Öz
1912yili sonbaharinda Osmanli Devleti ile Bulgaristan, Yunanistan, Sirbistan ve Karadag'in arasinda bajlayan I. Balkan Savaji, 30 Mayis 1913'te imzalanan Londra Antlajmasi ile sona ermijtir. Bu savaj Osmanli Devleti'nin Balkanlardaki hâkimiyeti açisindan ele alindiginda oldukça hayati bir yere sahiptir. Savajin ardindan Osmanli Devleti'nde önemli toprak kayiplarinin yani sira büyük bir psikolojik yikm da yajanmijtir. Her ne kadar Londra Antlajmasi'nin imzalanmasindan kisa süre sonra bajlayacak olan II. Balkan Savaji'nda Osmanli Devleti harbe dogrudan ijtirak etmemesine ragmen Dogu Trakya bölgesini tekrar ele geçirmijse de Balkan Savajlari tarihe; kendi iç siyasi çekijmeleri ile ugrajan Osmanli ordusunun, söz konusu dört Balkan devleti karjisinda neredeyse hiçbir bajari elde edemedigi, Selanik, Üsküp, Manastir, Yanya, ijkodra gibi önemli jehirlerin yani sira Dogu Trakya ve en önemlisi de eski Osmanli payitahtlarindan olan Edirne'yi kaybettigi bir savaj olarak kaydedilmijtir.
Edirne, I. Balkan Savaji sirasinda Bulgar kujatmasi altinda kalmij ve Mehmed Çükrü Paja komutasinda 26 Mart 1913 tarihine kadar eldeki imkânlar çerçevesinde en üst düzeyde savunulmujtur. Savaj zamani Edirne'de sadece Osmanli vatandajlari degil yabanci diplomatik temsilciler de kujatma altinda hayatlarini idame ettirmijlerdir. Bunlardan biri olan Fransa'nin Edirne konsolosu Marcel Cuinet, I. Balkan Savaji'nin ilk günlerinden ara mütareke dönemi bajlangici olan 3 Aralik 1912'ye kadar yajadiklarini, izlenimlerini günü gününe kaydetmijtir. Cuinet'in günlügü 1913 yilinda, Edirne Bulgar ijgali altina girdikten bir müddet sonra, ülkesinde Le Matin Gazetesi'nde yaymlanmij ve Fransa'daki baskisindan kisa bir süre sonra Osmanli basininda da yer bulmujtur. Söz konusu çalijmada Balkan Savaji günlerinde zor günler geçiren Edirne'de halkin, askerlerin ve yabanci diplomatlarin hayatina, yapilan askeri mücadelelere ve bir halkin direnijine dair Fransiz diplomatin izlenimleri aktarilmaktadir.
Anahtar Kelimeler: Balkan Savajlari, Marcel Cuinet, Günlük/Hatirat, Osmanli Devleti, Le Matin Gazetesi.
Abstract
In 1912, the Balkan War I broke out between the Ottoman Empire and Bulgaria, Greece, Serbia, and Montenegro. It came to an end with London Treaty on the 30th of May in 1913. Considering this war in terms of the Ottoman dominance in Balkans, it can be said that it was a vital one. Following the war, a psychological havoc was experienced besides the important losses of land. Even though the Ottoman Empire did not directly participate in the Balkan War II, which broke out soon afterwards, and took back the Eastern Thrace, Balkan Wars made their names in the history as the wars in which the Ottoman army, which was dealing with its domestic conflicts, failed to achieve anything against the aforementioned four states and important cities such as Thessaloniki, Skopje, Bitola, loannina, Shkoder as well as Edirne, which was previously one of the Ottoman capital cities, were lost
Edirne was besieged by the Bulgarian army during Balkan War I and it was protected at the highest level as far as possible at the command of Mehmed Çükrü Pasha until the 26th of March in 1913. During the war, not only Ottoman people but also foreign diplomatic representatives maintained their lives under the siege in Edirne. One of them was French consul Marcel Cuinet. He made daily records of the incidents he had been through from the first days of the Balkan War l until the beginning of the interim armistice. Cuinet's diary was published in French Le Matin in 1913 shortly after Edirne was occupied by Bulgaria. The Ottoman press also obtained the diary following its French edition. This diary witnesses military interventions in the lives of people, soldiers, and foreign diplomats in Edirne as well as the impressions of a French diplomat about the resistance of people.
Keywords: Balkan Wars, Marcel Cuinet, Diary/Memoirs, Ottoman State, Le Matin
Giris
Balkan Savaslari ve Edirne Müdafaasi Üzerine
Osmanli Devleti, 1914 yilinda baglayan ve devletin yikiliçi ile neticelenecek olan I. Dünya Savagi'nin hemen öncesinde, kendisinden bagimsizligini kazanan dört Balkan devleti ile savagmak zorunda kalmigtir. 1830-1908 yillari arasindaki dönemde Osmanli Devleti'nden ayrilarak bagimsizligini kazanan Bulgaristan, Yunanistan, Sirbistan ve Karadag devletleri ile 8 Ekim 1912 günü baglayan savag Balkanlarda önemli sinir degigiklikleri ile neticelenmigtir.
1912 yili baharinda söz konusu dört devlet arasinda yapilan ittifak antlagmalarinin ardindan 8 Ekim 1912 günü Karadag'in ve 10 gün içerisinde Balkan ittifakina üye diger üç devletin Osmanli Devleti'ne savag ilaninda bulunmasiyla I. Balkan Savagi baglamigtir.1 Osmanli Devleti'nin italyanlarla süren Trablusgarp meselesi ile ugragtigi günlerde çikan bu savag üzerine ordu, Dogu ve Bati olmak üzere ikiye ayrilmig ve mücadelesine baglamigtir. Ekim ayinin son haftasinda gerçeklegtirilen muharebelerde Bati Ordusu Sirp ve Yunan kuvvetlerine kargi pek bir varlik gösterememig, Selanik de dâhil olmak üzere Makedonya ve Arnavutluk bölgesinde önemli toprak kayiplari yaganmigtir.2 Bati Ordusu ile hemen hemen ayni günlerde Bulgarlara kargi mücadele veren Dogu Ordusu ise Dogu Trakya'da gerçeklegtirilen muharebelerde bagarisiz olarak Çatalca önlerine kadar geri çekilmek zorunda kalmig ve böylece Edirne'nin Bulgar kugatmasi altina girig süreci de baglamigtir.3
I. Balkan Savagi'nda üç kent dügman kuvvetlerinin kugatmasi altinda kalmigtir. Bunlar Yunan askerlerinin kugatmasi altinda kalan Yanya, Karadag birliklerinin kugattigi igkodra ve Bulgarlarin kugatmasi altina giren Edirne kentleridir. Mehmed Çükrü Paga kumandasinda ve dört ana cephe düzeninde Bulgar birliklerine kargi mücadele verilen Edirne'de yaklagik 53.000 asker görev yapmigtir.4 18 Ekim 1912 günü Edirne'ye yaklagan Bulgar ikinci Ordusu5 ile mücadeleler kisa süre sonra baglamig ve 3 Aralik 1912 günü imzalanan mütarekeye kadar neredeyse araliksiz olarak devam etmigtir. Edirne önlerinde Osmanli askerleri ile Bulgarlar arasinda gerçeklegen muharebelerde genelde Bulgarlarin yogun topçu saldirilarinda bulunduklarini, buna mukabil Osmanli birliklerinin de zaman zaman kugatmayi yarmak için huruç (çikig) harekâti gerçeklegtirdiklerini ifade etmek gerekir. Bu mücadeleler 3 Aralik 1912 günü imzalanan mütarekeye kadar devam etmigtir ki, Fransiz konsolosun kayitlari da savagin bagindan bu tarihe kadar olan süreyi kapsamaktadir. Söz konusu tarihte Osmanli Devleti ile Yunanistan digindaki Balkan ittifaki üyeleri arasinda bir ategkes saglanmig ve bu sayede Edirne önlerindeki savag gimdilik son bulmugtur.6
Savagan taraflar ve uluslararasi büyük devletlerin temsilcileri 16 Aralik 1912 tarihinden 6 Ocak 1913 tarihine kadar Londra'da müzakerelerde bulunmuglar, ancak özellikle Balkan ittifaki üyelerinin Osmanli Devleti'nden kabulü imkânsiz sayilabilecek taleplerde bulunmasi ve israrci bir politika izlemeleri iki taraf arasinda herhangi bir barig antlagmasinin imzalanmasina engel olmugtur.7 Londra'dan bir antlagma ile dönülememesi Edirne ve kugatma altindaki diger kentler için yeniden savaga baglanilmasi sonucunu dogurmugtur. Mütareke döneminde yardim alamayan ve 1913 yili Çubat ayindan itibaren kisitli imkânlarla mücadelesine devam etmek zorunda kalan Mehmed Çükrü Paga ve Osmanli askerleri, Sirbistan destekli yogun Bulgar saldirilarina kargi 26 Mart 1913 gününe kadar direnmigtir. 26 Mart günü sabahi Edirne'deki Osmanli tabyalari Bulgar askerlerinin denetimine geçmeye baglamig ve gün içinde kent dügmügtür.8 Ayni gün Bulgar ikinci Ordu komutani General Ivanov, 27 Mart günü ise Bulgaristan Krali Ferdinand Edirne'ye gelmig ve gehir bu tarihten itibaren Bulgar denetimi altina girerken esir dügen Müslüman halk ve askerler için de zor günler baglamigtir.9
26 Mart 1913'te Bulgarlarin iggaline maruz kalan Edirne kenti 30 Mayis'ta imzalanan Londra Antlagmasi ile resmen Bulgaristan'in hâkimiyetine birakilmigtir. Söz konusu antlagmayla Midye-Enez hattinin batisindaki topraklar Balkan ittifaki arasinda paylagilmig, Dogu Trakya Bulgarlarin eline geçmigtir.10 Ancak Bulgarlarin Dogu Trakya'daki hâkimiyeti oldukça kisa süreli olmugtur. 2 Temmuz 1913'te Yunanistan, Sirbistan, Karadag ve Romanya'nin Bulgaristan'a savag ilaniyla baglayan II. Balkan Savagi sirasinda Osmanli Devleti Müslüman halka yapilan zulüm ve bagkent istanbul'un güvenligi gibi gerekçelerle Midye-Enez sinirinin batisina dogru bir ileri harekâta kalkigmig ve Meriç Nehri'ne kadar ilerleme karari alinmigtir.11 Bu harekât kapsaminda 21 Temmuz'da Lüleburgaz ve Vize, 22 Temmuz'da Kirklareli ve 23 Temmuz'da da Edirne yeniden Osmanli Devleti'nin egemenligi altina alinmigtir.12 Böylece Edirne kenti bagta olmak üzere Dogu Trakya'nin Bulgar iggali altindaki dönemi tamamen son bulmugtur. Nitekim 29 Eylül 1913 tarihinde Bulgaristan ile imzalanan istanbul Antlagmasi'nda da bölgenin Osmanli sinirlari içerisinde yer aldigi resmen kabul edilmigtir.13
Marcel Cuinet'in Günlügü Hakkinda
Balkan Savaglari esnasinda Edirne gehrinde Fransa Devleti adina konsolosluk görevini yürüten Marcel Cuinet, savag zamaninda gahit oldugu olaylar ve kendi çevresinde yaganan geligmeleri bir günlük olarak kaleme almigtir. Söz konusu günlügün I. Balkan Savagi'nin bagindan sonuna kadar tutulmadigi savagin sadece ilk evresi olarak adlandirabilecegimiz Ekim - Aralik 1912 tarihleri arasina ait oldugu anlagilmaktadir. Cuinet'in kaleme almig oldugu bu notlar I. Balkan Savagi'nin ikinci evresinde, Edirne'nin Bulgar iggali altina girmesinden kisa bir süre sonra Fransiz Gazetesi Le Matin'de negredilmigtir.
