ABSTRACT
Objective: Erectile dysfunction (ED) is defined as the inability to achieve and maintain an erection sufficient to permit satisfactory sexual intercourse. In this study, we evaluated the relationship between ED and hormonal abnormalities.
Material and methods: We evaluated 178 patients between the ages of 25 and 85 years old. Medical histories and details were collected, and the IIEF question test was completed by all patients. After the basic evaluation, serum total testosterone, thyroid stimulating hormone (TSH), prolactin, follicle stimulating hormone (FSH) and luteinizing hormone (LH) levels were measured.
Results: The mean age of the patients and IIEF scores were 50.5±12.3 and 12.8±6.13, respectively. The mean testosterone, prolactin, TSH, LH and FSH were 426±152 ng/dL, 15.8±45.6 ng/mL, 1.56±1.2 micro IU/mL, 5.5±4.3 m IU/mL and 7.7±6.9 m IU/mL, respectively. Two patients had abnormal TSH levels, and 27 patients had abnormal LH levels. Abnormal FSH levels were detected in 6 patients. Eight patients had abnormal testosterone levels, and twenty had abnormal prolactin levels.
Conclusion: ED is an illness that affects older men, and multiple factors cause this illness. Hormonal abnormalities are one of these factors that can be corrected. When appropriate, hormone levels should be measured and treated in patients who present with ED.
Key words: Erectile dysfunction, hormone, hypogonadism.
ÖZET
Amaç: Erektil disfonksiyon (ED) cinsel iliski için gerekli olan penil ereksiyonun baslatilmasinda, saglanmasinda ve devaminda yetersizlik olarak tanimlanmaktadir. Çalismamizda ED ile hormonal anormallik arasindaki iliskiyi degerlendirdik.
Gereç ve yöntem: Erektil disfonksiyon ile poliklinigimize basvuran ve yaslari 25 ile 85 arasinda degisen 178 erkek hasta çalismaya alindi. Tüm hastalardan ayrintili anamnez alindi ve International Index of Erectile Function (IIEF) sorgulama formu dolturtuldu. Temel degerlendirmeler sonrasinda hastalarin serum total testosteron, TSH, prolaktin ve LH düzeyleri ölçüldü.
Bulgular: Çalismaya alinan 178 hastanin yas ortalamasi 50.5±12.3 idi. Ortalama IIEF skoru 12.8±6.13 olarak tespit edildi. Testosteron 426±152, prolaktin 15.8±45.6, TSH 1.56±1.2, LH 5.5±4.3 ve FSH 7.7±6.9 olarak tespit edildi. Iki olguda (%1.1) TSH, 27 olguda (%15.2) LH, 6 olguda (%3.4) FSH, 8 olguda (%4.5) testosteron ve 20 olguda (%11.2) prolaktin düzeyleri anormal olarak tespit edildi.
Sonuç: ED, ileri yaslarda görülme sikligi artan bir hastaliktir ve etyolojisinde birçok faktör rol almaktadir. Bu faktörlerden biri hormonal anormalliklerdir ve tedavi edilebilir bir durumdur. ED sikayeti ile basvuran hastalarda bu durum arastirilmali ve gereginde tedavi edilmelidir.
Anahtar sözcükler: Erektil disfonksiyon, hormon, hipogonadizm.
Giris
Erektil disfonksiyon (ED) tatmin edici seksüel performansa izin veren yeterli ereksiyonu elde etmede ve sürdürmedeki yetersizliktir.[1] Ereksiyon fizyolojisi hormonal, vasküler, psikolojik, nörolojik ve hücresel komponentleri içerir.[2] Epidemiyolojik çalismalarda 40 ile 70 yas arasi erkeklerin %5 ile %20'sinde orta ve agir ED varligi gösterilmistir.[1] Ülkemizde 2002 yilinda yapilan genis kapsamli ED prevelans çalismasinda 40 yas üstü erkeklerde toplam ED orani %69.2 olarak bulunmustur.[3]
Androjenler erkek üreme sisteminin ve seks karakterlerinin gelismesini, libidoyu ve seksüel davranislari düzenler. ED ile androjenler arasindaki iliski hala tartismalidir. Çalismalarda penil NOS ekspresyonunun plazma androjen seviyesine bagli oldugu gösterilmistir.[4] Ögonadal erkeklerde testesteron tedavisi libido ve spontan ereksiyon rigiditesi ve sikligini artirirken, ereksiyon kapasitesini artirmadigi gösterilmistir.[5] Buna karsin normal testosteron seviyesine sahip hastalarda eksojen testosteron tedavisinin erektil fonksiyonlari artirdigini bildiren yayinlar da vardir.[6]
Hiperpolaktinomanin üreme fizyolojisi üzerinde etkisi oldugu ve seksüel disfonksiyonla iliskili oldugu çalismalarda gösterilmistir.[ 7] Yükselen prolaktin düzeyi FSH ve LH' yi etkileyerek testosteron düzeylerinde düsüklüge sebep olmaktadir. Bir diger hormonal bozuklukta tiroid hipo veya hiperfonksiyonudur. ED hem hipotiroidi hem de hipertiroidi ile iliskilidir.[7] Genel olarak tiroid hormon anormalliklerinde testosteron ile östrojen arasinda denge bozulmakta ve ED klinigi olusmaktadir.
