuştur.52
Birleşmiş Milletler tarafından 24 Ocak 1946 tarihinde atom enerjisinin kontrolü ve bunun barışçı amaçlarla kullanılması, atom silahlarının milli silahlanmanın dışında bırakılmasını saǧlamak amacı ile tavsiyelerde bulunmak üzere Atom Enerjisi Komisyonu kurulmuştur. 13 Şubat 1947'de de Konvansiyonel Silahlar Komisyonu kurulmuştur. Ancak, her iki komisyonun çalışmasında da Doǧu-Batı çatışması olduǧu için Birleşmiş Milletler, 11 Ocak 1952'de her iki komisyonu laǧvedip yerine Silahsızlanma Komisyonu kurmuştur. Bu komisyon da 1965 yılına kadar çalışmalarını sürdürmüştür.53
Kore Savaşı öncesinde nükleer silahlara sahip olan ABD'nin Kore Savaşı'ndaki politikası ve 1950'lerin ortasındaki Tayvan Boǧazı Krizi nedeniyle Çin, ABD'nin nükleer saldırısı tehlikesi altında olduǧu izlenimi ile hareket ederek 1964 yılında nükleer silah geliştirmiştir. Hindistan da 1974 yılının Mayıs ayında nükleer silah üretmiştir.54 Böylece dünyanın nükleer silahlanma yolunda hızla hareket etmeye başladıǧı görülmektedir.
Nsc-68'in Türkiye Üzerindeki Etkisi
İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD ile Türkiye arasındaki ilişki, Türkiye'nin Soǧuk Savaş'taki yeri doǧrultusunda bir çizgi izlemiştir. Ancak, Türkiye'nin Soǧuk Savaş'taki konumu ve olanakları, ekonomik ve politik önemini ABD ve Batı'daki yorumlanışına göre deǧerlendirilmiştir.55 1 9 4 5 öncesi SSCB'nin Türkiye'den taleplerine karşılık ABD, sakin davranılması şeklinde yanıt verirken SSCB'nin yayılmacı politikasına dikkat çeken Kennan'ın telgrafı, Truman Doktrini, Marshall Planı ve ardından Soǧuk Savaş stratejisinin temelini oluşturan NSC-68 doǧrultusunda SSCB'ye karşı Türkiye'nin yanında olmuştur.56 ABD'nin 1946'dan itibaren Türkiye'nin yanında olduǧunu açıkça ifade etmiş ve izlediǧi politikalarla da bunu yansıttıǧı görülmüştür.
1950'lerde Türkiye'nin Birleşmiş Milletler ve diǧer uluslararası örgütlerde ABD'ninkilere paralel bir şekilde oy kullandıǧı görülmüştür.57 Bu durum, Türkiye'nin bir koşul öne sürmeksizin Batı'nın, özellikle de ABD'nin hegemonyası altına girdiǧinin bir göstergesi olmaktadır.
Türkiye, NATO'ya üye olabilmek için ilki Mayıs 1950'de ikincisi 11 Aǧustos 1950'de olmak iki defa başvurmuştur. Ancak, NATO'ya üyeliǧi Kore'ye asker göndermesinin ardından gerçekleşebilmiştir.58 Türkiye'nin NATO'ya alınmasında, ABD, diǧer Batılı devletlerin itirazına59 raǧmen Türkiye'yi desteklemiş, Türkiye, Eylül 1951'de NATO'ya üye olmak için davet edilmiştir.60 Bu davette, Türk dış politikasında yapılan deǧişikliǧin etkisinin yanı sıra ABD'nin de Türkiye'yi algılamasındaki farklılıǧın yoǧunluǧu görülmektedir.61 ABD'nin Türkiye'yi NATO üyesi olarak görmek istemesinin birbirine baǧlı nedenleri bulunmaktaydı. Bunun nedenlerinden biri, Kore Savaşı sırasında SSCB'nin Türkiye'ye saldırma olasılıǧının artmasıdır.62 Zaten Türkiye'nin asıl hedefi, SSCB'nin tehdidine ve hatta saldırısına ABD'nin somut, hukuki ve baǧlayıcı desteǧini elde etmektir. Bu da NATO'ya üye olmakla mümkün olacaktır.63 ABD'nin 1951 yılından itibaren Türkiye'nin NATO'ya alınması politikasındaki deǧişikliǧin nedeni ise, Doǧu Bloku'na dâhil olan Balkan devletlerinin hızla silahlanması ve Yugoslavya'ya yapılan baskıların artmasıdır. ABD, böyle bir ortamda güneydoǧu kanadını güçlendirme gereǧi duymuştur. Türkiye, NATO'ya alınmadıǧı takdirde ülkesindeki hava üslerinin kiralanmasına karşı çıkmaktaydı. Askeri açıdan gücün ön planda tutulduǧu 1950'li yıllardaki Soǧuk Savaş döneminde, Türkiye'nin hava üsleri çok yüksek derecede önem teşkil ediyordu. Türkiye'deki üslerden kalka cak Amerikan uçaklarının Kafkaslar'daki petrol ve Urallar'daki endüstri bölgelerini bombalayabileceklerdi. Bu da Türkiye'nin NATO üyesi olması ile mümkün kılınabilecekti.64 Türkiye'nin NATO'ya üyeliǧi ile ABD, Doǧu Akdeniz ve Güneydoǧu Asya'ya stratejik açıdan erişim saǧlama imkanına kavuşmuştur.65
Türkiye NATO üyesi olmadan önce ABD'nin onayladıǧı NSC-68 ile arttırılan yardım bütçesinden pay almıştır. Başkan Truman 24 Mayıs 1951'de Kongre'ye sunduǧu ve 1 Temmuz 1952 tarihine kadar olan dönemi kapsayan dış yardım kanun tasarısı ile öngörülen toplam 8,5 milyar dolar yardımdan Türkiye'ye de pay öngörülmüştür. Bu tasarı ile Türkiye, Yunanistan ve İran'a toplam 396,250,000 dolar askeri yardım kabul edilmiştir. Bu yardım tasarısının Türkiye ile ilişkili gerekçesinde; Türkiye'ye Çanakkale Boǧazı'nda ödün vermesi için SSCB tarafından baskıların sürmekte olduǧu ve Türkiye'nin Sovyetlerin baskısına karşı kuvvetli bir mukavemet gösterdiǧi belirtilmiştir.66
