ÖZ
HAÇiN, Ílhan, Hüseyin Rauf Orbay ve I. TBMM'deki Faaliyetleri (1920-1923), CTAD, Yil 12, Sayi 23, (Bahar 2016), s. 53-88.
Birinci Dünya Savaçi'ndan maglup bir ijekilde ayrilan Osmanli Devleti 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasiyla fiilen sona ermistir. Buna müteakip balayan Milli Mücadele hareketi neticede yeni bir rejim ve devlet dogurmustur. Mesrutiyetle balayan demokrasi denemeleri 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açilmasiyla en zirve noktaya ulasmistir. Yurdun dört bir tarafinda yapilan seçimler sonrasinda birçok mebus Ankara'ya gitmi? ve yeni rejim içinde birtakim roller üstlenmislerdir. Gerek Osmanli Devleti'nin son döneminde gerekse Milli Mücadele sürecinde askeri yönden taninmi? olan Hüseyin Rauf Bey de Malta sürgününden sonra 15 Kasim 1921 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Sivas mebusu olarak iltica etmi? ve bu görevini I. Meclis'in kapanacagi tarihe kadar devam ettirmi?tir. Bu çali?mada Hüseyin Rauf Bey'in kisa bir ijekilde hayati anlatilmi? ve esas olarak I. Meclis içerisindeki faaliyetleri bilhassa TBMM zabit ceridelerine bagli kalinarak ortaya konulmaya çaliçilmiçtir.
Anahtar Sözcük/er.Hüseyin Rauf Bey, Milli Mücadele, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Ankara, Sivas.
ABSTRACT
HAÇIN, ilhan, Hüseyin Rauf Orbay and his Activities in the 1st Turkish Grand National Assembly (1920-1923), CTAD, Volume 12, Issue 23, (Spring 2016), pp. 53-88.
The Ottoman State, which was defeated in the World War One, was de facto ended with the Mudros Armistice signed in 30 October 1918. In consequence of the National Struggle which started in the wake of the referred events, a new state and a regime emerged. Attempts for a democratic regime that started with the constitutional period reached its peak by the opening of the Turkish Grand National Assembly in 23 April 1920. Following the elections held in the different places many deputies went to Ankara and took some roles in the new regime. Hüseyin Rauf Bey, a leading military figure in the last era of the Ottoman State as well as the National Struggle, got into to the Turkish Grand National Assembly as the deputy of Sivas province in 15 November 1921 following his return from exile in Malta. He continued his duty until the closure of the first Assembly. In this study, life and particularly activities of Hüseyin Rauf Bey in the first Assembly are going to be described in the light of the official reports of the Turkish Grand National Assembly.
Keywords: Hüseyin Rauf Bey, The National Struggle, Turkish Grand National Assembly, Ankara, Sivas.
Giris
Hüseyin Rauf Bey, 1881 yilinda ístanbul'un Cibali muhitinde dogmuftur.1 Bahriye Çurasi Bafkani ve Ayan üyesi olan Amiral Mehmet Muzaffer Pafa'nin ogludur.2 Annesi de Hayriye Rüveyde Hanim'dir. Ailesi, Kafkasya'da Anapa Eyaleti'ne bagli Zahumkale'nin Kafdiren kasabasindandir. Mehmet Muzaffer Pafa'nin dedesi ise Anapa Beylerbeyi Ferah Ali Pafa'nin maiyetinde Ruslara karfi uçbeyi olarak görev almiftir. Ancak Ruslarla yapilan bir anlafma sonucunda ailenin bir bölümü ístanbul'a gôç etmek zorunda kalmiftir. Rauf Bey'in dedesi Nureddin Bey ise, Kirim Harbi'nden (1856) sonra ístanbul'a gelmiftir. Daha sonra dedesi denizci oldugu için Kaptan-i Derya Mehmet Ali Pasa tarafindan Bahriye Nazirliginda vazifelendirilmiftir. ístanbul'a geldikten sonra babasi Mehmet Muzaffer Pasa, Heybeliada Bahriye Mektebi'ni bitirerek Osmanli Deniz Kuvvetlerinde görev almiftir. Mehmet Muzaffer Pasa, Girit Bahriye Üssünde görevliyken Koca Memi sülalesinden Tahrirat Müdürü Emin Efendi'nin kizi Hayriye Rüveyde Hanimla evlenmiatir.3 Bu evlilikten iki erkek, üç kiz toplamda bes çocuklari olmuatur. Ayrica Rauf Bey'in babasinin Çerkez asilli oldugu bilinmektedir.4
Hüseyin Rauf Bey, ilkögrenimini Cibali'deki ilkokulda tamamlamiç ve sonra babasinin komodor5 olarak görevli bulundugu Trablusgarp'ta Askeri Rüatiye'yi bitirmiatir. 1893 tarihinde Heybeliada Bahriye Okuluna girmis ve 1897'de Çakirdan (Harbiye) sinifina geçmiyir. Bu okuldan 1899 yilindan Tegmen olarak mezun olmuatur. Heybetnüma Okul Gemisinde stajini tamamladiktan sonra Selimiye Firkateynine ve arkasindan da Garp Vapuru Seyir Subayi Yardimciligina atanmiatir. Çeçitli gemilerde görevler alan Rauf Bey, 1904 yilinda yüzbaailiga terfi etmiatir. Iyi düzeyde Ingilizce bilmesi ve denizcilik alaninda baaarili bir asker olmasi hasebiyle Mecidiye Kruvazörünü Amerika'dan ístanbul'a getirip, donanmada daniaman olarak alikonulan Amerikali Bucknam Bey'in6 yardimciligina getirilmiatir. Bu görevde iki yil kalmiatir. Denizcilik sahasinda adindan söz ettirmeyi bagaran Rauf Bey, yurtdiainda muhtelif seminerlere katilmia ve kendisini mesleki yönde geliatirmeyi de ihmal etmemiatir.
Rauf Bey'in belki de Röhret sahibi olmasini saglayan en önemli görev, Hamidiye Gemisi Komutanligidir. Bu gemiyle Arnavutluk ayaklanmasini bastiran Rauf Bey, 1911 Trablusgarp Savaai'nda da silah ve cephane sevkinde bulunmuatur.7 21 Ekim 1912'de Varna bombardimanini baslatmis ve burada ciddi baaarilar elde etmiatir. Daha sonra Varna önlerinde zarar gören Hamidiye Gemisi Haliç'te onarima alinmiatir. Onarimdan sonra ise Mustafa Kemal Paça'nin da giriaimleriyle Rauf Bey'in komutani oldugu Hamidiye Zirhlisi Çanakkale Bogazi'ndan ayrilarak 16 Aralik 1912 günü Imroz Adasi açiklarinda Yunan gemilerini taciz eden atiplar yapmis, her bakimdan üstünlüge sahip olan Yunan Ordusu bu ates karaisinda bir sey yapamadan geri çekilmiatir. Ancak Türk Donanmasinin Yunanlilari takip etmemesi üzerine bu çarpiamadan bir sonuç elde edilememiatir.8 Bir süre sonra Rauf Bey, gemisiyle Balkan Savaalarinin en kötü günlerinde casusluk faaliyetlerini önlemek için Akdeniz'de görevlendirilmiatir. Bu görevdeyken büyük baaarilar elde eden Rauf Bey, hem Balkan Savaalarinin kara ordusuna büyük moral olmus hem de kamuoyunda Hamidiye Kahramani olarak adlandirilmiatir. Bu baaarisindan dolayi Binbaailiga yükseltilmiatir.
Birinci Dünya Savaai'nin baalamasi üzerine ístanbul'a dönen Rauf Bey, Ahmet Izzet Pasa Kabinesi'nde Bahriye Nazirligma getirilmiatir. Bu memuriyetteyken yaptigi en önemli olay, 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi'ni imzalamasi olmuatur. 8 Kasim 1918'de Ahmet Izzet Pasa Kabinesi'nin düamesiyle Rauf Bey'in de görevi son bulmuatur. Mütarekeden sonra yurdun dört bir tarafinin iagal edilmesi ve ístanbul Hükümeti'nin bunan sessiz kalmasindan dolayi Rauf Bey, 3 Mayis 1919 tarihinde askerlik görevinden istifa etmiatir. Hiç vakit kaybetmeden Anadolu'da Mustafa Kemal Pasa öncülügünde baalatilan Milli Mücadele Hareketi'ne dâhil olmuatur.9 Bu arada Rauf Bey, hatirlarinda Mustafa Kemal Pasa ile taniamalarmi söyle anlatmaktadir:
"Mustafa Kemal Pasa'yi ilk defa 31 Mart Vakasini müteakip 1919 Nisam'nda istanbul'un o gaman Makriköy denen Bakirköy Telgrafhanesinde görmüstüm. Erkan-i Harbiye Kolagasi rütbesinde idi. Hareket Ordusu Kumandani Mehmet Çevket Pasa'mn emirlerini yagiyordu. Telgraf Müdürünün koltugunda Mahmut Çevket Pasa oturuyordu. Etrafinda Topçu Feriki Huyit ve Liva Bagdatli Hasan Riga Paralar vardi. Kayisinda ayakta muhtelif kolordu kumandanlarina ait emirlerini telgraf seklinde tespit eden bir Erkani i Kolagasi duruyordu. Omugundapelerini, yorgun ve solgun simasi, sakin tavriyla dikkat çeken bu gat, Mustafa Kemal Bey'di. Sonra ise Bahriye Nagiri olan Cemal Bey, ogün orada bigi taniytirmiytiS'10
O günden sonra çeaitli vesilelerle bir araya gelen Mustafa Kemal Pasa ve Rauf Bey arasinda samimi bir dostluk olusmustur. Mustafa Kemal Pasa öncülügünde çeaitli kongre ve toplantilarin icra edilmesinde büyük yardimlari olan Rauf Bey, Milli Mücadele Hareketi içinde aktif bir vatan evladi olarak sivrilmiatir. Yeni TBMM açilmadan önce 12 Ocak 1920 ístanbul'da toplanan son Osmanli Mebusan Meclisi'ne Sivas Mebusu olarak katilmiatir. Mediste Misaki-i Milli kararlarinin kabulü konusunda büyük bir etkisi olmuatur. Bunun üzerine Istanbul, 16 Mart 1920 günü Ingilizler tarafindan içgal edilmia ve Meclis-i Mebusan basilarak özellikle bazi milliyetçi olarak bilinen mebuslar tutuklanarak Malta Adasina sürgün edilmiatir. Rauf Bey, Ingilizlerin meclisi nasil bastigini söyle anlatiyor:
"...Medís Muhafig Kitasi kumandani salona girerek; kapiya gelen bir ingilig mUfregesinin benimle Kara Vasif Bey'i teslim almak istediHerini haber verdi. Bunu duyan mebuslar, bir anda feveran ettiler. «Teslim etmeyig!., olamag!. Silâhla mukabele ederig.» sesleri ortaligi çinlatiyordu. Bu arada, GümUghane Mebusu Zeki Bey (Kadirbeyoglu) ile bagglan, bana hitapla kaçmami teklif ediyorlardi. Meclis binasi, malûm, Findikli'da denig kiyisinda oldugundan, bu arkadaglar için, aklagelen kaçmaktan kolay gey yoktu. Fakat ben hiç sesimi çikarmiyordum. Bu esnada Sinop Mebusu Yusuf Kemal Bey (Tengirgenk): -Arkadaglar, sakin olunug bu igte asil salâhiyet sahibi Rauf Bey'dir. O karar versin, deyince, ben de:- fimdiye kadar sigin durumunug tehlikeye dügmesin diye, sustum. Mademki Meclis taarruga ugramigtir, burada muhafig bölügü var, emir verilsin, mukavemet etsin. Vagifesiniyapsin» dedim. Bu sögüm Ugerine, muhafig kitasi hareketegeçirilmek istendi ise de Reis Celâlettin Arif Bey'in, Meclisten ayrilirken, böyle bir ihtimali dUgünerek «Ne maksatla olursa olsun, silâh kullanilmamasi» emrini vermig oldugu anlagildigindan, muhafig kitasi âtil bir vagiyette kalmaga mecbur oldu. Salonda gUrUltU devam ediyordu. Dâvayi bir an evvel halletmek maksadyla Trabgon Mebusu Bahriyeli AM fükrü Bey'e; gidip kapidaki Ingilig gabitleriyle görügerek, kan dökülmesinin önüne geçmek için ancak beni mügakere salonundan gorla teslim aldiklarina dair yagili bir vesika verdikleri takdirde, teslim olacagimi bildirmesini söyledim. Ali fükrü Bey gitti. Fakat Meclisteki arkadaglardan birçogu hâlâ, ne suretle olursa olsun, teslim olmamam, kaçmam taraftari idiler. Çünkü niçin kaçmak istemedigimi bilmiyorlardi... Ali fükrü Bey, Ingiliglerle görügtükten sonra, teklifimi kabul ettikleri cevabini getirince artik salonda ses seda kesildi. Bunun Ugerine ingiliglerden istedigim vesikayi alp, Meclis riyasetine tevdi ettikten sonra, hâlâ gagkinliklarindan siyrilamamig arkadaglara veda ederek, kapida bekleyen ingiliglere teslim oldum. Kara Vasif Bey de ayni gekilde benimle beraber geldi...'"11
Yirmi aylik bir sürgün hayatindan sonra Rauf Bey ve diger mebuslar, 1 Kasim 1921 tarihinde Inebolu Limani'na getirilerek Ankara Hükümeti görevlilerine verilmiçtir. Mebuslardan bazilari ístanbul'a, içerisinde Rauf Bey'in de bulundugu kafile ise Ankara'ya gitmialerdir.12 Ankara'ya gelen Rauf Bey, Sivas Mebusu sifatiyla TBMM'ye katilmiatir.
Mediste üst düzey görevler alan Rauf Bey, birinci dönem Sivas mebuslugundan sonra ikinci dönem Istanbul mebusu seçilmiatir. ílerleyen zamanlarda mediste Cumhuriyet Halk Firkasi ile ters düamesi üzerine 9 Kasim 1924 tarihinde bir grup arkadaai ile Cumhuriyet Halk Firkasindan ayrilarak 17 Kasim 1924'te Terakkiperver Cumhuriyet Firkasini kurmualardir. 12 Mayis 1926'da 45 gün izin alarak tedavi için Londra'ya gitmiatir. Londra'da bulundugu sirada ízmir'de Mustafa Kemal Paaa'ya suikast olayi ile iliakili görülerek 26 Agustos 1926 tarihli kararla on yil kalebentlige hüküm giydigine dair tebligati almiatir. Bu tebligatla Rauf Bey'in mebuslugu düsürülmüstür. Ancak Rauf Bey, böyle bir suçlamayi kabul etmemiç ve 1933 tarihinde af kanunu ile tutuklanma kararinin ortadan kalmasi üzerine 5 Temmuz 1935 tarihinde yurda dönmüatür. Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne 6. dönem Kastamonu Mebusu girmiatir. 1942 yilinda ise hükümet tarafindan uygun görülerek Londra Büyükelçiligine atanmiatir. 2 yil görev yaptiktan sonra 1944 yilinda tekrar yurda dönmüatür. Son olarak Rauf Bey, 16 Temmuz 1964 tarihinde ístanbul'da vefat etmiatir.13
Mebus Seçilmesi ve Meclis'teki Faaliyetleri
11 Kasim 1921 tarihinde Ankara'ya gelen Rauf Bey, Ankara'nin giriainde bazi bakan ve mebuslar tarafindan karailanmiati. Akaam yemeginde Mustafa Kemal Pasa ve Fethi (Okyar) Bey ile birlikte olan Rauf Bey, ülkenin ve meclisin durumu hakkinda yanindakilerle uzun uzadiya konusmuslardir. 15 Kasim günü Mustafa Kemal Paaayla beraber TBMM'ye iatirak etmialerdir.14 Meclise geldikten sonra Meclis Reis Vekili Hasan Fehmi Bey, Sivas Mebusu Rauf Bey'in meclise takdimini yapmis ve bu arada bazi mebuslar Rauf Bey'in kürsüde konuamasini israrla istemialerdir. Çiddetli alkialar arasinda kürsüye gelen Sivas Mebusu Rauf Bey, su konuamayi yapmiatir. söyle ki:
"Muhterem arkadaslanm; hepinigce malûm olan geçen Martin 16'sinda bu milletin agmi i ve yasamak hususundaki karar ve imanini birtakim igvaat ile bogmaya çalisan bihaberler, aralarina kansan âsiler ve bunlarin harekätini, bu milletin pek mesru ve insallah namütenahi olan hayatim ifnaya, vesile ittihag eden düsmanlar îstanbul'daki Meclis-i Mebusani basmak ve kendi guumlerince milletin hareketi olmayp birtakim kesanin teybbüsü sahsileri addettikleri tertibatigüya kökünden kalletmek maksadiyla bagi arkadaparla beraber bendenigi de tevkif ve Malta'ya sevk etmplerdi. Muhterem arkadapar; bu hareketlerin tarihte devlet namini tasiyan teskilâtin hiçbirisinde hiçbir yaman yapildigini ben sahsen tahattur edemiyorum. Bu harekete cüret eden düsman biye ne esir ve ne de mevkuf sifatiyla muameleye cesaret edemedi. Esir bulundugumuy 20 ay müddet yarfmda herhangi bir insanin iyyeti nefisini rencide edecek her türlü teybbüslerden tevakki etmeleri, alelhusus istanbul'da tevkif edildigimiy gün Ingiliy Karadeniy Filosu Kumandani kendi imyasiyla neyettigi bir beyanname ile biyleri o yamana kadar cereyan eden ve âtiyen cereyan edecek olan vekayia kary rehin olarak aldigini ve buna mukabil biyi elinde tuttugunu ilân etti. Arkadafar sahsen ben buna güldüm. Benim mübarek milletimin ayim ve imaninin, vatanin binlerce senelik tarihini bihakkin layik oldugu parlak hayati idame ettirecegine imanim vardi ve bunun âti-i karipte vuku bulacagina kaani idim, bu itibarla ilânina cüret ettikleri bu beyannamenin, yakmda milletimin ayim ve imaniyla yüylerine çarpilacagina ve bu suretle kendi kendilerini teshir etmis olacaklarina kaani idim. fte bugün arkadaslar, bunu idrak etmekle bahtiyarim. Mübarek milletimiyi temsil eden siy vekil arkadafanmin gösterdigi metanet ve celâdet, tarih-i Osmaniyemiye hak ve istiklâlimiyi müdafaa yolunda, pek büyük bir misal irat etti ve bu suretle biyi, imhaya çalisan düsmanlann elinden sanli bir surette kurtardi. Bugün araniyda bulunmakla yrefyab oluyorum. Bunun için hissiyati ßkranimi ary eder ve kabulünü rica ederim. Cenab-i Hak ankarip milletimiyi tamamen düsmanin taarruyatindan ve makasit-i mahsusasindan insallah himemat-i aliyeniyle tahlis edecektir. Milletimiyi içinde lâyik oldugu mesut bir istikbale kavufiuracaktir. Allah cümlemiyi muvaffak etsin. Gösterdiginiy teveccühe samimî kalbimden tesekkürler ederim."
Konuamasinin ardindan mediste mebuslar tarafindan kendi sahsina büyük bir sevgi gösterisine sahit olmuatur.15 Rauf Bey, kendi konuamasindan sonra söz alan Çankiri Mebusu Haci Tevfik Efendi'nin sahsina olan sevgi dolu konuamasinin çok hoauna gittigini ifade etmiatir. Rauf Bey, hoauna giden Tevfik Efendi'nin konuamasini hatiralarinda su çekilde ifade etmektedir. söyle ki; "Muhterem Rauf'umuyu biyim bildigimiy gibi bütün cihanda bilir. Bir ayet-i kerimede buyuruldugu gibi, -Onu gece de bilir gündüy de bilir, silah da bilir, deniy de bilir- Rauf Bey, milletin her fedakârlik istedigigün, bihakkin fedakârligini ibray etmig ve her yaman fedakârlikla en önde bulunmugtur."16
sunu da belirtmekte fayda vardir; 15 Kasim 1921 günü meclise gelen Rauf Bey, son Osmanli Meclis-i Mebusani'nda mebus olarak görev almasi nedeniyle seçime tabi tutulmadan TBMM'ye dogrudan Sivas Mebusu olarak intikal etmiatir. Meclise katildigi tarihten I. Meclisin kapanacagi tarihe kadar meclis içerisinde üst düzey çeçitli görevler almiçtir.
Meclis'te Aldigi Görevler
Nafia Vekâleti Vekilligi
Rauf Bey, mediste birtakim görevler almiatir. Ilk görev, meclise dâhil olduktan 2 gün sonra verilmiatir. Meclisin 17 Kasim 1921 tarihli toplantisinda Nafia Vekâleti (Bayindirlik) seçimleri yapilmiatir.17 Ancak meclisin 17 Kasim Peraembe günkü toplantisina Rauf Bey, rahatsizligindan dolayi katilamamiatir.18 Yine de Nafia Vekâleti seçimlerinde adayligi bulunan Rauf Bey, yapilan oylama sonucunda 167 mebusun 84'ünün19 oyunu alarak Nafia Vekâletine seçilmiatir.20 Kendisinin Nafia Vekâletine seçildigini gazeteden ögrenmia fakat oylarin yeterli miktarda olmadigini belirterek Nafia Vekâleti görevini yapamayacagi yönünde düaüncelerini ifade etmigtir. Rauf Bey, kendisine göre az oy almasini, meclise geldiginde mebuslara ilk etapta resmi vazife almayacagini söylemesinden kaynaklandigini düaünmektedir.21 Istifa sinyalleri veren Rauf Bey, saglik durumunun biraz iyiye gitmesi üzerine meclisin 21 Kasim Pazartesi günkü oturumuna katilmiatir. Seçildigi Nafia Vekilligi görevinden istifasini isteyerek istifanamesini22 meclise sunmuatur. Istifanamesinde az oy almasini istifasinin nedeni oldugunu belirtmiatir. Istifanamenin mecliste okunmasindan sonra söz alan Çankiri Mebusu Tevfik Efendi, ret oy veren mebus arkadaslarinin Rauf Bey'in Nafia Vekilligi görevini kabul etmeyecegini düaündüklerinden dolayi olumsuz oy verdiklerini açiklayarak Rauf Bey'den istifanamesini geri almasini rica etmiatir. Kürsüye gelen bazi mebuslar da Rauf Bey'in istifasini kendisinin çok baaarili bir vatan evladi olmasindan dolayi kabul etmeyeceklerini belirterek Nafia Vekâleti için yeni bir seçim yapilmasi yönünde açiklamalarda bulunmualardir. Meclis Reisinin de onaylamasi sonucu Nafia Vekâleti için yeni bir seçim yapilmasina karar verilmiatir. Yapilan oylama sonucu, 163 mebusun 162'sinin kabul oyu vermesiyle Rauf Bey, mebuslarin tamamina yakininin oyunu alarak tekrar Nafia Vekilligine seçilmiatir.23 Ancak kisa bir süre sonra yani 7 Ocak 1922 tarihinde Rauf Bey, saglik problemlerinin devam etmesini ve bu bayindirlik ialerinin (Nafia Vekâleti) alaninda ihtisas yapmis bir mühendise verilmesini neden göstererek Nafia Vekilliginden istifasini meclise bildirmiatir. Söz konusu istifaname24 12 Ocak 1922 tarihinde mecliste okunmuatur. Meclis Reisi, Nafia Vekilliginden Rauf Bey'in istifa ettigini açiklayarak boaalan bu görev için seçimlerin yapilmasini dile getirmiatir.25 Meclisin 14 Ocak günkü oturumunda yapilan seçimler sonucunda Diyarbakir Mebusu Fevzi Bey, yeni Nafia Vekili olmuatur.26 Böylelikle Rauf Bey'in Nafia Vekilligi, 17 Kasim 1921 tarihinden baalayarak 14 Ocak 1922 tarihine kadar sürmüçtür.
Büyük Millet Meclisi Ikinci Reisligi
14 Ocak 1922 tarihinde sona eren Nafia Vekâleti görevinden bir müddet sonra Rauf Bey, Meclis Ikinci Reisligine seçilmiatir. Meclisin 2 Mart 1922 tarihli oturumunda Meclis Reis-i Sani seçimleri yapilmiatir. Yapilan oylama sonucunda Rauf Bey, 191 oy alarak Meclis Ikinci Reisi olmuatur.27 Nafia Vekâleti görevinden icra etme bakimindan daha yakin hissettigi Meclis Ikinci Reisligi vazifesini yaklaaik dört buçuk ay kadar sürdürmüçtür. Bu görevi icra ederken zorlandigi hususu, mecliste var olan muhalefetin her firsattan istifade ile hükümeti tenkit etmesi ve bunun da muhalif mebuslarla Mustafa Kemal Pasa arasindaki anlaamazliklari arttirdigi çeklinde izah etmiatir. Taraflar arasinda uzlaamayi saglamak için büyük gayret gösteren Rauf Bey, her iki guruptan da (I. ve II. Müdafaa-i Hukuk Grubu) samimi arkadaalarinin olmasi sebebiyle bu uzlaamayi saglamanin çok zor oldugunu belirtmiatir.28 Nihayetinde, 8 Temmuz 1922 tarih ve 244 sayili "Icra Vekillerinin Suret-i Intihabina Dair Kanun" un29kabulünden sonra yapilan seçimde Icra Vekilleri Heyeti Reisligine seçildigi 12 Temmuz 1922 gününe kadar Rauf Bey, Meclis Ikinci Reisligi görevini ifa etmiatir. Yeni göreve baalarken usulen, Büyük Millet Meclisi Ikinci Reisliginden istifa ettigini Meclis Reisi Mustafa Kemal Paaa'ya bir yazi ile söyle izah etmiatir;
"Heyet-i Celilece intihap buyuruldugum Vekiller Heyeti vagifesine devam etmek ügere Meclis ikinci Reisliginden istifa eyliyorum. Yüksek meclisçe vuku bulan intihap neticesinde dört buçuk ay müddet garfinda ikinci reislik vagifesini ifa ettigim esnada, gerek taraf-i celili riyasetpenahilerinden ve gerekse yüksek meclisten ve muhterem umum-i heyetten gördügüm teveccüh ve mügaheretlere arg-i ßkran eyleyerek marug istifamin kabulüne delalet-i samilerini istirham eylerim, efendim."30
Vekiller Heyeti Reisligi
6 Temmuz 1922 tarihinde Icra Vekillerinin Suret-i Intihabina dair kanun teklifi meclise gelmesinden sonra mecliste büyük tartiçmalarin yaçanmasina neden olmuatur. Mebuslar tarafindan büyük tepkilere neden olan kanun teklifinin 1. maddesi söyledir; "Büyük Millet Meclisi reisleri ve reis vekilleriyle tegkilâti Devlete tekabül eden Çer'iye ve Evkaf, Dâhiliye, Hariciye, Adliye, Müdafaa-i Milliye, Muvagene-i Maliye, iktisat, Nafia, Maarif, Sihhiye ve Muavenet-i içtimaiye encümenleri rüesasindanve icra Vekilleri Reisinden mürekkep bir heyet her vekâlet için bad'el mügakere Meclis egasindan lâakal üç gati namget olarak irae eder. Meclis bunlardan birini intihap eyler."31 Meclis, hararetli münakaçalar sonunda bu maddeyi kabul etmeyince 8 Temmuz günü üzerinde düzenleme yapilan 1. madde; "Vekiller Heyeti ile Reisinin Büyük Millet Meclisi tarafindan gigli reyle ve mutlak ekseriyetle Meclis agasi arasindan ayri ayri seçilir." çeklinde kabul edilmiatir.32 Ayni gün kanun teklifinin diger maddeleri de oylanarak mebuslarin tamamina yakininin kabul oyu vermesiyle33 söz konusu kanun teklifi, 8 Temmuz 1922 tarih ve 244 sayili "icra Vekillerinin Suret-i intihabi ' adiyla yasallaçmiçtir.34
Kanun kabul edilince Vekiller Heyeti Reisi Fevzi (Çakmak) Pasa ile vekiller yerlerini yeni kanunla seçilecek arkadaçlarina birakmak üzere istifa etmialerdir. Mebuslar, biran önce seçimlerin yapilamasini istemekteydiler. Ancak ortada kesin karar kilinmiç bir aday mevcut degildi. Nihayet 11 Temmuz 1922 tarihinde Müdafaa-i Hukuk Gurubu ídare Heyeti ile Mustafa Kemal Pasa ve Rauf Bey arasinda bir toplanti yapilarak kimin namzet olmasi yönündeki mesele açikliga kavuaturulmaya çalisilmistir. Bu toplantidan çikan karar, yeni hükümeti kurma vazifesinin Rauf Bey'e verilmesi çeklinde olmuatur. Hatta mediste ki muhalif mebuslar da Vekiller Heyeti Reisliginin Rauf Bey tarafindan yürütülmesini istemeleri mecliste Rauf Bey'e karai fikir birligi oldugu anlamina gelmektedir. Ancak Rauf Bey, hakkinda gösterilen bu teveccüh ve itimada ragmen yeni hükümeti kurma sorumlulugunu üzerine almak istemedigini beyan ederek bu göreve baska birinin bulunup seçilmesini tavsiye etmiatir. Bunun üzerine Rauf Bey'i meclisteki odasina davet eden Mustafa Kemal Pasa ile Rauf Bey arasinda söyle bir konuama geçmiatir:
-"Rauf kardefm, dedi, niçin istinkaf (ret) ediyorsun, görüyorsun ki, medís senin ügerinde duruyor. Baska birini seçmek istemiyor. Anarf olacak. Kabul etmeyfinin sebebi ne?
-Söyleyeyim Basam. Ben bu vagifeyi kabul edersem, senyine benim ifme kansacaksin. Ben de buna tahammül edemeyecegim ve çekilmek gorunda kalacagm. Halbuki benim imanim bu ordularin baynda bu milleti senin kurtaracagin merkegindedir. Bu yügden seninle ihtilafa düsmeyi kesinlikle kabul edemem. Mustafa Kemal Pasa, son derece samimi bir tavirla:
-Kardefm, ben namussug muyum? Rauf Bey saskinlikla:
-Ben böyle bir sey söylemedim.
-O halde sana namusumla sög veriyorum, Vekiller Heyeti Reisligini kabul et, hükümeti kur, senin hiçbir fine kansmayacagm."3S
Mustafa Kemal Paaa'nin son cümlesi üzerine vazifeyi kabul eden Rauf Bey 12 Temmuz günü Icra Vekilleri Riyaseti seçimlerine katilmiatir. 204 mebusun katilimiyla yapilan oylama sonucu Rauf Bey, 197 oy alarak Vekiller Heyeti Reisi olmuatur. Alkiçlar arasinda kürsüye çikan Rauf Bey, mebuslara ve yüce meclise sonsuz teaekkürlerini sunmus ve Allah'tan hayir temenni ederek konuamasini sonlandirmiatir.36
12 Temmuz 1922 tarihinde baaladigi Vekilleri Heyeti Reisligi görevini 1 yili askin sürdüren Rauf Bey, midesinden rahatsiz oldugunu ve çok yoruldugunu belirterek Ikinci Meclis Dönemi baalamadan önce istifasini Mustafa Kemal Pacaya belirtmiatir. Mustafa Kemal Pasa da istifa konusunu biraz daha düsün diyerek Rauf Bey'den ayrilmak istemedigini ortaya koymuatur. Daha sonra ise Rauf Bey, Vekiller Heyeti toplantisinda istifa konusunda kesin karari verdigini açiklamis ve 4 Agustos 1923 tarihinde arkadaalarina veda ederek Vekiller Heyeti Reisligi görevinden ayrilmiatir.37
Vekâlet Ettigi Vekillikler
Milli Mücadele yilarinin yogunlugu içinde görevini icra etmeye çaliaan meclisteki bazi vekiller, yurdun selameti için farkli zamanlarda Ankara'dan ayrilmialardir. Bunun üzerine Ankara'da ki görevlerini mediste bulunan diger meclis görevlilerine vekâlet vermialerdir. Rauf Bey de mediste kendi asli görevinin yanisira vekâletini aldigi görevleri de yürütmeye çaligmigtir.
30 Temmuz 1922 tarihinde bir ay kadar görevli olarak Konya'ya gönderilen Müdafaa-i Milliye ve Erkan-i Harbiye-i Umumiye Vekili Kazim (Karabekir) Paça'nin dönüaüne kadar Rauf Bey, Müdafaa-i Milliye ve Erkan-i Harbiye-i Umumiye Vekilligi görevini icra etmiatir.38 14 Ekim 1922 tarihinden bir ay kadar daha Kazim Paça'nm adina Müdafaa-i Milliye ve Erkan-i Harbiye-i Umumiye Vekilligi görevini yürütmüçtür.39 Rauf Bey, 24 Nisan 1923 tarihinden itibaren bir ay süreyle Garp Cephesi müdafaasi için gönderilen Kazim Paça'nin Ankara'ya dönüaüne kadar bir kez daha söz konusu görevlerine vekâlet etmiatir.40 Son olarak, Rauf Bey, 1 Temmuz 1923 tarihinden itibaren Izmir'e görev için giden Kazim Paça'nin yerine bir süre daha Müdafaa-i Milliye Vekilligi görevini üstlenmiçtir.41
Rauf Bey'in vekâlet ettigi diger bir vekillik ise Hariciye Vekilligi'dir. Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey'in saglik problemlerinden dolayi 3 Agustos 1922 tarihinden itibaren tedavisi sürecinde Hariciye Vekilligi görevini yürütmüçtür.42 20 Nisan 1923 tarihinde ise yine ayni vekillik adina ama bu kez Hariciye Vekili ísmet (inönü) Paça'mn ízmir'de bulunmasi münasebetiyle söz konusu vekilligi bir müddet ifa etmiçtir.43
Meclise Verdigi Kanun Teklifleri
Rauf Bey, meclise bir adet kanun teklifinde bulunmuatur. Bunu, 2 Kasim 1922 tarihinde "12 Rebi'ül evvel gecesiyle gününün Iy-di Millî Addi hakkmda" adiyla meclise sunmuatur. Ayni gün üzerinde degerlendirme yapilmasi için Meclis Reisi tarafindan Layiha Encümenine havale edilmiatir.44 Daha sonra bu teklif, 13 Kasim 1922 tarihinde "12 Reb'iül evvel gecesiyle gününün Iy-di Millî Addi hakkindaki kanun teklifi Layiha Encümeni Magbatasi" adiyla meclise tekrar gelmiatir. Mazbata üzerine Meclis Reisi; "fayan-i mügakere olduguna dair Lâyiha Encümeni magbatasi var. Rugnameye aliyomgL demiatir.45 Ancak söz konusu teklifin bu aaamadan sonra durumunun ne oldugu hakkinda mevcut tutanaklar incelendiginde herhangi bir bilgiye rastlanmamiatir.
Tahrir-i Sualler ve Bunlara Verdigi Cevaplar
Rauf Bey, meclisteki vazifesi müddetince 3 tane yazili soruya cevap vermehr. Bunlardan ilkini, 11 Ocak 1922 tarihinde Amasya Mebusu Ömer Lütfi Bey'in Vekiller Heyeti Riyaseti'ne yazili bir soru yöneltmesi sonucu vermehr. ístanbul'da bulunan mülkiye ve askeriye kurumlarinda görev yapan yüzlerce memurun ileriye dönük pozisyonlarinin ne olacagi hususunu ilgilendiren bu soruya Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, hükümet adina cevabi bir açiklama yapmiatir. söyle ki;
"Efendini sahibi takrir Ömer Lütfi Beyefendinin de pek sarih beyan buyurduklan veçhile, istanbul'da pek az müstesnasi hariç olmak üzere, hemen heyet-i umumiyesi denecek bir derecede, bu milletin sayesinde ikmali ilim ve irfan ve tahsil eden vatanimiz için her zaman lüzumlu olan birçok memurlar vardir. Bu memurlar; Istanbul halki, Türk halkini teçkil eden vatandaç ve dindaçlanmizla beraber uzun zamandan beri ecnebilerin tazyik ye tehdidine mevcudiyetleriyle mukabele etmiçler ve Heyet-i Aliyenizin ilk içaretinde her türlü mehalike karsi gögüs gererek, Büyük Millet Meclisi Hükümetine iltihak etmiçlerdir. Arkadaçlar, tekrar ediyorum. Milletimizin sayesinde ikmali tahsil eden ve aralarinda pek kiymetli mütehassislar, âlimler ve bu milletin her zaman pek çok istifade edecegi erbabi sanat ve irfan bulunan bu zevattan, milletimiz behemehâl istifade edecektir."
Cevabi açiklamayi yapan Rauf Bey, daha sonra yazili soruyla alakali hükümet adina 3 maddelik bir beyanname okumuatur. söyle ki;
"1) Istanbul'da eytam ve eramil ve tekaüt maaslarmm tediyesine devam olunacaktir. Bu hususta miktari tahkik olunarak istanbul bütçesine tahsisat konulacak ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin tasvibine, arz edilecektir. 2) Devairi i tatili faaliyet etmesi dolayisiyla issiz kalan memurlarimizin hukuk44TBMM u müktesebeleri mahfuz ve istihdamlan düsünülmektedir., simdiden vekâletlere, bu gibi memurlann istihkak ve ihtisaslan nazar-itibara alinarak mevcut münhalâta tayinleri derdest-i tefhimdir. 3) isbu memurlann hâlihazirdaki vaziyet-leri mezun addedilerek ona göre maas ve tahsisatlari tesviye olunacaktir. Bu hususta dahi iktiza eden tahsisat ledettahkik Meclis-i Aliye arz edilmek üzere istanbul Bütçesine vazedilecektir."
Beyannamenin okunmasindan sonra söz alan sual sahibi Amasya Mebusu Ömer Lütfi Bey, hükümete yönelttigi soruya kâfi derecede yanit aldigini belirtmiç ve böylece mevcut mesele üzerindeki görüameler sonlanmiatir.46
23 Ocak 1922 tarihinde Hakkâri Mebusu Mazhar Müfit Bey ve bazi mebus arkadaçlari, Anadolu'da devam etmekte olan içgal ve zulümler hakkinda Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey nezdinde hükümete yazili bir soru sunmuçlardir. Yunanlilarin Trakya'da yapmakta olduklari siddet ve zulümleri ilgilendiren soru söyledir;
"Meclis-i Alinin karariyla Hariciye Vekâletinden mutena bir surette düveli itilâfiye negdinde Trakya'da irtikâp edilen megalim hakkinda protesto edildigi cihetle düveli itilâfiye tarafindan bag. gabitan Trakya'ya igam edilmigti. Hâlbuki ki megalim gu gekilde hâlâ devam etmektedir. 1) 162 karyenin bütün kadinlannin irgina geçilerek camilere doldurulmug ve köylerle beraber ihrak edilmigtir. 2) Çehir ve kasabalarda egraf, mütefekkir gençler tamamiyla derdestle Dedeagaç'ta meçhul bir semte,yani ademe gönderilmigtir. 3) Garb-i Trakya'da dahi aray-i umumiyeye müracaati akim birakmak için fevç, fevç Türkler nefyolunmakta ve köyler yakilmaktadir. 4) Megalim Yunanlilann igmir ve Anadolu'dan Trakya'ya geçirdikleri Ermeni, Çerkeg Abaga çetelerinden tangim ve tegkil edilen ve resmen imha taburlari nami verilen caniler tarafindan yapilmaktadir. 5) Zulümden müdafaa-i hayat için kiyam eden silâhsig halk iki kagayi ele geçirerek Yunanli asker ve çetelerden mütegekkil iki bin sekigyüg kigiyi perigan ve iki kaga kaymakamini mecburi firar eylemigtir. Bu hal ne gamana kadar devam edecektir? Hükümetin bu baptaki reyi nedir? Lütfen igahini rica eylerig." Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, bu soruya gu gekilde cevap vermigtir. Igöyle ki; "Hakkâri Mebusu MagharMüfit ve rüfekasi beyler tarafindan verilip 8. 10. 1338 tarih ve 1738/4743 numarali tegkere-i devletleri merbutu olan takrir Hariciye Vekâletine tevdi edilmigti. Vekâleti mügarünileyhadan ahiren mevrut24. 10. 1338 tarih ve 476/5961 numarali cevabi tegkerede: Trakya'daki Yunan megalimi hakkinda Mudanya Konferansi mucibince vaki olacak Yunan tahliyesinin hitamina kadar kat'i ve müsmir bir tedbir ittihagina imkân görülemedigi ve mamafih mümessiller vasitasiyla düvel-i itilâfiyeye müracaattan hali kalznmadigi ve nitekim 31. 8. 1338 ve 9. 9. 1338 ve 28. 9. 1338 ve 9. 10. 1338 tarihlerinde tangim edilen protesto notalarinin Düvel-i itilâfiyle ile Rus, Iran, Afgan ve Agerbaycan Hükümetlerine tevdid edildigi bundan maada Hamid Bey'in aldigi talimata istinaden 16. 10. 1338 tarihinde Trakya ve bilhassa Edirne hakkinda verdigi müstacel nota üyerine 17. 10. 1338 tarihinde derhal bir tabur Fransig askerinin Edirne'ye iyam edildigi bildirilmekle ary-i keyfiyet olunur."41
Hariciye Vekilligine Ismet (tnönu) Paaa'nin yerine vekâlet eden Rauf Bey'e son yazili soru ise, 17 Nisan 1923 tarihinde yöneltilmiatir. Sinop Mebusu Riza Vamik Bey tarafindan sunulan soru, Sirbistan'da yaaayan Müslümanlarin hukuku ve siyasi vaziyetleri hakkindadir. Soru söyledir; "Sekene-i hayira-i müslimesiyarim milyonu, servet-i islamiyesi milyarlari mütecaviy Sirbistan'daki irk ve din kardeglerimiyin vayiyet-i hayiralari ve hukuku mülkiyetleri hakkinda müttehay tedabir ile Sirp Hükümeti ile vayiyet-i hukukiye ve siyasiyemiyin iyahini Hariciye Vekâleti Vekilinden sual eylerim."
Bu soru karaisinda hükümet adina Rauf Bey, su cevabi vermehr;
"13 Kânun-i sani 1339 tarihli ve 2590/6401 adetli teykere-i âliyelerine cevaptir. Sirbistan'da kalan veya ihtiyari hicret eden ahali-i Islâmiyenin hukuk-u tasarrufiyeleri hakkinda lâyim gelen tegebbüsatin icrasiyla neticeden malumat itasi Heyet-i Murahhasa Riyasetine teblig olunmugtur. Sirbistan Hükümetiyle hali sulh henüy avdet etmemigtir. Loyan Konferansi neticesinde taayyün edecektir. Vayiyet-i siyasiye bu gekildedir efendim."4fekvnde<Xit.
Bu suallerden iki tanesi kendi memuriyet sahasini ilgilendirirken son sual ise, vekâlet ettigi Hariciye Vekâleti'nin sorumluluk alanina girdigi görülmektedir.
Beyanat ve Nutuklari
Görevi süresince Rauf Bey, çeçitli konularla alakalali mecliste 9 defa beyanat ve nutuk vermiatir. Baakumandanlik Meydan Muharebesi devam ederken Rauf Bey, cephede bulunan Erkâni Harbiye-i Umumiye Vekili Fevzi Paaa'dan ordunun durumu, düçmana karai yapildigini ve düamana karai yeni taarruzlar düaünüldügünü ihtiva eden bir telgraf almiatir. 26 Agustos 1922 tarihinde meclisteki ilk beyanati olacak bu telgrafi, meclise Fevzi Paaa'dan geldigi aekliyle okumuatur;
"Efendiler; Milletimiyin ve al'el umum fedakâr halkimiyin her türlü mügkilât-i iktiham ederek vücuda getirdi kahraman ordumuy dünyada misli bulunmayan kabiliyetli ve fedakâr insanlardan mürekkeptir. Kendilerine cevaben Hükümet namina ve Heyet-i AJiniy namina ve millet namina maruyatta bulundugum gibi, bu taarruylaanndan dolayi millet ve memleketin tamamiyla hemfikir oldugunu ary ederim. Davamiy haktir, aryumuy adalet-i ilâhiyenin yerine gelmesine sa'yden bagka bir gey degildir. istihlâs edecektir. Cenab-i Hak her türlü takdirin fevkinde bulunan kahraman ordumuya her türlü muvaffakiyet ihsan buyursun. Muvaffak olacagiy. Ordumuyun, ayamî fedakârlik gösteren ordumuyun en yakin bir yamanda katî muyafferiyetle nail olmasini Cenab-i Hak'tan niyay eylerim. Bu hususta dua edilmesini, muyafferiyet için teklif eylerim. Efendim müsaade buyurursaniy bir noktayi da Heyet-i AJiyenige arg etmek istiyorum; O da ordumugun Bignillah-i Teâlâ tevfikat-i sübhaniyeye istinaden taarrug ettigini arg ettim. Bigim taarrugumugun son derece mahrem tutulmasi icabi i askeriyedendir. Yalmg harp baglamigtir geklindeki garuret-i kat'iyesi vardir, bir kaç gün için de taarrugu iage etmemek lâgimdir. Bunu da Heyet-i AJiyenige arg ediyorum."
Rauf Bey tarafindan bu telgraf okuduktan sonra kürsüye gelen izmir Mebus Süleyman Efendi ise, cephedeki ordular için dua etmiatir.49
30 Agustos 1922 günü Baakumandanlik Meydan Muharebesi'nin zaferle sonuçlanmasi münasebetiyle tebriklerini belirtmek için gelen Afgan ve Iran Elçilerinin kendisini ziyaret ettiklerini ve kendisinin de bu tebrik karaisinda TBMM adina teaekkürlerini içeren ikinci beyanatini Rauf Bey, 30 Agustos 1922 tarihinde meclise sunmuatur.50
Eylül'ün 1'ini 2'sine baglayan gece Rauf Bey, Baakumandan Mustafa Kemal Paaa'dan Eskiaehir ve Uaak'in düçmandan temizlendigini bildiren bir telgraf aldigini belirten üçüncü beyanatini 2 Eylül 1922 tarihinde mebuslarla paylasmistir.51
18 Kasim 1922 tarihinde Rauf Bey, meclise oldukça önem arz eden bir beyanatta bulunmuatur. ístanbul'da bulunan Refet Bey'den 17 Kasim günü bir telgraf aldigi söyleyerek konuamasina balayan Rauf Bey, bu telgrafa göre; Halife Vahdettin Efendi'nin bir Ingiliz harp gemisine binerek Istanbul'dan ayrildigi ifade etmiatir. Refet Bey de bu bilgiyi Ingiliz Kumandani Harington'dan 7 Kasim 1922 tarihinde bir mektup çeklinde aldigini telgrafinda ifade etmiatir. Vahdettin'in Efendi'nin Istanbul'dan ayrilma hadisesi mecliste soguk bir rüzgârin esmesine neden olmus ve birçok mebus tarafindan bu olay lanetlenmiçtir. Beyanatina devam eden Rauf Bey, Vahdettin Efendi ile birlikte istanbul'dan ayrilanlari söyle siralamiçtir; "Serkarini Ömer Yaver Paga, Hademe Kumandani Kaymakami Zeki Bey, Esbabçi bagi Küçük Ibrahim Bey, Berber Bagi Mahmut Bey, Seccadeci Bagi Ibrahim Bey, Müsahib-i sani Magihar Aga Musahibi Salis Hayrettin Aga, Sertabip Regat Paga, Vahidüddin'in oglu ErtugrulEfendi."
Bazi mebuslar, ailesi yok mu diye sorunca, Rauf Bey, çimdilik bu kadar bilgimiz var diye cevaplamiçtir. Rauf Bey'den sonra kürsüye gelen Çer'iye Vekili Vehbi Efendi, bu beyanat üzerine su önemli açiklamayi yapmiçtir. söyle ki;
"Heyet-i Vekile Reisi Beyefendi Hagretlerinin beyanati veçhile hilâfet unvanini tagiyan gatin firari tahakkuk etmigtir. Böyle Millet-i islâmiyenin reisi taninan bir adamin ecnebi himayesi altina geçmesi ve bige dügman olan íngiligkrin vapuru ile firar etmesi islamiyet na-mina yül ve ardir. Binaenaleyh bu adam filen hilâfet makamini terk etmesiyle sedan münhalidir. Yani bugün su saatte hilâfet makami münhaldir. Hilâfet makami münhal olunca âmme-i müslümin ügerine bir imam intihap ve biat edilmesi vaciptir. Binaenaleyh sedan su saatte ügerimige terettüp eden bir vücup vardir, o vücubu eda ile mükellefiz, onu eda bir halife intihap edilmesiyle hâsil olacagin an makam-i hilâfete bir halife intihap edilmesini teklif eylerim."
Bu açiklama üzerine mediste fetva isteriz sesleri yükselmigtir. Daha sonra Çer'iye Vekili Vehbi Efendi, Vahdettin'in halifelik makamindan def olundugunu açiklayan fetvayi mediste okumugtur.52 Neticede Vahdettin Efendi'nin bu gekilde yurdundan bir dügman gemisi ile ayrilmasi mebuslar arasinda büyük bir gagkinlik meydana getirmig ve mebuslarin halifelik makamina sahip olan bir kimsenin nasil böyle bir olaya karigmasina anlam verememelerine sebep olmugtur.
Rauf Bey, 29 Kasim 1922 tarihinde de dig politikayi ilgilendiren uzun bir beyanat vermigtir. Bu beyanatinda, özetle Lozan Görügmelerinin baglamasi, Yunanlilarin Trakya üzerindeki gayr-i insani politikasi, Sirbistan'in Müslüman halka yaptigi kötü muamele gibi konulari ele almigtir.53
Lozan'da görügmelere baglayan devletler, 26 gündür muhtelif meseleler hakkinda görüglerini beyan etmiglerdir. Rauf Bey de Lozan'da Türkiye'nin gidigati ve pozisyonu yönünde 16 Aralik 1922 tarihinde meclise bir beyanat vermigtir. Beyanata bakildiginda; 26 gündür devam etmekte olan Lozan Konferansi'nda ísmet Paga tarafindan sürekli Misak-i Milliye kararlarina vurgu yapildigi ve bu kararlardan asla taviz verilmemeye çaligildigi anlagilmaktadir. Ancak Lozan'da o gün itibariyle bogazlar, adalar, kapitülasyonlar gibi Türkiye için son derece önemli olan konularda gözle görülür bir ilerleme olmadigi yönünde Rauf Bey, mebuslari bilgilendirmigtir. Rauf Bey, açiklamalarinda konferansa damga vuran iki dügünceden bahsetmektedir. Birincisi Itilaf yani Türkiye'nin menfaatlerinin kargisinda olan devletlerin dügünceleridir; Bu devletler, Türk milletini ve vatanini Mondros Mütarekesi'nin ôlçü alarak o zaman ki vaziyetine göre muhakeme etmeleridir. íkinci ve Türkiye tarafindan savunulan dügünce ise, Mudanya Mütarekesi'nden sonra beliren vaziyete göre vatanin savunulmasidir.54 Bu iki dügünce, bakildiginda birbirine zit olarak görülmektedir. Çünkü Mudanya Mütarekesi ile birlikte Milli Mücadele'nin savag evresinin bittigi ve Türkiye'nin bu buhranli dönemden bagarili bir gekilde çiktigi ortadadir. Tabi ki bu durum Türkiye üzerinde emelleri bulunan devletlerin "Itilaf Devletleri" igine ve politikasina aykirilik tegkil etmektedir. Dolayisiyla bu devletlerin sürekli bir gekilde Anadolu topraklarindan ne koparirim amacini güttügünü bu konferansta da görmemiz mümkündür.
31 Ocak 1923 tarihli beyanatinda ise Rauf Bey, yine Lozan Konferansi'nin gidigatindan bahsetmigtir. Lozan'a gönderilen ísmet Paga bagkanligindaki heyetin meseleleri izah etmekte çok yavag kaldigina ve bir bekleyig, duraksama içinde olduguna dikkat çekerek bu durumun Türkiye'nin aleyhine sonuçlar dogurabilecegi yönünde bir açiklama yapmigtir. Beyanatinin devaminda Rauf Bey, konferansta Türk ve Yunan taraflari arasinda nüfus meselesi hakkinda bir geligme oldugunu ve iki tarafin da nüfus mübadelesini kabul ettigini meclise bildirmigtir.55
Meclis'te Görüsülen Çesitli Konular Üzerine Yaptigi Konusmalar
Rauf Bey'in mecliste etkin bir isim olarak ön plana çiktigini mecliste almig oldugu görevlerden çok net bir gekilde anlayabiliriz. Meclisin birinci döneminin ortalarinda meclise avdet etmesine ragmen geçmig yillardaki tecrübesinin etkisiyle üst düzey görevlere yükselmigtir. Bu görevleri sirasinda mecliste birçok konuya müdahil olmug ve bu suretle dügüncelerini izah etmekten hiç geri kalmamigtir.
Nafia Bütçesine Zamaim Icrasina Dair Kanun Münasebetiyle Ilgili Düsünceleri:
19 Aralik 1921'de Nafia Vekilligi tarafindan Bagdat Demiryollari Komiserligi tegkilât-i masrafiyla alakali bir kanun teklifi gündeme getirilmigtir. Bunun üzerine söz konusu demiryolunun bir ayagini olugturan Adana - Pozanti - Nusaybin güzergâhinda gereginden fazla personel istihdam edildigini belirten Mersin Mebusu Selahattin Bey, bu personel miktarinin azaltilmasini Nafia Vekilligi'ne teklif eder. Söz alan Nafia Vekili Rauf Bey, Pozanti'dan Nusaybin'e kadar olan demiryolunun Fransizlar tarafindan igletme hakkina sahip oldugunu vurgulamig56 ve 20 Ekim 1921 tarihinde imzalanan Ankara Anlagmasinin 10. maddesinin Pozanti'dan sonra ki demiryolu güzergâhinin Fransizlar tarafindan igletilmesinin öngörüldügü57 geklinde olduguna dikkat çekmigtir. Konugmasina devam eden Rauf Bey, bu güzergâhta istihdam edilecek personel miktarinin igletme hakkina sahip olan Fransiz girkete ait oldugunu belirtmig ve kendi açisindan da dügünüldügünde personel sayisinin fazla olmadigina, ihtiyaca binaen yapildigina dikkat çekerek meseleyi kapatmigtir.58
Istiklal Mahkemeleri Dosyalari Hakkinda:
Meclisin 17 Haziran 1922 tarihli içtimaasinda Istiklal Mahkemesi'nde görülen davalarin dosyalarinin nereye yollandigi seklinde mebuslar arasinda bir mesele dillendirilmiatir. Bu konuyla alakali hükümet adina söz alan Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, söz konusu dosyalarin mahkeme bittikten sonra usulüyle mühürlenip saklandigi belirtmiatir. Bunun üzerine söz alan Ertugrul Mebusu Mustafa Kemal Bey, Rauf Bey'e mühürlenen evraklarin tutuldugu mahalli mahkemelerde mi kaliyor yoksa hepsi Ankara'ya mi yollaniyor sorusunu yöneltmiatir. Rauf Bey, kismen de olsa evraklarin Ankara'ya geldigini ve zahmetli oldugundan bir kisminin da hükümetin oradaki subelerine teslim edildigini söyleyerek bu meseleye açiklik getirmiatir.59
Cebelibereket Mebusu Rasim Bey ve Rüfekasinin, Ingiliz Generali Towsend'in Ankara'yi Ziyaretinin Mana-yi Siyasisi Hakkinda Heyet-i Vekile Riyasetinden Suali Münasebetiyle Yaptigi Konusma:
Mustafa Kemal Pasa, íngiliz Parlamentosu üyelerinden General Towsend ile Ankara'da yaptigi görüameyi 26 Temmuz 1922 tarihinde Rauf Bey'e telgraf ile bildirmiatir. ingiltere'den gelen General Towsend'in Türkiye'ye gelme amaci; kisa bir süre içinde Türk ve Yunan taraflari arasinda bir sulhun imza edilmesiydi. Mustafa Kemal Pasa, General Towsend ile yaptigi görüameyi, Türk ve Yunanlilar arasinda ileride yapilacak olan (Mudanya Ateçkes Antlaamasi 11 Ekim 1922) bir antlaamanin içeriginin nasil olacagi konusunda bilgi almaya çaliçtigi çeklinde olan açiklamayi söz konusu tarihte Rauf Bey'e bildirmiatir.60 Bu görüame bazi mebuslar tarafindan duyulmuç ve 31 Temmuz 1922'de Cebel-i Bereket (Osmaniye) Mebusu Rasim Bey ve bazi arkadaalari íngiliz General Towsend'in Ankara'yi ziyaretinin resmi olup olmadigi hususunda Vekiller Heyeti'ne bir sualde bulunmuatur. Bunun üzerine söz alan Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, General Towsend'in Türkiye'yi ziyaretinin resmi bir mahiyetinin olmadigini belirterek konuamasina baalamiatir. Rauf Bey, Towsendhakkinda ön bilgi vermenin gerekli oldugunu düsünmüstür. Towsend'in I. Dünya Savaai sirasinda Kut'ül Amâre'de Türk ordusu tarafindan esir alindigini ve bu esirlik sürecinde Türklerden çok memnun kaldigini dolayisiyla Türklere karai bir sempatisinin oldugunu belirtmiatir. Konuamaya devam eden Rauf Bey, Towsend'in daha sonra íngiltere'ye giderek muhafazakâr denilebilecek bir partiye katilarak íngiliz Parlamentosu üyesi oldugunu ve hatta bir müddet sonra Türk ordusunda gönüllü olarak görev almak istedigini belirtmiç ancak Türk ordusunda gayr-i müslim bir askerin muvafik görülmeyecegi bir beyanatla kendisine bildirildigini de açiklamiatir. Konuamasmin devaminda Rauf Bey, Towsend'in kendi sahsi istegi dogrultusunda Türk ve Yunanlilar arasinda bir sulhun imza edilmesi yönünde Mustafa Kemal Pasa ile görüamek için geldigine, îngiltere tarafindan resmi vazifeli bir çekilde gönderilmedigine dikkat çekmiatir.61 Açikçasi, Towsend'in bu kadar önemli bir konuyu nasil resmi bir vazifesi olmadan Ankara'ya geldigi de düaündürücüdür.
Erzurum Mebusu Mustafa Durak Bey'in; Yunanhlarm Istanbul'» Isgal Edecekleri ve Fransizlarin Buna Karsi Çiktiklari Hakkindaki sayianin Mahiyetine Dair Suali ve Hariciye Vekâletine Vekillik Eden Rauf Bey'in Cevabi ve Degerlendirmesi:
31 Temmuz 1922 günkü oturumda yöneltilen bu sual zerine söz alan Rauf Bey, bu konuda hükümetimize resmi veyahut yari resmi bir malumatin gelmedigini, ancak kisa bir zaman önce istihbarattan alinan bir bilginin var oldugunu belirtmiatir. Istihbarattan alinan malumati Rauf Bey mediste su çekilde dile getirmiçtir. söyle ki;
""Franstg Hükümeti, istanbul'un Ymanlilar tarafindan iggalini Fransa - Yunan maslahatgügan Metaksas vasitasiyla vuku bulan müracaata menfi cevap vermigtir. Paris'teki Yunan maslahatgügan, güya istanbul'u iggal edecegig diye Fransig Hükümetine bir nota vermig, o da adem-i muvafakat beyan etmigtir. Atina'dan alinan bir telgrafta Ingiliz maslahatgüzari Yunanlilann îstanbul'a bir hareket tegebbüsü aleyhinde tegebbüsatta bulundugunu bildiriyorlar. Atina'daki maslahatgüzari da bu tegebbüsün aleyhinde bulunmugtur. Mamafih Yunanin bu tegebbüsü faal bir tegebbüsün mukaddemesi addediliyor targinda bir gey telâkki edilmigtir."
Bu açiklama ardindan bazi mebuslar, Rauf Bey'e Îstanbul'un içgal durumunu sormuçlar ve bu iagalin nasil ve ne zaman bitecegi hususunda Hariciye Vekilligi tarafindan bilgi verilmesini talep etmialerdir. Hariciye Vekâletine Vekillik eden Rauf Bey ise, bu hal üzerine su açiklamayi yapmiçtir;
"Bendenig bu bapta gimdilik Heyet-i Aliyenize bir nokta-i nagar bile argina cesaret edemem. Çünkü gayet mühim bir meseledir. Hariciye Vekilinin tetkik ve teklif edecegi bir meseledir. Arg ediyorum, Hariciye Vekilinig hastadir. Bendenig temasa girerim, icap ederse yapilacak bir igi yapang Yalnig diyorum ki, itilaf Devletleri'nin îstanbul'da bulunan iggal kuwetleriyle muameleye gfrmek, onlara bir salâhiyet-i hukukiye vermek gibi oíur. Bu da endigelidir. Bunu Heyet-i Celilenizin nazar-i dikkatine celp ederim."
Bu açiklamadan sonra meclisin o günkü gizli celsesi kapanmiatir.62
Pontus Meselesi Hakkindaki Görüsleri:
26 Agustos 1922 günü Pontus meselesi gündeme gelmiatir. Hariciye Vekâleti Vekili olarak kürsüye gelen Rauf Bey, bu konuyla ilgili genel bir degerlendirme yapmiatir. Izmir'in isgal hadisesinin arka perdesindeki etkin devletin Ingiltere oldugunu vurgulayan Rauf Bey, íngiltere'nin sözde Hristiyanlara zulüm yapiliyor gerekçesiyle masa olarak kullandigi Yunanistan'i Izmir'in iggali ile görevlendirdigini ifade etmiatir. Ancak buralarda asil zulüm ile karai karaiya olan zümrenin Müslümanlar oldugunu belirterek Ingiltere'nin Izmir'de oldugu gibi Dogu Karadeniz'de de samimi bir politika takip etmeyecegine dikkat çekmiatir. Konuamasinin sonuna dogru Rauf Bey, Ingiltere'nin dünyaya hâkim olmak için yatigi zulüm hakli görülüyor da bizim kendi vatanimizi, namusumuzu ve malimizi korumamiz neden hakli görülmediginden duydugu üzüntüyü dile getirerek mevcut mesele hakkindaki açiklamalarini sonlandirmiatir.63
Ankara'da Bir Istiklâl Mahkemesi Tesis Edilmesine Dair Tezkere Hakkinda:
26 Agustos 1922'de hükümet adina Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, meclise bir tezkere sunmuatur. Tezkere'nin içerigi aöyledir; "Ankara ve havalisinde lüyum ügerine bir istiklâl Mahkemesi tesis ve daire-i kayasmm sabik istiklâl Mahkemesi hudut-u dâhilinde bulunmasi hususunun aryi icra Vekilleri Heyetinin 15 Agustos 1338 tarihli içtimamda takarrür etmekle ifa-yi muktegasma ve neticesinin farina müsaade-i devletlerini rica ederim." Tezkerenin okunmasindan sonra söz alan Rauf Bey, konuyla alakali bir açiklama yapma ihtiyaci duymuatur. Ankara'nin hükümet merkezi olmasi ve garp cephesine yakinligi nedeniyle ordu içinde önemli bir konumda bulunmasi itibariyle seri kararlar almasinin elzem oldugunu belirterek ivedilikle burada Istiklal Mahkemesi'nin tesisinin gerçekleamesini istemiatir.64 Ancak bu durumda akla ilk gelen soru, Eylül 1920 tarihinde kurulan Ankara Istiklal Mahkemesi'nin65 aradan iki yil geçmesine ragmen neden tekrar tesisi yönünde bir konunun meclis gündemine gelmesidir. Bu durumu iki ihtimal ile açiklamak mümkündür. Ilki, bu mahkeme belki 1922 yilinin Agustosu'nda fiilen kapanmiç olabilir. Çünkü o süreçte Anadolu'da bas gösteren isyanlarda ciddi azalmalar olmuatur ve bu yüzden ihtiyaç kalmadigi söylenebilir. Ikincisi ise, malum 26 Agustos, Türkiye için önemli olan Büyük Taarruzun cereyan ettigi tarihtir. Öncesinde savaçtan galip bir çekilde çikmak için çikarilan Tekâlif-i Milliye emirlerinin uygulanmasini kolaylaçtirmak için Ankara'da ki mevcut Istiklal Mahkemesi'nin daha da genialetilmesidir. Tabi bu açiklamalar, ihtimal dâhilindedir. Neticede, Vekiller Heyeti Reisinin meclise teklif ettigi tezkere, yapilan oylama ile meclis ruznamesine alinmiatir. Sonra ki içtimalarda görüaülmesine karar verilen tezkerenin66 son durumu hakkinda tutanaklar tetkik edilmesine ragmen herhangi bir bilgiye ulasilamamistir.
Itilaf Devletleri'nin Mütareke Teklifiyle Ilgili Düsünceleri:
Meclisin 7 Eylül 1922 tarihli oturumunda Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, ístanbul'da TBMM adina vazifeli olan Kizilayci Hamit Hasancan'dan bir telgraf aldigini söylemiatir. Birkaç günden beri istihbaratin verdigi Yunan Hükümeti'nin Ingilizlere mütareke teklifi malumatinin alinan bu telgrafin da teyit ettigini belirtmiatir. Kizilayci Hamit Hasancan'dan gelen telgraf söyledir;
"Bugün. 7 Eylül 1338 saat on bire çeyrek kalarak negd-i aciganeme gelen ingilig, Fransig ve italyan bas tercümanlan berveçh-i ati ifadede bulunmuslardir. Yunanistan Anadolu'yu tahliye etmek sartiyla mütarekeye amade oldugunu ingiltere vasitasiyla Düvel-i itilâfiyeye bildirdiginden bu hususa dair istanbul'daki fevkalâde mümessillerle hükümetleri arasinda muhabere cereyan etmekte bulunmus ise de ahvalin kesbettigi seklegöre Anadolu'nun bagiyerlerindeki ve betahsis ígmiddek, telas ve heyecana ve sivil ahali beyninde muhtemel sefki i mani olmak için fevkalâde mümessiller kemal-i suratle tesebbüsatta bulunmaya mecburiyetgörmüslerdir. Binaenaleyh igmit civarinda hatti bîtarafi ügerinde Hükümetimigce tayin edilecek askerî mütehassislarla Yunan askeri mütehassislari arasinda bir meclis akdi ve bu mecliste mügakerede hagir bulunacak General Harington ile bir Fransg ve bir italyan Generalinin de tarafeynin itilâfina higmet ve muavenet eylemesi tekifinin en seri surette huguru u argina ve yine en seri bir surette cevap ita buyrulmasi ricasina tavassut eylemekligimi talep ve teklif etmislerdir. "
Telgraf mecliste okunduktan sonra tekrar söz alan Rauf Bey, telgraftan da anlaçilacagi üzere, Yunanlilarin artik Anadolu'da tutunamadigini ve Anadolu'yu boçaltmak istedigini ifade etmiçtir. Ancak bu bilginin Itilaf Devletleri'nin istanbul'daki temsilcilerinden geldigini söyleyen Rauf Bey, itilaf Devletleri Hükümetlerinin gerçek niyetlerinin bu çekilde olmasinin net bir çekilde bilinmesi gerektigine dikkat çekmiçtir. Aksi takdirde olumsuz bir olayla karçilaçmanin an meselesi olacagi uyarisini yapmiatir.67 30 Agustos'ta Yunanlilarin Baçkumandanlik Meydan Muharebesi'nde büyük bir hezimete ugramalari onlari barita sevk ettigi ihtimalinin de agir bastigini belirtmiçtir. Dolayisiyla Yunanlilarin Anadolu'yu boçaltma söylentileri bile Türk ordusunun kazandigi zaferin açik bir sonucuydu. Sözlerine devam eden Rauf Bey, sulh sürecinde hem hükümet hem de askeri kanadimiz itibariyle saglikli bir istiçare yaptiktan sonra bu mesele için karar verilmesinin dogru olacagini vurgulamiatir.68 Bu suretle sulh meselesinin Itilaf Devletleri'nin üst kademesi tarafindan dile getirilmemis olmasi TBMM'yi bekleme durumunda birakmiatir.
Memalik-i Müstahlasa Için Tedabir íttihaz Edilmesine Dair Takrir Hakkinda:
11 Eylül 1922'de Burdur Mebusu ve arkadaalari, düaman iagalinden kurtarilan yerlerde içgal sirasinda düamanin yiktigi, yaktigi evlerin ve devlet kurumlarinin tamiri, ayrica düamanlarla birlikte hareket edip yurduna ihanet edenlerin yargilanmasi yönünde bir takriri meclis gündemine getirmialerdir. Takrir üzerine söz alan Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, düçman iagalinden kurtarilan yerlerde yakilan, yikilan ev ve resmi kurumlarin onariminin tabi ki yapilmasi gerektigini vurgularken bunlarin ancak bir imkân dâhilinde yapilabilecegini belirtmiatir. Konuamasina devam eden Rauf Bey, I. Dünya Savaai sonrasinda Anadolu'nun bazi vilayetlerindeki tahribatlari örnek göstermia ve bunlarin çogunun devlet bütçesi kisitli oldugundan dolayi onarilamadigini ifade ederek, 1922 yili sartlarinin önceki yillara göre daha da kötü olduguna dikkat çekmiçtir. Dolayisiyla TBMM bütçesinin zayif oldugunun bütün mebuslar tarafindan bilindigini, yine de bu tamir iainin bütçenin elverecegi çekilde yapilmasinin zaruri oldugunu belirtmiatir. Açiklamasinin sonunda ise, yakip, yikilan yerlerdeki zararin öncelikle Dâhiliye Encümeni tarafindan tespit edilmesi gerektigini izah etmiatir.69
Kastamonu Mebusu Abdülkadir Kemal Beyle 114 Arkadasmin, Meclise Verdigi Meclisin Ankara'dan Baska Bir Mahalle Nakline Dair Takrirle Ilgili Düsünceleri:
19 Ekim 1922'de meclise sunulan bu takrir, Avrupa'ya daha yakin olmak için meclisin Konya, Bursa ve Izmir arasindan seçilen bir vilayete taainmasinin daha uygun olacagini öngörmektedir. Kürsüye gelen Rauf Bey, meclisin adi geçen vilayetlerden birine taainmasinm dönemin çartlarindan dolayi mümkün olmadigini söyleyerek konuçmasina baçlamiçtir. Yurtta henüz bir asayiain saglanmadigina, ülkenin kaderini belirleyecek bir sulhun yapilmadigina dikkat çekerek o gün için bu tür konularla ugraamanin ülkeye zarar getirecegini izah etmiatir. Ülkede isler rayina oturduktan sonra ancak meclisin Ankara'dan baçka bir yere nakli meselesinin mecliste konuaulacagindan bahsetmiatir.70
Saltanatin Kaldirilmasiyla Ilgili Düsünceleri:
28 Ekim 1922'de Itilaf Devletleri tarafindan Lozan'da barig görügmelerinde bulunmak üzere hem Istanbul hem de Ankara Hükümeti temsilcileri çagrilmigtir. Bunun üzerine Mustafa Kemal Paga, Anadolu üzerindeki bu çift bagliligi izale etmek için meclisteki muhalefet guruplarindan temsilcilerin de katildigi bir toplanti tertip etmigtir. Toplantida tahmin edilecegi üzere, saltanatin kaldirilip Istanbul Hükümeti'nin tamamen saf digi birakilmasi konusu görügülmügtür. Saltanati kaldirma dügüncesi mecliste muhalefet olarak bilinen II. Gurubun büyük tepkisini çekmigtir.71 Öyle ki bu tepki gösterenlerin içinde Rauf Bey de bulunmugtur. Hatta bir akgam Mustafa Kemal ile bu konuyu görügmek için bir araya gelen Rauf Bey, saltanatin kaldirilmasi hususunda gunlari söylemigtir. söyle ki; "Meclis, padiçahligtn, belki de halifeligin ortadan kaldirilmasi düçüncesinde bulunuldugu kaygisiyla üggündür. Sigden ve sigin gelecekte alacaginig durumdan kuçkulanmaktadir. Bunun için meclise ve ulus kamuoyuna güvence vermenig geregine inaniyoruml" Bunun üzerine Rauf Bey'i meclisteki odasina çagiran Mustafa Kemal Paga, Rauf Bey'e; halifeligi ve saltanati birbirinden ayirarak saltanati kaldiracagiz! Bunun uygun oldugunu kürsüden söyleyeceksiniz! demigtir. Rauf Bey, bu konugma üzerine hiçbir gey demeden Mustafa Kemal Paga'nin odasindan ayrilmigtir.72 Nihayetinde, 1 Kasim 1922 tarihinde Sinop Mebusu Dr. Riza Nur Bey ve 80 kadar mebus arkadaginin imzasini tagiyan ve saltanatin kaldirilmasina yönelik kanun teklifi meclise sunulmugtur. Yapilan oylama sonucu söz konusu kanun teklifi meclis tarafindan kabul edilerek yasallagmigtir. Teklifin kabul edildigi Meclis Reisi tarafindan açiklandiktan sonra söz alan Rauf Bey gu konugmayi yapmigtir. söyle ki "Bu akçam resalet penah Efendimigin velâdetlerine tesadüf etmekle alem-i islam müçerreftir. Ayni gamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi ki; hakiki millete istinat ediyor, onun da bihakkin istiklâlinin teyit edildigigündür. Bu ikisi hürmetine bu mesut geceyi tes'iden bu gece ve yarinin bayram kabul edilmesini bendenig de teklif ediyorum"
Rauf Bey'in bu açiklamasindan sonra söz alan Meclis Reisi ise, konugma içinde geçen teklifin prensip olarak kabul edildigini belirtmigtir.73
Izmit Mebusu Sirri Bey'in Hükümetin Dis Politika ile Ilgili Olarak Moskova Sefaretliginin Son Durumu Hakkinda Bilgi Istemesi Münasebetiyle Rauf Bey'in Meclis'te Yaptigi Degerlendirme:
Sirri Bey, meclisin 13 Kasim 1922 tarihli oturumunda Italya ve Yunanistan'in dis politikada sürekli bir faaliyet ve çaliama içinde bulundugunu örnek göstererek Türkiye'nin dis politikada daha da etkin olmasi gerektigine vurgu yapmiatir. Bu suretle konuamasinin devaminda ise Sirri Bey, neden aylardir Moskova'da sefirsiz kaldigi sorusunu Hariciye Vekilligi'ne yöneltmiatir. O günlerde Hariciye Vekâletine Vekillik yapan Rauf Bey, Sirri Bey'in sorusu üzerine söz alarak Hariciye Vekâleti adina açiklama yapmiatir. Moskova sefiri olan Fuat Paaa'nin Müdafaa-i Hukuk Riyasetine seçilmesi üzerine görevinden istifa ettigini ve bunun yerine Riza Nur Bey'in Moskova Sefareti makamina getirilmesinin meclis tarafindan münasip görüldügünü belirtmiatir.74 Ancak o günlerde Harkofta75 kongreye katilan Sinop Mebusu Riza Nur Bey, bu teklifi kabul etmedigi yönünde düaüncelerini ifade etmiatir.76 Bu sirada da Moskova Sefaretliginin bos kaldigini belirten Rauf Bey, daha sonra Tiflis Mümessili Muhtar Bey'in Moskova Sefiri olmasina karar kildiklarini açiklamiç ve kisa bir süre sonra Muhtar Bey'in Moskova'ya gidecegini ifade etmiatir. Sirri Bey'in konuamasimn baainda ifade ettigi üzere ítalya ve Yunanistan'in dis politikada çok faal oldugu cümlesine de Rauf Bey, bu devletlerin sizin söylediginiz gibi dis politikada çok etkin bir durumda olduklarina dair herhangi bir malumatin mevcut olmadigini izah ederek açiklamalarini sonlandirmiatir.77
Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey'in Yunanistan ve Sirbistan'in Bir Ittifak Içerisinde Oldugu ve Bu Durumda TBMM'nin Durusu Hakkinda Vekiller Heyeti'nden Bilgi Istemesi Üzerine Rauf Bey'in Yaptigi Açiklama:
Lozan'da görüameler devam ederken 29 Kasim 1922 günü Yusuf Ziya Bey; Sirbistan ve Yunanistan'in Balkanlar'da müaterek bir çekilde hareket ettigini, aralarinda bazi anlaamalarin yapildigi yönünde haberler geldigini ifade etmis ve TBMM'nin bu duruma karai nasil bir pozisyon geliatirecegine dair vekiller heyetinden bir açiklama talep etmiatir. Bunun üzerine Hükümet adina söz alan Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey, Balkanlar'daki birçok devletin müaterek bir çekilde hareket ettiginin TBMM tarafindan da sürekli takip edildiginin ve buna karçi hükümetimizin tehditkâr, tecavüzkâr bir politika geliatirmediginin altini çizmiç, ileride geliaecek olaylarin vesilesiyle hakkin er geç tecelli edecegini belirtmiatir.78
Sivil Doktorlarm Ordudan Terhis Edilmelerine Dair Takrirle Ilgili Düsünceleri:
22 Mart 1923'de meclise gelen bu takrir dolayisiyla söz alan Rauf Bey, takririn yerinde ve isabetli oldugunu söyleyerek konuyla ilgili bir açiklama yapmigtir. Anadolu'nun öncelikle I. Dünya Savagi'na daha sonra da yine dügmanla Anadolu topraklari üzerinde milli bir mücadeleye girmesi her alanda oldugu gibi saglik alaninda da birtakim aksakliklarin ortaya çikmasina neden olmugtur. Haliyle memlekette saglik alaninda çaligan ne kadar personel varsa hepsi ya cephede ya da cephe gerisinde ordu hizmetinde yer almiglardir. Sözlerine devam eden Rauf Bey, bu takririn iyi bir gekilde tetkik edildikten sonra üzerinde kesin bir karar verilmesinin ve ordunun bu doktorlara gerçekten ihtiyacinin olmadiginin ortaya çikartilmasinin dogru olacagini ifade etmigtir.79
Trabzon Mebusu Ali sükrü Bey'in Aniden Ortadan Kaybolma Hadisesi Üzerine Rauf Bey'in Meclisi Bilgilendirmesi:
27 Mart 1923 tarihinden itibaren kendisinden haber alinamayan Ali sükrü Bey'in hakkinda Rauf Bey, 29 Mart günü meclise bir açiklamada bulunmugtur. Çok üzgün oldugunu belirterek konugmasina baglayan Rauf Bey, sükrü Bey'in akibetinden endige duyuldugundan ve akibetinin ne oldugunu ögrenmek için hükümet bünyesinde bir tahkik heyeti olugturuldugundan bahsetmigtir. Bu esrarengiz olayin bir mebusun badina gelmesini meclisin çaligmalarindan haz duymayan kesimlerin igi olduguna vurgu yaparak sükrü Bey'in suikast ile ortadan kaldirildigi ihtimalinin yüksek oldugu üzerinde durmugtur. Daha sonra söz alan Lazistan Mebusu Ziya Hurgit Bey gibi bazi mebuslar, tahkik heyetinin üzerine aldigi görevi yapamadigindan yakinmiglar ve Rauf Bey'den bu konuda bir açiklama beklediklerini ifade etmiglerdir. Konugmasina devam eden Rauf Bey, tahkik heyetinin bu kaybolma hadisesini çok hassas bir gekilde aragtirdigmi, hükümete elde ettigi bulgulari hizli bir gekilde rapor ettigini belirterek tahkik heyetindeki görevlilerin iglerini aksatmadiklarina dikkat çekmigtir.80 Ancak Ali sükrü Bey'in 1 Nisan günü ölüm haberini alan Rauf Bey, meclisin 2 Nisan ki oturumunda bu bilgiyi mebuslara nakletmigtir.81 Rauf Bey, bu olayin perde arkasini hatiralarinda göyle anlatmaktadir;
"...Tesadüfen Çankayayolundan geçen arama ekibine mensup jandarma, anayoldan aynlp tarlaya sapmig olan bir arabanin igini takip edince, orada yeni kagtlmy bir çukurda AM Çükrü Bey'in cesedini bulugtu. Cesedin avucundaki simsiki tutulmug birsandalye ayaginin da Topal Osman'm evinde bulunan kink sandalyeye ait oldugu tespit edilince muammayi çôyecek ipucu elde edilmf bulunuyordu. Ayni yamanda yakalanan Osman Aga'nin adami, Mustafa Kaptan'in da verdigi ifadede; Trabyon'daki KayikçilarReisi Yahya Kâhya'yi Osman Aga'nin öldürdügünü jurada burada söyledigini duyan aganin teyik ve tertibiyle Ali Çükrü Bey'i Kuyulu Kahveden dostça alp - ayagindan kuyunu çikardilar, haydi kalk gidelim. Yatiyor, siyi çok sever, bir yiyaret edip hatinni sorarsiniy- diye evine götürdügünü ve orada yatakta bulunan aganin karysinda oturup ikram edilen kahveyi içerken, arkasindan ani bir hareketle üstüne abanilarak boguldugunu itiraf ediy üyerine olay tamamiyla aydmlatilmy oldu."82
Istanbul Matbuatindan Sansürün Kaldirilmasina Dair Meclise Sunulan Takrirle Ilgili Düsünceleri:
ízmit Mebusu Sirri Bey, daha önce bu takriri meclise sunmus fakat kabul edilmemiati. 3 Nisan 1923 tarihinde bu takrir83 yine meclis gündemine gelmis ve Meclis Reisi; bir de Vekiller Heyeti'nin konuyla ilgili mütalaasini isteyelim demesiyle kürsüye gelen Vekiller Heyeti Reisi Rauf Bey; "Efendim, bu takrir tabiî usulen havale edilir. Müdellel cevabini ary ederim. Fakat ymdiden ary ederim ki, Istanbul matbuati - Sim Beyin dedigigibi - bogulmuyor. Siyaset-i dâhiliyeden ve matbuatin milleti tenvir yolundaki vayaifinden Heyetiniyce malûm olan bir hususi nokta müstesna olmak üyere tamamen serbestisini muhafaya ediyor. Fakat müdellel cevabm bilahare ary ederim." seklinde bir açiklama yapmiatir. Rauf Bey'in bu konuamasmdan Istanbul basinin sadece siyasi içerikli yazilarda sansüre maruz kaldigi ve diger alanlarda tamamen bir serbestligin oldugu anlaailmaktadir.84
Lozan Konferansiyla Ilgili Düsünceleri:
TBMM'nin 28 Ekim 1922 tarihinde ítilaf Devletleri tarafindan 13 Kasim'da Lozan'da müzakerelere baalamak için davet edildigini söyleyen Rauf Bey, bu tarihlerde Istanbul Hükümeti'nin de davet edildiginin Sadrazam Tevfik Paaa'dan aldigi telgrafla ögrendigini meclise izah etmiatir. Telgrafin içerigi okunduktan sonra söz alan Rauf Bey, Lozan'a Istanbul Hükümeti'nin de çagrilmasini su sözlerle eleatirmiatir;
"Eminim, cümleniz pek iyi hatirlarsiniz ki Umum-i Harp sonundaki mütareke neticesinde düsman donanmalari Istanbul limanina gelÆkleri anda bu efendiler milleti unutarak bu düsmanlarla beraber olmuslar ve milletin hâkimiyetini temsil eden yegâne meclisi yine bu düsmanlann basip fesh ediyne seyirci kalmylardir ve TBMM'den baaka hiçbir kuvvet bu milleti temsil edemez Bunun kat'i ykilde böylece bilinmesi laggmdir. "
Türk milletinin tek temsilcisinin TBMM oldugunu söyleyen Rauf Bey, Lozan'a gidecek heyetin belirlenmesi konusuna gelindiginde, heyet baakani olarak kendisinin olmasini teklif etmialer ancak o, diger ülkelerin temsilcilerinin Hariciye Vekâletinden seçildigini söyleyerek teklife sicak bakmadigini açiklamiatir. Rauf Bey, Lozan'a gidecek olan heyet baakanmin dönemin Hariciye Vekili olan Yusuf Kemal Bey'i muvafik buldugunu ifade etmiatir. Fakat Yusuf Kemal Bey, rahatsizligini sebep göstererek istifa etmiatir. Onun yerine Hariciye Vekilligine ísmet Pasa getirilmiatir. Dolayisiyla ísmet Pasa, Lozan'a gidecek olan heyetin baakani seçilmiçtir. Heyet Londra'ya hareket etmeden önce ísmet Pasa ile uzun bir görüame yaptigini belirten Rauf Bey, müzakereler sirasinda Lozan ile Ankara arasinda telgrafla sürekli bilgi aliçveriçi yapilacagini belirtmiatir. Nihayetinde ísmet Pasa baakanliginda ki Türk heyeti Lozan'da ülkenin gelecegini ilgilendiren önemli konulari görüameye baçlamiçtir.
Rauf Bey, konferansin ilk günlerinde Lozan ile iletiaimin çok iyi saglandigini ancak ilerleyen haftalarda telgraf hattinin Köstence'den geçen bölümünün ingilizlerin elinde olmasi nedeniyle haberleamenin durma noktasina geldigini belirterek Lozan Konferans'indan istenildigi gibi sonuç alinamadigi, ama yine de bu çartlarda memleket için en iyisinin yapildigi çeklinde açiklamalarda bulunmuatur. Hatta bu telgraf probleminin Ísmet Pasa ile arasinin açilmasina sebep oldugunu da ifade etmiçtir.85
Bütün bu problemler yaçamrken, mecliste de Lozan Konferansiyla ilgili çeçitli görüameler yapilmaktaydi. 16 Aralik 1922 tarihinde Hariciye Vekâleti Vekili sifatiyla Rauf Bey, Lozan Konferansi'nin gidiçati noktasinda bir açiklamada bulunmuçtur. Sözlerine konferansin 26. günü oldugunu söyleyerek baçlayan Rauf Bey, konferansta bulunan taraflar arasinda henüz bir çekil tespit edilemedigini belirterek, Trakya siniri, adalar meselesi, diç borçlar, bogazlar sorunu ve azinliklar meselesinin yalniz mevzu bahis olundugunu açiklamiçtir. Sözlerine Misak-i Milli'den asla taviz verilmeyecegini söyleyerek devam eden Rauf Bey, oradaki temsilcilerimizin çok vakur ve makul bir çekilde vatanimizi temsil ettigini izah etmiçtir. Konuçmasinin sonuna dogru, Lozan Konferans'inda iki zit fikrin tezahür ettigini belirtmiçtir. Bunlardan ilki, hükümetimizi ve milletimizi Mondros Mütarekesi imzalandigi siradaki vaziyeti öne sürerek muhakeme ediyor; ikinci ise, bizim nokta-i nazarimizdir ki biz de Mudanya Mütarekesi imzalandigi siradaki vaziyeti muhakeme ediyor olmamiz seklindedir.86
Meclisin 25 Aralik 1922 tarihli oturumunda ise Rauf Bey, itilaf Devletleri'nin Anadolu'da iagaller sirasinda zarar gördügünü iddia ettigi gayr-i müslimler için tazminat talep ettiklerini belirtmis, tabi bunun temsilcilerimiz tarafindan gülünç bulundugunu anlatmiatir. Temsilcilerimizin hiçbir suretle isgal masrafi kabul etmediklerini bilakis bize iagalleri yüzünden verdikleri zararin tazmininin lazim geldigini ifade ettiklerini söylemiatir. Ayrica Rauf Bey, konferansin Türk ve Yunan taraflari arasinda çok sert bir çekilde devam ettigi konusunda malumat aldigini da ifade etmiatir.87 Bu süreçte meclisin gündemi sürekli hayati öneme sahip olan konferansin gidiaati ve Lozan'da ne olup bittigi konusunda meagul olmaktaydi.
Hariciye Vekâleti Vekilligini halen sürdüren Rauf Bey, meclisin 31 Ocak 1923 tarihli oturumunda ise, hem konferans hakkinda genel bir degerlendirme yapmiç hem de Lozan'da Türk ve Yunan taraflari arasinda mutabakata varilan mübadele konusunda açiklamalarda bulunmuçtur. Konferansta Türklerin aleyhinde sürekli bir çaliçma içinde olan baçta Yunanistan olmak üzere diger itilaf Devletleri'nin bu elim tutumunun sulh ile bagdaçir bir yaninin olmadigina dikkat çeken Rauf Bey, bu devletlerin biran önce bu çekildeki tutumlarindan konferansin selameti için vazgeçmeleri gerektigini belirtmiçtir. Bu konferansin tehlikeye düçmesinin bütün dünyada olumsuz tesir oluçturacagmi ve hiçbir gücün insanlari savaça sürüklemesi gibi bir hakkinin olmadigini vurgulamiçtir. Konuçmasina devam eden Rauf Bey, konferanstan bütün olumsuzluklara ragmen iyi sonuçlar çikacagi ümidinin milletin kalbinde var oldugunu ifade etmiçtir. Nitekim de öyle olacaktir. Ayrica Türk milletinin savaçlardan, çatiçmalardan çok usandigini ve bagimsizlik anlayiçimiza zarar verilmeden bir sulhun biran önce tesis edilmesini arzuladigini belirtmiçtir. Bu degerlendirmeyi yaptiktan sonra Rauf Bey, ismet Paça'dan bir telgraf aldigini sôylemiçtir. Telgraf çôyledir; "Bugün yevalde sivil rehinelerin iadesi ve asker üseranin mübadelesi için tanfm edilmiç olan itilafname ahali mübadelesine müteallik Mukavelename Türkiye ve Yunan murahhaslari tarafindan imya edilmiçtir." Telgraf mebuslar tarafindan sevinçle karçilanmiçtir. Telgrafi okuyan Rauf Bey, cephedeki kazanilan askeri baçarilarin konferansta meyvesini almaya baçladiklarini ifade etmiç, ancak konferansa katilan devletlerin daha hizli mutabik olmalari gerektiginin unutulmamasi gerektigine vurgu yapmiçtir. Yunanlilarla mübadele konusunda imza edilen anlaçma, TBMM'ye büyük bir moral olmuçtur. Konusmasinin sonunda Rauf Bey, hakkin er geç tecelli edecegini söyleyerek açiklamasini sonlandirmiatir.88
5 subat 1923 tarihinde kürsüye gelen Rauf Bey, 3 subat ve 4 subat gecesi konferansin vaziyeti hakkinda Ismet Paaa'dan iki farkli rapor geldigini belirtmiatir. Rauf Bey, ísmet Paaa'dan gelen raporlari mediste dogrudan okumuatur. 3 subat gecesi alinan ve iki maddeden oluaan rapor söyledir;
"Madde 1. Bugün bag murahhaslarla görügtüm. Agami geraiti göyledir. Trakya'da tahdilat-t askeriyeden vaggeçtiler. Borçlann sermaye ügerinden taksimini kabul ettiler. Ellerindeki 5 milyon altini Ingiltere'deki gemilere kargilik tutarak 12 milyon tamirattan vaggeçecekerini Amerika murahhasi vasitasiyla istimgaç ve cevaben ihsas ettiler. Adli sisteminde tarafeyn beyanatta bulunarak bu beyanat ile iktifa olunacagini tasrih ederek ve bu beyanatta mügavirler istihdamini ve mügavirlere bagi vagaif tayinini fade ediyorlar. Yunanlilardan herhalde pegin bir gey almak mütebakisini açikLamamig -tahkik- diye çikmig -takip- geklinde olacaktir, targinda kat'i teklifime daha bir gekil bulamadilar. 4 subat akgami mühlet bitiyor ve Ingilig heyeti avdet etmek kararini muhafaga ediyor. Madde 2. 374 numarali talimatinigin birinci maddesi, mesail-i adliye ve maliyenin tebeddülatindan dolayi kabili tatbik degildir. Bununla beraber meseleyi tâli ve Ankara'dan talimat ahgi de kabil bulunmuyor... Musul'u bir sene garfinda ingiltere ile halletmek geklini de irae edecegig. inkita muhakkak gibidir."
4 subat tarihli ikinci rapor ise 3 maddeden oluamaktadir. söyle ki;
"'Madde 1. Mukabil teklifatimigigönderdik. Musul'u bir sene müddetli halletmek ve diger hudut mesailini, mesail-i argiyeyi kabul eylemek bogaglar mukavelenamesi, ekalliyet ve ticaret mukavelenamesi ve saire gibi ittifak hasil olan mevad ile sulh akdetmek ve muallak bulunan mesail-i maliye ve iktisaidyeyigörügmek esaslari vardi, mukabil tekliflerinde. Madde 2. Bunun ügerine ögleden sonra Lord Curgon negdinde içtima ettik. Musul'u Cemiyet-i Akvam'a terk ettiginden bir beyanname verecegini, meselenin hallinin bir sene talik ve aramigda dostone bir surat-i hal taharri edilecegini ve Yunan tagminatinin mütekabilen anlagilmasini ve ihtilaf husulünde hakeme müracaati ve mesail-i iktisadiyesininyalnig 4. maddenin hallinin 6 ay sonraya talik edilmesini ve adli sistem için bigim beyannamemigi degil onlarin beyannamesinde israr edildigini teblig ve cevap talep ettigi Musul ve Yunan tagminati için madde kabulü, adli sistemimigde beyannamemigde ve bilhassa tahammül edemeyecegimig mevad-di iktisadiyenin muahededen çikarilmasinda israr ettik... Gitmesi mukarrer olan ingilig delegasyonu intigah etti ve italyanlar nezdinizde gelerek adli ve iktisadi sistemlerde israr eylediler. Madde 3. Bütün mevad-di argiyeyi ve ingiliglerle bütün mesaili hallettigimig halde italya ve bilhassa Fransiglarin alâkadar oldugu mesaili iktisadiyeden dolayi Türkiye'ningayri kabili tahammülmügkülât bir vagiyete duçar olmasina ragi olmadigimigdan dolayi konferans inkita etmigtir. Amerikalilarla görügmedik. Diger heyetlerin hatti hareketini gömeden inkitain mahiyet ve ciddiyeti hakkinda bir gey diyemem. Herhalde ingiliglerle bütün mesail halloldugundan anlarla münasebat her yerde mutedil bulunmasini rica ederim. Evvel ve ahir arg ettigim gibi sulhu, megru olan istiklâlimig için tam manasiyla elgem ve gayr-i kabili tahdit olan metalibimig dairesinde istihsaliçin begerinyapabilecegi hergeyiyaptik. Aksi hale kargi da millet ve memleket her türlü tedabiri Allah'inagüvenerek ittihag etmigtir."
ísmet Paaa'nin telgrafi okunduktan sonra tekrar söz alan Rauf Bey, telgraf üzerine su konuamayi yapmiatir. söyle ki;
"Arkadaglar; Ísmet Paganin telgrafindan anlagildigi veçhile Musul'un bir sene garftnda hallini dahi kabul edelim, her türlü itilaf perverane egkâli ve müsa-edati göstermesine ragmen íngiltere'de iki vapur girketinin hukukunu muhafaga için Fransa da esasen sermayesi ecnebi olmakla beraber Türk girketi olan ve bigim kanunlanmiga göre tegekkül etmig bulunan ve bigim kanunlanmiga nagaran her gaman menafilerini, istifadelerini temin etmek yeddi kudretlerinde olan bir takim hususi girketlerin nâmegru hukukunu müdafaa eden Fransig murahhaslanmn ve her hususta bigden imtiyag talebiyle baglayan ve hiç bir gaman o imtiyagi mevkii fiile getirtecegine dair bir vesika ve elinde bir mali kuvvet olmayan italyanlar ne yapacagini bilmeyerek konferansi akamete sevk etmiglerdir. Umumi olarak bakarsanig arkadaglar bugün tam sulh olmak için hiç birmaniyoktur."89
Rauf Bey, hatirlarindan Haziran ayinin sonlarina dogru Ankara'dan Lozan'a yollanan direktifleri Ismet Paaa'nin kabul etmedigini ve onun Ankara'dan sürekli bir sekilde direktif gelmesini dogru bulmadigini hatta sinirlendigini ifade etmektedir. Anlaamazliga düaülen konulardan ilki, Yunanlilarin sebepsiz olarak yakip yiktiklari yerler için onlardan tamirat bedelinin istenmesinin uygun olacagini Ismet Paaa'ya bildiren TBMM'nin ísmet Paaa'nin tepkisiyle karsilasmasidir. ísmet Pasa, tamirattan vazgeçmemiz karçiliginda Yunanlilar tarafindan Karaagaç'in Türkiye birakilmasinin daha iyi olacagini telgrafinda belirtmiatir. Ancak basta Mustafa Kemal Pasa ve Rauf Bey olmak üzere meclis üyeleri, "Karaagaç'in ehemmiyetiyoktur. Ona kargilik tamirattan vaggeçemeyig." diyorlardi. ísmet Pasa ile Rauf Bey nezdinde meclisin ihtilafa düatügü diger bir konu ise, I. Dünya Savaai sirasinda bedelleri tarafimizdan tamamen ödenmis oldugu halde, íngilizlerin el koyduklari Sultan Osman, Sultan Reçat ve Fatih dretnotlarimizin tahminen 12 milyon Ingiliz altini tutan bedellerinin geri verilmesi meselesidir. Bu dretnotlar da Karaagaç'a karçilik verilmek istenmiyordu. ismet Paça'nin Karaagaç'i gözünde büyüttügünü, bu tamirat ve tazminattan vazgeçilmesi taraftari oldugunu söyleyen Rauf Bey, Ankara ile Lozan arasinda büyük anlaçmazliklarin yaçandigmi belirtmiçtir. 26 Haziran 1923 tarihinde ismet Paça'dan Rauf Bey'e gelen telgraf bardagi taçiran son damla olmuçtur. ismet Paça, telgrafinda; "Hükümetçe tercih buyurulan bu çeklin 93 seferinin saraydan idaresinden farkiyoktur. Bige kary itimatsiglik ve kifayetsigligimig hakkinda mütemadiyen ihgar buyurulan kanaat devam ettikçe, bigim vasitamigla sulh akdi ihtimal haricindedir." ismet Paga tarafindan Ankara'nin yani TBMM'nin saraya benzetilmesi kargisinda bagta Mustafa Kemal Paga olmak üzere bütün meclis üyeleri hayal kirikligina ugramiglardi. Mustafa Kemal Paga'nin Ismet Paga'ya sert bir dille cevap verdigini ifade eden Rauf Bey, cevabi telgrafin sonuna da gu cümleyi ekledigini söyler. söyle ki; "Sonuçlari ne olursa olsun, bunu silah kuvvetiyle halle kudretimig vardir. Ordumug hagir ve hatta sabirsigdir." Lozan'a verilen son talimatin bu oldugunu söyleyen Rauf Bey, diger telgraflar gibi bunun da Köstence hattindan geçerken ingilizler tarafindan okundugunu izah etmigtir. Yine Rauf Bey, hatiratinda 24 Temmuz 1923 tarihinde Lozan'da aramizda hâsil olan anlagmazliklara ragmen memleket hesabina yapilmasi imkâni olanin en iyisi yapilabilmigtir, ifadesini kullanmigtir.90
ísmet Paga ile aralari ciddi bir gekilde açilmig olan Rauf Bey, konferans heyetinin yurda dönmesiyle görevden istifa ettigini ve Sivas'a gidip biraz istirahat edecegini Mustafa Kemal Paga'ya bildirmigtir. Bu istegi Mustafa Kemal Paga tarafindan anlayigla kargilanmig ve Rauf Bey'e gerekli izni vermigtir.91Netice itibariyle 13 Kasim 1921 tarihinde aldigi Sivas mebuslugu görevini ikinci meclisin açildigi tarihe (11 Agustos 1923) kadar sürdürmüg olan Rauf Bey, bu tarihten sonra ise, II. Dönem Istanbul Mebuslugu ve VI. Dönem Kastamonu Mebuslugu yapmigtir. 17 subat 1942 tarihinde Londra Büyükelçiligi'ne tayin edilmig, bu görevi yurda döndügü 9 Mart 1944 tarihine kadar devam ettirmigtir. Bundan sonraki süreçte ise, yeni bir görev kabul etmemig ve 16 Temmuz 1964 tarihinde ístanbul'da vefat etmigtir.92
Sonuç
Anadolu'nun itilaf Devletleri tarafindan iggali sonucu baglayan Milli Mücadele hareketi yalniz askeri faaliyetlerle sinirli kalmamig beraberinde Anadolu cografyasi üzerinde yeni bir siyasi düzenin de ortaya çikmasini saglamigtir. Bu suretle yapilan çaligmalar sonucunda 23 Nisan 1920 tarihinde milli bir meclis kurularak siyasi bir boglukta olan ülkenin temsilcisi konumuna yükselmigtir. Yeni meclis için yapilan seçimlerde Sivas'tan 8 mebus Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne katilmigtir. Meclise katilan mebuslarin toplam sayisi dügünüldügünde Sivas'in meclise yolladigi 8 mebusun Anadolu'nun birçok vilayetinin mebus sayisindan fazla oldugunu söylemek mümkündür. Son Osmanli Meclis-i Mebusani'nda mebus oldugu için Rauf Bey'in Malta sürgününden sonra herhangi bir seçime tutulmadan Milli Mücadele'nin önemli sehirlerinden olan Sivas'tan mebus olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne girdigi ve aktif siyasi hayatinin baaladigi görülmüatür.
Hüseyin Rauf Bey, gerek Osmanli Devleti'nin son dönemi gerek yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti'nde birçok alanda adindan bahsettiren bir sahsiyet olarak hafizalara kazinmiatir. Yapilan bu çaliamada Rauf Bey'in askeri yöndeki kabiliyetinin yanisira bütün talihsizliklere ragmen siyasi sahada da baaarili bir profil çizdigi görülmüatür. Malta'ya sürgün edilmeden birçok cephede çeaitli baaarilara imza atmis ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kurulus süreci olan Milli Mücadele yillarinda da hem askeri hem de siyasi birtakim faaliyetleri icra etmiatir.
Mustafa Kemal Paaa'nin yakin silah arkadaai olan Rauf Bey'in ülkenin kaderi için alinan birçok kararda imzasmm bulundugu görmek mümkündür. Malta'da sürgün hayatinin sona ermesiyle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne Sivas Mebusu olarak katilan Rauf Bey, geçmiate icra ettigi üst düzey görevlerden elde ettigi tecrübesini meclise baaarili bir çekilde yansitarak Türkiye Büyük Millet Meclisi çatisi altinda da önemli vazifeleri ifa etmiatir. Mediste aldigi üst düzey görevlerle dikkat çeken Rauf Bey'in en son Vekiller Heyeti Reisligi yaptigi ve çeçitli bakanliklara da vekalet ettigi tespit edilmiatir.
Meclis içerisindeki faaliyetlerinden de anlaailacagi üzere hükümet yanlisi bir durus sergilemiatir. Ülkeyi ilgilendiren hassas birçok konuda adi geçmesine ragmen Lozan Konferansi görüameleri sirasinda hükümet ile Lozan'da bulunan ísmet Pasa baakanligmdaki Türk Heyeti arasinda yaziamalari ve bilgi alisverisini saglamasi Rauf Bey'in meclis içerisindeki en önemli faaliyeti olarak kayitlara geçmiatir.
1Türkiye Büyük Millet Meclisi Arfivi, Çahsi Dosya, No: 389.
2Fahri Çoker, Türk Parlamento Tarihi (Milli Mücadele ve TBMMI. Dönem), Cilt 3, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfi Yaymlan, Ankara, 1995, s. 879.
3Ancak bazi kaynaklarda Hayriye Rüveyde Hanim, Kürt Aairet Reislerinden Bedirhan Paaa'nin kizi olarak geçmektedir. (Hüseyin Rauf Orbay'm Hayatí, Atatürk Araatirma Merkezi Dergisi, Cilt 20, Sayi 58, Mart 2004, s. 2. http://www.atam.gov.tr/ 14.01.2016.
4 Cemal Kutay, Osmanhdan Cumhuriyete Yü%yíhmí%da Bir Insammzz Hüseyin Rauf Orbay (1881 - 1964), 1. Baski, Kazanci Matbaacilik, ístanbul, 1992, s. 37, 38, 43, 45.
5Komodor: Amiral yetkisiyle görevli deniz subayi anlamina gelmektedir. (Hazirlayan: Haluk Akahn,Türkçe Sözlük, 11. Baski, Türk Dil Kurumu Yayinlari, Ankara, 2011, s. 1467.)
6Bucknam Bey: Ransford D.Bucknam, Philadelphia'daki William Cramp & Sons Çirketinde çaliairken, Osmanli Devleti 1900 yilinda bu airkete Mecidiye kruvazörünü siparia etmiatir. Geminin deneme seyirlerini icra eden Bucknam, kruvazörün Osmanli Devleti'ne teslim edilmek üzere 1 Mart 1904 tarihinde Amerika'dan aynliai esnasinda komutanligi görevlerini de icra etmiatir. Uzun bir yolculugun ardindan Ransford D.Bucknam 21 Nisan 1904 tarihinde Istanbul'a getirerek, Osmanli yetkililerine teslim etmiatir. Istanbul'da Amerikan Büyükelçisi tarafindan Sultan II.Abdülhamid'in huzuruna çikmia ve Yarbay rütbesi ile Osmanli Donanmasinda hizmete girmiatir. (Yaaar Bedirhan, Figen Atabey, "Osmanli Bahriyesinde Yabanci Daniamanlar", Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish and Turkic, Cilt 8/5, Bahar 2013, s. 133.) Ayrica, Osmanli Devleti' nin Harbiye Naziri Mahmut aevket Paaa ile Amerikali Bucknam arasinda 18Aralik 1911 tarihinde Trablusgarp'a harp kaçagi sayilan silah ve mühimmatin ulaatmlmasini esas alan on maddelik bir mukavelename de imzalanmiatir. (Hakan Bacanli, "1911-1912 Osmanli-Italyan Savaai ve Örikagasizade Hasan Sirri'nin "Hukuk-i Düvel Nokta-i Nazarindan Osmanli - Italya Muharebesi Adli Eseri" Askeri Tarih Araftzrmalan Dergisi, Sayi 21, Genelkurmay Basimevi, Ankara, Çubat 2013, s. 59.)
7 Çoker, age, s. 879, 880.
8 Kazim Çavdar, Kurtuluç Savaymn Ön Kadrosu "Rauf Orbay", s. 35, 38, 43, 44. (Elimizde mevcut olan bu eserin basim yeri, yili ve hangi yayinevi tarafindan basildigi hakkinda kitap içerisinde herhangi bir bilgi bulunmamaktadir.)
9 Çoker, age., s. 880, 881.
10 Hazirlayan: Nurer Ugurlu, Rauf Orbay "Siyasi Hatirlar", Örgün Yayinevi, 3. Baski, Istanbul, Aralik 2009, s. 248.
11 Hazirlayan: Osman Selim Kocahanoglu, Rauf Orbay'in Hatiralari, (1914 - 1945), 1. Baski, Temel Yayinlari, Istanbul, 2005, s. 271, 272.
12 Bilal Çimjir, Malta Sürgünleri, Bilgi Yayinevi, 2. Baski, Istanbul, 1985, s. 403, 404.
13 Çoker, age., s. 881, 882.
14 Ugurlu, age., s. 473 - 475.
15TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 14, içtima Senesi 2, s. 218, 219.
16 Ugurlu, age., s. 477 - 478.
17 TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 14, Îçtima Senesi 2, s. 254.
18 Ugurlu, age., s. 479.
19 Meclis tutanaklarinda 84 oy aldigi belirtilmesine ragmen Rauf Bey, hatiralarinda 86 olumlu oy aldigini yazmiatir. (Ugurlu, age., s.479.)
20TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 14, Îçtima Senesi 2, s. 254.
21Ugurlu, age., s. 480.
22Rauf Bey'in Nafia Vekilliginden istifasini belirten 21 Kasim 1921 tarihli istifanamesi: Hastaligim dolayisiyla Peraembe günü Heyet-i Umumiye halinde içtima eden mecliste ispat-i vücut edemedim. Bugün içtima-i mezkurde hazir bulunan 167 zattan ancak 84 zatin reyi-i itimadiyla münhal bulunan Nafia Vekâletine intihap buyruldugumu ögrendim. Böyle mühim ve hayati anlarda vekâlet umurunu deruhte ancak Meclis-i Alinin bihakkin itimadina liyakatle mümkün olabilecegi kanaatinde bulundugundan izhar buyrulan itimada arz-i teaekkürle beraber mevcut azaya nazaran reyi itimat adedini vazife ve mukabili olan mesuliyeti deruhte için kâfi göremedigimden bu vazife için daha büyük itimada mazhar bir zat-i vekâleti mezkureye intihap buyurmak üzere Nafia Vekâletinden istifami arz ve kabulünü istirham eylerim. (TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 14, Îçtima Senesi 2, s. 286.)
23TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 14, Îçtima Senesi 2, s. 287 - 289.
24Rauf Bey'inNafia Vekilliginden istifasini belirten 7 Ocak 1922 tarihli istifanamesi: Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti Nafia Vekaletini ahval-i sihhiyemin adem-i müsaadesi endiaesine ragmen Meclis-i Alinin hakki acizide izhar ettigi bir eser-i teveccühü olarak telakki ve ifa-yi hizmete muvaffak olmak ümidiyle kabul etmiatim. O zamandan beri geçen müddet zarfinda ahval-i sihhiyemin ümit ettigim surette ifa-yi hizmete mani oldugunu gördügümden vekâlet-i mezkureden istifa ediyorum. Istifamin kabulünü rica ederim. Ve Meclis-i Alinin hakkimda izhar ettigi itimat ve teveccühe bu vesile ile bir kere daha teaekkür eylerim. (TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 16, Içtima Senesi 2, s. 16)
25TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 16, Îçtima Senesi 2, s. 16, 30.
26TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 16, îçtima Senesi 2, s. 48.
27TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 18, îçtima Senesi 3, s. 28.
28 Ugurlu, age., s. 490.
29 Çoker, age., s. 882.
30Kocahanoglu, age., s. 304.
31TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 21, Îçtima Senesi 3, s. 281.
32 Ugurlu, age., s. 491.
33TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 21, Îçtima Senesi 3, s. 341, 342.
34 Çoker, age., s. 882.
35Ugudu, age, s. 491 - 494.
36TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 21, Îçtima Senesi 3, s. 359.
37 Hazirlayan: Osman Selim Kocahanoglu, Ali Fuat Cebesoy Siyasi Hatiralar (Logan'dan Cumhuriyet'e), Cilt 2, Temel Yayinlari, Istanbul, 2002, s. 5, 6.
38BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 5.22..9.
39BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 5.30..16.
40BCA, Fon No: 30..18.1.1 /Yer No: 7.17..6.
41BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 7.23..8.
42BCA, Fon No: 30..18.1.1 /Yer No: 5.23..14.
43BCA, Fon No: 30..18.1.1 /Yer No: 7.15..5.
44 Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, içtima Senesi 3, s. 319.
45TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, içtima Senesi 3, s. 478.
46 TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, Îçtima Senesi 3, s. 456, 457.
47TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, Îçtima Senesi 3, s. 56, 57.
48TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 27, Îçtima Senesi 3, s. 389.
49TBMM Gigli Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, içtima Senesi 3, s. 410, 411.
50TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, içtima Senesi 3, s. 408, 409.
51TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, içtima Senesi 3, s. 466, 467.
52TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, Îçtima Senesi 3, s. 562 - 564.
53TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, Îçtima Senesi 3, s. 112 - 115.
54TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, îçtima Senesi 3, s. 49 - 417.
55TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 27, Îçtima Senesi 3, s. 70 - 73.
56TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 15, Îçtima Senesi 2, s. 153.
57 Ziya Gürel, Kurtuluç Savaçmda Demiryolculuk, Türk Tarih Kurumu Yayinlari, 2. Baski, Ankara, 2011, s. 89.
58TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 15, îçtima Senesi 2, s. 153.
59TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 20, Îçtima Senesi 3, s. 452, 453.
60BCA, Fon No: 30..10.0.0 / Yer No:
61TBMM Gigli Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, Îçtima Senesi 3, s. 640 - 642.
62TBMM Gigli Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, Îçtima Senesi 3, s. 642, 643.
63TBMM Giali Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, Îçtima Senesi 3, s. 734, 735.
64TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, Îçtima Senesi 3, s. 363, 364.
65Ergün Aybars, istiklalMahkemeleri, Milliyet Yayinlari, 2. Baski, Istanbul, 1998, s. 61.
66TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, içtima Senesi 3, s. 364.
67 TBMM Gigli Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, içtima Senesi 3, s. 750, 751.
68 TBMM Giali Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, Îçtima Senesi 3, s. 751 - 753.
69TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, Îçtima Senesi 3, s. 618, 619.
70TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, îçtima Senesi 3, s. 23 - 27.
71 Süleyman Ataseven, "Bagvekil Rauf Orbay", Çagdaç Türkiye Tarihi AraçUrmalan Dergisi, Cilt 3, 75. Yil Özel Sayisi, 1998, s. 229, 230.
72Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Cilt 2, Türk Tarih Kurumu Yayinlari, 9. Baski, Ankara, 2012, s. 911, 915.
73TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, Îçtima Senesi 3, s. 314 - 316.
14TBMM Zahl Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, Îçtima Senesi 3, s. 496, 497.
75Harkof (Kharkov): Ukrayna'nin önemli aehirlerinden biridir.
76 Riza Nur, Hayat ve Hatiratim., Cilt 4, Altindag Yayinevi, Istanbul, 1967, s.1480.
77TBMM Zafat Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, Îçtima Senesi 3, s. 497.
78TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, îçtima Senesi 3, s. 118.
79TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 28, içtima Senesi 4, s. 116, 117.
80TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 28, içtima Senesi 4, s. 229 - 233.
81TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 28, içtima Senesi 4, s. 305.
82Ugurlu, age., s. 552, 553.
83Izmit Mebusu Sirri Bey'in Takriri: Istanbul matbuatina sansür vaz'i esasen Meclis-i Alinin muvafakat-i haricindedir. Bütün memleket efkârina nâzimlik eden Istanbul mat buatmin bogulmasi umum milletin tahdidi hürriyeti demektir. Intihabata baalanacagi au ani tarihî de Istanbul'da sansür usulünün devamini ihmal, Hâkimiyet-i Milliyenin tecellisine mümanaat manayi sarihindedir Meclisi i icra-î salâhiyeti ile hemen sansürün ilgasini teklif ederim. (TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 28, Îçtima Senesi 4, s. 317.)
84TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 28, Îçtima Senesi 4, s. 317.
85Ugudu, age, s. 526 - 545.
86TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, içtima Senesi 3, s. 408 - 412.
87TBMM Gi%U Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, içtima Senesi 3, s. 1147, 1149.
88TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 27, Îçtima Senesi 3, s. 71 - 73.
89TBMM Gigli Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, içtima Senesi 3, s. 1274 - 1276.
90Ugurlu, age, s. 542 - 545.
91Ugurlu, age, s. 560.
92 Kemal Öztürk, ilk Meclis, inkilap Yayinlari, istanbul, 1999, s. 130.
Kaynaklar
AKALIN Haluk (2011) Türkçe Söylük, Türk Dil Kurumu Yay., Ankara.
ATASEVEN Süleyman (1998) Baavekil Rauf Orbay, Çagdaç Türkiye Tarihi Araçtirmalan Dergisi, Cilt 3, 75. Yil Özel Sayisi.
ATATÜRK Mustafa Kemal (2012) Nutuk, Cilt 2, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara.
AYBARS Ergün (1998) ïstiklalMahkemeleri, Milliyet Yay., Istanbul.
BACANLI Hakan (2013) 1911-1912 Osmanli-ítalyan Savaai ve Örikagasizade Hasan Sirri'nin "Hukuk-i Düvel Nokta-i Nazarindan Osmanli - Italya Muharebesi Adli Eseri, Askeri Tarih Araçtirmalan Dergisi, Sayi 21, Genelkurmay Basimevi, Ankara.
Baçbakanlik Cumhuriyet Arfvi (BCA), Fon No: 30..10.0.0 / Yer No: 1.1..1.
BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 5.22..9.
BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 5.23..14.
BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 5.30..16.
BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 7.15..5.
BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 7.17..6.
BCA, Fon No: 30..18.1.1 / Yer No: 7.23..8.
BEDÍRHAN Yasar ATABEY (2013) Figen, Osmanli Bahriyesinde Yabanci Daniamanlar, Turkish Studies, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish and Turkic, Cilt 8/5.
ÇAVDAR Kazim, Kurtulug Savagtmn Ön Kadrosu "Rauf Orbay".( Basimevi ve tarih bulunmamaktadir.)
ÇOKER Fahri (1995) Türk Parlamento Tarihi (Milli Mücadele ve TBMM I. Dönem), Cilt 3, Türkiye Büyük Millet Meclisi Vakfi Yay., Ankara.
GÜREL Ziya (2011) Kurtulug Savaynda Demiryolculuk, Türk Tarih Kurumu Yay., Ankara.
Hüseyin Rauf Orbay'in Hayati, Atatürk Aragtima Merkegi Dergisi, Cilt 20, Sayi 58, Mart 2004, s. 2. http://www.atam.gov.tr/ 14.01.2016. (Not: Kullanilan kaynakta makalenin kim tarafindan yazildigi belirtilmemektedir.)
KOCAHANOGLU Osman Selim (2005) Rauf Orbay'in Hatiralari, (1914 - 1945), 1. Baski, Temel Yay., ístanbul.
KOCAHANOGLU Osman Selim, (2002) Ali Fuat Cebesoy Siyasi Hatiralar (Logan'dan Cumhuriyet'e), Cilt 2, Temel Yay., Istanbul.
KUTAY Cemal (1992) Osmanlidan Cumhuriyete Yügyilimigda Bir ínsammig Hüseyin Rauf Orbay (1881 - 1964), Kazanci Matbaacilik, Istanbul.
NUR Riza (1967) Hayat ve Hatiratim, Cilt 4, Altindag Yay., Istanbul.
ÖZTÜRK Kemal (1999) Ilk Meclis, ínkilap Yay., Istanbul.
sÍMsÍR Bilal (1985) Malta Sürgünleri, Bilgi Yay., Istanbul.
TBMM Gigli Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, Îçtima Senesi 3.
TBMM Gigli Celse Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 3, Îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 14, îçtima Senesi 2.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 15, îçtima Senesi 2.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 16, îçtima Senesi 2.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 18, îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 20, îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 21, Îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 22, Îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 24, îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 25, îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 27, îçtima Senesi 3.
TBMM Zabit Ceridesi, Devre 1, Cilt 28, îçtima Senesi 4.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Araivi, sahsi Dosya, No: 389.
UGURLU Nurer (2009) Rauf Orbay "Siyasi Hatirlar", Örgün Yay., Istanbul.
Ilhan HAÇiN
Ars. Gör., Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi.
E-mail: [email protected]
Gelis Tarihi: 21-01-2016 Kabul Tarihi: 29-04-2016
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Hacettepe University, Ataturk Institute for Modern Turkish History Spring 2016
Abstract
The Ottoman State, which was defeated in the World War One, was de facto ended with the Mudros Armistice signed in 30 October 1918. In consequence of the National Struggle which started in the wake of the referred events, a new state and a regime emerged. Attempts for a democratic regime that started with the constitutional period reached its peak by the opening of the Turkish Grand National Assembly in 23 April 1920. Following the elections held in the different places many deputies went to Ankara and took some roles in the new regime. Hüseyin Rauf Bey, a leading military figure in the last era of the Ottoman State as well as the National Struggle, got into to the Turkish Grand National Assembly as the deputy of Sivas province in 15 November 1921 following his return from exile in Malta. He continued his duty until the closure of the first Assembly. In this study, life and particularly activities of Hüseyin Rauf Bey in the first Assembly are going to be described in the light of the official reports of the Turkish Grand National Assembly.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer