Öz
Geleneksel toplumlarda avcilik is, beslenme, spor ve eglence olarak yaygin bir ugrasken, Türklerde devlet teskilatlanmasinin parçasi ve askerî bir tatbikat haline gelmistir. Organize bir av teskilati, belli araliklarla ava çikma ve avlanilan av sayisi hükümdarlarin bir güç gösterisi olarak algilanmistir. Genellikle hükümdarlarin, sehzadelerin ve beylerin ugrasi olan av, Türklerde gelenek halini almistir. Halk arasinda egitilmis bir avci kusu ile av köpegine sahip olmak övünç vesilesi olarak görülmüstür. Düzenlenen av organizasyonlari, hükümdara ülkenin ve halkin vaziyetini görmek, yöneticileri teftis etmek ve bunun yaninda halkin dertlerini dinlemek için vesile olmustur. Bütün bu sebeplerden ötürü ava yüklenen anlam büyük önem tasimaktadir.
Osmanli Devleti'nin kurulusundan itibaren sarayda bir av teskilati vardir ve avci kusu (alici kus) yetistiriciligi teskilati erken devirlerden itibaren kurumsallasmistir. Ayrica teskilatin tasra idaresinde belli sancaklarda uzantilari da olusturulmustur. Tasra yapilanmasi; tasra dogancilari, sayyad(avcilar), yavrucu, yuvaci, kayaci, görenceci ve tuzakçi seklinde örgütlenmistir. Bunlarin terkibi, sayisi, yayilimi ve görevlerinin babadan ogula geçme yoluyla sürdürüldügü konusu hakkinda Osmanli arsivlerinde kayitlar bulunmaktadir.
Bu çalismada 16. yüzyilda Osmanli Devleti'nde av teskilati ve bu teskilatin tasra yapilanmasi, Silistre sancagi baglaminda arsiv kaynaklarindan da istifade edilerek ayrintili olarak ele alinmistir.
Anahtar kelimeler: Avcilik, Av Teskilati, Silistre Sancagi, Dogancilik, Sayyad
Abstract
While hunting in traditional societies, was most commonly practised as a profession, for food, sports or entertainment, it was fully a part of Ottoman State organization as a military exercise or war game. From the first Ottoman rulers, there has been hunting institution in the palace. An organized hunting institution, regular hunting practices and the number of hunted animals had been perceived as the symbols of power of the ruler. Hunting organization was instrumental in identifying the situations of the country and people, inspecting government officials and listening to people's problems. In this respect, the meaning of hunting ceremony gains great importance.
Hunting bird-growing organization in Ottoman Empire palace had been institutionalized since early years. Its provincial administration was created for particular sanjaks. The structure of provincial hunting organization was organized in the form of tasra dogancilari (provincial falconers or hawkers), sayyad (hunters), yavrucu (fledgeling careres), yuvaci (nest carers), kayaci (carer of nest rocks), görenceci (bird observers), tuzakçi (bird catchers). There are records in Ottoman archives about this units concerning their organization, numbers, how they were spread and how the duties were passed from father to son.
In this study, in the 16th century provincial Ottoman hunting organization and services in Silistra has been throughly examined, using archive documents.
Keywords: Hunting, Hunting organization, Silistra Sanjak, Falconry, Hunters.
Giris
Türklerin günlük yasamlarinda çok önemli yeri olan av, bir nevi savasa hazirlik olarak da kabul edilmis ve bir gelenek halini almistir1. Osmanli Devleti öncesi kaynaklarda da sikça bahsedilen av, baslica ordu geleneklerindendir2. Cengiz Han avcilik faaliyetlerini, askerlerini savasa hazirlayan bir çesit manevra olarak görmüstür. Cengiz yasasina göre savasçilari talim ettirmek için her kis büyük bir av düzenlenmesi istenmistir3. Av partileri devlet isleyisinde sosyal iliskilerin merasimlere yansidigi bir resim olarak görülmüs4 ve bir kaynakta da ata binebilen sultanlarin ve sehzadelerin mutlaka mesgul olmasi gereken bir ugras olarak tanimlanmistir5. Bunun yaninda egitilmis bir avci kusu ile av köpegine sahip olmak halk arasinda övünç vesilesi olarak kabul edilmistir6.
Türklerin askeri ve sosyal hayatinda oldukça önemli yeri olan "avci kuslar (alici kuslar)", ayni zamanda Oguz boylarinin sembolü olmustur. Çakir (Çagri), Tugrul, Aksungur, Dogan, Sahin ve Atmaca gibi avci kus isimleri Türk çocuklarina ad olarak da verilmistir. Nitekim tarihte bu isimlerle taninmis Tugrul, Çagri (Çakir), Sahin, Balaban, Dogan, Zaganos ve Atmaca gibi hükümdarlar ve Beyler bulunmaktadir7. Osmanli Devleti'nde de erken dönemlerden itibaren avci kus isimleri kullanilmis ve günümüze kadar bu isimler varligini devam ettirmistir. 15. asrin ilk yarisindan itibaren tahrir defterlerinde en sik görülen isim grubunu, bu avci kus isimleri olusturmaktadir. Avci kus (alici kus) isimlerini Osmanlilar daha çok devsirme menseli kimselere takmislardir8.
Türk devletlerinin hemen hepsinde avcilik ile ilgili kuruluslar olusturulmus ve Tugrul Bey, Avcilik Teskilatini resmi bir kurum haline getirmistir9. Devletlerin avciliga verdikleri öneme göre olusturulan teskilat görevlilerinin sayisi, terkibi ve yayilimi farkliliklar göstermektedir. Teskilatin görevlileri "Emîr-i Sikâr (Av Emîri)" adiyla anilmistir. Emîr-i Sikâr isimli görevli; hükümdarin av hayvanlarinin temini, korunmasi ve egitimiyle ilgilenen onlari ava hazirlayan ve sultan ava gittigi zaman beraberinde bulunup hizmet eden görevlilerin emiridir10.
Osmanli Devleti'nde Av Teskilati
Avcilik, Islamiyet'ten önceki Türk devletlerinde oldugu gibi Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Memlûk, Gazneli devletlerinde ve Anadolu beyliklerinde kurumsal varligini devam ettirmistir. Ancak avcilikla ilgili görevliler (Emir-i Sikâr) Türk devletlerinin hemen hepsinde merkezde hükümdarin çevresinde bulunurken Osmanlilar'da bütün ülke sathinda yayilmis ve teskilatlanmistir11.
Avcilik, Osmanli Devlet Teskilati'nda resmî bir kurum olarak ilk dönemlerinden itibaren sarayda teskilat yapisiyla yer almistir12. Nitekim avci kuslarin egitimiyle ilgilenen Çakircibasi, Sahincibasi, Atmacacibasi ve Dogancibasi gibi rütbeli görevlilerin Osmanli sarayinda bulunmasi buna isaret etmektedir13. "Av Agalari" ya da "Sikâr Agalari" olarak adlandirilan bu rütbeli görevliler, Padisah'in en yakininda bulunma hakkina sahip Rikâb-i Hümâyun agalarindandir ve Osmanli devlet protokolünde ön siralarda bulunmuslardir.14 Sikâr Agalarinin en yüksek rütbelisi ve diger sikâr agalarinin âmiri Çakircibasidir.