Le Matin'de tefrika halinde yayimlanan bu günlük, Osmanli basini tarafindan da ilgiyle takip edilmig ve birkaç gazetede birden tercüme edilerek yine tefrika halinde yayimlanmigtir. Bu sayede Fransiz konsolosun tarihe dügmüg oldugu notlar Osmanli kamuoyu tarafindan ögrenilebilmigtir. Fransiz Le Matin Gazetesi ilk olarak 12 Nisan 1913 tarihli nüshasinda Marcel Cuinet'in günlügünü yayimlamaya baglamig ve 28 Nisan 1913 tarihli nüshasina kadar 8 gün bu günlüge birinci ve/veya ikinci sayfasinda yer vermigtir.14 Cuinet'in günlügü Osmanli basininda da ilgi görmügtür. Le Matin Gazetesi'nin eline geçmesine müteakiben Tanin ve ikdam gazeteleri Fransiz konsolosun günlügünü tefrika olarak yayimlamaya baglamiglardir.15
Konsolos Cuinet, I. Balkan Harbi'nin baglangicindan mütarekeye kadar olan dönemi gün gün not etmig ve bagindan geçenleri, görüp duyduklarini bu günlüge kaydetmigtir. Daha net tarihlerle ifade etmek gerekirse 27 Ekim 1912'den 3 Aralik 1912'ye kadar geçen 38 günlük sürede Edirne'de yagayip gördükleri Cuinet tarafindan kaleme alinmigtir. Konsolosun günlügünün son kisminda, ki bu bölüm Le Matin Gazetesi'nin son iki nüshasinda yayimlanan kisma tekabül etmektedir, mütareke dönemine ait resmi beyan ve evraklarin metinleri ile 6 Mart 1913 tarihinde kaleme aldigini ifade ettigi karigik notlar bulunmaktadir. Bu kisimda Edirne'deki Osmanli ordusu, bombardiman, ölü ve yaralilar, sihhiye memurlari, gehrin erzak durumu, halkin vaziyeti, Edirne'deki yabancilar, firariler gibi bagliklarda kisa bilgilere yer verilmektedir. Bu bölüme bir bütünlük arz etmemesi ve ayrintiya haiz olmamasi nedeniyle çaligmamizda yer verilmemigtir.
Marcel Cuinet'in hatirati genel olarak ele alinacak olursa savagin ilk günlerinden baglayarak mütareke evresine kadar geçen dönem için önemli bir kaynak olarak degerlendirilebilir. Öyle ki, kendisinin düvel-i muazzama üyesi devletlerden birinin Edirne konsolosu olarak görev yapmasi, görevi icabi diger diplomatlar ve Osmanli devlet adamlari ile yakin iligkiler içerisinde bulunmasi, Cuinet'in günlügünü önemli bir hale getirmektedir. Günlükte Cuinet'in ingiliz konsolos Samson ve Edirne Valisi Halil Bey ile siklikla görügtügü anlagilmaktadir. Özellikle Edirne'deki muharebelerin genel gidigatina dair Cuinet'in en önemli bilgi kaynaginin dönemin Edirne Valisi Halil Bey oldugunu söylemek mümkündür. Fransiz konsolos ile Edirne Valisi Halil Bey 38 günlük süre içerisinde, metinden anlagildigi kadariyla, on seferden fazla bir araya gelmiglerdir. Ancak bu görügmelerin bir kisminin kentte bulunan diger diplomatlarla birlikte gerçeklegtirilmig toplu ziyaretler oldugunu da ifade etmek gerekir.
Günlüge ve konsolosun Osmanli devlet adamlari ile olan iligkilerine dair vurgulanmasi gereken bir diger konu ise Cuinet'in Edirne Mevki-i Müstahkem Kumandani Mehmed Çükrü Paga ile neredeyse hiçbir temasinin olmamasidir. Fransiz diplomat Osmanli idarecilerinden askeri degil mülki kökenlilerle siki bir iligki içerisinde kalmigtir. Günlükte Mehmed Çükrü Paga ile ilgili bilgiler dolayli olarak yer almaktadir.
Yine Fransiz konsolosun günlügüne dair belirtilmesi gereken bir nokta da gehirdeki ecnebi hastaneler olsa gerektir. M. Cuinet'in günlügünde siklikla Avusturyali yahut Fransiz rahipler idaresindeki hastanelerden bahsedilmekte- dir. Bu saglik kurumlarini siklikla ziyaret eden Cuinet burada tedavi altina allnan Osmanli askerlerine dair izlenimlerine eserinde yer vermigtir.
Günlükte sadece diplomatik ve askeri bilgiler nakledilmemektedir. Edirne'deki yabanci devlet misyonlarinin savagin ilerleyen günlerinde zor duruma dügmeye bagladiklarini ve ailelerine dair korkular yagadiklarini, gehirde tükenmeye baglayan temel tüketim maddelerinin de bir bagka zorluk olarak kargilarina çiktigini gözlemlemek mümkündür. Nitekim 1912 yilinin Kasim ayi içerisinde aileleri nedeniyle gerginlikleri artan konsoloslar istanbul'a gönderdikleri telgraflarda can güvenligi konusunu gündeme getirmeye baglamiglardir. Çünkü savagin ilk günlerinde Bulgarlar, düzenli olarak kentin Müslüman nüfus bulunan mahallelerine saldirilarda bulunmug, ancak daha sonra Bulgar saldiri stratejisinin degigmesi ile birlikte gayrimüslimlerin ve diplomatik temsilciliklerin bulundugu bölgeler de hedef haline getirilmigtir.
Bulgarlarin saldiri planlarinda meydana gelen bu degigim Edirne'de bulunan gayrimüslimler üzerinde etkisini kisa sürede göstermigtir. Fransiz konsolos Cuinet saldirilarin hedefi haline gelmeye bagladiktan sonra ilk olarak konsolosluk evraklarinin güvenli bir yere nakline, kisa bir süre sonra da ailesi ile daha güvenli bir yerde ikamete karar vermek zorunda kalmigtir. Benzer durum diger diplomatik temsilciler için de geçerlidir. Diger büyükelçilik yetkilileri de hem resmi evraklarini hem de ailelerini güvenlik altinda tutmak için çaba göstermek zorunda kalmiglardir.
Edirne'deki Bulgar saldirilarinin yogunlugunun artmasi ve gayrimüslim mahallelerinin de hedef haline gelmesi üzerine Edirne'deki yabanci devlet adamlarinin tutumunun hizli bir gekilde degigtigini söylemek mümkündür. Cuinet'in günlügü bize bu hususta yol göstermektedir. Günlüge göre savagin bagindan bu yana istanbul ile gifreli haberlegmenin yasak, açik haberlegmenin ise kisitli oldugu bilinmektedir. Ancak Bulgar saldirilarinin yön degigtirmesinden sonra canlari tehlikeye dügen yabanci devlet temsilcileri kendi aralarinda toplantilar düzenleyerek Edirne Valisi Halil Bey vasitasiyla istanbul'a güvenlikleriyle alakali telgraflar göndermeye baglamiglardir.
Agagida tam metnini bulacaginiz bu günlük için Osmanli gazetelerinden Tanin'de yayimlanan nüsha temel alinmig ve metin bu gazetedeki negriyat ekseninde ortaya konmaya çaligilmigtir. Ancak diger gazetelerdeki nüshalarla da kargilagtirilmig, çevirinin tamami olmasa da yer yer Fransizca ana nüshaya da müracaat edilmigtir. Günlügün okunmasini kolaylagtirmak adina transkripsiyon igleminde igaretlemeler üzerinde fazla durulmamig, gazetede yer alan metinde hiçbir sadelegtirmeye de gidilmemigtir.
Edirne'deki Fransiz Konsolosu Marcel Cuinet'in Balkan Savaslari Günlügü
27 Te§rin-i Evvel (Ekim) 1912: Telgrafhaneden aldigim bir teblignamede istanbul'dan vürud eden talimata binaen ba'dema gifre ile muhaberenin mem- nu' oldugu bildiriliyor. Meslektaçlarim olan konsoloslara da ayni suretle tebligat vaki' oldu. Telgrafhane ayni zamanda dün sefir hazretlerine keçide ettigim çifreli telgrafin Beyoglu Telgraf Merkezi tarafindan tevkif edilmiç oldugunu da bildirdi.
Yirmi kiçiden mürekkeb bir takim müstesna olmak üzere çimendifer idaresinin bütün memurin ve müstahdemini dün akçam saat on birde Karaagaç mevkiinden mufarakat etti; memurini ve müstahdemin-i mumaileyhimi hamil olan katarin Kuleliburgaz'da tevakkufa mecbur oldugu söyleniyor ve çimendifer hattinin Kuleliburgaz'da ileride kat' edildigi zan ve tahmin olunuyor.
Mamafih bu akçam yine istanbul'a iki katar tahrik edildi, son trenler olan bu katarlar kabil-i nakl mecruhlarla dolmuçtu. Bunlarin bila-mania istanbul'a vasil olabilecekleri ümit ediliyor.
29 Te§rin4 Evvel 1912: Sabahleyin saat yedi buçukta Maraç cihetinden mitralyöz gürültüleriyle beraber çiddetli bir top sesi içitildi. Ate§ ancak gurub zamaninda hitam buldu. Bu defa hücum eden Türkler idi. Bulgarlari Marag'tan tard etmek istiyorlardi. Akçamüstü Türkler ve Bulgarlar sabahki vaziyetlerine tekrar avdet ettiler. Bu muharebede mecruh olan ve Karaagaç'ta rahipler idaresindeki hastahanede taht-i tedaviye alinan bir Türk zabiti "Bu hücum 23 Teirin-i Evvel muharebesinden pek çok zaman geçtikten sonra yapildigi için akim kaldi. Bulgarlar Marai'taki vaziyetlerini takviye için mürur eden bu alti günlük müddetten istifade ettiler." dedi. Akçam geç vakit ingiltere ve Avusturya konsoloslariyla beraber Vali Bey'in nezdine gittik. Müçarünileyh bugünkü muharebenin neticesinden memnun oldugunu söyledi ve aldigi malumata nazaran Bulgarlarin telefat-i azimeye ugradiklari ve hatt-i harbe on dördü mütecaviz tabur koyduklarini ilave etti. Türklerin mecruhlari 500 kiçi imi§.
Saat 4'te Kiyik Mahallesi'nde Selimiye Cami-i Çerifi'nden on dakika mesafede kain rahibeler idaresindeki hastahaneyi ziyaret ettim. Oraya henüz hiçbir mecruh nakledilmemiç fakat yaralilarin kabul ve tedavisi için her §ey hazir.
30 Te§rin4 Evvel 1912: Gece sükun ile geçti. Sabahleyin saat yedi ile sekiz arasinda yine Mara§ cihetinden on be§ kadar top sesi içitildi. Saat onda Karaagaç'ta müesseselerini vasi' bir askeri hastahanesi haline ifrag etmiç olan rahipler nezdine gittim. Bu gece oraya Maraç meydan muharebesinden 130 mecruh getirilmiç. Hastahane müdürü Doktor Kemal Cenab Bey bana koguçlardan bir kaçini gezdirdi. Mecruhlara tebrik ve teçviki mutazammin birkaç söz söyledim. Oradaki 130 mecruhtan yalniz 20'si vahim surette mecruh idi.
Babaeski'nin dün Bulgarlar tarafindan içgal edilmiç oldugu rivayet olunuyor. Dimetoka'da dahi muharebe edilmiç.
Bu gece Edirne'de Büyük Cadde'de Osmanli Bulgarlarindan iki firari Divan-i Harb'in hükmüne tevfikan idam edildiler. Bunlarin gögsüne yapiçtiri- lan bir yaftada heriflerin dügmana casusluk ederek vatanlarina hiyanet ettikleri muharrer idi. Cesetler sabah saat ona kadar teçhir edildi.
31Te§rin-i Evvel 1912: Gece sükun ile geçti. Dün gibi bugün de sabahleyin saat yediye dogru Marag cihetinde üç dört top sesi içitildi.
Saat onda diger konsoloslarla beraber en kidemli meslektagimiz olan Binbagi Samson'un nezdinde müzakere ediyorduk. O esnada bir Bulgar balonu bulundugumuz ingiltere Konsoloshanesi üzerine gelerek takriben 600 ile 800 metre mesafede birkaç dakika tayeran etti. Balon havaya bir çok beyaz kagit parçalari attiktan sonra der-akab gark cihetine dogru süratle seyrine devam etti. Günegin guaati altinda parlayan kagit parçalarini vehleten garapnel parçasi zannettik. Halbuki bunlarin beyanname oldugunu ve bir az sonra gehrin dört kögesinden toplattirildigini anladik. Kaleler Bulgar balonu üzerine giddetli bir top ategi açtiklari gibi birkaç el silah da atildiysa da tesiri olmadi.
Bulgarlar gehir dahiline attiklari bu beyannamelerde Edirne gehrinin tamamiyla ve siki bir surette muhasara altina alindigini, Bulgarlar ordularinin her tarafta muzaffer oldugunu, Edirne'ye 1.000 top tevcih edildigini ve eger beyhude yere kan dökülmesi arzu edilmiyorsa gehrin artik teslim olmasi lazim gelecegini ve saireyi beyan ediyorlardi.
Saat altida kendisiyle görügtügüm Vali Bey bana bu beyannameden bahsederek bunun "ahmakçasma ve acemicesine" tertip edilmig bir gey oldugunu söyledi ve bana bu beyannamenin bir nüsha-i sahihasini ita etti. Askeri kumandanligi der-akab negrettigi bir tebligname de Bulgar beyannamelerindeki ifadat-i kazibeye kargi halki ikaz ediyordu.
Vali Bey bana muhaberat-i telgrafiyyenin inkita'i haberini teyit etti. Teller Bulgar hutut-i askeriyesi tarafindan degil komitacilar marifetiyle kat' edilmig. igte dünyanin diger bütün aksamindan tayy edildik ve yalniz kaldik!
Çimendifer hatti Lüleburgaz'la Edirne arasinda tahrip edilmig.
Vali Bey Osmanli ve Bulgar kuva-yi külliyesi arasindaki büyük muharebenin geçen Pazartesi günü Kirkkilise ve Pinarhisar cihetinde bagladigini ilave etti. Vali bu babda bana bagka izahat vermedi.
1 Te§rin-i Sani (Kasim) 1912: Umumun intizari hilafina olarak bu gece de sükun ile geçti ve bütün gün top sesi igitilmedi.
Bulgarlarin istanbul'a giden gimendifer hatti üzerinde Edirne'den sonra ilk istasyon olan Çorlu'ya muvasalat ettiklerini haber aldik. Yine hariçten hiçbir haber yok.16
Edirne Bagkumandaninin telsiz telgraf vasitasiyla Çatalca ve istanbul'a muhabere edebilecegini bugün tahkike fursat-yab olduk ve bu mügahede bize pek tabii bir teselli bahgetti. Mamafih Edirne Bagkumandaninin malik oldugu kabil-i nakl aletler takriben 200 kilometre mesafeye kadar muhabere icrasina müsait olup münhasiran memurin-i askeriyenin muhaberatina tahsis edilmigtir.
29 Tegrin-i Evvel'de Marag Muharebesi'ne igtirak eden Hüsameddin Paga kumandasindaki Onuncu Nizamiye Firkasi dün ve evvelki gün pey-derpey Edirne'ye iade edilerek yerine ibrahim Edhem Paga kumandasindaki On Birinci Firka gönderildi. Yirmi Sekizinci Nizamiye Alayi'nin bu son muharebede pek ziyade hasar gördügü ve 200'den fazla telefat verdigi anlagiliyor. Türkler muharebe-i mezkurede saff-i harbe alti batarya sahra topu, üç batarya agir sahra topu ve alti batarya obüs topu koymuglardir. Türkiye hizmetinde bulunan Alman zabitlerinden mülazim Wagner bu muharebede hafif surette mecruh olmuglardir. Bulgarlarin bu muharebede 15.000 Türk askerine kargi ancak 8.000 asker çikardiklari anlagiliyor.
Bu gece Edirne'ye binden ziyade Müslüman muhaciri dahil oldu. Edirne'nin dokuz kilometre cenubunda kain Ahirköy Karyesi'ne mensup olan bu muhacirler Bulgar keggaflarinin tehdidine maruz kalmiglardi.
2 Te§rin-i Sani 1912: Vakt-i zuhrdan saat bire kadar hafif bir top gürültüsü igitildi. Saat begte tekrar top sesi geldi ise de yalniz birkaç dakika devam etti. Rivayete nazaran Edirne'nin cenub-i garkîsinde dokuz kilometre mesafede bu sabah Türk ve Bulgar süvarileri arasinda müsademe vuku bulmug. Dimetoka'nin kismen yandigi da söyleniyor.
Vakt-i zuhra dogru mevki kumandani resmi bir beyanname negriyle Mahmud Muhtar Paga'nin Pinarhisar'da ihraz-i muzafferiyet ettigini ve ileriye dogru yürümeye bagladigini ilan etti.
Saat altida Vali Bey'i gördüm. Mügarünileyh ordu-yi Osmaniye'nin harekati hakkinda ihtiyar-i sükut etti ve buna mukabil Osmanli Bulgar ve Rumlarinin Dimetoka, Sofulu, Çorlu gibi mevakide irtikab ettikleri her türlü hiyanet ve kabahatler hakkinda uzun uzadiya tafsilat verdi. Vali dedi ki: "Bu hainler zikrettigim mahallere dü§mamlarm duhulü ihzar ve teshil ettiler, bir takim muteberan-i Islamiyeyi katliam ettikleri gibi kadmlarm ve kizlarm irzlarma geçtiler, telgraf hututumu kestiler ve iimemdifer raylarmi çikardilar. Velhasil Edirme Vilayeti'mde me varsa hepsi yagma ve ihrak ettiler. lite bimlerce Müslümam muhacirmm iki gümdem beri Edirne'ye gelip iltica etmelermm sebebi budur"
Bu haberleri epeyce tahkik ettirmesini ve islamlarda heyecan husulüyle Edirne Hiristiyanlarina kargi mukabele-i bil-misl yapilmasina meydan kalmamak üzere bu haberlerin mümkün oldugu kadar intigarini men'ne çaligmasini tavsiye ettim. Halil Bey bu gibi bir hareketin önünü almak üzere tedabir-i lazimenin kaffesini ittihaz etmig oldugunu bildirdi.
3 Te§rin-i Sani 1912: Bütün gün hiçbir top sesi igitilmedi. Civardaki Müslüman köylüleri kafile kafile Edirne'ye gelmekte devam ediyorlar. Çehrin bü- yük sokaklari arabalarla ve mevagi ile siraya dolmugtur. Havza - Çorlu havalisinden gelen bu muhacirlerin miktari rivayete nazaran 18.000'e balig olmugtur.
Saat ikide Karaagaç'ta rahipler nezdinde taht-i tedaviye alinan mecruhlari ziyaretle kendilerine gekerleme, çikolata ve sigara tevzi ettirdim. Bu zavalli insanlar benim bu nigane-i meveddetimden fevkalade mütehassis göründüler. Doktor Kemal Cenab Bey onlarin namina bana beyan-i tegekkür etti.
4 Te§rin-i Sani 1912: Bütün gün istihkamlarda sükun ihlal olunmadi; öyle görünüyor ki Türkler ve Bulgarlar Marag'ta mevkilerini tahkim etmektedirler.
Bütün muhasara esnasinda ianeleri lazim gelen 18.000 muhacirin Edirne için tegkil edebilecegi tehlikeyi der-meyan ile kendisinin nazar-i dikkatini celbettim. Vali Bey beni tatmin ve muhacirlerin bugünden itibaren Kegan ve Uzunköprü'ye sevkleri için tedabir-i mukteziyeyi ittihaz etmig oldugunu beyan etti. Mügarünileyhin tahminlerine nazaran muhasamatin bidayetinden beri mecruh dügen Türk askerlerinin miktari 1.500 kigiye balig olmugtur. Vali Bey cerihalarin umumiyetle hafif oldugunu ve bunlardan yalniz üçünün mevt-i intac ettigini söyledi.
5 Te§rin-i Sani 1912: Dün gece ve bugün sükun ile geçti. Çayan-i tezkar bir gey yoktur; yalniz mizanü'l-harare sabahleyin erkenden tahte's-sifir dört dereceye tenezzül etti. Mahrufat gittikçe kesb-i nedret ediyor. Artik mangal kömürü bulunmuyor, maden kömürü de nadir. Memurin-i askeriye belediye mahzenlerindeki petrollerin kaffesi üzerine vaz'-i yed etmig oldugundan petrol de pek ziyade mügkilat ile bulunabiliyor. Birkaç bakkal bunun tenekesini gizlice yetmig seksen kuruga satiyorlar.
Bir haftadan beri Edirne sokaklari geceleyin artik tenvir olunamiyor. Gurub-i gemsten sonra sokaga çikmak isteyenler yanlarina bir fener aliyorlar.
Bu dakikada Edirne'de mevcut askerin yekün-i umumisi takriben 60.000 kigi olmak üzere tahmin olunuyor.
6 Te§rin-i Sani 1912: Sabah saat yediye dogru Marag cihetinde oldukça giddetli bir top sesi igitildi ise de bir saatten fazla devam etmedi. Top ategi saat dörtte tekrar baglayarak yediye kadar sürdü.
Türkler vakt-i zuhra dogru malik olduklari yegane balonu ilk defa olarak Karagöz istihkami üstünde havaya uçurdular. Balon saat ikiye kadar havada kaldi17.
7 Te§rin-i Sani 1912: Sabahleyin saat yedide baglayan gayet giddetli top ategi bütün gün devam etti ve ancak akgam saat sekizde kesildi. Hücum edenler Bulgarlar idi.
Bunlar Edirne'nin gimal-i garbîsindeki Marag'a karib bir yerde kain ve askerlik nokta-i nazarindan ehemmiyet-i aliyyeyi haiz Kartaltepe'ye giddet- le saldirmiglar ve fakat bu cihette hücumlari akim kaldigindan biraz sonra Marag'in diger cihetinde vaki Karagöz Tabya'yi hedef ittihaz etmiglerdir. Saat dörtte top ategi o kadar kesb-i dehget etmigtir ki gimaldeki istihkamlara yakin olan Yildirim Mahallesi'nde bir çok pencereler kirilmigtir. ingiltere konsolosu Binbagi Samson ve Mösyö De Hertzfeld ile beraber saat altida Vali Bey'in nezdine gittim. Mügarünileyh o gün vuku bulan muharebelerin netayicini bize teblige kadar kudret-yab olamadi, yahut bildirmek istemedi, yalniz dügmanin Kartaltepe'den püskürtüldügünü ifade ve makam-i Sadaret'ten aldigi bir telgrafnameye atfen Yunanîlerin Manastir havalisinde maglup oldugunu ve dügmanin Manastir'in on saat cenubunda püskürtüldügünü ilave etti. Halil Bey Pinarhisar'in Lüleburgaz arasinda büyük bir muharebe vuku bularak tarafeynin dört gün mütemadiyen çarpigtigini, Bulgarlarin külliyetli telefat verdiklerini de bagkaca bize bildirdi.
Vali Edirne etrafindaki Bulgar kuvvetlerini 30.000 olmak üzere tahmin ediyor. Halbuki Rusya konsolosu vekili muhasirlarin 125.000 oldugunu iddia etmektedir.
Türkler bugün nev-i gahsina münhasir bir Bulgar askeri esir ettiler. Bu adam kendisinin sosyalist fedailerinden oldugunu ve silah altina alininca hem cinsine ateg etmekten imtina ettigini ifade etmig ve filhakika kendisinin tüfegini asla istimal etmedigi ve fiçekliklerinin lebaleb dolu oldugu anlagilmigtir. Erkan-i Harbiye Riyaseti bu esir hakkinda hüsn-i muamele edilmesini emretmigtir.
8Te§rin-i Sani 1912: Gece sükun ile geçti. Sabahleyin saat yedide giddetli bir tüfek ategi bagladi. ibrahim Edhem Paga kumandasindaki Türk kitaati yine harekat-i tecavüziyeye ibtidar etmigler ve Bulgarlari Marag ve Papaztepe maverasindaki Koyunlu mevkiinden çikarmak istemiglerdir. Dügman giddetle mukavemet göstermig ve Marag'in biraz daha gimal-i garbîsinde kain olan ve bataryalariyla kendisinin (yani Bulgarlarin) harekatini ziyadesiyle ihlal eden Kazantepe'ye kargi mütekabil bir hücum icra etmiglerdir.
Ögleden akgama kadar devam eden harp dünkü mübarezeden daha ategli olmugtur. ikamet ettigim konsoloshanenin taraçasindan Marag ve Karagöz tepelerine dogru hakiki bir obüs ve garapnel yagmurunun yagdigi görülmekte ve bu korkunç bir manzara tegkil etmekte idi. Karaagaç'taki Alman Mektebi'nin üstünden bir heyet dürbünü ile muharebeyi kismen takip edebilmig olan meslektagim Binbagi Samson, asker olmakla beraber Bulgar obüs ve garapnellerinin netayicini tetkik ederken ziyade mütehayyir kaldigini ve Türk askerlerinin bu gibi ahvalde zaruri olan bilimum tedabir-i ihtiyatiyeyi ittihaz etmeksizin atege kargi kemal-i cesaretle kogtuklarini ve geci'ane harp ettiklerini anlatti. Bu hunrizane harp günü hitam buldugu zaman Türkler ve Bulgarlar eski mevkilerine idameden bagka bir netice elde edemediler. Mamafih Türkler Bulgarlarin Koyunlu ile Kartaltepe arasinda cenuba gitmelerine bir yol açmalarina mani olmaya kesb-i muvaffakiyet ettiler. Bugün Ortodokslarin "Saint Dimitri" denilen büyük yortulari var. Birkaç günden beri gehirde deveran eden rivayetlere nazaran Bulgarlar Edirne'ye bu tarihte yani Saint Dimitri Yortusu'na müsadif günde dahil olmayi kurmuglar imig!
9 Te§rin-i Sani 1912: Top bu sabah Karagöz cihetinde saat sekize dogru görüldü ise de bu gürültü hafif idi ve iki saatten ziyade devam etmedi. Saat onda Türkler havaya balon uçurdular, balon saat bire kadar etrafi teftig ve tefahhus etti.
Meriç ve Tunca nehirleri bu gece gayan-i dikkat bir surette bogalmiglar ve sular Karaagaç gosesine kadar ilerlemigtir.
Edirne kumandani bu sabah negredilen bir beyannamede dün Marag etrafinda vukua gelen muharebeden bahisle Bulgarlarin güzel bir süngü hücumu ile siperlerinden tard edildiklerini ve Koyunlu'nun öte tarafina püskürtüldüklerini beyan etmektedir. Akgam geç vakit kendisini gördügüm Vali dünkü muharebattan pek memnun göründü. Mügarünileyh bana süngü hücumundan bahsetti ve Türklerin külliyetli miktarda Mannlicher tüfegi ve mühimmat elde ettiklerini haber vermekle beraber Türklerin zayiat-i külliyeye ugradiklarini itiraf etti. Geç vakit Büyük Cadde'de bir çok mecruh kafilelerine rast geldim. Bunlar Marag'tan geliyorlardi.
10 Te§rin-i Sani 1912: Gece sükun ile geçti. Sabahleyin saat on bir buçukta gehrin garkinda kain Kiyik mevkiinden top sesi igitildi. Top gürültüleri az çok uzun fasilalarla akgama kadar devam etti. Top ategi icra eden Türk bataryalari Yildiz ve Kirazli istihkamlari olup gimal-i garkîde Musabeyli cihetinde kain Bulgar mevaziini topa tutmaktadir. Saat ikide Karaagaç'ta rahipler idaresindeki hastahaneye gittim. Doktor Kemal Cenab Bey'i istihlaf eden ibrahim Mekki Bey taht-i tedavideki 118 mecruhtan pek azinin vahim surette yaralandigini ve gifayab olan hastalardan 50 kadarini yarin kitalarina iade edebilecegini söyledi. Rahipler idaresindeki hastahaneye dün 40 kadar mecruh gelmigtir.
Marag cihetinde vukua gelen muharebat-i ahirede telef olan Bulgar askerinin çantalarinda ufalanmig arpa, kepek ve bir gige ispirto bulunmugtur.
Türklerin kuva-yi maneviyesi birkaç günden beri bir parça kesb-i metanet etmig gibi görünmektedir.18
11 Te§rin-i Sani 1912: Bütün gün sükun içinde geçti. Akgam saat bege dogru Türklerin 3.000 Bulgar'i esir ettiklerine dair bir gayia çikti. Bunlarin Meriç Nehri'nin ansizin tagmasi üzerine bir yere kaçamayarak esir edildikleri söyleniyor idi. Bu haber gehirde büyük bir tesir yapti. Havanin muhalefetine ragmen Büyük Cadde esirleri temaga için gelen ahali ile dolmugtu. Maa-t-teessüf bu haberin asil ve esasi olmadigi anlaçildi ve polisler ahaliye hanelerine avdet etmeleri için ihtaratta bulundular.
12 Te§rin-i Sani 1912: Sabahin saat yedisinde top ateçi kemal-i çiddetle tekrar baçladi ve küçük fasilalarla akçamin beçine kadar devam etti. Bulgarlar Kartaltepe'nin cenubunda siperler inçasiyla arkasina çekilmiçlerdi; Türkler oraya hücum ile saat birde Bulgarlari oradan çikardilar ve Tatarköy'e kadar ricate mecbur ettiler. Bu muharebede Türkler toplarina gayet iyi bir vaziyet vermiçler ve Bulgarlari yan ateçine maruz birakmiçlardir. Saat üçe dogru Bulgarlar daha §imal-i çarkî cihetine, Kazantepe'ye dogru çekilmiçler ve bu son günlerde hafr ettikleri metrisleri içgal ile Kazantepe'yi saat beçe kadar topa tutmuçlardir. Sirplarin bu hücuma içtirak ettikleri söyleniyor.
Saat beçte vilayet tercümani nezdime gelerek Vali Bey'in Fransa sefiri tarafindan kendisine hitaben yazilan ve sadaret vasitasiyla gönderilen bir telgrafnameyi ahz ettigini ve bu telgrafnamede Fransiz konsolosuyla ailesinin afiyetlerine dair malumat istenildigini haber verdi ve Vali Bey'in derhal cevap gönderdigini ilaveten ifade etti. Bu telgrafnamenin hepimizi fevkalade memnun ettigini söylemeye hacet yoktur.
13 Te§rin-i Sani 1912: Sabahleyin saat be§ buçukta Kazantepe cihetinde çehrin çimal ve §imal-i garbî cephesinde çiddetli top gürültüsü içitildi, ayni zamanda tüfek ve mitralyöz sesi içitiliyordu. Bu muharebe ancak üç çeyrek saat devam etti. Ondan sonra akçama kadar top sesi içitilmedi. Öyle görünüyor ki Bulgarlar ve Sirplar çafaktan evvel Türkleri ansizin basmak teçebbüsünde bulunmuçlar, fakat zayiat vererek püskürtülmüçlerdir.
Saat altida Valiyi gördüm. Müçarünileyh sefirin telgrafindan bahisle muhasaranin bidayetinden beri çehrin müdafaasina müteallik olmayarak gelen ilk telgrafin bu telgraf oldugunu beyan ve beni tebrik etti. Vali Edirne'de artik ancak 25 günlük tuz kaldigini söyledi. Filhakika halkin her sabah tuz almak için Duyun-i Umumiye Dairesi'nin etrafinda toplandigi görülüyordu. Duyun-i Umumiye idaresi herkese yalniz bir avucu tamamiyla dolduracak kadar tuz veriyordu. Vali Bey tuz mevcudu az olmakla beraber belediyenin depolarda elli bin teneke beyaz peyniri oldugunu inde'l-icab peynirlerdeki tuzlu suyun alinip ekmek imalinde kullanilabilecegini söyledi. Petrol de gittikçe büsbütün kesb-i nedret ediyor, fakat teçekkür olunur ki ispirmeçet mumu külliyetli miktarda mevcuttur. Bakkallarda artik çeker bulunmuyor, kahveyi artik sade içiyoruz.
15Te§rin-i Sani 1912: Sabahleyin saat onda Maraç cihetinde müthiç bir top muharebesi vuku bularak bir saat devam etti. Sirplar kesif bir sisten bilistifade Papaztepe ve Kartaltepe'deki Türk mevaziini çevirme hareketiyle teshir etmeye teçebbüs etmiçlerse de püskürtülmüçlerdir.
Türkler ögleden sonra çark cihetinde, Kumdere Vadisi'nin diger tarafinda Edirne'nin yedi buçuk kilometre ba'd mesafesinde kain Musabeyli cihetine dogru top ategi açmiglardir. Bulgarlar mahal-i mezkurda büyük muhasara toplari ta'biye etmek istiyorlardi.
Osmanli Bankasi müdürü kumandanliga 20.000 ve makam-i Vilayet'e 17.000 Osmanli Lirasi itasi için telsiz telgrafla emir almigtir. Bu emir tam vakt u zamanda gelmigtir. Filhakika müteahhitler matlubat-i sabikalarinin hiç olmazsa bir kismi kendilerine tesviye edil(me)digi takdirde artik teslimatta bulunamayacaklarini bildirmiçlerdi.
16 Te§rin-i Sani 1912: Sabahleyin saat altida Marag cihetinde top muharebesi vuku buldu. istanbul yolu ile Yildiz arasindaki bütün Türk bataryalari ögleden sonra saat üçte Musabeyli'de Bulgar mevaziine dogru ateg açtilar. Bin kigiden mürekkeb iki Türk firkasi da harbe igtirak etmigtir. Muharebe kemal-i giddetle guruba kadar sürmügtür. Bulgarlar her geye ragmen mevkilerini muhafazaya muvaffak olmuglardir.
Saat on birde Kiyik'taki Fransiz Hastahanesi'ni ziyaret ettim. Dünkü muharebe esnasinda mecruh dügenlerden kirki oraya nakledilmigti. Mecruhlar arasinda aslen Cezayirli bir binbagiya rast geldim. Fransiz Hastahanesi'nden çiktiktan sonra Doktor Bahaeddin Çakir Bey'in büyük bir fedakarlikla idare etmekte oldugu Hilal-i Ahmer Merkez Hastahanesi'ne gittim. Bahaeddin Çakir Bey on begi zabit olmak üzere 250'den ziyade mecruhun taht-i tedavide oldugu hastahanenin bütün koguglarini bana gezdirdi.
Kiyik istihkamini dürbünle tetkik etmekte iken taht-i tevkife alinan Fransiz mahmilerinden bir Yahudinin sebilini tahliye ettirdim.
17 Te§rin-i Sani 1912: Bütün gün top sesi igitilmedi. Mevki-i Müstahkem Kumandani sabahleyin bir beyanname negriyle o gün Kumdere cihetinde büyük toplarla endaht tecrübeleri yapilacagini halka ilan etti. Çehirde zan ve tahmin olunduguna göre Türkler Musabeyli'de dügman mevakiini topa tutmak için malik olduklari 21 santimlik yegane bataryayi istimal etmek istiyorlar. Mamafih eger mevki-i tatbike konsa gehrin bütün camcilarina pek çok para kazandiracak olan bu tasavvurdan feragat edildigi anlagiliyor; filhakika o gün derin bir sükun içinde geçti19.
18 Te§rin-i Sani 1912: Bütün gün hemen hemen hiç top sesi igitilmedi. Akgam saat yedi buçukta Papaztepe cihetinde mitralyöz patirtilariyla müterafik ve oldukça giddetli top sesleri igitildiyse de üç çeyrek saatten ziyade devam etmedi.
Saat üçten sonra Vali Bey'in nezdine gittik. Bu son günlerde Musabeyli cihetinde vukua gelen muharebatin netayicinden fevkalade memnun görünen Vali, dügmanin zayiat-i külliyeye ugradigini ve biri miralay olmak üzere birçok Bulgar zabitlerinin telef oldugunu söyledi.
20 Te§rm-i Sani 1912: Kurban Bayrami'nin bugün ilk günüdür. Zemin ve zamanin icabatina binaen Hükümet Konagi'nda resmikabul icra edilmeyecegi ve fakat Vali Bey'in konsoloslari saat on birde nim resmi surette kabul edecegi bize bildirildi. Tayin edilen saatte hepimiz, bütün konsoloslar, konaga gittik. Vali Bey gehrin vaziyet-i dahiliye ve hariciyesinden memnun göründü.
Saat üçe dogru Marag ve Bognakköy cihetinde top ategi gayet gedid bir surette tekrar bagladi ve akgam saat altiya kadar devam etti.
Sehirde tütün kesb-i nedret etmeye bagliyor. Saticilarda birinci ve ikinci nev' tütün ve sigaradan bagka nev' tütün bulunmuyor. Reji idaresi yaprak halinde oldukça külliyetli tütüne malik bulunuyorsa da bunlari kiydirmak için kaçakçilarin lutf ve muavenetine müracaat mecburiyetinde kalacaktir. Filhakika burada tütünlerin kiyilmasi için elzem alet ve edevat yalniz kaçakçilarda var!
21 Te§rin-i Sani 1912: Bombardiman bugün bagladi.
Saat iki buçukta ingiliz konsolosu Binbagi Samson ile beraber Hilal-i Ahmer'e tabi ingiliz Hastahanesi'ni ziyaret ettim ve üçü zabit olmak üzere 37 mecruhun tedavi edildigi koguglari gözden geçirdim. Binbagi Samson: " Hastahaneden çiktiktan sonra Kiyik sirtlanm gidip gayet vasi' ve güzel olan manzarayi temaba edelim." dedi. Yarim saatlik bir yürüyügten sonra saat dörtte oraya vasil olduk. Arkadagim oralarin ahval-i topografyasini bana izaha baglayarak Musabeyli önündeki muharebat-i ahirede büyük bir rol oynayan Kavras Türk bataryasini parmagiyla gösterdigi esnada üç metre fevkimizden gürültülerle bir obüs geçti ve Kiyik Mahallesi'nin en ilerideki haneleri karibinde bizden 300 metre mesafeye dügtü. Hal ve mevkii muayeneye henüz vakit bulmadan Musabeyli istikametinden gelen diger dört obüs Sultan Selim Cami-i Çerifi cihetinde istimal etti. Vaziyetimiz gayetü'l-gaye tehlikeli oldugundan gehre dogru alelacele avdete bagladik. Esna-yi rahda obüsler geçtikte yüzükoyun yere yatiyorduk. Yarim saatlik tehlikeli bir megyden ve bu esnada daima Bulgar bataryalarinin saha-yi endahti dahilinde kaldiktan sonra Kiyik tepelerinin etegine erigtik ve gehre Saray Caddesi'nden dahil olduk. Esna-yi rahda otuz kadar obüsün Kigla ve Saray Mahallesi'ne dügtügünü gördük. Çehre avdetimizde ahalinin havf ve dehgete giriftar olarak muhtelif istikametlere dogru kaçigtigini mügahede ettik. Bir itfaiye takimi tulumbalariyla beraber Hükümet Konagi'na birkaç metre mesafede ilk yangin haberi üzerine imdada müheyya bir vaziyet almig bekliyordu.
Arkadagim Binbagi Samson'la ben tam saat dörtten altiya kadar devam eden bu ilk bombardimanin, sirf Müslümanlarla meskun Sultan Selim Mahallesi'yle kiglalara ve Hükümet Konagi'na tevcih edilmig oldugunu tahkik ettik.
Evvelce Bulgarlar tarafindan hiçbir ihbar vaki olmadigindan ve Bulgarlarin Musabeyli ve Sazlidere'deki mevkilerinden uzaklagtirildigi iki günden beri her yerde igâa edildiginden bu bombardiman bizi pek ziyade müte- hayyir etti. Ayni zamanda bombardimanin ilk gününün büyük Bulgar yortusu olan Saint Michel yevm-i mahsusuna tesadüf ettigi nazara-i dikkatten kaçmadi.
22Te§rin-i Sani 1912: Sabahleyin beçten itibaren mitralyöz ve top gürültüleri içitilmeye baçladi ve gerek Kartaltepe ve gerek Maraç'ta ayni zamanda muharebeye kemal-i çiddetle tekrar ibtidar olundugu anlaçildi. Muharebe akçam saat altiya kadar sürdü.
Bombardimana saat dokuzda tekrar baçlanarak vakt-i zuhrda nihayet verildi. Obüslerin kism-i azimi Kiyik denilen ve Selimiye Cami-i Çerifi ile Rusya Konsoloshanesini ve biraz ötede Fransiz Hastahanesi'ni ihtiva eden Müslüman mahallesine isabet etti. El-haletü-hazihi bombardiman edilen mintikada kain rahipler idaresindeki hastahaneye azimet için saat on buçukta arabaya rakib oldum. Esna-yi rahda Selimiye civarindan geçerken yirmi metre ileride bir obüs düçtü ve istanbul'a iltica edenlerin terk ettikleri Müslüman hanelerinden birini tahrip etti. Hastahaneye dahil oldugum esnada baçimin hemen hemen üstünde bir çarapnel istimal etti fakat epeyce yüksekte patladigindan hiçbir zarar iras etmedi.
Hastahaneyi idare eden rahiplerin reisi ile refikalari kemal-i sükun ile hastahanedeki kirk mecruhu tedavi ediyorlardi. Reise-i mumaileyha dün ögleden sonra bulunduklari mahalleye bir çok obüs düçmüç ise de külli hasar iras etmedigini söyledi20.
Saat ikide ingiliz ve Avusturya konsoloslariyla beraber valinin nezdine gittim. Halil Bey Bulgarlarin bu son günlerde hükümferma olan sisten bilistifade Sazlidere'de on iki ve on beç santimetrelik dört büyük muhasara topunun ta'biyesini ikmal ettiklerini ve bombardimanin bu toplarla icra olundugunu izah etti ve ilaveten dedi ki: "Gayet iyi bir tarzda ihfa edilmii olan bu Bulgar bataryasinin topçulari Sazlidere'den Selimiye minarelerinin tepelerinden baika bir iey göremiyorlar; Kiyik cihetine bu kadar külliyetli miktarda obüs ve iarapnel atilmasi bundan ileri geliyor."
Bulgarlar tarafindan bugün Maraç'a vaki olan hücumun kemal-i muvaffakiyetle püskürtüldügünü ve fakat Kartaltepe üzerindeki hücumun netayicine henüz muttali olmadigini da müçarünileyh ifade etti. Meslektaçlarim arasinda en kidemlisi olan ingiliz konsolosu Binbaçi Samson'un teklifi üzerine her konsoloshaneye gece gündüz beklemek üzere jandarmalardan iki muhafiz tayin olunmasi için Vali Bey'e müracaatta bulunduk. Harik zuhurunda bu jandarmalarin muaveneti pek ziyade kiymetdar olacaktir.
Karaagaç'ta Fransiz Konsoloshanesi Kançilari Mösyö Badetti ile validesinin sakin oldugu haneye bu sabah bir obüs düçmüç ise de hasarat-i maddiyeden baçka bir kazayi müeddi olmamiçlardir. Mösyö Badetti ve validesi için içinden yalniz korku ile çikmiçlardir. Hükümet Konagi karçisinda kain Avusturya Konsoloshanesi'ne pek karib bir yerde bugün diger bir obüs daha istimal etmig ve ahgap bir haneyi yarip geçmig ise de hariki muceb olmamigtir.
23 Te§rin-i Sani 1912: Vakt-i zuhrda bombardimana tekrar baglandi. Bu defa bombardiman digerlerinden daha gedid idi. Bununla beraber bu defa Fransa, ingiltere ve Yunanistan konsoloshaneleriyle rahipler müessesesini ihtiva eden Yeni Mahalle'ye diger yerlerden daha ziyade obüs dügüyordu. Fransa Konsoloshanesi'ne 150 metre mesafede kain olup Fransiz yol girketi tarafindan idarehane ittihaz edilen binanin pek yakinina bir obüs dügtügü gibi konsoloshanenin 15 metre ilerisinde metruk bir hamam ebniyesi üzerinde de diger bir obüs istimal etti. Fransiz konsoloshanesi ahgap bir bina oldugu gibi ahgap mesakinden mürekkeb bir mahallede vaki bulundugundan mevcut evrakin her türlü muhataraya kargi hifzi esbabina tevessül ettim ve evrak-i mezkureyi muhkem sandiklara koydurarak rahipler idaresindeki mektebin mahzenlerine naklettirdim.
Rehabin-i mumaileyhimin tabi olduklari nizamat-i mezhebiye kendi bulunduklari mahale kadinlarin duhulüne müsait olmadigindan ailemi Avusturya konsolosunun teklif-i meveddet-karanesinden bil-istifade Avusturyali rahiplerin müessesesine gönderdim. O esnada bombardiman bütün giddetiyle berdevam etti.
Avusturyali rahiplerin idaresindeki bina tag ve beton ile yakin zamanda inga edilmig oldugundan mümkün oldugu kadar humbaralarin istimali tehlikesine kargi taht-i teminde idi. Avusturya konsolosu konsulato tercüman ve kançilari ile beraber o gün sabahleyin rahiplerin nezdine nakletmigler ve evraki da beraber getirmiglerdi. Sabik Fransiz konsoloslarindan el-yevm Reji idaresi'nde müstahdem Mösyö Cirilli ve zevcesi de orada birlegtiler.
Iki jandarma Fransiz konsoloshanesine gelerek kavas Hüseyin Aga'ya refakat etmeye bagladilar.
24 Te§rin-i Sani 1912: Bombardiman az çok giddetle devam etmektedir. Saat dörde dogru bombardiman kesb-i giddet etti. Bulgarlar Kiyik Mahallesi'ni birakip istanbul yolu ve Ayge Kadin cihetlerini topa tutmaya bagladilar. Mezkur mintika Avusturyali rahiplerin müessesesiyle hastahane haline ifrag edilmig iki büyük Müslüman mektebini, levazim-i askeriye depolarini ve askeri firinlarini ve Reji idaresi'ni muhtevidir. Saat bege dogru müthig bir gürültü, Avusturyali rahiplerin müessesesinde eskiden yeri bulunan zevat ile mültecileri havf ve dehget içinde birakti. Bulundugumuz binaya bir humbara dügtü ve bu humbara çatilardan tefevvüz ile zemin katinin fevkindeki birinci katta saplandi kaldi.
Tegekkür olunur ki on beg santimetrelik olan mezkur humbaranin geçtigi bina aksami o sirada tamamiyla halli idi. Oldukça mühim hasarat-i maddiyeden bagka bir zarar olmadi; humbara yalniz duman çikararak harik ika' etmediginden civardaki itfaiye takimi bittabi imdada lüzum görmemiglerdir.
Akgam saat sekize kadar bulundugumuz yer civarina obüs yagmuru yagmakta devam etmigtir. O geceyi de Avusturyali rahiplerin müessesesinde Avusturya konsolosunun odasina bitiçik odada imrar ettim.
Vilayet tercümani nisfü'l-leylden yarim saat sonra bulundugumuz yere gelerek beni uyandirdi ve Vali Bey ile General Mehmed Çükrü Paga namina bir iltimasta bulundu. Mügiriyet Dairesi dünden beri Bulgar bataryalari tarafindan dövülmekte oldugundan Erkan-i Harbiye Heyeti'nin evrak ile beraber derhal Fransiz rahipleri idaresindeki müesseseye nakline muvafakatim rica edilmekte idi.
Müessese-i mezkurenin bir kisminin hastahane haline ifragi zimninda Merkez Hastahanesi müdürüne terki için müessese müdürü ile bir gün evvel itilaf etmigtik. Sonra Fransiz tabiiyetinde bulunan ve üstünde Fransiz bayragi temevvüç eden bu müesseseyi askeri ve mülki memurlara hasr ve tahsis etmek bi-taraflik kavaidini muhill olacakti. Bu iki sebepten dolayi taleb-i vakiayi is'af edemeyecegimi beyan ve bundan mütevellid teessüfatimi Vali Bey'e iblag etmesini tercümandan rica ettim. Sabahleyin saat dörtte bulundugumuz yere birkaç metre mesafede kain iki küçük ahgap hane obüs isabetiyle tutugtu ise de itfaiye takimi yetigerek hariki derhal söndürdüler.
Ögleden sonra Pamukdere ve Ahirköy cihetinde top sesleri igitildi21.
25 Te§rin-i Sani 1912: Bombardimana bu akgam saat dörtte giddetle tekrar baglandi. Vali Bey'i saat onda ziyaret ettim. Mügarünileyh dün Hükümet Konagi'ndan infikak ile rahipler idaresindeki mektebi ihtiva eden mahalde kain hanelerden birinde yerlegmigti. Çükrü Paga da erkan-i harbiye heyetleriyle beraber ayni mahalleye naklettigi gibi defterdar efendi de yine oraya iltica etmiglerdir. Dün akgam tercüman tarafindan vaki olan müracaat üzerine verdigim cevabi Vali Bey'e tekrar ettim. Halil Bey beni hakli gördügünü ve cevabimi kumandan Çükrü Paga'ya da kabul ettirdigini söyledi. Fransiz Konsoloshanesi'ne pek karib bir yerde kain Rum Kulübü kargisindaki hâlî hanelerden biri bu gece obüs isabetiyle tamamen harap olmugtur.
Vali tarafindan teblig edilen polis raporuna nazaran bombardimanin ibtidasindan 24 Tegrin-i Sani tarihine kadar garapnel ve obüs isabetiyle sekiz kigi telef ve otuz bir kigi az çok mecruh olmugtur. Hasarat-i maddiyeye gelince: yüz kadar hane harap olmug veya cüz'i külli hasara ugramigtir.
26 Te§rin-i Sani 1912: Ögleden akgama kadar obüs ve garapnel yagmuru devam etti. Maa-aile ikamet ettigim Avusturyali rahipler müessesesinin 150 metre mesafesinde kain Reji idaresi'ne iki mermi isabet ederek iki jandarmanin ziyaina muceb olmugtur. ingiltere konsolosu evraki Fransiz rahipler idaresindeki müesseseye naklettikten sonra bizim bulundugumuz yere iltica ettigi gibi taleb-i vaki'm üzerine iki Fransiz'in da oraya nakletmelerine Avusturya konsolosu tarafindan muvafakat olundu.
Ingiltere konsolosu ingilizlerin Fransa Konsoloshanesi karibinde kügad ettikleri muvakkat kogugta taht-i tedavide bulunan kirk mecruhu da el-yevm top ateginden masun olan Hilal-i Ahmer Karaagaç Merkez Hastahanesi'ne naklettirmiçtir. Dünden beri istihkamlarin ateg ettigi hemen hemen igitilmemig ve bu sükunun esbabi anlagilamamigtir. Fransiz Konsoloshanesi'nin elli metre mesafesinde kain bir mahale üç obüs dügmügtür.
27 Te§rin-i Sani 1912: Sabahin saat on birine kadar sükun asla haleldar olmadi. Diger üç konsolosla beraber meslektaglarimizin en kidemlisi olan Binbagi Samson nezdinde akd-i ictimayla mensup oldugumuz sefaretlere telsiz telgraf vasitasiyla atideki telgrafnameyi göndermeye karar verdik:
" Bulgarlar'in Edirne'yi dört günden beri kasten bombardiman etmekte olduklari memurin-i mahalliye canibinden Sadrazam Paia hazretlerine arz ve teblig edilmii oldugundan konsoloslar heyeti bu ifadenin sihhat-i kat'iye ve kamilesini temin etmeyi bir vazife addeder. Maa-haza bugüne kadar tabiye-i ecnebiye sag ve salim kalmiitir"
Valinin nezdine azimetle bu telgrafnameyi kendisine takdim ettik. Mügarünileyh bu tegebbüsümüzden fevkalade memnun görünerek telgrafin bu akgam kegide edilecegini temin etti.
Ögleden sonra Çôrekkôy-Marag cihetinde bir muharebe vuku buldu.
Müslüman mahallelerinden birinin ortasinda Bulgar Konsoloshanesi'ne geç vakit bir humbara isabet etmig ve konsoloshanenin tavan arasina nakledilen armasi(ni) parça parça etmigtir!
28 Te§rin-i Sani 191222: Gece sükun ile geçti. Bombardimana ancak saat on birde baglandi. Saat onda araba ile Karaagaç'a giderek rahipler idaresindeki hastahaneyi ziyaret ettim. Orada hala 130 mecruh tedavi olunmaktadir. Dört beg günden beri oldukça top ateginden masun kalan Karaagaç'ta büyük bir izdiham gördüm; Edirne ahalisinden birçogu oraya iltica etmigti.
Akgam saat sekize dogru Demirtag, Sinekli, Arda Tabya cihetinde müthig top sesleri ve sürekli yaylim ategi igitildi, muharebe saat on bire kadar devam etti. Sabah alafranga iki buçukta bulundugumuz yerin etrafindaki Ayge Kadin Mahallesi'ne yagan obüslerin sesi ile uyandik ve saat dörde kadar gözümüze uyku girmedi.
Askeri kumandani negrettigi bir beyannamede gehirde mühimmatin pek mebzul oldugunu ve son nefer kalincaya kadar müdafaa edilecegini bildirmigtir.
Hahambagi Efendi ile ailesi üç dört mesken degigtirdikten sonra nihayet bizim bulundugumuz yere, yani Avusturyali rahipler idaresindeki müesseseye iltica ettiler. Bulgar Katoligi, Osmanli tabiiyetinde Musevi, Avusturyali, Alman, ingiliz ve Fransiz olmak üzere yüz kadar zevat el-yevm mezkur müessesenin zemin katinda ve mahzenlerinde yatip kalkiyorlar.23
29 Te§rin-i Sani 1912: Bombardiman saat ondan bire kadar giddetle devam etmigtir. Avusturyali rahipler idaresindeki müessesenin bahçesine bir obüs dügtü ise de istimal etmedi.
Dün akgam vukua gelen muharebenin Türkler için iyi bir netice hasil etmedigi söylenmektedir. Bulgarlar bu akgam saat dörde dogru Kartaltepe ve Demirtag'tan Arda Tabya ve Demirtag-Sinekli'de kain Türk tabyalarina ateg etmeye bagladilar. Karaagaç kiglalari artik top ategine maruz kaldiklarindan Türkler oralardan çekilmigler ve Karaagaç önünde siperler kazmaya ibtidar etmiglerdir. Bu cihette Türklerin vaziyeti iyi degil gibi görünüyor.
Bombardiman geç vakit tekrar bagladi ve Büyük Caddede Rumeli Oteli karibinde iki hane obüs isabetiyle muhterik oldu. Yunan Konsoloshanesi ittihaz edilen kargir binaya da obüs dügtü, üç günden beri Rus konsolos vekili oraya iltica etmigti.
Hanenin bir kismi harab olmug ise de o esnada binanin diger cihetinde bulunan Rus konsolosu ile iki refik-i mesaisi zarar görmemigler ve hepsi Fransiz rahipler idaresindeki müesseseye iltica etmiglerdir. Akgam geç vakit Demirtag cihetinde top sesi igitildi.
30 Te§rin-i Sani 1912: Bugün de bütün meslektaglarimla beraber ingiliz konsolosu Binbagi Samson'un nezdinde akd-i ictima ile ingiliz konsolosunun teklifi üzerine istanbul'daki sefaretlere gu ikinci telgrafi çekmeye karar verdik:
"Sehrin bombardimani endiieye muceb bir mahiyet iktisab etmekte ve birçok telefat ve yanginlari muceb olmaktadir. Teba'-yi ecnebiyenin vaziyeti gayet muhataralidir. Rusya konsolosunun iltica etmii oldugu Yunan Konsoloshanesi üzerine bir obüs isabet etmiitir" Bombardimanin bidayetinden beri üçüncü defa olarak nakl-i mekan eden Vali Halil Bey'e saat on birde mülaki olduk ve telgrafi kendisine tevdi ettik. Mügarünileyh telgrafi o gün çektirecegini vaat etti. Valinin gösterdigi fütur ve inkisar nazar-i dikkatimizden kaçmadi.
Bombardiman saat ikide tekrar bagladi. Fransa Konsoloshanesi tercüman muavinlerinden Mösyö Doulas'a ait ve bizim bulundugumuz müesseseye karib bir mevkide kain hane bahçesine bir obüs isabet etmigtir.
Ögleden evvel bir Bulgar balonu gehrin üzerinde tayeran etmigse de pek yükseklerde kalarak agagiya inmemigtir.
1 Kanun-i Evvel (Aralik) 1912: Evraki yanina alarak Fransizlar idaresindeki müesseseye iltica eden Rusya konsolosunu ögleden evvel ziyaret ettim. Mumaileyh Yunanli Konsoloshanesi üzerinde temevvüc eden Rusya bayraginin dün bir Bulgar garapneli tarafindan delinmig oldugunu söyledi.
Bombardimanin bidayetinden beri ilk defa olarak bugün çehre hiçbir garapnel veya obüs isabet etmedi. Yalniz akgam saat on bire dogru Bulgarlar bize bombardimani unutturmamak için on kadar obüs gönderdiler.
Memurin-i askeriye mevcut ekmekleri toplattigindan bagibozuk ahali ekmek tedarikinde gittikçe daha ziyade mügkülata müsadif olmakta ve firinlarin etrafini muhasara etmektedir.
Osmanli Bankasi müdürü Edirne Askeri Kumandani'na 10.000 lira itasi için telsiz telgrafla emir almigtir.
2 Kanun-i Evvel 1912: Bütün gün gehre hiçbir humbara atilmadi. Dün ve bugün hükümferma olan sükun bir takim gayialarin zuhurunu muceb olmug ve bu haberler gittikçe teeyyüd etmeye baglamigtir. Mütarekeden, devletlerin müdahalesinden ve müzakerat-i sulhiyenin bagladigindan bahs olunuyor. Hilal-i Ahmer sertabibi Bahaeddin Çakir Bey saat üçte Avusturyali rahipler idaresindeki müesseseye gelerek bizi ziyaret etti ve me'yusane bir tavir ile fi'lhal bir mütarekenin Türk ve Bulgar murahhaslari tarafindan müzakere edilmek üzere oldugunu söyledi. Akgam kendisine mülaki oldugum Edirne istihkam Kumandani ismail Paga mütareke için müzakereye baglandigini teyit etti.
3 Kanun-i Evvel 1912: Gece sükun ile geçti. Gündüz akgam saat sekize kadar ne top sesi, ne de bombardiman gürültüsü igitilmedi. Saat onda ingiltere ve Avusturya konsoloslariyla beraber Vali Bey'i ziyaret ettim. Mügarünileyh bu gece Rumi 18 Tegrin-i Sani24 tarihi ile makam-i Sadaret'ten aldigi gifreli telgrafin bir suretini bize teblig etti. Bu telgrafnamede igkodra ve Yanya'nin mukavemetinden ve Çark Ordusu'nun vaziyetinden bahsedildikten sonra mütarekenin bugün (Rumi 18 Tegrin-i Sani) imzalanmasi muhtemel oldugu bildiriliyordu.
Filhakika dün ba'dez-zuhr biri miralay ve digeri Meclis-i Mebusan azasindan olan iki Bulgar murahhasi ile Erkan-i Harbiye Miralayi Celal, Yüzbagi Remzi ve Kazim Beyler Mustafapaga Yolu'nun üzerinde Papazçegme mevkiinde birbirlerine mülaki olmuglar ve müzakereye baglamiglardir. Bulgarlar kapali bir zarf derununa mevzu-i mevaddin bizzat Çükrü Paga'ya tebligini talep etmigler, Türkler ise ruhsat-i kamileye haiz olduklarini ileriye sürerek kumandana gönderilmek istenilen zarfi açarak muhteviyatina muttali olmuglardir. Türkçe yazilmig olan mezkur metnin hülasasi gundan ibarettir:
"Tali' Osmanli ordusuna müsait olmadi. Bulgarlar Istanbul kapdanna dayandi. Beyhude yere kan dökülmesine meydan kalmamak üzere Edirne iehrinin müsait ve muceb-i ieref ieraitle teslimini talep ederiz."
Celal Bey derhal söze baglayarak refikasiyla beraber gehrin teslimi için degil mütareke akdi maksadiyla geldigini teslimin asla mevzu-i bahs olamayacagini der-meyan etmig, Çükrü Paga'ya gönderilmek istenilen zarfi Bulgar murahhaslarina iade ile mülakata nihayet vermigtir.
Iki günden beri sükunun devam ve mütareke ve musalaha çayialarinin musirran ortada deveran etmesi Edirne halkina ümit ve emniyet vermek üzere (iken) akçam saat sekize dogru ansizin müthiç bir top gürültüsü geldi ve biraz sonra mitralyöz sesleri ve kurçun viziltilari da içitildi. Ufuk, Karaagaç ve Maraç'a dogru ateçler içinde kaldi. Muharebe yavaç yavaç çimale ve Kiyik semtine kadar çark cihetine ittisa edip çehir bir ateç ve gürültü çemberi ile ihata edildi.
Muhasaranin bidayetinden beri Edirne bu kadar müthiç ve sebki bir hücuma ugramamiçti. Muharebe bila-fasila sabah saat üçe kadar devam etti. Obüs ve çarapneller de içe kariçarak üç saat kadar çehrin her tarafina yagmur gibi yagdi ve oldukça mühim iki yangina sebebiyet verdi.
Bu hariklerden biri bizim bulundugumuz mahalde Reji idaresi'ne pek karib bir yerde ba§ gösterdi. Valinin ifadesine bakilirsa Musabeyli-Sazlidere'deki Bulgar bataryalari o akçam yetmiçten fazla obüs endaht etmiçleridir.
Öyle farz ve tahmin ediyoruz ki Bulgarlar mütarekenin akdinden evvel asil çehre daha yakin bazi mevaki-i müstahkemeyi ele geçirmek istemiçlerdir. Mamafih Bulgarlar maksatlarina nail olamamiçlardir25.
* Makalenin Geliç Tarihi: 30.11.2015, Kabul Tarihi: 21.06.2016
1 Necdet Hayta - Togay Seçkin Birbudak, Balkan Savaçlan'nda Edirne, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bagkanligi Yayinlari, Ankara 2010, s. 5-20.
2 Cevdet Küçük, "Balkan Savagi", Türkiye Diyanet Vakfi islam Ansiklopedisi, C. 5, TDV Yayinlari, istanbul 2005, s. 24.
3 Richard C. Hall, Balkan Savaslari, Homer Kitabevi, istanbul 2003, s. 35-46.
4 Ali Remzi Yigitgüden, 1912-1913 Balkan Harbinde Edirne Kale Muharebeleri, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Bagkanligi Yayinlari, Ankara 2006, s. 57.
5 Türk Silahli Kuvvetleri Tarihi, Balkan Harbi, C.: II, K.: III (Edirne Kalesi Etrafindaki Muharebeler), Genelkurmay Basimevi, Ankara 1993, s. 86; Raif Necdet Kestelli, Osmanli ímparatorlugu'nun Batiji (Ufûl), Edirne Savunmasi, Arma Yayinlari, istanbul 2001, s. 17.
6 Söz konusu mücadeleler ve ategkes süreci hakkinda ayrintili bilgi için bkz. Hayta - Birbudak, a.g.e, s. 40-62.
7 Necdet Hayta, Balkan Savajlari'nin Diplomatik Boyutu ve Londra Büyükelçiler Konferansi (17Aralik 1912 - 11 Agustos 1913), Atatürk Aragtirma Merkezi Yayinlari, Ankara 2008.
8 Türk Silahli Kuvvetleri Tarihi, Balkan Harbi, C.: II, K.: III, s. 309-315, 329-332.
9 Ahmet Yigit, "Edirne Muhasarasi (1912-1913)", Edirne Müdâfii Mehmed ÿükrü Paja, Zaman Kitap, Istanbul 2008, s. 164; Hüseyin Cemal, Yeni Harb Bajimiza Tekrar Gelenler, Türk Tarih Kurumu Yayinlari, Ankara 2014, s. 220-221; Tosyavizade Doktor Rifat Osman, Edirne Rehnümasi, Türkiye Kütüphaneciler Dernegi Edirne Çubesi Yayinlari, Edirne 1994, s. 81.
10 Hayta, a.g.e, s. 76.
11 Enver Ziya Karal, Büyük Osmanli Tarihi, C. V, Türk Tarih Kurumu Yayinlari, Ankara, tarihsiz, s. 342.
12 Hayta - Birbudak, a.g.e, s. 119.
13 Nihat Erim, Devletlerarasi Hukuku ve Siyasî Tarih Metinleri, C. I, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayinlari, Türk Tarih Kurumu Basimevi, Ankara 1953, s. 457-466.
14 Le Matin, No: 10637, 12 Nisan 1913, s. 1; No: 10638; 13 Nisan 1913, s. 1-2; No: 10639, 14 Nisan 1913, s. 1; No: 10640, 15 Nisan 1913, s. 1-2; No: 10644, 19 Nisan 1913, s. 1; No: 10645, 20 Nisan 1913, s. 1-2; No: 10646, 21 Nisan 1913, s. 1-2; No: 10647, 22 Nisan 1913, s. 1; No: 10648, 23 Nisan 1913, s. 1-2; No: 10653, 28 Nisan 1913, s. 1-2.
15Tanîn ve ikdâm gazetelerinin ilgili sayilari kaynakçada sunulmugtur.
16Tamîm, No: 1573, 11 Cemâziyelevvel 1331 (4 Nisan 1329 / 17 Nisan 1913), s. 3.
17Tanîn, No: 1574, 12 Cemâziyelevvel 1331 (5 Nisan 1329 / 18 Nisan 1913), s. 4.
18Tanîn, No: 1575, 13 Cemâziyelevvel 1331 (6 Nisan 1329 / 18 Nisan 1913), s. 3.
19Tanîn, No: 1576, 14 Cemâziyelevvel 1331 (7 Nisan 1329 / 20 Nisan 1913), s. 3.
20Tanîn, No: 1580, 18 Cemâziyelevvel 1331 (11 Nisan 1329 / 24 Nisan 1913), s. 3.
21Tanîn, No: 1581, 19 Cemâziyelevvel 1331 (12 Nisan 1329 / 25 Nisan 1913), s. 4.
22Tanin Gazetesi'nde yayimlanan metinde "28 Teirin-i Evvel" bagligi yer almamaktadir. Ancak Le Matin Gazetesi'nde yayimlanan nüshada bulunan bu tarih metne tarafimizca eklenmigtir. (T.S.B.) 23Tanîn, No: 1582, 20 Cemâziyelevvel 1331 (13 Nisan 1329 / 26 Nisan 1913), s. 3.
24Miladi 1 Aralik 1912. (T.S.B.)
25Tanîn, No: 1585, 23 Cemâziyelevvel 1331 (16 Nisan 1329 / 29 Nisan 1913), s. 3.
KAYNAKLAR
A. Gazeteler
Le Matin Gazetesi
- Le Matin, No: 10637, 12 Nisan 1913, s. 1;
- Le Matin, No: 10638; 13 Nisan 1913, s. 1-2;
- Le Matin, No: 10639, 14 Nisan 1913, s. 1;
- Le Matin, No: 10640, 15 Nisan 1913, s. 1-2;
- Le Matin, No: 10644, 19 Nisan 1913, s. 1;
- Le Matin, No: 10645, 20 Nisan 1913, s. 1-2;
- Le Matin, No: 10646, 21 Nisan 1913, s. 1-2;
- Le Matin, No: 10647, 22 Nisan 1913, s. 1;
- Le Matin, No: 10648, 23 Nisan 1913, s. 1-2;
- Le Matin, No: 10653, 28 Nisan 1913, s. 1-2.
Tanîn Gazetesi
- Tanin, No: 1573, 1 1 Cemâziyelevvel 1331 (4 Nisan 1329 / 17 Nisan 1913), s. 3;
- Tanin, No: 1574, 12 Cemâziyelevvel 1331 (5 Nisan 1329 / 18 Nisan 1913), s. 4;
- Tanin, No: 1575, 13 Cemâziyelevvel 1331 (6 Nisan 1329 / 18 Nisan 1913), s. 3;
- Tanin, No: 1576, 14 Cemâziyelevvel 1331 (7 Nisan 1329 / 20 Nisan 1913), s. 3;
- Tanin, No: 1580, 18 Cemâziyelevvel 1331 (11 Nisan 1329 / 24 Nisan 1913), s. 3;
- Tanin, No: 1581, 19 Cemâziyelevvel 1331 (12 Nisan 1329 / 25 Nisan 1913), s. 4;
- Tanin, No: 1582, 20 Cemâziyelevvel 1331 (13 Nisan 1329 / 26 Nisan 1913), s. 3;
- Tanin, No: 1585, 23 Cemâziyelevvel 1331 (16 Nisan 1329 / 29 Nisan 1913), s. 3.
Ikdâm Gazetesi
- Ikdâm, No: 5809, 18 Cemâziyelevvel 1331 (11 Nisan 1329 / 24 Nisan 1913), s. 3;
- Ikdâm, No: 5811,20 Cemâziyelevvel 1331 (13 Nisan 1329 / 26 Nisan 1913), s. 3;
- Ikdâm, No: 5814, 23 Cemâziyelevvel 1331 (16 Nisan 1329 / 29 Nisan 1913), s. 3;
- Ikdâm, No: 5818, 27 Cemâziyelevvel 1331 (20 Nisan 1329 / 3 Mayis 1913), s. 3.
B. Telif Eserler
ERÍM, Nihat; Devletlerarasi Hukuku ve Siyasî Tarih Metinleri, C. I, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayinlari, Türk Tarih Kurumu Basimevi, Ankara 1953.
HALL, Richard C.; Balkan Savailari 1912-1913:1. Dünya Savaii'mn Provasi, Çev.: M. Tanju Akad, Homer Kitabevi, istanbul 2003.
HAYTA, Necdet - BÍRBUDAK, Togay Seçkin; Balkan Savailari'nda Edirme, Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Baçkanligi Yayinlari, Ankara 2010.
HAYTA, Necdet; Balkan Savailan'mn Diplomatik Boyutu ve Londra Büyükelçiler Komferamsi (17 Aralik 1912-11 Agustos 1913), Atatürk Araçtirma Merkezi Yayinlari, Ankara 2008.
Hüseyin Cemal, Yeni Harb Baçimiza Tekrar Gelenler, Yay. Haz. Aziz Korkmaz, Türk Tarih Kurumu Yayinlari, Ankara 2014.
KARAL, Enver Ziya; Osmanli Tarihi, C. V, Türk Tarih Kurumu Yayinlari, Ankara, tarihsiz.
KESTELLi, Raif Necdet; Osmanli Imparatorlugu'nun Batiçi (Ufûl), Edirne Savunmasi, Yay. Haz. Veliye Özdemir, Arma Yayinlari, istanbul 2001.
KÜÇÜK, Cevdet; "Balkan Savaçi", Türkiye Diyanet Vakfi Islam Ansiklopedisi, C. 5, TDV Yayinlari, istanbul 2005.
Tosyavizade Doktor Rifat Osman; Edirne Rehnümasi (Edirne ipehir Kavuzu), Yay. Haz. Ratip Kazancigil, Türkiye Kütüphaneciler Dernegi Edirne Çubesi Yayinlari, Edirne 1994.
Türk Silahli Kuvvetleri Tarihi, Balkan Harbi, C.: II, K.: III (Edirne Kalesi Etrafindaki Muharebeler), Genelkurmay Basimevi, Ankara 1993.
YÍGÍT, Ahmet; "Edirne Muhasarasi (1912-1913)", Edirne Müdâfii Mehmed Çükrü Paça, Haz. M. Sabri Koz, Zaman Kitap, istanbul 2008, ss. 74-181.
YiGiTGÜDEN, Ali Remzi; 1912-1913 Balkan Harbinde Edirne Kale Muharebeleri, Yay. Haz. Zekeriya Türkmen vd., Genelkurmay Askerî Tarih ve Stratejik Etüt Baçkanligi Yayinlari, Ankara 2006.
Togay Seçkin BÍRBUDAK**
** Yrd. Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi Egitim Fakültesi, Tarih Egitimi Anabilim Dali, Ögretim Üyesi, E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Professor Dr. Hale Sivgin 2016