Özet
Kendini sabote etme davranisi, bireyin bir isi ya da görevi yerine getirebilecek kapasitede olmasina ragmen, bu isi basariyla yapip yapamayacagina yönelik endise yasamasi ile karakterizedir. Bireyler performanslarini önemsediklerinde, ancak basari olasiliklarindan süphe ettiklerinde, benliklerini korumak amaciyla kendini sabote etme davranislari sergilemektedirler. Kendilerini sabote eden kisiler basarilarini içsellestirerek, basarisizliklarini ise dissallastirarak benliklerini korumaya çalis-maktadirlar. Bu durum bireylerin her iki durumda da yani hem basarisizliklarinda hem de basarila-rinda kendilerini iyi hissetmelerine hizmet etmektedir. Kendini sabotaj zamanla birlikte bireyin yasam doyumunun ve içsel motivasyonunun azalmasina, uyumsuzluk, olumsuz duygulanim, somatik semptomlar ve alkol ve madde kullanimi gibi olumsuz aliskanliklarinin artmasina neden olmaktadir. Kendini sabotaj performansi engellemekte ve performans kaybi uyum ve psikolojik iyi olma üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadir. Kendini sabote etme davranislarinin ortaya çikmasini önlemek için yapilmasi gereken en önemli yaklasim, benligin güçlendirilmesidir.
Anahtar sözcükler: Kendini sabote etme, öz-yeterlilik, ruh sagligi.
Abstract
Self-handicapping is characterized by experiencing anxiety at succeeding a mission although the person has the capacity to fulfill the assignment or duty. When individuals care about performance much but doubt about success, they display self-handicapping strategies to protect their self. Self-handicappers try to protect their self by internalizing successes and externalizing failures. This strategies help them feel well in both successes and failures. Self-handicapping causes the decrease of life satisfaction and motivation, and causes the increase of maladaptation, negative mood, somatic symptoms and alcohol-drug abuse. Self-handicapping hinders performance and this negative performance influences adaptation and psychological well-being. The most essential approach to prevent occurrence of self-handicapping behaviors is empowerment of the self.
Key words: Self-handicapping, self-efficacy, mental health.
BIREYLER performanslarini önemsediklerinde, ancak basari olasiliklarindan süphe ettiklerinde, benliklerini korumak amaciyla kendini sabote etme adi verilen bir davranis sergileyebilirler. Bu davranis, özellikle bireyler yeni çabalar içine girdiklerinde ortaya çikar (Berglas ve Jones 1978). Kendini sabote etme mekanizmasini kullanan kisiler, performanslari sonucu ortaya çikan basarisizlik durumlarini yeteneklerinden ziyade performanslarindaki sorunlara baglama egilimi göstermektedirler (Coudevylle ve ark. 2011). Bu stratejileri benimseyen bireyler, kullandiklari yaklasimin diger kisilere sunu-munda oldukça dikkatli davranirlar ve bu eylemlerinin basarisizliklari için kullandiklari bir bahane oldugunu diger kisilerin anlamasina izin vermezler. Bu bireylerin bakis açisina göre, eger davranislari için kullandiklari bu bahanelerin anlasilmasina izin verir-lerse, bu stratejiler amacina hizmet etmekten uzaklasacaktir. Kendini sabote etme me-kanizmasini kullanan kisiler, basarisiz olma ihtimalini artiran ortami oldukça dikkatli bir sekilde olustururlar. Böylece olusturulan bu ortam olasi basarisizlik durumunda bireyin benligini korumasina hizmet eder ve onu çevrenin olumsuz degerlendirmelerin-den koruyabilir (Akin ve ark. 2011).
Bu makalede ülkemiz literatüründe hakkinda çok az yayin oldugu göze çarpan ve yerli literatür için oldukça yeni bir kavram olan kendini sabote etme kavraminin tanim-lanmasi, psikodinamiginin açiklanmasi, ruh sagligi uzerine etkileri ve yönetim yollarinin ortaya konmasi amaçlanmistir.
Kendini Sabote Etme Kavrami
Kendini sabote etme kavrami ilk kez 1978 yilinda Berglas ve Jones tarafindan tanim-lanmistir (Berglas ve Jones 1978). Bu kavram; bir isi ya da görevi yerine getirebilecek kapasitede olmasina ragmen bireyin bu isi yapip yapamayacagina yönelik belirsizlik yasamasi ve yeterli kapasitede olmadigina iliskin bahaneler bularak kendini hakli gös-terme çabasini tanimlamaktadir. Kendini sabote eden kisiler basarilarini içsellestirerek, basarisizliklarini ise dissallastirarak benliklerini korumaya çalismaktadirlar. Bu durum bireylerin her iki durumda da yani hem basarisiz hem de basarili olduklari durumlarda kendilerini iyi hissetmelerine hizmet etmektedir (Berglas ve Jones 1978, Akin 2011). Savunucu beklentiler, is odakli olma ve yansitma gibi davranis örüntüleri kendini sabote etme mekanizmasinin kullaniminin öncü belirtileridir (Martin ve ark. 2003).