Çakircibasi, Üzengi Agalari'ndan sayilir ve sarayda protokoldeki yeri mîrâhûr-i sânî ile çâsnigîrbasinin arasinda gösterilmistir15. Ayrica Yeniçeri ocagi içerisinde, av köpekleriyle alakali Sekbanlar, Saksoncular (SamsoncularSeksoncular)16, Zagarcilar ve Turnacilar adli ocaklar da yer almistir17.
Av Agalari'nin yükselmeleri kanunla belirlenmisti. Çakircibasi'nin yükselmesi gerektigi zaman genellikle dis hizmete Beylerbeyi veya Mir-ahur olarak çikar, onun yerine Sahincibasi, Sahincibasi'nin yerine de Atmacacibasi geçerdi. Böyle bir yükselmede yükselenler padisah huzurunda "Kaftan" giyerlerdi. Fatih Sultan Mehmed zamaninda Çakircibasi olan Hamza Bey, Nigbolu Beylerbeyi olarak çikmistir. Sultan IV. Mehmed zamaninda Çakircibasi Hüseyin Aga Egri Beylerbeyiligi'ne, ondan sonraki Çakircibasi Mehmed Aga da Köstendil Beylerbeyiligi'ne atanmislardir18. Dogancibasi terfi ederse saray içinde sahincibasi, çakircibasi, mîr-âhur olur, dis hizmete ise yeniçeri agasi, sancak beyi, kaptan-i deryâ, beylerbeyi, hatta vezir olarak çikardi. IV. Murad'in ünlü vezîriâzami Hâfiz Ahmed Pasa dogancibasiliktan gelmedir. Teskilatin son dogancibasi olan Topal Ahmed Pasa da IV. Mehmed zamaninda Silistre Beylerbeyi olmustur19.
Osmanli Devleti'nde avcilik teskilatinin kurulus tarihi kesin olarak bilinmiyorsa da 1462 yilinda Eski Saray'da bu teskilatin varligi bilinmektedir20. Teskilatin varligina delalet eden erken dönemlere ait kayitlari, tahrir defterlerinde bulabilmekteyiz. Fatih Sultan Mehmed zamaninda tahrir edilmis olan ve özelikle Pasa (Edirne) Sancagi'nin Dogu Makedonya kisimlarini da içeren mufassal tahrir defterindeki bir kayit, bu teskilatin yapilanmasi hakkinda bilgiler vermektedir. Belgede timar sisteminin I. Murad devrinde varligini açikça göstermekle birlikte21 avcilik kurumunun varligini da ortaya koymaktadir. Bu kayit bize Sultan I. Murad devrinden beri elinde dogancilik berati olan kisinin sahinci vazifesiyle görevlendirildigini göstermektedir22.
Osmanli Devleti'nde IV. Mehmed'e kadarki padisahlar genellikle av faaliyetleri içinde olmus, çesitli av faaliyetleri tertip etmis ve avcilikla mesgul olmuslardir. Bunlarin içinde avciliktaki maharetinden ve avciliga olan düskünlügünden dolayi "Avci Mehmed" veya Osmanli Vakanüvisleri tarafindan "Avci Hünkâr" deyimi ile zikredilen IV. Mehmed gibi padisahlar da olmustur23.
Osmanli padisah ve sehzadelerin yanisira beylerbeyi, sancakbeyi ve subasi gibi devlet adamlari da avcilikla ugrasmistir. Beyler ve devlet adamlari halkin islerini gördükten sonra ava çikarlardi. Ancak sik sik av seferlerine katilmalari uygun görülmemistir24. Beylerin de kendilerine göre av maiyeti mevcuttur. Nitekim II. Murad'in Rumeli Beylerbeyi olan Sinan Bey için Fransiz seyyah Bertrandon de la Broquiere, onun da padisah gibi ava merakli oldugundan bahsederek, av mahiyeti hakkinda bilgi vermistir. Hatta Sinan Bey'in binden fazla av köpegi ile 2 bin av kusunun oldugunu ve bunlarin büyük bir kismini gördügünü de yazmistir25.
Osmanli padisahlarindan I. Murad ile Yildirim Bayezid mükemmel bir av teskilatina sahip olmuslardir26. Ava merakli olan Yildirim Bayezid zamaninda avcilik ülke genelinde yaygin bir hal almistir. Padisah firsat buldukça zagar ve tazilarla, dogan ve sahinlerle avcilik yapmistir. Yildirim Bayezid yalniz bir av gösterisi için 6 bin sekban ile 7 bin doganciyi ava istirak ettirmistir27. II. Murad'in da ceddi Yildirim Bayezid gibi ava merakli oldugunu ve binden ziyade zagari ile iki yüzden fazla av kusuna sahip oldugu aktarilmistir28.
Osmanli Padisahlari Istanbul'da daha çok sehre yakin olan Göksu, Kandilli, Tokat, Kâgithâne, Sariyer, Beykoz, Feridun, Ayazaga, Halkali, Bahçeköy, Belgrad Köyü, Terkos Gölü civari, Alemdag Ormanlarinda Silivri, Çatalca bölgesi ile Üsküdar ve Davutpasa'daki bahçe ve korularda avlanmislardir. Istanbul disinda ise genellikle, Edirne'nin Istranca, Ergene Gözesi ve yöresini, Kurtkayasi, Çömlekköy, Kirklareli, Vize ve Yanbolu Ormanlarini, Akpinar, Karapinar ve Dimetoka koruluklarini, Lüleburgaz, Ferecik, Taslimüsellim, Dagnismend, Feke köyleri ve dolaylarini, Uzunköprü ile Enez arasinda kalan Meriç boyunu, Tunca Vadisi'ni, Manisa yöresi ile Murat Daglari ve Bursa Yenisehri'nde avlanmislardir29. IV. Mehmed bu alanlari da asarak, Yanbolu, Dimetoka, Filibe, Agriboz ve Silistre'ye kadar uzanan avlara çikmistir. Hatta padisahin bu avlari uzar, bazen aylarca sürerdi30. Padisahlarin özel av alanlari korucular tarafindan korunur ve halkin buralarda avlanmasina izin verilmezdi. Padisahlara mahsus olan av alanlarina "Sikârgah-i Selâtin" adi verilmistir31.
Osmanli Devleti'nde düzenlenen av organizasyonlari sayesinde hükümdarlar ülkenin, halkin vaziyetini görmek, halkin derdini, sikintisini, sikâyetlerini dinlemek ve yöneticileri teftis etmek imkânini da bulmuslardir. I. Murad, Yildirim Bayezid ve Çelebi Mehmed gibi ilk dönem Osmanli padisahlari çesitli av sahnelerinde minyatürize edilmistir. Örnegin, Çelebi Mehmed'in elinde bir doganla av esnasinda Tuna Nehri kenarinda kovandan bal çalanlari cezalandirmasi gösterilirken halktan kisilerle tasvir edilmistir32. Bir minyatürde de Kanuni Sultan Süleyman av yaparken bir kadinin sikâyetini dinlerken tasvir edilmistir33. Sultan IV. Mehmed Edirne'de 7 gün süren bir av dönüsünde Çanakkale Bogazi' nin iki tarafinda yeni yapilan kaleleri teftis etmistir34.
