Özet
Amerika'nýn sanayileþmesi karþýsýnda geride kalan imparatorluklar buraya iþ gücü saðlamaya baþlamýþtýr. Ýktisâdi zafiyet Amerika'ya doðru itici bir güç meydana getirirken Amerika'nýn müreffeh yaþam koþullarý göçmenleri kendisine doðru çekmeye baþlamýþtýr. 1908-1914 yýllarýnda, Osmanlý halklarýnýn Amerika'ya göç hareketi yaklaþýk 80-90 yýllýk bir maziye sahiptir. Meþrutiyet'in ilanýndan sonra da bu göçler devam etmiþtir. Ancak bu dönemde göçlerin bir baþka özelliði evvelce göç edenlerin gittikleri yerlerden örneðin Rusya'dan, Amerika'dan Osmanlý topraklarýna geri dönüþleridir. Özellikle Amerika'daki Ermeniler'i geri dönmeye teþvik etmek üzere Taþnak Partisi kampanyalar yürütmüþtür. Bu çalýþmada Meþrutiyet döneminde Ermeniler'in geri dönüþ hareketinin neden ve hangi oranda gerçekleþmiþ olduðu, ortaya çýkan tâbiiyyet, arazi ve emlâk meselesi incelenmiþtir. Bu baðlamda Ýttihat ve Terakki Hükûmetinin göçe yaklaþýmý ve uyguladýðý siyaset anlaþýlmaya çalýþýlmýþtýr.
Anahtar Kelimeler: Ýttihat ve Terakki, Amerika, Ermeni Göçmenler, Geri dönüþ kampanyalarý, Tâbiiyyet, Emlâk ve Arazi Meselesi
Abstract
By the rise of the industrial America, the prosperous living conditions in the United States has begun to pull immigrants and hard economic conditions became a powerful driving force behind the immigration. Ottoman emigration to America has approximately the 80-90-year-old history. Ottoman emigration to America has continued between 1908-1914 years even after the Committee of Union and Progress (CUP) issued the proclamation of the Constitution. Another feature of migrations in this period, the return of Armenians previously migrated from where they went. This study focused on repatriation of Armenians from United States. The population emigrated from Ottoman Empire to America has been encouraged to return under Tashnak political campaigns. It has been tried to get the picture of repatriation campaigns and politics regarding Armenians and after returnees how the question of nationality and property has been solved by CUP.
Key Words: CUP, America, Armenian Immigrants, Repatriation Campaign, Question of nationality and property.
Giris
19. yüzyil baslarinda küçük ölçekte baslayan Osmanli'dan Amerika'ya göç hareketi, giderek büyümüstür. 1820'lerden itibaren Amerika'ya ticaret ve çalismak maksadiyla münferit olarak gerçeklesen göçler sonraki zamanlarda daha da artarak kadin ve çocuklarin da katildigi bir göç hareketine dönüsmüstür. 1908- 1914 yillari arasinda gerçeklesen göçlerin silsile-i hâdisât içinde yerini tespit etmek konuyu anlamak açisindan önem arz eder.
1830 tarihinde Osmanli-A.B.D. arasinda imzalanan Ticaret Anlasmasi ile A.B.D. Osmanli Devleti sinirlari içerisinde imtiyazli bir statü elde etmistir. Anlasmayla A.B.D. Osmanli sehirlerinde temsilcilik açma hakkini elde etmistir. Amerikan konsoloslari ve misyonerleri birçok yerde bu yasal zeminden istifade ederek çalismaya baslamislardir. Amerikan misyonerlerinin gelisi ile Amerika'ya göçün vuku bulmasi hemen hemen ayni tarihlere rastlamaktadir. Hatta bundan önce göç olmamasi dahi misyonerlerin göçü tetikledigini göstermektedir. 1 Ilk göç edenler de yine Amerikan misyonerlerinin hedef kitlesi olan Ermenilerdir. Amerikan misyonerleri ile yakin temaslari neticesinde birçogu onlarin referansi ile Amerika'ya gitmislerdir.
Tarihi süreç içerisinde göç nitelik ve niceligine göre kisimlandirilabilir. Ancak tarihi bir süreç için zamani dilimleme elbette biçakla kesilir gibi olamaz. Bu gerçek dogrultusunda 1890'lara kadar Amerika'ya gidenler öncü göçmenler olarak tanimlanabilir. Ilk göçler küçük ölçekli olup 1878/1879 tarihinden itibaren agirlikli olarak Güney Amerika ve Karayiplere dogru artmistir. 1891'den sonra Ispanya'nin Küba ve Filipinler'e Osmanli göçünü yasaklamasinin ardindan göç akisi Amerika'nin kuzeyine yönelmistir.2 Bu dönemde göç edenler egitimli siniflardan bilinçli kimseler oldugu gibi Amerika'ya kisa zamanda geri dönme niyeti ile egitim veya ticaret ögrenmek, yapmak maksadi ile de gitmislerdir. Göçün; 1890'lardan 1900'lere kadar olan ikinci safhasinda artarak devam ettigi görülmektedir. Bunlarin arasinda siyasi sebeplerle göç edenlerin oldugu da bilinmektedir. Bu safhada da çogunlukla erkeklerin katildigi göçler, bir gün geri dönmek üzere yapilmistir. Sadece Ermeniler'in degil Müslüman ahalinin de istirak ettigi bu göç hareketi giderek yayilmistir. Özellikle 1860'lardan itibaren Suriyelilerin de katilimi ile Amerika'ya dogru göç hareketi yogunluk kazanmistir. Göçmenlerin sadece kuzey Amerika ülkelerini degil bunun yanisira Kanada veya Latin Amerika ülkelerini özellikle Arjantin'i de tercih ettikleri artan sayilarindan anlasilmaktadir. 1900'lerden 1914'e Birinci Dünya Savasi'nin basladigi tarihe kadar olan süreç göçün üçüncü safhasidir. Bu dönemde özellikle Ermeniler'in göçü 1901'den yani Amerikan konsolosluklarinin tamamen yerlesmelerinden itibaren daha da artmistir. Bu artista, sayilari çogalan misyoner okullari faktörü oldukça etkendir.
Üçüncü safhanin son alti yili yani 1908-1914 yillari Osmanli idari yapisinda önemli degisikliklerin görüldügü, siyasi ve sosyal konjektörün degistigi bir zaman dilimidir. Esasen bu zaman dilimi sadece Osmanli Devleti için degil, çagdaslari için de degisim sürecidir. 1905 yilinda Rusya'da, 1906 yilinda Iran'da ve 1908'de Osmanli'da gerçeklesen anayasal devrimler ülkelerindeki degisimin ayak sesleri olmustur. 20. yüzyilin ilk yillari bu yüzyilin geçmisten ayrilacak bir çagin baslayacaginin habercisi olmustur. Zira bu yüzyilda imparatorluk çagi bitmis ulusal devletler çagi baslamistir. Mesrutiyet dönemi Tarik Zafer Tunaya'nin tanimiyla "yeni Türkiye'nin dogum sancilarini" içeren özlü bir dönemdir. 3 1908 yilinda ilan edilen Mesrutiyet ile baslayan bu yeni dönem Osmanli unsurlari tarafindan el ele sevinçle karsilanmistir. Bundan sonraki süreçte Sultan II. Abdülhamid saltanatinin, fikri ve siyasi mirasi yeniden tasarlanmistir. O döneme ait politikalar ve müesseseler yapisal olarak bir bir degistirilmistir. Özetle; fikir hareketi, görüs açisi ve "sorun çözme" pratikleri ile ayri bir idari mekanizma çalismaya baslamistir.
Bu süreçte Osmanli Imparatorlugu hizla toprak kaybiyla birlikte küçülmekte, ekonomik olarak zayiflamaktadir. Hatta devletlerarasi iliskilerinde bir daha geri toparlayamayacagi bir prestij kaybi yasamaktadir. 1911-1912 Türk-Italyan Savasi, 1912-1913 Balkan Savaslari ve 1914 tarihinde baslayan umumi harp Ittihat ve Terakki döneminin araliksiz askeri ve siyasi mücadeleler içerisinde geçtigini göstermektedir. Yeniden insa sürecinde icraata ket vuran bu savas ortami devletin iç siyasetine de dogrudan yansimistir. Ortodoks Ermeniler'in 'Ermenistan' namiyla bir muhtariyet kurmak istemeleri4 Ittihat ve Terakki Hükûmetinin "Osmanlilik" fikriyle insa etmeyi arzuladigi toplumsal düzeni ve devlet yapisini dogrudan dogruya tehdit etmistir. Bir kisim Mesrutiyet düzenlemeleri mürur tezkiresinin ilgasi, cemiyetlesme kanunu vd. güvenlik zaafiyetine sebep olmustur. Özellikle Ermeni ihtilâl örgütlerinin faaliyetleri ve silahlanmalari için ortam elverisli bir hale gelmistir. Bu dönem Ermeniler'in "silahli baris" dönemi olmustur.
Evvelce Osmanli topraklarindan Rusya'ya, Kuzey Amerika ülkelerine, Latin Amerika ülkelerine, Kanada'ya, Afrika'ya, Britanya Adalari'na, Habesistan'a gerçeklesen göçler Mesrutiyet döneminde de devam etmistir. Beyrut Mebusu Süleyman el-Bostani Efendi Kanun-i Esasi'nin ilanindan sonra muhaceretin azalacagini arzu ve niyaz ettigi halde tam tersi bir durumla karsilasildigindan bahsetmistir. 15 Mayis 1326 tarihli oturumdaki konusmasinda Boynes Ayres' e yalnizca bir ay zarfinda 2.800 muhacirinin vardigini ve bunlarin %90'nina varan çogunlugunun tarimla ugrasan Müslümanlardan ibaret oldugunu ifade etmistir. 5 El-Bostani; "Parasiz gidiyorlar, para ile geliyorlar. Marifetsiz gidiyorlar, marifetle geliyorlar6." sözleriyle göç hareketinin iktisadi mahiyetini özetlemistir.
Bu çalismada 1908-1914 yillarinda Amerika'ya vuku bulan göçler, sonrasinda Mesrutiyet'in ilani ile geriye dogru baslayan göç hadisesi ele alinmaktadir. Ermeni Ihtilâl Komitesinin "eve dönüs" çagrilarina cevap veren Ermeniler, Amerika'dan Rusya'dan Osmanli topraklarina geri dönmeye baslamislardir. Bu baglamda Mesrutiyet Dönemi'nde geri dönüs yapan Ermeniler'in sayisal büyüklügü ve bunun neticesinde ortaya çikan tâbiiyet, emlâk ve arazi meselesi bu çalismada ele alinacaktir.
Türk-Amerikan Iliskileri
Yeni Dünya'nin kesfiyle birlikte Piri Reis kitayi 1513 tarihli ünlü dünya haritasina kaydetmistir.7 1640 yilinda Ömer Efendi tarafindan yazilan ve Ibrahim Müteferrika Matbaasinda basilan "Garb-i Hind veya Hadis-i nev" adli eserde Güney Amerika kitasindan bahsedilmistir. Avrupali bir eserden nakledilen bu bilgiler arasinda Kuzey Amerika'ya hiç deginilmemistir. Kuzey Amerika'daki kolonial döneme ait siyasi veya iktisadi gelismeler Osmanli Devleti'nin dikkatini de çekmemistir. Ancak Bati Anadolu'dan bazi Rum aileler Yeni Dünya'ya göç etmistir. Bundan baska çok az sayida göçmenden bahsedilmektedir. Osmanli tebaasindan ilk öncülere örnek olarak Emir Cagalzade, Ilyas Hanna ve Athanasius Safar verilebilir. Emir Cagalzade 1586 tarihinden önce okyanus ötesine gittikleri bilinen yirmi kisiden biridir. Emir Cagalzade, Cagalzade Kaptan-i DeryaYusuf Sinan Pasa'nin (Istanbul'da Cagaloglu semtine adini vermis olan Osmanli Pasasidir) kardesi ya da akrabasi oldugu bazi kaynaklarda belirtilmistir. Emir Cagalzade, Giorgio Zapata adini kullanarak gezisini gerçeklestirmistir. Cagalzade'nin Güney Amerika'da 15 yil boyunca gizli bir Müslüman olarak ya- santisini sürdürdügü ve bu seyahatinin ardindan Amerika'dan Osmanli'ya tasidigi gümüs para ve saf altinin hayli bir miktar oldugu literatürde yer almistir.8 Ikinci gezgin ise Osmanli tebaasindan Irakli Katolik Ilyas Hanna, bir din adamidir ve Roma Katolik kilisesine yeni katilmis olan Keldani kilisesine yardim saglamak, kutsal yerleri ve Vatikan'i ziyaret etmek üzere Halep'ten Avrupa'ya dogru dinsel amaçli seyahatine baslamistir. Avrupa'da yedi yil kalmistir. Ispanya Kraliçesi'nin izni ile 1675'te Kadiz Limani'ndan Amerika'ya gitmistir. Sekiz yil boyunca Yeni Dünya'yi gezmis ve gezi notlarini kaleme almistir. Siahat al-Khuri Al-Yas al-Musuli olarak bilinen bu seyahatname Peder Anton Rabbat tarafindan 1905 yilinda Al-Masrig adli süreli yayininin 8nci cildinde yayinlanmistir. 9 Üçüncü gezgin Athanasius Safar, Ilyas Hanna'dan 15 yil sonra Osmanli cografyasindan Amerika'ya giden Suriyeli katolik bir rahiptir.
1783'den itibaren tek devlet olan A.B.D. Akdeniz ülkeleri ile ticari faaliyetlerini artirmistir. A.B.D. 1795'te Cezayir, 1796'da Trablusgarp ve 1797'de Tunus ile baris ve dostluk anlasmasi imzalamistir.10 1800'lerden itibaren Izmir'de neredeyse günde 20 Amerikan gemisi görülebiliyordu. Izmir, bu yillardan itibaren Türk-Amerikan münasebetlerinde önemli bir liman olmaya baslamisti. Philadelphia ve Baltimore Izmir'le ençok alisverisi bulunan Amerikan sehirleridir. Philadelphia sehri tüccarlari Türkiye ile ticaret yapanlarin önde gelenleri idi. 1802 yilinda William Stewart adinda birinin Izmir'e Amerikan Konsolosu tayin edilmek istenmesi Amerikalilarin Izmir'e verdikleri önemi götermektedir. Ancak her iki taraf arasinda resmi bir ticaret hukuku tesis edilmediginden gayri resmi olarak ticaret mümessili olarak faaliyetlerde bulunmustur. 1810'dan sonra Izmir ile düzenli bir ticaret kurulmustur. Bundan önce Amerikan gemileri muayyen olmayan zamanlarda Izmir' e gelmekte idi. Buradan Hindistan ve Çine yol almakta idi. Philadelphia'da bulunan Woodman ve Offley ticaret sirketi Izmir ile ticaret yapmistir. Pennsylvanyali David Offley 1811'de sirket tarafindan Izmir'e gönderilince ticari iliskilerini daha iyi tesis etmisler tarifelerini belirlemislerdi. Amerikan Hükûmeti David Offley'i konsolos tayin etse de bu vazife 1823'den sonra resmiyet kazanmistir. Offley, 30 yildan fazla bir süre Izmir'de kalmis ve ikili iliskilerin gelismesine önemli katkilarda bulunmustur.
Cezayir Dayi'sina ödenen vergiler Amerikan Hükûmeti tarafindan gemilerle gönderilirdi. Kaptan Bainbridge kumandasindaki George Washington gemisi 1800 yilinda vergi iletmek üzere yola çikmistir. Cezayir Dayi'si vergiyi teslim almis ancak Kaptan Bainbridge kumandasindaki George Washington gemisinin Osmanli Padisahina sunulmasi gereken hediyeleri (arslan, kaplan vs.) Cezayir elçileri refakatinde götürmesini istemistir. Bu istegi mecburen ka- bul eden Kaptan Bainbridge 19 Ekim 1800 tarihinde denize açilmistir. 9 Kasim 1800'de yolculugunu tamamlamistir. Bu münasebetle ilk defa bir Amerikan gemisi Istanbul'a gelmis oluyordu.11 Yedikule açiklarinda demir atan Bainbridge, geminin Amerika'ya ait oldugunu ögrenen hisar muhafizinin kuzu ve çiçek hediyesi ile karsilanmistir.
Amerika'ya ayak basan ilk Türklerin Tunus beyinin adamlari oldugu bazi kaynaklarda belirtilmektedir. Amerika'ya Tunus Beyi Hamude Pasa, 1805 Eylül'ünde, elçi sifatiyla Menemenli Sidi Süleyman'i göndermistir. Kayserili Mehmed ve Giritli Mustafa dayilar, Tunus elçilik heyeti ile birlikte Amerika'ya gitmis ve bir yil boyunca orada kalmislardir. Amerika'dan Avrupa yolu ile 1806 veya 1807'de dönmüslerdir. Amerika hakkinda ve burada gördükleri gemi yapimi hakkinda tespitlerini aktarmislardir. Kapudan Pasa'ya "Amerika'nin yirmi iki sene mukaddem Ingilterelu elinden kurtulup simdi basli basina bir hükûmet oldugu " bildirilmistir.12 Buna ek olarak devletin otuz savas otuzüçbin ticaret gemisine sahip oldugunu kaydetmislerdir.