Türkiye NATO üyesi olduktan sonra ise Türkiye'nin askeri yapılanmasını büyük ölçüde Amerikalılar gerçekleştirmiştir. Türkiye'nin savunma planlarının NATO ile uyumlaştırılması, eǧitim ve teçhizat Amerikalıların istekleri doǧrultusunda gerçekleştirilmiş, Türkiye ABD silahları ile donatılmıştır.67 Bunun faturasını ise Türkiye, 1975'de haşhaş nedeniyle ABD tarafından Türkiye'ye konulan askeri ambargoda yaşadıǧı sıkıntı ile ödemeye başlamıştır.68
Türkiye'nin önemi 1950'lerde Eisenhower yönetimi sırasında özellikle NATO kapsamında daha da belirgin hale gelmiştir. Soǧuk Savaş stratejisinde topyekÛn karşılık ilkesine göre, NATO üyesi ülkelerden birine gelecek saldırıya diǧer NATO üyesi ülkeler topyekÛn olarak nükleer silah kullanarak karşılık verebilecekti. SSCB'nin Avrupa'da konvansiyonel silahlar bakımından Batı'ya karşı üstünlüǧü ve her iki tarafın da birbirlerini vurabilecek uzun menzilli nükleer silahlara sahip olmamaları dikkate alınırsa ABD'nin Avrupa ve Ortadoǧu'daki hâkimiyeti ve buna baǧlı olarak kendi varlıǧına gelebilecek tehlikeleri bu şekilde bertaraf etmeye girişmesi doǧal olduǧu görülmektedir. Türkiye, bu konuda ABD'ye olumlu görüşler bildirmiş, ABD'nin ekseni doǧrultusunda hareket etmiştir. Türkiye'nin SSCB'ye yakınlıǧı ve Batı Bloku içinde yer alması, uzun menzilli nükleer silahların olmaması ile birleşince ABD gözünde ayrı bir deǧer kazandırmıştır. SSCB, 1957 yılında Sputnik'i fırlattıktan sonra kıtalararası füzelerde Batı'ya üstünlük saǧlaması endişesini yaratmıştır. ABD de orta menzilli nükleer silahları (Jüpiter ve Thor'lar) NATO'nun Avrupa'daki ülkelerine yerleş tirme kararı almıştır. Bu plana olumlu yanıt veren İngiltere ve İtalya ile birlikte Türkiye olmuş, Türkiye ABD'ye bu konuda tam destek vermiştir.69 İngiltere 60 Thor, İtalya 30 Jüpiter, Türkiye de 15 Jüpiter, füzesinin topraklarına yerleştirilmesini kabul etmişlerdir. Konuya ilişkin anlaşma da Türkiye ile ABD hükümetleri arasında Ekim 1959'da imzalanmıştır. Ancak bu Jüpiter füzeleri, Küba Krizi sırasında ABD ile SSCB arasında pazarlık konusu olmuş ve Nisan 1963'de kaldırılmıştır.70 9 Aralık 1957 tarihinde dönemin Başbakanı Adnan Menderes Türkiye'ye NATO çerçevesi içinde Nike tipi uçaksavar güdümlü mermileri ile Honest John sahra topçusu roketlerinin gelmesini kabul ettiklerini belirten bir açıklama yapmıştır.71
ABD için Yunanistan ve Türkiye Sosyalizmin yayılmasının önüne geçilmesinde Akdeniz ve Orta Doǧu'da kıyı şeridini oluşturmaktadır.72 ABD, bu iki ülkeyi, kısa vadede askeri açıdan güvenliǧi, uzun vadede ise ekonomik açıdan çıkarları doǧrultusunda müttefik olarak deǧerlendirmiş ve bu doǧrultuda hareket etmiştir.73
NSC-68'in ABD politikasında yerini almasından bir yıl sonra 8 Eylül 1951'de ABD ve İngiltere, Orta Doǧu Komutanlıǧı (ODK) (Middle East Command-MEC) kurulmasına karar vermişlerdir. Bu Komutanlık, merkezi Kahire'de olup İngiliz, Amerikan, Fransız ve Türk danışmanlardan oluşan bir komite tarafından desteklenecek bir müttefik komutanın komutasında görev yapacaktı. Ancak bu plan Mısır'ın reddetmesi nedeniyle hayata geçirilememiştir.74 ODK'nın, ülkesinden İngiltere ve Fransa'yı tamamen çıkarmaya çalışan Mısır tarafından reddedilmesinin yanı sıra ABD ve İngiltere'nin Türkiye'nin ODK'daki rolü üzerinde anlaşmaya varamamaları da ODK'nın kurulamamasında rol oynayan önemli etkenlerden biriydi. ABD ve İngiltere'nin ODK'nın siyasi ve askeri yapılanması konusunda ayrı düşmeleri de ODK'nın kurulmasını engellemiştir. Türkiye de ODK'ya temkinli ve soǧuk yaklaşmıştır.75 76 ODK'nın planlanmasındaki nedenlerden biri Süveyş Kanalı sorununun çözülmek istenmesidir. Ancak bir diǧer neden de ABD'nin Orta Doǧu'daki varlıǧını korumak istemesi ve NSC-68 doǧrultusunda burada askeri bir yapılanmayı oluşturmak istemesidir. Bir başka deyişle, İngiltere o yıllarda Orta Doǧu'da varlıǧını sürdürme çabaları içinde iken ABD, oluşmakta olan iki kutuplu yeni dünya siste minde SSCB'nin güneyinde yer alan ülke ve bölgeleri kendi ittifakına alarak bu alandaki güvenliǧi tesis etmek amacındadır.