Osmanli Devletinde Av Seferlerinin önemini gösteren baska bir husus da avlarda hükümdarlarin huzurunda halktan köylülerin gelip Müslümanligi kabul ederek ihtida etmeleridir. Bireysel ya da toplu ihtidalar çogu kez padisah avdayken Rumeli ormanlarinda padisahin huzurunda gerçeklesmistir. Avcilik, hükümdarin binlerce tebaasiyla yakin temas kurmasina imkân sagladigi gibi ayni zamanda Müslümanliga geçen Hiristiyan ahalinin ihtida merasimlerinin bu sirada padisahin huzurunda yapildigini ögreniyoruz. Bu merasimler esnasinda yüzlerce erkek ve kadin ayni anda sehadet getirerek Müslüman oluslari heyecanla tasvir edilmistir. Öyle ki bu törenlerde padisah, mühtedileri tepeden tirnaga Müslüman kiyafetleriyle donatirdi35.
Osmanli Devleti'ne kadar bir gelenek ve küçük çapta askerÎ manevra olarak kabul edilen sürek avlari ise savas harici zamanlarda toplumun sosyal hayatinda önemli bir yer tutmaktaydi. Bahar mevsiminin baslamasi münasebetiyle yapilan eglencelerin en mühim kismini bu çesit av partileri teskil etmekteydi36. Düzenlenen av organizasyonlarinda binlerce zararli hayvan telef ediliyor37 ve eti yenilebilen hayvanlardan halkin ve ordunun bir kisim yiyecek ihtiyaci karsilanmaktaydi38.
Osmanli ülkesine yayilmis olan teskilat görevlileri yilin belli zamanlarinda besleyip egittikleri avci kuslarini, tasra dogancibasisinin kontrolünde saraya yollarlardi. Osmanli sarayina egitilmemis hiçbir kus alinmamistir. Padisahlarin çok gösterisli av takimi bulunur ve Sultanin kullandigi kuslarin hemen hepsinin boynuna degerli taslar takilirdi39.
Av Teskilatinin Tasra Yapilanmasi
Rumeli ve Anadolu'nun muhtelif yerlerindeki avcilarin kayitlarinin tutuldugu belge ve defterler, Bulgaristan Arsivi Oryantal Arsiv ve Defter Koleksiyonunda, Tapu Kadastro Genel Müdürlügü (TKGM) Kuyud-i Kadime Arsivinde ve Basbakanlik Osmanli Arsivi'nde çesitli fonlarda mevcuttur. Belge ve defterlerde kayitli avcilar Müslüman (müsellemânân) ve Hiristiyan (gebran) olarak kaydedilmistir40.
Sarayda avci kuslarin egitimiyle ilgilenen Çakircibasi, Sahincibasi, Atmacacibasi ve Dogancibasi gibi rütbeli görevlilerin sorumlulugunda, bu teskilatin sancaklarda uzantilari da olusturulmustur. Teskilatin tasra yapilanmasi avci kuslarla ilgili personelin yaptiklari islere göre özel adlarla anilmis ve örgütlenmistir. Bunlardan bazilari sayyad(avci)41, görenceci42, götürücü43, tuzakçi44, kümeci45, dideban(gözcü), yuvaci(kayaci)46, tülekçi ve yavrucu47'dan olusmustur.
Tasradaki görevliler, daglarda kaya diplerindeki yuvalara çikarak, yavru kuslari toplayip av için yetistirirler ve besleyip egittikleri avci kuslarini saraya götürürlerdi. Bu görevleri yerine getiren kimselere birtakim imtiyazlar taninmis ve bazi vergiden muaf tutulmuslardir.48 Padisahlarin avlanmalari için saraya avci kusu getirenlere, hizmetleri karsiliginda timar tevcih edilmistir. Bu timarlara "bazdar49" adi verilmistir. Tasrada hizmet gören vazife sahiplerinin isimleri, görev yerleri, muafiyet sinirlarini gösterir müstakil veya vilâyet tahrirlerinden çikarilmis defterlere kaydedilmistir.
Osmanli ülkesinde tasrada devlete ait arazilerde av hayvanlarini avlama yetkisine sadece teskilatin tasra yapilanmasinda sayyad olarak isimlendirilen görevlilerin sahip olmasi tabiî çevrenin ve vahsi hayvan varliginin korunmasini saglamistir50. Ayrica bir nevi güvenlik görevlisi sorumlulugunu da tasiyan bu avcibasilar, yol kesip adam soyan haydutlari yakalayip, köy halkinin ve yolcularin emniyetini ve güvenligini korumuslardir51.
Avcilik teskilatina halktan doganci alinmazdi. Görev genellikle babadan ogula veya kardese, o da yoksa yakin akrabaya intikal ederdi. Hizmetle mükellef olduklarindan birinin vefatinda hizmetleri bu kisilere geçerdi. Görevliler müslim veya zimmî kisilerden olabilmekteydi52. Bu isi yaparken de, ösür, çift resmi, avâriz gibi vergilerden muaf tutulmuslardir. Vergilerden muaf olan dogancilar yilin belli zamanlarinda besleyip egittikleri doganlari tasra dogancibasisinin kontrolünde saraya yollarlardi53.
Tasradaki dogancilarin tayin ve azilleri bagli bulunduklari ocagin agasi tarafindan yapilirdi. Anadolu ve Rumeli'nin uygun yerlerine dagilmis olan bu dogancilar, öncelikle kendi amirlerine tabiydi. Baska bir deyisle sahinci o bölgenin sahincibasisina, digerleri de ayni sekilde kendi amirine, onlarda tasra dogancibasisina ve onlarda merkezdeki Sikâr Agalarina bagliydi. Bunlarin tamaminin amiri ise merkezdeki Çakircibasi'dir54. Bu silsile ayni zamanda bu kurumun tasra teskilat yapilanmasini da göstermektedir.
Av kusu yetistirmekle görevli Müslüman ve gayri müslim reayadan dogancilar, görevlerini devam ettirebilmeleri için ellerinde padisah tarafindan verilmis "doganci berati" bulunurdu. Bu görevlilerden Müslüman olanlar çiftlik, Hiristiyan olanlar ise bastina55 denilen mülk topraklarini ekip biçmekle geçimlerini saglarlardi.
Osmanli Devleti'nde Avcilik teskilati arsiv kayitlarindan tespit ettigimiz kadariyla Anadolu'da 31 merkezde, Rumeli'de Silistre ile birlikte 38 merkezde, ayrica Ege adalarinda ve Kibris'ta teskilatlanmistir. Bu teskilatlanma, Rumeli ve Anadolu'nun muhtelif yerlerinde av kusu yetistirmeye elverisli, avciliga uygun av alanlarinda olusturulmustur.
XVI. yüzyilda Osmanli Devleti'nde Rumeli'deki Avcilik teskilatlanmasi 38 merkeze yayilmistir. Avcilik yapilan bu merkezler: Silistre, Filibe, Tatarpazari, Sofya, Samakov, Izladi, Ivraça, Nigbolu, Lofça, Tirnova, Hezargrad, Sumnu, Tekfurgölü, Hirsova, Pravadi, Aydos, Ruskasri, Temesvar, Iskodra, Pristine, Vidin, Rahova, Nigbolu, Lofça, Delvine, Ilbasan, Manastir, Gümülcine, Vize, Kirklareli, Semendire, Yanya, Tirhala, Ohri, Varna, Sumnu, Edirne, Temesvar ve Köstence'dir56.