Osmanli Devleti ile A.B.D. arasindaki iliskiler dostluk içerisinde gelismistir. Her iki devletin dostane iliski içerisinde olduklari karsilikli yazismalarinda açikça görülmektedir.13 Türk-Amerikan iliskileri daha ziyade ticarete bagli olarak gelismistir. 1820'de New Yorklu tüccar Luther Bradish resmi iliskilerin tesisi noktasinda Babiâlinin niyetini yoklamak üzere Istanbul'a gelmistir. II. Mahmud döneminde Kaptan-i Derya Mehmet Hüsrev Pasa bu resmi münasebetlerin kurulmasini desteklemistir. Bu münasebetle Amerikan Hükûmeti Amiral Rodgers'i Hüsrev Pasa ile görüserek münasebetlerin tesisi için müzakereye memur etmistir. Amiral John Rodgers 27 Mart 1825'te Boston'dan hareket etmistir.141830 yilinda iki devlet arasinda ilk resmi anlasma imzalanmistir. Dokuz maddelik "Türk-Amerikan Dostluk, Ticaret ve Seyr-i Sefain Anlasmasi"nin birinci maddesinde Amerika "en ziyâde müsâadeye mazhar devlet" olarak tanimlanmistir.15 Böylece A.B.D. Osmanli Devleti sinirlari içerisinde ticaret yapacak ve imtiyazli devletler oraninda vergi ödeyecek idi. Bu anlasmadan Amerika ziyadesiyle yararlanmistir. Anlasmayla A.B.D. temsilcilik açma hakkini elde etmistir. Bunu ekonomik imtiyazlar izlemistir. Ayni zamanda bu sözlesme 1820'lerden itibaren Osmanli topraklarina gelmeye baslayan Amerikali Protestan misyonerlerin sayilarinin artmasina neden olmustur.
13 Subat 1862 tarihinde A.B.D. ile Osmanli Devleti arasinda ticari iliskileri düzenleyen yeni bir anlasma saglanmistir. 1830 tarihli ticaret anlasmasina göre bu ikinci ticaret ve seyrisefain anlasmasi hükümleri daha detayli idi. Osmanli Devleti ile A.B.D. arasinda resmi iliskiler suçlularin iadesine dair 11 Agustos 1872 tarihli antlasma ile devam etmistir. 11 Agustos 1874'de iki devlet arasinda bir de Tâbiiyet Anlasmasi imzalanmistir. Ancak bu anlasmanin maddeleri üzerinde her iki hükûmet tarafindan bir ortak konsensus saglanamadigindan uygulanmasi uzun yillari almistir. Bu tâbiiyet anlasmasi netice olarak aradan geçen 15 seneye ragmen yürürlüge girememistir.16
II. Mesrutiyet döneminde de A.B.D ile resmi iliskiler sürdürülmüstür. Bu dönemde egitim maksadiyla Amerika'ya ögrenci dahi gönderilmistir. A.B.D.'ye 1911'de 5 ve 1920 yilinda ise 2 ögrenci egitim almak üzere gönderilmistir. Ahmet Emin Yalman, Ahmed Sükrü Esmer ve Sabiha Sertel'de bu ögrenciler arasinda yer almislardir. A.B.D. ve Ittihat ve Terakki Hükûmeti arasindaki resmi iliskiler Birinci Dünya Savasi ile aksamistir. A.B.D.'nin Osmanli Devleti'nin müttefigi Almanya'ya savas ilan etmesi ile 20 Nisan 1917'den itibaren iki hükûmetin diplomatik iliskileri kesilmistir. Ancak Osmanli Devleti topraklari üzerinde bulunan Amerikan misyoner kurumlarina dokunmamis ve çalismasina izin vermistir. Savas sonrasinda Cumhuriyet Dönemi Türkiye'si A.B.D. ile diplomatik iliskilerine devam etmistir.
Mesrutiyet Döneminde Amerika'ya Göçler
Osmanli Devleti'nden 'memâlik-i ecnebiyye'ye göç, özellikle Amerika'ya göç, çok uzun zaman önce baslamistir. MesrutÎ dönemde yaklasik 80-90 yillik geçmisi olan Osmanli'dan Amerika'ya göç hadisesi özellikle Ittihat ve Terakki döneminde göç yasaginin son bulmasi ve serbestiyet ortaminin sagladigi kolaylik ile 1908-1914 yillarinda artarak devam etmistir. Ancak yine de Osmanli'dan Amerika'ya dogru gerçeklesen bu göç hareketi Avrupa ile kiyaslanamayacak kadar düsük oranlardadir.
Ilk göçmenler çogunlukla New York, Worcester, Hartford, Philadelphia, Hoboken, Troy, Chicago, Fresno ve California'ya yerlesmislerdir.17 Ilk göçü takiben sonradan gidenler de yine agirlikli olarak öncülerin es dostlaridir. Dolayisiyla 'hemsehrilikleri' münasebetiyle ayni yerlere yerlesmis ve ayni islerle mesgul olmuslardir. Amerika'da kaldiklari süre içinde yasal haklarini elde etmek ve korumak üzere teskilatlanmislardir. 20. yüzyilin ilk çeyreginde vukubulan göçler yerlesim amaciyla gerçeklesmistir. Böylece burada dogan çocuklari ile yeni nesil Amerikali Osmanlilar, Amerikali Türkler, Amerikali Ermeniler yetismeye baslamistir.
Osmanli'dan Amerika'ya ilk göçler, sarki vilâyetlerden gerçeklesmistir. Amerikan misyoner okullarinin tesviki ile Harputlu Ermeniler bu göç hareketinin öncüleri olmuslardir. Harput'ta Amerikan Protestan misyonunun yanisira Fransizlarin Katolik misyonu, Almanlarin misyoner kurumlari, Alman misyoner organizasyonu olan Der Deutsche Hilfsbund ve Danimarka Kvindelige Missions Arbejdere kisaca the Board of KMA misyonu18 faaliyet göstermistir. 1908-1914 yillarinda burasi artik misyonerlerin köklü bir faaliyet merkezidir. Osmanli topraklarinda misyon merkezleri, hayir kurumlari vasitasiyla Osmanli topraklarinda varliklarini göstermek ve korumak isteyen devletler çok uzun yillar faaliyetlerini sürdürmüslerdir. Örnegin Fransiz Katolik misyonu yaklasik 130 yillik geçmise sahiptir. Protestan misyonerlerin gelisi ise 17. yüzyil dayanir. Ingiltere'de kurulmus olan "Church of Missionary Society" misyonerlerini 1799'da Osmanli topraklarina göndermistir. Ancak Ingiliz Protestan misyonerleri agirlikli olarak Ortadogu cografyasinda faaliyet gösterirken 1820'lerde Osmanli cografyasina ayak basan Amerikali Protestan misyonerler Osmanli Anadolu'sunu tercih etmislerdir.
Misyonerler vasitasiyla Amerika'yi taniyan Ermeni ahali yine onlarin yardimi ile Atlantik ötesine yolculuk etmeye baslamislardir. Ermeni göçleri, Amerikan misyonerlerinin gelisinden sonra, 1831'de Bebek'te yerlesmelerinden sonra gerçeklesmistir. 1834'de New York'a bu yeni misyoner okulunun bir ögrencisi yerlesmistir. Daha sonra, 1837'de bir baska ögrenci Priceton'a tip egitimi için gelmis ancak sonra Istanbul'a çalismak üzere geri dönmüstür. 1841'de Dr. Dwight'in bir hizmetçisi Brooklyn'e yerlesmistir. Egitim amaçli gerçeklesen bu göç hareketine 1848-1849'da Ermeni tüccarlar da katilmistir. Egitim için gelenlerin sayisi, ticaret ögrenmek üzere gelenlere göre az olup bunun sebebi Türkiye'de modern endüstri teknikleri ögreten Dr. Cyrus Hamlin olabilir. Onun yönlendirmelerinin etkisi olarak yorumlanabilir.19 1870-1894 yillarinda, Amerikan misyoner merkezlerinin çogalmasi, Harput'ta, Merzifon'da, Adana'da, Maras'ta vs. kollarinin artmasi ile Ermeni göçmen sayisi da fark edilir derecede artmistir. Bu dönemde göç eden Ermeniler, egitimli siniflardan bilinçli kimselerden olusmaktadir. Çogunlukla kisa zamanda geri dönme niyeti ile egitim veya ticaret ögrenmek, yapmak maksadi ile Amerika'ya gitmislerdir.
19. yüzyilin sonlarina dogru Amerika'ya göçün sebepleri Osmanli resmi belgelerine konu olmustur. Göç hareketinin baslica sebepleri "...bunlar para kazanmak ve bazilari da hidmet-i askeriyeden kurtulmak için buraya gelirler ise de çogu kendilerine tebdil-i din ettirmek isteyen Amerika misyonerlerinin tesvikati üzerine hicret ediyorlar." seklinde ifade edilmistir.20Amerika'ya Ermeni göçleri 1900'lerden sonra özelikle dogu vilâyetlerinden artarak devam etmistir. Amerika'ya göç hareketinin muhtelif sebepleri siyasi olmaktan ziyade iktisâdidir. Osmanli arsiv belgelerinde de hükûmetin görüsü bu yöndedir.21 Amerika'ya göçün sebepleri sanayinin az gelismisligi ve iktisâdi tazyikata baglanmistir. Askerlik hizmetinden kurtulma istegi bir baska göç gerekçesi olarak görülmüstür. Ayrica bir baska belgede de "..memalik-i Osmaniye'nin ahval-i siyasiye ve iktizadiyesinin muhtel olmasindan dolayi"22 Amerika'ya gitmekte olan birçok Osmanlilar bulundugu belirtilmistir. Siyasi halin karisikligi ve geçim gailesiyle göç ihtiyacinin hissedildigi düsünülmüstür. Hatta buna binaen Orman ve Maadin ve Ziraat Nezareti ya da 1911'den sonraki adi ile Ticaret ve Ziraat Nezareti'nin çalismalari ile ahaliye is kapisi saglanmasinin lüzumu görülmüstür. Ancak ne yazik ki sermaye eksikligi bunun tam olarak saglanmasinin önünde daima bir engel olmustur.
Mesrutiyetin ilanindan sonra artarak devam eden göç Brüksel'de nesr edilen Endapandates gazetesinin 1909 tarihli nüshasinda da ele alinmistir. Endapandates gazetesi Beyrut ve çevresindeki göçlerin sebebi olarak kitlik ve sefalete ek olarak Cebel-i Lübnan'da hükümferma fevkalade emniyetsizlikten bahsetmistir. Ittihat ve Terakki Hükûmeti buna binaen ilgili vilâyetlere bu haberin esasi olup olmadigini sormustur. Cebel-i Lübnan mutasarrifligindan alinan sifre ile Cebel-i Lübnan'da asayisin ber-kemal oldugu adi vakalarin dahi pek nadir vuku buldugu bildirilmistir. 21 Agustos 1325 (3 Eylül 1909) tarihinde Mâ'mûrat'ül-Aziz vilâyetinden alinan sifre cevabinda ise artan göçün özetle iktisadi sebeplerden kaynaklandigi ifade edilmistir.23 Ermeni göçmen ve yazar Malcom, iktisadi tazyikati dogrulamaktadir. Bununla ilgili olarak söyle demektedir: "daha iyi ve parlak sartlar göçe tesvik edici olmustur. Özellikle gençler buraya askerlik hizmetinden kaçmak için veya okula gitmek ya da is edinmek üzere gelmislerdir. Ülkenin genel durumu ve siyasi gidisati veya ikamet ettikleri yerdeki genel yoksulluk hali de bir kisim için göç sebebidir. Çok azi buradaki aileleri veya akrabalari için gelmistir. Bazilari ise hala geldikleri yerde Amerika'ya gitmek "moda" haline geldigi için gelmektedir." 24
Cebel-i Lübnan, Suriye ve diger vilâyetlerden de giden ahali iktisadi sebeplerle göç etmislerdir. Bunlardan bazilari Amerika'da servet kazanarak geri dönmüsler ve de buralari süslü kösk ve saraylarla dolduranlar olmustur.25 Ahmet Serif 11 Nisan 1911 tarihli Beyrut ziyaret notlarinda Cebel-i Lübnan'da gördügü bu kâsâneleri nakletmektedir. Cebel-i Lübnan'i söyle tasvir etmistir: "Cebel-i Lübnân'in ruhuna ve merkezine yaklastikça, bu fark, daha açik görülüyor. Iste, ufkun sinirladigi bir saha içinde, ba'zan bir sehre, ba'zan bir köy halinde, ba'zan beseronar, küme küme, dagilmis, ayni üstadin usta elinden çikmis ve ayni zevkin ürünü bulunmus zannedilen, düzenli hos binalar... Kâsâneler, özel ikametgâhlar, muazzam oteller ve misafirhaneler..."26 Cebel-i Lübnan'in gösterdigi ilerleme ve yenilikler ile Osmanlilik ruhunu kaybettigini beyan etmistir. Bu degisimi "her gün Amerika'dan ve diger yerlerden akan bir altin ve gümüs akintisi, bu memleketin oluklarini keselerini doldurmaktadir"27 sözleriyle izah etmektedir. Lübnanlilar, para kazanmak için çogunlukla Amerika'ya gitmektedirler ve burada edindikleri servetleri memleketlerinde yasamak için sermaye etmektedirler. Lübnan bu sayede imar edilmis ve sehrin görüntüsü "Osmanlilik" karakterinden kopmustur.
Osmanli göçmenleri, Kuzey Amerika'nin sanayilesmis sehirlerine is gücü olarak gitmektedirler. Ancak Osmanli Devleti kendi nüfusunun en ise yarar kesiminin gençlerin ve vasifli isçilerinin ülkeyi terketmelerinden hosnut degildir ve bunun olumsuz neticelerini öngörmektedir. Zira sik sik vilâyetlerden alinan tedbirlere ragmen artan göç oraninin "ticâret ve zirâat-i mahalliyeye" ve de "kuvve-i askeriye"ye28 sekte vuracak düzeyde seyrettigi bilgisini almaktadir. Disa göçü özellikle Amerika'ya göçü engellemek, önüne geçmek üzere hükûmet tedbirler almistir. Ancak Mesrutiyet Döneminde göç kontrolü II. Abdülhamid devrinde oldugu gibi engelleme politikasi ile yürütülmemistir. Aksine Mesrutiyet'in ilani ile göç yasagina son verilmistir. "Sûrâ-yi devlet karârinda memâlik-i ecnebiyyeye gidenler hakkinda memnû'iyyet karari ittihâzi serbesti-i seyr û seyâhat ve sa'y ve ticâret kâidesini tahdÎd idecegi cihetle esâsen muvâfik görülememis oldugu..."29 beyan edilmistir. Yine de Hükûmet üretim gücü olan vatandasini kaybetmekten çekinmistir. Bu münasebetle bir takim caydirici tedbirler alinmistir. Hatta bu münasebetle 1909 yilinda pasaport i'tasi muvakkaten men' edilmistir.30 Bundan baska isnat erbabinin firarlari münasebetiyle iskele ve limanlarda siki denetimler yapilmasi emrolunmus, vilâyetlerdeki ahali kendilerini göçe tesvik eden simsarlara karsi uyarilmis ve Amerikan göçmen yasasi geregi göçmenlerin tasimasi gereken hususlar konusunda yine ahali bilgilendirilmistir. Örnegin, Beyrut Valisi, ahaliyi muhaceret tesebbüsünden terk ettirmek ve tesvik edenlerin tesirine kapilmamalari için hem Islam hem de Hrisityan ahaliye karye karye mahalle mahalle bütün ahaliye okutturulmak üzere 19 Tesrinevvel 1326 (1 Kasim 1910) tarihli yaziyla dogrudan dogruya vilâyet ahalisine teblig etmistir. Bu tebligatin bir nüshasini da Dâhiliye Nezareti'ne göndermistir. Ilgili belgenin bulundugu dosyadan çikan beyânnâme nüshasi muhtemelen bahsi geçen tebligat örnegi olup Beyrut Vilâyeti'ne aittir. Bu beyânnâme ise söyledir:
"Amerika'ya Gidenler Hakkinda Vali-i Vilâyetin Beyânnâmesi
Öteden beri vilâyetimiz ahalisinden bir hayli eshasin Amerika'ya azimet içün her türlü vesait ve esbaba tevessül ve müracaat etdikleri ve bir tarafdan da bu isi medar-i zanaat ittihaz iden bazi simsarlarin mülhakât-i vilâyeti dolasarak sade-dilan ahaliyi güya kesb-i servet etmek içün Amerika'ya muhacerete tesvik ve igfal eyledikleri görülüb isitilmektedir. Malum olsun ki Amerika'ya giden Osmanlilarin kism-i azami oralarda yiyecek ekmek yatacak yer bulamadiklarindan sefil ve perisan oluyorlar. Bu sefaletten hastalanub vefat edenlerin ve sâika-i ye's ile intihar eyleyenlerin adedine nispetle Amerika∂da birkaç para kazanarak avdet edenler yüzde bir raddesinde bile degildir memleketimizde çalisip çabalayarak kesb-i servet edenlerin nispeti ise bundan çok ziyadedir. Çalisanlar her nerede olsa yasar, kazanir ve zengin olur. Sunu da bilmeli ki memleketimizde hiç kimse açliktan telef olmus degildir. Avrupa'da Amerika'da günde yüzlerce, binlerce nüfus açliktan ölmekte oldugunu bize gelen istatistiklerden ögreniyoruz Amerika'da bulunan sefirimizin sehbenderlerimizin öteden beri verdikleri malumata istinaden ahali-i kurâya ilan ederim ki Osmanlilardan Amerika'ya gidenlerin bir kism-i mühimi oraya kabul olunmuyorlar.