NSC-68'den sonra 1950'lerde Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler Orta Doǧu bölgesinde en yüksek noktaya ulaşmış, Türkiye ABD'nin bu bölgedeki planlarına tam destek vermiştir. Türkiye ile ABD arasında ekonomik yardıma dayanan ilişkilerde ise sorunlar yaşanmıştır. ABD, saǧladıǧı ekonomik yardımların ekonominin liberalleşmesi ve serbest piyasa şartlarının saǧlanması doǧrultusunda kullanılmasını isterken Türk hükümeti bunu reddetmiş, kendi istediǧi gibi kullanmak istemiş ancak, ABD'nin gücü karşısında Türkiye fazla direnememiştir. 1954 yılından itibaren Türkiye ABD'nin koşulları çerçevesinde Uluslararası Para Fonu, Avrupa Ödemeler Fonu ve ABD'den kredi alabilmiştir.77 Burada ABD'nin patronluǧu ve Türkiye üzerindeki etkisi çok açık biçimde görülmektedir.
ABD'nin NSC-68'i kabul ederek NSC-20 ile başlayan Soǧuk Savaş Stratejisi'ne göre Orta Doǧu'da bir savunma örgütlenmesine ihtiyaç duyulmuştur. Türkiye, bölgedeki en büyük askeri güçtü ve Orta Doǧu'nun savunulmasında kullanılabilecek tek askeri kuvvete sahipti.78 Nitekim 1955 Şubat'ında Irak ile Türkiye arasında Baǧdat'ta bir ittifak antlaşması (Baǧdat Paktı) imzalanmış, İttifak'a Nisan 1955'de İngiltere, Eylül 1955'de Pakistan ve Kasım 1955'de İran katılmıştır.79 Ancak, siyasi ve askeri nitelikli bu pakt, ABD'nin beklentisinin aksine diǧer Arap ülkeleri tarafından benimsenmemiş ve İran'da 1979 yılında rejim devrimi olması ile birlikte fonksiyonunu tamamen yitirmiştir.
ABD, NSC-68 doǧrultusunda SSCB'ye karşı Orta Doǧu ve Akdeniz bölgesinin güvenliǧini saǧlayabilme, dolayısıyla da bölgedeki hegemonyasını koruma ve varlıǧına karşı SSCB'den gelebilecek askeri tehditlere karşı koyabilme amacı ile Türkiye ile ikili anlaşmalar yaparak Türkiye'de hava üsleri kurmuştur.80 Mayıs 1960'da, kurulan bu hava üslerinden birinden kalkan U-2 keşif uçaǧı81 Rusya üzerinde düşmüş ve ABD ile SSCB ve Türkiye ile SSCB, Pakistan, Norveç arasında kriz yaşanmasına neden olmuştur.82
NSC-68 doǧrultusunda devam eden Soǧuk Savaş'ta 1950'li yıllarda Türkiye ile ABD arasında imzalanan anlaşmaların biri hariç hepsi askeri nite likli anlaşmalar olduǧu dikkati çekmektedir. Bu anlaşmalardan, 7 Ocak 1952 tarihinde imzalanan "Türkiye ile ABD arasında Ortak Güvenlik Anlaşması" 10 Mart 1954 yılında onaylanmıştır. Türkiye'nin NATO'ya katılmasının ardından 19 Haziran 1951 tarihli "NATO Kuvvetler Statüsü Sözleşmesi"ni imzalamıştır.83 Bu anlaşma, Türkiye'deki diplomat olmayan Amerikalıların da içinde yer aldıǧı NATO personeline ayrıcalıklar ve dokunulmazlıklar saǧlamaktadır. Haziran 1954'de imzalanan bir başka anlaşma da Askeri Tesisler Anlaşması'dır.84 10 Hazrian1955'de Türkiye ile ABD arasında "Atom Enerjisinin Barışçı Amaçlarla Kullanılmasında İşbirliǧi Yapılmasına Dair Anlaşma" imzalanmıştır.85 ABD, nükleer silaha sahip olma tekelini bırakmak niyetinde eǧildi. Ancak bu silahın kullanılmasını ve yayılmasını önleyecek etkili bir kontrol sistemi ile bu tekelden vazgeçmeye razı idi.86
Bu dönemde Türkiye ile ABD arasında imzalanan anlaşmalar; Amerikan askeri güçlerin gönderilmesi, Amerikalılar tarafından gerçekleştirilen askeri tatbikatlar, Amerikan güçlerinin hukuki ve idari statüsü, istihbarat faaliyetleri, Amerikan kuvvetleri için harekât planları, ortak kuvvetler için harekat planları konularında olmuştur.87
Türkiye'nin 1950'lerde Batı ile savunma konularında yaptıǧı anlaşmalar, aldıǧı yardımlar ve işbirliǧi çok hızlı bir gelişme göstermiştir. 1950'lerde Türk Kara Kuvvetleri'nin dörtte üçü, NATO'nun Manş Başkomutanlıǧı (CINCSOUTH), Hava ve Deniz Kuvvetleri ise Avrupa Yüksek Müttefik Komutanlıǧı'na (SACEUR) tahsis edilmiştir. İki taraflı ve gizli yapılan birçok anlaşmanın ardından, Adana yakınlarında bulunan İncirlik Hava Üssü ve Karamürsel, Çiǧli ve Diyarbakır'daki diǧer üslerle beraber, Karamürsel, Sinop, Samsun, Trabzon, Belbaşı ve Diyarbakır radar istasyonları da dâhil olmak üzere Türkiye'de birçok ABD-NATO tesisleri kurulmuştur. 1957 yılında yapılan bir anlaşmaya istinaden ABD Hava Kuvvetleri Türk topraklarında nükleer silahlara sahip saldırı uçakları bulundurmaya başlamıştır. 1960'ların sonuna gelindiǧinde Türk topraklarında yaklaşık 24.000 ABD askeri personeli görev almakta olduǧu kaydedilmiştir. ABD yardım malzeme ve eǧitim desteǧi, Türkiye'nin Silahlı Kuvvetleri'ni modernize etmesinde ve ekonominin kalkınmasında önemli bir rol oynamıştır.88 Türkiye'ye yapılan askeri ve ekonomik yardımlar sayesinde SSCB'nin Akdeniz'e ve dolayısıyla sıcak denizlere inerek ABD açısından önemli bir tehlike ve tehdit oluşturmasının da önüne geçilmiştir.