Silistre Sancagi'nda Avcilik
Silistre Sancagi Osmanli Devleti açisindan askeri ve stratejik öneme sahip olmustur. Silistre'nin bu önemi uzun bir süre devam etmistir. Osmanli idaresi döneminde Silistre'ye ait tahrir kayitlari önemli bilgiler vermektedir. XVI. yüzyilin ilk çeyregine ait bu kayitlara göre sehir toplam on sekiz mahalle ile orta büyüklükte bir sehirdi. Bes mahallede yasayan 193 hâne Müslüman nüfusu mevcuttu. 1516 ve 1569-1570 yillari arasinda elli dört yil içerisinde Silistre büyüyerek 6300-7300 kisilik nüfusa sahip bir sehir haline gelmistir57. Bu haliyle Silistre, 16. yüzyilda Rumeli Beylerbeyligi'nin önemli sancaklarindan biri konumundadir58.
Silistre, Istanbul'dan Kirim'a ulasan Sag Kol üzerindedir. Istanbul'dan Silistre'ye giden bu yol üzerinde XVI. yüzyilda Vize, Kirkkilise, Silistre Sancaklari ile Tuna sahilleri bulunmaktaydi59. Akkerman'in Lehistan Seferleri için daha uygun bir sancak merkezi olduguna karar verilmesiyle Silistre ve Akkerman livalari olarak ikiye ayrilmistir. Daha sonra Yanbolu kazasi da Silistre Sancagi'na baglanmistir. Kanuni Sultan Süleyman devrinde Silistre Sancagina bagli kazalar sunlardir: Brail (Ibrail), Silistre, Varna, Hirsova, Pravadi, Tekfurgölü (Tekirgöl), Karinâbad (Karinovasi), Aydos, Ruskasri, Yanbolu, Nevâhî-i Yanbolu, Ahyolu'dur60.
Rumeli Beylerbeyligi'ndeki avcilik teskilati 16. yüzyil boyunca Pasa ve Vize livalarindan sonra Silistre'de en genis yapilanmaya sahip olmustur. Silistre Sancagi arsiv kayitlarinda görülen Avci kusu yetistiricileri timarli olup, hizmetlerine karsilik birçok vergiden muaf tutulmuslardir. Buradaki dogancilarin ve sair bazdar adi altindaki görevlilerin amiri Çakircibasi'dir. 1560 yilinda Rumeli'de avci kusu yetistiriciligi yapilan toplam 212 köy bulunmaktadir. Bu 212 köyde ise toplam yetistirici sayisi 969 kisiden ibarettir. Bu yapilanmanin Silistre Sancagi'ndaki mevcudu ise 25 köyde toplam 196 kisi olarak tespit edilmistir. Bu kisiler yuvaci, görenceci ve sayyad olarak vazifelidirler61.
XVI. yüzyilda Silistre Sancagi'nda zengin timarlar ile kalabalik bir askeri sinif dikkati çeker. Bölgenin gerek stratejik önemi gerekse topraginin verimli olmasi, timar gelirlerini arttirmistir. Ayrica sancagin Tuna Nehri'ne ve Karadeniz'e kiyisi olan, ticari avantaja sahip kazalarinda gelir daha da artiyordu. Bu 12 kazanin dirliklerinin toplami 7.769.282'dir. Bu toplamin içinde Cemaat-i Çakirciyân 67 bin akçelik hisseye sahiptir62.
XVI. yüzyilda Silistre Sancagi arsiv kayitlarinda bazdar genel adiyla anilan Avci kus yetistiricilerinin kayitlari genelde defterlerin sonuna kaydedilmistir. Ayrica bunlar için müstakil defterler de olusturulmustur63. Bu kayitlar Basbakanlik Osmanli Arsivi'nde bâzdârân defterleri ve Kamil Kepeci tasnifindeki Saray Av, Çakirci ve Sahinci defterleri içerisinde kaydedilmislerdir64.
II. Selim zamaninda hazirlanan en büyük sancak kanunnamelerinden biri olma özelligini tasiyan Silistre Kanunnamesinde de teskilata dair hükümler mevcuttur. Kanunnamede çakirci, sahinci, atmacaci, dogancilarin hak ve yükümlülükleri ile vergi muafiyetleri açikça belirtilmistir65.
Bu teskilat hakkinda Kanunnamede söyle denilmektedir: "Doganciyân, sahinciyân, çakirciyân, haraçtan, ispençe, koyun resmi, kovan resmi, bastina ösründen, ulaktan, sekbandan, cerahordan, sürgünden, hisar yapmaktan filcümle avariz-i divaniyye ve tekâlif-i örfiyyeden muaftirlar". Bunlar av hayvanlari beslerler, ve avcibasilarina teslim ederler ve bu hizmetlerine mukabil yukarida saydigimiz vergi ve yükümlülüklerden muaf olmuslardir66.
Sancakta sahinci sinifina mensup olanlarin tamamina yakini gayri müslimlerden olusurken Çakircilarin sayisinda ise Müslüman nüfus daha fazladir67. Silistre ile beraber Rumeli ve Anadolu'nun sair livalarinda görevinde ehil olan saray kusçularinin 1589 yilina ait defterinde Silistre'de 29 bazdar timari kaydedilmistir68.
XVI. yüzyilin sonlarina dogru ise Rumeli bölgesindeki bazdaran timarlarindan elde edilen gelirlerde düsüs görülmektedir. 1599 yilina ait defterde Rumeli bölgesi bazdar timarlarinin gelirinin 201.608 akçe oldugu görülmektedir. Bu toplam gelir içerisinde Silistre Sancagi'na ait gelir ise 26.500 akçedir. Bunu içerisinde Cemaat-i Çakirciyân 20.262 akçelik hisseye, Cemaat-i Sahinciyan ise 6.238 akçelik hisseye sahiptir69. Silistre Sancagi'nda çakirci sahin vazifesiyle görevlendirilenlerin bulundugu köyler ve gelirleri asagida verilmistir70.
Sonuç
Türk devlerinin hemen hepsinde mevcut olan avcilikla ilgili teskilatlar, genelde hükümdarlarin av organizasyonlarindaki yardimcilari olarak yapilanmistir. Osmanli Devleti'ne gelinceye kadar yalnizca merkez teskilatinda vazife yapan avla ilgili görevliler, Osmanli'da bütün memleket sathinda teskilatlanmis ve buna bagli olarak görev sahalari da genisletilmistir.
Av hayvanlarinin ve avlaklarin devlet eliyle görevliler tarafindan siki sekilde korunmasi orman alanlarinin ve tabii çevrenin korunmasi sonucunu da dogurmustur. Devletin av islerine daha az önem verdikleri dönemlerde ise, av sahalari bilinçsizce kullanilmis, ormanlar tahrip olmus ve bazi av hayvanlarinin neslinin tükenmesi sonucunu ortaya çikmistir.
Osmanli Devleti'nin kurulus devri hükümdarlarindan beri devam ettirdikleri avcilik, modern tarihçilerin iddia ettikleri gibi anlamsiz bir faaliyet degildi. Avda gösterilen hüner ölümle karsilasmada cesareti arttirdigi gibi av hayvanini bagislamak ve av ödülünü dagitmak yüce gönüllülügü göstermektedir. Av bos faaliyet ve lüks olarak görülmemelidir. Kisinin cesaretini, yigitligini göstermesini saglayarak onu savasa hazirlamistir.
Av Seferlerinde genis bir alanda padisah ve devlet yönetimi, halkin yasayislarini görmesi, onlari dogrudan dinlemesi, yöneticileri denetlemesi itibariyle merkez ile tasranin bütünlestigi, halkin padisaha ulasabildigi alanlardan biri olarak görülmelidir. Ayrica var olan sikintilar da giderilirdi.
Osmanli Devleti'nin erken devirlerinden itibaren müesseselesmis olan avci kusu yetistiricileri teskilati, asirlarca devlete hizmet etmislerdir. Padisahlarin av sevgisi ve av kuruluslarinin ihtisamli varliklari 18. yüzyilin baslarina kadar yaklasik 400 sene boyunca devam etmistir. Büyük masraflara sebep olan avlar, IV. Mehmed zamaninda oldugu gibi bazen aylarca sürmüs, görkemli av ziyafetleri verilmistir. Av veya avcilik, savas için bir hazirlik olmaktan çikarak eglence hâline gelmis, padisahlarin tahttan indirilmesine dahi neden olmustur. Sultan IV. Mehmet'ten sonra da önemini kaybetmistir.
Osmanli Devleti'nde Anadolu ve özellikle Rumeli yakasinda Doganci veya Dogancilar adi altinda pek çok köy, çiftlik ve mahallenin bulunmasi ve bunlarin çogunun hala isim olarak varligini sürdürmesi, Avcilik Teskilati'nin Osmanli topraklarinda ne kadar yaygin ve yerlesmis oldugunun açik bir delilidir.
* Makalenin Gelis Tarihi: 04.08.2015 Kabul Tarihi: 11.11.2015
Bu çalisma, III. Uluslararasi Balkan Tarihi Arastirmalari Sempozyumu'nda (22-26 Nisan 2015 - Bükres / Romanya) bildiri olarak sunulmus, yeni ve farkli bilgi ve belgelerle genisletilerek makale haline getirilmistir.
1 Ibrahim Kafesoglu, Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayinlari, Istanbul 1998, s.288; Metin And, "XVI. Yüzyilda Av ve Avcilik", Hayat Tarih Mecmuasi, Yil:5, S: 12, (Ocak 1970), s. 17.
2 Aydin Taneri, Osmanli Devleti'nin Kurulus Döneminde Hükümdarlik Kurumunun Gelismesi ve Saray Hayati-Teskilati, MEB Yayinlari, Istanbul 2003, s. 186.
3 Harold Lamb, Bütün Insanlarin Imparatoru Cengiz Han'in Liderlik Sirlari, Alkim Yayinevi, Istanbul 1992, s.180.
4 Halil Inalcik, Has-Bagçede 'Ays u Tarab: NedÎmler, Sâirler, Mutribler, Türkiye Is Bankasi Kültür Yayinlari, Istanbul 2011, s. 185.
5 Mehmet Seker, Gelibolulu Mustafa ÂlÎ ve Mevâ'idü'n-Nefâ'is fi-Kavâ'idi'l-Mecâlis, TTK Yayini, Ankara 1997, s.214.
6 Bahaeddin Ögel, Türk Mitolojisi, C.II, Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü Yayini, Ankara, 1971, s.569.
7 Faruk Sümer, "Türklerde Avcilik", Resimli Tarih Mecmuasi, IV/12, Istanbul 1953, s.2405.
8 Bu devirde devlet idaresinde ve askerî yapida pek çok noktada oldugu gibi timar sistemi içerisinde de sultanin ve beylerin kullari önemli bir yer tutmaktadirlar. Yirtici kus ismi tasiyan kullarin isimlerinin yanlarina çogu zaman kul ( gulâm-i mîr ) olduklari kaydedilmis ya da bu kisilerin meslekleri belirtilmek suretiyle saraydan tasraya çikmis kullar olduklari bu sekilde belirtilmistir.; Ugur ALTUG, "II. Murad Dönemine Ait Tahrir Defterlerinin Yayina Hazirlanmasi ve Bu Malzemeye Göre Timar Sistemi, Demografi, Yerlesme Ve Topografya Üzerinde Arastirmalar", Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ankara 2010, s.37-38, (Yayimlanmamis Doktora Tezi).
9 Özbay Güven, Türklerde Spor Kültürü , Atatürk Kültür Merkezi Yayinlari, Ankara 1992, s.146.
10 Ferit Develioglu, Osmanlica-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydin Kitapevi Yayinlari, Ankara, 2008, s.218.
11 Ahmet Isik, "Avci", DIA, C. IV, Istanbul 1991. s.114.
12 Güven, a.g.e., s.146.
13 Ismail Hakki Uzunçarsili, Osmanli Devleti'nin Saray Teskilati, TTK Yayini, Ankara 2014, s. 403.
14 Abdülkadir Özcan, "Sikâr Agalari", DIA, C. 39, TDV, Istanbul 2010, s.162.
15 Abdülkadir Özcan, Fâtih Sultan Mehmed Kanunname-i Âl-i Osman (Tahlil ve Karsilastirmali Metin), Istanbul 2003, s.6.
16 Saksoncu (Samsoncu-Seksoncular): ayi avinda ve harpte kullanilan, Eflak taraflarindan temin edilen "samson" cinsi köpeklerin bakim ve egitimlerinden sorumlu kisidir. Ayrica elçi kabulü gibi merasimlerde de bu av hayvani ayilarin üzerine salinarak gösteri amaçli kullanilmistir. BOA., Sadaret Tesrifat, Defter No:359, s.158. (TesrifâtÎ Nâili Abdullah Elçi kabulü ve bayram tebrikleri hakkinda bilgi vermektedir.)
17 Özbay Güven - Gülten Hergüner, "Türk Kültüründe Avciligin Temel Dayanaklari", Pamukkale Üniversitesi Egitim Fakültesi Dergisi, S.5, (Denizli 1999), s.42-43.
18 Atif Kahraman, Osmanli Devleti'nde Spor, Kültür Bakanligi Yayinlari, Ankara 1995, s.197-198.
19 Abdülkadir Özcan, "Doganci", DIA, C. 9, TDV, Istanbul 1994, s.488.
20 Kahraman, a.g.e., s.193.
21 ALTUG, a.g.t., s.55.
22 Bu kayit söyledir:"Timari Mustafa, doganci basi veled-i Musa aga kim Gazi Hundgar zamanindan berü sahinci imis. Elinde Merhum Magfur Hundgâr berati vardir", BOA. TT.d. 3, s.202.
23 Kahraman, a.g.e., s.193.
24 Avâmdan halkin ise vaktini av ile geçirmesi dogru kabul edilmemistir.; Gelibolulu Mustafa Âli, Görgü ve Toplum Kurallari Üzerinde Ziyafet Sofralari (Mevâidü'n-Nefâis Fi Kavâidi'l Mecâlis), (Haz. Orhan Saik Gökyay), Kervan Yayincilik, Istanbul 1978, s. 71.
25 Bertrandon de La Broquiere, Bertrandon de La Broquiere'in Denizasiri Seyahati, Ed., Ch. Schefer, (Çev. Ilhan Arda), Eren Yayincilik, Istanbul 2000, s.240.
26 Senol Çelik, "Osmanli Padisahlarinin Av Geleneginde Edirne'nin Yeri ve Edirne Kazasindaki Av Alanlari (Hassa Sikâr-gâhi)", XIII. Türk Tarihi Kongresi, 4-8 Kasim 1999, C. III, TTK yayini, Ankara 2002, s.1888.
27 Halil Kutluk, "Osmanlilarda Avcilik Teskilati ve Avcilik", Orman Genel Müdürlügü Tetkik Haberler Bülteni, S.18, (Haziran 1966), s.211-212.
28 Musahipzade Celâl, Eski Istanbul Yasayisi, Türkiye Yayinevi, Ankara 1946, s.78.
29 Savni Hus, Av Hayvanlari ve Avcilik, Istanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayinlari, Istanbul 1967, s.17.
30 Padisahlar bazen askere moral vermek amaciyla da savas mahallerine yakin bölgelerde av yapmislardir.; Çelik, a.g.m., s.1895.
31 Kahraman, a.g.e., s.210.
32 Nigar Anafarta, Hünername Minyatürleri ve Sanatçilari, Istanbul 1969, s.11.
33 Seyyid Lokman b. Seyyid Hüseyin, Hünernâme, I, TSMK, H. 1523, vr.152a.
34 Baron Jaseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanli Tarihi, C. XI, (Haz. Mümin Çevik), Üçdal Nesriyat, Istanbul 2000, s.142.
35 Marc David Baer, IV. Mehmed Döneminde Osmanli Avrupasi'nda Ihtida ve Fetih, (Çev. Ahmet Fethi), Hil Yayinlari, Istanbul 2010, s.282.
36 Güven - Hergüner, a.g.m., s.40.
37 Ahmet Isik, "Osmanli Devletinde Avci Kusu Yetistiricilerinin Statüsü", Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Istanbul 1986, s.3-4, (Yayimlanmamis Yüksek Lisans Tezi).
38 Inalcik, a.g.e., s.185.
39 J. B. Tavernier, Büyük Senyörün Sarayi Bir Fransiz Seyyahin Gözüyle Topkapi Sarayi'nda Yasam, (Çev.: Haluk Yanardag), Parilti Yay., Istanbul 2005, s.138.
40 Islam ve Hristiyan kusbazlarin isim ve yerlerini gösteren 1598 tarihli icmal defterinin basinda bunlar hakkinda su kayit vardir: "Defter-i icmal-i çakirciyân ve yuvaciyan ve görünccüyan ve cemaat-i gebran ve müsellemânân ... der vilayet-i rum ili"; BOA. KK.d. 7170, s.2.
41 Avladiklari sansar, vasak, zerduva, tilki, çakal, ayi ve kaplan gibi hayvanlarin postlarini saraydaki agalarina teslim edip eda tezkiresi alirlardi.
42 Avci kuslarin bakim ve terbiyesinden sorumlu olan kisidir.
43 Avci kuslari yakalandiklari yerden alarak saraya götürmekle görevli kisidir.
44 Tuzak kurarak avci kuslari veya diger yabani hayvanlari yakalayan kisidir.
45 Kayalik arazide bulunan av kusu yuvalarindan yavrulari toplayan kisidir.
46 Avci kusu yuvasi bulunan kayalik yerleri gözetip, korumakla görevlidir.
47 Saray için gerekli olan avci kuslarin yuvalarini muhafaza ederler ve bunlarin kanatlanmasina bakarlardi.
48 Bu muafiyetin bütün avariz-i divaniye ve tekâlif-i örfiyeyi kapsadigi kanunnamede açiklanmistir. Bkz; Ö. Lütfi Barkan, "XV. ve XVI. Asirlarda Osmanli Imparatorlugu'nda Zirai Ekonominin Hukuki ve Mâli Esaslari", Istanbul 2001, s. 277-278.
49 Bazdar, avci kuslara bakanlar hakkinda kullanilan bir tabirdir. Lügat manasi doganci olup, kuslarin terbiyesine ve beslenmesiyle ilgilenen kisilere denilmektedir. Baktiklari kuslarin adlarina göre çakirci, doganci, sahinci ve atmacaci da denilirdi. Mehmet Zeki Pakalin, Osmanli Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlügü, C. I, MEB Yay., Istanbul 1983, s.182.
50 Osman Dalaman, "Osmanli Devleti'nde Avci Kusu Yetistiriciligi Üzerine Düsünceler", Osmanli Devleti'nin Kurulusunun 700. Yili Münasebetiyle Osmanlida Spor Sempozyumu 26-27 Mayis 1999, Selçuk Üniversitesi Yayinevi, Konya 2000, s.322.
51 Cevdet Türkay, "Avcibasilarla Ilgili Bir Belge", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S.58, (Kasim 2001), s.78-79.
52 Isik, a.g.m., s.114.
53 Abdülkadir Özcan, "Doganci", s.488.
54 Mustafa Nuri Türkmen, Osmanli'da Av Kültürü, Bilge Kültür Sanat Yayinlari, Istanbul 2013, s.26-27.
55 Bastina, Balkanlardaki gayr-i müslim halkin elinde bulunan büyük çiftliklere verilen addir. Bu topraklar babadan ogula miras yoluyla geçer ve sipahi bu topraklardan tapu resmi alamazdi. Bastina hakkinda ayrintili için Bkz. Feridun Emecen, "Bastina", DIA, C.5, TDV, Istanbul, 1992, s.135-136; Pakalin, a.g.e., s.170.
56 Rumeli'deki Avcilik teskilatlanmasi su kayitlardan tespit edilmistir: BOA. TT.d. 325, BOA. KK.d. 7170, BOA. KK.d. 7171, BOA. KK.d. 7174, BOA. MA.d. 17977, BOA. MA.d. 03090, Bulgaristan Arsivi Oryantal Arsiv Koleksiyonu Fonunda D 649 no'lu H. 889-M.1484 tarihli Defter. (Bu defterin Basbakanlik Osmanli Arsivinde BOA. YB..04.d. 215 numara ve Rumeli sahinciyan, bâzdârân mufassal defteri ismi ile de kopyasi mevcuttur. Ayrica doganci, sahinci ve çakirci kayitlarinin bir tutuldugu en erken defter olma özelligine de sahiptir.)
57 Machiel Kiel, "Silistre", DIA, C.37, Istanbul 2009, s.203.
58 M.Tayyib Gökbilgin, XV.-XVI. Asirlarda Edirne ve Pasa Livâsi (Vakiflar-Mülkler-Mukataalar), Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yay., Istanbul 1952, s.6.
59 Sema Altunan, "XVIII. yy'da Silistre Eyaletinde Haberlesme Agi: Rumeli Sag Kol Menzilleri", Ankara Üniversitesi Osmanli Tarihi Arastirma ve Uygulama Merkezi Dergisi OTAM, S.18, Ankara 2005, s.3.
60 Tayyip Gökbilgin, "Kanuni Sultan Süleyman Devri Baslarinda Rumeli Eyaleti, Livalari, Sehir ve Kasabalari", Belleten XX/78, Ankara 1956, s.254.
61 BOA. TT.d. 325, s.63-78..
62 Ahmet Cebeci, "Silistre Sancagi Vakiflari ve H. 1006 (1597-1598) Tarihli Silistre Livasi Vakif Defteri (No: 561)", Vakiflar Dergisi, S. XX, Ankara 1988, s.456.
63 Erhan Afyoncu, Osmanli Devlet Teskilatinda Defterhâne-i Âmire (XVI.-XVIII. Yüzyillar), TTK Yayini Ankara 2014, s. 30.
64 Kamil Kepeci Tasnifinde Saray Av, Çakirci ve Sahinci defterleri; BOA. KK.d. 7170; 7171; 7172; 7173; 7174; 7175; 7176; 7177 numaralidir.
65 Ö. Lütfi Barkan, "XV. ve XVI. Asirlarda Osmanli Imparatorlugunda Zirai Ekonominin Hukuki ve Mali Esaslari", Istanbul 2001, s.278-289.
66 Avni Ömer Efendi, Kânûn-i Osmânî Mefhûm-i Defter-i Hâkanî, (Nsr. Ismail Hakki Uzunçarsili), Belleten, XV/59 Ankara 1951, s. 395; Ö. Lütfi Barkan, a.g.e., s.277-278, Silistre Kanunnamesi.; Sofyali Ali Çavus Kanunnamesi Osmanli Imparatorlugu'nda Toprak Tasarruf Sistemi'nin Hukukî ve Mâlî Müeyyede ve Mükellefiyetleri, Hazirlayan: Midhat Sertoglu, Marmara Üniversitesi Yayinlari, Istanbul 1992, s.72-73.
67 BOA. KK.d. 7170.
68 BOA. MAD.d., 17977; Bu defter H.998 tarihli olup, Silistre Sancagi'ndaki emektar olan saray kusçularina timar tevcihi veya timari olanlara mahlûlden zamlari ve beratlarinin itasi için yazilan tezkereleri havi bazdaranin timar defteridir.
69 BOA. TS.MA.d, Nr. 7180, s. 3a-3b.
70 Kayitlar, BOA. TS.MA.d, Nr, 7180 0002. numarali defterden alinmistir.
KAYNAKLAR
Basbakanlik Osmanli Arsivi (BOA)
BOA. TT.d. (Tahrir Defteri), 3.
BOA. TT.d. (Tahrir Defteri), 325.
BOA. KK.d. (Saray Av-Avcilik), 7170; 7171; 7172; 7173; 7174; 7175; 7176; 7177
BOA. D:TSF (Bâb-i Defteri Tesrifat Kalemi) Nr. 359.
BOA. TS.MA.d, Nr. 7180.
Bulgaristan Arsivi Oryantal Arsiv Koleksiyonu Fonunda D 649 no'lu H. 889 - M.1484 Tarihli Defter (BOA. YB..04.d. 215)
Basilmis Kaynaklar, Tetkik Eserler Makaleler ve Tezler
AFYONCU, Erhan Osmanli Devlet Teskilatinda Defterhâne-i Âmire (XVI.-XVIII. Yüzyillar), TTK Yayini Ankara 2014.
ALTUG, Ugur, "II. Murad Dönemine Ait Tahrir Defterlerinin Yayina Hazirlanmasi ve Bu Malzemeye Göre Timar Sistemi, Demografi, Yerlesme Ve Topografya Üzerinde Arastirmalar", Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara 2010, (Yayimlanmamis Doktora Tezi).
ALTUNAN, Sema, "XVIII. yy'da Silistre Eyaletinde Haberlesme Agi: Rumeli Sag Kol Menzilleri", Ankara Üniversitesi Osmanli Tarihi Arastirma ve Uygulama Merkezi Dergisi OTAM, Sayi: 18, Ankara 2005, s. 1-20.
ANAFARTA, Nigar, Hünername Minyatürleri ve Sanatçilari, Istanbul 1969.
AND, Metin, "XVI. yüzyilda Av ve Avcilik", Hayat Tarih Mecmuasi, Yil:5, Sayi: 12, (Ocak 1970), s. 17-21.
AVNI ÖMER EFENDI, Kânûn-i Osmânî Mefhûm-i Defter-i Hâkanî, (Nsr. Ismail Hakki Uzunçarsili), Belleten, XV/59 Ankara 1951, s. 381-399.
BAER, Marc David, IV. Mehmed Döneminde Osmanli Avrupasi'nda Ihtida ve Fetih, (Tercüme: Ahmet Fethi), Hil Yayinlari, Istanbul 2010.
BARKAN, Ö. Lütfi, "XV. ve XVI. Asirlarda Osmanli Imparatorlugunda Zirai Ekonominin Hukuki ve Mali Esaslari", Istanbul, 2001.
Baron Jaseph Von Hammer Purgstall, Büyük Osmanli Tarihi, C. XI, (Yayina Hazirlayan: Mümin Çevik), Üçdal Nesriyat, Istanbul 2000.
BROQUIERE, Bertrandon de La, Bertrandon de La Broquiere'in Denizasiri Seyahati, Ed., Ch. Schefer, Çev., Ilhan Arda, Eren Yayincilik, Istanbul, 2000.
CEBECI, Ahmet, "Silistre Sancagi Vakiflari ve H. 1006 (1597-1598) Tarihli Silistre Livasi Vakif Defteri (No: 561)", Vakiflar Dergisi, S. XX, Ankara 1988, s. 453-466.
ÇELIK, Senol, "Osmanli Padisahlarinin Av Geleneginde Edirne'nin Yeri ve Edirne Kazasindaki Av Alanlari (Hassa Sikâr-gâhi)", XIII. Türk Tarihi Kongresi, 4-8 Kasim 1999, C. III, TTK yayini, Ankara 2002, s. 1887-1903.
DALAMAN, Osman, "Osmanli Devleti'nde Avci Kusu Yetistiriciligi Üzerine Düsünceler", Osmanli Devleti'nin Kurulusunun 700. Yili Münasebetiyle Osmanlida Spor Sempozyumu 26-27 Mayis 1999, Selçuk Üniversitesi Yayinevi, Konya 2000, s.309-324.
DEVELIOGLU, Ferit, Osmanlica-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydin Kitapevi Yayinlari, Ankara, 2008.
EMECEN, Feridun, "Bastina", DIA, C. 5, TDV, Istanbul, 1992, s. 135-136.
GELIBOLULU MUSTAFA ÂLI, Görgü ve Toplum Kurallari Üzerinde Ziyafet Sofralari (Mevâidü'n-Nefâis Fi Kavâidi'l Mecâlis), (Haz.;Orhan Saik Gökyay), Kervan Yayincilik, Istanbul 1978.
GÖKBILGIN, M. Tayyib, XV.-XVI. Asirlarda Edirne ve Pasa Livâsi (Vakiflar-MülklerMukataalar), Istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayinlari, Istanbul 1952.
GÖKBILGIN, Tayyip, "Kanuni Sultan Süleyman Devri Baslarinda Rumeli Eyaleti, Livalari, Sehir ve Kasabalari", Belleten XX/78, Ankara 1956, s.247-294.
GÜVEN, Özbay, Türklerde Spor Kültürü, Atatürk Kültür Merkezi Yayinlari, Ankara 1992.
GÜVEN, Özbay - HERGÜNER, Gülten, "Türk Kültüründe Avciligin Temel Dayanaklari", Pamukkale Üniversitesi Egitim Fakültesi Dergisi, S. 5, Denizli 1999, s. 32-49.
HUS, Savni, Av Hayvanlari ve Avcilik, Istanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Yayinlari, Istanbul 1967.
ISIK, Ahmet, "Avci", DIA, C. IV, Istanbul 1991. s. 113-115.
........., "Osmanli Devletinde Avci Kusu Yetistiricilerinin Statüsü", Istanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Istanbul 1986, (Yayimlanmamis Yüksek Lisans Tezi).
INALCIK, Halil, Has-Bagçede 'Ays u Tarab: Nedîmler, Sâirler, Mutribler, Türkiye Is Bankasi Kültür Yayinlari, Istanbul 2011.
KAFESOGLU, Ibrahim, Türk Milli Kültürü, Ötüken Yayinlari, Istanbul 1998.
KAHRAMAN, Atif, Osmanli Devleti'nde Spor, Kültür Bakanligi Yayinlari, Ankara 1995.
KIEL, Machiel, "Silistre", DIA, C. 37, Istanbul 2009, s. 202-205.
KUTLUK, Halil, "Osmanlilarda Avcilik Teskilati ve Avcilik", Orman Genel Müdürlügü Tetkik Haberler Bülteni, S.18, Haziran 1966, s.198-229.
LAMB, Harold, Bütün Insanlarin Imparatoru Cengiz Han'in Liderlik Sirlari, Alkim Yayinevi, Istanbul 1992.
MUSAHIPZADE CELÂL, Eski Istanbul Yasayisi, Türkiye Yayinevi, Ankara 1946.
ÖGEL, Bahaeddin, Türk Mitolojisi, C.II, Selçuklu Tarih ve Medeniyeti Enstitüsü Yayini, Ankara, 1971.
ÖZCAN, Abdülkadir, Fâtih Sultan Mehmed Kanunname-i Âl-i Osman (Tahlil ve Karsilastirmali Metin), Istanbul 2003.
........., "Doganci", DIA, C. 9, TDV, Istanbul 1994, s.487-489.
........., "Sikâr Agalari", DIA, C. 39, TDV, Istanbul 2010, s.161-162.
ÖZTÜRK, Necdet, Saray Penceresinden 14-15. Yüzyil Osmanli Sosyal Hayati, Istanbul 2011.
........., "Osmanli Kroniklerinde Av Kayitlari (1299-1500)", Av ve Avcilik Kitabi, (Editörler: Emine Gürsoy Naskali, Hilal Oytun Altun), Istanbul 2008, s. 65-71.
PAKALIN, Mehmet Zeki, Osmanli Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlügü, Cilt I, 3. Baski, MEB, Istanbul 1983.
SEYYID LOKMAN B. SEYYID HÜSEYIN EL-URMEVÎ, Hünernâme, I, TSMK, H. 1523, vrk.152a.
Sofyali Ali Çavus Kanunnamesi Osmanli Imparatorlugu'nda Toprak Tasarruf Sistemi'nin Hukukî ve Mâlî Müeyyede ve Mükellefiyetleri, (Hazirlayan: Midhat Sertoglu), Marmara Üniversitesi Yayinlari, Istanbul 1992.
SÜMER, Faruk, "Türklerde Avcilik", Resimli Tarih Mecmuasi, IV / 12, Istanbul 1953, s. 2404-2406.
SEKER, Mehmet, Gelibolulu Mustafa Âlî ve Mevâ'idü'n-Nefâ'is fi-Kavâ'idi'l-Mecâlis, TTK, Ankara 1997.
TANERI, Aydin, Osmanli Devleti'nin Kurulus Döneminde Hükümdarlik Kurumunun Gelismesi ve Saray Hayati-Teskilati, Milli Egitim Bakanligi Yayinlari, Istanbul 2003.
TAVERNIER, J. B., Büyük Senyörün Sarayi Bir Fransiz Seyyahin Gözüyle Topkapi Sarayi'nda Yasam, (Çev.: Haluk Yanardag), Parilti Yay., Istanbul 2005.
TÜRKAY, Cevdet, "Avcibasilarla Ilgili Bir Belge", Belgelerle Türk Tarihi Dergisi, S.58, (Kasim 2001), Istanbul 2001.
TÜRKMEN, Mustafa Nuri, Osmanli'da Av Kültürü, Bilge Kültür Sanat Yayinlari, Istanbul 2013.
TÜRKMEN, Nalan, "Avci Kus Ikonografisi ve Hünernâme'deki Betimlemeleri" Acta Turcica Çevrimiçi Tematik Türkoloji Dergisi, Yil 1, Sayi 1, Ocak 2009.
UZUNÇARSILI, Ismail Hakki, Osmanli Devleti'nin Saray Teskilati, TTK Yayini, Ankara 2014.
Mustafa ALKAN - Ferdi GÖKBUGA**
Doç. Dr., Gazi Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü, E-posta: [email protected] - Ars. Gör., Gazi Üniversitesi, Sosyal Bil. Enstitüsü, Yeniçag Tarihi, E-posta: [email protected]
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer
Copyright Professor Dr. Hale Sivgin 2015
Abstract
While hunting in traditional societies, was most commonly practised as a profession, for food, sports or entertainment, it was fully a part of Ottoman State organization as a military exercise or war game. From the first Ottoman rulers, there has been hunting institution in the palace. An organized hunting institution, regular hunting practices and the number of hunted animals had been perceived as the symbols of power of the ruler. Hunting organization was instrumental in identifying the situations of the country and people, inspecting government officials and listening to people's problems. In this respect, the meaning of hunting ceremony gains great importance. Hunting bird-growing organization in Ottoman Empire palace had been institutionalized since early years. Its provincial administration was created for particular sanjaks. The structure of provincial hunting organization was organized in the form of tasra dogancilari (provincial falconers or hawkers), sayyad (hunters), yavrucu (fledgeling careres), yuvaci (nest carers), kayaci (carer of nest rocks), görenceci (bird observers), tuzakçi (bird catchers). There are records in Ottoman archives about this units concerning their organization, numbers, how they were spread and how the duties were passed from father to son. In this study, in the 16th century provincial Ottoman hunting organization and services in Silistra has been throughly examined, using archive documents.
You have requested "on-the-fly" machine translation of selected content from our databases. This functionality is provided solely for your convenience and is in no way intended to replace human translation. Show full disclaimer
Neither ProQuest nor its licensors make any representations or warranties with respect to the translations. The translations are automatically generated "AS IS" and "AS AVAILABLE" and are not retained in our systems. PROQUEST AND ITS LICENSORS SPECIFICALLY DISCLAIM ANY AND ALL EXPRESS OR IMPLIED WARRANTIES, INCLUDING WITHOUT LIMITATION, ANY WARRANTIES FOR AVAILABILITY, ACCURACY, TIMELINESS, COMPLETENESS, NON-INFRINGMENT, MERCHANTABILITY OR FITNESS FOR A PARTICULAR PURPOSE. Your use of the translations is subject to all use restrictions contained in your Electronic Products License Agreement and by using the translation functionality you agree to forgo any and all claims against ProQuest or its licensors for your use of the translation functionality and any output derived there from. Hide full disclaimer