Bunlarin ellerindeki akçeler yollarda, hanlarda tükeniyor. Memleketlerine de avdet edemiyorlar. Mahv-ü kemnâm oluyorlar. Köyleri dolasan birtakim simsarlar vardir ki, zengin olmak için Amerika'ya azimete ahalimizi tesvik ediyorlar. Mademki Amerika'ya gidip zengin olmak var imis bu simsarlar niçin kendileri oralara giderek kesb-i servet etmiyor da böyle bin müskülat ile köyleri dolasip zahmetle yasamakta bulunuyorlar çünkü söyledikleri yalandir. Cahil ahaliyi igfal ile ellerinden paralarini almaktan baska bu adamlarin hiç bir hayirli düsünceleri yoktur bu adamlara kapilmayiniz, ey ahali..! Memleket size muhtacdir. Tarlalar, fabrikalar size muhtacdir. Yeni Osmanli Devletinin serefli ordusu size muhtacdir... Askerlikten korkmayiniz! Askerlik simdi büyük saadettir. Dünyada ne kadar metem millet var ise cümlesinin evladi gibi sizler de askerligi seviniz, bundan kaçmayiniz. Baska her ne derdiniz olursa devasini arayip bulacak bir de hükûmetiniz var. Bu hükûmet eski hükûmet degildir müsfik ve adil hükûmettir. Emin olunuz... Yavrularinizi, ocaklarinizi terk etmeyiniz ve kendinizi yok yere ifnâ edip analariniza gözyasi döktürmeyiniz ogullarim."
Bu beyânnâmeler ve sifahi bilgilendirmeler vasitasiyla hem vatandaslarin milli duygulari canlandirilmaya hem de özellikle köylü ahali bilgilendirilmeye çalisilmistir. Netice olarak devletin herkesin derdine deva olabilecegi ve tarlalarin, fabrikalarin ahalinin eline muhtaç oldugu vurgusu ile göçün önü alinmaya çalisilmistir.
1909 tarihinden sonra özellikle Ermeniler askerlik hizmetinden kurtulmak üzere Amerika'ya kaçmislardir. Ittihat ve Terakki Hükûmeti 2 Tesrinievvel 1327 (15 Ekim 1911) tarihli telgrafname ile vilâyetlere isnat erbabinin Amerika'ya veya diger ecnebi mahallere göçlerine meydan verilmemesini duyurmustur. Bu firarlar neticesinde Beyrut Vilâyeti askeri gücün ehemmiyetli bir derecede eksilecegini beyan etmistir. Ancak tüm tedbirlere ragmen mürur tezkirelerinin ilgasi, Çanakkale'ye gidecegim diyerek Avrupa ve Amerika'ya gidenlere mani olmak üzere bir kanun, tanzim olmayisi gibi bir takim eksik uygulamalar ile birlikte firarlarin önü alinamamistir. Bu münasebetle Yafa'dan, Beyrut'tan Manastir'dan ve de birçok Anadolu vilâyetinden isnat erbabinin aileleriyle birlikte firar ettigi haberleri Dâhiliye Nezareti'ne sikça iletilmistir. Ittihat ve Terakki Hükûmeti "Malatya, Aintab ve havali sairede Ermeni muhacereti tezayüt ediyor ve hatta Halep ve civarinda artik Ermeniler'e tesadüf edilmeyecegi temin olunuyor" haberlerini almistir. Mâ'mûrat'ül-Aziz Vali vekili 1909 yili Eylül'ünde hal ve vaziyeti "Bendeniz Sason'dan buraya gelinceye kadar geçirdigim on dört gün içinde yollarda her gün bes on arasi çoluk çocuk Ermeninin Amerika'ya gitmekde olduklarini tesadüf eyledigimden" 31 sözleriyle tasvir etmistir. 1911 (Eylül 1327) tarihli bir belgede Mâ'mûrat'ül-Aziz vilâyetinden alinan bir sifreye göre Vali Muhammed Ali "su birkaç gün içinde birkaç yüze yakin kisinin ayrildigini" bildirmistir. Bu durumun vehameti köylerin neredeyse erkeksiz, dükkânlarin çiraksiz kaldigi seklinde beyan olunmustur. Bu süreç içerisinde Mâ'mûrat'ül-Aziz vilâyetinden gerçeklesen yogun göçler neticesinde valilik bu halin vehameti karsisinda ruhani liderlerden cemaatlerine nasihat etmelerini dahi istemistir.32 Ancak 1913 yilina kadar Türkiye'den Amerika'ya Ermeni göçüne dini yapilar sessiz kalmislardir.
Ittihat ve Terakki Hükûmetinin aldigi tedbirlere ve göç hususunda takip ettigi uyarma/bilgilendirme politikalarina ragmen göçün önü alinamamistir. Bu dönemde ucuz ulasim araçlari vasitasiyla kolaylasan transatlantik göç yolculuguna yalniz varlikli ve vasifli esnaf ve zanaatkârlar degil vasifsiz isçiler, köylüler de istirak etmislerdir. Amerika'ya göç hareketleri belgelerdeki "iskelelere giderek fevc fevc vapurlara dolmakta"33 olduklari ifadelerinden de anlasilacagi üzere takimlar halinde gerçeklesmistir. Kitlesel bir göç söz konusu degildir. Gönüllü olarak gerçeklesmistir. Bu göçler yine arsiv belgelerinin ve hatiratlarin da ortaya koydugu bilgilere göre muhtelif sebepler haricinde genel olarak iktisadi sartlarin ve askerlik yükümlülügünün getirdigi itici etki münasebetiyle vuku bulmustur. Nitekim sosyolojik bir gerçek olarak hayatlarinda, daha fazla refah bulmak için insanoglu dogdugu yerde degil, doydugu yerde yasamaktadir.
Ermeniler Amerika'da kilise, sosyal ve kültürel organizasyonlar kurmuslar ve hayatlarini sürdürmüslerdir. Özellikle göçmenler geldikleri yer adi altinda örgütlenmisler ve bir nevi geldikleri yerlerin finansörlügünü üstlenmislerdir. Ayrica oradan da yeni gelen göçmenlere ev sahipligi yapmislardir. Amerika'da bulunan Ermeniler yardimlasmak ve yeni gelen göçmenlere yardim etmek üzere Ermeni Kolonyal Dernegi'ni (The Armenian Colonial Association kisaca ACA) kurmuslardir.34 1899'da 4 Ermeni yetimin New York'a girisinin reddedilmesi bu dernegin kurulmasina yol açmistir. 1901'de New York sehrinde kurulan Ermeni Kolonyal Dernegi saglik, ulasim, is veya hukuki problemleri olan herkese yardimci olmustur. Amerika'da; Ermeni göçmenler 1910'lu yillara gelindiginde artik kendilerine ait örgütler etrafinda iyi teskilatlanmislar ve Amerikan hayatina uyum saglamislardi. Öte taraftan Boston, Worcester, New York, Povidence ve Fresno'da kurduklari kulüpleri vasitasiyla kimlik ve tarihlerini canli tutmaya çalismislardir. Buna karsin Müslüman göçmenlerin tamamen yerleserek Amerika'da yeni bir hayat kurma düsüncesi olmamistir. 35 Genel olarak kisa zamanda servet edinmek ve geri dönmek düsüncesi ile Amerika'da bulunmuslardir. Bu münasebetle orada kaldiklari süreçte asimile olmamak için dil ögrenmeyi reddetmislerdir. Netice olarak 1919-1923 yillarinda egitim maksadiyla Amerika'da bulunan Sabiha Sertel Müslüman göçmenleri daginik halde bulmustur. Sertel'in gayretleri ile baslayan cemaatlesme faaliyetleri neticesinde bu göçmenlerin teskilatlanmalari geç bir vakitte de olsa gerçeklesmistir. 36 Müslüman göçmenler anavatanlari ile her zaman irtibatta olmuslardir. Baglarini muhafaza etmislerdir. Mesrutiyet dönemi ve Cumhuriyet dönemi Türkiye'sine Amerika'dan parasal yardimda da bulunmuslardir.37
Mesrutiyet döneminde göç hadisesinin en önemli özelligi Ermeni göçmenlerin Osmanli topraklarina geri dönüs hareketleridir. Mesrutiyet'in ilani ile Rusya'dan, Amerika'dan geri dönüs hareketleri gözlenmistir. Bir kisim ahali özellikle Rusya'ya veya Amerika'ya devr-i sabikta firar eden veya resmi yoldan giden Ermeniler geri dönme talebinde bulunmuslardir.
Mesrutiyetin getirdigi serbestiyet ortami ve yeni kanun düzenlemeleri Ermeni fesad faaliyetlerinin yasal zeminde kuvvetlenmesine müsaade etmistir. Bu hal ve vaziyet Ermeni partilerince iyi degerlendirilmistir. Ermeniler, bagimsiz Ermenistan devleti hayallerine "Vilâyât-i Sarkiyye Anlasmasi"38 ile çok yaklasmislardi. Ancak Ermeniler'in Amerika'ya artan göçleri bu hayallerini tehdit eden bir mesele haline gelmistir. Ahalinin yogun göçü neticesinde sark? vilâyetlerde Ermeni nüfus azalmis idi ve bu da Tasnak siyasetini etkilemistir. Tasnak partisi, nüfusu korumak ve artirmak üzere kampanyalar yürütmüstür.
1911 yilindan itibaren Amerika'daki Ermeniler'e "eve dönüs" çagrisinda bulunmuslardir. Öte taraftan Amerika'ya göç etmis ve orada aile sahibi olan ahalinin Amerikanlasmasi ve sonraki nesillerinin orada asimile olacagi endisesi geri dönüs kampanyalarinin bir baska sebebidir. Zira Amerika'da bulunan Ermeniler zamanla Amerikan kültürüne ve yasamina Müslüman göçmenlerin aksine iyi adapte olmuslardir. Ermeni kültürünün Amerikan hayati içerisinde erimesi, Ermeni basin ve yayin organlarinda tartisilan bir konu haline gelmistir. Bu hususta Ermeni yayini Gotchnag, 1906'da "Elbiseleri veya isimleri degistirmek bir Ermeniyi Sakson, Isveçli ya da Irlandali yapmaz"39 diyerek kimilerine göre daha liberal, muhafazakâr kesime göre ise asimilasyona daha açik bir tutum göstermistir. Buna mukabil Amerika'da bulunan Ermenilerden Osmanli topraklarina geri dönenler de olmustur. Bunlar yeni tâbiiyetlerini terk ederek tezkire-i Osmâniyelerini almislardir.40 Ittihat ve Terakki Hükûmeti bu geri dönüslere izin verildigi ve kolaylastirildigi takdirde memleketin imari ve maden islerinde bu kimselerin istihdam edilebilecegini düsünmüstür. Geri dönüslere müsaade edilmis ancak gelisleri ile birlikte tâbiiyet, arazi ve emlâk meseleleri ortaya çikmistir. Hukuken göçmenlere ait emlâk ve mallar hususunda hükûmet geregini icra etmistir.
Göç orani
Osmanli Devleti'nde Amerika'ya resmi yolla veya firar suretiyle gidenlere dair "mazbut bir istatistik" elde bulunmamaktadir.41 Muhacirlere ait resmi belgeler hatta tespit edilebilen firarilerin listeleri muhtarlar, vilâyetler tarafindan Dâhiliye Nezareti'ne cedveller halinde iletilmisse de bunlarin bir araya getirildigi sistemli bir istatistiksel çalisma mevcut degildir. Bu hususta bazi vekiller meclis konusmalarinda yaklasik rakamlar beyan etmislerdir. Ancak bunlar genel olarak bir tahminden ibarettir. Yine de bu tahmini verilere abartili veya eksik oldugu yönünde bir itiraz yapilmamasi bu tahmini rakamlarin ortak bir kanaatçe onaylandigini göstermektedir. Beyrut Mebusu Süleyman el- Bostani Efendi 28 Mayis 1910 (15 Mayis 1326) tarihli Meclis konusmasinda Anadolu'dan, Rumeli'den ve Arap vilâyetletlerinden toplam 1.230.000 nüfusun yabanci ülkelerde bulundugunu beyan etmistir. Yine el-Bostani bir rapora binaen Arjantin'e geçen yirmi sene zarfinda ki bu 1890'lara tekabül etmektedir, 62.000 nüfusun gittigini söylemistir.42 Dimitri Velahof Efendi 4 Mayis 1327(17 Mayis 1911) tarihli meclis konusmasinda 15-20 senden beri Osmanli'dan Bulgaristan'a, Romanya'ya, Amerika'ya hicret ettiklerini beyan ederek bu göçün iktisadi ahvalin iyi olmamasindan kaynaklandigini ve buna nihayet vermek üzere her adama bir is saglanmasi gerektigini bunun için ise sanayi ve ticaret müesseselerinin açilmasinin elzem olduguna dikkat çekmistir. Velahof Efendi, 40-50 sene zarfinda Amerika'ya 23-25 milyon muhacirinin hicret ettigini belirtmistir. Amerika'da 7-8 bin, Güney Amerika'da ise 50-80 bin kisi kadar Osmanli göçmeninden bahsetmistir.43
Öte taraftan Amerika'ya girerken göçmenler, eski bir yöntem ile gruplan ve kaydedilmistir. Göçmenlik Bürosu, 1899'a kadar göçmenleri ait olduklari millete ve etnik kimliklerine göre gruplamistir. Mesela Avusturya'dan gelen bir Leh, "Avusturyali(Austrian)" olarak kaydedilmistir ki Avusturyali diye bir irk yoktur. Bu etnik siniflama yöntemi oldukça eski ve iyi bir metot degildir. Amerikan Nüfus Sayim Idaresi modern istatistiksel yöntemlere geçmeden önce sadece birkaç farkliliga dikkat etmistir. Mesela Avrupa'dan gelen Bohemyali ya da Leh ayrimini yapmistir ki böylece son nüfus kayitlari az ya da çok daha güvenilir bilgi saglamaktadir.44
Baskan Theodore Roosevelt Amerika'daki göçmenlerin sartlarinin incelenmesi için bir komisyon tayin etmistir. Senatör Henry Cabot Lodge ve William Paul Dillingham ve endüstri uzmani Jeremiah Jencks'in ve bas istatistikçi olarak Fred C. Croxton'un yer aldigi bu komisyon ciddi sonuçlar ortaya çikarmistir. Dillingham Komisyonu çalismalarini; komisyonda yer alan Fred. C.Croxton tarafindan hazirlanan "Reports of Immigration Commissions Statistical Review of Immigration 1820-1910" adli raporunu ve Dr. Joseph A. Hill tarafindan hazirlanan "Distribution of Immigrants 1850-1900" raporunu The Immigration Commission 61nci kongresine 5 Aralik 1910 tarihinde sunmustur. 45 Ilk rapor Amerika'ya gelen göçmenlere yöneltilen sorulardan alinan bilgilerle kabul edilen ve reddedilen göçmen sayisi, kabul edilen göçmenlerin geldigi yere, irk ve milliyetine, cinsiyetine, mesleklerine ve okuryazarliklarina bakilarak istatistiksel olarak dagilimlari incelenmis ve degerlendirilmistir. Ikinci raporda ise daha çok Amerika'da bulunan yurtdisi dogumlu olanlarin sayisi, nüfus olarak büyüklügü, sehirlere dagilimi, yaslari, okuryazarliklari, Ingilizce konusup konusamadiklari bilgileri ile birlikte geldikleri yere geri dönenlerin sayisi ve vatandasliga geçis oranlari degerlendirilmistir. "Dillingham Komisyonu(1907-1910)", 1819'dan itibaren çikartilan yasa geregi Amerika limanlarina varan tüm yolcu tasiyan gemilerin yolcularina ait bilgileri içeren formlar(ship's manifest) üzerinden çalismistir. Bu formlarda mevcut göçmenlere yöneltilen sorular-cevaplari üzerinden elde edilen veriler istatistiki olarak komisyonca degerlendirilmistir. Ortaya çikan sonuçlar ise Amerika'nin göç stratejisine yön vermistir. Amerika Göçmenlik Komisyonu(U.S. Commission of Immigration) yillik raporuna göre46 1908-1913 yilla- rinda Amerika'ya göç oranlarini Karpat asagidaki çizelgedeki sekliyle vermistir. Buna göre 1908-1913 yillari esas alindiginda Türkiye Avrupa ve Asya'sindan toplam 161.200 kisi göç etmistir. 29.582 Ermeni ve 6.372 Türk göçü gerçeklesmistir. Asagidaki çizelge'de gösterilmektedir:
Amerika'ya gelen göçmen Ermeniler'in toplam sayisi neredeyse Türkler'in bes kati kadardir. Yine çizelgede Ermeni göç hareketinin her geçen yil artarak devam etmis oldugu görülmektedir. Türklerin göçe katilimlarinin istikrarsiz seyrettigi anlasilmaktadir.
Mirak ise 1914 yilina ait göç verilerini de ekleyerek 1908-1914 yillarinda göç oranlarini asagidaki gibi vermistir:
Mirak ve Karpat'in Ermeni göçmenlere ait verdikleri oranlarin neredeyse ayni oldugu çizelgelerden de anlasilmaktadir. Benzer sekilde Türkiye Asyasi kategorisinde birbirine yakin tespitlerde bulunmus olduklari görülmektedir.
1899-1910 yillarina göre ayrintili olarak Amerika'ya gelen göçmenlerin milliyetlerine göre dagilimini Croxton söyle vermistir:
Bu tablo milliyetlere göre gelen göçmen dagilimini göstermektedir dolayisiyla burada tam olarak hangi cografyadan göçlerin gerçeklestigi hususu açik degildir. Tablodaki verilere göre 1899-1910 yillari arasinda Amerika'ya gelen göçmen Ermeniler'in toplam sayisi neredeyse Türkler'in iki kati kadardir. Yine tabloda Ermeni göç hareketinin her geçen yil artarak devam etmis oldugu görülmektedir. Tabloda sadece 1908-1909-1910 yillari esas alindiginda 11.915 Ermeni, 4.430 Türk, 10.537 Suriyeli göçünün gerçeklesmis oldugu anlasilmaktadir.
