Content area
Full Text
AKAR, Ali (2018). Oğuzların Dili Eski Anadolu Türkçesine Giriş, İstanbul: Ötüken Yayınları, ISBN 978-605-155-718-2, 335 Sayfa
Bilginin üretilmesi kadar o üretilen bilginin "davranış değişikliği" yaratması amacıyla insanlara öğretilmesi de insanlık için çok büyük bir önem taşımaktadır. İnsanın bir konuyu merak ve istekle çeşitli yöntemler kullanarak araştırması bilginin üretilmesini ve böylece bilimlerin var olmasını; bu üretilen bilgilerin öğretilme ihtiyacı ise eğitim ve eğitim bilimlerinin önem kazanmasını sağlamıştır.
İnsanlık tarihinin vazgeçilmez bir işleyişi olan bu süreç, elbette Türk tarihi için de geçerlidir. Türklerin dil, edebiyat, kültür, tarih, halk bilimi (folklor) vb. maddi, manevi bütün değerlerinin sistemli bir biçimde araştırılmasıyla Türklük bilimi (Türkiyat, Türkoloji) adı verilen bilim dalı ortaya çıkmıştır. Avrupa'da IV. yüzyılda Ammianus Marcellinus adlı tarihçinin Türklerle ilgili verdiği bilgilerle; Türk tarihinde ise XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmut'un Dîvân-u Lügâti't Türk adlı sözlüğüyle başladığı görülen Türklük bilimi çalışmaları, bir yandan Türklerle ilgili bilgiler üretirken bir yandan da bu bilgilerin kitlelere öğretilmesi ve bu konuda insanların eğitilmesine hizmet etmiştir.
Yerli ve yabancı bilim insanları (Türklük bilimci, Türkolog) tarafından yapılan Türklük bilimi çalışmalarının odaklandığı ve yoğunlaştığı alan Türk dili, Türk dilinin tarihi ve çağdaş lehçeleri olmuştur. Bu lehçelerden özellikle Türk boylarının arasında çok önemli bir yere sahip olan Oğuzların dili (Oğuzca), Türklük bilimi çalışmalarında da önemli bir yere sahiptir.
Türk tarihinde 6. yüzyıldan günümüze kadar varlıklarını sürdüren, günümüzde de Türkmenistan, İran, Anadolu ve çevresi, Balkanlar ve Batı Av rupa ülkelerinde yaşayan Oğuzlar, X. yüzyılda Türkistan (Orta Asya] bozkırlarından çıkıp güneybatıya, Anadolu, İran ve Balkanlara doğru hareket etmişler ve XI. yüzyıldan itibaren de Anadolu topraklarını yurt edinmişlerdir. İran merkezli Büyük Selçuklu Devleti (1038-1157)'ni kuran Oğuzlar, Malazgirt Savaşı'ndan (1071] sonraki dönemde Marmara ve Adalar denizine kadar ulaşmış, 1176'daki Miryakefalon Savaşı'nda Bizans'ın ağır bir yenilgiye uğratılmasıyla Anadolu'daki var olma mücadelesini kazanmışlardır. Böylece, Türklük biliminde "Selçuklu öncesi" ve "Selçuklu sonrası" olarak iki dönemde incelenen Oğuzların önceleri sadece konuşma dili olan dillerinin Anadolu'daki yazı dili olma süreci XI. yüzyıldan XVI. yüzyıla kadar sürmüştür. Türklük biliminde yaygın olarak kullanılan adıyla Batı Türkçesi (Güneybatı Türkçesi, Oğuz Türkçesi, Oğuzca], XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu'daki yerli ağız özelliklerine göre oluşan, XV. yüzyıldan itibaren de ölçünlü bir yazı dili olarak günümüze kadar kesintisiz bir şekilde ulaşmıştır.
Günümüzde Anadolu, Azerbaycan (Kuzey ve Güney], Türkmenistan, İran, Irak, Suriye, Adalar, Rumeli ve Kuzey Afrika'da kullanılan Türk yazı dili kolunun genel adı olan Oğuzcanın tarihi...