Content area
Full text
Oz
Bir ülkedeki istikrar ve güven o ülkenin sosyo-kültürel ve ekonomik parametreleri üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. İstikrar ve güvenin olduğu ekonomilerde tüketiciler, yatırımcılar devlet harcamalarını ve yatırımlarını artırarak toplam talep kanalı ile ekonomik büyümeyi artırmaktadır. İstikrarsızlığın ve güvensizliğin var olduğu durumda ise tüketiciler, yatırımcılar ve devlet daha temkinli davranarak harcama ve yatırımlarını azaltarak ekonomik büyümeyi olumsuz yönde etkilemektedir. Bu çalışmada Türkiye ekonomisindeki istikrar ve güvenin tüketici kredileri üzerindeki etkisi [2004:12015:12] dönemine ait veriler kullanarak zaman serisi analizi yöntemi ile test edilmiştir. Analiz sonucunda istikrar ve güvenin tüketici kredilerini arttığı, istikrarsızlığın ya da risklerin ve güvensizliğin tüketici kredilerini azalttığı sonucuna ulaşılmıştır.
Anahtar Kelimeler: İstikrar, Güven, Tüketici Kredileri, Zaman Serisi Analizi
Abstract
Stability and trust in a country plays an important role on the socio-cultural and economic parameters of that country. Consumers, investors and the state increase their spending and investments in economies where there is stability and confidence, thereby increasing economic growth with total demand channel. In the case of instability and insecurity, consumers, investors and the state are more cautious, affecting economic growth negatively by reducing spending and investments. In this study, the stability and confidence in the economy's effect on consumer loans Turkey [2004: 1-2015: 12] using data for the period was tested by time series analysis method. As a result of the analysis, stability and confidence have increased consumer lending, instability or risk and insecurity have reduced consumer loans.
Keywords: Stability, Trust, Consumer Loans, Time Series Analysis
Giriş
Öngörülme veya öngörülememe iktisat teorisinde model inşa etme sürecinde önemli yere sahip kavramlardır. İktisadi modeller her ne kadar varsayımlar ve yaşanan ekonomik gelişmeler ile paralel bir evrim geçirse de öngörü, beklenti ya da birey davranışlarını tahmin edebilme, modellere dahil edebilme yeteneği ölçüsünde kabul görmüştür. Bu nedenle beklenti kavramı tüm iktisadi düşünce modellerinin temel problemi olarak görülmüştür. Özellikle yaşanan küresel ekonomik krizler tüketici davranışlarında tüketicinin beklentileri temelinde oluşan güven unsurunu makroekonomik gelişmenin merkezine yerleştirmiştir.
Klasik iktisadi Okulun temelinde tanımlanan "homoeconomicus" birey rasyonel beklentileri işaret etmektedir. Klasik düşünce çerçevesinde bireylerin ekonomik kararlarında rasyonel oldukları dolayısıyla ekonomik dengenin sağlandığı açıklanmaktadır. Ekonomik anlamda çıkarlarını maksimize etme gayesinde olan birey rasyonel bireydir ve sistematik hata yapması olanaksızdır. Dolayısıyla rasyonel birey kendi çıkarlarını maksimum yaptıkça toplumsal çıkarlar da maksimum olmaktadır ve ekonomi tam istihdamda dengededir. Bu denge rasyonel bireyin...