"Eve Dönüs" Çagrilari
Mesrutiyet'in ilani ile siyasi ve fikri hayatta sansürün kalkmasi ile asiri hürriyetçi bir hava ortaya çikmistir. Ittihat ve Terakki Hükûmeti liberal bir anlayisla geri dönmek isteyen ahaliyi irk-din ayrimi olmaksizin Amerika tâbiiyyetinden iskâtlari sartiyla yeniden vatandasliga kabul etmistir.
Bu münasebetle birçok örgüt üyesi, firari, isyanci mesela Karekin Pastirmaciyan (kod adi Armen Garo) Osmanli Devleti'ne geri dönüs yapmistir. Osmanli Bankasi Baskini'nin faili Pastirmaciyan 1908 yilinda Mesrutiyet'in ilani ile Istanbul'a geri dönmüstür hatta 1908-1912 Osmanli Meclis-i Meb'ûsâni'nda da Erzurum'u temsil etmistir. Bir kisim isyanci firari Ermeni ise Amerika'da örgütlenerek bagimsiz bir Ermeni devleti kurma yolundaki faaliyetlerine devam etmislerdir. Bu kimselerin Osmanli topraklarina geri dönüsleri mümkün oldugu gibi beraberlerinde bir takim asayis sorunlarini da getirebilirlerdi. Buna binaen tedbir olarak Amerika'da tahriklerde bulunan bu kimselerin Osmanli'ya geri dönüslerinde zâbit memurlarinca ve ilgili vilâyetlerce de bilinmek üzere pasaportlarina imzanin asagisina (:.) isareti konulmasi gerektigi hususu belirtilmistir. 50
Rusya'ya firar suretiyle veya terk-i tâbiiyetle giden Ermenilerden de geri dönenler olmustur. Çok sayida örnekten biri olarak Sultan II. Abdülhamid devrinde Diyarbekir Vilâyetinin Palu Kazâsi Ermeni ahalisinden bir kisim mahallerinde geçimlerini saglayamadiklarindan ve Dersaadet'e gelmeleri de yasak oldugundan maiset temini için Rusya'ya terk-i tâbiiyet ile gitmistir. Ermeni Milleti Patrikligi, bu kimselerin Mesrutiyet'in ilanindan sonra vatan hasreti ile geri dönmüs olduklarini beyan ederek Rusya'ya giderken terk-i tâbiiyet ettirilmelerinin kanuni olmadigini ve tezkire-i Osmani'lerinin iadesini istemistir.51
Ermeni muharrir Akoni, Amerika'da çok sayida kimsenin geri dönmek istediginden bahisle bir mektup göndermistir.52 1911 tarihli bu mektupta Amerika'da yaklasik 400.000 Osmanli göçmeninin oldugunu yazmistir. Akoni, mektubunda "Yeni Türkiye" de mesruti yönetimin bekasi içinde unsurlarin birliginin önemini ifade etmistir. Diger taraftan ise genç göçmenlerin hem is potansiyelinden hem de azimlerinden, fikirlerinden Yeni Türkiye'nin istifade edememis oldugunu, köylerin erkeksiz kaldigini belirterek muhacirlerin geri dönüsleri için kolaylik gösterilmesi ve geri döndükleri takdirde onlara imkân saglamak vatanseverligin geregidir diyerek Amerika'ya gelen Osmanli muhacirlerine tesis edilmis olan bir takim idare hanelerin benzer sekilde Osmanli'da Amerika'dan dönen muhacirler için de tesis edilmesi ve buna mahsus bir bütçe ayrilmasini önermistir. Hatta Amerika'dan Osmanli'ya muhacirleri nakledecek kumpanyalarin da devlet eliyle yürütülmesini bir baska çare olarak sunmustur. Akoni'ye göre; geri dönmek isteyen muhacirlerin dönüslerine izin verilmesi ve bu hususta en iyi imkânlarin, kolayligin ve hatta tesvikin gösterilmesi gereklidir ve hatta onlarin geçimlerini saglamak üzere ziraat veya zanaat gibi islerde çalisip memleketlerine hizmet etmeleri için imkân verilmelidir. Bu mektuba binaen, 21 Receb 1329 ve 5 Temmuz 1327 tarihli cevabnamede, geri dönmek isteyenler için herhangi bir mani olmadigi Vasington Sefareti'ne bildirilmis olmakla birlikte muhacirlere geri dönüslerinde yardim ve kolaylik saglanmasi hususunda içlerinde servet sahibi olanlar hariç icrasi mümkün bulunmustur. Ancak yaklasik dört yüz bin kisilik bir nüfusun hem masrafihem de iskâni meselesinde açikça görülen müskülattan ötürü bu talep ve arzunun sihhati, dogrulugunun arastirilmasi da ilgili sefaretten istenmistir.53 Ne yazik ki; yazismalarin devami hakkinda baska bir bilgi akisi olmadigindan bu hadisenin akibetini bilememekteyiz.
Geri dönüs hareketleri Ermeni milliyetçiligi ve faaliyetlerinin yükselisinden ayri degerlendirilmemelidir. Tasnaksütyun partisi de Amerika'ya göç hadisesine bu çerçevede yaklasmistir. Tasnaklar, Amerika'ya daha fazla göçü engellemek istemisler ve 1908 yilindan itibaren eve dönüslere destek vermistir. Zira "Ermenistan" olarak tanimladiklari sark-i vilâyetlerden Ermeniler her gün takim takim göç etmekte idi. Ermeniler'in yeniden Türkiye'ye dönmeleri için, bu hususta Kahire'de kurulan Armenian General Benevolent Union(AGBU), 25.000 frank yardimda bulunmustur.54 Tasnaksütyun'da eve geri dönüs çagrisinda bulundugu gibi AGBU'nun bu destegini onaylamistir. Ancak bu Tasnak parti siyasetini, Asbarez gazetesi gibi desteklemeyenler de vardi. Bir kisim göç etmis iken geride kalanlara gelmeyin demenin yanlis oldugunu düsünmekte idi. Asbarez'den M.K. Ferrahian Tasnaklarin "eve dönüs" kampanyalarini elestirmis ve gerçek disi bulmustur. Ona göre Ermeni Sorunu'nun çözümü özgür olduklari yerde bu sebeple Imparatorluktan kaçabilen kaçmalidir.
Ancak Ermeni esrafinin muhaceret karsiti çagrisina ragmen göçler yine de artarak devam etmistir. Iktisadi zafiyet, askerlik yükümlülügüne karsilik Amerika'daki refah yasam kosullari Ermeni gençleri cezbetmeye devam etmistir. 1909 yilinda, Brüksel'de nesr edilen Endapandates Gazetesi Malatya, Antep ve çevre yerlerden Ermeni muhaceretinin artisindan dolayi göçlerin vehametini buralarda "artik Ermeniler'e tesadüf edilemeyecegi" seklinde tasvir etmistir.55 Bu hal ise Ermeni ihtilâlciler açisindan "Ermenistan" dedikleri bölgede Ermeni nüfusunun giderek azalmasi anlamina gelmekte idi. Iste bu sebeple yeniden burada nüfusu toplamak ve korumak üzere Tasnaklar hemen bir siyaset degisikligine gitmistir. Buna göre; Ermeniler dillerini, tarihlerini ve vatanlari "Ermenistan"i, Amerika'dan geri dönen göçmenlerin egitimi, ögrendikleri endüstriyel isleri, bilgi birikimleri ve servet sahibi yatirimcilari ile yeniden kalkindiracak ve kuracak idi.
Tasnaksütyun Partisi, Amerika'ya Ermeni göçünü geriye dogru çevirmek üzere bu yönde toplantilar organize etmeye ve propagandalar yürütmeye baslamistir. 1911'de Providence, Rhode Island'da bir toplantida göçün kendi kendilerinin varligina bir darbe oldugunu Kürt ahaliye karsida Ermeniler'in silahlanmasini ve kendi kendilerini korumalari ilkesini desteklemekte oldugunu beyan etmistir. Bu tarihten itibaren basin üzerinden de ciddi çalismalar gerçeklestirmistir. Tasnaklara ait Boston'da çikan Hairenik editörleri göçü engellemek üzere bu konuyu yayinlarinda islemeye baslamistir. 1912'de Türkiye'deki issiz gençleri San Francisco'da 70.000, Chicago'da 200.000 issizi düsünmeye davet etmis ve kitlesel issizligin yeni gelenler ile daha da sikintili bir hal meydana getirecegi konusu islenmistir. Tasnak yazarlari Amerika'nin "sokaklari altin ile kapli" yer imajini degistirmek için yazilan mektuplarda fabrikalarin zahmetinden ve hayatin çekilmezliginden bahsedilmesini istemistir. Böylece Türkiye'den göçü engellemeye çalismistir. 17 Temmuz 1913'de yine ayni gazete "Göç Etmeyin- Amerika'da Isler Gevsek" mansetini atmistir. Göçe cesaretlendirmek yerine aksine cesaret kirmislardir. 1913 yilinda Istanbul'da Ermeni milli meclisi de göçü durdurmak üzere faaliyetler planlamaya baslamistir. Buna göre, rahiplerden bir kisim temsilciler vilâyetlere giderek Ermeniler ile konu hakkinda görüsecek ve ikna edecekti.56 Meclis, Ermeniler'i baba yurdunu terk etmemeye ve varliklarini burada korumaya çagirmistir. The Ramgavar yayini Boston'da çikan Azk, 30 Ocak 1909 tarihinde Ermeniler'i eve dönmeye ve yeniden insa etmeye çagirmistir. Yeniden her saha da imar ve insa edilecek olan Türkiye'nin teknik eksiklikleri sebebi ile disardan Amerika veya Avrupa'dan teknik eleman ve mühendis nakli ile bunu ancak saglayabilecek oldugunu yazmistir. Ermeniler'in bu firsati degerlendirmelerini, Amerikan ürünleri ile bunu gerçeklestirmelerini duyurmakta ve de tesvik etmektedir.
Amerikan Ermeniler'in destegini saglamak üzere E. Agnooni elçi olarak gönderilmistir. 1910'da Amerika'ya varan Agnooni, Lynn, Brockton, Worcester, Whitinsville, Lawrence, Lowell, Newburyport, Haverhill, Portland, Troy, New York, New Britain, New Haven, West Hoboken, Philadephia, Richmond, Granite, East St. Louis, Cleveland ve Detroit sehirlerini ziyaret etmistir. 1911 ortalarinda 50 sehirde 50.000 Ermeni ile konusmustur. Agnooni, Providence'da neredeyse 2000 kisi tarafindan ve Fresno'da gece olmasina karsin tren istasyonunda 100'ün üzerinde bir Ermeni kalabalik karsilamistir. Burada da coskulu konusmalari dinlenmistir. Eve dönüs yani geri dönüs hakkinda konusan Agnooni, bunun kurtuluslari için sart oldugunu anlatmistir. Tüm zenginlikleri, egitimleri, yetenekleri ve Amerikan ruhlari ile yeniden canlandirmak üzere da- ðýlmýþ olan Ermenilerden geri dönmelerini istemiþtir. Agnooni, birçok köyde erkek kalmadýðýný köylerin öldüðünü bu sebeple geri dönüþün mecburi olduðunu söyleyerek þu dizelerle konuþmasýný dramatize etmiþtir:
Agnooni eve geri dönüs için Türk Hükûmetinin yapmasini istedigi birtakim görüsler ileri sürmüstür. Ilk olarak; hükûmetin ekonomik reformlari hizlandirmasi gerektigini belirtmistir. Böylece geri dönenler karinlarini doyurabilecek ve yeniden okyanus ötesine gitmeyecek, topraklarinda kalarak topragi ekip biçecek ve ailesini geçindirecek, geri dönecek olanlara is saglanmasi da geri dönmek isteyenlerin sayisini artiracaktir. Üçüncü olarak, tüm Amerika'daki ve Kanada'da bütün uluslarin muhacirleri bir araya gelerek güzel bir gelecek için ortak bir isbirligini besleyeceklerdir.
Büyük sehirlerde "Geri Dönüs Komiteleri(Repatriation Committees)" kurulmustur. 57 Buralarda Amerika'nin "mutluluk ve para çesmesi" olmadigi, Ermeni gençlerin burada zor ve sert hayat kosullarina maruz kaldigi vurgusu yapilmistir.
Ayrica Merkez komitenin Mayis 1911 tarihli bir genelgesi ile Türkiye'den disari Amerika'ya göçün sasirtici orana varmasi Amerika'daki Tasnaklara Eski Dünya'daki Ermeniler'i, akrabalarini uyarma geregini hissettirmistir.58 1911 Agustos-Eylül tarihli VI. Kongresi'nde Ermeni Devrimci Federasyonu Ittihat ve Terakki ile yaptigi ittifaki bozma karari almistir. 1908'de isbirligi ile yeni bir döneme giris yapan iki taraf arasinda ipler kopmustur. Bu baglamda yeni bir devre baslamaktadir. Genç Ermeniler'i Amerika'ya göç etmekten nasil vazgeçirebileceklerini arastirmaya baslamislardir. Yeni gelen göçmenlerin is bulamadiklarini ve Ingilizce bilmeyenlerin is yapamadigini öne sürerek yeni göçmenlerin gelisini engellemeye çalismaktadir.
Hairenik gazetesi bu geri dönüs kampanyasina destek vermistir. Mayis 1912 tarihinde Amerika'daki Ermeniler'i geri dönüslere dogru çekmek gayesiyle göçmenlerden 500.000 dolar toplanmasini ve bu para ile Türkiye'de giyim, ayakkabi ve keten endüstrisini gelistirmeyi ileri sürmüstür. 18 Ekim 1912'de Worcester International Committee bir genelge ile ki üzerinde Worcester Ermeni Apostolik ve Ermeni Evanjelik Kilisesi ruhbanlarinin imzasini tasimaktadir, Amerika'da ve Kanada'dan tüm Ermeni siyasi partileri, dini organizasyon üye- leri, kültürel gruplar ve örgütler, gazeteler ve ilgili kimseler Worcester'a çagrilmistir. Burada toplanilarak Ermeni sorunu hakkinda konusulacak ve çözüm yollari aranacaktir. 4 gün süren bu konferans ile Dr. M. Smpad Kaprielian Amerikan Ermeni Toplulugunun 1913 baslarinda Londra Katolikos delegesine temsilci olarak seçilmistir.59 Kaprielian, Ittihat ve Terakki'nin Ermeniler'i ihmal ettiginden sikâyet ederek Ermeni Sorununun çözümü için Amerika'da Ermeniler'i temsilen bir de komite olusturmustur.
Esasen askerlik yükümlülügünden kurtulmak üzere ve katliama ugradiklari iddialari ile özgürlükler ülkesi Amerika'ya göç/firar etmis olan Ermeni ahali simdi neden geri dönmeliydi? Bu sorunun cevabi Kilisli Ador Kuyumciyan (Allahverdi Kuyumciyan)'a ait 25 Mayis 1914 tarihli mektupta saklidir. Osmanli topraklarinda Ermeni ahalinin varligini korumanin önemine ve de "Ermenistan" hayaline dair önemli notlar içeren bu mektup önem arz etmektedir. Bu mektup Kuyumciyan'dan Kilis'te Agop Basmaciyan'a gönderilmektedir. Basmaciyan Kilis'te Sineyker Kumpanyasi memuru ve Hinçakyan Komitesinin Kilis Subesi Baskani'dir. Mektup söyledir: 60
"Sevgili arkadaslarim
Öncelikle hepinize selâm ederim. Bizi soranlara da çok rahat oldugumu söylemek isterim. Yalniz bir rahatsizligim var ki, o da sizinle birlikte olamamaktir. Zarari yok, bu da geçer. Insallah bir gün tekrar sizinle bir araya gelir, konusur, güleriz. Ancak bu mektubu yazmaktaki amacim, size iki meseleden dolayi ricada bulunmaktir. Bana gücenmeyeceginizi biliyorum. Arkadaslar hiçbirinizin askerlik yüzünden Kilis'ten disari çikmasini istemem. Askerligin hiçbir zor yani yoktur. Bir Ermeni gencine asker denilmesinin ne kadar serefli oldugunu, evvelce ben de bilmezdim. Simdi ise askerligin ne kadar serefli oldugunu anliyorum. Askerlikten kaçmak yanlis bir düsüncedir. Çünkü Müslümanlar, Ermeni milletinin senelerden beri yedigi tokatlari ve tokatlayan elleri durdurdu. Bunun için, kendimizi bahtiyar saymaliyiz. Evet, askerden kaçan bir genç, kendini cesur saymasin. Ne devletine ve ne de bize lâzim olan sey kendisinde bulunmuyor. Bugün bir Ermeni genci askerden kaçarsa, Ermeni milleti bundan 30 sene sonra 10 adamini kaybetmis olacaktir. Eger her genç ben asker olmayacagim deyip kaçarsa, komitemizin amacini, emellerini kim gerçeklestirecektir? Ben simdiye kadar belki on defa kaçabilirdim, ama kaçmadim. Kaçmamamin sebebi, ilk olarak meslegim böyle olmasini gerektiriyor ve ikinci olarak da milletimin adi lekeleniyor. Ama diyeceksiniz ki bir Ermeninin kaçmasiyla Ermeniligin adina halel gelmez. Herkes, bu askerlik benim milletimin namusudur diye düsünürse, iste o zaman Ermeni milleti diger milletlerin arasinda bir derece daha yükselir. Amerika'ya veya baska yerlere kaçmayiniz. Çünkü mesele kötülesiyor. Harbiye Nezaretinden, gayrimüslimler askerlikten kaçmaya devam ederlerse, kendileri için askerlik belki yakinda kalkar haberleri isitiliyor. Allah korusun böyle bir sey olursa, bizim için çok üzücü bir mesele olacaktir. Bundan baska çok büyük bir sey daha kaybetmis olacagiz. O da, 30-35 senedir bütün Ermeni milletinin, daha dogrusu Hinçakyan Komitesinin çalistigi ve ugrunda simdiye kadar binlerce can feda ettigi "Ermenistan" mukaddes maksadindan tamamen ümidimizi keseriz. Bunun için ne yapmali? Padisaha borcumuzu ödemeliyiz. Bu da o kadar zor bir sey degil. Askerlik iki sene oldu. Bu bir genç için hiç önemli degil. Benim sizden ricam, orada bulunan ve kaçmak fikrinde olan arkadaslarin kaçmalarina müsaade etmemeniz. Çünkü bu durum bir gün bize çok pahaliya mal olacaktir. Bundan yüzlerce sene evvel, Ermeniler 36 milyon nüfusa sahip iken, simdi ancak iki buçuk milyondur. Simdi su geriye kalani da bu sekilde kaybetmek dogru degildir. Zira Amerika'ya bir Ermeni olarak gider, orada evlenirse, kendisi ve ondan dogan nesil Amerikalilasmis olur ve Ermeniligi kaybederse de bu da dogru bir sey olmaz.............. Tercüme numarasi 61"
Bu mektupta askerlikten kaçan Ermeni gençlerin Amerika'ya göçleri neticesinde bu olayin öncelikle Ermeni nüfusunun azalmasina olan etkisinden bahsedilmektedir. Azalan nüfus sonucunda komitenin bagimsiz "Ermenistan" amacini yerine getiremeyecegine deginmektedir. Bu münasebetle askerligin 2 sene olduguna atfen Ermeni gençleri bu vazifeyi ifaya davet etmektedir. Ancak asil mesele askerlikten kaçan Ermeni gençlerin Amerika'ya göçlerini durdurmak ve böylece Ermeni nüfusunu muhafaza edebilmektir. Mektupta bahsedilen bir diger önemli husus ise gayrimüslimlerin askerlikten kaçislarinin devam etmesi halinde gayrimüslimler için askerlik yükümlülügünün kaldirilabilecegi söylentisidir. Buna göre; askerlik yükümlülügünün kaldirilmasi vâki oldugu takdirde 30-35 seneden beri ugrunda binlerce can feda ettikleri "Ermenistan" hayalleri de son bulacaktir. Ermeniler'in askerlik hizmeti yükümlülügü ile bagimsiz "Ermenistan" hayali arasinda nasil bir iliski oldugunu ancak tarihin ilerleyen yillarina bakildiginda anlamak mümkündür. Bu mektupta Amerika'ya göç edenlerin orada aile sahibi olduklari ve "Amerikalilasma"larindan da bahsedilmektedir. Ermeni olarak gidenlerin sonraki nesillerinin orada asimile olacagi endisesi ile Kuyumciyan; Amerika'ya göçün Ermeniler'i tehdit eden bir mesele olarak görmektedir.