Çalismamizda ED nedeni ile basvuran 178 hastanin hormonal profilleri incelendi ve ED ile basvuran hastalarda hormonal degerlendirmenin gerekliligi arastirildi.
Gereç ve yöntemler
ED ile poliklinigimize basvuran ve yaslari 25 ile 85 arasinda degisen 178 erkek hasta çalismaya alindi. Tüm hastalardan ayrintili anamnez alindi ve International Index of Erectile Function (IIEF-5) sorgulama formu dolturtuldu. Temel degerlendirmeler sonrasinda hastalarin serum total testosteron, TSH, prolaktin ve LH düzeyleri ölçüldü.
Hormonlarin normal laboratuar deger araliklari testosteron için 175-781 ng/dL, TSH için 0.34-5.6 mikro IU/mL, prolaktin için 2.64-13.13 ng/mL, LH için 1.24-8.62 m IU/mL ve FSH için 1.27-19.26 m IU/mL olarak referans alinmistir. Sonuçlarda anormallik saptanan hastalarin hormon analizleri tekrar edildi.
Hastalar yas araligina göre 25-39, 40-49, 50-59, 60-69, 70-85 olarak bes gruba ayrildi. Hormonal anormalliklerin yas ile olan iliskisi arastirildi.
Daha önceden ürolojik operasyon geçiren hastalar ve baska bir hastaliga bagli hormonal tedavi alan hastalar çalismaya alinmadi. Tüm hastalarin hormonal degerleri incelendi ve patoloji saptanan hastalar ilgili klinik bölümlere yönlendirildi.
Bulgular
Çalismaya alinan 178 hastanin yas ortalamasi 50.5±12.3 idi. Ortalama IIEF skoru 12.8±6.13 olarak tespit edildi. Hastalarin IIEF sonucuna göre 47 hastada (%26.4) hafif ED, 81 hastada (%45.5) orta ED, 50 hastada (%28.1) agir ED tespit edildi. Testosteron 426±152, prolaktin 15.8±45.6, TSH 1.56±1.2, LH 5.5±4.3 ve FSH 7.7±6.9 olarak tespit edildi. 2 olguda (%1.1) TSH, 27 olguda (%15.2) LH, 6 olguda (%3.4) FSH, 8 olguda (%4.5) testosteron ve 20 olguda (%11.2) prolaktin düzeyleri anormal olarak tespit edildi. Prolaktin yüksekligi olan 20 hastanin 17'sinde prolaktin degeri 13-50 ng/mL arasinda iken, 3 hastada prolaktin düzeyi 50 ng/mL'nin üzerindeydi (183,200,445 ng/mL). Üç hastanin biri prolaktinoma nedeniyle opere edildi. 1 hastada prolaktin, FSH, LH ve testosteron anormalligi beraber gözlenirken, prolaktin yüksekligi olan 2 hastada testosteron düsüklügü mevcuttu. TSH yüksekligi saptanan bir hastada ayni zamanda prolaktin yüksekligi tespit edildi. FSH ve LH yüksekligi olan 6 hastanin sadece birinde testosteron düsüklügü eslik etmekteydi. Tablo 1'de yas grubuna göre dagilim, ortalama IIEF-5 degeri ve anormal hormonal degerleri olan hastalarin sayisi verilmistir.