Literatür incelendiginde iki çesit kendini sabote etme stratejisinden söz edildigi gö-rülmektedir. Bunlar, davranissal kendini sabotaj (behavioral self-handicapping) ve sözlü/öz bildirimli kendini sabotajdir (claimed/self-reported self-handicapping). Sözlü kendini sabotaj yapilacak eylem öncesi anksiyete, bitkinlik, stres gibi daha çok psikolo-jik belirtilerin sözel olarak ifade edilmesini içerirken, davranissal sabotaj eylem öncesi basarili olmak için gereken düzeyde çalismama, farkli gündemlerle ilgilenme, sonucu kadere baglama, fiziksel belirtiler gösterme, yapabileceginden fazla isi bir arada yürüt-meye çalisma, alkol-madde kullanimi gibi davranislari içermektedir (Higgins ve ark. 1990, Hendrix ve Hirt 2009). Sözlü stratejilerde, birey istenmedik bir durumla karsilas-tiginda bunun dissal nedenlerden kaynakli oldugunu düsünmekte ve mazeretler ileri sürmektedir. Davranissal stratejilerde ise, birey görevlerini erteleme, firsatlari degerlen-dirmeme, görevi için yeterli çaba harcamama gibi performansini etkileyebilecek eylem-lerde bulunmaktadir (Tucker ve ark. 1981, Leary ve Shepperd 1986, Kearns ve ark. 2008a). Dolayisiyla davranissal sabotaj daha aktif ve açik eylemleri içerirken, sözlü sabotaj üstü örtülü ve pasif eylemleri içermektedir (Hendrix ve Hirt 2009). Davranissal stratejileri benimseyen bireyler sözel olanlari kullananlara oranla basari olasiliklarini daha olumsuz etkilemektedirler (Jones ve Berglas 1978). Sözlü ya da davranissal kendini sabote etme stratejilerini kullanan bireyler, tepkilerinin uyumlu ya da etkili olup olma-digini degerlendirememektedirler (Berglas ve Jones 1978). Böylece kendini sabote etme davranisi zamanla bireyin kisilik özelligi haline gelmektedir. Birey benligini koruyabilmek ve basarisizliklari ile yüzlesmekten kaçinmak için bu stratejiyi kullanmaktadir. Bu durum problemlerin gerçekçi sekilde degerlendirilmesini ortadan kaldirmakta, gerçekçi olmayan degerlendirmeler sonucunda bireyin sorununun çözümlenememesine neden olmaktadir (Abaci ve Akin 2011). Dolayisiyla sözü edilen bu stratejiler bireyin basarisiz olma ihtimalini artirmakta ve bireyi olumsuz yönde etkilemektedir.
Psikodinamigi ve Nedenleri
Kendilerini ve kaynaklarini iyi taniyan kisiler yasamlarinin yöneticisinin kendileri oldu-gu bilincindedirler. Böyle bireyler ortaya çikan yeni durumlara kendilerini daha iyi hazirlayabilmektedirler. Öte yandan, benligi ve basarilari konusunda endiseleri olan bireyler ise, yasamlarini yönlendirmede kendini sabote etme gibi bas etme stratejilerin-den yararlanmayi seçmektedirler (Berglas ve Jones 1978, Zuckerman ve ark. 1998, McCrea ve Hirt 2001). Kendini sabote eden bireyler, benliklerini tehdit edebilecek ya da belirsizlik yasatabilecek durumlara uyum saglamak için hazirlanmak yerine perfor-manslarini engelleyebilecek olumsuz kosullari kendileri üretmektedirler (Akin ve ark. 2011). Kendini sabote etme, bireyin çocuklugundan itibaren kendiligine ve basariya iliskin gelistirdigi olumsuz bilissel yapilardan kaynagini almaktadir (Warner ve Moore 2004, Kearns ve ark. 2008, Arazzini Stewart ve De Leorge Walker 2014). Erken dö-nem aile tutumlari ve aile ile olan etkilesimler bireyin benlik gelisimini olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilmektedir (Conlon ve ark. 2006).
Çocuga, akademik basari gibi belirli görevlerdeki performansina dayali olarak de-gerli oldugu duygusunun asilanmasi çocugun ebeveynlerine basarili görünmek, onlari mutlu etmek, onlarin dikkatini çekmek ve kendilik degerini korumak için kendini oldugundan daha yetenekli ve zeki gösterme çabasi içine girmesine yol açabilmektedir. Zaman içinde bu egilim kendini sabote etme davranislarini ortaya çikarmaktadir (Jones ve Berglas 1978). Kendini sabote etme davranisinin özellikle baskalari tarafindan göze-tim altinda olundugunda artmasi, bu psikodinamigin önemli göstergelerinden biridir. Kolditz ve Arkin (1982) yaptiklari deneysel çalisma sonucunda, performansi etkileyebi-lecek bir ilaci kullanma oraninin, ortamda tanik olan birisi oldugunda arttigini bulmus-lardir (Kolditz ve Arkin 1982). Yapilan bazi çalismalar incelendiginde de sözü edilen psikodinamiklerin, sabote edici davranis örüntülerini ve iliskili ruhsal sorunlarin ortaya çikisini nasil etkiledigi daha açik olarak görülmektedir. Bu çalismalarda, alkol kullani-mini sabote edici strateji olarak kullanan kisilerin ebeveynlerin dikkatini çekmek ve sevgisini kazanmak için bu davranislari benimsedigi (Jones ve Berglas 1978), sosyal anksiyeteye sahip olan bireylerin kendilerine güvenlerini olumsuz etkileyen bu durum-dan kurtulabilmek ve kendilerini iyi hissetmek için sabotaji kullanim egilimi içerisine girebildigi (Schlenker ve Leary 1982, Coudevylle ve ark. 2011) ve akademik basari gerektiren durumlarda sabotaj stratejilerinin sikça kullanildigi (Hirt 1991, Urdan 2004) bulunmustur.
Kendini sabote etme stratejilerinin kullanimindaki ana nedenlerden bir digeri ise, hata yapma korkusudur. Hata yapma korkusu nedeniyle kisiler çesitli durumlara hazirlik yapmayi ertelemekte, olumsuz çiktilar olusturarak olasi basarisizlik sonucu yasayacaklari utanç duygusundan benliklerini korumaktadirlar (Elliot ve Thrash 2004). Sözü edilen bu korku, olumsuz kisi-içi ve kisiler-arasi degerlendirmelerle iliskilidir (Pulford ve ark. 2006). Bu degerlendirmeler erken dönem yasam deneyimleri, özellikle de ebeveynlerle olan olumsuz etkilesimlerin bir sonucu olarak gelisebilmektedir. Benlik gelisimini etki- leyen olumsuz ebeveyn-çocuk iliskileri, basarisizlik mekanizmalarini ve hata yapma korkusunu ortaya çikarabilmektedir (Martin ve ark. 2015). Basarisizlik mekanizmalari içerisinde yer alan ve bireyin davranislari üzerinde çesitli etkilere yol açan kendini sabote etme davranisi zamanla bireyin sürekli olarak kullandigi bir davranis örüntüsü haline gelebilmektedir (Martin ve ark. 2015). Dolayisiyla hata yapma/basarisiz olma korkusu ve kendini sabotaj davranisi arasinda pozitif bir iliski bulunmaktadir (Elliot ve Church 2003). Yasamin erken dönemlerinde maruz kalinan diger travmalar da ilerleyen yaslarda kendini sabote etme davranislarinin ortaya çikisini etkileyebilmektedir. Sansone ve arkadaslarinin (2008b) yaptiklari bir arastirma sonucunda erken dönem travmalara maruz kalan bireylerin yasamlarinin ilerleyen dönemlerinde özellikle tibbi tedavilerini sabote edici eylemler gerçeklestirdikleri bulunmustur (Sansone ve ark. 2008b).
Kendini sabote etme stratejisinin kullanimina neden olan etkenlerin bazilari ise kaygi üzerine temellendirilmektedir. Özellikle yeterligi degerlendirmeye yönelik eylem-lerin yapilacagi durumlarda birey basarili olamama ya da yetersiz olma ihtimaline iliskin bir kaygi yasamaktadir. Birey, basarisiz olabilme düsüncesine eslik eden bu kaygilari giderebilmek için çesitli arayislar içerisine girmektedir. Ancak birey, arayis içerisine girdigi yöntemler arasindan genellikle kendisini basarisiz gösterme ihtimali olanlari ortadan kaldirmayi tercih etmektedir. Çünkü birey, performansin degerlendirilmesi olasiligiyla yüzlestiginde basarili bir görünüm sergileyebilmeyi ve bu görünümü koruya-bilmeyi istemektedir. Bunu saglayabilmek için de birey benligini koruyucu etki göste-ren, basarisizlik durumunda dahi kendini yetersiz algilamasini engelleyen sabote etme stratejilerini kullanmaya yönelmektedir. Bu baglamda kendini sabote etme stratejileri-nin kullanimi bireyin basarisizligini hakli göstermesine hizmet etmektedir (Abaci ve Akin, 2011).
Sabotaj mekanizmasini kullanan kisiler daha olay yasanmadan bahanelerini hazir-lamaktadir. Böylece olay gerçeklesmeden sabotaj hatayi doguracak sekilde hazir olmak-tadir (Hendrix ve Hirt 2009). Bu sayede basarisizliklar dissallastirilirken, basarilar içsel-lestirilmekte (Berglas ve Jones 1978) ve bu stratejilerin kullanimi bireyin performansi sonrasi basarisiz olmasi durumunda bir mazeret olarak sunulabilmektedir (Akin ve ark. 2011). Sabotaj davranis örüntüleri, bireylerin basarili ya da basarisiz olduklari özel alanlarda, bu alandaki performanslarina iliskin uygun bir anlayis gelistirmelerine yardim etmektedir. Bireyler özellikle zor bir görev ile karsilastiklarini düsünüyorlarsa düsük performansi olusturabilecek sabotaj stratejilerinin daha yogun kullanmaktadirlar (Rho-dewalt ve Fairfield 1991). Dolayisiyla kisilerin benimsedigi bu davranis örüntüsü çevre-de olup biten diger olaylardan ziyade, bireyin benlik saygisina yönelik tehdit olusturan ve/veya basarili olmayi gerektiren olaylara bagli olarak ortaya çikmaktadir (McCrea ve Hirt 2001, Schwinger 2013). Söz konusu basarisizlik durumlarinda birey basarisiz olmasina neden olan yetersiz performansini düsük yetenegine ya da yeterince hazirlan-mamasina baglamaktansa ("Sinavda basarisiz oldum çünkü bu konuyu anlamiyorum"), sabote etme mekanizmasi ("Sinavda basarisiz oldum çünkü dün gece yeterince uyuya-madim") ile açiklamaktadir. Böylece birey nedene atif yaparak kendi benligini koru-makta ve yetersizlikleriyle yüzlesmekten kaçinmaktadir (Schwinger 2013). Sonuç olarak sabotaj olarak adlandirilan ve kendine hizmet eden bu davranislar olasi basarisizlik tehdidi ortaya çikmadan harekete geçmektedir (Schwinger 2013). Bu stratejileri kulla-nan bireyler, sabote edici eylemleri sonrasinda kendilerini daha iyi hissetmeyi ummakta dolayisiyla olumlu bir duygu durum elde etmektedir. Özellikle düsük benlik saygisina sahip kisilerin kendini sabote etmeye yönelik stratejileri daha fazla kullanmalari (Martin ve Brawley 2002), bu stratejiyi olumsuz durumlara karsi benlik saygilarini koruyucu bir kalkan olarak kullandiklarini gösterir niteliktedir (McCrea ve Hirt 2001). Kendini sabote etme stratejilerinin kullaniminin kisiye sagladigi olumlu katkilar, kisinin bu stratejileri kullanmaya devam etmesine olanak saglamaktadir. Bu olumlu katkilar iki farkli sekilde ortaya çikabilmektedir. Bunlardan ilki, düsük performans gösterse bile kisiyi basarisiz olmaktan korumasi, digeri ise yetersizliklerine ragmen basarili oldugu durumlarda kisiye ekstra kredi kazandirmasidir (Alter ve Forgas 2007).
Ruh Sagligi Üzerine Etkileri
Kendini sabote etme mekanizmasi, bireylerin hatalarini dissal nedenlere baglayarak özsaygilarini korumalarina olanak saglamaktadir (Brown ve Kimble 2009). Böylece bu stratejiler benligi koruyan etkili mekanizmalar olmaktadir. Ancak, kendini sabote etme stratejilerini kullanan bu kisilerde olumsuz duygu duruma sahip olma düzeyi genel olarak daha yüksektir ve yasam doyumu oldukça düsüktür (Zuckerman ve Tsai 2005, Christopher ve ark. 2007). Bu açidan, kendini sabote edici davranislar düsük saglik ve iyilik hali düzeyiyle iliskili olarak degerlendirilebilir. Kendini sabote etme davranisi kisa vadede kisinin basarisizliklarina bahaneler bulup kendilik degerini desteklese de (Co-vington 2000), kronik olarak kullanildiginda etkisini yitirmekte, bireyin sagligi ve benli-gi üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadir (Maata ve ark. 2002). Sabotaj, genellikle mevcut durum içerisinde basarisizligi saglayacak engellere uyumu ve bu engellerin savunuculugunu içermektedir (Harris ve ark. 1986).
Kendini sabote etme stratejilerinin sik kullanimi uyum saglama yeteneginde azal-maya, bu yetenekteki azalma ise sabotaj stratejilerinin tekrarli kullanimina ve kendini sabote etmenin bir kisilik özelligi haline gelmesine yol açmaktadir. Böylece bir döngü olusmakta ve stratejilerin kullanim devamliligi saglanmaktadir (Zuckerman ve ark. 1998). Zorlu durumlarla basetmek için bu stratejileri kullanan bireyler, bu davranislari-nin bir sonucu olarak somatik yakinmalar gösterebilmekte ve psikolojik sorunlar yasaya-bilmektedir (Berglas ve Jones 1978, Zuckerman ve Tsai 2005, Abaci ve Akin 2011).
Yapilan çalismalar kendini sabote etme mekanizmalarinin kullaniminin mevcut sag-lik durumu ve depresif belirtiler, anksiyete, narsisistik kisilik bozuklugu, düzenbaz davranis özellikleri, utangaçlik, uzun süreli düsük psiko-sosyal iyilik hali, savunucu kötümserlik, tükenmislik gibi çesitli saglik problemleri ile iliskili oldugunu ortaya koy-maktadir (Smith ve ark. 1982, DeGree ve Syder 1985, Synder ve ark.1985, Midgley ve Urdan 2001, Martin ver ark. 2003, Rhodewalt ve ark. 2005, Zuckerman ve Tsai 2005, Want ve Kletman 2006, Kearns ve ark. 2008a, Coudevylle ve ark. 2011, Akin 2012). Zuckerman ve Tsai'nin yaptigi boylamsal bir çalisma sonucunda da, kendini sabote etme stratejilerinin kullaniminin, bireylerin sagliklarinin ve iyilik hallerinin bozulmasi-na, daha düsük içsel motivasyona ve tatmine, olumsuz duygu durum ve semptomlara neden oldugu bulunmustur (Zuckerman ve Tsai 2005). Yine, Coudevylle ve arkadaslari (2011) sabote etme davranisinin kullaniminin durum ile baglantili anksiyetenin yüksek olmasina ve kendine güvende azalmaya neden oldugunu ortaya koymuslardir. Yapilan diger çalismalarda kendini sabote etme mekanizmalarinin kullaniminin çesitli kisilik ve davranis özellikleri ile iliskili oldugu ve bu özellikleri besler nitelikte etki gösterdigi bulunmustur. Want ve Kletman (2006) düzenbaz davranis özelligi, Rhodewalt ve arka-daslari (2006) narsistik kisilik özelligi, Sansone ve arkadaslari (2008a) borderline kisilik bozuklugu, Smith ve arkadaslari (1983) hipokondriyazis, Arazzini Stewart ve De Leor-ge Walker (2014) ise maladaptif mükemmeliyetçilik kisilik özellikleri ile kendini sabote etme davranisi arasinda bir iliski oldugunu belirtmislerdir (Smith ve ark. 1983, Rho-dewalt ve ark. 2006, Want ve Kletman 2006, Sansone ve ark. 2008a, Arazzini Stewart ve De Leorge Walker 2014,). Bu çalismalar incelendiginde, borderline kisilik bozuklu-guna sahip olan bireylerin tibbi tedavilerini olumsuz etkileyebilecek sabotaj stratejilerini sikça kullandigi (Sansone ve ark. 2008), düzenbazlik özelliklerine sahip olan bireylerin kendi performanslarini degerlendirmede sorunlari oldugu (Want ve Kletman 2006), bireyin narsisist kisilik özelligi gösterme orani arttikça kendini sabote etmeye yönelik girisimlerinin arttigi (Rhodewalt ve ark. 2006), hipokondiyak kisilerin performanslarini sabote edici girisimleri kullanmaya daha yatkin olduklari (Smith ve ark. 1983), mü-kemmeliyetçi kisilik özelliklerine sahip bireylerin ise hata yapmaktan korkarak kendini sabote etme stratejilerinin kullanimini destekledigi bulunmustur (Suddarth ve Slaney 2001).
Mükemmeliyetçilik bireyin kendisine ya da baskalarina karsi oldukça yüksek bek-lentileri oldugunu göstermesi nedeniyle genellikle olumsuz bir anlam içermektedir (Shafran ve Mansell 2001). Gerçekçi mükemmeliyetçilikte yüksek standartlara ulasmak için çabalama vardir ve psikososyal sorunlara ya da strese yol açmaz. Maladaptif mü-kemmeliyetçilikte ise birey hata yapmaktan korkar ve bu durum sagliksizdir (Suddarth ve Slaney 2001). Maladaptif mükemmeliyetçilik özellikleri kendini sabote etme meka-nizmasi ile uyum içerisindedir. Maladaptif mükemmeliyetçiligin yani sira kendini sabo-te etme mekanizmalarinin kullaniminin yüksek düzey anksiyete, depresyon, tükenmislik ve düsük akademik basariyla iliskili oldugunu gösteren çalismalar da bulunmaktadir (Kearns ve ark. 2008b, Akin 2012). Ayni zamanda, sabote etme mekanizmasi duygusal tatminsizlik, düsük kisisel basari ve depersonalizasyon kavramlari ile iliskilidir ve tü-kenmislik yasanmasina neden olabilmektedir (Akin 2012). Bu durum kisilerin içsellesti-rilmis basari duygusunu olumsuz yönde etkileyerek, sabotaj davranisini daha sik kul-lanmalarina neden olabilme özelligi tasimaktadir. Tüm bu sözü edilen olumsuz etkilere ek olarak, kendini sabote etme stratejileri zaman içinde bireyin uyumsuzlugunun, yasam doyumunun ve içsel motivasyonunun azalmasina, olumsuz duygulanim, somatik semp-tomlar ve alkol-madde kullanimi gibi olumsuz aliskanliklarin artmasina neden olmakta-dir (Abaci ve Akin 2011). Birey sosyal yasantisini benligini korumak ve basarisizliklarini dissallastirmak için azaltmakta ve dolayisiyla sosyal izolasyon yasamaktadir (Zuckerman ve Tsai 2005).
Sonuç olarak kendini sabotaj performansi engellemekte ve performans kaybi uyum ve psikolojik iyi olma üzerinde olumsuz etkilerde bulunmaktadir. Bu durum, kendini sabote etme stratejilerinin kullaniminin uzun vadede bireylerin özellikle ruh sagliklari basta olmak üzere saglik ve iyilik hali üzerine olumsuz etkilerde bulundugunu göster-mektedir.
Kendini Sabote Etme Stratejilerinin Yönetimi
Bireyler kendileri hakkinda olumlu duygulara sahip olmayi, kendilerini yeterli hissetme-yi ve yasamlari ile ilgili basari ya da basarisizlik olasiliklarina iliskin önemli sonuçlari kontrol edebilmeyi isterler (Siegel ve ark. 2005). Kendini sabote etme davranislari birey-lerin basarisizliklarini dissallastirmalarina olanak sagladigi ve böylece benliklerini koru-dugu için tercih edilen davranislardir. Dolayisiyla, bireyin benligini korumak için kendini sabote etme davranisina ihtiyaç duymamasini saglamak, sabotaji önlemek için en uygun yardim yaklasimlarindan biri olmaktadir. Bu baglamda, öz-yeterlilik, kendiligin olumlu algilanmasi, öz-saygi gibi benlik ile iliskili özellikler önem kazanmaktadir. Öz-yeterlilik kavrami zorluklar karsisinda iyimser olmayi, azim ile çabalamayi ve çabalarken ortaya çikan davranislari içermektedir (Pajares 1996). Öz-yeterlilik algisinin çocukluk dönemlerinden itibaren gelistirilmesinde ebeveynler ve onlarla olan iliskiler hassas bir role sahiptir. Benlik gelisiminde oldukça önemli olan ebeveyn-çocuk etkilesiminin kalitesi, bireyin gelecek dönemlerdeki yasam kalitesini ve davranis örüntülerini etkile-mektedir (Kazemi ve ark. 2014). Öz-yeterlilik düzeyinin yüksek olmasi kisiyi basarili olabilmek için motive etmekte, kisinin yeteneklerini degerlendirmesine olanak sagla-maktadir (Kuczka ve Treasure 2005). Akademik basarinin çok ön planda tutulmasi nedeniyle ve ebeveynleri memnun etme amaciyla bireyler yasadiklari basarisizliklari manipüle edebilmek için kendini sabote etme stratejilerini kullanmaya baslayabilmekte-dir. Basarili olabilmek için mevcut duruma hazirlanmak gibi performans odakli yakla-simlar öz-yeterlilik düzeyini desteklerken, performanstan kaçinan davranis örüntüleri öz-yeterlilik düzeyini azaltici etki göstermektedir (Wolters ve ark. 1996). Performans-tan kaçinma stratejileri barindiran kendini sabote etme davranisi öz-yeterlilik düzeyini olumsuz etkilemektedir. Bu baglamda Siegel ve arkadaslarinin (2005) yaptiklari çalisma incelendiginde, kendini sabote etme davranisini önlemede bireyin kendini kabulünün artirilmasinin etkili oldugunu belirledikleri görülmektedir (Siegel ve ark. 2005).
Kendini kabul etme çesitli durumlar altinda dürüstlügü ve uyumlu davranislari des-tekleyerek psikolojik iyi oluslugun ortaya çikmasina neden olmaktadir (Sherman ve Cohen 2006). Kendini kabul etme özelligine sahip olmak benlige karsi tehdit içeren durumlarla zit iliski içerisindedir. Öz-saygi ve benlik bütünlügüne sahip olmak, kendini sabote etme davranislarini azaltarak, öz-yeterlik algisini güçlendirmektedir (Siegel ve ark. 2005). Kendini kabul etme davranisi benimsendiginde, birey öz-saygi düzeyinin durum degerlendirmelerine bagli olmadigini anlamaktadir (Sherman ve Cohen 2006). Eger bireyler kendilerini olumlu algilama firsatina sahip olurlarsa, kendini sabote etme ile iliskili olarak sans eseri ortaya çikan basarilara ihtiyaç duymayacaklardir (Siegel ve ark. 2005).
Kendini sabote etme davranislarinin çocukluktan köken aldigi bilgisinden hareketle, bu davranislarin ortaya çikisini önlemek için ebeveyn-çocuk etkilesiminin ve paylasimi-nin gelistirilmesi, çocukta sadece akademik basarisi ile degil bir birey olarak bütünüyle degerli oldugu bilincinin olusturulmaya çalisilmasi ve çocugun olumlu bir benlik kavra-mina sahip olmasi için çesitli açilardan benlik gelisiminin desteklenmesi gereklidir. Böylece çocuklarin güçlü bir benlige sahip olarak yetistirilmesi saglanabilir ve psiko-sosyal iyilik halleri artirilarak kendini sabote etme gibi maladaptif stratejilere yönelmele-ri engellenebilir (Coudevylle ve ark. 2011). Benlik ve benlik saygisi, ebeveyn-çocuk etkilesimlerinin kalitesi ve etkililigi ile yakindan ilgili olmasi (Streamer ve Seery 2015) nedeniyle, bu konuda çalisan profesyonellere de olumlu ebeveyn-çocuk etkilesimlerinin gelistirilmesi konusunda ebeveynleri desteklemeleri ve danismanlik saglamalari için önemli görevler düsmektedir. Kendine güven duyarak yetismis olan bireyler benligine yönelik tehdidi önleme çabalarina gereksinim duymayacak, basari ya da basarisizlik durumlarinda sorumluluklarini kabul ederek basarili olabilmek için yeterli performans sergilemeye çalisacak ve benligini kabul ederek psikolojik uyum gelistirebileceklerdir (Sherman ve Cohen 2006).
Benligi koruma amacindan yola çikarak kullanilmaya baslanilan ve zamanla kisilik özelligi haline gelen sabotaj stratejilerinin yetiskin bireylerde kullaniminin azaltilmasin-da öncelikle bireylerin bu davranis örüntülerinin, bu davranisa neden ihtiyaç duydukla-rinin ve davranisin sonuçlarinin farkina varmalarinin saglanmasi gereklidir. Sonrasinda ise benligin güçlendirilmesi üzerinde çalisilmalidir. Bunun için bireysel ya da grup danismanligi oldukça yararli olabilir.
Sonuç
Kendini sabote etme stratejilerinin kullanimi basari gerektiren yeni durumlarda benligi koruyucu etkilerinden dolayi bireyler için cazip bir yol olarak görülebilmekte, ancak bu stratejilerin sürekli olarak kullanimi basarisizliklarla yüzleserek benligi gelistirme firsat-larini ortadan kaldirmaktadir. Ayrica bu stratejilerin uzun süreli ve kronik sekilde kulla-nimi bireyin ruh sagligi üzerinde de olumsuz etkilere neden olmakta; anksiyete, öz-saygida azalma, kisilik bozukluklari gibi olumsuz etkiler ile birlikte kisinin iyilik hali giderek azaltmaktadir. Dolayisiyla, benligi koruma çabasi ile baslayan bu stratejilerin kullanimin azaltilmasinda yapilmasi gereken temel sey benligin güçlendirilmesidir. Bireylerde çocukluktan baslayarak öz-yeterliligin ve benlik saygisinin güçlendirilmeye çalisilmasi kendini sabote etme davranislarini önlemek açisindan önemli yaklasimlar arasindadir. Ayrica hangi yas grubunda olursa olsun bireylere, basarisizligin ve basarisiz-liga karsi hissedilen tehditlerin de önemli ögrenme ve gelisme firsatlari oldugu ögretil-melidir. Basarisiz olunan durumlarda benligi korumak için kendini sabote etme strateji-lerine basvurmak yerine, basarisizliga neden olan durumlarla yüzlesip bu konularda gelismeye çalismanin benlik bütünlügü ve ruhsal saglik açisindan daha degerli oldugu vurgulanmalidir.
Kaynaklar
Abaci R, Akin A (2011) Kendini Sabotaj: Insanoglunun Sinirli Dogasinin Bir Sonucu. Ankara, Pegem Yayinlari.
Akin A (2012) Kendini Sabotaj Ölçegi: geçerlik ve güvenirlik çalismasi. Egitim ve Bilim, 37:176-187.
Akin A (2012) Self-handicapping and burnout. Psychol Rep, 110:187-196.
Akin A, Abaci A, Akin U (2011) Self-handicapping: A conceptual analysis. International Online Journal of Educational Sciences, 3:1155-1168.
Alter AL, Forgas JP (2007) On being happy but fearing failure: the effects of mood on self-handicapping strategies. J Exp Soc Psychol, 43:947-954.
Arazzini Stewart A, De Leorge Wolker L (2014) Self-handicapping, perfectionism, locus of control and slef-efficacy: a path model. Pers Individ Dif, 66:160-164.
Berglas S, Jones EE (1978) Drug choice as a self-handicapping strategy in response to noncontingent success. J Pers Soc Psychol, 36:405-417.
Brown CM, Kimble CE (2009) Personal, interpersonal and situational influences on behavioral self-handicapping. J Soc Psychol, 149:160-164.
Christopher AN, Lasane TP, Troisi JD, Park LE (2007) Materialism defensive, and assertive self-presentational tactics, and life satisfaction. J Soc Clin Psychol, 26:1145-1162.
Conlon EG, Zimmer-Gembeck MJ, Creed PA, Tucker M (2006) Family history, self-perceptions, attitudes and cognitive abilities are associated with early adolescent reading skills. J Res Read, 29:11-32.
Coudevylle GR, Gernigon C, Ginis KAM (2011) Self-esteem, self-confidence, anxiety and claimed self-handicapping: a mediational analysis. Psychol Sport Exerc, 12:670-675.
Covington MV (2000) Goal theory, motivation, and school achievement: an integrative review. Annu Rev Psychol, 51:171-200.
Elliot AJ, Church MA (2003) A motivational analysis of defensive pessimism and self-handicapping. J Pers, 71:369-396.
Elliot AJ, Thrash TM (2004) The intergenerational transmission of fear of failure. Pers Soc Psychol Bull, 30:957-971.
Harris RN, Synder CR, Higgins RL, Schrag JL (1986) Enhancing the prediction of self-handicaping. J Pers Soc Psychol, 51:1191-1199.
Hendrix KS, Hirt ER (2009) Stressed out over possible failure: the role of regulatory fit on claimed self-handicapping. J Exp Soc Psychol, 45:51-59.
Higgins RL, Synder CR, Berglas S (1990) Self-handicapping: The Paradox that isn't. New York, Plenum Press.
Hirt ER, Deppe RK, Gordon, LJ (1991). Self-Reported versus behavioral self-handicapping: empirical evidence for a theoretical distinction. J Pers Soc Psychol, 61:981-991.
Jones EE, Berglas S (1978) Control of attributions about the self through self-handicapping strategies: the appeal of alcohol and the role of underachievement. Pers Soc Psychol Bull, 4:200-206.
Kazemi Y, Nikmanesh Z, Khosravi M (2014) Role of self-handicapping on prediction of the quality of life in primary students. Practice in Clinical Psychology, 3:61-68.
Kearns H, Forbes A, Gardiner M (2008a) A cognitive behavioural coaching intervention for the treatment of perfectionism and self handicapping in a non-clinical population. Behav Change, 24:157-172.
Kearns H, Forbes A, Gardiner M, Marshall K (2008b) When a high distinction isn't good enough: a review of perfectionism and self-handicapping. Aust Educ Res, 35:21-36.
Kolditz TA, Arkin RM (1982) An impression management interpretation of the self-handicapping strategy. J Pers Soc Psychol, 43:492-502.
Kuczka KK, Treasure DC (2005) Self-handicapping in competitive sport: influence of the motivational climate, self-efficacy, and perceived importance. Psychol Sport Exerc, 6:539-550.
Leary MR, Shepperd JA (1986) Behavioral self- handicaps versusu self-reported handicaps: a conceptual note. J Pers Soc Psychol, 51:1265-1268.
Maata S, Stattin H, Nurmi JE (2002) Achievement strategies at school: types and correlates. J Adolesc, 25:31-46.
Martin KA, Brawley LR (2002) Self-handicapping in physical achievement settings: the contributions of self-esteem and self-efficacy. Self Identity, 1:337-351.
Martin AJ, Marsh HW, Debus RL, Williamson A (2003) Self-handicapping, defensive pessimism, and goal orientation: a qualitative study of university students. J Educ Psychol, 95:617-628.
Martin AJ, Nejad H, Colmar S, Liem GAD, Collie RJ (2015) The role of adaptability in promoting cotrol and reducing failure Dynamics: a mediation model. Learn Individ Differ, 38:36-40.
McCrea SM, Hirt ER (2001) The Role of Ability judgments in self-handicapping. Pers Soc Psychol Bull, 27:1378-1389.
Midgley C, Urdan T (2001) Academic self-hadicapping and achievement goals: a further examination. Contemp Educ Psychol, 26:61-75.
Pajares F (1996) Self-efficacy beliefs in academic settings. Rev Educ Res, 66:543-578.
Pulford BD, Johnson A, Awaida M (2005) A cross-cultural study of predictors of self-handicapping in university students. Pers Individ Dif, 39:727-737.
Rhodewalt F, Firfield M (1991). Claimed self-handicaps and the self-handicapper: the relation of reduction in intended effort to performance. J Res Pers, 25:402-417.
Rhodewalt F, Tragakis MW, Finnerty J. (2006) Narcissism and self-handicapping: linking self-aggrandizement to behavior. J Res Pers, 40:573-597.
Sansone RA, McLean JS, Wiederman MW (2008a) The ralationship between medically self-sabotaging behaviors and borderline personality disorder among psychiatric inpatients. J Clin Psychiatry, 10:448-452.
Sansone RA, Wiederman MW, McLean JS (2008b) The relationship between childhood trauma and medically self-sabotaging behaviors among psychiatric inpatients. Int J Psychiatry Med, 38:469-479.
Schlenker,BR, Laary MR (1982) Social anxiety and self-presentation: a conceptualization and model. Psychol Bull, 92:641-669.
Schwinger M (2013) Structure of academic self-handicapping-global or domain-spesific construct? Learn Individ Differ, 27:134-143.
Shafran R, Mansell W (2001) Perfectionism and psychopathology: a review of research and treatment. Clin Psychol Rev, 21:879-906.
Sherman DK, Cohen GL (2006) The psychology of self-defense: self-affirmation theory. Adv Exp Soc Psychol, 38:183-242.
Siegel PA, Scillitoe J, Parks-Yancy R (2005) Reducing the tendency to self-handicap: the effect of self-affirmation. J Exp Soc Psychol, 41:589-597.
Smith TW, Snyder CR, Perkins SC (1983) The self-serving function of hypochondriacal complaints: physical symptoms as self-handicapping strategies. J Pers Soc Psychol, 44:787-797.
Streamer L, Seery MD (2015) Who am I? The interactive effect of early family experiences and self-esteem in predicting self-clarity. Pers Individ Dif, 77:18-21.
Suddarth BH, Slaney RB (2001) An investigation of the dimensions of perfectionism in college students. Meas Eval Couns Dev, 34:157-165.
Tucker JA, Sobell MB, Vuchinich RE (1981) Alcohol consumption as a self-handicapping strategy. J Abnorm Psychol, 90:220-230.
Want J, Kleitman S (2006) Imposter phenomenon and self-handicapping: links with parenting styles and self-confidence. Pers Individ Dif, 40:961-971.
Warner S, Moore S (2004) Excuses, excuses: Self-handicapping in an Australian adolescent sample. J Youth Adolesc, 33:271-281.
Wolters CA, Yu SL, Pintrich PR (1996) The relation between goal orientation and students' motivational beliefs and self-regulated learning. Learn Individ Differ, 8:211-238
Zuckerman M, Kieffer SC, Knee CR (1998) Consequences of self-handicapping: effects on coping, academic performance, and adjustment. J Pers Soc Psychol, 74:1619-1628.
Zuckerman M, Tsai FF (2005) Costs of self-handicapping. J Pers, 73:411-442..
Yeter Sinem Üzar Özçetin, Duygu Hiçdurmaz
Yeter Sinem Üzar Özçetin, Ars. Gör, Hacettepe Üniversitesi, Ankara; Duygu Hiçdurmaz, Yrd.Doç.Dr., Hacettepe Üniversitesi, Ankara.
Yazisma Adresi/Correspondence: Yeter Sinem Üzar Özçetin, Hacettepe Üniversitesi Hemsirelik Fakültesi, Ankara, Turkey.
E-mail: [email protected]
Bu makale ile ilgili herhangi bir çikar çatismasi bildirilmemistir * No conflict of interest is declared related to this article
Çevrimiçi adresi / Available online: www.cappsy.org/archives/vol8/no2/
Gelis tarihi/Submission date: 01 Ekim/October 01, 2015 * Kabul Tarihi/Accepted 29 Ekim/October 29, 2015
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Psikiyatride Guncel Yaklasimlar : Current Approaches in Psychiatry 2016