Netice olarak hem Osmanli'dan Amerika'ya Ermeniler'in göçleri durdurulmaya çalisilmis hem de Amerika'dan Osmanli'ya Ermeniler'in geri dönüsleri tesvik edilmistir. Osmanli cihetinden bakildiginda geri dönüslere iliskin belgelerde; Ittihat ve Terakki Hükûmetinin göçmenlerin"kanun-i esâsinin ilân ve istikrâri üzerine", "i'lân-i mesrûtiyyet üzerine hasret-i vataniyye ile memleketlerine avdet etmis"61 olduklari düsüncesini tasidigini belgelerden anlamaktayiz. Ancak bunun sebepleri bu kadar basit ve masum degildir. Bireylere mahsus muhtelif birçok sebeple geri dönülmüs olabilecegi gibi bunda Tasnak propagandalarinin da büyük katkisi vardir. 1913 yilindan itibaren Rusya'nin himayesinde hazirlanan ve savasin çikmasi ile uygulanmayan reform uygulamasi da geri dönüs için önemli bir gerekçedir. Islahat uygulanmasi öngörülen Vilâyât-i sitte'de göçlerle azalan Ermeni nüfusunu yeniden artirmak gayesi ortaya çikmistir. Ayrica, Amerika'da asimile olan ikinci kusak bunun en önemli sebebi olabilir. Burada kendi milli kimlik ve kültürleri yozlasmis, gençler Ermenice'yi konusamiyor veya az konusabilmektedir. Amerika'da elde ettikleri zenginlikleri, entelektüel birikimi geldikleri yere tasiyarak yeni bir yapi meydana getirmek istedikleri açiktir. Birinci Dünya Savasi öncesinde artan irredantizm faktörü göz önüne alindiginda Ermeniler'in Türkiye'de nüfuslarini koruma endiseleri anlasilabilir.
Geri Dönen Göçmenlerin Orani
"Eski Evleri"nin veya "eski ülkeleri"nin, daha aydin, daha uygar ve daha enerjik, dinç, kuvvetli Ermeniler'e ihtiyaç duymakta oldugu Tasnak propagandalarina çok az Ermeni cevap vermis, geri dönüs yapmistir. Dönüs hareketi çok sayida isçi ve yasli insani, az da olsa doktor, mühendis kesimini kapsamaktadir.
Ellis Island yolcu kayitlari Amerika'ya gelen göçmenler hakkinda detayli bir inceleme arastirma kaynagidir.62 Göçmenin dis görünüsünden, kimlik bilgilerine birçok bilgiyi ihtiva etmesi açisindan önemlidir. 1908'de bir yenilik ile geri dönen göçmenlerin kayitlari da tutulmustur. Buna binaen hazirlanan 1908-1914 yillarina ait verilere göre Ermeni göçmenlerden Türkiye'ye geri dönüs hareketine az katilim gerçeklesmistir.
Tabloda Amerika'dan Türkiye'ye ayrilan Ermeniler'in sayisi 1908-1914 yillari için toplam 4.390'dir. Buna göre istatistikler çok az sayida Ermeni'nin geri dönüs kampanyalarina cevap verdigini açikca göstermektedir.1908-1909-1910 yillarinda ikamet sürelerine göre Amerika'dan ayrilan göçmenlerin sayilari ise söyledir:
Amerika'dan ayrilanlarin çogunlukla Amerika'da ikamet süresi 5 yil ve daha az olan grubtan olduklari görülmektedir. Ikamet süreleri uzadikça Amerika'dan ayrilanlarin sayilari oldukça azalmaktadir. Ikamet süresi 5 yil ve daha az olan gruba göre ayrilan Türkler, Ermeni göçmenlerden daha fazladir. Bu durum Türk göçmenlerin servet edinmek ve bir gün geri dönmek gayesi ile göç ettikleri bilgisini dogrulamaktadir.
1908-1909-1910 yillarinda Amerika'dan ayrilan göçmenlerin is ve meslek durumu ise söyledir: ayrilan 1.316 Ermeni göçmenin 1.281'i meslek beyaninda bulunmustur. Bunlardan 17'si bir meslek sahibi, 201'i vasifli, 26'si tarim isçisi ve 9'u çiftçi olup 832'si basit islerde çalisan isçi, 79'u çesitli islerle mesgul, 31'i hizmetçi ve 86'si bir meslek sahibi degildir. 3.059 ayrilan Türk göçmenden 3.006'si meslek belirtmistir. Bunlarin 19'u bir meslek sahibi iken 307'si vasifli, 25'i tarim isçisi, 39'u çiftçi, 2.314'ü isçi, 32'si hizmetçi, 119'u bir meslegi olmayan ve 151'i çesitli islerle mesgul oldugunu beyan etmistir.
1908 yili itibari ile Ermenilerden 221 erkek ve 13 kadin olmak üzere 234 göçmen ayrilmistir. Göçmenler yaslarina göre; 14 yas alti 2, 14-44 yas arasi 207 ve 45 yas üstü 25 kisiden ibarettir. Bu göçmenlerin çogunlugunun 5 yildan az Amerika'da bulundugu bilinmektedir.
Ayrilan Türk göçmenlerin 1.232'si erkek ve 44'ü kadin olup toplamda 1.276 kisi 1908 yilinda ayrilmistir. Bunlardan 9'u 14 yas alti, 14-44 yas arasi 1.190 kisi, 77'si ise 45 yas ve üzeridir. Amerika'da 5 yildan az ikamet edenler 1.136 olup çogunlugu teskil etmektedir. 1909 yilinda Ermenilerden toplam 561, Türklerden ise 725 kisi ayrilirken yine 14-44 yas araliginda bulunanlar ve 5 yildan az ikamet edenlerin çogunlukta oldugu görülmektedir. 1910 yilinda ise 521 Ermeni ve 1.058 Türk ayrilmistir. Yas ve yerlesim kategorisinde herhangi bir degisiklik görülmemektedir. Yine 14-44 yas araligi ve 5 yildan az ikamet eden göçmenler çogunluktadir.65
Dillingham raporunda 1908,1909 ve 1910 yillari için milliyetlere göre gelen ve ayrilan göçmen oranlari belirlenmistir. Buna göre belirli etnik unsurlarin oranlari söyledir:
1908-1910 yillarinda toplam kabul edilen göçmen 2.576.226 olup bunlarin 823.311'i Amerika'dan ayrilmistir. 1908-1910 yillarinda Amerika'ya kabul edilen göçmenlerinden yarisindan fazlasi geri ayrilan milletler; Koreliler, Çinliler, Macarlar, Kuzey Italya, Güney Italya, Japonlar, Hirvatlar, Slovenler ve Türkler'dir. 1908-1910 yillarinda ülkelere göre Amerika'ya kabul edilen göçmenlerin sayisi ile Amerika'dan ayrilarak geldigi ülkeye geri dönenlerin sayisi karsilastirildiginda toplam net artis 1908 yilinda 209.867, 1909'da 543.843, 1910'da 817,619 olarak görülür. Yani; göçmenin geldigi ve tekrar geri döndügü yer esas alinarak elde edilen dataya göre; toplam oranlar karsilastirildiginda Türkiye Avrupasi için +7.222, Türkiye Asya'si için ise +7.790 net artis görülmektedir. Söyle ki; 1909 yilinda çizelgeye göre Türkler de sadece azalma gözlenmektedir:
A.B.D. de tarihi süreç içerisinde 1850'lerden itibaren yurtdisi dogumlu vatandaslarin sayisi ki bu oran göç edenlerden ölüm veya geri dönüslerden kaynaklanan eksileri çikardiktan sonra elde kalanlar olarak hesaplanmaktadir, buna göre artmaktadir. Özellikle Avrupa dogumlu göçmenlerin sayisinda yüksek oranda artis olmustur. 1900 yilinda toplam 10.341. 276 yurtdisi dogumlu göçmen vardir.
Tâbiiyet Meselesi
Osmanli Devleti, resmen ya da firar etmek suretiyle Amerika veya diger yabanci memleketlere göç edenlerin tâbiiyeti hususunda muhtelif sorunlarla karsilasmistir. Göç ettikten sonra bir sekilde Osmanli ülkesine geri dönenlerin tâbiiyetleri ise tamamen bir meseleye dönüsmüstür. Özellikle göç edenlerin yabanci tâbiiyet elde ederek Osmanli topraklarina geri dönmeleri, imtiyaz talep etmeleri hususu devletin aleyhine bir hal meydana getirmistir.
Osmanli Devleti Amerika'ya artan göç neticesinde bu göç hareketinin sebeplerini anlamak, geregini tespit etmek ve de toplumun en ise yarar kesiminden göç eden nüfusu, vergi gelirlerini korumak, giden göçmenlerin Osmanli'nin itibarina zarar vermesinin önüne geçmek ve de Osmanli vatandaslarinin Amerikan pasaportu ile geri dönmelerinin önünü almak üzere 12 Ekim 1896 tarihli Mabeyne sunulan arz neticesinde Hüseyin Hamid Bey baskanliginda bir komisyon kurulmasini kabul etmistir.69 Dosyasi 29 Z. 1327(M. 12 Aralik 1909) tarihli arsiv belgesinde Hüseyin Hamid Bey baskanliginda mütesekkil komisyonun vazifelerinden bahsedilmistir.70 Buna göre, hicret etmek isteyenler bir daha geri dönmemek üzere terk-i tâbiiyet suretiyle gidebilirlerdi. Ayrica bir daha Osmanli topraklarinin hiçbir tarafina gelemeyeceklerdi. Buna binaen hicret etmek isteyenlerin elinden kefilli senedler alinmasi ve bunlarin hem Patrikhaneye hem de tâbiiyet ve nüfus idarelerine tasdik ve kayd ettirilmesi karara baglanmistir. Bu muhacirlerin ikiser aded fotograflari da polis ve liman dairelerinde tutulacaktir. Bu arsiv belgesinden de anlasilacagi üzere Os- manli vatandaslarinin Amerika veya diger yabanci memleketlerin pasaportlari ile geri dönüslerine izin vermemekte ve Osmanli'nin herhangi bir yerine dahi giris yapmaklarini men etmektedir. Yalnizca izinsiz firar sureti ile gidenlere iki ay süre taniyarak geri dönmelerine müsaade edilmistir aksi halde tâbiiyetten iskat edilecekleri ve Patrikhane'den ve nüfus idaresinden kaydlarinin silinecegi duyurulmustur.
II. Abdülhamid döneminde hicret veyahud firar suretiyle göç edenlerin sonradan Osmanli topraklarina geri dönmeleri yasaklanmistir. Göç ettikten sonra Osmanli ülkesine gelen bazi Ermeniler geldikleri yerlere iade edilmek istenmistir. Ancak geri gönderilen Ermeniler'i Rusya'nin kabul etmemesi ve Amerika'dan gelenlerin iadelerinin maddi külfeti ve zorlugu üzerine bu gibi Ermeniler'in kefaletle memleketlerine gönderilmesine izin verilmistir.71 Amerikan Hükûmeti, Amerikan tâbiiyetine geçen Ermeniler'in Osmanli'ya geri dönmelerine olumlu bakmamistir. Izinsiz geri dönenlerin ise Amerikan tâbiiyetinden çikarilacaklarini bildirmistir. 72
Bu uygulamalarin aksine Mesrutiyet döneminde göç edenler Osmanli topraklarina geri dönmeye baslamislardir. Ittihat ve Terakki bu hususta her türlü kolayligi saglamistir. Amerika'ya veya Rusya'ya firar sureti ile giderek gerek Rusya'nin ve gerek Amerika'nin tâbiiyetine girmis olan bazi Ermeniler, Mesrutiyet'in ilani ile geri dönmek istemislerdir. 21 Receb ve 9 Saban sene 1326 târihli ve 1576 ve 1694 numarali tezkere ile Amerika ve Rusya tâbiiyetine geçmis ancak daha sonra Osmanli Devleti'ne geri dönmek isteyenler hakkinda ne yapilacagi mütâla'a olunmustur. Osmanli Devleti'nden Amerika'ya evvelce gitmis ancak daha sonra geri dönüp gelen muhacirlerin vaziyetleri farkliliklar arz etmekte oldugundan bununla ilgili lazimgelen uygulamalar da farkli olabilmektedir. Mesela Osmanli'dan Amerika'ya terk-i tâbiiyetle veya firar suretiyle gidip Amerikan vatandasligi almamis olanlar oldugu gibi Amerikan vatandasi olanlar da mevcuttur. Buna göre; Osmanli tebaasindan olup Amerikan tâbiiyetini elde edenler hakkinda hükûmetler arasi bir mukavele olmadigindan bu gibi kimselerin Osmanli Devleti'ne geri dönüslerinde eskisi gibi Osmanli tebaasi sayilmalari tabii bulunmustur. 73
Osmanli Devleti'nden terk-i tâbiiyet ile giden ancak Amerikan tâbiiyetine geçmeyenlerin yine Osmanli vatandasi sayilabilecegine dair Hukuk Müsavirligi Istisare Odasi 24 Kasim 1909 tarihli mütâla'asi "teba'a-i Osmaniye'den biri terk-i tâbi'iyyet sûretiyle Amerika'ya hicret itmekle berâber tâbi'iyyet-i mahalliyeyi istihsâl itmemis ise terk-i tâbi'iyyet içün ale'l-usûl hükûmet-i seniyyeden müsâ'ade istihsâl itmis olsa bile tâbi'iyyet-i Osmaniyyesini muhâfaza itmis add olunur."74 seklindedir. Ayrica 1830 tarihli ticaret anlasmasinin dördüncü maddesine istinaden Amerikan vatandaslari isledikleri suçlardan dolayi Osmanli mahkemelerinde yargilanamamakta bu sebeble suçlu olduklari halde cezalandirilamamakta idiler. Amerikan vatandaslarinin bu imtiyazli durumu cihetiyle Amerika'dan geri dönerek Osmanli tâbiiyetine girmek isteyen kimselerin vaziyeti öncelikle kesin ve açik olmasi lazim gelmektedir ki bunlar yüzünden iki ülke arasinda meydana gelebilecek ihtilaflar da pesinen hallolmus olsun. Amerikan tâbiiyetine geçmemis olsalar dahi Amerika'nin 1868 tarihli kanunu geregi vatandaslik elde etmek için bes sene ikamet etmis olmak sarti kâfioldugundan bu durumda ileride Amerika konsoloshânelerine basvurmalari halinde Amerika tâbi'i sifatiyla kendilerini himayeye kalkisabileceginden bu durumu bertaraf etmek üzere bu kimselerin bir itiraz hakki olmaksizin memâlik-i Osmaniye'den ihraclarina muvafakat eylediklerine dair kendilerinden bir sened alinmasi gerekli görülmüstür. Ayrica, yine ileride bu vatandaslarin Amerikan konsolosluklari tarafindan himaye edilmesinin önüne geçmek üzere, Amerika tâbiiyyetini terk ve isimlerinin Amerika Sicil-i Nüfus defterlerinden kayitlarinin silinmesini dilekçe ile taleb eylediklerine dair kendilerinden birer istid'ânâme istenilmesi ve bu dilekçeler ile pasaportlarinin Vasington Sefâretine gönderilmesi münasib görülmüstür.