Sonuç
ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'nın ardından SSCB'ye karşı uyguladıǧı Soǧuk Savaş stratejisinin en önemli belgelerinden biri olarak tarihe geçen NSC-68'de Soǧuk Savaş'ın iki büyük lideri ele alınarak incelenmiş ve ona göre bir deǧerlendirme yapılmıştır. Bir tarafta ABD bulunurken diǧer tarafta müttefikleri ile SSCB yer almaktadır. NSC-68, iki taraf arasında belli bölgelerde bir çıkar çatışmasının olduǧunu belirtmekten öte, daha temel konularda ayrılıkların ve çıkar çatışmalarının olduǧu belirtilmektedir.89
ABD yönetiminin NSC-68'in onayının altında yatan temel neden, İkinci Dünya Savaşı sırasında ve ondan sonra ABD'nin nükleer silahlandırmayı tekelinde bulundurmasının tehlikeye girdiǧini algılaması ve bunun için de gerekli önlemi almak istemiş olmasıdır.90 Bunu da NSC-68'de belirtildiǧi gibi SSCB'yi kölecilikle suçlayıp, kendisini de özgür dünya olarak niteleyerek yapmıştır.
NSC-68, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından başlayan Soǧuk Savaş Stratejisi'ne yeni bir boyut kazandırmış ve günümüze kadar gelebilecek bir etki yaratmış olduǧu görülmektedir. NSC-68 ile başlayan nükleer silahlanma bugün hala tartışılmaktadır. Ancak, Uluslararası politika açısından daha önemlisi ise, ABD'nin dünyada jandarmalık görevini bizzat üstlenmiş ve o görevi bugün de sürdürüyor olmasıdır. Bugün hala etkinliǧini koruyan Birleşmiş Milletler ve NATO'da patron olan ABD, SSCB'nin daǧılması ile Orta Doǧu'da hegemonyasını kurmuştur. ABD'nin bölgedeki hâkimiyetinin en büyük göstergesi de Körfez Savaşı'ndaki aktif rolü olmuştur.
Bu dönemde, NSC-20 ile başlayan, Truman Doktrini ve Marshall Planı ile devam eden ve NSC-68 ile tam şeklini alan Soǧuk Savaş Stratejisi doǧrultusunda Türkiye de ABD'nin öngördüǧü Akdeniz ve Orta Doǧu bölgesinin jandarmalıǧı görevini üstlenmiştir. ABD'nin Soǧuk Savaş Stratejisi'nde önemli bir yeri tutan Türkiye, ABD'nin askeri, ekonomik ve sosyal nüfuzu altına girmiş ve bir uydu devlet olmaktan öteye geçememiştir. NATO üyesi olduktan sonra ise Türkiye'nin askeri yapılanması ABD'nin öngördüǧü şekilde ve NATO ile uyumlu olarak gerçekleştirilmiştir. Türkiye ikili ve çok taraflı anlaşmalar yapmak ve ittifaklar kurmak suretiyle Batı müttefikliǧinin gereǧini fazlasıyla yerine getirmiştir. Türkiye'nin Batı Blok'unda yer alması karşılıǧında SSCB'nin Akdeniz'e ve dolayısıyla sıcak denizlere inmesinin önüne geçilmiştir. NATO'nun güney kanadının güvenliǧinin Türkiye tarafından saǧlanması genelde Batı ittifakına, özelde ise ABD çıkarlarına büyük hizmet etmiştir. Bunun karşılıǧında Türkiye komünizm tehlikesinden Batı tarafından korunmuştur.
Soǧuk Savaş yıllarında savunmaya aǧırlık veren Türkiye, sosyal konulara eǧilememiş, demokratikleşememiştir. ABD ve müttefikleri için bir kalkan görevi yapmış olan Türkiye, Doǧu Bloku'nun daǧılmasından itibaren bunun faturasını gerek iç gerekse dış politikada aǧır biçimde öder konuma gelmiştir.
Makale Geliş Tarihi: 31.05.2021. Makale Kabul Tarihi: 19.11.2021.
Extended Abstract
After the end of the Second World War, USSR tried to dominate the international system due the collapse of Germany. For this reason, USSR made efforts to gain influence in Central and Eastern Europe and partially in the Balkans and achieved positive results in these attempts.
In order to prevent these developments, USA first declared the Truman Doctrine and then proposed to provide economic aid by announcing the Marshall Plan. However, the Truman Doctrine and Marshall Plan were not enough to stop the USSR. In addition, the USSR's development of the atomic bomb in 1949, which was used by the USA during the Second World War, and coming to an important stage in the nuclear arms race disturbed the American security strategy significantly. In line with the intelligence information obtained, the possibility of the USSR to manufacture a hydrogen bomb also was a great threat to the USA.
In addition to these developments, the coming to power of communist administrations in China, Romania and Czechoslovakia was perceived by the USA as a threat to the disruption of the global balance of power. As a result of all these developments, with the instructions of the American President Truman, the report numbered 68 (NSC-68) was prepared by the National Security Council for the security of the USA. The report NSC-68 was presented in April 1950 and adopted in September 1950. It was one of the most important American policy statements of the Cold War. Therefore, after 1945, the USA and the USSR, representing two different ideologies, started to create a bipolar world system. In this context, in order to prevent the expansion of the USSR, the USA has implemented the Containment Policy by establishing cooperation with the countries which surrounded the USSR for historical and political reasons. This policy was implemented in line with the guidance of NSC-68.
In accordance with NSC-68, USA included nuclear armament in its Cold War strategy and aimed to strengthen the military capacities of the allies. The USA, thus planned to control and weaken the power of the USSR and increase its possibilities to dominate the world. The USA, which included nuclear armament in its Cold War strategy and aimed to strengthen the military capacities of the allies by the application of NSC-68, opened a new window to the world and started to become the world gendarmerie, which is still being discussed today.
The USSR's nuclear studies after 1945 disturbed the USA, in particular the USSR's detonation of the first atomic device in the late 1949s led the USA to reconsider its security strategy. In addition, the possibility of the USSR to manufacture hydrogen bombs, due to the intelligence information received, was of great concern to the USA administration. Moreover, developments such as the coming to power of the communist administration in China and the seizure of the Communist Party in Czechoslovakia in 1948 were effective in the preparation of NSC-68.
NSC-68, which was created in 1950 due to security concerns arising from the Soviet Union, contains some differences with the security report NSC-20/4 prepared in November 1948, although it generally defends the same views. The opinions stated in NSC-20 are explicitly approved in NSC-68. However, there are two main differences between NSC-20 and NSC-68. The first of these differences has been the development of a higher level challenge in NSC-68, especially since NSC-20 was written. The second difference is that the NSC-68 focused on strengthening the military capacity of the USA. In NSC-68, it was emphasized that national and global security should be evaluated together without separating them and act in this direction. In NSC-68, the USA was asked to take dynamic steps against the USSR to reduce the influence and power of the Kremlin inside and in other areas under its control. NSC 68 has also been adopted as NATO's official strategy. The USA attached great importance to Europe with NSC-68 and made great efforts to prevent the spread of Socialism. The USA has increased its funding for nuclear weapons in the NSC-68 application and moved troops to Europe. Thus, Europe's dependence on the USA in terms of defense has increased. The policies such as isolation, war and structuring the political, economic and military forces of the USA and its allies were included in NSC-68. Only in this way it was aimed to achieve a world order without war.
NSC-68 had some effects on Turkey as well. In the 1950's the relations between Turkey and the USA reached the highest point in the Middle East, and Turkey fully supported the plans of the USA in this region. However, there were problems in relations between Turkey and the USA on economic assistance. While the USA wanted the economic aid it provided to be used in line with the liberalization of the economy and the provision of free market conditions, the Turkish government rejected this and wanted to use it according to its needs, but Turkey could not resist the American pressure. In accordance with NSC-68 the USA established air bases in Turkey by making bilateral agreements with Turkey in order to ensure the security of the Middle East and the Mediterranean region against threats from the USSR on one side, and to protect its hegemony in the region on the other. The agreements, aids and cooperation which Turkey made with the West on defense issues in the 1950s within the framework of NSC-68 brought a very rapid development. Through military and economic assistance to Turkey, USA prevented USSR's expansion to the Mediterranean region. However, Turkey which could not go beyond being a satellite state due to its cooperation with the USA on defense issues, did not focus on social issues and had to pay heavy costs in domestic and foreign policy.
1 Truman Doktrini ile Marshall Planı arasındaki fark, Truman Doktrini'nin aksine Marshall Planı'nda Sosyalist ülkelerin bu yardımdan yararlanmalarının mümkün olmasıdır. Ancak bu yardımdan Sosyalist ülkeler yararlanmamış, sadece Sosyalist olmayan ülkelerin yararlanması sözkonusu olmuştur. Ernest R. May, American Cold War Strategy NSC 68, Bedford Books of St. Martin's Pres, New York, 1993, s.2.
2 NSC 68'in tam metni için bakınız: https://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/116191. pdf?v=2699956db534c1821edefa61b8c13ffe. Erişim tarihi: 4 Aǧustos 2014.
3 Nelson S. Drew, NSC-68: Forging the Strategy of Containment, National Defense University, Washington DC, October 1996, s.111.
4 Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC-68", S. Nelson Drew, ed., NSC-68: Forging the Strategy of Containment with Analyses by Paul H. Nitze, National Defense University Press Publications, Second printing, 1996, s.8, 9.
5 Michael J. Hogan, A Cross of Iron, Cambridge University Press, Cambridge, 1998, s.1.
6 Marc Trachtenberg, Marc, "American Policy and the Shifting Nuclear Balance", Melvyn P. Leffler, David S. Painter, ed., Origins of the Cold War, Roudledge, New York, 1994 s.111.
7 Beatrice, Heuser, "NSC 68 and the Soviet threat: a new perspective on Western threat perception and policy making", Review of International Studies, 1991, 17(1), s.20.
8 Evren Balta Paker, Küresel Güvenlik Kompleksi, İletişim Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2012, s.30..
9 Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC 68", James C. Gaston, ed., Grand Strategy and the Decisionmaking Process, National Defense University Press, Washington D.C., 1992, s.28.
10 Hogan, a.g.e., s.12. Benjamin O. Fordham, Building the Cold War Consensus, The Political Economy of US National Security Policy, 1949-1951, The University of Michigan, Michigan, 1998, s.43.
11 Hogan, a.g.e., s.12.
12 Benjamin Fordham, "Domestic Politics, International Pressure, and Policy Change: The Case of NSC 68", Journal of Conflict Studies, Vol. XVII, No.1, Spring 1997, s.126.
13 May, a.g.e., s.29.
14 Noam Chomsky, Dünya Düzeni: Eskisi Yenisi, Metis Yayınları, İstanbul, Nisan 2000, s.60.
15 May, a.g.e., s.3, 32, 38, 56.
16 May, a.g.e., 76-81.
17 Schuyler Foerster, Edward N. Wright, American Defense Policy, John Hopkins University Press, London, 1990, s.159.
18 Vojtech Mastny, "Did NATO Win the Cold War", Foreign Affairs, May/lune 1999, 78, 3, s.183.
19 Perry Anderson, Amerikan Dış Politikası ve Düşünürleri, Çev. Barış Baysal, NotaBene Yayınları, Ankara, 2015, s.99.
20 Fordham, a.g.e., s.195.
21 Randall B. Woods, Howard Jones, Dawning of the Cold War, The University of Georgia Press, Chicago, 1994, s.252.
22 Woods ve Jones, a.g.e., s.254.
23 Curt Cardwell, NSC 68 and the Political Economy of the Early Cold War, Cambridge University Press, New York, 2011, s.13.
24 Melvyn P. Leffler, A Preponderance of Power, Stanford University Press, Stanford, California, 1992, s.356.
25 Woods ve Jones, a.g.e., s.253.
26 Hogan, a.g.e., s.13.
27Woods ve Jones, a.g.e., s.251.
28Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC 68", Grand Strategy and the... a.g.m., s.33.
29ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin NSC-20/4 numaralı raporu; SSCB tarafından ABD'nin ulusal güvenliǧine yönelik mevcut ve öngörülebilir tehditleri deǧerlendirerek bu tür tehditlere karşı koymak için alınması gerekli önlemleri belirleten bir rehber mahiyetindedir. NSC-20, NSC-20/1, NSC/2 ve NSC/3 numaralı raporları da referans almaktadır. ABD Ulusal Güvenlik Konseyi'nin NSC-20/4 numaralı raporun tam metni için bakınız: USA Department of State, Foreign Relations of the United States, 1948, General; The United Natons, Vol. I, Part 2, Report to the President by the National Security Council, Washington, November 23, 1948, https://historv.state.gov/historicaldocuments/frus1948v01p2/d60. Erişim Tarihi: 10.02.2016.
30Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC 68", Grand Strategy and the... a.g.m., s.33.
31Heuser, a.g.m., s.21.
32Foerster ve Wright, a.g.e., s.221.
33Woods ve Jones, a.g.e., s.253.
34Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC 68", Grand Strategy and the... a.g.m., s.29.
35 Charles L. Glaser, Analyzing Strategic Nuclear fblicy, Princeton University Press, Princeton, New Jersey, 1991, s.159.
36 Hogan, a.g.e., s.2.
37 Hogan, a.g.e., s.12.
38 Oral Sander, Türk-Amerikan İlişkileri, 1947-1964, İmge Kitabevi, Ankara, 2016, s.131.
39 Woods ve Jones, a.g.e., s.255.
40 Leffler, a.g.e., s.357.
41 Foerster ve Wright, a.g.e., s.172.
42 Fred Charles Ikle, "The Second Coming of the Nuclear Age", Foreign Affairs, January/February 1996, 75, 1, s.21.
43 James Goldgeier and Suri, Jeremi, "Revitalizing the U.S. National Security Strategy", , The Washington Quarterly, The Elliott School of International Affairs 38:4, Winter 2016, s.42.
44 Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC 68", Grand Strategy and the... a.g.m., s.33, 34.
45 Steven L. Rearden, "Frustrating the Kremlin Design: Acheson and NSC 68", Douglas Brinkley, ed., Dean Acheson and the Making of U.S. Foreign Policy, Palgrave Macmillan, London, 1993, s.159.
46 Michael M. Boll, National Security Planning: Roosevelt Through Reagan, University Press of Kentucky, 1988, s.77.
47 Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC 68", Grand Strategy and the... a.g.m., s.34.
48 Foerster ve Wright, a.g.e., s.172.
49 K.I. Holsti, International Politics, Prentice-Hall Inc., Englewood Cliffs, New Jersey, 1977, s.121.
50 Hogan, a.g.e., s.318.
51 Nasuh Uslu, Türk Amerikan İlişkileri, 21. Yüzyıl Yayınları, Ankara, Ekim 2000, s.117.
52 Mehmet Gönlübol, Haluk Ülman, A Suat Bilge, Duygu Sezer, Mehmet Gönlübol, Cem Sar, der., Olaylarla Türk Dış Politikası, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1993. s.316.
53 Fahir Armaoǧlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1995), Alkım Yayınevi, İstanbul, 1995, s.635, 636.
54 Scott D. Sagan, "Why Do States Build Nuclear Weapons?: Three Models in Search of a Bomb", International Security, Winter, 1996-1997, Vol. 21, No. 3, s.58,59.
55 Burcu Bostanoǧlu, Türkiye-ABD ilişkilerinin Politikası, İmge Kitabevi, Ankara, Aralık 1999, s.400.
56 Burcu Bostanoǧlu, a.g.e., s.384.
57 Nasuh Uslu, a.g.e., s.103.
58 Mehmet Gönlübol, Haluk Ülman, A Suat Bilge, Duygu Sezer, a.g.e., s.316.
59 Batılı devletler üç ana nenden dolayı Türkiye'nin NATO'ya üyeliǧine itiraz etmişlerdir. Bu nedenlerden biri, Akdeniz bölgesinde çıkabilecek savaşa sürüklenmek istememeleridir. İkinci neden, Türkiye ve Yunanistan'ın üye olması halinde ABD'nin kendilerine yapmakta olduǧu askeri yardımı azaltması ihtimali bulunduǧudur. Üçüncü neden ise, Kuzey Atlantik Anlaşması'nın sadece bir savunma ittifakı olmadıǧı, Atlantik uygarlıǧına sahip devletler arasında bir birleşmenin varolduǧudur. Mehmet Gönlübol, Haluk Ülman, A Suat Bilge, Duygu Sezer, a.g.e., s.230.
60 Türkiye'nin Kore ile ilgilenmesinin bir nedeni yoktu. Güney Kore, Türkiye'nin dış politikasının ilgi alanı dışında bir konuma sahipti. Türkiye'nin Kuzey Kore'ye karşı Güney Kore'yi desteklemesi ve asker göndermesinin altında yatan neden ABD ile ilişkilerini güçlendirmek ve NATO'ya üye olarak kabul edilmekti. İlter Turan, Dilek Barlas, "Batı İttifakına Üye Olmanın Türk Dış Politikası Üzerindeki Etkileri", Faruk Sönmezoǧlu, der., Türk Dış Politikasının Analizi, Der Yayınları, Der Yayınları, İstanbul, 1994, s.429.
61 İlter Turan, Dilek Barlas, a.g.m., s.430.
62 Nasuh Uslu, a.g.e., s.99.
63 Fahir Armaoǧlu, Belgelerle Türk-ABDMünasebetleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991, s.181.
64 Mehmet Gönlübol, Haluk Ülman, A Suat Bilge, Duygu Sezer, a.g.e., s.230.
65 Melvyn P. Leffler, "The Emergence of an American grand strategy, 1945-1952", Melvyn P. Leffler, Odd Arne Westad, ed., History of the Cold War, Cambridge University Press, New York, 2010, s.87.
66 Sezai Orkunt, Türkiye-ABD Askeri iişkileri, Milliyet Yayınları, Temmuz 1978, s.149, 150.
67 Mehmet Gönlübol, Haluk Ülman, A Suat Bilge, Duygu Sezer, a.g.e., s.100.
68 Fahir Armaoǧlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi... a.g.e., s.809, 810.
69 Nasuh Uslu, a.g.e., s.102.
70 Nasuh Uslu, a.g.e., s.137, 138, 167.
71 Fahir Armaoǧlu, Belgelerle... a.g.e., s.253.
72 Woods ve Jones, a.g.e., s.252.
73 Woods ve Jones, a.g.e., s.255.
74 Nasuh Uslu, a.g.e., s.109.
75 Fahir Armaoǧlu, Türk-Amerikan İlişkileri 1919^1997, Kronik Kitap, 1. Baskı, Aralık 2017, İstanbul, s.122-134.
76 ABD ve İngiltere'nin bu konudaki görüşleri ve Türkiye'nin tutumunun ayrıntıları için bakınız: Armaoǧlu, Türk-Amerikan... a.g.e., s.121-134.
77 Nasuh Uslu, a.g.e., s.103, 104.
78 Nasuh Uslu, a.g.e., s.118.
79 Fahir Armaoǧlu, 20. Yüzyıl ... a.g.e., s.491.
80 Mehmet Gönlübol, Haluk Ülman, A Suat Bilge, Duygu Sezer, a.g.e., s.317.
81 Türkiye'nin Kore ile ilgilenmesinin bir nedeni yoktu. Güney Kore, Türkiye'nin dış politikasının ilgi alanı dışında bir konuma sahipti. Türkiye'nin Kuzey Kore'ye karşı Güney Kore'yi desteklemesi ve asker göndermesinin altında yatan neden ABD ile ilişkilerini güçlendirmek ve NATO'ya üye olarak kabul edilmekti. İlter Turan, Dilek Barlas, a.g.m., s.429.
82 Ülke Arıboǧan, Gülden Ayman, Beril Dedeoǧlu, Faruk Sönmezoǧlu, der., Uluslararası İlişkiler Sözlüǧü, Der Yayınları, İstanbul, 1996, s.439.
83 Fahir Armaoǧlu, Belgelerle... a.g.e., s.194.
84 Nasuh Uslu, a.g.e., s.100.
85 Fahir Armaoǧlu, Belgelerle. a.g.e., s.231.
86 Mehmet Gönlübol, Uluslararası Politika, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1979, s.442.
87 Nasuh Uslu, a.g.e., s.100.
88 William Hale, Türk Dış Politikası 1774-2000, Çev. Petek Demir, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2003, s.124.
89 Paul H. Nitze, "The Grand Strategy of NSC 68", Grand Strategy and the... a.g.m., s.35.
90 Charles L. Glaser, a.g.e., s.153.
Kaynaklar
ANDERSON, Perry, Amerikan Dış Politikası ve Düşünürleri, Çev. Barış Baysal, NotaBene Yayınları, Ankara, 2015.
ARIBOĞAN, Ülke, AYMAN, Gülden, DEDEOĞLU, Beril, Faruk Sönmezoǧlu, der., Uluslararası İlişkiler Sözlüǧü, Der Yayınları, İstanbul, 1996.
ARMAOĞLU, Fahir, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914-1995), Alkım Yayınevi, İstanbul, 1995.
ARMAOĞLU, Fahir, Belgelerle Türk-ABD Münasebetleri, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1991.
ARMAOĞLU, Fahir, Türk-Amerikan İlişkileri 1919-1997, Kronik Kitap, 1. Baskı, İstanbul, Aralık 2017.
BOLL, Michael M, National Security Planning: Roosevelt Through Reagan, University Press of Kentucky 1988.
BOSTANOĞLU, Burcu, Türkiye-ABD İlişkilerinin Politikası, İmge Kitabevi, Ankara, Aralık 1999.
CARDWELL, Curt, NSC 68 and the Political Economy of the Early Cold War, Cambridge University Press, New York, 2011.
CHOMSKY, Noam, Dünya Düzeni: Eskisi Yenisi, Metis Yayınları, İstanbul, Nisan 2000.
DREW, Nelson S., NSC-68: Forging The Strategy of Containment, National Defese University, Washington DC., October 1996.
FOERSTER Schuyler, WRIGHT Edward N., American Defense Policy, lohn Hopkins University Press, London, 1990.
FORDHAM, Benjamin O., Building the Cold War Consensus, The Political Economy of US National Security Policy, 1949-1951, The University of Michigan, Michigan, 1998.
FORDHAM, Benjamin, "Domestic Politics, International Pressure, and Policy Change: The Case of NSC 68", Journal of Conflict Studies, Vol. XVII, No.1, Spring 1997, s.126-147.
GLASER, Charles L., Analyzing Strategic Nuclear Policy, Princeton University Press, Princeton, New Jersey, 1991.
GOLDGEIER, James, SURI, Jeremi, "Revitalizing the U.S. National Security Strategy", The Washington Quarterly, The Elliott School of International Affairs, 38:4, Winter 2016.
GÖNLÜBOL, Mehmet, ÜLMAN Haluk, BİLGE A Suat, SEZER Duygu, Mehmet Gönlübol, Cem Sar, der., Olaylarla Türk Dış Politikası, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1993.
GÖNLÜBOL, Mehmet, Uluslararası Politika, Siyasal Kitabevi, Ankara, 1979. HALE, William, Türk Dış Politikası 1774-2000, Çev. Petek Demir, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 2003.
HEUSER, Beatrice, "NSC 68 and the Soviet Threat: A New Perspective on Western Threat Perception and Policy Making", Review of International Studies, 1991, 17(1), s.17-40.
HOGAN, Michael J., A Cross of Iron, Cambridge University Press, Cambridge: 1998.
HOLSTI, K.J., International Politics,, Prentice-Hall Inc., Englewood Cliffs, New Jersey, 1977.
IKLE, Fred Charles, "The Second Coming of the Nuclear Age", Foreign Affairs, January/February 1996, 75, 1, s.119-128.
LEFFLER, Melvyn P., "The Emergence of an American grand strategy, 19451952", Melvyn P. Leffler, Odd Arne Westad, ed., History of the Cold War, Cambridge University Press, New York, 2010, s.67-89.
LEFFLER, Melvyn P., A Preponderance of Power, Stanford University Press, Stanford, California, 1992,
MASTNY, Vojtech. "Did NATO Win the Cold War", Foreign Affairs, May/June 1999, 78, 3, s.176-189.
MAY, Ernest R., American Cold War Strategy NSC 68, Bedford Books of St. Martin's Press, New York, 1993.
NITZE, Paul H., "The Grand Strategy of NSC 68", James C. Gaston, ed., Grand Strategy and the Decisionmaking Process, National Defense University Press, Washington D.C., 1992, s.25-35.
NITZE Paul H., "The Grand Strategy of NSC-68", S. Nelson Drew, ed., NSC-68: Forging the Strategy of Containment with Analyses by Paul H. Nitze, National Defense University Press Publications, Second printing, 1996, s.7-16.
NSC-20/4 , USA Department of State, Foreign Relations of the United States, 1948, General; The United Natons, Vol. I, Part 2, Report to the President by the National Security Council, Washington, November 23, 1948, https://history.state.gov/historicaldocuments/frus1948v01p2/d60. Erişim Tarihi: 10.02.2016.
NSC-68, https://digitalarchive.wilsoncenter.org/document/116191.pdf?v=26999 56db534c1821edefa61b8c13ffe. Erişim tarihi: 4 Aǧustos 2014.
ORKUNT, Sezai, Türkiye-ABD Askeri İlişkileri, Milliyet Yayınları, Temmuz 1978.
PAKER, BALTA Evren, Küresel Güvenlik Kompleksi, İletişim Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2012.
REARDEN Steven L., "Frustrating the Kremlin Design: Acheson and NSC 68", Douglas Brinkley, ed., Dean Acheson and the Making of U.S. Foreign Policy, Palgrave Macmillan, London, 1993, s.159-175.
SAGAN, Scott D., "Why Do States Build Nuclear Weapons?: Three Models in Search of a Bomb", International Security, Winter, 1996-1997, Vol. 21, No. 3, s.54-86.
SANDER, Oral, Türk-Amerikan İlişkileri, 1947-1964, İmge Kitabevi, Ankara, 2016.
TRACHTENBERG, Marc, "American Policy and the Shifting Nuclear Balance", Melvyn P. Leffler, David S. Painter, ed., Origins of the Cold War, Roudledge, New York, 1994, 107-122.
TURAN İlter, BARLAS Dilek, "Batı İttifakına Üye Olmanın Türk Dış Politikası Üzerindeki Etkileri", Faruk Sönmezoǧlu, der., Türk Dış Politikasının Analizi, Der Yayınları, Der Yayınları, İstanbul, 1994, s.425-439.
USLU, Nasuh, Türk Amerikan İlişkileri, 21. Yüzyıl Yayınları, Ankara, Ekim 2000.
WOODS Randall B., IONES Howard, Dawning of the Cold War, The University of Georgia Press, Chicago, 1994.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
© 2021. This work is published under https://creativecommons.org/licenses/by-nc/4.0/ (the “License”). Notwithstanding the ProQuest Terms and Conditions, you may use this content in accordance with the terms of the License.
Abstract
İkinci Dünya Savaşından sonra dünya güç dengesinde oluşan boşluǧu kapatmaya yönelik olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliǧi (SSCB)'nin Orta ve Doǧu Avrupa'da ve kısmen Balkanlarda nüfuz edinmesi ve nükleer kapasitesini geliştirmesi Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'ne karşı önemli bir tehdit oluşturmuştur. Bu tehlikeye karşı 1950'de Amerikan Ulusal Güvenlik Konseyi tarafından 68 numaralı rapor (NSC-68) hazırlanıp uygulamaya konmuştur. Çalışmada, Soǧuk Savaş stratejisinin en önemli bir belgelerinden biri olan NSC-68'in analizinin yanı sıra bu rapor doǧrultusunda ABD'nin SSCB'ye karşı uyguladıǧı Soǧuk Savaş stratejisi ve Türkiye ile ilişkileri konu edilmektedir. Zira bu rapor, ABD'nin uyguladıǧı Soǧuk Savaş stratejisine rehberlik niteliǧi taşımaktadır. NSC-68'nin öngördüǧü üzere ABD, realist politika çerçevesinde hareket ederek nükleer silahlanmaya aǧırlık vermiş ve müttefiklerin askeri açıdan kapasitelerinin güçlenmesini hedeflemiştir. Böylece SSCB'nin dünyaya hâkim olma yönünde uyguladıǧı stratejisini engellemeyi amaçlamıştır. ABD, Türkiye ile müttefiklik ilişkilerini de bu doǧrultuda düzenlemiştir. Türkiye ile ikili anlaşmalar yapmak suretiyle birçok konuda askeri ve ekonomik işbirliǧi içine girmiştir. Bu işbirliǧi, SSCB'nin Akdeniz'e ve dolayısıyla sıcak denizlere inerek hakimiyet kurma çabalarının engellenmesinde büyük rol oynamıştır.