Tartisma
ED Uluslararasi Empotans Arastirma Dernegi tarafindan organik, psikojenik ve karma olarak siniflandirilmistir.[8] Organik kökenli ED nörojenik, hormonal, arteriyel, kavernozal ve ilaca bagli olmak üzere bes alt gruba ayrilmistir. Hormonal bozukluklara bagli ED çok az görülen bir klinik tablodur. Bu kategoride en sik görülen neden hipogonadizmdir.[6] Ayrica hiperprolaktinoma, hipotiroidizm ve hipertiroidizm ED'ye sebep olan diger hormonal hastaliklardir.[8]
Massachusetts Erkek Yaslanma Çalismasi tarafindan ED olmayan 847 hasta üzerinde yapilan çalismanin sonucunda kaba insidans %2.5/yil olup her dekat için bu insidans artmaktadir. 40-49 yas arasi %1.2, 50-59 yas arasi %2.98, 60-69 yas arasi ise %4.6 olarak bildirilmistir.[3] Ülkemizden Akkus ve arkadaslarini[9] 40 yas üzeri 1982 hasta üzerinde yapmis oldugu prevelans çalismasinda hastalarin %32.2'si hafif, %27.5 orta ve %8.5 agir ED saptamis. Orta veya agir ED prevelansi yas ile anlamli olarak iliskili oldugu bildirilmis.
Mulligan ve Schmitt 1993 yilinda testosteronun seksüel ilgiyi ve seksüel davranislari artirdigini, nokturnal ereksiyon sikligini artirdigini bildirdiler ama fantezi ve görsellik ile ilgili ereksiyonda çok az veya etkisiz oldugunu bildirdiler.[8] Yapilan çalismalarda testosteron düzeyleri ile ED arasinda korelasyon olmadigi bildirilmistir.[9-11] Hipogonadizm bazen ED ile beraber gözlenebilir.[2] ED sebebi olarak hipogonadizm %7-35 oraninda görülür.[4] Guay ve arkadaslarinin 521 ED hastasi üzerinde yaptigi çalismada %37 oraninda hipogonadizm prevelansi tespit etmistir.[12] Bazi çalismalarda hipogonadal erkeklerde testosteron tedavisinin ereksiyon fonksiyonunda düzelme sagladigi bildirilmistir.[13,14] Testosteron eksikligi yaygin görülür ve tedavi edilebilir bir durumdur, rutin inceleme ile tespit edilebilir.[15]
Testosteron düsüklügü hipergonodotropik, hipogonodatropik veya ögonodatropik olarak görülebilir. Tedavide hipogonadizm için bu degerlendirme yapilmalidir. Bizim çalismamizda 8 hastada (%4.5) testosteron düsüklügü tespit edildi. Hastalarin FSH ve LH düzeyleri sadece 1 hastada yüksekti. Çalismalarda farklilik göstermekle beraber literatüre göre daha düsük bir oranda hipogonadizm tespit ettik. Hipogonadizm tanisi konan hastalarin takipli olmasi ve ek hormonal inceleme yapilmamasi bu düsüklügün bir nedeni olabilir.
Hiperprolaktinoma üreme ve seksüel disfonksiyona yol açar. Libido kaybi, ED, galaktore, jinekomasti ve infertilite semptomlarini içerir. Düsük testosteron ve GnRH düzeyleri ile iliskilidir.[7] Miyake ve arkadaslarinin 4803 asemptomatik erkekte yapmis oldugu çalismada 14 hastada (%0.29) serum prolaktin düzeyleri 50 ng/ml üzerinde bulunmustur. Prolaktinoma insidansi %0.06 olarak bildirilmistir.[16] Prolaktin düzeyi 50 ng/dL üzerinde olan hastalarin %80'inde libido kaybi ve ED mevcut olup, artan prolaktin'in GnRH'i baskilamasindan kaynaklanmaktadir.[17] 2306 ED'li hasta üzerinde yapilan çalismada prolaktin yüksekligi %4.6 (65 hasta) oraninda tespit edilmis olup, prolaktin düzeyi 50 ng/dl üzerinde olan hasta sayisi ise %0.43 (10 hasta) olarak bildirilmistir. On hastanin yarisinda serum testosteron düzeyi 280 ng/dL'nin altinda olup; bu bulgu serum testosteron düzeyinin hiperprolaktinomada sensitif bir gösterge olmadigini, klinikçinin hipofiz disfonksiyonunda diger bulgu ve semptomlara güvenmesi gerektigini gösterir. Prolaktin anormalliginin düsük prevelansi nedeniyle rutin inceleme önerilmemektedir.(15) Biz çalismamizda %11.2 (20 hasta) oraninda prolaktin yüksekligi tespit ettik. Prolaktin degeri 200 ng/mL olan hasta prolaktinoma nedeniyle opere edildi. Prolaktinoma insidansimiz %0.5 olarak tespit edildi. Prolaktinomasi olan hastada normal FSH, LH düzeyleri ve testosteron düsüklügü saptandi, prolaktin degeri 30 ng/mL olan bir hastada FSH, LH yüksekligine testosteron düsüklügü eslik etti. Diger hastalarda testosteron düzeylerinde bir anormallik saptanmadi. Bu çeliskili durum her hastada hormonal degerlerin bir benzeri ile farklilik gösterebilecegini gösterirken, klinisyenide bu konuda farkli sonuçlar beklentisine sokabilmektedir.
ED hem hipotiroidi hem de hipertiroidi tablosuna eslik edebilir. Hipertiroidide artan östrojen düzeyleri libido azalmasina yol açarken daha az siklikla ED'ye yol açar. Hipotiroidide düsük testosteron düzeyi ve artan östrojen düzeyleri ED'ye yol açar.[7] 2240 ED'li hasta üzerinde yapilan çalismada %1 oraninda TSH düsüklügü, %3.9 oraninda TSH yüksekligi bildirilmistir. Hipotiroidide ED semptom ya da ilk klinik isaret olabilir. Bazi hastalarda tiroid hormon tedavisiyle TSH normal düzeyle düsmekte ve ED düzelmektedir.[15] Çalismamizda %1.1 oraninda TSH anormalligi tespit ettik. Hastalarda hipotiroidi mevcut olup hormonal tedavi için dahiliye klinigine yönlendirildi.
LH düzeylerinin artmasi ED riskini artirmaktadir. LH artmasi ile ED prevelansi arasinda lineer bir egilim yoktur. Yüksek testosteron düzeyleri; LH seviyesi 6 IU/I üzerinde oldugunda, ED riski azalirken, LH seviyesinin 6IU/I altinda oldugu durumlarda testosteron ile ED arasinda iliski saptanmamis.[18] 666 ED'li hasta üzerinde yapilan çalismada %5.7'sinde LH düsüklügü, %8.9'unda LH yüksekligi tespit edilmistir. LH yüksekligi tespit edilen 59 hastanin 7'sinde (%11.9) serum testosteron düzeyi 220 ng/dl'nin altinda olup primer testiküler disfonksiyon açisindan anlamlidir.[15] LH düzeyleri yasla birlikte artma göstermekte olup özellikle 70'li yaslardan sonra artmaktadir.(19) Çalismamizda LH anormalligi 27 olguda (%15.2) tespit edildi. LH yüksekligi olan 27 hastanin sadece birinde (%3.7) oraninda testosteron düsüklügü mevcuttu. LH degerinin yasla birlikte arttigi düsünülürse her LH yüksekliginde testosteron anormalligi beklemeyebiliriz.
Sonuç olarak, ED nedeniyle basvuran hastalarda hipogonadizm açisindan testosteron degerleri bilinmelidir. Çok sik görülmeyen hormonal ED'de en sik gözlenen patolojinin hipogonadizm oldugunu düsünürsek, testosteron degerleri rutin olarak istenebilir. ED'ye ek olarak galoktore, impotans varliginda prolaktin, hipogonadizm degerlendirilmesi için FSH ve LH istenebilir.
Çikar çatismasi
Yazarlar herhangi bir çikar çatismasi bildirmemislerdir
Kaynaklar
1. Hatzimouratidis K, Amar E, Eardley I, Giuliano F, Hatzichristou D, Montorsi F, et al. Guidelines on male sexual dysfunction: erectile dysfunction and premature ejaculation. Eur Urology 2010;57:804-14. [CrossRef]
2. Beckman TJ, Abu-Lebdeh HS, Mynderse LA. Evaluation and medical management of erectile dysfunction. Mayo Clin Proc 2006;81:385-90. [CrossRef]
3. Tunç L, Küpeli B, Tuncel A, Biri H, Kordan Y, Deniz N, et al. Erektil Disfonksiyon Kardiyovasküler Hastaligin Erken Habercisi Olabilir mi? Firat Tip Dergisi 2007;12:128-31.
4. Aversa A, Isidori AM, Greco EA, Giannetta E, Gianfrilli D, Spera E, et al. Hormonal supplementation and erectile dysfunction. Eur Urology 2004;45:535-8. [CrossRef]
5. Aversa A, Isidori AM, De Martino MU, Caprio M, Fabbrini E, Rocchietti-March M, et al. Androjens and penile erection: evidence for a direct relationship between free testosterone and cavernous vasodilation in men with erectile dysfunction. Clin Endocrinol (Oxf) 2000;53:517-22. [CrossRef]
6. Raijfer J. Relationship between testosterone and erectile dysfunction. Rev Urol 2000;2:122-8.
7. Lue TF. Physiology of Penile Erection and Pathophysiology of Erectile Dysfunction. In: Kavoussi LR, Novick AC, Partin AW, Peters CA, Wein AJ, eds Campell-Walsh Urology Nineth Edition Philadelphia: W.B Saunders; 2007, s 740.
8. Bella AJ, Lue TF. Erkeklerde Cinsel Islev Bozuklugu In Smith GENEL Üroloji 17. Türkçe Baski Istanbul: Nobel Tip Kitabevleri 2004, s 594.
9. Akkus E, Kadioglu A, Esen A, Doran S, Ergen A, Anafarta K, et al. Prevalence and correlates of erectile dysfunction in Turkey: a population-based study. Eur Urology 2002;41:298-304. [CrossRef]
10. Rhoden EL, Teloken C, Sogari PR, Souto CA. The relationship of serum testosterone to erectile function in normal aging men. J Urol 2002;167:1745-8. [CrossRef]
11. Low WY, Khoo EM, Tan HM, Hew FL, Teoh SH. Depression, hormonal status and erectile dysfunction in the aging male: results from a community study in Malaysia. J Men's Health&Gender 2006;9:263-70. [CrossRef]
12. Guay AT, Perez JB, Jacobson J, Newton RA. Efficacy and safety of sildenafil for treatment of erectile dysfunction in a population with associated organic risk factors. J Androl 2001;22:793-7.
13. Forest C, Caretta N, Rossato M, Garolla A, Ferlin A. Role of androgens in erectile function. J Urology 2004;171:2358-62. [CrossRef]
14. Carani C, Granata AR, Bancroft J, Marrama P. The effects of testosterone replacement on nocturnal penile tumescence and rigidity and erectile response to visual erotic stimuli in hypogonadal men. Psychoneuroendocrinology 1995;20:743-53. [CrossRef]
15. Bodie J, Lewis J, Schow D, Monga M. Laboratory evaluations of erectile dysfunction: an evidence based approach. J Urology 2003;169:2262-4. [CrossRef]
16. Miyake A, Ikegami M, Chen CF, Arita N, Aono T, Tanizawo O, et al. Mass screening for hyperprolactinemia and prolactinoma in men. J Endocrinol Invest 1988;11:383-4.
17. Faiman C. Endocrine causes of impotence. Cleve Clin J Med 1993;60:428-9.
18. Kupelian V, Shabsigh R, Travison TG, Page ST, Araujo AB, McKinlay JB. Is there a relationship between sex hormones and erectile dysfunction? Results from the Massachusetts Male Aging Study. J Urology 2006;176:2584-8. [CrossRef]
19. Margolese HC. The male menopouse and mood: testosterone decline and depression in the aging male-is there a link? J Geriatr Psychiatr Neurol 2000;13:93-101. [CrossRef]
Clinic of Urology, Haydarpasa Numune Training and Research Hospital
Submitted:
28.12.2011
Accepted:
31.01.2012
Correspondence:
Selahattin Çaliskan
Clinic of Urology, Haydarpasa
Numune Training and Research
Hospital, 34668,
Kadiköy, Istanbul, Turkey
Phone: +90 554 784 65 52
E-mail: [email protected]
©Copyright 2012 by Turkish Association of Urology
Available online at www.turkishjournalofurology.com
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Aves Yayincilik Ltd. STI. Mar 2012