Firari gidenler terk-i tâbiiyet etmedikleri cihetle Osmanli Devleti'ne dönüslerinde Osmanli sifatiyla kabulleri uygun görülmüstür. Ancak daha sonra Amerika tâbiiyeti iddi'âsinda bulunmayacaklarina ve Amerika Konsoloslugunca bunlarin tâbiiyetleri iddia edildigi takdirde ihrac edilmeleri karari ile birlikte bir de ellerinden birer taahhüd senedi ile kendilerinden bir de kefil istenmesi hukuken münasib görülmüstür.
Bu gibi kimselerin Osmanli Devleti'nde veya Amerika'da dogan evladlari babalarinin tâbiiyetine mensûb bulunacaklardir. Yani Osmanli olarak dogmus olacaklardir. Taahhüd senedlerinde de bunlardan bahsedilmektedir. Ihrac muamelesi onlar hakkinda da geçerli olacaktir. Amerika tâbiiyetini elde ettikten sonra dogan küçük (büluga ermemis) evlada gelince bunlar tâbiiyet kânunnâmesi mucibince ancak resid yasa geldikten sonra Osmanli sifatini alabileceklerdir. O zamana kadar ebeveynleri nezdinde bulunmalarina müsaade edilecektir. Ancak bu durumda babalari elinden evladi namina birer beyanname alinarak bunlarin resid yasa geldiklerinde Osmanli tâbiiyetini alacaklari ve aksi takdirde ihrac edilecekleri taahhüd etdirilmek suretiyle icrasi hukuken münasip görülmüstür. Öte taraftan, Rusya tâbiiyetine giren Ermeniler hakkinda ise ilgili sefirlerle müzakere edildikten sonra bir kanaate varilmasi neticesine varilmistir. Rusya Hükûmeti muvafakati olmayarak Osmanli tâbiiyetine girenlerin daha sonradan Rusyali olarak addedilmeleri ve himaye edilmelerine nazaran bu sorunu bertaraf etmek üzere gelmek isteyen Ermeniler'in teb'a-i Devlet-i Aliyye'den bulunduklari hükûmet-i mahalliyeye tasdik etdirilmekden sonra pasavân(giris-çikis belgesi) verilmesi uygun görülmüstür. Bununla ilgili muameleye örnek olarak 16 Eylül 1908(19 Saban 1326) tarihli bir belgede75 Tiflis'den Rusya'dan Osmanli'ya gelmek isteyen Ermeni muhacirlerin daha önce Rusya'ya firar edip Rusya tâbiiyetini almis olduklari anlasilmis oldugundan bunlarin Rusya tâbiiyetine giren Ermeniler için Rusya sefirleriyle müzâkere neticesine göre gereginin yapilmasi hususunda karar kilinmistir.
Evvelce terk-i tâbiiyyetle Amerika'ya hicret etmis ve oraca Amerika tâbiiyyetine kayd ve kabul olunmayib mesrutiyetin ilanindan sonra firsattan istifade geri dönmek isteyen kimselerle ilgili birçok ihtilafli haller ortaya çikmistir ve bunlar hakkinda ne muamele olunacagi Dâhiliye Nezareti'e sorulmustur. Sivas Vilâyeti'nden gelen 24 Kanûn-i evvel 325 tarihli bir belge buna örnek olarak verilebilir. Amasya'nin Bayezid Mahallesi'nden Karakasyan Ayet ve üç refÎki Boston sehri bassehbenderliginden aldiklari 14 Haziran 1909 tarihli ve 1537 umûm 1857 hususi numrolu pasaportla Amasya'ya geri dönmüslerdir. Bunlar, memleketlerine dönüslerinde kendilerini sicil-i nüfûsa kayd ettirip tezkere-i Osmaniye almak mecburiyetindedirler aksi suretde mu'âmele-i nizâmiyenin bunlar hakkinda da uygulanmasi lazim gelmektedir. Ancak Boston Bassehbenderliginden alinan pasaport yalniz Ayet ve ailesi(Ayet ve fâmilyasi) nâmina oldugu76 gibi birçok ihtilafli vaziyet ortaya çikmistir.
Bundan baska, 12 Agustos 329 (25 Agustos 1913), Amerika'nin Filadelfiya sehrini vatan edinen Kostantin Istefato'nun elinden alinan ta'ahhüd senedi hükümlerine riayet kalinmak sartiyla Amerika Devleti tâbiiyetine girmesine izin verilmektedir.77 Surâ-yi Devlet karariyla tanzim olunan irâde-i seniyye lâyihasi Padisahin imzasi ile tasdik olunduktan sonra Takvim-i Vekâyi' ile ilan edilmesi karara baglanmistir.
Osmanli göçmenlerinin Amerikan vatandasligi almalari çok da kolay olmamistir. Amerika'da 20. yüzyil baslarinda vatandaslik; insanlarin devletin imkânlarindan, siyasi haklardan ve de tüm ayricaliklarindan yararlanma kapisi demektir. Bu hak ise sadece "beyaz"lara verilebilir idi. Toplum içerisinde hiyerarsik bir düzen ve sinif olusturan bu anlayis ötekilestiren bir anlayistir. Richard Campbell, çok sert bir sekilde Dogu Akdeniz insanlarini, Türkleri, Ermeniler'i ve Suriyelileri beyaz irktan ayri tutarak onlarin "Asyali" oldugunu hatta Çinliler ve Japonlar gibi siyasi düzen için "risk" grubu olarak saymistir.78 Amerikan vatandasligina uygunluklarini da kabul etmemistir. Amerika'daki Suriyelilerin vatandasliga uygun bulunmamasina binaen Türk elçiligi bir açiklama yaparak mahkemece alinan karara göre Suriyelilerin Amerikan vatandasli- gina basvuramamasi bütün Osmanli milletinin asagilanmasi demek oldugunu ifade etmistir.79 1909 yilinda artan irredantizm sebebi ile Amerikan Vatnadaslik Bürosu(United States Bureau of Naturalization) Ermeniler'in Amerikan vatandasi olma haklari hususunda karasizliga düsmüstür. Richard Campbell, Vatandaslik Bölümü Baskani, federal bölge bassavcilarina Ermeniler'in vatandaslik taleplerine "Asyali" olmalari gerekçesi ile yani "beyaz" olmadiklarindan vatandaslik talebinden mahrum olduklarini bu sebeple buna engel olmalarini emretmistir. 80 Vasington Vatandaslik Bürosu(Washington Naturalization Bureau) Ermeni vatandaslarin ve diger etnik göçmenlerin vatandasliktan hariç tutulmalari için çaba harcamistir.
Birmingham, Alabama'da Suriyeli bir isadami H.A. Elkourie, beyaz irka uygunluklarini ileri sürerek Vatandaslik Bürosunun Osmanli halklarini reddine karsi çikmistir. Osmanli'nin farkli etnik milliyetlerden mütesekkil oldugunu ve içerisinde bulunan çok sayida Hristiyan ve Yahudi bulundurdugunu ifade etmistir. Yine Simon Wolf, Suriyeli Yahudilerin de vatandasliktan hariç tutulmalarina karsi çikmistir. 1909 yilinda Asyalilarin "beyaz" sayilmamalarina yönelik artan itirazlar neticesinde çok kisa süre sonra bir federal mahkeme Suriyelilerin beyaz irka uygunluguna karar vermistir. Böylece yasal engel kalkmis vatandaslik yolu açilmistir.
1913 yilinda Amerika'da "sari tehlike" korkusu artmistir. Uygulanan yabanci karsiti sert tutumlar, bütün göçmenleri bir an evvel vatandaslik elde etme çabasina yönlendirmistir. Ermeni toplulugu da bu yönde bir ihtiyaç içerisine girmistir. New York Osmanli Elçisi'ne göre Suriyeli göçmenlerin çogunlugu geri dönme düsüncesi ile uyruk degistirmeyi reddetmislerdir. Ancak göçmen Ermeniler kendi düzenlerini burada kurduklarindan uyruk degistirmislerdir.
Vatandaslik hususunda A.B.D. ile Osmanli'nin ayrisma sebebi, Osmanli Devleti onayi olmadan vatandasliktan çikma hakkini tanimazken Amerika'da vatandasliktan çikma hakkini taniyan doktrin esas alinmis idi. Bu farkli yaklasimlar ve anlayislar anlasmazliga dönüsmüstür. Sultan II. Abdülhamid döneminde de bu sorun ortaya çikmistir. Buna binaen Osmanli Devleti, tâbiiyet degistirenleri yeniden tebaaliga kabul etmeyerek tedbir almistir.81 Ermeniler bu meseleyi de kendi lehlerine neticelendirmek üzere girisimlerde bulunmuslardir. Ancak 29 Mart 92 tarihli Vasington Sefareti'nden bu hususta Amerika'nin her tarafina hatta Dersaadet'e bile tebdil-i tâbiiyyet mukavelenamesi hakkinda birçok mektup ve telgraflar gönderilmistir.82 Bu sebeple hatta iki dost devlet arasina fikir ayriliklari girmistir.
19 Ocak 1869 tarihli Osmanli vatandaslik yasasinin 5. maddesine göre Osmanli idaresinin onayi ile ülkeden göç edip sonra yabanci uyruga geçen Osmanli tebaasinin dönmesi halinde yabanci uyruklu olarak kabul edilecektir. Ancak "Bilâmezuniyet tâbiiyet i ecnebiyeye dâhil olanlar Tâbiiyet Kanunu mucibince Osmanli addolunurlar. Memaliki Osmaniyeye hÎni avdetlerinde tebaa-i Osmaniye muamelesi olunur."83 Yani izinsiz yabanci vatandaslik alanlar Osmanli Tâbiiyet Kanunu geregi Osmanli vatandasi olarak kabul edilecek ve geçtigi yabanci uyrugu kabul edilmeyecek idi. Zira Osmanli idaresi tarafindan yabanci uyruklugu reddedilen kimselerin çogunun resmi onay almadan kaçak olarak borçlarini ödememek veya cezai bir takibattan kurtulmak üzere gitmis olduklarina isaret edilmekte idi. Ingiltere ve Fransa örneklerinde Osmanli'dan gelip kendi tebaasi olan ve sonra yine geri dönenler için özel ayricaliklar ve koruma talebinde bulunmamaktadirlar. 84 Bes yil Amerika'da yasayan ve vatandaslik almaya hak kazanan herkes için koruma kapsamini genisleten farkli bir politika benimsenmistir.
1870'lerde baslayan vatandaslik hususundaki anlasmazliklar üzerine 1874'te iki hükûmet bir karara varmistir. Iki taraf, Amerikan vatandasligina hak kazanmis olan eski Osmanli uyruklu vatandaslari geri dönüp anavatanlarinda iki yil kaldiklari takdirde Amerikan vatandasliklarindan çiktiklari varsayilmasina ve bir kez daha Osmanli vatandasi kabul edilmelerinde mutabik kalmistir. Ancak bu belge Amerikan senatosunca kabul edilmemistir.85
1880'li yillardan itibaren evvelce Osmanli tâbiiyetinde olan Ermeni milliyetçiler Amerikan vatandasi olmalarinin devlete karsi giristikleri saldiri, isyan ve efsat faaliyetlerinden tutuklanma ve yargilanmalarina yönelik sagladigi avantajli durumlarindan yararlanmayi aliskanlik edinmislerdir. 1830 tarihli Türk-Amerikan Ticaret Antlasmasi; Amerikan vatandaslarinin Osmanli mahkemelerinde yargilanamayacagi hükmünü içerdiginden Amerikan pasaportu ile geri dönen bir kisim Ermeni göçmenleri bu durumdan istifade etmistirler. Bu husus Osmanli Devleti açisindan negatif bir faktör olmustur. Tâbiiyet meselesi bu baglamda her iki taraf için üzerinde anlasilamayan bir mesele olmustur. 1900-1924 yillari arasinda Amerika'ya gelip vatandaslik alip Osmanli topraklarina geri dönen ve Amerikan vatandasliginin himayesi ile Osmanli kanuna tabi olmayan yetmis bin kisi oldugu belirtilmektedir.86
Arazi ve Emlâk Meselesi
Evvelce Amerika'ya, Rusya'ya veya diger yabanci memleketlere göç eden bir kisim ahali gerek II. Abdülhamid döneminde gerekse Mesrutiyet'in ilani üzeri- ne geri dönüs yapmak istemislerdir. Ancak geri dönüsleri hem yeni tâbiiyetleri münasebetiyle hem de arazi ve emlâk meselesi açisindan sorunlara neden olmustur.
II. Abdülhamid dönemindeki uygulamaya göre gidenlerden terk-i tâbiiyet ile emlâk ve arazilerde bir daha hak iddia etmemek üzere sened alinmaktaydi. Buna ragmen kaçarak Amerika'ya giden Ermenilerden bir sekilde geri dönüs yapmis olanlar var idi. Bunlarin irâde-i seniyye uyarinca iade edilmeleri gerekliydi. Bu hususa binaen bir belgede Amerika'ya kaçarak giden ve her nasilsa Mâ'mûrat'ül-Aziz'e geri dönüs yapan 400-500 kadar Ermeninin bulundugundan bahsedilmistir. 87 Yine bir baska belgede geri dönen Ermeniler hususunda Amerika'ya terk-i tâbiiyetle veya firar suretiyle göç edip Osmanli topraklarinda bulunan emlâk ve arazilerini satmak isteyen Ermenilerden bahsedilmistir. 10 Muharrem 326(M:13 Subat 1908) tarihli bu belgeye göre olunacak muamele söyledir: "Amerika'ya hicret eden Ermeniler mukarrerât-i müttehazete tevfÎkan terk-i tâbiiyet ve kat'-i alâka ile gitmekde ve firaren gidenler dahi ol bâbdaki irâde-i seniyye-i hazret-i Hilâfet-penâhÎ iktizâ-yi âlÎsince tâbiiyetden iskât edilmekde olmasina binâen bittab' bunlarin emlâk ve arazisi ile alâiki olamayacagindan mukaddemâ Amerika'da bulunan Ermeniler'e sehbenderler tarafindan vekâletnâme verdirilmemesi lüzumunu mutazammin..."88 Özetle II. Abdülhamid dönemi uygulamaya göre; Amerika'ya göç ederek tâbiiyet degistiren ve Osmanli topraklari üzerinde bulunan emlâk ve arazilerini satmak isteyen Ermeniler'in vatandasliklari bulunmadigindan emlâk ve arazileri ile de alakalari kesilmistir. Bu münasebetle sehbenderler tarafindan kendilerine vekâletnâme verilmemesi gerektigi neticesine varilmistir.
Özellikle Mesrutiyet'in ilanindan sonra geri dönen Ermeniler eski arazi ve emlâklarinda hak iddia etmeye baslamislardir. Yeniden kendilerine vatandaslik verilmesini ve emlâk ve arazilerini geri istemislerdir. Ancak kimi Ermeniler gitmeden önce hak iddia ettikleri bu arazileri bazen degerinin altinda bir fiyatla satmislardir. Kimileri ise tapusuz topraklar üzerinde dogrudan hak etmislerdir. Bu arazi meselesi iki taraf arasinda gerginligi artirmistir. Dâhiliye Nezareti tarafindan hazirlanan layihaya göre; Ittihat ve Terakki II. Abdülhamid döneminde hicret eden Ermeniler'in emlaklarini tapu veya kayit gösterebilmeleri halinde aradan geçen zamana bakilmaksizin asil sahiplerine iade etmistir. Buralara yerlestirilmis olan muhacirlere ise baska bir yer gösterilmistir. Eger muhacir araziye kendi emegi ile bir deger katmis ise bunun bedeli ilk sahibinden temin edilecekti. Ayrica Sason isyanindan sonra gasp edildigi ispat edilen yerler için mevcut tapular geçersiz sayilmistir.
Ermeniler'in bos biraktiklari topraklar Iskân-i Muhacirin Komisyonu ve mahalli idareler tarafindan senet karsiliginda Müslüman muhacirlere verilmistir. Araziler üzerinde meydana gelen ihtilaflar neticesinde hükûmet, Müslüman ahali tarafindan kullanilan arazilerin toplam tutarini nakit olarak ödemeyi kabul etmistir. Ermeniler'in arazi ve emlâk davalari mahalli tapu kayitlari incelenmek suretiyle bir karara ulasilmaktadir. Ancak bazi mahalli tapu kayitlarinda ise iddia konusu olan arazilerin Ermeniler'e ait olduguna dair hiçbir kayit bulunmamakta oldugu ortaya çikmistir. Hukuki yoldan bir arayisa giren Ermeniler hukuki haklarini aramak için gidecekleri mahalli mahkemelerin de tarafsiz olmayacagi kanaatini tasimislardir.
Dâhiliye Nezareti arazi ihtilafatini çözmek üzere vilâyetlerden raporlar talep etmistir. Arazi meselesinin çözümü için mahkeme reisi veyahut vilâyet tarafindan istinaf mahkemesi azasi arasindan seçilecek birinin baskanlik edecegi bir heyet teskil edilmesi uygun görülmüstür. Tapu Sicil Muhafizligi vergi dairelerinden ehliyetli birer memur veya muallim, bir zabit kâtibi ve Tapu Sicil Muhafizligi dairesinden bir kâtip, vilâyetlerin bidayet ve istinaf mahkemeleri azasindan veya vali tarafindan seçilecek iki asiret reisinden mütesekkil Seyyar Hey'et-i Hâkime-i Sulhiye'leri kurulmasi karari alinmistir.89
Sark vilâyetlerinden 1894-95 senelerinden itibaren Rusya, Amerika ve sair diger memleketlere firar ve hicret eden Ermeniler'in Mesrutiyet'in ilani ile birlikte geri dönerek eski emlâk ve arazilerinde hak iddia etmeleri üzerine bu hususta ortaya çikan anlasmazliklar üzerine Dâhiliye Nezareti'nce kanun layihasi kaleme alinmistir. 90
Geri dönüp gelen Ermeniler emlâk ve arazi üzerinde hak iddia eylemislerdir. Bu sebeple karyelerinde emlâk ve arazi kaydlari incelenmistir. 1910 tarihli tahrirattan anlasildigi kadari ile vilâyetlere mesela Diyarbekir, Adana, Bitlis Erzurum, Van vilâyetlerine terk edilmis emlâk ve arazi olup olmadigi ve bunlarin durum bilgisi istenmistir. Buna göre 29 Mart 1326 tarihli Diyarbekir vilâyetinden Dâhiliye Nezareti'ne gönderilen cevabi yazida aldiklari malumata binaen metruk arazi bulunmadigini sadece merkez kasabasinda bir kita susuz tarladan bahsedilmektedir. Adana vilâyetinden ise Mesrutiyetten evvel Amerika veya diger ecnebi memleketlere bazi kimselerin firar etmeleri üzerine zabt ve tahsis edilmis emlâk veya arazi olmadigi bilgisi iletilmistir.
Geri dönerek emlâk ve arazi iddiasinda bulunanlardan iddialari asilsiz çikanlar olmustur. Buna örnek olarak; 16 sevval 1328 tarihli bir vaka verilebilir. Erzurum vilâyetinin Tercan kasabasindan Karabet Atinyan ile refikasi ve Krikor Kiragosyan ve refikasinin iddia ettikleri arazi ve emlâk üzerinde kaydlari bu- lunamamistir. Bir diger örnek olarak, Çarsancak Kazasi'nin Samli Karyesi'nde Ermeni Karabegosyan Marice ve Zarifyan Haykanos kadinlarin Peder ve validelerinden kalan emlâk hakkinda iddialari karsisinda tapularinin olmadigi anlasilmistir. Yine bir diger örnek ise 1894-1895 yillarinda, kargasa zamaninda, Romanya'nin Köstence sehrine ilticâ eylemis olan Erzurum vilâyetinin Erzincan Sancagi, Mamahatun Kazâsi, Hirani Karyesi Ermeni Milletinden Ohannes Kesisyan ve Kirkor Serobyan, Pedros Agobyan, Karabet Ikaryan, Babik Agobyan, Todos Mezifyan, Katabet Nikogosyan, Sanuk Asduryan, Nitsan Migirdiçyan, Minas Muradoglu, Toros Muradoglu imzasiyla yerleri zikredilen arazilerini geri talep etmislerdir. Ancak, emlâklarinin dilencilikle geçinen Kürd Hasan nâm-i diger Hayso bin Ismail tarafindan zabtedilmis oldugu ve geri dönenleri de tehdit ettigi hususunu beyan etmislerdir. Yapilan tahkikat neticesinde bunlarin namlarina kayd bulunamamistir. Buna benzer yine belge örnekleri mevcuttur. Bu gibi arazi ve emlâk ihtilafinda Ermeniler'in önceden terk eyledikleri hane ve arsalarinin hükûmet tarafindan Islam muhacirine tahsis edilmis olmasindan dolayi Ermeniler'in tapularinin bedelleri borçlanilmistir.
Mesrutiyetin ilani ile peyderpey geri dönenlerin evvelce tasarruflarinda bulunan arazi ve emlâk, firarlari ve hicretlerinden sonra hükûmet tarafindan zabt veya mahalli ahali tarafindan gasp edilmistir. Veyahud kendileri tarafindan gitmeden önce bedeli karsiliginda satilmistir. Geri dönenler, bu emlâk ve arazinin i'âdesi talebiyle müracaatta bulunmuslardir. Evvelce Rusya'ya veya diger yerlere firari veya terk-i tâbiiyet le giden Ermeniler'in ziraatten bos ve mahlûl kalan(mirasçisi olmayan, bir kimseden hükûmete kalan) arazileri muhacirine tahsis edilmistir. Geri dönen evvelki sahipleri iadesini istemekte oldugundan muhacirin ile aralarinda çikacak müskülat için gereginin tayin edilmesi düsünülmüstür. Bunun için surâ-yi devletçe bir komisyon teskil kilinarak91 çözüm aranmaya baslanmistir. Ancak, "hükûmet tarafindan muhacirine tahsis edilen arazi hakkinda, Amerika ve diger yerlere firar eden ahali tarafindan mahsub arazisi için hükûmetçe para ödenecegi duyulursa akla hayale gelmeyecek birtakim vakalar bas gösterebilecegi"92 bu hususta davalar açilabilecegi ve de suiistimallere yol açabilecegi öngörülmüstür. Bu tazminat meselesine binaen valiliklerden mahalli memurlardan, isi iyi bilenlerinden ve itimad edilebilecek kimselerden bir komisyon teskil edilmesi istenmistir. Bu komisyon kayitli arazi degerlerini tespit edecek ve emlâk bedelini ilgililere dagitacaktir. Hükûmet taraflari nakden memnun etmekten baska bir yol bulamamaktadir. Çünkü öte taraftan bu topraklarin geri iadesinde, yillarca buralari ekip isleyen Müslüman muhacirlerin problemli durumu ortaya çikmaktadir. Ayrica Ermeniler'in terk eyledikleri arazi ve emlâklari zabteden ve yillarca isleyen bazi Kürd ahali bu mallari geri vermek istememistir. Bu sebeple iki taraf arasinda yine sikintili bir hal ortaya çikmistir.
Hükûmet tarafindan, baska bir yol tasavvur edilemediginden, her iki tarafimemnun edecek surette hükûmetçe nakden fedakârlik edilmesi münasib görülmüstür. Buna binaen zabt olunan arazilerin mikdari ve Kürd Beyleri hariç olmak üzere yalniz ahaliden kimselerin zabtina geçen araziler için kendilerine ne mikdar bedel ödeneceginin tespiti için Van, Mâ'mûrat'ül-Aziz, Sivas, Erzurum, Diyarbekir ve Bitlis Vilâyetlerine yazilmistir. Takdim kilinan cevaba göre; alti milyon bes yüz kirk alti bin üç yüz elli sekiz gurusun sarfina lüzum gösterilmektedir. Yani bu durumda hükûmet tam olarak 6.546.358 gurus93 nakden fedakârlik yapacaktir.
Tomamezra Karyesi ahalisinden Massachusetts'da mukÎm Agop ve bir kisim Ermeni ahali, II. Abdülhamid devrinde 14-15 sene evvel Amerika'ya göç ettiklerini ve burada fabrikalarda amelelik yaptiklarini çürüyüp gitmekde olduklarini ve Mesrutiyet ilani ile geri dönüp gelmek istediklerini belirtmisler bu münasebetle geri dönüslerinin kolaylastirilmasini ve arazi ve emlâklarinin istirdadini(geri alma) istemislerdir. Agop ve diger Ermeni ahalinin iddia ve talepleri ilgili karye muhtari ve ihtiyar heyetinden tetkik edilmis ve netice olarak iddia ettikleri emlâk üzerinde kaydlari bulunmadigi tespit edilmistir. Buna binaen "bir diyecekleri varsa mahkeme-i âidesine bi'l-mürâcaa hükmen isbât etmeleri iktizâ eyleyecegi" taraflara bildirilmistir.
Birinci Dünya Savasi'nin basladiktan sonra savas yillarinda Türkiye'den ayrilan göçmenler dahi savas sonrasinda geri dönmek üzere gayret göstermislerdir. Ahmet Emin Yalman hatiratinda "Ermeni Zenginleri Firtinasi" bölümü ile 2 Nisan 1924'te gazetelere de konu olan bu meseleyi ele almaktadir. Bu kisimda mütareke yillarinda yabanci pasaportlariyla Amerika'ya giden Ermeni ve Rum zenginlerinden bahsetmektedir. Bunlarin geride biraktiklari "metruk mallar"a hükûmet el koymustur. Kaçanlara ait bu mallarin istila gören bölgeler yararina kullanilacagi karari alinmistir. Bu mesele Lozan'da da yabanci devletler tarafindan ortaya konulmus ve Türk Hükûmeti: "Bunlar yabanci pasaport kullanmak suretiyle kendi kendilerini Türk vatandasligindan çikardilar, böylece tabii bir tasfiye oldu, bu gibiler bir daha memlekete gelemezler ve mallarina sahip çikamazlar."görüsü ile kabul görmüstür. Zira Türk pasaportu ile giden azinlik mensuplarinin dahi geri dönmesine izin verilmemektedir. Ancak 1924 yili baslarinda Karnik Sebuhyan, Gümüsgerdanyan, Yenon Degirmenciyan, Cezveciyan Narliyan gibi zengin Ermeniler'in ya da Rum Kozmeto'nun yurda geri dönmüs ve mallarini geri almis olduklari rivayet edilmektedir. Bu imtiyazli hal Vatan gazetesine konu olmustur. Konuyla ilgili okuyucu mektuplarina yer veren Vatan gazetesi "Bahsis Usulu", "Günün Meselesi- Ferit Bey", "Önce Temizlik" baslikli yazilariyla bu imtiyazli halin arkasinda kimlerin rüsvet aldiginin arastirilmasi için Meclis'i konuyu arastirmaya davet etmistir. Bu gazetelerdeki haberler üzerine 2 Nisan'da çikan haberlerin ardindan Iç Isleri Bakanlgi sözkonusu isimleri sinir disi etme karari almis ve tahkikat için bir heyet kurulmustur. Sebuhyan, Degirmenciyan ve Gümüsgerdanyan gibi isimlerin nasil tekrar yurt içine sokulduklarini arastirmak üzere arastirmalar açilmistir. Vatan gazetesi bu mesele üzerinden Ittihat ve Terakki içerisinde bir avuç adamin yaptigi yolsuzlugun hesabini sormadigini ve bu tutumunun da sonlarini hazirladigini da yazmaktan geri durmamistir.94
Sonuç
Osmanli'dan Amerika'ya göç, 1800'lere kadar dayanan kadim bir meseledir. Anadolu'dan, Rumeli'den ve Arap vilâyetlerinden Osmanli'nin son 30-35 yilindan itibaren yogun olarak Amerika'ya hicret devam etmistir. Bu çalismada 1908-1914 yillari arasinda yani Birinci Dünya Savasi'na kadar olan Mesrutiyet döneminde Amerika'ya evvelce gitmis olan Ermeniler'in geri dönüsleri ve bununla birlikte ortaya çikan tâbiiyet ve emlâk-arazi meselesi ele alinmistir.
Amerika'daki yüksek gelir ve istihdam firsatinin olusturdugu çekim gücüne karsilik Osmanli Devleti'nde issizlik ve ekonomik esitsizliklerin meydana getirdigi itici faktörler neticesinde tamamen iktisadi tazyikatla vukubulan Ermeni göçleri ciddi nüfus kaybina neden olmustur. Bunun neticesinde 1911 yilindan itibaren Tasnak partisi ve Ermeni ruhani liderleri Amerika'daki Ermeniler'e "eve dönüs" çagrisinda bulunmuslardir.
Mesrutiyet döneminde Ermeniler'in Osmanli sark vilâyetlerinde bagimsiz bir Ermenistan kurma hayali Rusya'nin hamiliginde talep edilen islahatlarla desteklenmistir. Nitekim bu yönde ilk adim 8 Subat 1914 tarihinde "Vilâyât-i Sarkiyye Anlasmasi"nin imzalanmasiyla atilmistir. Buna göre Dogu Anadolu vilâyetleri ikiye bölünerek yabanci müfettislerin denetimine girecek idi. Kendilerinin lehine gelisen bu olaylara karsin Ermeni nüfusun sarki vilâyetlerde azalmasi Tasnak siyasetini etkilemistir. Amerika'ya yogun göçler sonucu azalan Ermeni nüfus ayni zamanda Amerika'da asimilasyon tehditi altinda kalmistir. Amerikan vatandasligi alarak yerlesen Ermeni göçmenlerin çocuklarinin Ermeni dili ve kültürüne yabancilasmakta oldugu görülmüstür. Bu asimilasyon tehditinin sebep oldugu endise Tasnak partisinin -eve dönüs- kampanyasinin bir baska sebebi olarak degerlendirilebilir.
Ermeni örgütlerinin ve basininin çabalari neticesinde geri dönüs kampanyalarina hiz verilmistir. Ermeni milliyetçiliginin propagandasini yapan bu öncüler Amerika-Ermeni ittifakini bölgede tesis etmislerdir. Yeniden her sahada imar ve insa edilecek olan Türkiye'nin teknik eksikliklerine deginilmis ve Ermeniler'in bu firsati degerlendirmelerini, Amerikan ürünleri ile bunu gerçeklestirmelerini duyurmus ve de tesvik etmislerdir. Ancak Amerika'da bulunan Ermeniler'in bu davete cevaplari istenen oranda seyretmemistir. 1908-1914 yillarina ait göçmen verilerine göre bu yillar arasinda 4.390 kisi Amerika'dan ayrilmistir.
Osmanli topraklarina geri dönüslerle birlikte geri dönen ahalinin emlâkarazi ve tâbiiyet meselesi Ittihat ve Terakki Hükûmeti tarafindan suistimallere mahal verilmeden çözülmeye çalisilmistir. Bu çerçevede idari ve hukuki bir takim düzenlemeler yapilmis ve uygulanmistir. Genel özellikleri itibariyle Ittihat ve Terakki Hükûmeti geri dönüp gelen ahaliye karsi destekleyici ve kolaylastirici düzenlemeleriyle tesvik edici bir program takip etmistir.
*** Bu çalisma Prof. Dr. Hale Sivgin danismanliginda hazirlanan "Vilâyât-i Sitte'den Amerika'ya Göçler, 1908-1914" konulu doktora tezinden hazirlanmistir.
1 Malcom V. (1919). The Armenians in America. Boston: Reprints from the collection of the University of Michigan Library, HP, s.61.
2 Karpat, Kemal H. (May, 1985).The Ottoman Emigration to America, 1860-1914. International Journal of Middle East Studies, 17( 2). Cambridge University Press, 181. 1890'larda A.B.D. de Küba'daki Ispanyol idaresi aleyhinde yürütülen propagandalar ile anti-Ispanyol bir hava olusmus idi. Nitekim 15 Subat 1898'de gizemli bir sekilde Amerikan deniz filosunun(USS Maine) Havana limaninda patlamasinin akabinde Ispanya-Amerika Savasi baslamistir. Bu savasta Sultan II. Abdülhamid'de Amerika lehine taraftar olmustur. A.B.D. ile süren dostane iliskiler neticesinde Straus; Ispanya Savasi'nda Filipinlilerin Amerika'nin safinda savasa katilmasi için Sultan II. Abdülhamid'den halife olarak müslümanlara bu yönde nasihatte bulunmasini istemistir. Bunun üzerine Mekke'de bulunan iki kabile sefiAmerikan sefiriyle görüsmüs ve dini ibadetlerinde engellemelere maruz kalmayacaklari teminatiyla Amerikan ordusunun kontrolüne geçeceklerini bildirmislerdir. Bkz.Karpat, Kemal H.(2004). Islamin Siyasallasmasi: Osmanli Devleti'nin Son Dönemlerinde Kimlik, Devlet, Inanç ve Cemaatin Yeniden Yapilandirilmasi, Istanbul: Istanbul Bilgi Üniversitesi Yayinlari, s.432-433.
3 Tunaya, T. Z. (1996). Hürriyetin Îlani, Istanbul: Arba Yay., S. 1.
4 BOA.Y.PRK.AZN. 1/25 1297 N 21
5 MMZC, Devre I, C.2, 4 Mart 1325, I: 42, s. 326.
6 MMZC, D:1, C:5, I:99, Içtima Senesi:2 s. 561.
7 Kurat Akdes N.(1959).Türk- Amerikan Münasebetlerine Kisa Bir Bakis(1800-1959). Ankara: Dogus Ltd. Sirketi Matbaasi, s.7.
8 Ahmet Sami S. (2010).Ilyas Hanna Seyahatnamesi Bir Osmanli Tebaasinin Güney Amerika Yolculugu, 1668-1683.(Çev. Bekir Keskin).Istanbul: KitapYayinevi, s.15.
9 Ahmet Sami S. (2010). a.g.e. s.9.
10 Sivgin, H. (2013). Amerika'nin Trablusgarp'a Askeri Müdahalesi 1801-1805. A.B.D.'nin Askeri Müdahaleleri 1801'den Günümüze, Istanbul: Kaynak Yay., s. 93-109.
11 Kurat Akdes N.(1959).a.g.e.,s.11.
12 Kuran E.(1994). XIX. Yüzyilda Osmanli Türklerinin Amerika'yi Tanimasi. 500. Yilinda Amerika (Yay. Haz. Recep Ertürk-Hayati Tüfekçioglu), Ankara: Baglam Yayincilik, s.40.
13 "... Dersaadet'e bile bu gönderilmis olan mektup ve telgraflar dost iki devlet beyninde", BOA.HR.SYS.71/70, lef 4, 1892 03 29.
14 Kurat Akdes N.(1959). a.g.e.,s.13.
15 Armaoglu F.(1991).Belgelerle Türk-Amerikan Münasebetleri. Ankara: TTK Yay. s.5.
16 Anlasmalarin maddeleri için bkz. Armaoglu F.(1991). a.g.e., s.7-18.
17 Malcom(1919), a.g.e., s.61.
18 Detayli bilgi için bkz. Jacopsen M.(2001). Diaries of a Danish Missionary Harpoot, 1907-1919. USA: Gomidas Institutes Books Princeton and London, Taderon Press.
19 Malcom(1919), a.g.e., s. 58.
20 BOA.HR. SYS. 72/27, 1892 11 20.
21 BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
22 BOA.HR.SYS 70/30, 1911 08 17.
23 BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
24 Malcom(1919), a.g.e., s. 76.
25 BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
26 Ahmet Serif.(1999). Arnavudluk'da, Sûriye'de, Trablusgarb'de Tânin. Haz. Çetin Börekçi. C. II. Ankara: TTK Yay., s.175.
27 Ahmet Serif.(1999). C. II. a.g.e., s.175.
28 BOA.DH. SN.THR 41/86 1331 Ca 01
29 BOA.DH.SN. THR 41/86 1331 Ca 1
30 BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
31 BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
32 BOA.DH.SN..THR. 41/86, 1331 Ca 01
33 BOA.DH.SN THR.45/28 1331 l 23.
34 Mirak, R. (1983). Torn Between Two Lands: Armenians in America, 1890 to World War I, Cambridge, Massachusetts, U.S.A. :Harward University Press, s.70.
35 Yalman, Ahmet E. Yakýn Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, C:1 (1888-1918), Rey Yayýnlarý, s. 137.
36 Bkz. Sertel, S.(1987). Roman Gibi, Ýstanbul: Belge Yay. s.43-55.
37 Beyrut Mebusu Süleyman Elbostani'nin 15 Mayýs 1326 tarihli oturumdaki Konuþmasý, MMZC, D:1, C:5, Ý:99, Ýçtima Senesi:2 s. 561.
38 Türkmen, Z.(2006). Vilâyât-ý Þarkiye (Doðu Anadolu Vilayetleri) Islahat Müfettiþliði 1913-1914. Ankara: TTK, 52.
39 Mirak(1983), a.g.e., s. 279.
40 BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
41 Beyrut Mebusu Süleyman Elbostani'nin 15 Mayis 1326 tarihli oturumdaki Konusmasi, MMZC, D:1, C:5, I:99, Içtima Senesi:2 s. 561.
42 MMZC, D:1, C:5, I:99, Içtima Senesi:2 s. 561.
43 MMZC.(4 Mayis 1327(1911),).D:1 C:6, Ictima Senesi: 3, 100. Inikad, s. 610.
44 The Races That Go Into The American Melting Pot.( 1911, May 21).New York Times (1857- 1922). Proquest Historical Newspapers The New York Times (1851-2007), s. SM2
45 Croxton, Frederick C. (1911).Reports of Immigration Commissions Statistical Review of Immigration 1820-1910, Distribution of Immigrants 1850-1900, Washington: Government Printing Office.
46 Ellis Island kayitlarinda göçmen yolcu kayitlarinda göçmenin geldigi yer olarak Türkiye Avrupasi (Turkey Europe, T.E.), Türkiye Asya'si (Turkey Anatolia, T.A.) ve Ermenistan (Armenia) kategorilerine yer verilmistir. 1869 yilindan itibaren Maliye Bakanligi Türkiye Avrupasi (Turkey in Europe) kategorisine ek olarak Türkiye Asya'si (Turkey in Asia) ve "Ermenistan" (Armenia) kategorilerini eklemistir. Amerika Göçmenlik Komisyonu(U.S. Commission of Immigration) tarafindan da bu kategoriler kullanilmistir. Osmanli Devleti'nde kullanilmayan bu yer tanimlamalari burada herhangi bir yanlisliga mahal vermemek için oldugu gibi çevirilerek kullanilmistir. Osmanli Devleti topraklarinda "Armenia-Ermenistan" ile isimlendirilen bir yer yoktur. Bu kategoride "Ermenistan" olarak addedilen bölge neresidir? Ermeniler "Armenia" cografyasini; Karadeniz'in güneyine dogru Akdeniz'de Iskenderun Körfezinden batiya, Hazar Denizi'nden doguya ve Mezopatamya'dan güneye dogru yayilan eski Ermeni Kralligi'nin yayildigi cografya olarak tanimlamaktadir. Kars, Erivan eyaletleri, Elizabethpol(Gence Hanliginin adi degistiril mis ve çariçenin onuruna bu adi almistir) ve Transkafkasya bölgesi Rusya Ermenistan'i "Russian Armenia", Azerbaycan vilâyeti Iran ile birleserek Iran Ermenistan'i "Persian Armenia" ve Van, Bitlis, Erzurum, Diyarbekir, Sivas, Mâ'mûrat'ül-Aziz Türkiye Ermenistan'i "Turkish Armenia", Klikya bölgesi ise Türkiye içerisinde Küçük Ermenistan "Lesser Armenia" olarak ifade edilmektedir. Malcom(1919), V. (1919). The Armenians in America. Boston: Reprints from the collection of the University of Michigan Library, HP. s. 3-4.
47 Karpat Kemal H.(2010). Osmanlidan Günümüze Etnik Yapilanma ve Göçler. Istanbul: Timas Yay., s. 390.
48 Mirak(1983), a.g.e., s. 292.
49 Croxton(1911), a.g.e., s. 46.
50 DH.ÝD.63/14 1330 R 26
51 BOA.DH.SYS. 67/1-6 1330 Ca 21
52 BOA.HR.SYS 70/30, 1911 08 17.
53 BOA.HR.SYS. 70/30, Lef 4.
54 Mirak(1983), a.g.e., s. 68.
55 BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
56 Mirak(1983), a.g.e., s. 66-67.
57 Mirak(1983), a.g.e., s. 258-265.
58 Avagyan A. ve Minassian Gaidz F. (2005). Ermeniler ve Ittihat ve Terakki. Ikinci Baski Istanbul: Aras Yay., s.148.
59 Mirak(1983),a.g.e., s.265-267.
60 Kilisli Ador Kuyumciyan (Allahverdi Kuyumciyan), Sam'da, Sâlihiye Caddesi'nin Findik Sokagi'nda 73 ncü Alay 1 nci Tabur Binbasisi Râgip Beyin evinde hizmet eri. Genelkurmay ATASE ve Genelkurmay Denetleme Baskanligi Yayinlari.(2005). Arsiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918. Ankara: Genelkurmay Basimevi, C.I, s.3-4.
61 DH.SYS. 67/1-6 1330 Ca 21
62 Grabowski J. J.(2008). Forgoing New Links in the Early Turkish Migration Chain: The U.S. Census and early Twentieth Century Ship's Manifests. Turkish Migration To The United States From Ottoman Times to the Present. Düzenleyen: A. Deniz Balgamis ve Kemal Karpat, Wisconsin: Wisconsin University Press, 15-28.
63 Mirak(1983), a.g.e., s. 265.
64 Croxton, Frederick C.(1911).Reports of Immigration Commissions Statistical Review of Immigration 1820- 1910, Distribution of Immigrants 1850-1900, Washington: Government Printing Office, s. 376.
65 Croxton, Frederick C.(1911). a.g.e., 377-382.
66 Croxton, Frederick C.(1911). a.g.e., 383.
67 Croxton, Frederick C.(1911). a.g.e., 398.
68 Croxton, Frederick C.(1911). a.g.e., 399.
69 Ipek, Nedim.(1995). Anadolu'dan Amerika'ya Ermeni Göçü, OTAM, S: 6, 263.
70 BOA.Y..PRK.BSK, 80/60 29/Z /1327.)
71 (MV, 102/30) Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü. (2007). Osmanli Belgelerinde Ermeni-Amerikan Iliskileri II (1896-1919), Ankara: Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü, Yay. Nu: 86,126.
72 (I.HUS, 1323 C./97). Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü. (2007). Osmanli Belgelerinde Ermeni- Amerikan Iliskileri II (1896-1919), Ankara: Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü, Yay. Nu: 86,162.
73 BOA.BEO 3399/254864 1326 S 21
74 BOA.HR.HMS.ISO 47/27 1325 Ts 11
75 BOA.BEO 3399/254864 1326 S 21
76 BOA.DH.MUI. 57/13 1328 M.10
77 BOA.BEO 4208/315563 1331 N 25
78 Shah, N. (2011).Strangers To Citizenship, Stranger Intimacy: Contesting Race, Sexuality, and The Law in the North American West, Chapter 7, University of California Press.Internet:Web:http://books. google.com.tr/books?
79 Thinks Law Unfair, A Rustem Bey, Ottoman Charge d'Affaires in Washington. (1909, November 3). The Washington Post(1877-1922), Proquest Historical Newspapers The Washington Post(1877-1994), s.5
80 Mirak (1983), a.g.e., s. 282.
81 Ipek, N. (1995). Anadolu'dan Amerika'ya Ermeni Göçü, OTAM, S:6, 265.
82 BOA.HR.SYS. 71/70 Lef 4
83 MMZC, (9 Kânunuevvel 1324 Sali 22 Aralik 1908) D: I C: I Içtima Senesi: I,. 26.
84 Karpat, Kemal H. (2010). a.g.e., 381.
85 Armaoglu(1991). a.g.e., s.17-18.
86 Karpat, Kemal H. (2010). a.g.e., 383.
87 A.MKT.MHM, 550/1 . Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü. (2007). Osmanli Belgelerinde Ermeni- Amerikan Iliskileri II (1896-1919), Ankara: Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü, Yay. Nu: 86, s.169.
88 HR.SYS, 2743/53. Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü. (2007). a.g.e., s.181-182.
89 Ünal, F. II. Mesrutiyet'in Dogu Anadolu'daki Yansimalari ve Ermeni-Kürt Iliskilerine Tesiri. Web: http:// www.eraren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=396.
90 DH.SYS. 67/1-6 1330 Ca 21.
91 DH.SYS. 67/1-6 1330 Ca 21
92 BOA.DH.SYS. 67/1-6 1330 Ca 21
93 BOA.DH.SYS. 67/1-6 1330 Ca 21
94 Yalman, a.g.e., s.117.
Kaynaklar
BOA.DH.MUI. 8-3/12 1327 N 21
BOA.Y..PRK.BSK, 80/60 29/Z /1327.)
BOA.BEO 3399/254864 1326 S 21
BOA.HR.HMS.ISO 47/27 1325 Ts 11
BOA.DH.MUI. 57/13 1328 M.10
BOA.DH.ID.63/14 1330 R 26
BOA.BEO 4208/315563 1331 N 25
BOA.DH.SYS. 67/1-6 1330 Ca 21.
BOA.HR.SYS 70/30, 1911 08 17.
BOA.HR.SYS. 70/30, Lef 4.
BOA.DH. SN.THR 41/86 1331 Ca 01
BOA.DH.SN THR.45/28 1331 l 23.
BOA.HR.SYS.71/70, lef 4, 1892 03 29.
BOA.HR. SYS. 72/27, 1892 11 20.
BOA.Y.PRK.AZN. 1/25 1297 N 21
MMZC, D:1, C:5, I:99, Içtima Senesi:2 s. 561.
MMZC, D: I C: I Içtima Senesi: I, s. 26.
MMZC, D:1, C:5, I:99, Içtima Senesi:2 s. 561.
MMZC. D:1 C:6, Ictima Senesi: 3, 100. Inikad, s. 610.
MMZC, D:1, C.2, 4 Mart 1325, I: 42, s. 326.
MMZC, D:1, C:5, I:99, Içtima Senesi:2 s. 561.
The Races That Go Into The American Melting Pot.( 1911, May 21).New York Times (1857-1922). Proquest Historical Newspapers The New York Times (1851- 2007), s. SM2
Thinks Law Unfair, A Rustem Bey, Ottoman Charge d'Affaires in Washington. (1909, November 3). The Washington Post(1877-1922), Proquest Historical Newspapers The Washington Post(1877-1994), s.5
Ahmet Sami S. (2010).Ilyas Hanna Seyahatnamesi Bir Osmanli Tebaasinin Güney Amerika Yolculugu, 1668-1683.(Çev. Bekir Keskin), Istanbul: KitapYayinevi.
Ahmet Serif.(1999). Arnavudluk'da, Sûriye'de, Trablusgarb'de Tânin. Haz. Çetin Börekçi. C. II. Ankara: TTK Yay.
Armaoglu F.(1991).Belgelerle Türk-Amerikan Münasebetleri. Ankara: TTK Yay.
Avagyan A. ve Minassian Gaidz F. (2005). Ermeniler ve Ittihat ve Terakki. Ikinci Baski Istanbul: Aras Yay.
Croxton, Frederick C. (1911).Reports of Immigration Commissions Statistical Review of Immigration 1820-1910, Distribution of Immigrants 1850-1900, Washington: Government Printing Office.
Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü. (2007). Osmanli Belgelerinde Ermeni-Amerikan Iliskileri II (1896-1919), Ankara: Devlet Arsivleri Genel Müdürlügü, Yay. Nu: 86.
Genelkurmay ATASE ve Genelkurmay Denetleme Baskanligi Yayinlari.(2005). Arsiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918. Ankara: Genelkurmay Basimevi, C.I.
Grabowski J. J.(2008). Forgoing New Links in the Early Turkish Migration Chain: The U.S. Census and early Twentieth Century Ship's Manifests. Turkish Migration To The United States From Ottoman Times to the Present. Düzenleyen: A. Deniz Balgamis ve Kemal Karpat, Wisconsin: Wisconsin University Press.
Ipek, Nedim.(1995). Anadolu'dan Amerika'ya Ermeni Göçü, OTAM, S: 6, s. 257- 280.
Jacopsen M.(2001). Diaries of a Danish Missionary Harpoot, 1907-1919. USA: Gomidas Institutes Books Princeton and London, Taderon Press.
Karpat, Kemal H.(2004). Islamin Siyasallasmasi: Osmanli Devleti'nin Son Dönemlerinde Kimlik, Devlet, Inanç ve Cemaatin Yeniden Yapilandirilmasi, Istanbul: Istanbul Bilgi Üniversitesi Yayinlari.
Karpat, Kemal H. (2010). Osmanlidan Günümüze Etnik Yapilanma ve Göçler, Istanbul: Timas Yay.
Karpat, Kemal H. (May, 1985).The Ottoman Emigration to America, 1860-1914. International Journal of Middle East Studies, 17( 2). Cambridge University Press.
Kuran E.(1994). XIX. Yüzyilda Osmanli Türklerinin Amerika'yi Tanimasi. 500. Yilinda Amerika(Yay. Haz. Recep Ertürk-Hayati Tüfekçioglu). Ankara: Baglam Yayincilik.
Kurat Akdes N.(1959).Türk- Amerikan Münasebetlerine Kisa Bir Bakis(1800-1959). Ankara: Dogus Ltd. Sirketi Matbaasi.
Malcom(1919), V. (1919). The Armenians in America. Boston: Reprints from the collection of the University of Michigan Library, HP.
Mirak, R. (1983). Torn Between Two Lands: Armenians in America, 1890 to World War I, Cambridge, Massachusetts, U.S.A. :Harward University Press.
Özok Gündogan, N. (2012). A Peripheral Approach to the 1908 Revoluation in the Ottoman Empire: Land Disputes in Peasant Petitions in Post- revolutionary Diyarbekir. Social Relations in Ottoman Diyarbekir 1870-1915. Joost Jongerden, BRILL.
Sertel, S.(1987). Roman Gibi, Istanbul: Belge Yay.
Shah, N. (2011).Strangers To Citizenship, Stranger Intimacy: Contesting Race, Sexuality, and The Law in the North American West, Chapter 7, University of California Press. Internet:Web:http://books.google.com.tr/books?
Sivgin, H. (2013). Amerika'nin Trablusgarp'a Askeri Müdahalesi 1801- 1805. A.B.D.'nin Askeri Müdahaleleri 1801'den Günümüze, Istanbul: Kaynak Yay.
Tunaya, T. Z. (1996). Hürriyetin Îlani, Istanbul: Arba Yay.
Türkmen, Z.(2006). Vilâyât-i Sarkiye (Dogu Anadolu Vilayetleri) Islahat Müfettisligi 1913-1914. Ankara: TTK.
Ünal, F. II. Mesrutiyet'in Dogu Anadolu'daki Yansimalari ve Ermeni-Kürt Iliskilerine Tesiri. Web: http://www.eraren.org/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=396.
Yalman, Ahmet E. Yakin Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim, C:1 (1888-1918), Rey Yay.
Hale Sivgin* - Meryem Günaydin*
* Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, Tarih Bölümü Ögretim Üyesi, Yakinçag Tarihi Anabilim Dali, E-mail: [email protected]
** Ars. Gör. Dr., Gazi Üniversitesi SBE, Yakinçag Tarihi Anabilim Dali, E-mail: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Professor Dr. Hale Sivgin 2015
Abstract
By the rise of the industrial America, the prosperous living conditions in the United States has begun to pull immigrants and hard economic conditions became a powerful driving force behind the immigration. Ottoman emigration to America has approximately the 80-90-year-old history. Ottoman emigration to America has continued between 1908-1914 years even after the Committee of Union and Progress (CUP) issued the proclamation of the Constitution. Another feature of migrations in this period, the return of Armenians previously migrated from where they went. This study focused on repatriation of Armenians from United States. The population emigrated from Ottoman Empire to America has been encouraged to return under Tashnak political campaigns. It has been tried to get the picture of repatriation campaigns and politics regarding Armenians and after returnees how the question of nationality and property has been solved by CUP.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer